How fashion helps us express who we are -- and what we stand for | Kaustav Dey

179,416 views ・ 2018-03-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cahid Atik Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
I was around 10 when one day,
0
12931
2586
10 yaşlarındayken bir gün
00:15
I discovered a box of my father's old things.
1
15541
2743
babamın eski eşyalarının arasında bir kutu buldum.
00:18
In it, under a bunch of his college textbooks,
2
18985
2830
Kutunun içindeki ders kitaplarının arasında
00:21
was a pair of black corduroy bell-bottom pants.
3
21839
4472
siyah, ispanyol paça kumaş pantolon vardı.
00:27
These pants were awful --
4
27292
1863
Pantolon berbat haldeydi;
00:29
musty and moth-eaten.
5
29179
1997
küf ve güve yemişti.
00:31
And of course, I fell in love with them.
6
31200
2056
Tabii ki pantolona aşık oldum.
00:33
I'd never seen anything like them.
7
33770
1625
Daha önce böyle bir şey görmemiştim.
00:36
Until that day,
8
36154
1469
O güne kadar
00:37
all I'd ever known and worn was my school uniform,
9
37647
4490
bildiğim ve giydiğim tek okul kıyafetimdi,
00:42
which, in fact, I was pretty grateful for,
10
42161
3217
ki aslında çok minnettarım
00:45
because from quite a young age,
11
45402
2122
çünkü küçük yaşlardan beri
00:47
I'd realized I was somewhat different.
12
47548
2894
anladım ki biraz farklıymışım.
00:50
I'd never been one of the boys my age;
13
50885
2360
Kendi yaşımdakiler gibi olamadım;
00:53
terrible at sports,
14
53269
1502
sporda çok kötüydüm,
00:54
possibly the unmanliest little boy ever.
15
54795
2661
belki de bu, küçük bir erkeğe hiç yakışmıyordu.
00:57
(Laughter)
16
57480
1088
(Gülüşmeler)
00:58
I was bullied quite a bit.
17
58592
1666
Pek çok defa zorbalık ettim.
01:01
And so, I figured that to survive I would be invisible,
18
61408
4732
Dahası, hayatta kalmak için görünmez olacağımı düşündüm
01:06
and the uniform helped me
19
66164
1585
fakat okul kıyafeti
01:08
to seem no different from any other child.
20
68532
2617
diğer çocuklardan farkım olmadığını gösterdi
01:11
(Laughter)
21
71173
1177
(Gülüşmeler)
01:12
Well, almost.
22
72374
2062
Eh, neredeyse.
01:16
This became my daily prayer:
23
76253
1987
Bu benim günlük duamdı:
01:18
"God, please make me just like everybody else."
24
78264
3474
"Tanrım, lütfen beni herkes gibi yap."
01:23
I think this went straight to God's voicemail, though.
25
83342
2585
Bence bu doğrudan Tanrı'nın sesli mesajına gitti.
01:25
(Laughter)
26
85951
1052
(Gülüşmeler)
01:27
And eventually, it became pretty clear
27
87027
2502
Nihayetinde oldukça belliydi ki
01:29
that I was not growing up to be the son that my father always wanted.
28
89553
3820
babamın istediği bir çocuk gibi yetişmiyordum.
01:33
Sorry, Dad.
29
93833
1150
Üzgünüm baba.
01:37
No, I was not going to magically change.
30
97523
2835
Hayır, sihirli bir değişim geçirmeyecektim.
01:40
And over time, I grew less and less sure that I actually wanted to.
31
100382
5305
Zaman içinde, gerçekten istediğimden gitgide daha az emin oldum.
01:46
Therefore, the day those black corduroy bell-bottom pants came into my life,
32
106740
4604
Bu sebeple o siyah düşük bel pantolonun hayatıma girdiği gün
01:51
something happened.
33
111368
1320
bir şeyler oldu.
01:53
I didn't see pants;
34
113227
1397
Pantolonu değil,
01:55
I saw opportunity.
35
115063
1501
fırsatı gördüm.
01:57
The very next day, I had to wear them to school,
36
117087
2701
Hemen ertesi gün
ne olursa olsun okula gitmek için onu giymeliydim.
01:59
come what may.
37
119812
1150
02:01
And once I pulled on those god-awful pants and belted them tight,
38
121820
3436
Bir keresinde o çirkin pantolonu giydim ve kemeri sıkıca bağladım,
02:05
almost instantly, I developed what can only be called a swagger.
39
125844
4396
hemen o anda havalı olabilecek bir şey geliştirdim.
02:10
(Laughter)
40
130264
1632
(Gülüşmeler)
02:11
All the way to school,
41
131920
1666
Okul yolu boyunca
02:13
and then all the way back because I was sent home at once --
42
133610
2916
ve sonra dönüş yolunda çünkü aniden evden gönderildim.
02:16
(Laughter)
43
136550
1308
(Gülüşmeler)
02:17
I transformed into a little brown rock star.
44
137882
4107
Küçük kahverengi bir rock yıldızına dönüştüm.
02:22
(Laughter)
45
142013
1539
(Gülüşmeler)
02:23
I finally didn't care anymore that I could not conform.
46
143576
2975
Uyumlu olamamak artık umrumda değildi.
02:26
That day, I was suddenly celebrating it.
47
146982
2698
O gün pat diye bunu kutladım.
02:30
That day, instead of being invisible,
48
150770
2730
O gün görünmez olmak yerine
02:33
I chose to be looked at,
49
153524
1794
farklı bir şeyler giyerek
02:36
just by wearing something different.
50
156206
2073
görünmeye karar verdim.
02:39
That day, I discovered the power of what we wear.
51
159136
4282
O gün giyimimizin gücünü keşfettim.
02:43
That day, I discovered the power of fashion,
52
163723
2673
O gün modanın gücünü keşfettim,
02:46
and I've been in love with it ever since.
53
166956
2295
o zamandan beri ona aşığım.
02:50
Fashion can communicate our differences to the world for us.
54
170073
3891
Moda, farklılıklarımızı bizler için dünyaya anlatabilir.
02:54
And with this simple act of truth,
55
174717
2037
Bu temel hakikatle fark ettim ki
02:56
I realized that these differences --
56
176778
2828
bu farklılıklar
02:59
they stopped being our shame.
57
179630
1946
utancımızın yolunu kesti.
03:02
They became our expressions,
58
182413
2631
Bu farklılıklar,
03:05
expressions of our very unique identities.
59
185068
3404
eşsiz kimliklerimizin ifadeleri oldu.
03:10
And we should express ourselves,
60
190138
2177
Kendimizi ifade etmeliyiz,
03:12
wear what we want.
61
192339
1332
istediğimizi giymeliyiz.
03:14
What's the worst that could happen?
62
194285
1875
Olabilecek en kötü şey ne?
03:16
The fashion police are going to get you for being so last season?
63
196184
4830
Geçen sezondan giyindiğiniz için moda polisi sizi alıp götürecek mi?
03:21
(Laughter)
64
201038
1961
(Gülüşmeler)
03:24
Yeah.
65
204667
1159
Evet.
03:26
Well, unless the fashion police meant something entirely different.
66
206329
5843
Moda polisi tamamen farklı bir şey ifade etmedikçe...
03:34
Nobel Prize laureate Malala survived Taliban extremists
67
214088
4140
Nobel ödüllü Malala,
Ekim 2012'de Taliban saldırısından sağ kurtuldu.
03:38
in October 2012.
68
218252
1589
03:40
However, in October 2017, she faced a different enemy,
69
220495
4829
Ancak Kasım 2017'de farklı bir düşmanla karşılaştı;
03:45
when online trolls viciously attacked the photograph
70
225906
3820
çevrimiçi troller, kot pantolon giyen
03:49
that showed the 20-year-old wearing jeans that day.
71
229750
3123
20 yaşındaki Malala'nın fotoğrafına alçakça saldırdı.
03:53
The comments,
72
233984
1456
"Başörtüsü ne zamandır taşınır oldu?"
03:55
the hatred she received,
73
235464
1513
gibi nefret yorumları aldı.
03:57
ranged from "How long before the scarf comes off?"
74
237001
2982
04:00
to, and I quote,
75
240915
1252
Ben de şunu belirttim:
"Çok zaman önce merminin doğrudan onun kafasını
04:03
"That's the reason the bullet directly targeted her head
76
243008
3097
hedef almasının nedeni bu."
04:06
a long time ago."
77
246129
1290
04:08
Now, when most of us decide to wear a pair of jeans
78
248430
2658
Çoğumuz New York, Londra, Milano ve Paris gibi yerlerde
04:11
someplace like New York, London, Milan, Paris,
79
251112
3768
kot pantolon giymeye karar verdiğimizde,
04:16
we possibly don't stop to think that it's a privilege;
80
256007
3824
muhtemelen bunun bir ayrıcalık olduğunu düşünmüyoruz;
04:21
something that somewhere else can have consequences,
81
261049
3047
başka bir yerde başka sonuçları olabilir,
04:25
something that can one day be taken away from us.
82
265429
3418
bir gün bizden alınabilecek bir şey olabilir.
04:30
My grandmother was a woman who took extraordinary pleasure
83
270447
3094
Büyükannem giyinmekten
04:33
in dressing up.
84
273565
1297
fevkalade keyif alan bir kadındı.
04:34
Her fashion was colorful.
85
274886
2090
Onun modası renkliydi.
04:37
And the color she loved to wear so much was possibly the only thing
86
277000
3689
Giymeyi sevdiği renk
aslında onunla ilgili olan tek şeydi,
04:40
that was truly about her,
87
280713
1904
04:42
the one thing she had agency over,
88
282641
1949
çünkü Hindistan'da kendi neslinin
04:45
because like most other women of her generation in India,
89
285139
2809
çoğu kadınları gibi yaptığı tek faaliyetti,
04:47
she'd never been allowed to exist
90
287972
2674
örf ve geleneklerinin dikte ettiğinin
04:50
beyond what was dictated by custom and tradition.
91
290670
2886
ötesinde olmasına hiç izin verilmedi.
04:54
She'd been married at 17,
92
294535
1779
17 yaşında evlenmişti,
04:57
and after 65 years of marriage, when my grandfather died suddenly one day,
93
297094
4691
evliliğinden 65 yıl sonra büyükbabam bir gün aniden vefat etti,
05:03
her loss was unbearable.
94
303198
1640
gidişi dayanılmazdı.
05:07
But that day, she was going to lose something else as well,
95
307122
3771
Fakat o gün büyükannem başka bir şeyi de kaybetti;
05:11
the one joy she had:
96
311514
1272
sahip olduğu tek mutluluğu;
05:13
to wear color.
97
313433
1150
renkli giyinmek.
05:16
In India, according to custom,
98
316129
1854
Hindistan örfüne göre
05:18
when a Hindu woman becomes a widow,
99
318007
2276
Hintli bir kadın dul kaldığında
05:20
all she's allowed to wear is white
100
320307
2695
kocasının ölüm gününden itibaren
beyaz giyinmesine izin veriliyor.
05:23
from the day of the death of her husband.
101
323026
2078
05:25
No one made my grandmother wear white.
102
325634
2137
Kimse büyükannemi beyaz giyindirmedi.
05:28
However, every woman she'd known who had outlived her husband,
103
328424
3835
Ancak, büyükannemin annesi de dahil olmak üzere
kocasını ardında bırakan
05:32
including her mother,
104
332283
1583
05:33
had done it.
105
333890
1150
her kadın bunu yapmıştı.
05:35
This oppression was so internalized,
106
335463
4384
Büyükannemin elinin tersiyle ittiği bu tercih
05:39
so deep-rooted,
107
339871
1597
çok içselleştirildi
05:41
that she herself refused a choice.
108
341492
2643
ve çok kök saldı.
05:46
She passed away this year,
109
346649
1892
O, bu yıl aramızdan ayrıldı.
05:48
and until the day she died,
110
348565
1602
Öldüğü güne kadar
05:50
she continued to wear only white.
111
350191
2151
sadece beyaz giymeye devam etti.
05:56
I have a photograph with her from earlier, happier times.
112
356275
3466
Onunla daha eskiye ait, daha mutlu zamanlardan bir fotoğrafım var.
06:00
In it, you can't really see what she's wearing --
113
360376
3015
Fotoğraf siyah beyaz olduğu için
ne giydiğini görmek imkansız.
06:03
the photo is in black and white.
114
363415
1790
06:05
However, from the way she's smiling in it,
115
365783
2832
Ancak, gülümsemesinden yola çıkarak
06:08
you just know she's wearing color.
116
368639
1886
renkli giydiğini fark edebilirsiniz.
06:12
This is also what fashion can do.
117
372382
2853
Bu da modanın ne yapabileceği.
06:15
It has the power to fill us with joy,
118
375259
2115
Moda bizi sevinçle, nasıl görünmek istediğimiz
06:17
the joy of freedom to choose for ourselves how we want to look,
119
377836
5280
ve yaşamak istediğimizi seçme konusunda
06:23
how we want to live --
120
383140
1528
uğrunda mücadeleye değer
06:25
a freedom worth fighting for.
121
385638
2317
özgürlük sevinciyle doldurma gücüne sahip.
06:28
And fighting for freedom, protest, comes in many forms.
122
388608
3985
Özgürlük ve protesto için mücadele birçok şekilde oluyor.
06:33
Widows in India like my grandmother, thousands of them,
123
393805
3170
Hindistan'da büyükannem gibi
06:36
live in a city called Vrindavan.
124
396999
1854
binlerce dul Vrindavan şehrinde yaşıyor.
06:39
And so, it's been a sea of white for centuries.
125
399720
2955
Böylece, şehir yüzyıllar boyunca beyaz bir deniz oldu.
06:44
However, only as recently as 2013,
126
404608
3094
Ancak, daha 2013 yılında
06:47
the widows of Vrindavan have started to celebrate Holi,
127
407726
3730
Hindistan'a özgü renk festivali olan,
06:51
the Indian festival of color,
128
411947
2010
katılmaları yasaklanan
06:54
which they are prohibited from participating in.
129
414665
2269
Holi'yi kutlamaya başladılar.
06:58
On this one day in March,
130
418615
1620
Mart ayında bir gün
07:00
these women take the traditional colored powder of the festival
131
420259
3703
bu kadınlar geleneksel renkli tozları alarak
07:04
and color each other.
132
424705
1473
birbirlerini boyuyorlar.
07:07
With every handful of the powder they throw into the air,
133
427454
3929
Avuç dolusu tozu havaya atıyorlar,
07:11
their white saris slowly start to suffuse with color.
134
431407
3834
beyaz Hintli elbiselerini yavaşça renge bürüyorlar.
07:16
And they don't stop until they're completely covered
135
436423
3444
Onlara yasaklanan etkinlikte kadınlar,
07:19
in every hue of the rainbow that's forbidden to them.
136
439891
3633
gökkuşağı tonunda kaplanana kadar durmuyorlar.
07:24
The color washes off the next day,
137
444889
1883
Renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor
07:27
however, for that moment in time,
138
447395
3063
ancak, o anda
07:30
it's their beautiful disruption.
139
450482
2274
bu onların güzel bozulmaları.
07:34
This disruption,
140
454742
1390
Bu bozulma, her türlü uyumsuzluk,
07:37
any kind of dissonance,
141
457082
1479
baskıya karşı savaşta yere attığımız
07:39
can be the first gauntlet we throw down in a battle against oppression.
142
459116
3997
ilk zırh eldiveni olabilir.
07:44
And fashion --
143
464279
1186
Moda
07:45
it can create visual disruption for us --
144
465926
2410
tam anlamıyla üzerimizde görsel bozulma yaratabilir.
07:48
on us, literally.
145
468926
1390
07:51
Lessons of defiance have always been taught
146
471942
2579
Meydan okuma dersleri her zaman
07:54
by fashion's great revolutionaries:
147
474545
1973
modanın büyük devrimcileri,
07:57
its designers.
148
477045
1181
tasarımcıları tarafından öğretildi.
07:59
Jean Paul Gaultier taught us that women can be kings.
149
479041
4944
Jean Paul Gaultier bize kadınların kral olabileceğini öğretti.
08:04
Thom Browne --
150
484718
1347
Thom Browne
08:06
he taught us that men can wear heels.
151
486089
2817
erkeklerin topuklu giyebileceğini öğretti.
08:10
And Alexander McQueen, in his spring 1999 show,
152
490392
4455
1999 baharında Alexander McQueen'in
08:14
had two giant robotic arms in the middle of his runway.
153
494871
3041
podyum ortasında iki dev robot kolu vardı.
08:19
And as the model, Shalom Harlow began to spin in between them,
154
499222
4893
Shalom Harlow model olarak
iki dev kolun arasında dönmeye başladı,
08:24
these two giant arms --
155
504139
2129
08:26
furtively at first and then furiously,
156
506292
2480
kollar sinsice, kızgın bir şekilde rengini
08:28
began to spray color onto her.
157
508796
2101
Harlow'un üzerine püskürtmeye başladı.
08:31
McQueen, thus,
158
511328
1742
Böylece McQueen, canına kıymadan önce
08:33
before he took his own life,
159
513690
1724
bedenimizin bir tuval olduğunu,
08:35
taught us that this body of ours is a canvas,
160
515438
3991
bu tuvali istediğimiz gibi
08:40
a canvas we get to paint however we want.
161
520088
3991
boyayabileceğimizi öğretti.
08:45
Somebody who loved this world of fashion
162
525467
2230
Moda dünyasını sevenlerden biri de
08:47
was Karar Nushi.
163
527721
1466
Karar Nushi'ydi.
08:49
He was a student and actor from Iraq.
164
529548
2092
Iraklı bir öğrenci ve aktördü.
08:52
He loved his vibrant, eclectic clothes.
165
532348
2345
Canlı ve seçmeci kıyafetlerini seviyordu.
08:55
However, he soon started receiving death threats for how he looked.
166
535164
4819
Ancak, görünümüyle ilgili ölüm tehditleri almaya başlamıştı.
09:00
He remained unfazed.
167
540764
1431
İstifini bozmadı,
09:02
He remained fabulous,
168
542754
1848
efsaneviydi,
09:04
until July 2017,
169
544626
1968
Ta ki 2017'ye, Karar'ın cansız bedeni
09:06
when Karar was discovered dead on a busy street in Baghdad.
170
546618
4042
Bağdat'ın işlek caddesinde bulunana kadar.
09:13
He'd been kidnapped.
171
553910
1523
Kaçırıldı.
09:16
He'd been tortured.
172
556480
1261
İşkence edildi.
09:18
And eyewitnesses say that his body showed multiple wounds.
173
558701
4208
Görgü tanıkları, Karar'ın vücudunda birçok yaralanma olduğunu söylüyor.
09:24
Stab wounds.
174
564019
1178
Bıçak izleri.
09:27
Two thousand miles away in Peshawar,
175
567838
2279
Pakistan’ın Peşaver şehrinde iki bin mil uzakta
09:30
Pakistani transgender activist Alisha was shot multiple times in May 2016.
176
570141
6412
transseksüel activist olan Alişa, Mayıs 2016’da birçok kez vuruldu.
09:37
She was taken to the hospital,
177
577339
2036
Kadın elbisesi içinde olduğu için
09:39
but because she dressed in women's clothing,
178
579399
2175
hastaneye kaldırıldığında
09:41
she was refused access to either the men's or the women's wards.
179
581598
4352
erkek ya da kadınların olduğu bölgeye girişi engellendi.
09:48
What we choose to wear can sometimes be literally life and death.
180
588270
4204
Giymek için seçtiğimiz şey
bazen yaşam ya da ölüm olabilir.
09:53
And even in death, we sometimes don't get to choose.
181
593569
3091
Ölümde bile bazen seçemiyoruz.
09:57
Alisha died that day
182
597387
1604
Alisha o gün öldü,
09:59
and then was buried as a man.
183
599015
2023
bir erkek olarak defnedildi.
10:02
What kind of world is this?
184
602753
1625
Bu nasıl bir dünya?
10:05
Well, it's one in which it's natural to be afraid,
185
605142
3572
Korkunun doğal olduğu,
10:09
to be frightened of this surveillance,
186
609856
2532
gözetimin korkuttuğu,
10:12
this violence against our bodies and what we wear on them.
187
612412
3319
bedenlerimize ve ne giydiğimize karşı şiddetin olduğu bir dünya.
10:16
However, the greater fear is that once we surrender,
188
616928
4696
Daha büyük korku, vazgeçtiğimizde ve bir araya gelip
10:21
blend in
189
621648
1173
birbirimizi ardı ardına
10:22
and begin to disappear one after the other,
190
622845
2176
ortadan kaldırmaya başladığımızda
10:25
the more normal this false conformity will look,
191
625907
2737
bu yanlış uyumun daha normal,
10:29
the less shocking this oppression will feel.
192
629693
2305
bu baskının daha az şok edici olacağıdır.
10:34
For the children we are raising,
193
634285
1635
Yetiştirdiğimiz çocuklar için
10:36
the injustice of today could become the ordinary of tomorrow.
194
636840
4117
bugünün adaletsizliği yarının sıradanı olabilir.
10:42
They'll get used to this,
195
642849
1447
Buna alışacaklar.
10:45
and they, too, might begin to see anything different as dirty,
196
645104
3754
Karanlık, bir yaşam tarzı olana dek
her şeyi kirli,
10:50
something to be hated,
197
650413
1378
nefret edilen,
10:52
something to be extinguished,
198
652763
1713
ortadan kaldırılmış
10:55
like lights to be put out,
199
655546
1577
tıpkı birer birer sönmüş ışık gibi
10:57
one by one,
200
657147
1167
10:58
until darkness becomes a way of life.
201
658338
2007
görmeye başlayabilirler.
11:02
However, if I today,
202
662738
2186
Bugün ben,
11:04
then you tomorrow,
203
664948
1457
yarın sen,
11:06
maybe even more of us someday,
204
666429
1845
hatta gelecekte birçoğumuz
11:08
if we embrace our right to look like ourselves,
205
668298
2863
eğer kendimiz gibi görünmeyi benimsersek,
11:11
then in the world that's been violently whitewashed,
206
671185
2890
o zaman şiddetle beyaza boyanan dünyada
11:14
we will become the pinpricks of color pushing through,
207
674099
2673
Vrindavan'ın dul kadınları gibi
11:17
much like those widows of Vrindavan.
208
677286
1898
renkli iğne deliğinden geçeceğiz.
11:21
How then, with so many of us,
209
681093
3444
O zaman silahın hedefi olacak birçoğumuzu
11:24
will the crosshairs of a gun
210
684561
2080
11:26
be able to pick out Karar,
211
686665
1902
Karar'dan,
11:29
Malala,
212
689412
1155
Malala'dan,
11:31
Alisha?
213
691048
1155
Alisha'dan ayırt edilebilecek miyiz?
11:34
Can they kill us all?
214
694223
1298
Hepimizi öldürebilirler mi?
11:38
The time is now to stand up,
215
698533
1773
Şimdi ayağa kalkma,
11:41
to stand out.
216
701171
1368
karşı koyma vakti.
11:43
Where sameness is safeness,
217
703407
2375
Eşitliğin güvenli olduğu yerde,
11:45
with something as simple as what we wear,
218
705806
2525
giyimimiz kadar basit bir şeyle
11:48
we can draw every eye to ourselves
219
708355
2212
dikkatleri üzerimize çekebiliriz.
11:51
to say that there are differences in this world, and there always will be.
220
711041
4386
Bu dünyada her zaman farklılıklar oldu, her zaman da olacak.
11:56
Get used to it.
221
716183
1234
Buna alış.
11:58
And this we can say without a single word.
222
718511
2919
Bunu bir tek kelime olmadan söyleyebiliriz.
12:01
Fashion can give us a language for dissent.
223
721844
2954
Moda bize muhalefet için bir dil verebilir,
12:05
It can give us courage.
224
725710
1498
cesaret verebilir.
12:07
Fashion can let us literally wear our courage on our sleeves.
225
727971
4287
Moda, cesaretimizi kollarımızın üzerinde taşımamıza izin verebilir.
12:13
So wear it.
226
733644
1153
Öyleyse onu giy.
12:16
Wear it like armor.
227
736327
1481
Zırh gibi giy.
12:18
Wear it because it matters.
228
738771
1697
Giy, çünkü önemli.
12:21
And wear it because you matter.
229
741053
2017
Giy, çünkü sen de önemlisin.
12:23
Thank you.
230
743817
1150
Teşekkürler.
12:24
(Applause)
231
744991
3170
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7