Clay Shirky: How the Internet will (one day) transform government

Clay Shirky: İnternet (eninde sonunda) yönetimi nasıl değiştirecek?

145,561 views

2012-09-25 ・ TED


New videos

Clay Shirky: How the Internet will (one day) transform government

Clay Shirky: İnternet (eninde sonunda) yönetimi nasıl değiştirecek?

145,561 views ・ 2012-09-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Koray Löker Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:15
I want to talk to you today about something
1
15536
1945
Bugün sizlere açık kaynak programlama dünyasından
00:17
the open-source programming world can teach democracy,
2
17481
3015
demokrasi hakkında öğrenebileceklerimize dair
00:20
but before that, a little preamble.
3
20496
1635
konuşmayı istiyorum. Ama konuya girmeden önce...
00:22
Let's start here.
4
22131
1820
Gelin buradan başlayalım:
00:23
This is Martha Payne. Martha's a 9-year-old Scot
5
23951
3395
Tanıştırayım, Martha Payne. Kendisi 9 yaşında
00:27
who lives in the Council of Argyll and Bute.
6
27346
2021
Argyll Bute bölgesinde yaşayan bir İskoç.
00:29
A couple months ago, Payne started a food blog
7
29367
2693
Payne birkaç ay önce NeverSeconds adlı bir blog
00:32
called NeverSeconds, and she would take her camera
8
32060
2873
açtı ve okulda yediği öğle yemeklerinin fotoğraflarını
00:34
with her every day to school to document
9
34933
2280
çekerek düzenli olarak yorumlar
00:37
her school lunches.
10
37213
2014
yazmaya başladı.
00:39
Can you spot the vegetable? (Laughter)
11
39227
1889
Sebze görebileniniz var mı? (gülüşmeler)
00:41
And, as sometimes happens,
12
41116
3754
Tahmin edebileceğiniz gibi
00:44
this blog acquired first dozens of readers,
13
44870
2590
önce birkaç düzine insan okumaya başladı,
00:47
and then hundreds of readers,
14
47460
1680
sonra yüzlerce insan okumaya başladı...
00:49
and then thousands of readers, as people tuned in
15
49140
2586
derken binlerce insan blogtan düzenli olarak
00:51
to watch her rate her school lunches,
16
51726
1668
okul yemeklerini değerlendiren kızı okur oldu.
00:53
including on my favorite category,
17
53394
1525
En sevdiğim kategori de buradaki,
00:54
"Pieces of hair found in food." (Laughter)
18
54919
3592
"Yemekten çıkan kıl miktarı." (Gülüşmeler)
00:58
This was a zero day. That's good.
19
58511
3471
O gün şanslıymış, hiç çıkmamış.
01:01
And then two weeks ago yesterday, she posted this.
20
61982
3194
Ve dünden iki hafta önce bu yazı yayımlandı:
01:05
A post that read: "Goodbye."
21
65176
1911
Bir "Veda" yazısı.
01:07
And she said, "I'm very sorry to tell you this, but
22
67087
3214
Şöyle diyordu: "Üzülerek söylüyorum ki, okul
01:10
my head teacher pulled me out of class today and told me
23
70301
2744
müdürü beni dersten çağırarak, bundan böyle
01:13
I'm not allowed to take pictures in the lunch room anymore.
24
73045
2996
yemeklerin fotoğraflarını çekmeme izin vermeyeceklerini söyledi.
01:16
I really enjoyed doing this.
25
76041
1726
Bunu yapmak gerçekten de hoşuma gitmişti.
01:17
Thank you for reading. Goodbye."
26
77767
3230
Okuduğunuz için teşekkürler. Hoşçakalın."
01:20
You can guess what happened next, right? (Laughter)
27
80997
5178
Sonra neler olduğunu tahmin edebiliyorsunuz değil mi? (gülüşmeler)
01:26
The outrage was so swift, so voluminous, so unanimous,
28
86175
5918
Öylesine ani, güçlü, aynı tondan tepkiler gelmeye başladı ki
01:32
that the Council of Argyll and Bute reversed themselves
29
92093
2931
Argyll Bute yerel yönetimi çark etmek zorunda kaldı
01:35
the same day and said, "We would,
30
95039
1286
ve aynı gün şu açıklama geldi: "Asla
01:36
we would never censor a nine-year-old." (Laughter)
31
96325
2166
dokuz yaşında bir çocuğu sansürlemeyiz." (Gülüşmeler)
01:38
Except, of course, this morning. (Laughter)
32
98491
2477
Bu sabahı saymazsak. (Gülüşmeler)
01:40
And this brings up the question,
33
100968
4413
Bu olay şunu düşündürüyor...
01:45
what made them think they could get away
34
105381
2214
Bu tavrın yanlarına kâr kalacağını
01:47
with something like that? (Laughter)
35
107595
2050
nasıl düşündüler ki? (Gülüşmeler)
01:49
And the answer is, all of human history prior to now.
36
109645
4717
Elbette yanıtı basıt, insanlık tarihi!
01:54
(Laughter) So,
37
114362
3548
(Gülüşmeler) Peki,
01:57
what happens when a medium suddenly puts
38
117910
3925
bir mecra bir sürü yeni fikrin aniden
02:01
a lot of new ideas into circulation?
39
121835
3704
ortalığa saçılmasını sağladığında ne olur?
02:05
Now, this isn't just a contemporaneous question.
40
125539
2105
Bunu şu an için sormuyorum...
02:07
This is something we've faced several times
41
127644
2000
Daha önce de böyle bir durumla karşılaştık,
02:09
over the last few centuries.
42
129644
1356
yüzyıllardır birçok kez karşılaşıyoruz.
02:11
When the telegraph came along, it was clear
43
131000
1985
Telgraf çıkar çıkmaz neler olacağı anlaşılmıştı
02:12
that it was going to globalize the news industry.
44
132985
2218
gazetecilik sektörü küreselleşecekti
02:15
What would this lead to?
45
135203
1489
Peki bu ne işe yarayabilirdi?
02:16
Well, obviously, it would lead to world peace.
46
136692
3564
Eh tabii ki dünya barışı sağlanacaktı.
02:20
The television, a medium that allowed us not just to hear
47
140256
2810
Sonra televizyon geldi, duymakla kalmayıp artık
02:23
but see, literally see, what was going on
48
143066
2767
dünyada olup bitenlere kelime anlamıyla
02:25
elsewhere in the world, what would this lead to?
49
145833
2317
göz atabilir olmuştuk, bu bizi nereye götürdü?
02:28
World peace. (Laughter)
50
148150
2240
Dünya barışı! (Gülüşmeler)
02:30
The telephone?
51
150390
957
Telefon?
02:31
You guessed it: world peace.
52
151347
2595
Tabii ki dünya barışı...
02:33
Sorry for the spoiler alert, but no world peace. Not yet.
53
153942
4974
Sonunu söyleyivereceğim için kusura bakmayın ama barış gelmedi. En azından şimdilik...
02:38
Even the printing press, even the printing press
54
158916
2479
Matbaa da bu zincirin halkalarından biriydi aslında
02:41
was assumed to be a tool that was going to enforce
55
161395
3129
Matbaa Avrupa çapında katolik anlayışa dair
02:44
Catholic intellectual hegemony across Europe.
56
164524
3653
fikirlerin dolaşıma gireceği umularak yapılmıştı.
02:48
Instead, what we got was Martin Luther's 95 Theses,
57
168177
2484
Onun yerine Matin Luther'in 95 Tezi ile karşılaştık,
02:50
the Protestant Reformation, and, you know,
58
170661
2020
bu da Protestanlığın doğuşunu getirdi malum,
02:52
the Thirty Years' War. All right,
59
172681
2358
derken buyrun Otuz Yıl Savaşları'na!
02:55
so what all of these predictions of world peace got right
60
175039
4231
Dünya barışı peşindeki tüm bu beklentilerde doğru
02:59
is that when a lot of new ideas suddenly
61
179270
2531
bir tespit de vardı aslında. Yeni fikirlerin varlığı
03:01
come into circulation, it changes society.
62
181801
2926
toplumda mutlaka değişimlere yol açıyor.
03:04
What they got exactly wrong was what happens next.
63
184727
3532
Hayal kırıklığı genellikle bu adımdan sonra geliyor...
03:08
The more ideas there are in circulation,
64
188259
2549
Ortalıkta ne kadar çok fikir olursa,
03:10
the more ideas there are for any individual to disagree with.
65
190808
4708
birbiriyle anlaşamayan o kadar çok insan var demek.
03:15
More media always means more arguing.
66
195516
4773
Daha çok mecra hep daha çok tartışma demek.
03:20
That's what happens when the media's space expands.
67
200289
2920
Mecranın genişlemesinin doğal sonucu bu.
03:23
And yet, when we look back on the printing press
68
203209
2903
Buna rağmen matbaa örneğine dönersek
03:26
in the early years, we like what happened.
69
206112
3379
ilk başlarda herkes bu gelişmeyi sevdi.
03:29
We are a pro-printing press society.
70
209491
3244
Matbaa taraftarı bir toplum olduk.
03:32
So how do we square those two things,
71
212735
1970
Peki daha çok tartışma yaratılmasından nasıl
03:34
that it leads to more arguing, but we think it was good?
72
214705
2756
hayırlı bir sonuç ortaya çıkarabiliriz?
03:37
And the answer, I think, can be found in things like this.
73
217461
2599
Galiba bunun gibi örneklerle cevaba yaklaşabiliriz.
03:40
This is the cover of "Philosophical Transactions,"
74
220060
3285
Bu "Philosophical Transactions" (Felsefi Takas) dergisinin kapağı
03:43
the first scientific journal ever published in English
75
223345
2622
İngilizce yayımlanan ilk bilimsel dergi
03:45
in the middle of the 1600s,
76
225967
1882
1600'lü yılların ortalarında
03:47
and it was created by a group of people who had been
77
227849
1827
kendilerini "Görünmez Okul" (The Invisible College)
03:49
calling themselves "The Invisible College,"
78
229676
1637
diye adlandıran bir grup tarafından yayımlanmıştı.
03:51
a group of natural philosophers who only later
79
231313
2204
Bu grup çok kısa süre sonra bilim insanları olarak
03:53
would call themselves scientists,
80
233517
2605
adlandırılacak bir grup doğa felsefecisiydi
03:56
and they wanted to improve the way
81
236122
3544
ve doğa felsefesi alanındaki tartışma üslubunun
03:59
natural philosophers argued with each other,
82
239666
2657
daha yetkin hale gelmesini sağlamak istiyorlardı.
04:02
and they needed to do two things for this.
83
242323
1990
Bunun için ihtiyaç duydukları iki şey vardı:
04:04
They needed openness. They needed to create a norm
84
244313
2484
Birincisi açık olmaktı. İlk kural bir deney
04:06
which said, when you do an experiment,
85
246797
1859
yapıldığında sadece bulguları değil
04:08
you have to publish not just your claims,
86
248656
2685
deneyin ne şekilde gerçekleştiğine dair
04:11
but how you did the experiment.
87
251341
1426
bilgileri de yayımlama zorunluluğuydu.
04:12
If you don't tell us how you did it, we won't trust you.
88
252767
2797
Nasıl yapıldığını anlatmazsan sana güvenemeyiz diyorlardı.
04:15
But the other thing they needed was speed.
89
255564
2360
İkinci ihtiyaç duydukları şey de hızdı.
04:17
They had to quickly synchronize what
90
257924
2305
Herkesin konuyu takip ederken aynı
04:20
other natural philosophers knew. Otherwise,
91
260229
2454
yere gelmesini sağlamak gerekliydi. Yoksa
04:22
you couldn't get the right kind of argument going.
92
262683
2857
sunulan argümanla doğru ilişki kurulamıyordu.
04:25
The printing press was clearly the right medium for this,
93
265540
2950
Matbaa tam bu iş için gerekli mecrayı sunuyordu
04:28
but the book was the wrong tool. It was too slow.
94
268490
2586
ama kitap doğru bir araç değildi, çünkü yavaştı.
04:31
And so they invented the scientific journal
95
271076
2862
Böylece ilk bilimsel dergi icat edilmiş oldu.
04:33
as a way of synchronizing the argument
96
273938
2786
Böylece doğa felsefecileri arasında süregiden
04:36
across the community of natural scientists.
97
276724
2554
tartışmalarda herkes aynı konuyu yakalayabiliyordu.
04:39
The scientific revolution wasn't created by the printing press.
98
279278
3498
Bilimsel Devrim matbaa tarafından değil
04:42
It was created by scientists,
99
282776
2146
bilim insanları tarafından yapıldı,
04:44
but it couldn't have been created if they didn't have
100
284922
1859
ama bu yolda kullanabilecekleri bir araç olarak
04:46
a printing press as a tool.
101
286781
2170
matbaa olmadan yapamazlardı.
04:48
So what about us? What about our generation,
102
288951
2240
Peki günümüze dönelim. Bizim kuşak ve medya
04:51
and our media revolution, the Internet?
103
291191
2003
devrimi ya da İnternet hakkında ne diyebiliriz?
04:53
Well, predictions of world peace? Check. (Laughter)
104
293194
4119
Dünya barışını getirir mi? Kuşkusuz! (gülüşmeler)
04:57
More arguing? Gold star on that one. (Laughter)
105
297313
8583
Daha çok tartışma yaratıyor mu? Yıldızlı pekiyi alır! (Gülüşmeler)
05:05
(Laughter)
106
305896
1311
(Gülüşmeler)
05:07
I mean, YouTube is just a gold mine. (Laughter)
107
307207
4347
Yani YouTube başlı başına bir altın madeni... (Gülüşmeler)
05:11
Better arguing? That's the question.
108
311554
4095
Tartışarak daha iyiye ulaşma? Asıl soru bu galiba.
05:15
So I study social media, which means,
109
315649
2044
Sosyal medya üzerine çalışıyorum. Yani kabaca
05:17
to a first approximation, I watch people argue.
110
317693
2611
insanların tartışıp durmasını izliyorum.
05:20
And if I had to pick a group that I think is
111
320304
4107
Birisi bana "Çağımızın Görünmez Okulu kimdir?
05:24
our Invisible College, is our generation's collection of people
112
324411
3793
kimleri, araçları daha iyi tartışarak daha iyiye
05:28
trying to take these tools and to press it into service,
113
328204
3159
ulaşmak için kullanan insanlardan oluşan bir grup
05:31
not for more arguments, but for better arguments,
114
331363
2781
olarak tanımlardın?" diye sorsaydı...
05:34
I'd pick the open-source programmers.
115
334144
2395
Açık kaynak programcılar derdim.
05:36
Programming is a three-way relationship
116
336539
2262
Programlama üç özneye sahip
05:38
between a programmer, some source code,
117
338801
2284
programcı, yazdığı kod ve bilgisayar.
05:41
and the computer it's meant to run on, but computers
118
341085
2614
bilgisayarlar verilen komutları yerine
05:43
are such famously inflexible interpreters of instructions
119
343699
4702
getirirken esnek olamamakla ünlü araçlar
05:48
that it's extraordinarily difficult to write out a set
120
348401
4023
bu yüzden de anlayacakları dilden konuşmak ve
05:52
of instructions that the computer knows how to execute,
121
352424
3038
komutlar vermek zor bir iş haline geliyor.
05:55
and that's if one person is writing it.
122
355462
1866
Üstelik bu bir programcı için dert.
05:57
Once you get more than one person writing it,
123
357328
2099
Birden fazla insan aynı programı yazarken
05:59
it's very easy for any two programmers to overwrite
124
359427
3084
iki kişinin aynı dosyaya yazıp birbirinin işini bozması
06:02
each other's work if they're working on the same file,
125
362511
2661
kolayca başa gelebilir, hatta birbiriyle çelişen
06:05
or to send incompatible instructions
126
365172
2182
komutlar gönderilerek bilgisayarın ne yapacağını
06:07
that simply causes the computer to choke,
127
367354
2441
bilemez hale gelmesine yol açmak da zor olmaz.
06:09
and this problem grows larger
128
369795
2959
ve problem programcıların sayısı arttıkça
06:12
the more programmers are involved.
129
372754
2769
daha içinden çıkılmaz hale gelir.
06:15
To a first approximation, the problem of managing
130
375523
3347
Büyük yazılım projelerinde bu türden
06:18
a large software project is the problem
131
378870
2726
problemleri çözmek için ortadaki sosyal kaosu
06:21
of keeping this social chaos at bay.
132
381596
3656
önleyecek yaklaşımlar geliştirilmeye çalışıldı.
06:25
Now, for decades there has been a canonical solution
133
385252
2475
On yıllardır işleyen bir model de var hatta
06:27
to this problem, which is to use something called
134
387727
1654
"sürüm takip sistemi" adı verilen bir araç
06:29
a "version control system,"
135
389381
1980
kullanılıyor. Ki ne yaptığı
06:31
and a version control system does what is says on the tin.
136
391361
2209
aslında adından da belli.
06:33
It provides a canonical copy of the software
137
393570
3394
Sunucunun bir yerlerinde esas kabul edilen
06:36
on a server somewhere.
138
396964
1552
bir kopya tutuyor.
06:38
The only programmers who can change it are people
139
398516
2906
Kodu değiştirebilen programcılar sadece
06:41
who've specifically been given permission to access it,
140
401422
3531
özel olarak bu konuda izin verilen kişiler oluyor
06:44
and they're only allowed to access the sub-section of it
141
404953
3767
yetkili kişiler de sadece kendi alanlarındaki
06:48
that they have permission to change.
142
408720
2430
bölümü görüp değiştirebiliyor.
06:51
And when people draw diagrams of version control systems,
143
411150
3185
Eğer bu işleyişi gösterecek bir diyagram çizilirse
06:54
the diagrams always look something like this.
144
414335
2365
şöyle bir görüntüyle karşı karşıya kalıyoruz.
06:56
All right. They look like org charts.
145
416700
2878
Evet aslında organizasyon şemasına benziyor.
06:59
And you don't have to squint very hard
146
419578
1407
Politik anlamda ne tür bir organizasyon
07:00
to see the political ramifications of a system like this.
147
420985
3465
şeması olduğu da epey açık aslında.
07:04
This is feudalism: one owner, many workers.
148
424450
4476
Feodalizm. Bir sahip, bir sürü ırgat.
07:08
Now, that's fine for the commercial software industry.
149
428926
3324
Ticari yazılım sektörü açısından işleyen bir model.
07:12
It really is Microsoft's Office. It's Adobe's Photoshop.
150
432250
5390
Gerçekten de Microsoft'un Office kodu. Adobe'nin Photoshop'u böyle yazılıyor.
07:17
The corporation owns the software.
151
437640
2832
Firma yazılımın sahibi pozisyonunda
07:20
The programmers come and go.
152
440472
2314
programcılar bugün var, yarın yok...
07:22
But there was one programmer who decided
153
442786
3373
Fakat bir programcı bu işleyişin
07:26
that this wasn't the way to work.
154
446159
2988
programcılık için kötü olduğunu fark etti.
07:29
This is Linus Torvalds.
155
449147
1262
Linus Torvalds'tan bahsediyorum.
07:30
Torvalds is the most famous open-source programmer,
156
450409
2152
Torvalds en meşhur açık kaynak programcı
07:32
created Linux, obviously, and Torvalds looked at the way
157
452561
5301
Linux'u yaratan isim ve açık-kaynak dünyasının bu
07:37
the open-source movement had been dealing with this problem.
158
457862
3512
sorunu ele alma biçimine dair kafa yoruyor.
07:41
Open-source software, the core promise of the open-source license,
159
461374
4624
Açık kaynak kod, açık lisanslar, temel olarak her isteyenin
07:45
is that everybody should have access to all the source code
160
465998
3746
kodun tamamına, her istediğinde erişebilmesi
07:49
all the time, but of course, this creates
161
469744
3253
gerektiğini bir hak olarak savunuyor.
07:52
the very threat of chaos you have to forestall
162
472997
3307
Fakat bu durum, kodun çalışır halde olması için
07:56
in order to get anything working.
163
476304
1578
baş edilmesi gereken bir kaosu beraberinde getiriyor.
07:57
So most open-source projects just held their noses
164
477882
2482
Birçok açık-kaynak projede bu ayrımı kenara atıp
08:00
and adopted the feudal management systems.
165
480364
2680
feodal sistem aynen kullanılıyor.
08:03
But Torvalds said, "No, I'm not going to do that."
166
483044
2508
Torvalds, "Hayır, bunu kabul etmiyorum" dedi.
08:05
His point of view on this was very clear.
167
485552
3565
Bu konuya bakışı gayet netti.
08:09
When you adopt a tool, you also adopt
168
489117
2533
Bir aracı kullanmaya başladığınızda,
08:11
the management philosophy embedded in that tool,
169
491650
3589
o aracın yönetime dair felsefesi de içinde gelir.
08:15
and he wasn't going to adopt anything that didn't work
170
495239
3136
O da Linux topluluğunun çalışmasına uymayan
08:18
the way the Linux community worked.
171
498375
2309
hiçbir şeyi kabul etmeye niyetli değildi.
08:20
And to give you a sense of how enormous
172
500684
2532
Verdiği kararın ne kadar büyük bir
08:23
a decision like this was, this is a map
173
503216
3668
etki alanı olduğunu daha iyi anlamanız için
08:26
of the internal dependencies within Linux,
174
506884
3489
Linux'taki bağımlılıkları gösteren bu haritaya bakın.
08:30
within the Linux operating system, which sub-parts
175
510373
2607
İşletim sisteminin çalışması için hangi bölümün
08:32
of the program rely on which other sub-parts to get going.
176
512980
4445
hangi bölüme sırtını dayayıp iş yaptığının görüntüsü.
08:37
This is a tremendously complicated process.
177
517425
3578
Ziyadesiyle karmaşık işlemlerden oluşan
08:41
This is a tremendously complicated program,
178
521003
2792
gayet karmaşık bir program bu...
08:43
and yet, for years, Torvalds ran this
179
523795
2665
Buna rağmen, Torvalds bu süreci yıllarca
08:46
not with automated tools but out of his email box.
180
526460
3904
e-postadan başka bir şeye ihtiyaç duymadan yönetti.
08:50
People would literally mail him changes
181
530364
2473
İnsanlar yaptıkları değişiklikeri ona e-posta ile gönderiyor,
08:52
that they'd agreed on, and he would merge them by hand.
182
532837
4119
o da kabul ettiklerini elle asıl koda ekliyordu.
08:56
And then, 15 years after looking at Linux and figuring out
183
536956
4746
Böyle geçen 15 yılın ardından Linux ve topluluğun
09:01
how the community worked, he said, "I think I know
184
541702
2810
işleyişine dair "Galiba nasıl bir sürüm kontrol
09:04
how to write a version control system for free people."
185
544512
4167
sistemine ihtiyacımız olduğunu anlamaya başladım." dedi.
09:08
And he called it "Git." Git is distributed version control.
186
548679
5895
Düşündüğü şeye "Git" adını verdi. Git, dağıtık bir sürüm kontrol sistemi.
09:14
It has two big differences
187
554574
3024
Geleneksel sürüm kontrol sistemlerinden
09:17
with traditional version control systems.
188
557598
2063
iki önemli farkı var.
09:19
The first is that it lives up to the philosophical promise
189
559661
3147
İlki açık kaynağın en temel vaadine dayanıyor:
09:22
of open-source. Everybody who works on a project
190
562808
3286
Herkes kodun tamamına her an,
09:26
has access to all of the source code all of the time.
191
566094
3671
her istediğinde erişebilme hakkına sahip olmalı.
09:29
And when people draw diagrams of Git workflow,
192
569765
2674
Git akış şemasını diyagram olarak çizerseniz
09:32
they use drawings that look like this.
193
572439
2937
şöyle bir şey çıkıyor.
09:35
And you don't have to understand what the circles
194
575376
2318
Geleneksel sürüm kontrol sistemlerinden
09:37
and boxes and arrows mean to see that this is a far more
195
577694
3679
ne kadar farklı olduğunu görebilmeniz
09:41
complicated way of working than is supported
196
581373
3095
için tüm o kutucuk ve okların anlamlarını
09:44
by ordinary version control systems.
197
584468
2721
tek tek bilmenize gerek yok.
09:47
But this is also the thing that brings the chaos back,
198
587189
4309
Tabii bu, baştaki kaosun geri gelmesi anlamına da geliyor
09:51
and this is Git's second big innovation.
199
591498
3050
ve Git'in ikinci büyük özelliği devreye giriyor.
09:54
This is a screenshot from GitHub, the premier Git hosting service,
200
594548
3996
Ekran görüntüsü, en popüler Git servisi GitHub'dan
09:58
and every time a programmer uses Git
201
598544
3350
bir programcının Git üzerinde her işlem yaptığında,
10:01
to make any important change at all,
202
601894
3161
yeni bir dosya yarattığında,
10:05
creating a new file, modifying an existing one,
203
605055
3309
olan bir dosyayı düzenlediğinde,
10:08
merging two files, Git creates this kind of signature.
204
608364
4674
iki dosyayı birleştirdiğinde, Git böyle bir imza oluşturuyor.
10:13
This long string of numbers and letters here
205
613038
3143
Rakam ve harflerden oluşan bu uzun değişken
10:16
is a unique identifier tied to every single change,
206
616181
5075
merkezi bir koordinasyona gerek kalmadan
10:21
but without any central coordination.
207
621256
2857
her değişiklikle üretilen biricik belirteçlerden biri.
10:24
Every Git system generates this number the same way,
208
624113
4489
Her Git sistemi bu numarayı aynı yöntemle üretiyor.
10:28
which means this is a signature tied directly
209
628602
3342
Böylece yapılan değişiklikten bağımsız,
10:31
and unforgeably to a particular change.
210
631944
3150
karıştırılamayacak bir imza yaratılmış oluyor.
10:35
This has the following effect:
211
635094
1936
Bu sayede ne elde ettiğimize bakalım
10:37
A programmer in Edinburgh and a programmer in Entebbe
212
637030
3678
Biri Edinburgh'da, diğeri Entebbe'de iki programcı
10:40
can both get the same -- a copy of the same piece of software.
213
640708
3702
birbirlerinden hiç haberleri yokken, aynı yazılımın
10:44
Each of them can make changes and they can merge them
214
644410
3826
bir bölümünün, kopyasını çıkarıp, üzerinde
10:48
after the fact even if they didn't know
215
648236
2935
çalıştıktan sonra aynı dosyada yaptıkları
10:51
of each other's existence beforehand.
216
651171
2959
değişiklikleri birleştirebilirler.
10:54
This is cooperation without coordination.
217
654130
3499
Bu model koordinasyonsuz işbirliğidir.
10:57
This is the big change.
218
657629
2936
Büyük değişiklik tam da burada.
11:00
Now, I tell you all of this not to convince you that it's great
219
660565
5210
Elbette bunları anlatma nedenim açık kaynak programcıların
11:05
that open-source programmers now have a tool
220
665775
3697
felsefeleriyle uyumlu bir araç bulmuş olmalarının
11:09
that supports their philosophical way of working,
221
669472
3093
nasıl da harika olduğunu görmeniz değil.
11:12
although I think that is great.
222
672565
2104
Bence harika, o ayrı.
11:14
I tell you all of this because of what I think it means
223
674669
2768
Bu hikayeyi, toplulukların organize olma biçimleri açısından
11:17
for the way communities come together.
224
677437
2194
önemli olduğuna inandığım için anlattım.
11:19
Once Git allowed for cooperation without coordination,
225
679631
6319
Git, koordinasyon gerektirmeyen işbirliğine
11:25
you start to see communities form
226
685950
2940
olanak yarattığından beri inanılmaz büyük
11:28
that are enormously large and complex.
227
688890
4252
ve karmaşık toplulukların oluşabildiğini görüyoruz.
11:33
This is a graph of the Ruby community.
228
693142
2279
Gördüğünüz grafik Ruby topluluğu.
11:35
It's an open-source programming language,
229
695421
1529
Açık kaynaklı bir programlama dili olan Ruby'yle
11:36
and all of the interconnections between the people --
230
696950
2998
ilgilenen insanlar arasındaki ilişkilerin grafiği,
11:39
this is now not a software graph, but a people graph,
231
699948
2399
yazılımın parçalarındaki ilişkiler değil, bu projeye
11:42
all of the interconnections among the people
232
702347
2102
emek veren insanlar arasındaki ilişkileri gösteren
11:44
working on that project —
233
704449
2343
bir grafiğe bakıyoruz ve hiç de
11:46
and this doesn't look like an org chart.
234
706792
2990
organizasyon şemasına benzemiyor.
11:49
This looks like a dis-org chart, and yet,
235
709782
3420
Daha çok bir organizasyonsuzluk şeması ama
11:53
out of this community, but using these tools,
236
713202
2608
buna rağmen bu araçları kullanarak birlikte
11:55
they can now create something together.
237
715810
2286
üretmenin yolunu bulmuş bir topluluk.
11:58
So there are two good reasons to think that
238
718096
4365
Konumuza dönersek, bu tekniklerin
12:02
this kind of technique can be applied
239
722461
4173
demokrasilere ve özel olarak da kanunlara
12:06
to democracies in general and in particular to the law.
240
726634
4533
uygulanmasının iki anlamlı nedeni var.
12:11
When you make the claim, in fact,
241
731167
1858
İşin doğrusu, İnternet'in demokrasi için
12:13
that something on the Internet is going to be good
242
733025
2958
iyi şeyler yapmaya yarayabileceğinizi söylerseniz
12:15
for democracy, you often get this reaction.
243
735983
2441
genellikle şöyle bir tepki alırsınız.
12:18
(Music) (Laughter)
244
738424
5924
(Müzik ve gülüşme sesleri)
12:24
Which is, are you talking about the thing
245
744348
2526
Bunu gösterip sorarlar: Bahsettiğin şey,
12:26
with the singing cats? Like, is that the thing
246
746874
2411
şu kedilerin falan şarkı söylediği şey değil mi?
12:29
you think is going to be good for society?
247
749285
2629
Bu mu topluma yararı olacak şey?
12:31
To which I have to say, here's the thing
248
751914
2135
Bu çıkışa verecek tek yanıt, ne yalan söyleyeyim,
12:34
with the singing cats. That always happens.
249
754049
3361
gerçekten de bundan kaçış olmadığı...
12:37
And I don't just mean that always happens with the Internet,
250
757410
1733
Altını çizeyim, sadece İnternet'te değil,
12:39
I mean that always happens with media, full stop.
251
759143
2580
medya söz konusu olunca bundan kaçış yok. Nokta.
12:41
It did not take long after the rise
252
761723
2040
Düşününce, matbaa ticari olarak
12:43
of the commercial printing press before someone
253
763763
2676
kullanılmaya başladıktan sona erotik roman
12:46
figured out that erotic novels were a good idea. (Laughter)
254
766439
3313
basmayı akıl etmek için çok zaman geçmedi. (Gülüşmeler)
12:49
You don't have to have an economic incentive to sell books
255
769752
3042
Kitap satarken ekonomik anlamda özendirmeye gerek kalmadan
12:52
very long before someone says, "Hey, you know what I bet
256
772794
3021
birisi tahminen "Milletin neye para vereceğini
12:55
people would pay for?" (Laughter)
257
775815
2168
buldum, var mısın iddiaya?" deyiverdi... (Gülüşmeler)
12:57
It took people another 150 years to even think
258
777983
3550
İşin doğrusu insanların bilimsel yayınları keşfetmesi
13:01
of the scientific journal, right? So -- (Laughter) (Applause)
259
781533
6760
150 yıl falan sürdü... (Gülüşmeler, alkışlar...)
13:08
So the harnessing by the Invisible College
260
788293
3038
Görünmez Okul'un matbaayı sahiplenip, bilimsel
13:11
of the printing press to create the scientific journal
261
791331
2385
yayınlar yapması elbette çok önemliydi, ama
13:13
was phenomenally important, but it didn't happen big,
262
793716
2911
o dönemde o kadar görünür bir etkisi olmadı, hemen
13:16
and it didn't happen quick, and it didn't happen fast, so
263
796627
2759
gerçekleşmedi ve herkes fark etmemişti. Dolayısıyla
13:19
if you're going to look for where the change is happening,
264
799386
3298
bugün değişimin nerede olduğunu görmek isterseniz
13:22
you have to look on the margins.
265
802684
2016
uçlara, sınırlara bakmalısınız.
13:24
So, the law is also dependency-related.
266
804700
5464
Kanunlar da birbirlerine bağımlılıklar içeriyor.
13:30
This is a graph of the U.S. Tax Code,
267
810164
3409
Buyrun Amerikan Vergi Kanunu'nun grafik temsiline
13:33
and the dependencies of one law on other laws
268
813573
3080
maddelerin birbirlerine etkilerini, bağımlılıklarını
13:36
for the overall effect.
269
816653
2398
bir arada görebilirsiiz.
13:39
So there's that as a site for source code management.
270
819051
3432
Madem elimizde kaynak kod yönetimi için site var
13:42
But there's also the fact that law is another place
271
822483
1902
ve kanunlar da üzerine birçok fikrin havada uçuştuğu,
13:44
where there are many opinions in circulation,
272
824385
2274
değişiklikler yapıldığı ama esas kabul edilen
13:46
but they need to be resolved to one canonical copy,
273
826659
3508
tek bir kopyada birleşiyor olması gereken metinler...
13:50
and when you go onto GitHub, and you look around,
274
830167
2577
GitHub'a girdiğinizde ilk gözünüze çarpan şey
13:52
there are millions and millions of projects,
275
832744
2069
milyonlarca proje ve kaynak kodlarına gömülmüş
13:54
almost all of which are source code,
276
834813
1354
insanlar olmasına rağmen, kenarda köşede kalmış
13:56
but if you look around the edges, you can see people
277
836167
2685
bir avuç insanın siyasî ayrıntılarla uğraşmak için
13:58
experimenting with the political ramifications
278
838852
2209
bu sistemi kullanmayı denediklerini
14:01
of a system like that.
279
841061
1613
en azından denediklerini görebilirsiniz.
14:02
Someone put up all the Wikileaked cables
280
842674
1810
Örneğin biri Wikileaks diye bilinen ve Amerikan
14:04
from the State Department, along with software used
281
844484
2265
diplomatik yazışmalarından sızdırılan telgraflarını ve
14:06
to interpret them, including my favorite use ever
282
846749
3189
yardımcı bir yazılımı yükledi. En sevdiğim özellik
14:09
of the Cablegate cables, which is a tool for detecting
283
849938
2371
bütün telgrafları kullanarak Dışişleri Bakanlığı
14:12
naturally occurring haiku in State Department prose.
284
852309
3015
yazışmalarından haiku çıkıyor mu diye bakıyor.
14:15
(Laughter)
285
855324
5896
(Gülüşmeler)
14:21
Right. (Laughter)
286
861220
3072
Valla! (Gülüşmeler)
14:24
The New York Senate has put up something called
287
864292
2799
New York Senatosu da Açık Mevzuat adını verdiği
14:27
Open Legislation, also hosting it on GitHub,
288
867091
2407
bir projeyi GitHub üzerinde tutmaya başladı
14:29
again for all of the reasons of updating and fluidity.
289
869498
2386
güncelleme ve erişim kolaylığı sağlamasının yanında
14:31
You can go and pick your Senator and then you can see
290
871884
2666
Senatörlerden birini seçerek hangi yasalarla ilgili
14:34
a list of bills they have sponsored.
291
874550
2035
çalıştığını, ne oy verdiğini görebiliyorsunuz.
14:36
Someone going by Divegeek has put up the Utah code,
292
876585
3632
Divegeek adlı bir kullanıcı Utah eyaletindeki
14:40
the laws of the state of Utah, and they've put it up there
293
880217
2765
tüm yasal mevzuatı yükleyerek
14:42
not just to distribute the code,
294
882982
1449
sadece kod yazımı için değil, kanun yazımı
14:44
but with the very interesting possibility that this could
295
884431
3198
ve yasal çalışmalar için de birçok olanak sunduğuna
14:47
be used to further the development of legislation.
296
887629
4555
yeni bir örnek eklemiş oldu.
14:52
Somebody put up a tool during the copyright debate
297
892184
3839
Senatoda telif tartışmaları sürerken, bir kullanıcı
14:56
last year in the Senate, saying, "It's strange that Hollywood
298
896023
4186
"Hollywood'un Kanada mevzuatına Kanada vatandaşlarından
15:00
has more access to Canadian legislators
299
900209
3124
daha rahat erişmesi kadar saçma bir şey olabilir mi?
15:03
than Canadian citizens do. Why don't we use GitHub
300
903333
3816
Neden GitHub'u kullanarak vatandaşların katılımıyla
15:07
to show them what a citizen-developed bill might look like?"
301
907149
4476
nasıl bir yasa çıkabileceğini göstermeyi denemiyoruz?" dedi.
15:11
And it includes this very evocative screenshot.
302
911625
3752
Önerisinden, şöyle tanıdık bir ekran görüntüsü aldım.
15:15
This is a called a "diff," this thing on the right here.
303
915377
2978
Bu sağda gördüğünüz bir "kıyas" (diff) dosyası.
15:18
This shows you, for text that many people are editing,
304
918355
2970
Birçok insanın üzerinde çalıştığı bir metinde
15:21
when a change was made, who made it,
305
921325
2201
ne zaman, kim tarafından, ne değişiklik yapılmış
15:23
and what the change is.
306
923526
1003
onu gösteriyor.
15:24
The stuff in red is the stuff that got deleted.
307
924529
1455
Kırmızı işaretlenmiş satırlar silinmiş.
15:25
The stuff in green is the stuff that got added.
308
925984
2692
Yeşil satırlar eklenmiş.
15:28
Programmers take this capability for granted.
309
928676
2782
Programcılar bu özelliği dünyanın en doğal şeyi kabul ediyorlar.
15:31
No democracy anywhere in the world offers this feature
310
931458
2925
Oysa böyle bir özelliği vatandaşlarına sunan bir demokrasi yok
15:34
to its citizens for either legislation or for budgets,
311
934383
3815
Ne yasama çalışması ne de bütçe için bunu
15:38
even though those are the things done
312
938198
2530
kullanan birilerini görmek imkansız.
15:40
with our consent and with our money.
313
940728
3139
Bizim namımıza ve paramızla yapılmasına rağmen.
15:43
Now, I would love to tell you that the fact
314
943867
3238
Şunu memnuniyetle söyleyebilirim ki,
15:47
that the open-source programmers have worked out
315
947105
3172
açık kaynak programcılık dünyası büyük ölçekli,
15:50
a collaborative method that is large scale, distributed,
316
950277
3671
dağınık çalışan, düşük maliyetli ve demokrasi idealleriyle
15:53
cheap, and in sync with the ideals of democracy, I would love
317
953948
3465
paralel çalışabilen bir katılımcı yöntem geliştirmeyi başardı.
15:57
to tell you that because those tools are in place,
318
957413
2171
Bütün araçlar elimizin altında diye değişimin, gelişimin
15:59
the innovation is inevitable. But it's not.
319
959584
4331
kaçınılmaz olduğunu da söylemek isterdim. Ama öyle değil...
16:03
Part of the problem, of course, is just a lack of information.
320
963915
2993
Öyle olmayışının bir bölümü bilgi eksikliğinden kaynaklı.
16:06
Somebody put a question up on Quora saying,
321
966908
1903
Quora'da şöyle bir soruyla karşılaştım:
16:08
"Why is it that lawmakers don't use
322
968811
2092
"Neden yasakoyucular dağıtık bir sürüm
16:10
distributed version control?"
323
970903
1407
kontrol sistemiyle çalışmıyorlar?"
16:12
This, graphically, was the answer. (Laughter)
324
972310
3621
Bu, görsel olarak yanıt veriyor herhalde. (gülüşmeler)
16:15
(Laughter) (Applause)
325
975931
2091
GITHUB KULLANANLAR - AVUKATLAR (Gülüşme ve alkış sesleri)
16:18
And that is indeed part of the problem, but only part.
326
978022
5022
Şaka maka sorunun bir bölümü bu, ama sadece bir bölümü.
16:23
The bigger problem, of course, is power.
327
983044
3177
Daha önemlisi elbette iktidar.
16:26
The people experimenting with participation don't have
328
986221
3170
Katılımcılık üzerine kafa yoran insanlar
16:29
legislative power, and the people who have legislative
329
989391
2569
yasama kuvvetine sahip değiller. Yasakoyucularsa
16:31
power are not experimenting with participation.
330
991960
3963
katılımcılık gibi bir dertleri olmadan yaşıyorlar.
16:35
They are experimenting with openness.
331
995923
1545
Onlar daha çok açıklıkla uğraşıyorlar.
16:37
There's no democracy worth the name that doesn't have
332
997468
1860
Demokratik kabul edilen ve şeffaflıktan bahsetmeyen
16:39
a transparency move, but transparency is openness
333
999328
2928
yönetim görmedim, ama şeffaflık açık olmakla ilgili
16:42
in only one direction, and being given a dashboard
334
1002256
3905
tek yönlü çalışıyor ve yolcu koltuğunda oturmaya
16:46
without a steering wheel has never been the core promise
335
1006161
3170
izin verse de direksiyonu asla teslim etmiyor.
16:49
a democracy makes to its citizens.
336
1009331
3411
Demokrasiden sadece bu kadarını beklemiyorduk.
16:52
So consider this.
337
1012742
2350
Öyleyse düşünelim.
16:55
The thing that got Martha Payne's opinions
338
1015092
2586
Martha Payne'nin aklından geçenleri
16:57
out into the public was a piece of technology,
339
1017678
3691
herkesle paylaşmasını sağlayan şey teknolojiydi,
17:01
but the thing that kept them there was political will.
340
1021369
3634
ama onlara sahip çıkan şey politik irade oldu.
17:05
It was the expectation of the citizens
341
1025003
2274
Önemli olan vatandaşların, onun sansüre
17:07
that she would not be censored.
342
1027277
3535
uğramasını kabul etmemeleriydi.
17:10
That's now the state we're in with these collaboration tools.
343
1030812
5328
Sıra geldi katılımcı araçlara sahip olabildiğimiz bir devlete.
17:16
We have them. We've seen them. They work.
344
1036140
4007
Araçlar burada, gördük ki çalışıyorlar.
17:20
Can we use them?
345
1040147
1051
Kullanabilecek miyiz?
17:21
Can we apply the techniques that worked here to this?
346
1041198
5126
Bu örnekte çalıştığınız gördüğümüz teknikleri, diğerinde kullanabilecek miyiz?
17:26
T.S. Eliot once said, "One of the most momentous things
347
1046324
3717
T.S. Eliot bir keresinde "Bir kültürün başına gelebilecek
17:30
that can happen to a culture
348
1050041
2080
en unutulmaz, önemli gelişmelerden biri
17:32
is that they acquire a new form of prose."
349
1052121
3643
yeni bir yazı üslubu bulmaktır." demişti.
17:35
I think that's wrong, but -- (Laughter)
350
1055764
2248
Biraz abarttığını düşünüyorum, ama (Gülüşmeler)
17:38
I think it's right for argumentation. Right?
351
1058012
3659
ama tartışma üslubu dersek haklı olmuyor mu?
17:41
A momentous thing that can happen to a culture
352
1061671
3355
Bir kültürün başına gelebilecek en büyük, önemli
17:45
is they can acquire a new style of arguing:
353
1065026
2814
şeylerden biri yeni bir tartışma şekli geliştirmesi:
17:47
trial by jury, voting, peer review, now this. Right?
354
1067840
6670
jüri sistemi, oy verebilmek, bağımsız denetim derken, bu teknoloji.. Öyle değil mi?
17:54
A new form of arguing has been invented in our lifetimes,
355
1074556
3069
Yaşadığımız çağda yeni bir tartışma biçimi geliştirildi,
17:57
in the last decade, in fact.
356
1077625
1887
hatta tam olarak son on yıl içinde.
17:59
It's large, it's distributed, it's low-cost,
357
1079512
4053
Geniş ölçekli, dağıtık, düşük maliyetli ve
18:03
and it's compatible with the ideals of democracy.
358
1083565
3299
demokrasinin hedefleriyle paralel çalışıyor.
18:06
The question for us now is, are we going to let
359
1086864
1986
Şimdi önemli olan, şuna karar vermek:
18:08
the programmers keep it to themselves?
360
1088850
1526
Bırakalım bir tek programcılar mı kullansın?
18:10
Or are we going to try and take it and press it into service
361
1090376
2049
Yoksa toplumun tamamının yararlanabileceği
18:12
for society at large?
362
1092425
2152
şekilde kullanmayı başaracak mıyız?
18:14
Thank you for listening. (Applause)
363
1094577
2600
Dinlediğiniz için teşekkür ederim. (Alkışlar)
18:17
(Applause)
364
1097177
4138
(Alkışlar)
18:21
Thank you. Thank you. (Applause)
365
1101315
5137
Teşekkürler... Sağolun... (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7