Anil Ananthaswamy: What it takes to do extreme astrophysics

Anil Ananthaswamy: İleri derecede astrofizik çalışması yapmak için ne gereklidir?

33,798 views

2011-04-26 ・ TED


New videos

Anil Ananthaswamy: What it takes to do extreme astrophysics

Anil Ananthaswamy: İleri derecede astrofizik çalışması yapmak için ne gereklidir?

33,798 views ・ 2011-04-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aylin Atay Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I would like to talk today
0
15330
2000
Bugün konuşmak istediğim konu
00:17
about what I think is one of the greatest adventures
1
17330
2000
bana göre insanlığın bugüne kadar girişim yaptığı
00:19
human beings have embarked upon,
2
19330
2000
dünyanın en harika maceralarindan biri:
00:21
which is the quest to understand the universe
3
21330
3000
evreni anlama arayışı
00:24
and our place in it.
4
24330
2000
ve bizim buradaki yerimizdir.
00:26
My own interest in this subject, and my passion for it,
5
26330
3000
Bu konuya olan ilgim ve tutkum
00:29
began rather accidentally.
6
29330
2000
aslında çok şans eseri başladı.
00:31
I had bought a copy of this book,
7
31330
3000
Bir kitap satın almıştım,
00:34
"The Universe and Dr. Einstein" --
8
34330
2000
"Kainat ve Dr. Einstein" --
00:36
a used paperback from a secondhand bookstore in Seattle.
9
36330
3000
Seattle'da ikinci el kitap evinden aldığım kullanılmış ciltsiz bir kitapti.
00:39
A few years after that, in Bangalore,
10
39330
3000
Birkaç yıl sonra, Bangalore'da
00:42
I was finding it hard to fall asleep one night,
11
42330
2000
uyumakta zorlandığım bir gecede,
00:44
and I picked up this book,
12
44330
2000
nasıl olsa beni 10 dakikada uyutur diye
00:46
thinking it would put me to sleep in 10 minutes.
13
46330
2000
bu kitabı elime aldım.
00:48
And as it happened,
14
48330
2000
Öyle oldu ki,
00:50
I read it from midnight to five in the morning in one shot.
15
50330
3000
bir seferde gece yarısından sabahın beşine kadar okuyup bitirdim.
00:53
And I was left with this intense feeling
16
53330
3000
Bende bıraktığı yoğun duygu
00:56
of awe and exhilaration
17
56330
2000
korkutucu bir saygı ve keyifti
00:58
at the universe
18
58330
2000
evrene
01:00
and our own ability to understand as much as we do.
19
60330
3000
ve bizim olabildiğine anlamaya çalışma gücümüze.
01:03
And that feeling hasn't left me yet.
20
63330
3000
Ve bu duygu beni hâlâ terk etmedi.
01:06
That feeling was the trigger for me
21
66330
2000
Bu duygu benim için bir tetiklemeydi
01:08
to actually change my career --
22
68330
2000
kariyerimi değiştirmek için --
01:10
from being a software engineer to become a science writer --
23
70330
3000
yazılım mühendisliğinden bilim yazarlığına geçmek --
01:13
so that I could partake in the joy of science,
24
73330
3000
bu şekilde bilimin coşkusunda yer alabilmek için,
01:16
and also the joy of communicating it to others.
25
76330
3000
hem de, bunu başkalarıyla paylaşmanın coşkusu.
01:19
And that feeling also led me
26
79330
2000
Aynı zamanda, bu duygu beni
01:21
to a pilgrimage of sorts,
27
81330
2000
bir çeşit ruhani bir yolculuğa çıkartıp
01:23
to go literally to the ends of the earth
28
83330
2000
gerçekten dünyanin bittiği yerlere gitmeye
01:25
to see telescopes, detectors,
29
85330
3000
teleskopları, bulucuları,
01:28
instruments that people are building, or have built,
30
88330
3000
insanların kainatı araştırmak için
01:31
in order to probe the cosmos
31
91330
2000
yaptıkları ya da yapmış oldukları aletleri
01:33
in greater and greater detail.
32
93330
2000
daha fazla ve daha fazla detayla görmeye götürdü.
01:35
So it took me from places like Chile --
33
95330
2000
Öyle ki beni Şili'de --
01:37
the Atacama Desert in Chile --
34
97330
2000
Atakama çölünden --
01:39
to Siberia,
35
99330
2000
Siberya'ya,
01:41
to underground mines
36
101330
2000
yeraltındaki madenlere,
01:43
in the Japanese Alps, in Northern America,
37
103330
2000
Kuzey Amerika'daki Japon Alp'lerinden
01:45
all the way to Antarctica
38
105330
2000
taa Antartika'ya
01:47
and even to the South Pole.
39
107330
2000
hattâ Güney Kutup'una kadar götürdü.
01:49
And today I would like to share with you
40
109330
2000
Ve bugün sizinle paylaşmak istediğim
01:51
some images, some stories of these trips.
41
111330
3000
bu gezilerden bazı resimler ve hikayeler.
01:54
I have been basically spending the last few years
42
114330
2000
Son bir kaç yılı
01:56
documenting the efforts
43
116330
2000
son derece gözüpek adam ve kadınların
01:58
of some extremely intrepid men and women
44
118330
3000
bazen hayatlarını bile tehlikeye atarak
02:01
who are putting,
45
121330
2000
çok ıssız ve acımasız yerlerde
02:03
literally at times, their lives at stake
46
123330
2000
evrenden gelen
02:05
working in some very remote and very hostile places
47
125330
3000
en düşük sinyalleri yakalamak uğruna
02:08
so that they may gather the faintest signals from the cosmos
48
128330
4000
bizim kainatı anlayabilmemiz için yaptıkları
02:12
in order for us to understand this universe.
49
132330
3000
çalışmaları belgelemekle geçiriyorum.
02:15
And I first begin with a pie chart --
50
135330
2000
Ve ilk bir pasta tablosuyla başlıyorum.
02:17
and I promise this is the only pie chart
51
137330
2000
Ve size söz, bu tüm sunumdaki
02:19
in the whole presentation --
52
139330
2000
tek pasta tablosu.
02:21
but it sets up the state of our knowledge of the cosmos.
53
141330
4000
Ama bu tablo evrenle ilgili bilgi konumumuzu kuruyor.
02:25
All the theories in physics that we have today
54
145330
3000
Bugün fizik dalındaki tüm kuramlar
02:28
properly explain what is called normal matter --
55
148330
2000
uygun olarak neyin normal madde --
02:30
the stuff that we're all made of --
56
150330
2000
hepimizin neden yapılmış olduğunu --
02:32
and that's four percent of the universe.
57
152330
2000
açıklar ve bu da evrenin yüzde dördüdür.
02:34
Astronomers and cosmologists and physicists think
58
154330
3000
Gökbilimciler, kainat bilimcileri ve fizikçiler düşünürler ki
02:37
that there is something called dark matter in the universe,
59
157330
3000
evrende karanlık madde denilen bir şey vardır,
02:40
which makes up 23 percent of the universe,
60
160330
2000
ki bu evrenin yüzde 23'ünü kapsar,
02:42
and something called dark energy,
61
162330
2000
ve bir de karanlık enerji denilen birşey,
02:44
which permeates the fabric of space-time,
62
164330
2000
bu da uzay-zaman bünyesine sinmiştir,
02:46
that makes up another 73 percent.
63
166330
2000
ve ayrıca yüzde 73'ünü kapsar.
02:48
So if you look at this pie chart, 96 percent of the universe,
64
168330
3000
Öyleyse, bu pasta tablosuna bakarsanız, evrenin yüzde 96'sı
02:51
at this point in our exploration of it,
65
171330
2000
şu anda bizim keşfedebildiğimiz kadarıyla,
02:53
is unknown or not well understood.
66
173330
3000
bilinmezdir ya da iyi anlaşılmamıştır.
02:56
And most of the experiments, telescopes that I went to see
67
176330
3000
Ve benim de görmek için gittiğim deneylerin ve teleskopların çoğu
02:59
are in some way addressing this question,
68
179330
3000
bir şekilde bu konuya odaklanmışlar,
03:02
these two twin mysteries of dark matter and dark energy.
69
182330
3000
bu çift ikiz karanlık madde ve karanlık enerji gizemine.
03:05
I will take you first to an underground mine
70
185330
2000
Önce sizi bir yeraltı madenine götüreceğim
03:07
in Northern Minnesota
71
187330
2000
kuzey Minnesota'da
03:09
where people are looking
72
189330
2000
insanların aradığı birşey için,
03:11
for something called dark matter.
73
191330
2000
adı karanlık madde.
03:13
And the idea here is that they are looking for a sign
74
193330
3000
Buradaki amaç, karanlık maddenin bulucuları
03:16
of a dark matter particle hitting one of their detectors.
75
196330
3000
tetiklediğinin belirtisini görmek.
03:19
And the reason why they have to go underground
76
199330
2000
Yeraltında olmamızın sebebi
03:21
is that, if you did this experiment on the surface of the Earth,
77
201330
3000
eğer bu deneyi yeryüzünde yaparsak
03:24
the same experiment would be swamped by signals
78
204330
2000
bu aynı deney
03:26
that could be created by things like cosmic rays,
79
206330
2000
evrensel ışınları,
03:28
ambient radio activity,
80
208330
2000
çevredeki radyo etkinliğini,
03:30
even our own bodies. You might not believe it,
81
210330
3000
hatta vücudumuzan gelen sinyalleri çekerdi. Buna inanmayabilirsiniz,
03:33
but even our own bodies are radioactive enough to disturb this experiment.
82
213330
3000
ama kendi vücudumuz bile bu deneyi bozacak kadar radyoaktivite taşır.
03:36
So they go deep inside mines
83
216330
3000
Bu yüzden maden ocaklarının derinliklerine
03:39
to find a kind of environmental silence
84
219330
2000
öyle bir sessizlik ortamı bulmak için
03:41
that will allow them to hear
85
221330
2000
bir karanlık madde taneciği uğultusunun
03:43
the ping of a dark matter particle hitting their detector.
86
223330
3000
bulucularına isabet etmesini sağlayabilmek için iniyorlar.
03:46
And I went to see one of these experiments,
87
226330
2000
Ve ben bu deneylerden birini gözlemlemeye gittim,
03:48
and this is actually -- you can barely see it,
88
228330
2000
ve bunu aslında -- görmek zordu,
03:50
and the reason for that is it's entirely dark in there --
89
230330
3000
ve bunun sebebi, içerisi tamamen karanlık.
03:53
this is a cavern that was left behind by the miners
90
233330
3000
Bu mağara boşluğu madenciler tarafindan
03:56
who left this mine in 1960.
91
236330
2000
1960 yılında terkedilmişdi.
03:58
And physicists came and started using it
92
238330
2000
Ve fizikçiler gelip burayı
04:00
sometime in the 1980s.
93
240330
2000
1980 yıllarında kullanmaya başladılar.
04:02
And the miners in the early part of the last century
94
242330
3000
Ve madenciler, geçen yüzyılın başlarında
04:05
worked, literally, in candlelight.
95
245330
2000
burada resmen mum ışığında çalışdılar.
04:07
And today, you would see this inside the mine,
96
247330
2000
Ve bugün, bunu madenin içerisinde görebilirsiniz
04:09
half a mile underground.
97
249330
2000
yerin yarım mil altında.
04:11
This is one of the largest underground labs in the world.
98
251330
2000
Bu dünyadaki en büyük yeraltı laboratuvarlarından biri.
04:13
And, among other things, they're looking for dark matter.
99
253330
3000
Ve, bir çok şeyin yanısıra, karanlık madde arıyorlar.
04:16
There is another way to search for dark matter,
100
256330
2000
Karanlık madde bulmanın bir yolu daha var,
04:18
which is indirectly.
101
258330
2000
bu da dolaylı yoldan.
04:20
If dark matter exists in our universe,
102
260330
2000
Eğer karanlık madde evrenimizde ve
04:22
in our galaxy,
103
262330
2000
samanyolunda varsa,
04:24
then these particles should be smashing together
104
264330
2000
öyleyse bu tanecikler birbirlerine çarpışmalı
04:26
and producing other particles that we know about --
105
266330
3000
ve bildiğimiz başka tanecikleri oluşturmalı --
04:29
one of them being neutrinos.
106
269330
2000
bunların biri nötrinolar.
04:31
And neutrinos you can detect
107
271330
2000
Ve nötrinoları, su moleküllerine çarptıklarında
04:33
by the signature they leave
108
273330
2000
bıraktıkları kendilerine özel
04:35
when they hit water molecules.
109
275330
2000
izden algılamak mümkün.
04:37
When a neutrino hits a water molecule
110
277330
2000
Bir nötrino bir su molekülüne çarptığında
04:39
it emits a kind of blue light,
111
279330
2000
bir tür mavi ışık yayar,
04:41
a flash of blue light,
112
281330
2000
parlak bir mavi ışık,
04:43
and by looking for this blue light,
113
283330
2000
ve bu mavi ışığa bakarak,
04:45
you can essentially understand something about the neutrino
114
285330
2000
temel olarak nötrino hakkında birşey anlayabilirsiniz
04:47
and then, indirectly, something about the dark matter
115
287330
3000
sonra, dolaylı yoldan, karanlık madde hakkında da bir şey
04:50
that might have created this neutrino.
116
290330
2000
belki bu nötrinoyu oluşturmuşdu.
04:52
But you need very, very large volumes of water
117
292330
3000
Fakat çok ama çok miktarda su
04:55
in order to do this.
118
295330
2000
gerekir bunu yapmak için.
04:57
You need something like tens of megatons of water --
119
297330
2000
Onlarca megaton suya
04:59
almost a gigaton of water --
120
299330
2000
neredeyse bir gigaton suya ihtiyaç vardır --
05:01
in order to have any chance of catching this neutrino.
121
301330
3000
bu nötrinoyu herhangibir yakalama şansı olması için.
05:04
And where in the world would you find such water?
122
304330
2000
Ve dünyanın neresinde bu kadar su bulabir siniz?
05:06
Well the Russians have a tank in their own backyard.
123
306330
3000
Rusların arka bahçelerinde bir depo var.
05:09
This is Lake Baikal.
124
309330
2000
Bu Baykal Gölü.
05:11
It is the largest lake in the world. It's 800 km long.
125
311330
3000
Dünyadaki en büyük göl. 800 km uzunluğunda.
05:14
It's about 40 to 50 km wide
126
314330
2000
40'la 50 km genişliğinde
05:16
in most places,
127
316330
2000
bir çok yerinde,
05:18
and one to two kilometers deep.
128
318330
2000
ve bir-iki kilometre derinliğinde.
05:20
And what the Russians are doing
129
320330
2000
Rusların yaptıkları da
05:22
is they're building these detectors
130
322330
2000
öyle bir bulucular kuruyorlar ki
05:24
and immersing them about a kilometer beneath the surface of the lake
131
324330
3000
bunları gölün yüzeyinin yaklaşık bir kilometre altına indiriyorlar
05:27
so that they can watch for these flashes of blue light.
132
327330
3000
bu şekilde mavi ışıkların parıltılarını gözlemleyebilmek için.
05:30
And this is the scene that greeted me when I landed there.
133
330330
3000
Ben oraya vardığımda da beni bu manzara karşıladı.
05:33
This is Lake Baikal
134
333330
2000
Bu, Siberya kışının doruğundaki
05:35
in the peak of the Siberian winter.
135
335330
2000
Baykal Gölü.
05:37
The lake is entirely frozen.
136
337330
2000
Göl tamamen donmuş.
05:39
And the line of black dots
137
339330
3000
Ve arka planda görünen,
05:42
that you see in the background,
138
342330
2000
yerdeki kara noktacıklar çizgisi de
05:44
that's the ice camp where the physicists are working.
139
344330
2000
fizikçilerin çalıştıkları buz kampı.
05:46
The reason why they have to work in winter
140
346330
2000
Kışın çalışmalarının sebebi ise,
05:48
is because they don't have the money to work in summer and spring,
141
348330
3000
bahar ve yaz çalışmak için paralarının olmayışı,
05:51
which, if they did that,
142
351330
2000
öyle yapmış olsalar,
05:53
they would need ships and submersibles to do their work.
143
353330
2000
bu işi yapmak için gemilere ve denizaltı araçlarına ihtiyaçları olacağındandır.
05:55
So they wait until winter --
144
355330
2000
Bu yüzden kışa kadar bekliyorlar --
05:57
the lake is completely frozen over --
145
357330
2000
göl tamamen donana kadar --
05:59
and they use this meter-thick ice
146
359330
2000
ve bu bir metre kalınlığındaki buzu
06:01
as a platform on which to establish their ice camp and do their work.
147
361330
3000
çalışmalarını yapmak için buz kamplarına yüzey olarak kullanıyorlar.
06:04
So this is the Russians working on the ice
148
364330
4000
İşte bunlar Siberya kışının doruğunda
06:08
in the peak of the Siberian winter.
149
368330
2000
çalışan Ruslar.
06:10
They have to drill holes in the ice,
150
370330
2000
Buzun içinde delik oymaları,
06:12
dive down into the water -- cold, cold water --
151
372330
2000
suya dalmaları -- ki su çok çok soğuk --
06:14
to get hold of the instrument, bring it up,
152
374330
3000
aleti yakalayıp, yukarı çıkartmaları,
06:17
do any repairs and maintenance that they need to do,
153
377330
3000
gerekli her türlü tamirat ve bakımı yapmaları,
06:20
put it back and get out before the ice melts.
154
380330
2000
sonra geriye yerleştirip buzlar erimeden oradan ayrılmaları gerekiyor.
06:22
Because that phase of solid ice lasts for two months
155
382330
2000
Çünkü, buz o şekilde sadece iki ay katı olarak kalıyor,
06:24
and it's full of cracks.
156
384330
2000
ve her yerinde çatlaklar var.
06:26
And you have to imagine, there's an entire sea-like lake
157
386330
3000
Ve düşünün bir kere, bu zeminin altında deniz gibi,
06:29
underneath, moving.
158
389330
2000
hareket eden bir göl var.
06:31
I still don't understand this one Russian man
159
391330
3000
Hâlâ, şu bir Rus'u anlamış değilim,
06:34
working in his bare chest,
160
394330
2000
üstü çıplak çalışıyor,
06:36
but that tells you how hard he was working.
161
396330
3000
ama demek ki o kadar sıkı çalışıyor.
06:39
And these people, a handful of people,
162
399330
2000
Ve bu insanlar, bir avuç insan,
06:41
have been working for 20 years,
163
401330
2000
20 yıldır çalışıyorlar,
06:43
looking for particles that may or may not exist.
164
403330
2000
varolması olası ya da olmayan parçacıkları arıyorlar.
06:45
And they have dedicated their lives to it.
165
405330
3000
Ve hayatlarını buna adamışlar.
06:48
And just to give you an idea,
166
408330
2000
Ve sadece size bir fikir vermek için söyleyeyim,
06:50
they have spent 20 million over 20 years.
167
410330
3000
20 yıldan fazla bir sürede 20 milyon harcamışlar.
06:53
It's very harsh conditions.
168
413330
2000
Bunlar çok zor koşullar.
06:55
They work on a shoestring budget.
169
415330
2000
Kıt kanaat bir bütçeyle çalışıyorlar.
06:57
The toilets there are literally holes in the ground
170
417330
2000
Tuvalet diye yerdeki delikleri kullanıyorlar,
06:59
covered with a wooden shack.
171
419330
3000
tahta bir barakayla örtülmüş.
07:02
And it's that basic,
172
422330
2000
Bu çok basit bir şey belki,
07:04
but they do this every year.
173
424330
2000
ama bunu her yıl yapıyorlar.
07:06
From Siberia to the Atacama Desert in Chile,
174
426330
3000
Siberya'dan Şili'nin Atakama çölüne,
07:09
to see something called The Very Large Telescope.
175
429330
2000
Çok Büyük Teleskop denilen şeyi görmeye.
07:11
The Very Large Telescope
176
431330
2000
Çok Büyük Teleskop,
07:13
is one of these things that astronomers do --
177
433330
2000
bu gökbilimcilerin yaptığı bir şey --
07:15
they name their telescopes rather unimaginatively.
178
435330
2000
teleskoplarını yaratıcı olmayan bir şekilde isimlendirmeleri.
07:17
I can tell you for a fact,
179
437330
2000
Size şunu kesin olarak söyleyebilirim,
07:19
that the next one that they're planning is called The Extremely Large Telescope.
180
439330
3000
bir sonrakinin adını Aşırı Büyük Teleskop koymayı planlıyorlar.
07:22
(Laughter)
181
442330
2000
(Gülüşme)
07:24
And you wouldn't believe it,
182
444330
2000
Ve buna inanmazsınız ama,
07:26
but the one after that is going to be called The Overwhelmingly Large Telescope.
183
446330
3000
ondan sonraki de Ezici Büyüklükteki Teleskop olarak adlandırılacak.
07:29
But nonetheless,
184
449330
2000
Fakat yine de,
07:31
it's an extraordinary piece of engineering.
185
451330
2000
bu, çok muhteşem bir mühendislik ürünü.
07:33
These are four 8.2 meter telescopes.
186
453330
3000
Bunlar dört adet 8.2 metre teleskop.
07:36
And these telescopes, among other things,
187
456330
2000
Ve bu teleskoplar, diğer şeylerin yanında,
07:38
they're being used to study
188
458330
2000
araştırma için kullanılıyor
07:40
how the expansion of the universe is changing with time.
189
460330
3000
zaman içinde evrenin genişlemesinin nasıl değiştiğini.
07:43
And the more you understand that,
190
463330
2000
Ve bunu daha da anladıkça,
07:45
the better you would understand
191
465330
2000
-- evreni oluşturan -- bu karanlık enerjinin ne olduğunu
07:47
what this dark energy that the universe is made of is all about.
192
467330
3000
daha da iyi anlayabilirsiniz.
07:50
And one piece of engineering that I want to leave you with
193
470330
3000
Ve teleskopla ilgili size son iletmek istediğim
07:53
as regards this telescope
194
473330
2000
bir mühendislik eseri olan
07:55
is the mirror.
195
475330
2000
aynasıdır.
07:57
Each mirror, there are four of them,
196
477330
2000
Her ayna, bunlardan dört tane var,
07:59
is made of a single piece of glass,
197
479330
2000
tek bir parça camdan yapılmış,
08:01
a monolithic piece of high-tech ceramic,
198
481330
2000
bu yekpare parça ileri teknoloji seramikdir ve
08:03
that has been ground down and polished to such accuracy
199
483330
3000
öyle bir ince işçilikle inceltilmiş ve cilâlanmıştır ki
08:06
that the only way to understand what that is
200
486330
3000
bunu tek anlamanın yolu
08:09
is [to] imagine a city like Paris,
201
489330
2000
Paris gibi bir şehir düşünmek,
08:11
with all its buildings and the Eiffel Tower,
202
491330
3000
bütün binaları ve Eyfel Kulesiyle,
08:14
if you grind down Paris to that kind of accuracy,
203
494330
3000
eğer Paris gibi bir şehiri öyle bir ayarla inceltseniz,
08:17
you would be left with bumps that are one millimeter high.
204
497330
4000
geriye kalan tümsekler sadece bir milimetre yüksekliğinde olur.
08:21
And that's the kind of polishing that these mirrors have endured.
205
501330
3000
İşte bu aynalar böyle bir cilanlanmayı kaldırmıştır.
08:24
An extraordinary set of telescopes.
206
504330
2000
Çok müthiş teleskoplar bunlar.
08:26
Here's another view of the same.
207
506330
2000
İşte aynısının başka bir görünüşü.
08:28
The reason why you have to build these telescopes
208
508330
2000
Böyle teleskopların kurulmasının gereği,
08:30
in places like the Atacama Desert
209
510330
2000
Atakama Çölü gibi yerlerde,
08:32
is because of the high altitude desert.
210
512330
3000
yüksek irtifalı çöller olmasından kaynaklanıyor.
08:35
The dry air is really good for telescopes,
211
515330
3000
Kuru hava teleskoplar için çok elverişli,
08:38
and also, the cloud cover is below the summit of these mountains
212
518330
2000
ve ayrıca, bulut örtüsü dağın zirvesinin aşağısında
08:40
so that the telescopes have
213
520330
2000
böylece teleskoplar
08:42
about 300 days of clear skies.
214
522330
2000
300 gün bulutsuz gökyüzüne hakim olabiliyor.
08:44
Finally, I want to take you to Antarctica.
215
524330
2000
En son, sizi Antartika'ya götürmek istiyorum.
08:46
I want to spend most of my time on this part of the world.
216
526330
4000
Zamanımın çoğunu, dünyanın bu bölümünde geçirmek isterim.
08:50
This is cosmology's final frontier.
217
530330
2000
Burası, evrenbilimin son sınırı.
08:52
Some of the most amazing experiments,
218
532330
2000
En müthiş deneylerin bazıları,
08:54
some of the most extreme experiments,
219
534330
2000
en zorlu deneylerin bazıları,
08:56
are being done in Antarctica.
220
536330
2000
Antarktika'da yapılıyor.
08:58
I was there to view something called a long-duration balloon flight,
221
538330
3000
Uzun-süreli balon uçuşu diye bir şeyi gözetlemek için oradaydım,
09:01
which basically takes telescopes and instruments
222
541330
3000
bu açıkçası, teleskopları ve aletleri
09:04
all the way to the upper atmosphere,
223
544330
2000
taa üst atmosfere,
09:06
the upper stratosphere, 40 km up.
224
546330
3000
üst stratosfere, 40 km yukarıya çıkartıyor.
09:09
And that's where they do their experiments,
225
549330
2000
Ve deneylerini orada yapıyorlar,
09:11
and then the balloon, the payload, is brought down.
226
551330
3000
ve sonra balon ve yükü yere indiriliyor.
09:14
So this is us landing on the Ross Ice Shelf in Antarctica.
227
554330
3000
İşte bu Antartika'daki Ross Buz Tabakasına inen biziz.
09:17
That's an American C-17 cargo plane
228
557330
2000
Bu bir Amerikan C-17 kargo uçağı
09:19
that flew us from New Zealand
229
559330
2000
bizi Yeni Zelanda'dan
09:21
to McMurdo in Antarctica.
230
561330
2000
Antarktika'daki McMurdo'ya uçuran.
09:23
And here we are about to board our bus.
231
563330
2000
Ve burda otobüsümüze binmek üzereyiz.
09:25
And I don't know if you can read the lettering,
232
565330
2000
Bilmem harfleri okuyabildiniz mi ama,
09:27
but it says, "Ivan the Terribus."
233
567330
3000
"Beterbüs Ivan" yazıyor.
09:30
And that's taking us to McMurdo.
234
570330
3000
Ve bu bizi McMurdo'ya götürüyor.
09:33
And this is the scene that greets you in McMurdo.
235
573330
3000
Ve bu da McMurdo'da sizi karşılayan görüntü.
09:36
And you barely might be able to make out
236
576330
2000
Ve belki ancak çıkartıyorsunuzdur ama
09:38
this hut here.
237
578330
2000
burada bir kulübe var.
09:40
This hut was built by Robert Falcon Scott and his men
238
580330
3000
Bu kulübe Robert Falcon Scott ve adamları tarafından
09:43
when they first came to Antarctica
239
583330
2000
Antarktika'ya ilk geldiklerinde
09:45
on their first expedition to go to the South Pole.
240
585330
2000
Güney Kutubuna olan ilk seferlerinde yapılmış.
09:47
Because it's so cold,
241
587330
2000
Çok soğuk olduğundan,
09:49
the entire contents of that hut is still as they left it,
242
589330
3000
kulübenin içinde bıraktıkları herşey hâlâ dokunulmamış gibi,
09:52
with the remnants of the last meal they cooked still there.
243
592330
3000
son pişirdikleri yemeğin artıkları dahil.
09:55
It's an extraordinary place.
244
595330
2000
Çok olağanüstü bir yer.
09:57
This is McMurdo itself. About a thousand people work here in summer,
245
597330
3000
Burası McMurdo'nun kendisi. Yazın burada bin kadar insan çalışır,
10:00
and about 200 in winter
246
600330
2000
ve kışın 200 kadar
10:02
when it's completely dark for six months.
247
602330
2000
burası altı ay boyunca tamamen karanlık iken.
10:04
I was here to see the launch
248
604330
2000
Buraya özellikle bir aletin
10:06
of this particular type of instrument.
249
606330
2000
atılışını görmek için geldim.
10:08
This is a cosmic ray experiment
250
608330
2000
Bu bir evrensel ışın deneyi
10:10
that has been launched all the way to the upper-stratosphere
251
610330
3000
taa üst stratosfere kadar atılmış
10:13
to an altitude of 40 km.
252
613330
2000
irtifası 40 km civarında.
10:15
What I want you to imagine is this is two tons in weight.
253
615330
3000
Gözönüne getirmenizi istediğim şey, bu alet iki ton ağırlığında.
10:18
So you're using a balloon
254
618330
2000
Yani bir balon kullanıp
10:20
to carry something that is two tons
255
620330
2000
iki ton ağırlığında bir şey taşıyorsunuz
10:22
all the way to an altitude of 40 km.
256
622330
3000
taa 40 km irtifaya kadar.
10:25
And the engineers, the technicians, the physicists
257
625330
3000
Ve mühendisler, teknisyenler, ve fizikçilerin
10:28
have all got to assemble on the Ross Ice Shelf,
258
628330
3000
hepsi Ross Buz Tabakasında toplanıyorlar
10:31
because Antarctica -- I won't go into the reasons why --
259
631330
3000
çünkü Antarktika -- sebeplerini anlatmayacağım --
10:34
but it's one of the most favorable places for doing these balloon launches,
260
634330
2000
bu balon deneylerini yapmak için en elverişli koşullara sahip olan yerlerden biri,
10:36
except for the weather.
261
636330
2000
hava durumu dışında.
10:38
The weather, as you can imagine,
262
638330
2000
Havalar, hayâl edebileceğiniz gibi,
10:40
this is summer, and you're standing on 200 ft of ice.
263
640330
2000
bu yaz olmasına rağmen, 61 metre olan bir buz parçasında duruyorsunuz.
10:42
And there's a volcano behind,
264
642330
2000
Ve arkada bir yanardağ var,
10:44
which has glaciers at the very top.
265
644330
2000
üzeri buzullarla kaplı.
10:46
And what they have to do
266
646330
2000
Ve yapmaları gereken şey
10:48
is they have to assemble the entire balloon --
267
648330
2000
tüm balonu, -- kumaşı, paraşütü ve herşeyiyle --
10:50
the fabric, parachute and everything -- on the ice
268
650330
3000
buz üstünde inşâ etmek
10:53
and then fill it up with helium.
269
653330
2000
ve sonra da helyum gazıyla şişirmek.
10:55
And that process takes about two hours.
270
655330
2000
Ve bu işlem yaklaşık iki saat alıyor.
10:57
And the weather can change as they're putting together this whole assembly.
271
657330
3000
Ve bu tüm işlemi gerçekleştirirken, hava değişebiliyor.
11:00
For instance, here they are laying down the balloon fabric behind,
272
660330
3000
Örneğin, burada balonun kumaşını arka tarafa yerleştiriyorlar,
11:03
which is eventually going to be filled up with helium.
273
663330
3000
bu da en son helyum gazıyla şişecek.
11:06
Those two trucks you see at the very end
274
666330
2000
Şu arkada en uzakta gördüğünüz iki kamyon
11:08
carry 12 tanks each of compressed helium.
275
668330
3000
12'şer tüp sıkıştırılmış helyum gazı taşır.
11:11
Now, in case the weather changes before the launch,
276
671330
3000
Şimdi, eğer bırakılmadan önce hava değişirse,
11:14
they have to actually pack everything back up into their boxes
277
674330
3000
her şeyi tekrar kutularına geri yerleştirmeleri
11:17
and take it out back to McMurdo Station.
278
677330
3000
ve McMurda istasyonuna geri götürmeleri gerekiyor.
11:20
And this particular balloon,
279
680330
2000
Ve özellikle bu balon,
11:22
because it has to launch two tons of weight,
280
682330
2000
çünkü iki ton ağırlık taşıması gerektiğinden,
11:24
is an extremely huge balloon.
281
684330
3000
devasa bir balon.
11:27
The fabric alone weighs two tons.
282
687330
2000
Kumaşın kendisi iki ton ağırlığında.
11:29
In order to minimize the weight,
283
689330
3000
Yükü en aza indirmek için,
11:32
it's very thin, it's as thin as a sandwich wrapper.
284
692330
2000
kumaş çok ince, sandviç kağıdı kadar ince.
11:34
And if they have to pack it back,
285
694330
2000
Ve yine paket etmeleri gerekirse,
11:36
they have to put it into boxes
286
696330
2000
iki kutuya koyup
11:38
and stamp on it so that it fits into the box again --
287
698330
3000
üzerine basmaları gerekiyor ki kutuya yine sığsın --
11:41
except, when they did it first,
288
701330
2000
sadece bunu ilk defa
11:43
it would have been done in Texas.
289
703330
2000
Teksas'da yaptıkları zamanın haricinde.
11:45
Here, they can't do it with the kind shoes they're wearing,
290
705330
3000
Burada, giydikleri ayakkabılarıyla üzerine basamayacakları için
11:48
so they have to take their shoes off,
291
708330
2000
mecburen ayakkabılarını çıkartıp
11:50
get barefoot into the boxes, in this cold,
292
710330
2000
bu soğukta, kutuların içine çıplak ayakla girip
11:52
and do that kind of work.
293
712330
2000
böyle bir iş yapıyorlar.
11:54
That's the kind of dedication these people have.
294
714330
2000
İşte bu insanlar kendilerini işlerine bu kadar adamış.
11:56
Here's the balloon being filled up with helium,
295
716330
2000
Burada balon helyum gazıyla şişiriliyor,
11:58
and you can see it's a gorgeous sight.
296
718330
2000
ve gördünüz gibi harika bir görüntü.
12:00
Here's a scene
297
720330
2000
Bu manzara da
12:02
that shows you the balloon and the payload end-to-end.
298
722330
2000
balonu ve yükünü baştan sona gösteriyor.
12:04
So the balloon is being filled up with helium on the left-hand side,
299
724330
3000
Sol tarafta balon helyum gazıyla dolduruluyor,
12:07
and the fabric actually runs all the way to the middle
300
727330
3000
ve kumaş aslında orta noktaya kadar uzanıyor
12:10
where there's a piece of electronics and explosives
301
730330
3000
burada elektronik bir parça ve patlayıcılar var
12:13
being connected to a parachute,
302
733330
2000
ve paraşüte bağlanıyor,
12:15
and then the parachute is then connected to the payload.
303
735330
2000
sonra da paraşüt yüke bağlanıyor.
12:17
And remember, all this wiring is being done
304
737330
2000
Ve hatırlarsanız, bu kabloların yapımı
12:19
by people in extreme cold, in sub-zero temperatures.
305
739330
3000
insanlar tarafından sıfırın altında, aşırı soğuk bir havada yapılıyor.
12:22
They're wearing about 15 kg of clothing and stuff,
306
742330
3000
Üzerlerinde yaklaşık 15 kg ağırlığında giysi ve teçhizat taşıyorlar
12:25
but they have to take their gloves off in order to do that.
307
745330
3000
ancak bunu yapmak için eldivenlerini çıkartmaları gerekiyor.
12:28
And I would like to share with you a launch.
308
748330
3000
Ve sizinle bir çıkışı paylaşmak istiyorum.
12:31
(Video) Radio: Okay, release the balloon,
309
751330
2000
(Vidyo) Telsiz: Tamam, balonu bırakın,
12:33
release the balloon, release the balloon.
310
753330
3000
balonu bırakın, balonu bırakın.
13:04
Anil Ananthaswamy: And I'll finally like to leave you with two images.
311
784330
3000
Anil Ananthaswamy: Ve son olarak sizlerden iki görüntüyle ayrılmak istiyorum.
13:07
This is an observatory in the Himalayas, in Ladakh in India.
312
787330
3000
Bu Ladakh, Hindistan'da, Himalaya'larda bir rasathane.
13:10
And the thing I want you to look at here
313
790330
2000
Ve burada bakmanızı istediğim şey,
13:12
is the telescope on the right-hand side.
314
792330
2000
sağ üst köşedeki teleskop.
13:14
And on the far left there
315
794330
2000
Ve iyice sol tarafta
13:16
is a 400 year-old Buddhist monastery.
316
796330
2000
400 yıllık bir Budist manastırı.
13:18
This is a close-up of the Buddhist monastery.
317
798330
2000
Bu da Budist manastırının yakından görünüşü.
13:20
And I was struck by the juxtaposition
318
800330
3000
İnsanlığın sahip olduğu bu iki muazzam disiplinin
13:23
of these two enormous disciplines that humanity has.
319
803330
3000
birbirine bitişik olması beni hayrete düşürmüştü.
13:26
One is exploring the cosmos on the outside,
320
806330
3000
Bir tanesi dışarıdaki evreni araştırıyor,
13:29
and the other one is exploring our interior being.
321
809330
2000
diğeri ise içimizdeki varoluşu.
13:31
And both require silence of some sort.
322
811330
3000
Ve ikisi de bir tür sukût gerektiriyor.
13:34
And what struck me was
323
814330
2000
Ve beni etkileyen de
13:36
every place that I went to to see these telescopes,
324
816330
2000
bu teleskopları görmek için nereye gitsem,
13:38
the astronomers and cosmologists
325
818330
2000
gök ve evrenbilimciler,
13:40
are in search of a certain kind of silence,
326
820330
2000
belirli bir sessizliğin peşindeler,
13:42
whether it's silence from radio pollution
327
822330
2000
ya telsizlerin havayı kirletmesinden
13:44
or light pollution or whatever.
328
824330
3000
ya hafif hava kirliliğinden ya da başka şeylerden.
13:47
And it was very obvious
329
827330
2000
Ve bu çok belliydi
13:49
that, if we destroy these silent places on Earth,
330
829330
2000
eğer ki biz dünyadaki bu sessiz yerleri yok edersek,
13:51
we will be stuck on a planet without the ability to look outwards,
331
831330
3000
dış yöne bakma yeteneğimizi kaybettiğimiz bir gezegende takılıp kalacağız,
13:54
because we will not be able to understand the signals that come from outer space.
332
834330
3000
çünkü dış uzaydan gelen sinyalleri anlamamız mümkün olmayacak.
13:57
Thank you.
333
837330
2000
Teşekkürler.
13:59
(Applause)
334
839330
3000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7