Dan Berkenstock: The world is one big dataset. Now, how to photograph it ...

Dan Berkenstock: Dünya koca bir veri öbeği. Peki bunun fotoğrafını nasıl çekeceğiz?

61,716 views

2014-02-04 ・ TED


New videos

Dan Berkenstock: The world is one big dataset. Now, how to photograph it ...

Dan Berkenstock: Dünya koca bir veri öbeği. Peki bunun fotoğrafını nasıl çekeceğiz?

61,716 views ・ 2014-02-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Barış Bozlaker
00:12
Five years ago, I was a Ph.D. student
0
12498
2599
Beş yıl önce, bir doktora öğrencisi olarak
00:15
living two lives.
1
15097
1644
iki hayatım vardı.
00:16
In one, I used NASA supercomputers
2
16741
2316
Birinde, gelecek nesil uzay araçlarını tasarlamak için
00:19
to design next-generation spacecraft,
3
19057
2728
NASA süper bilgisayarlarını kullandım,
00:21
and in the other I was a data scientist
4
21785
2579
diğerinde hassas nükleer teknolojilerle ilgili
00:24
looking for potential smugglers
5
24364
2419
potansiyel kaçakçıları arayan
00:26
of sensitive nuclear technologies.
6
26783
3239
bir veri bilimciydim.
00:30
As a data scientist, I did a lot of analyses,
7
30022
2859
Veri bilimcisi olarak, bir sürü analiz yaptım,
00:32
mostly of facilities,
8
32881
1467
genellikle tesislerle ilgili,
00:34
industrial facilities around the world.
9
34348
2271
dünyanın dört bir yanındaki sanayi tesisleri.
00:36
And I was always looking for a better canvas
10
36619
2688
Ve her zaman bunların hepsini birbirine bağlayacak
00:39
to tie these all together.
11
39307
2066
daha iyi bir tuval arıyordum.
00:41
And one day, I was thinking about how
12
41373
1866
Bir gün, bütün verilerin nasıl
00:43
all data has a location,
13
43239
2124
bir lokasyona sahip olduklarını düşünüyordum
00:45
and I realized that the answer
14
45363
1733
ve cevapla karşı karşıya
00:47
had been staring me in the face.
15
47096
1888
olduğumu anladım.
00:48
Although I was a satellite engineer,
16
48984
2638
Uydu mühendisi olsam da,
00:51
I hadn't thought about using satellite imagery
17
51622
3171
çalışmamda uydu görüntülerini kullanmak
00:54
in my work.
18
54793
1566
aklıma gelmemişti.
00:56
Now, like most of us, I'd been online,
19
56359
1947
Çoğunuz gibi ben de internete girip
00:58
I'd see my house, so I thought,
20
58306
1782
evime bakmıştım ve düşündüm ki
01:00
I'll hop in there and I'll start looking up
21
60088
2298
oraya girip, bu tesislerin bir kısmına da
01:02
some of these facilities.
22
62386
1417
bakabilirim.
01:03
And what I found really surprised me.
23
63803
1969
Ve bulduklarım beni gerçekten şaşırttı.
01:05
The pictures that I was finding
24
65772
1674
Bulduğum resimler
01:07
were years out of date,
25
67446
1901
yıllar öncesine aitti
01:09
and because of that,
26
69347
1068
ve bu yüzden,
01:10
it had relatively little relevance
27
70415
1671
bugün yaptığım işle
01:12
to the work that I was doing today.
28
72086
2460
hemen hemen çok az bir ilgisi vardı.
01:14
But I was intrigued.
29
74546
1461
Fakat bu konu ilgimi çekmişti.
01:16
I mean, satellite imagery is pretty amazing stuff.
30
76007
3236
Demek istediğim, uydu görüntüleme oldukça inanılmaz bir şey.
01:19
There are millions and millions of sensors
31
79243
2303
Bugün bizi çevreleyen
01:21
surrounding us today,
32
81546
1444
milyonlarca ve milyonlarca sensör var,
01:22
but there's still so much we don't know on a daily basis.
33
82990
2960
ancak yine de günlük bazda bilmediğimiz pek çok şey var.
01:25
How much oil is stored in all of China?
34
85950
3753
Çin'in tamamında ne kadar petrol depolanıyor?
01:29
How much corn is being produced?
35
89703
2933
Ne kadar mısır üretiliyor?
01:32
How many ships are in all of our world's ports?
36
92636
4071
Tüm dünyanın limanlarında kaç tane gemi var?
01:36
Now, in theory, all of these questions
37
96707
2559
Şimdi teoride bütün bu sorular
01:39
could be answered by imagery,
38
99266
2244
görüntüler sayesinde cevaplanabilir,
01:41
but not if it's old.
39
101510
1727
ama tabii eski değillerse.
01:43
And if this data was so valuable,
40
103237
2458
Ve eğer bu veri çok değerliyse,
01:45
then how come I couldn't get my hands
41
105695
1932
o zaman nasıl oluyor da daha güncel resimlere
01:47
on more recent pictures?
42
107627
2550
ulaşamıyorum?
01:50
So the story begins over 50 years ago
43
110177
3135
Hikâye 50 küsur yıl önce,
01:53
with the launch of the first generation
44
113312
1871
ABD hükümeti foto keşif uydularının
01:55
of U.S. government photo reconnaissance satellites.
45
115183
3600
ilk jenerasyonunun ortaya çıkmasıyla başlıyor.
01:58
And today, there's a handful
46
118783
1696
Ve bugün, bu ilk
02:00
of the great, great grandchildren
47
120479
2195
Soğuk Savaş makinalarının büyük, büyük torunlarından
02:02
of these early Cold War machines
48
122674
1665
yalnızca birkaç tane var
02:04
which are now operated by private companies
49
124339
2009
ve artık özel sektör şirketleri tarafından işletiliyorlar
02:06
and from which the vast majority of satellite imagery
50
126348
2709
ve bizlerin günlük bazda gördüğü
02:09
that you and I see on a daily basis comes.
51
129057
2825
uydu görüntülerinin büyük bir çoğunluğu bunlardan geliyor.
02:11
During this period, launching things into space,
52
131882
2914
Bu dönemde, bir şeyi uzaya fırlatmanın,
02:14
just the rocket to get the satellite up there,
53
134796
2677
uyduyu yukarı çıkarmak için kullanılan bir roketin bile,
02:17
has cost hundreds of millions of dollars each,
54
137473
4601
maliyeti yüz milyonlarca dolar oluyor
02:22
and that's created tremendous pressure
55
142074
1752
ve bu da bunları pek sık fırlatmamak için
02:23
to launch things infrequently
56
143826
2289
ve fırlattığın zaman da içine
02:26
and to make sure that when you do,
57
146115
1344
mümkün olduğu kadar çok işlevselliği
02:27
you cram as much functionality in there as possible.
58
147459
3639
sıkıştırmak için büyük bir baskı yaratıyor.
02:31
All of this has only made satellites
59
151098
1611
Bütün bunlar, uyduların sadece
02:32
bigger and bigger and bigger
60
152709
2417
daha büyük, daha büyük, daha da büyük
02:35
and more expensive,
61
155126
1598
ve daha pahalı olmasını sağladı,
02:36
now nearly a billion, with a b, dollars per copy.
62
156724
5037
şu anda bir tanesi yaklaşık bir milyar, evet milyar, dolar ediyor.
02:41
Because they are so expensive,
63
161761
1699
Çok pahalı oldukları için
02:43
there aren't very many of them.
64
163460
1467
sayıları fazla değil.
02:44
Because there aren't very many of them,
65
164927
1345
Fazla sayıda olmadıkları için de,
02:46
the pictures that we see on a daily basis
66
166272
2456
günlük bazda gördüğümüz resimler
02:48
tend to be old.
67
168728
1504
çoğunlukla eski oluyor.
02:50
I think a lot of people actually understand this anecdotally,
68
170232
3282
Birçok insanın aslında bunu anlatılanlarla anladığını düşünüyorum,
02:53
but in order to visualize just how sparsely
69
173514
2539
ama dünyamızın ne kadar seyrek
02:56
our planet is collected,
70
176053
1884
fotoğraflandığını gözümüzde canlandırmak için,
02:57
some friends and I put together a dataset
71
177937
2066
arkadaşlarımla beraber 2000 ile 2010 arasında
03:00
of the 30 million pictures that have been gathered
72
180003
2587
bu uydularla toplanan 30 milyon resmin
03:02
by these satellites between 2000 and 2010.
73
182590
3484
veri setini oluşturduk.
03:06
As you can see in blue, huge areas of our world
74
186074
2755
Mavilere bakarsanız, dünyamızın büyük bir kısmına
03:08
are barely seen, less than once a year,
75
188829
2790
hemen hemen hiç bakılmıyor, yılda bir kezden daha az
03:11
and even the areas that are seen most frequently,
76
191619
2272
ve en sık bakılan alanlara bile,
03:13
those in red, are seen at best once a quarter.
77
193891
3748
kırmızı olanlar, en iyi ihtimalle çeyrek yılda bir bakılıyor.
03:17
Now as aerospace engineering grad students,
78
197639
2916
Evet, havacılık mühendisliği doktora öğrencileri olarak,
03:20
this chart cried out to us as a challenge.
79
200555
3428
bu grafik bize bunun üstesinden gelmemiz için yakarıyordu.
03:23
Why do these things have to be so expensive?
80
203983
3455
Bu nesneler neden bu kadar pahalı olmak zorunda?
03:27
Does a single satellite really have to cost
81
207438
2735
Bir tek uydunun maliyetinin gerçekten
03:30
the equivalent of three 747 jumbo jets?
82
210173
4763
üç tane 747 jumbo jet kadar mı olması gerekiyor?
03:34
Wasn't there a way to build a smaller,
83
214936
2163
Daha güncel görüntüleme sağlayacak,
03:37
simpler, new satellite design that could enable
84
217099
3172
daha küçük, daha basit yeni bir uydu tasarımı yapmanın
03:40
more timely imaging?
85
220271
2018
bir yolu yok mu?
03:42
I realize that it does sound a little bit crazy
86
222289
3451
Gidip uydu tasarlamaya başlamamızın
03:45
that we were going to go out and just
87
225740
1511
kulağa gerçekten biraz çılgınca
03:47
begin designing satellites,
88
227251
1847
geldiğini biliyorum,
03:49
but fortunately we had help.
89
229098
1963
ama neyse ki yardım aldık.
03:51
In the late 1990s, a couple of professors
90
231061
2935
1990'ların sonlarında, birkaç profesör
03:53
proposed a concept for radically reducing the price
91
233996
3481
uzaya bir şeyler fırlatmanın
03:57
of putting things in space.
92
237477
1772
fiyatını radikal olarak düşürmek için bir konsept önerdiler.
03:59
This was hitchhiking small satellites
93
239249
2111
Bu, büyük uyduların yanında
04:01
alongside much larger satellites.
94
241360
3016
daha küçük uyduların yollanmasıydı.
04:04
This dropped the cost of putting objects up there
95
244376
2909
Bu, nesneleri yukarıya göndermenin maliyetini
04:07
by over a factor of 100,
96
247285
1998
iki sıfır atacak kadar düşürdü
04:09
and suddenly we could afford to experiment,
97
249283
3086
ve birdenbire deney yapmaya,
04:12
to take a little bit of risk,
98
252369
1468
biraz risk almaya
04:13
and to realize a lot of innovation.
99
253837
2266
ve birçok yeniliği gerçekleştirmeye gücümüz yetiyordu.
04:16
And a new generation of engineers and scientists,
100
256103
3089
Ve çoğu üniversitelerden yeni jenerasyon mühendis
04:19
mostly out of universities,
101
259192
1599
ve bilim adamları,
04:20
began launching these very small,
102
260791
2343
Küp Uydu adı verilen, bu çok küçük,
04:23
breadbox-sized satellites called CubeSats.
103
263134
2591
ekmek kutusu büyüklüğündeki uyduları fırlatmaya başladılar.
04:25
And these were built with electronics obtained
104
265725
2403
Ve bunlar uydu firması yerine elektronik marketten
04:28
from RadioShack instead of Lockheed Martin.
105
268128
3898
alınan elektroniklerle yapıldı.
04:32
Now it was using the lessons learned from these early missions
106
272026
2840
İşte ben ve arkadaşlarım, kendi uydu tasarımımızın taslaklarını
04:34
that my friends and I began a series of sketches
107
274866
2695
çizmeye, bu ilk misyonlardan
04:37
of our own satellite design.
108
277561
1689
öğrenilen dersleri kullanarak başladık.
04:39
And I can't remember a specific day
109
279250
2784
Ve gerçekten de gidip bunları yapmak üzere,
04:42
where we made a conscious decision
110
282034
1860
bilinçli bir karar verdiğimiz günü
04:43
that we were actually going to go out and build these things,
111
283894
2635
tam olarak hatırlamıyorum,
04:46
but once we got that idea in our minds
112
286529
2430
ancak
04:48
of the world as a dataset,
113
288959
2161
dünyanın bir veri öbeği olması,
04:51
of being able to capture millions of data points
114
291120
2490
küresel ekonomiyi günlük olarak gösterecek
04:53
on a daily basis describing the global economy,
115
293610
3053
milyonlarca veri noktasının elde edilebilmesi,
04:56
of being able to unearth billions of connections
116
296663
2520
aralarındaki daha önce hiç bulunmamış milyarlarca bağlantının
04:59
between them that had never before been found,
117
299183
3165
ortaya çıkarılabilmesi fikri bir kez aklımıza girince,
05:02
it just seemed boring
118
302348
1648
başka bir şey üzerinde çalışmak
05:03
to go work on anything else.
119
303996
2907
çok sıkıcı göründü.
05:06
And so we moved into a cramped,
120
306903
2973
Böylece Palo Alto'da sıkışık,
05:09
windowless office in Palo Alto,
121
309876
2979
penceresiz bir ofise taşındık
05:12
and began working to take our design
122
312855
1967
ve tasarımımızı çizim tahtasından laboratuvara
05:14
from the drawing board into the lab.
123
314822
2938
taşımak üzere çalışmaya başladık.
05:17
The first major question we had to tackle
124
317760
2658
Ele aldığımız ilk önemli konu, bu şeyleri
05:20
was just how big to build this thing.
125
320418
2334
ne büyüklükte yapmamız gerektiğiydi.
05:22
In space, size drives cost,
126
322752
3183
Uzayda, boyut maliyeti etkiler
05:25
and we had worked with these very small,
127
325935
2013
ve okulda bu çok küçük,
05:27
breadbox-sized satellites in school,
128
327948
2094
ekmek kutusu büyüklüğünde olanlarla çalıştık
05:30
but as we began to better understand the laws of physics,
129
330042
2551
ancak fizik kurallarını daha iyi anlamaya başladığımızda,
05:32
we found that the quality of pictures
130
332593
2122
bu uyduların çekebildiği fotoğrafların kalitesinin
05:34
those satellites could take was very limited,
131
334715
3084
çok kısıtlı olduğunu anladık.
05:37
because the laws of physics dictate
132
337799
1704
Çünkü fizik kurallarına göre,
05:39
that the best picture you can take through a telescope
133
339503
3106
bir teleskopla çekilebilecek en iyi resim
05:42
is a function of the diameter of that telescope,
134
342609
2239
o teleskobun çapıyla ilgilidir
05:44
and these satellites had a very small,
135
344848
1662
ve bu uyduların çok küçük,
05:46
very constrained volume.
136
346510
1706
çok kısıtlı hacmi vardı.
05:48
And we found that the best picture we would
137
348216
1795
Ve çekebileceğimiz en iyi resmin,
05:50
have been able to get looked something like this.
138
350011
2485
bunun gibi bir şey olacağını anladık.
05:52
Although this was the low-cost option,
139
352496
2245
Bu, düşük maliyetli seçenek olsa da,
05:54
quite frankly it was just too blurry
140
354741
1673
açıkçası uydu görüntülerini değerli kılan
05:56
to see the things that make satellite imagery valuable.
141
356414
3569
şeyleri görmek için çok bulanıktı.
05:59
So about three or four weeks later,
142
359983
2146
Yaklaşık üç ya da dört hafta sonra,
06:02
we met a group of engineers randomly
143
362129
2817
ilk özel görüntüleme uydusunu geliştiren
06:04
who had worked on the first
144
364946
1641
bir grup mühendisle
06:06
private imaging satellite ever developed,
145
366587
2441
tesadüfen tanıştık
06:09
and they told us that back in the 1970s,
146
369028
2118
ve bize 1970'lerde
06:11
the U.S. government had found a powerful
147
371146
2182
ABD hükümetinin güçlü bir
06:13
optimal tradeoff --
148
373328
1643
optimum çözümü bulduğunu anlattılar.
06:14
that in taking pictures at right about one meter resolution,
149
374971
3088
Buna göre, resimleri yaklaşık bir metre çözünürlükte çekerek,
06:18
being able to see objects one meter in size,
150
378059
2884
nesneleri bir metre büyüklükte görerek,
06:20
they had found that they could not just get very high-quality images,
151
380943
2691
sadece çok yüksek kaliteli görüntü almakla kalmayıp,
06:23
but get a lot of them at an affordable price.
152
383634
2893
bunun yanında ucuz maliyetle, çok miktarda alabildiklerini de bulmuşlardı.
06:26
From our own computer simulations,
153
386527
1976
Kendi bilgisayar simülasyonlarımızdan,
06:28
we quickly found that one meter really was
154
388503
2005
bir metrenin gerçekten de asgari yeterlilikteki ürün
06:30
the minimum viable product
155
390508
1764
olduğunu hemen bulduk,
06:32
to be able to see the drivers of our global economy,
156
392272
3079
küresel ekonomimizin rotasını görebilmek için,
06:35
for the first time, being able to count
157
395351
1561
ilk kez günlük bazda dünyamızda
06:36
the ships and cars and shipping containers and trucks
158
396912
2721
hareket eden gemileri, arabaları, nakliye konteynerlerini
06:39
that move around our world on a daily basis,
159
399633
2824
ve kamyonları sayabilmek için,
06:42
while conveniently still not being able to see individuals.
160
402457
3804
bunun yanında insanları hâlâ göremiyor olmamız da cabasıydı.
06:46
We had found our compromise.
161
406261
1621
Uygun olanı bulmuştuk.
06:47
We would have to build something larger
162
407882
1604
Orijinal ekmek kutusundan
06:49
than the original breadbox,
163
409486
1563
daha büyük birşeyler yapmamız gerekiyordu,
06:51
now more like a mini-fridge,
164
411049
1651
daha çok mini buzdolabı gibi bir şey,
06:52
but we still wouldn't have to build a pickup truck.
165
412700
2761
ama yine de bir kamyonet kadar büyük yapmayacaktık.
06:55
So now we had our constraint.
166
415461
2624
Artık kısıtımız belliydi.
06:58
The laws of physics dictated
167
418085
1757
Fizik kuralları, yapabileceğimiz teleskobun
06:59
the absolute minimum-sized telescope that we could build.
168
419842
3324
asgari büyüklüklüğünü tamı tamına bize söylüyordu.
07:03
What came next was making the rest of the satellite
169
423166
3054
Sıradaki şey ise, uydunun kalanını
07:06
as small and as simple as possible,
170
426220
1741
mümkün olan en küçük ve en basit şekilde yapmaktı,
07:07
basically a flying telescope with four walls
171
427961
2652
kabaca dört duvarlı uçan bir teleskop
07:10
and a set of electronics smaller than a phone book
172
430613
2941
ile 100 vatlık bir ampulden daha az güç kullanan,
07:13
that used less power than a 100 watt lightbulb.
173
433554
3438
telefon rehberinden daha küçük bir elektronik seti.
07:16
The big challenge became actually taking
174
436992
1900
Yaşadığımız asıl zorluk, gerçekte bu teleskoptan
07:18
the pictures through that telescope.
175
438892
2198
resim çekerken oldu.
07:21
Traditional imaging satellites use a line scanner,
176
441090
3044
Geleneksel görüntüleme uyduları çizgi tarayıcı kullanır,
07:24
similar to a Xerox machine,
177
444134
1761
Xerox makinesine benzer
07:25
and as they traverse the Earth, they take pictures,
178
445895
2400
ve dünyanın etrafında gezinirken resim çekerler,
07:28
scanning row by row by row
179
448295
2196
bütün imajı ortaya çıkarmak için
07:30
to build the complete image.
180
450491
1675
satır satır tarayarak.
07:32
Now people use these because they get a lot of light,
181
452166
3004
İnsanların bunları kullanmalarının nedeni çok fazla ışık almaları,
07:35
which means less of the noise you see
182
455170
1831
bu da düşük fiyatlı bir mobil telefondaki görüntüden
07:37
in a low-cost cell phone image.
183
457016
2736
daha az parazit olduğu anlamına geliyor.
07:39
The problem with them is they require
184
459752
2361
Bunların sorunu, çok komplike bir
07:42
very sophisticated pointing.
185
462113
2240
sabitleme gerektirmesidir.
07:44
You have to stay focused on a 50-centimeter target
186
464353
2546
600 milden fazla uzaklıktan
07:46
from over 600 miles away
187
466899
1752
50 santimetrelik bir hedefe odaklı kalmak zorundasınız,
07:48
while moving at more than seven kilometers a second,
188
468651
2232
saniyede yedi kilometreden daha fazla hızla hareket ederken,
07:50
which requires an awesome degree of complexity.
189
470883
2749
bu da çok müthiş bir karmaşıklık seviyesi gerektirir.
07:53
So instead, we turned to a new generation of video sensors,
190
473632
3437
Bu yüzden onun yerine, yeni jenerasyon video sensörlerine baktık,
07:57
originally created for use in night vision goggles.
191
477069
3091
ilk başta gece görüş gözlüklerinde kullanılmak üzere yapılmışlardı.
08:00
Instead of taking a single, high quality image,
192
480160
2899
Tek bir yüksek kaliteli görüntü almak yerine,
08:03
we could take a videostream
193
483059
1387
tek tek daha parazitli karelerin
08:04
of individually noisier frames,
194
484446
2923
video akışını alabiliyorduk,
08:07
but then we could recombine
195
487369
1744
ama sonra bütün o kareleri
08:09
all of those frames together
196
489113
1466
biraraya toplayıp
08:10
into very high-quality images
197
490579
1996
çok kaliteli görüntülere çevirebiliyorduk,
08:12
using sophisticated pixel processing techniques
198
492575
2593
burada, yerde, sofistike piksel işleme
08:15
here on the ground,
199
495168
1521
tekniklerini kullanarak
08:16
at a cost of one one hundredth a traditional system.
200
496689
3137
ve geleneksel sistemin yüzde biri maliyetine.
08:19
And we applied this technique
201
499826
1153
Ve bu tekniği uydudaki
08:20
to many of the other systems on the satellite as well,
202
500979
2974
pek çok diğer sisteme de uyguladık
08:23
and day by day, our design evolved
203
503953
2840
ve günden güne tasarımımız
08:26
from CAD to prototypes
204
506793
3489
CAD (Bilgisayar destekli tasarım)'den prototiplere,
08:30
to production units.
205
510282
2888
oradan imal edilen ürünlere doğru gelişti.
08:33
A few short weeks ago,
206
513170
1657
Birkaç hafta önce,
08:34
we packed up SkySat 1,
207
514827
1851
SkySat 1'i tamamladık,
08:36
put our signatures on it,
208
516678
1773
üzerine imzamızı attık
08:38
and waved goodbye for the last time on Earth.
209
518451
2223
ve dünyadan son bir kez güle güle diye el salladık.
08:40
Today, it's sitting in its final launch configuration
210
520674
3481
Bugün, nihai fırlatma konfigürasyonuyla duruyor,
08:44
ready to blast off in a few short weeks.
211
524155
3061
birkaç hafta içinde fırlatılmaya hazır.
08:47
And soon, we'll turn our attention to launching
212
527216
2342
Ve yakında, dikkatimizi bu uydulardan
08:49
a constellation of 24 or more of these satellites
213
529558
3031
24 veya daha fazlasını içeren bir seriyi fırlatmaya
08:52
and beginning to build the scalable analytics
214
532589
2550
ve toplayacağımız petabaytlarca verinin
08:55
that will allow us to unearth the insights
215
535139
2339
içyüzünü ortaya çıkarmamızı sağlayacak
08:57
in the petabytes of data we will collect.
216
537478
3189
ölçeklenebilir çözümlemeler yaratmaya yönelteceğiz.
09:00
So why do all of this? Why build these satellites?
217
540667
3973
Peki bütün bunları neden yapıyoruz? Niye bu uyduları geliştiriyoruz?
09:04
Well, it turns out imaging satellites
218
544640
2611
Öyle ki, görüntüleyici uyduların
09:07
have a unique ability to provide global transparency,
219
547251
3710
küresel şeffaflık sağlamak gibi eşsiz bir yetenekleri var,
09:10
and providing that transparency on a timely basis
220
550961
2626
ki güncel bazda şeffaflık da
09:13
is simply an idea whose time has come.
221
553587
3411
sadece zamanı gelmiş bir fikirdir.
09:16
We see ourselves as pioneers of a new frontier,
222
556998
3523
Kendimizi yeni sınırların öncüleri olarak
09:20
and beyond economic data,
223
560521
1764
ekonomik verinin ötesinde,
09:22
unlocking the human story, moment by moment.
224
562285
3601
insanlığın hikâyesini anbean çözenler olarak görüyoruz.
09:25
For a data scientist
225
565886
1563
Bir veri bilimcisi için,
09:27
that just happened to go to space camp as a kid,
226
567449
2750
uzay kampına giden bir çocuk gibi olmaya benziyor,
09:30
it just doesn't get much better than that.
227
570199
2715
bundan daha iyisi olamaz.
09:32
Thank you.
228
572914
2215
Teşekkürler.
09:35
(Applause)
229
575129
4134
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7