4 larger-than-life lessons from soap operas | Kate Adams

Çeviri: volkan tosun Gözden geçirme: Ramazan Şen

In 1987, Tina Lord found herself in quite the pickle.

1987'de, Tina Lord kendini zor bir durumun içinde buldu.

See, this gold digger made sure she married sweet Cord Roberts

Bu servet avcısı kadın tam da Cord Roberts'a miras kalmadan önce

just before he inherited millions.

onunla evlenmek için her şeyi yaptı.

But when Cord found out Tina loved his money

Ancak Cord, Tina'nın Cord'un parasını

as much as she loved him,

Cord'dan daha fazla sevdiğini anlayınca

he dumped her.

Tina'yı terk etti.

Cord's mother Maria was thrilled

Cord'un annesi Maria durumdan çok memnundu

until they hooked up again.

ta ki onlar yeniden birleşene dek.

So Maria hired Max Holden to romance Tina

Bundan sonra Maria, Max Holden'a Tina ile birlikte olması için para verdi.

and then made sure Cord didn't find out Tina was pregnant with his baby.

Ve Max'in çocuğunun Tina'nın karnında olduğunu Cord'dan gizledi.

So Tina, still married but thinking Cord didn't love her

Tina hâlâ Cord'la evliydi ancak Cord'un onun sevmediğini düşünüyordu

flew to Argentina with Max.

Bu yüzden Max ile Arjantin'e kaçtı.

Cord finally figured out what was going on

Cord da nelerin döndüğünü anladı,

and rushed after them, but he was too late.

peşlerinden gitti fakat her şey için çok geçti.

Tina had already been kidnapped,

Tina kaçırılmış,

strapped to a raft and sent over a waterfall.

bir kayığa bağlanmış uçurumdan aşağıya yollanmıştı.

She and her baby were presumed dead.

Çocuğuyla birlikte öldükleri düşünülüyordu.

Cord was sad for a bit,

Cord ilk başta biraz üzüldü,

but then he bounced right back

daha sonra acısını unuttu ve

with a supersmart archaeologist named Kate,

çok zeki bir arkeolojist olan Kate ile yakınlaştı.

and they had a gorgeous wedding

Muazzam bir düğün planladılar

until Tina, seemingly back from the dead, ran into the church holding a baby.

ancak ölümden dönmüş Tina kiliseye kucağındaki çocuğuyla daldı

"Stop!" she screamed.

"Durun!" diye haykırdı.

"Am I too late?

"Geç kalmadım değil mi?

Cord, I've come so far.

Cord, uzun yoldan geldim.

This is your son."

Bu da senin oğlun."

And that, ladies and gentlemen,

Ve bu, bayanlar baylar,

is how the soap opera "One Life to Live" introduced a love story

"One Life to Live" adlı pembe dizide geçen

25 yıl sürecek aşk hikâyesinin başlangıcıydı,

that lasted 25 years.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Now, if you've ever seen a soap opera,

Şimdi, eğer hepiniz bir pembe dizi izlediyseniz,

you know the stories and the characters can be exaggerated, larger than life,

oradaki olayların ve karakterlerin destansı bir abartıya sahip olduğunu bilirsiniz.

and if you're a fan, you find that exaggeration fun,

Bu dizilerin hayranıysanız, bu abartıyı eğlenceli bulabilirsiniz.

and if you're not,

Ancak değilseniz,

maybe you find them melodramatic or unsophisticated.

bunların yapmacık ve tekdüze olduğunu düşünebilirsiniz.

Maybe you think watching soap operas

Hatta belki de pembe dizileri izlemenin

is a waste of time,

vakit kaybı olduğunu,

that their bigness means their lessons are small or nonexistent.

anlamsız ve eğiticilikten uzak olduğunu düşünebilirsiniz.

But I believe the opposite to be true.

Ama bence durum tam olarak öyle değil.

Soap operas reflect life, just bigger.

Pembe diziler hayatı yansıtıyor. Sadece biraz abartarak.

So there are real life lessons we can learn from soap operas,

İçlerinde çıkarılacak dersler var, biz onlardan öğrenebiliriz,

and those lessons are as big and adventurous

ki bu pembe dizilerde görülebileceği gibi

as any soap opera storyline.

çok önemli ve cesurcadır.

Now, I've been a fan since I ran home from the bus stop in second grade

Şimdi, ben ikinci sınıftayken hayranı olduğum "General Hospital" dizisinin

desperate to catch the end of Luke and Laura's wedding,

en önemli anı olan Luke ve Laura'nın düğününün sonunu yakalamak için

the biggest moment in "General Hospital" history.

otobüs durağından eve koşturdum.

(Applause)

(Alkışlar)

So you can imagine how much I loved my eight years

Yani tahmin edebileceğiniz gibi "As the World Turns" dizisinde

as the assistant casting director on "As the World Turns."

sekiz yıl boyunca yaptığım yardımcı oyuncu yönetmenliğini çok seviyordum.

My job was watching soap operas,

Benim işim pembe dizileri izlemek,

reading soap opera scripts

senaryolarını okumak

and auditioning actors to be on soap operas.

ve dizide oynayacak doğru oyuncuları seçmekti.

So I know my stuff.

Yani ben işimi bilirim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And yes, soap operas

Ve evet, pembe diziler

are larger than life,

abartılı,

drama on a grand scale,

çoğunlukla dramatik,

but our lives can be filled with as much intensity,

ama hayatlarımız bir o kadar yoğunlukta

and the stakes can feel just as dramatic.

ve onlar kadar dramatik yaşayabiliriz.

We cycle through tragedy and joy

Hayatımızda trajedi ve eğlence arasında gitgeller yaşıyoruz,

just like these characters.

tıpkı bu karakterler gibi.

We cross thresholds, fight demons and find salvation unexpectedly,

Eşikleri atlıyor, kötülerle savaşıyor ve beklenmedik şekilde kurtuluyoruz

and we do it again and again and again,

ve bunu tekrar tekrar yapıyoruz,

but just like soaps, we can flip the script,

aynı pembe diziler gibi, senaryoyu değiştirebilir,

which means we can learn from these characters

yani bu karakterlerden bir şeyler öğrenebiliriz,

that move like bumblebees,

arılar gibi hareketlerle

looping and swerving through life.

kıvrılarak savrularak hayatımızı sürdürürüz.

And we can use those lessons

Ve biz bu dersleri kendi hayat hikâyemizi

to craft our own life stories.

oluşturmak için kullanabiliriz.

Soap operas teach us to push away doubt

Pembe diziler bize tereddütten kurtulmayı,

and believe in our capacity

kapasitemize inanmayı,

for bravery, vulnerability,

cesareti, savunmasızlığı,

adaptability and resilience.

uyumluluğu ve esnekliği öğretebilir.

And most importantly, they show us

Ve en önemlisi onlar bize

it's never too late to change your story.

hikâyemizi değiştirmek için asla geç kalmadığımızı gösterir.

So with that, let's start with soap opera lesson one:

Öyleyse şimdi pembe dizi derslerimizin birincisiyle başlayalım:

surrender is not an option.

Teslim olmak bir seçenek değil.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

"All My Children"'s Erica Kane was daytime's version of Scarlett O'Hara,

"All My Children"daki Erica Kane Scarlett O'hara'nın televizyon sürümüydü,

a hyperbolically self-important princess

içinde hırpani ve cesur biri yatan

who deep down was scrappy and daring.

kendince önemli ve şaşaalı bir prensesti.

Now, in her 41 years on TV, perhaps Erica's most famous scene

Erica'nın televizyondaki 41 yılındaki en önemli anı

is her alone in the woods

ormanda yalnız başınayken

suddenly face to face with a grizzly bear.

bir anda bir ayıyla yüz yüze kalmasıydı.

She screamed at the bear,

Erica ayıya bağırdı;

"You may not do this!

"Bunu yapamazsın!

Do you understand me?

Beni anlıyor musun?

You may not come near me!

Yanıma gelemezsin!

I am Erica Kane

Ben Erica Kane'im

and you are a filthy beast!"

ve sen de pis bir yaratık!"

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And of course the bear left,

Ve elbette ayı oradan ayrıldı,

so what that teaches us

yani bunun bize öğrettiği

is obstacles are to be expected

engellerle karşılaştığımızda

and we can choose to surrender or we can stand and fight.

bu engellere teslim olabilir ya da karşı gelip savaşabiliriz.

Pandora's Tim Westergren knows this better than most.

Pandora'daki Tim Westergren çoğumuzdan iyi bilir.

You might even call him the Erica Kane of Silicon Valley.

Hatta onu "Silicon Valley" dizisinin Erica Kane'i olarak düşünebilirsiniz.

Tim and his cofounders launched the company

Tim ve arkadaşları iki milyon dolar yatırım alarak

with two million dollars in funding.

bir şirket kurdular.

They were out of cash the next year.

Ertesi yıl beş parasızdılar.

Now, lots of companies fold at that point, but Tim chose to fight.

Birçok şirket bu durumda iflas etmişti, ancak Tim direnmeyi seçti.

He maxed out 11 credit cards and racked up six figures in personal debt

11 kredi kartının tümünün limitini doldurdu ve 6 haneli kişisel borçların altına girdi

and it still wasn't enough.

ve bu hâlâ durumu kurtarmaya yetmedi.

So every two weeks for two years on payday he stood in front of his employees

İki yıl boyunca iki haftada bir çalışanlarına gitti

and he asked them to sacrifice their salaries,

ve onlardan maaşlarından feragat etmelerini istedi

and it worked.

ve bu işe yaradı.

More than 50 people deferred two million dollars,

Yaklaşık 50 kişi iki milyon dolar borcun vadesini ödeyebildiler

and now, more than a decade later,

ve şimdi 10 yıldan fazla zaman sonra,

Pandora is worth billions.

Pandora'nın değeri milyarlara ulaştı.

When you believe that there is a way

Engelleri aşmanın bir yolu olduğuna inandığınızda

around or through whatever is in front of you,

karşınızda ne olursa olsun

that surrender is not an option,

tümünü aşabilirsiniz,

you can overcome enormous obstacles.

teslim olmak bir seçenek değil.

Which brings us to soap opera lesson two:

Ki bu da bizi ikinci dersimize getiriyor:

sacrifice your ego and drop the superiority complex.

Egonuzu feda edin ve üstünlük kompleksinden vazgeçin.

Now, this is scary.

İşte bu korkutucu.

It's an acknowledgment of need or fallibility.

Bu bir kabulleniş ya da hata yapma ihtiyacıdır.

Maybe it's even an admission

Belki öyle olmak istesek bile

that we're not as special as we might like to think.

özel olmadığımızı kabullenmektir.

Stephanie Forrester of "The Bold and the Beautiful"

"The Bold and the Beautiful" dizisinin Stephanie Forrester'ı

thought she was pretty darn special.

kendinin çok olduğunu düşünüyordu.

She thought she was so special,

O kadar özel olduğunu düşünüyordu ki,

she didn't need to mix with the riffraff from the valley,

vadideki ayak takımıyla muhattap olma gereği duymadı

and she made sure valley girl Brooke knew it.

ve vadi kızı Brook'un bunu bildiğinden emin oldu.

But after nearly 25 years of epic fighting,

Ancak 25 yıl süren epik çatışmadan sonra

Stephanie got sick and let Brooke in.

Stephanie'nin canına tak etti ve Brook'u kabullendi.

They made amends,

Anlaşmazlıklar çözüldü,

archenemies became soul mates

baş düşmanlar can dostu oldu

and Stephanie died in Brooke's arms,

ve Stephanie Brook'un kollarında öldü,

and here's our takeaway.

işte bizim çıkaracağımız ders bu.

Drop your ego.

Egonuzdan vazgeçin.

Life is not about you.

Hayat sizin etrafınızda dönmüyor.

It's about us,

Hepimiz içindeyiz,

and our ability to experience joy

neşe ve sevgiyi yaşama,

and love and to improve our reality

gerçekliğimizi geliştirme kabiliyeti

comes only when we make ourselves vulnerable

ancak kendimizi savunmasız hâle getirdiğimizde ortaya çıkar

and we accept responsibility for our actions

ve davranışlarımız ya da tepkisizliklerimiz

and our inactions,

için sorumluluk kabul ederiz,

kind of like Howard Schultz, the CEO of Starbucks.

tıpkı Starbucks'ın CEO'su Howard Schultz gibi.

Now, after a great run as CEO,

Harika bir CEO'luk döneminden sonra

Howard stepped down in 2000,

2000 yılında istifa etti

and Starbucks quickly overextended itself

ve Starbucks kısa zamanda büyüdü

and stock prices fell.

ve hisse senedi fiyatları düştü.

Howard rejoined the team in 2008,

Howard 2008 yılında yeniden şirkete katıldı

and one of the first things he did

ve yaptığı ilk işlerden biri

was apologize to all 180,000 employees.

180 bin çalışanından özür dilemek oldu.

He apologized.

Özür diledi.

And then he asked for help, honesty, and ideas in return.

Dürüstçe yardım istedi ve fikirlerini sordu.

And now, Starbucks has more than doubled

Ve şimdi Starbucks Howard yeniden katıldığından beri

its net revenue since Howard came back.

gelirini ikiden fazla katladı.

So sacrifice your desire to be right or safe all the time.

Kendinizi güvende veya haklı tarafta tutma isteğinizden vazgeçin,

It's not helping anyone, least of all you.

bunun kimseye faydası yok, en azından kendinize.

Sacrifice your ego.

Egonuzdan vazgeçin.

Soap opera lesson three:

Pembe dizi dersleri üçüncü ders:

evolution is real.

Evrim gerçektir.

You're not meant to be static characters.

Sizler aynı kalmak için yaratılmadınız.

On television, static equals boring and boring equals fired.

Televizyonda tekrar eden hikâyeler sıkıcıdır, sıkıcı olanlar da işinden olur.

Characters are supposed to grow and change.

Karakterlerin büyümesi ve değişmesi gerekir.

Now, on TV, those dynamic changes

Dizilerde bu tür değişiklikler

can make for some rough transitions,

zorlu geçiş dönemleri yaratabilir,

particularly when a character is played by one person yesterday

bir karakter dün başka oyuncu tarafından canlandırılırken

and played by someone new today.

bugün başkası tarafından canlandırılabilir.

Recasting happens all the time on soaps.

Oyuncu değişikliği pembe dizilerde sıkça yaşanır.

Over the last 20 years,

20 yıldan fazla süren

four different actors have played the same key role

"General Hospital"da dört farklı karakter hep aynı

of Carly Benson on "General Hospital."

ana karakteri canlandırdı, o da Carly Benson'du.

Each new face triggered a change in the character's life and personality.

Her yeni yüz karakterin hayatında ve kişiliğinde değişikliklere yol açtı.

Now, there was always an essential nugget of Carly in there,

Carly karakterinin hep belirgin özellikleri vardı,

but the character and the story adapted to whomever was playing her.

ancak karakter ve olaylar onu oynayan kişilere göre uyarlandı.

And here's what that means for us.

Bunun bize anlattığı şey ise:

While we may not swap faces in our own lives,

Yaşadığımız sürece bizim görüşünüşümüz birden değişmese de

we can evolve too.

karakterimiz değişebilir.

We can choose to draw a circle around our feet and stay in that spot,

Etrafımıza bir çember çizerek onun içinde kalabilir

or we can open ourselves to opportunities

ya da kendimizi fırsatlara açabiliriz.

like Carly, who went from nursing student to hotel owner,

Tıpkı hemşirelik öğrencisiyken otel sahibi olan Carly gibi

or like Julia Child.

ya da Julia Child gibi.

Julia was a World War II spy,

Julia İkinci Dünya Savaşı'nda ajandı,

and when the war ended, she got married, moved to France,

savaş bittiğinde, evlendi, Fransa'ya taşındı,

and decided to give culinary school a shot.

aşçılık okuluna gitmeye karar verdi.

Julia, her books and her TV shows revolutionized the way America cooks.

Julia'nın kitapları ve dizileri Amerika'nın yemek kültürünü değiştirdi.

We all have the power to initiate change in our lives,

Hepimiz hayatımızda gelişmeye ve uyum sağlamaya,

to evolve and adapt.

sebep olacak değişikliği başlatabilecek güce sahibiz.

We make the choice,

Karar bizim,

but sometimes life chooses for us, and we don't get a heads up.

ancak bazen hayat bizim adımıza seçer ve bunu bize haber vermez.

Surprise slams us in the face.

Sürprizlerini yüzümüze vurur.

You're flat on the ground, the air is gone,

Yerde kütük gibi yatarken, havasız kalırız

and you need resuscitation.

ve yeniden dirilmeye ihtiyaç duyarız.

So thank goodness for soap opera lesson four:

Tanrıya şükür pembe dizi derslerinde dördüncü ders var:

resurrection is possible.

Yeniden dirilmek mümkündür.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

(Applause)

(Alkışlar)

In 1983, "Days of Our Lives"' Stefano DiMera died of a stroke,

1983 yılında "Days of Our Lives" dizisinde Stefano DiMera kalp krizinden öldü

but not really, because in 1984

ama bu olamaz çünkü, 1984'te

he died when his car plunged into the harbor,

arabası limana savrulduğunda ölmüştü,

and yet he was back in 1985 with a brain tumor.

ancak yine döndü ve 1985'te beyin tümöründen öldü.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But before the tumor could kill him,

Ancak tümör onu öldürmeden önce

Marlena shot him, and he tumbled off a catwalk to his death.

Merlana onu vurmuş ve yavaşça geri adım atarak ölmüştü.

And so it went for 30 years.

Ve bu şekilde 30 yıl sürdü.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Even when we saw the body,

Cesedi gördüğümüzde dahi,

we knew better.

bunu biliyorduk.

He's called the Phoenix for a reason.

Ona Anka Kuşu denmesinin bir sebebi vardı.

And here's what that means for us.

İşte bu da bizim için şu anlama geliyor;

As long as the show is still on the air,

dizi yayınlanmaya devam ettiği sürece

or you're still breathing,

ya da siz nefes aldığınız sürece,

nothing is permanent.

hiçbir şey kesin değildir.

Resurrection is possible.

Yeniden dirilmek mümkündür.

Now, of course, just like life,

Şimdi elbette gerçek hayat gibi,

soap operas do ultimately meet the big finale.

pembe diziler de büyük final yaparlar.

CBS canceled my show, "As The World Turns," in December 2009,

CBS kanalı benim de çalıştığım "As the World Turns" dizisini 2009'da

yayından kaldırdı ve son bölümümüzü

and we shot our final episode

in June 2010.

Haziran 2010'da çektik.

It was six months of dying

Altı ay ölüm gibi geçti

and I rode that train right into the mountain.

ve ben o treni doğrudan dağlara sürdüm.

And even though we were in the middle of a huge recession

Hatta biz o duraklama dönemindeyken

and millions of people were struggling to find work,

milyonlarca insan iş bulmakta zorlanıyordu,

I somehow thought everything would be OK.

bir şekilde her şeyin iyi olacağını düşündüm.

So I packed up the kids and the Brooklyn apartment,

Brooklyn'deki apartmanımdan eşyalarımı toplayıp çocuklarla birlikte,

and we moved in with my in-laws

eşimin ailesinin yanına,

in Alabama.

Alabama'ya taşındık.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Three months later, nothing was OK.

Üç ay geçtiğinde, hiçbir şey yolunda değildi.

That was when I watched the final episode air,

Dizimin son bölümünü izlediğimde,

and I realized the show was not the only fatality.

kötü sonu gören yalnızca dizim değildi;

I was one too.

bu benim de sonumdu.

I was unemployed and living on the second floor

İşsizdim ve kayınlarımın evinde

of my in-laws' home,

ikinci katta yaşıyordum

and that's enough to make anyone feel dead inside.

ve bu da insanın içinin öldüğünü anlatmaya yeter.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But I knew my story wasn't over,

Ama hikâyemin bitmediğini biliyordum,

that it couldn't be over.

bu kesinlikle bir son olamazdı.

I just had to tap into everything I had ever learned about soap operas.

Pembe dizilerde öğrendiğim şeyleri uygulamaya koymamın tam sırasıydı.

I had to be brave like Erica and refuse to surrender,

Erica gibi cesur olmalı, teslim olmamalıydım,

so every day, I made a decision to fight.

o yüzden her gün duruma direnecek kararlar verdim.

I had to be vulnerable like Stephanie

Stephanie gibi savunmasız olmalıydım

and sacrifice my ego.

ve egomu bir yana bıraktım.

I had to ask for help a lot of times across many states.

Birçok kez birçok eyaletten yardım istemem gerekti.

I had to be adaptable like Carly

Carly gibi uyumlu olmalıydım

and evolve my skills, my mindset, and my circumstances,

ve yeteneklerimi, kafa yapımı ve içinde bulunduğum durumu geliştirmeliydim.

and then I had to be resilient, like Stefano,

Stefano gibi dayanıklı olmalıydım,

and resurrect myself and my career

kendimi ve kariyerimi bir anka kuşu gibi

like a phoenix from the ashes.

küllerinden yeniden diriltmeliydim.

Eventually I got an interview.

En sonunda bir görüşmeye çağrıldım,

After 15 years in news and entertainment,

15 yıllık haber ve eğlence kariyerimden

nine months of unemployment

dokuz aylık işsizliğimden sonra

and this one interview,

ve bu görüşmede,

I had an offer for an entry level job.

giriş seviyesi bir iş için teklif aldım.

I was 37 years old

37 yaşındaydım

and I was back from the dead.

ve yeniden dirilmiştim.

We will all experience what looks like an ending,

Hepimiz son olacakmış gibi görünen şeyler yaşayacağız

and we can choose to make it a beginning.

ve bunun başlangıca dönüşmesini sağlayabiliriz.

Kind of like Tina, who miraculously survived that waterfall,

Mucizevi bir şekilde şelalenin dibinden kurtulan Tina gibi,

and because I hate to leave a cliffhanger hanging,

ki uçurum kenarında asılı kalmaktan nefret ederim,

Tina and Cord did get divorced,

Tina ve Cord boşandılar,

but they got remarried three times before the show went off the air in 2012.

ancak dizi 2012 yılında yayından kalkmadan önce üç kez daha evlendiler.

So remember,

Unutmayın,

as long as there is breath in your body,

ciğerleriniz hava aldığı sürece,

it's never too late to change your story.

hikâyenizi değiştirmek için asla geç değildir.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)