How early life experience is written into DNA | Moshe Szyf

180,062 views ・ 2017-04-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Figen Ergürbüz Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
So it all came to life
0
12740
1684
Her şey Madrid'de
00:14
in a dark bar in Madrid.
1
14448
1832
karanlık bir barda başladı.
00:16
I encountered my colleague from McGill, Michael Meaney.
2
16843
4224
McGill'den iş arkadaşım Michael Meaney'le karşılaştım.
00:21
And we were drinking a few beers,
3
21091
2305
Birkaç bira içip laflıyorduk
00:23
and like scientists do,
4
23420
2053
ve bilim insanlarının yaptığı gibi
00:25
he told me about his work.
5
25497
1446
bana çalışmasından bahsetti.
00:28
And he told me that he is interested in how mother rats lick their pups
6
28124
6954
Anne farelerin yavrularını doğum sonrasında nasıl yaladıklarıyla
00:35
after they were born.
7
35102
1370
ilgilendiğinden bahsetti.
00:37
And I was sitting there and saying,
8
37476
2419
Orada oturmuş kendime şöyle diyordum,
00:39
"This is where my tax dollars are wasted --
9
39919
3000
"Vergilerimin nerede harcandığı belli oldu,
00:42
(Laughter)
10
42943
1034
(Kahkahalar)
00:44
on this kind of soft science."
11
44001
2778
bu tarz bir sosyal bilime."
00:47
And he started telling me
12
47655
2497
Sonra anlatmaya başladı.
00:50
that the rats, like humans,
13
50176
3400
Fareler de insanlar gibi
00:53
lick their pups in very different ways.
14
53600
2446
yavrularını farklı şekillerde yalıyorlardı.
00:56
Some mothers do a lot of that,
15
56070
2735
Bazı anneler bunu çok yapıyordu;
00:58
some mothers do very little,
16
58829
2205
bazı anneler oldukça az
01:01
and most are in between.
17
61058
1970
ve çoğunluğu da bu ikisinin arasında.
01:03
But what's interesting about it
18
63687
1901
Fakat burada ilginç olan,
01:05
is when he follows these pups when they become adults --
19
65612
4918
yavrular büyüdükten sonra arkadaşım onları takip etmeye devam ediyordu,
01:10
like, years in human life, long after their mother died.
20
70554
4179
anneleri öldükten çok daha sonra yıllarca takip ediyordu
01:14
They are completely different animals.
21
74757
2068
ve tamamen farklı hayvanlara dönüşüyorlardı.
01:16
The animals that were licked and groomed heavily,
22
76849
4373
Yoğun ilgi gösterilmiş ve yalanmış olanlar,
01:21
the high-licking and grooming,
23
81246
1752
fazla yalanan ve bakım yapılanlar,
01:23
are not stressed.
24
83879
1364
stresli değildi.
01:25
They have different sexual behavior.
25
85842
2249
Cinsel davranışları farklıydı.
01:28
They have a different way of living
26
88115
2955
Yaşam tarzları da
01:31
than those that were not treated as intensively by their mothers.
27
91094
5480
annelerinden aynı yoğunlukta ilgi görmemiş olanlardan farklıydı.
01:37
So then I was thinking to myself:
28
97754
3164
Kendi kendime şu soruyu sordum:
01:40
Is this magic?
29
100942
1292
Bu büyü müydü?
01:42
How does this work?
30
102822
1369
Bu nasıl oluyordu?
01:44
As geneticists would like you to think,
31
104215
2209
Genetikçilerin düşünmenizi istediği gibi,
01:47
perhaps the mother had the "bad mother" gene
32
107210
3972
belki de annede yavrularda strese sebep olan
01:51
that caused her pups to be stressful,
33
111206
3637
"kötü anne" geni vardı
01:54
and then it was passed from generation to generation;
34
114867
2547
ve bu nesilden nesile aktarıldı;
01:57
it's all determined by genetics.
35
117438
2700
bütün bunlar genlerle belirlenmişti.
02:00
Or is it possible that something else is going on here?
36
120162
3494
Ya da burada başka bir şeyler olması mümkün müydü?
02:03
In rats, we can ask this question and answer it.
37
123680
3571
Farelerde bu soruyu sorup cevaplayabiliriz.
02:07
So what we did is a cross-fostering experiment.
38
127275
3605
Biz de bir çapraz-ebeveyn deneyi yaptık.
02:10
You essentially separate the litter, the babies of this rat, at birth,
39
130904
4755
Temelde bu, yavruları doğumda ayırıp
02:15
to two kinds of fostering mothers --
40
135683
1867
farklı iki koruyucu anneye -
02:17
not the real mothers, but mothers that will take care of them:
41
137574
3328
gerçek anneler değil, onlarla ilgilenecek annelere -
02:20
high-licking mothers and low-licking mothers.
42
140926
2254
çok yalayan ve az yalayan annelere verilir.
02:23
And you can do the opposite with the low-licking pups.
43
143204
3878
Ve bunun tam tersini az yalayan yavrularla da yapabilirsiniz.
02:27
And the remarkable answer was,
44
147528
2373
Elde ettiğimiz çarpıcı sonuç ise
02:29
it wasn't important what gene you got from your mother.
45
149925
4039
anneden alınan genin önemi olmamasıydı.
02:33
It was not the biological mother that defined this property of these rats.
46
153988
5748
Bu farelerin özelliklerini biyolojik anneleri belirlemiyordu.
02:39
It is the mother that took care of the pups.
47
159760
4006
Onlara bakan ve ilgi gösteren anne belirliyordu.
02:44
So how can this work?
48
164591
2825
Peki bu nasıl oluyordu?
02:48
I am an a epigeneticist.
49
168741
1803
Ben bir epigenetikçiyim.
02:50
I am interested in how genes are marked
50
170568
3672
Anne karnında olduğumuz dönemde,
02:54
by a chemical mark
51
174264
1716
embriyogenez sırasında,
02:56
during embryogenesis, during the time we're in the womb of our mothers,
52
176004
4805
genlerin kimyasal bir işaretle nasıl işaretlendiği
03:00
and decide which gene will be expressed
53
180833
2479
ve hangi genin hangi dokuda ortaya çıkacağı
03:03
in what tissue.
54
183336
1182
konusuyla ilgileniyorum.
03:04
Different genes are expressed in the brain than in the liver and the eye.
55
184542
4170
Beyin, karaciğer ve gözlerde farklı genler bulunur.
03:09
And we thought: Is it possible
56
189538
2839
Kendimize şunu sorduk:
03:12
that the mother is somehow reprogramming the gene of her offspring
57
192401
6947
Acaba annenin, bir şekilde, yavruların genlerini davranışlar yoluyla
yeniden programlaması mümkün müdür?
03:19
through her behavior?
58
199372
1549
03:20
And we spent 10 years,
59
200945
1611
10 yıl süren çalışmaların ardından
03:22
and we found that there is a cascade of biochemical events
60
202580
4041
bulduğumuz şey, annenin yalama, bakım ve ilgisinin
03:26
by which the licking and grooming of the mother, the care of the mother,
61
206645
3443
biyokimyasal sinyallere çevrildiği,
03:30
is translated to biochemical signals
62
210112
2483
bu sinyallerin çekirdek ve DNA'ya giderek
03:32
that go into the nucleus and into the DNA
63
212619
3311
onu farklı şekilde programladığı,
03:35
and program it differently.
64
215954
2078
kademeli bir biyokimyasal olaylar dizisi olduğuydu.
03:38
So now the animal can prepare itself for life:
65
218056
4896
Hayvan artık kendini hayata hazırlayabilir.
03:42
Is life going to be harsh?
66
222976
2621
Hayat zorlu ve çetin mi olacak?
03:45
Is there going to be a lot of food?
67
225621
1762
Bol bol yiyecek olacak mı?
03:47
Are there going to be a lot of cats and snakes around,
68
227407
2525
Çevrede çok fazla kedi ve yılan olacak mı?
03:49
or will I live in an upper-class neighborhood
69
229956
2323
Ya da mesela ben üst sınıf bir semtte mi yaşayacağım?
03:52
where all I have to do is behave well and proper,
70
232303
2707
Toplumsal olarak kabul görmek için
03:55
and that will gain me social acceptance?
71
235034
3135
tek yapmam gereken doğru düzgün davranmak mı olacak?
03:58
And now one can think about how important that process can be
72
238798
5591
Şimdi bu sürecin hayatımız için ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz.
04:04
for our lives.
73
244413
1175
04:05
We inherit our DNA from our ancestors.
74
245612
2912
DNA'mızı atalarımızdan miras alırız.
04:09
The DNA is old.
75
249231
1929
DNA çok eskidir.
04:11
It evolved during evolution.
76
251184
2068
Evrim sırasında, o da evrilmiştir.
04:13
But it doesn't tell us if you are going to be born in Stockholm,
77
253758
4333
Ama günlerin yazın uzun kışın kısa olduğu Stockholm'de mi
04:18
where the days are long in the summer and short in the winter,
78
258115
3386
ya da yıl boyunca gece ve gündüzün eşit olduğu
04:21
or in Ecuador,
79
261525
1305
Ekvador'da mı doğacağınızı
04:22
where there's an equal number of hours for day and night all year round.
80
262854
3533
DNA bilemez ve bize söyleyemez.
04:26
And that has such an enormous [effect] on our physiology.
81
266411
3795
Ve bu bizim fizyolojimiz üzerinde o kadar muazzam bir etkiye sahip ki.
04:31
So what we suggest is, perhaps what happens early in life,
82
271309
4236
Yani burada önerdiğimiz şey, belki de hayatımızın ilk yıllarında olanlar,
04:35
those signals that come through the mother,
83
275569
2167
anne vasıtasıyla gelen bu sinyaller,
04:37
tell the child what kind of social world you're going to be living in.
84
277760
4515
çocuğa ne tür bir sosyal dünyada yaşayacağını söylemektedir.
04:42
It will be harsh, and you'd better be anxious and be stressful,
85
282299
3400
Acımasız olacak, kaygılı ve stresli olmalısın
04:45
or it's going to be an easy world, and you have to be different.
86
285723
3123
ya da kolay bir hayat olacak, rahat olmalısın.
04:48
Is it going to be a world with a lot of light or little light?
87
288870
3190
Aydınlık bir dünya mı yoksa karanlık bir dünya mı olacak?
04:52
Is it going to be a world with a lot of food or little food?
88
292084
3985
Bol yiyecek mi olacak ya da yiyecek az mı olacak?
04:56
If there's no food around,
89
296093
1524
Eğer yiyecek yoksa
04:57
you'd better develop your brain to binge whenever you see a meal,
90
297641
4616
beyninin, her yemek gördüğünde bol bol yiyecek şekilde
05:02
or store every piece of food that you have as fat.
91
302281
4756
ya da her yemeği yağ olarak depolayacak şekilde gelişmesi daha iyi olur.
05:08
So this is good.
92
308639
1430
Bu iyi bir şeydir.
05:10
Evolution has selected this
93
310093
1857
Evrim, değişmeyen, eski DNA'nın
05:11
to allow our fixed, old DNA to function in a dynamic way
94
311974
4896
yeni ortamlarda dinamik bir şekilde işlev göstermesini sağlamak için
05:16
in new environments.
95
316894
1849
bunu seçmiştir.
05:19
But sometimes things can go wrong;
96
319197
2583
Ancak bazen işler ters gidebilir;
05:22
for example, if you're born to a poor family
97
322526
3862
örneğin yoksul bir ailede dünyaya gelmişseniz
05:26
and the signals are, "You better binge,
98
326412
2929
sinyaller şöyledir, ''Bol bol yemelisin,
05:29
you better eat every piece of food you're going to encounter."
99
329365
3215
her fırsatta karşına çıkan her bir yiyeceği tüketmelisin.''
05:32
But now we humans and our brain have evolved,
100
332604
2252
Fakat şimdi biz insanlar ve beynimiz evrildik
05:34
have changed evolution even faster.
101
334880
2096
ve evrimi daha da hızlı hâle getirdik.
05:37
Now you can buy McDonald's for one dollar.
102
337000
3364
Şimdi bir dolara McDonald's'tan bir şeyler alabilirsiniz.
05:40
And therefore, the preparation that we had by our mothers
103
340388
6410
Bu nedenle annelerimiz tarafından bize verilen hazırlık
05:46
is turning out to be maladaptive.
104
346822
2592
uyum sağlamamıza yetmiyor.
05:50
The same preparation that was supposed to protect us from hunger and famine
105
350171
4213
Bizi açlıktan ve kıtlıktan koruması gereken hazırlık
05:54
is going to cause obesity,
106
354408
2457
obeziteye, kardiyovasküler problemlere
05:56
cardiovascular problems and metabolic disease.
107
356889
2970
ve metabolik rahatsızlıklara neden oluyor.
06:00
So this concept that genes could be marked by our experience,
108
360486
3472
Bu nedenle genlerin deneyimlerimizle,
06:03
and especially the early life experience,
109
363982
2301
özellikle de hayatımızın ilk yıllarındaki deneyimlerimizle
06:06
can provide us a unifying explanation
110
366307
2814
belirlenmiş olması ihtimali bize hem sağlıkla hem de hastalıkla ilgili
06:09
of both health and disease.
111
369145
2343
bir açıklama sağlayabilir.
06:12
But is true only for rats?
112
372432
2358
Ancak bu sadece fareler için mi geçerli?
06:14
The problem is, we cannot test this in humans,
113
374814
2952
Sorun şu ki bunu insanlarda test edemiyoruz,
06:17
because ethically, we cannot administer child adversity in a random way.
114
377790
4112
çünkü etik olarak çocuğa rastgele kötü koşullar ve zorluklar yaşatamayız.
06:21
So if a poor child develops a certain property,
115
381926
3304
Bu yüzden eğer yoksul bir çocuk belirli bir özelliğe sahipse
06:25
we don't know whether this is caused by poverty
116
385254
3739
bunun yoksulluk sebebiyle mi
yoksulların kötü genleri olmasından mı kaynaklandığını bilmiyoruz.
06:29
or whether poor people have bad genes.
117
389017
2824
06:31
So geneticists will try to tell you that poor people are poor
118
391865
3115
Dolayısıyla genetikçiler size insanların yoksul olmasının nedeninin
06:35
because their genes make them poor.
119
395004
2056
genleri olduğunu söyleyecektir.
06:37
Epigeneticists will tell you
120
397084
1960
Epigenetikçiler ise
06:39
poor people are in a bad environment or an impoverished environment
121
399068
4110
yoksul insanların kötü veya fakirleşmiş ortamlarda olmasının
06:43
that creates that phenotype, that property.
122
403202
2964
bu fenotipi, yani bu özelliği oluşturduğunu söyleyecektir.
06:47
So we moved to look into our cousins, the monkeys.
123
407396
5842
Bu nedenle kuzenlerimiz maymunlarla bir araştırma yaptık.
06:53
My colleague, Stephen Suomi, has been rearing monkeys
124
413907
3694
Meslektaşım Stephen Suomi,
maymunları iki farklı şekilde yetiştiriyor:
06:57
in two different ways:
125
417625
1161
06:58
randomly separated the monkey from the mother
126
418810
2901
Maymunu anneden rastgele ayırıp
07:01
and reared her with a nurse
127
421735
2592
bir bakıcıyla yetiştiriyor,
07:04
and surrogate motherhood conditions.
128
424351
2959
vekil annelik koşullarıyla.
07:07
So these monkeys didn't have a mother; they had a nurse.
129
427334
2671
Yani bu maymunların anneleri yoktu, bakıcıları vardı.
07:10
And other monkeys were reared with their normal, natural mothers.
130
430029
4620
Diğer maymunlar ise normal, doğal anneleri tarafından yetiştiriliyor.
07:14
And when they were old, they were completely different animals.
131
434673
4696
Yaşlandıklarında tamamen farklı hayvanlar oluyorlar.
07:19
The monkeys that had a mother did not care about alcohol,
132
439393
3093
Anneleri olan maymunların alkol umurlarında değildi,
07:22
they were not sexually aggressive.
133
442510
1679
cinsel saldırganlıkları yoktu.
07:24
The monkeys that didn't have a mother were aggressive, were stressed
134
444213
3767
Anneleri olmayan maymunlar ise agresifti, stresliydi
07:28
and were alcoholics.
135
448004
1614
ve alkolik olmuşlardı.
07:30
So we looked at their DNA early after birth, to see:
136
450302
5482
Bu nedenle doğumdan hemen sonra DNA'ya baktık ve şu soruya yanıt aradık:
07:35
Is it possible that the mother is marking?
137
455808
2767
Annenin bu değişikliğe neden olması mümkün mü?
07:38
Is there a signature of the mother in the DNA of the offspring?
138
458599
5358
Yavrunun DNA'sında annenin imzası var mı?
07:43
These are Day-14 monkeys,
139
463981
2252
Bunlar 14 günlük maymunlar
07:46
and what you see here is the modern way by which we study epigenetics.
140
466257
4076
ve burada gördüğünüz epigenetik alanında modern çalışma yöntemimiz.
07:50
We can now map those chemical marks, which we call methylation marks,
141
470357
4663
Metilasyon işaretleri olarak adlandırdığımız bu kimyasal işaretleri
07:55
on DNA at a single nucleotide resolution.
142
475044
3258
tek bir nükleotid çözünürlükte DNA üzerinde haritalayabiliyoruz.
07:58
We can map the entire genome.
143
478326
1877
Bütün genomu haritalayabiliriz.
08:00
We can now compare the monkey that had a mother or not.
144
480227
3067
Annesi olan maymun ile annesi olmayan maymunu kıyaslayabiliriz.
08:03
And here's a visual presentation of this.
145
483318
1954
İşte bunun görsel sunumu.
08:05
What you see is the genes that got more methylated are red.
146
485296
4737
Metilasyona daha çok uğrayan genlerin kırmızı olduğunu göreceksiniz.
08:10
The genes that got less methylated are green.
147
490057
3014
Daha az metilasyona uğrayan genler ise yeşil.
08:13
You can see many genes are changing,
148
493095
2484
Birçok genin değişmekte olduğunu görebilirsiniz,
08:15
because not having a mother is not just one thing --
149
495603
2714
çünkü anneye sahip olmamak basit bir şey değil -
08:18
it affects the whole way;
150
498341
1531
her şeyi etkiliyor;
08:19
it sends signals about the whole way your world is going to look
151
499896
3508
yetişkinliğe eriştiğinizde tüm dünyanızın nasıl görüneceğine dair
08:23
when you become an adult.
152
503428
1759
sinyaller gönderiyor.
08:25
And you can see the two groups of monkeys
153
505211
2421
İki maymun grubunun
08:27
extremely well-separated from each other.
154
507656
2720
birbirinden son derece iyi ayrıldığını görebilirsiniz.
08:31
How early does this develop?
155
511212
2129
Bu, ne kadar erken gelişir?
08:33
These monkeys already didn't see their mothers,
156
513898
2213
Bu maymunlar zaten annelerini görmüyordu,
08:36
so they had a social experience.
157
516135
1699
bu yüzden sosyal bir deneyime sahiptiler.
08:37
Do we sense our social status, even at the moment of birth?
158
517858
4265
Sosyal statümüzü doğum sırasında bile hissedebiliyor muyuz?
08:42
So in this experiment, we took placentas of monkeys
159
522951
4049
Bu deneyde, farklı sosyal statülere sahip maymunların plasentalarını aldık.
08:47
that had different social status.
160
527024
1957
08:49
What's interesting about social rank is that across all living beings,
161
529518
5374
Sosyal sıralamayla ilgili olarak ilginç olan şey,
08:54
they will structure themselves by hierarchy.
162
534916
2618
tüm canlı varlıkların kendi aralarında hiyerarşi yapacak olmaları.
08:58
Monkey number one is the boss;
163
538165
2188
Birinci maymun patron,
09:00
monkey number four is the peon.
164
540377
2338
dördüncü maymun emir eri.
09:02
You put four monkeys in a cage,
165
542739
2439
Dört maymunu bir kafese koyduğunuzda
09:05
there will always be a boss and always be a peon.
166
545202
3011
her zaman bir patron ve bir emir eri olacaktır.
09:09
And what's interesting is that the monkey number one
167
549268
3848
İşin ilginç tarafı ise bir numaralı maymunun
09:13
is much healthier than monkey number four.
168
553140
3432
dört numaralı maymundan çok daha sağlıklı olması.
09:16
And if you put them in a cage,
169
556596
1804
Onları bir kafese koyduğunuzda
09:18
monkey number one will not eat as much.
170
558424
4697
birinci maymun pek fazla yemeyecektir.
09:23
Monkey number four will eat [a lot].
171
563145
1837
Dördüncü maymun çok fazla yiyecektir.
09:25
And what you see here in this methylation mapping,
172
565949
4273
Burada metilasyon haritasında gördüğünüz şey,
09:30
a dramatic separation at birth
173
570246
2775
yüksek sosyal statüsü olan hayvanlarla
09:33
of the animals that had a high social status
174
573045
2714
olmayanların birbirinden doğumda belirgin bir şekilde ayrılması.
09:35
versus the animals that did not have a high status.
175
575783
2674
09:39
So we are born already knowing the social information,
176
579169
4231
Zaten sosyal bilgilere sahip olarak doğarız
09:43
and that social information is not bad or good,
177
583424
3053
ve bu sosyal bilgi iyi veya kötü değildir,
09:46
it just prepares us for life,
178
586501
1419
sadece bizi hayata hazırlar
09:47
because we have to program our biology differently
179
587944
4241
çünkü yüksek veya düşük sosyal statüde olmamıza göre
09:52
if we are in the high or the low social status.
180
592209
3081
biyolojimizi farklı bir şekilde programlamamız gerekir.
09:56
But how can you study this in humans?
181
596146
1881
Ancak bunu insanlarda nasıl araştırabiliriz?
09:58
We can't do experiments, we can't administer adversity to humans.
182
598530
3448
Deneyler yapamayız, insanları bu şekilde sıkıntı ve zorluklarla sınayamayız.
10:02
But God does experiments with humans,
183
602002
2593
Ancak, Tanrı insanlarla deneyler yapıyor
10:04
and it's called natural disasters.
184
604619
2288
ve bunlara doğal afetler deniyor.
10:06
One of the hardest natural disasters in Canadian history
185
606931
4260
Kanada tarihinin en büyük doğal afetlerinden biri,
10:11
happened in my province of Quebec.
186
611215
2410
benim eyaletim olan Quebec'te oldu.
10:13
It's the ice storm of 1998.
187
613649
2403
1998'deki buz fırtınası.
10:16
We lost our entire electrical grid because of an ice storm
188
616076
3800
Quebec'te kara kış zamanlarında,
hava -20 ile -30 derece arasındayken oluşan bir buz fırtınası yüzünden
10:19
when the temperatures were, in the dead of winter in Quebec,
189
619900
2997
10:22
minus 20 to minus 30.
190
622921
1949
tüm elektrik sistemimizi kaybettik.
10:24
And there were pregnant mothers during that time.
191
624894
2532
O dönemde hamile olan kadınlar vardı.
10:27
And my colleague Suzanne King followed the children of these mothers
192
627902
6032
Meslektaşım Suzanne King,
bu annelerin çocuklarını 15 yıl boyunca takip etti.
10:33
for 15 years.
193
633958
1714
10:36
And what happened was, that as the stress increased --
194
636385
4246
Ortaya çıkan şuydu; stres arttıkça -
10:40
and here we had objective measures of stress:
195
640655
2608
ve burada objektif stres ölçülerimiz vardı:
10:43
How long were you without power? Where did you spend your time?
196
643287
4438
Ne kadar süreyle elektriksiz kalmıştınız? Zamanınızı nerede geçirmiştiniz?
10:47
Was it in your mother-in-law's apartment or in some posh country home?
197
647749
5003
Kayın validenizin dairesinde miydiniz yoksa lüks bir kır evinde mi?
10:52
So all of these added up to a social stress scale,
198
652776
2658
Tüm bunlar bir araya getirilerek bir sosyal stres ölçeği oluşturuldu
10:55
and you can ask the question:
199
655458
1382
ve şu soruyu sorabilirsiniz:
10:56
How did the children look?
200
656864
3044
Çocuklar ne durumdaydı?
10:59
And it appears that as stress increases,
201
659932
2634
Stres arttıkça
11:02
the children develop more autism,
202
662590
2058
çocuklarda otizmin, metabolik ve otoimmün hastalıkların
11:04
they develop more metabolic diseases
203
664672
2539
11:07
and they develop more autoimmune diseases.
204
667235
2832
daha fazla ortaya çıktığı görüldü.
11:10
We would map the methylation state,
205
670607
2424
Metilasyon durumunu haritalandırdığımızda
11:13
and again, you see the green genes becoming red as stress increases,
206
673055
5538
yine yeşil genlerin kırmızıya döndüğünü
11:18
the red genes becoming green as stress increases,
207
678617
3492
ve kırmızı genlerin yeşile döndüğünü görürsünüz.
11:22
an entire rearrangement of the genome in response to stress.
208
682133
4550
Strese tepki olarak genomun tamamı yeniden düzenleniyor.
11:29
So if we can program genes,
209
689262
3209
Eğer genlerimizi programlayabiliyorsak
11:32
if we are not just the slaves of the history of our genes,
210
692495
3973
yani genetik tarihimizin kölesi değilsek
11:36
that they could be programmed, can we deprogram them?
211
696492
2628
bu programlamayı geri çevirebilir miyiz?
11:39
Because epigenetic causes can cause diseases like cancer,
212
699913
4582
Çünkü epigenetik sebepler kanser,
11:45
metabolic disease
213
705479
1803
metabolik hastalıklar
11:47
and mental health diseases.
214
707306
2103
ve akıl hastalıklarına yol açabilir.
11:49
Let's talk about cocaine addiction.
215
709940
2693
Kokain bağımlılığını ele alalım.
11:53
Cocaine addiction is a terrible situation
216
713395
3056
Kokain bağımlılığı korkunç bir durum,
11:56
that can lead to death and to loss of human life.
217
716475
3767
insan hayatının mahvolmasına ve ölüme yol açabilir.
12:01
We asked the question:
218
721365
1925
Şu soruyu sorduk:
12:03
Can we reprogram the addicted brain
219
723314
3239
Bağımlı beyni tekrar programlayarak
12:06
to make that animal not addicted anymore?
220
726577
4924
bağımlı hayvanın bağımlılıktan kurtulmasını sağlayabilir miyiz?
12:12
We used a cocaine addiction model
221
732197
4280
İnsanlarda olanları yineleyen
12:16
that recapitulates what happens in humans.
222
736501
2089
bir kokain bağımlılığı modeli kullandık.
12:18
In humans, you're in high school,
223
738614
2668
İnsanlarda, lisedeyken
bazı arkadaşlarınız size kokain kullanmanızı önerir,
12:21
some friends suggest you use some cocaine,
224
741306
2080
12:23
you take cocaine, nothing happens.
225
743410
1806
kokain alırsınız, bir şey olmaz.
12:25
Months pass by, something reminds you of what happened the first time,
226
745240
4201
Aylar geçer, bir şeyler size ilk denemenizde neler olduğunu hatırlatır,
12:29
a pusher pushes cocaine,
227
749465
1640
bir şey sizi kokaine iter
12:31
and you become addicted and your life has changed.
228
751129
2832
ve bağımlı olursunuz, sonra hayatınız değişir.
12:33
In rats, we do the same thing.
229
753985
1646
Farelerde de aynı şeyi yapıyoruz.
12:35
My colleague, Gal Yadid,
230
755655
1575
Meslektaşım Gal Yadid,
12:37
he trains the animals to get used to cocaine,
231
757254
3000
hayvanları kokaine alışacak şekilde eğitiyor
12:40
then for one month, no cocaine.
232
760278
3128
ve sonra bir ay boyunca kokaini kesiyor.
12:43
Then he reminds them of the party when they saw the cocaine the first time
233
763430
3676
Sonra kokaini ilk defa aldıkları zamanı bir ipucuyla hatırlatmak için
12:47
by cue, the colors of the cage when they saw cocaine.
234
767130
2816
kafesin renklerini o zamanki renklere çeviriyor.
12:49
And they go crazy.
235
769970
1652
Ve çıldırıyorlar.
12:51
They will press the lever to get cocaine
236
771646
2447
Kokaini almak için
12:54
until they die.
237
774117
1259
ölene kadar kaldıraca basıyorlar.
12:55
We first determined that the difference between these animals
238
775867
4443
İlk olarak bu hayvanlar arasındaki farkın
13:00
is that during that time when nothing happens,
239
780334
2701
hiçbir şey olmadığı zaman,
13:03
there's no cocaine around,
240
783059
1772
ortamda kokain olmadığı zaman,
13:04
their epigenome is rearranged.
241
784855
1921
epigenomlarının yeniden düzenlenmesi olduğunu tespit ettik.
13:06
Their genes are re-marked in a different way,
242
786800
2889
Genleri farklı bir şekilde yeniden işaretleniyordu
13:09
and when the cue comes, their genome is ready
243
789713
3742
ve işaret geldiği zaman
genomları bağımlılığa neden olan fenotipi geliştirmeye hazırdı.
13:13
to develop this addictive phenotype.
244
793479
2289
13:16
So we treated these animals with drugs that either increase DNA methylation,
245
796385
6770
Böylece bu hayvanları, incelenecek epigenetik işaretleyici olan
DNA metilasyonunu arttıran ya da epigenetik işaretleri azaltan
13:23
which was the epigenetic marker to look at,
246
803179
2224
13:25
or decrease epigenetic markings.
247
805427
3483
ilaçlarla tedavi ettik.
13:28
And we found that if we increased methylation,
248
808934
3255
Eğer metilasyon miktarını arttırırsak
bu hayvanların daha da fazla çılgına döndüğünü gördük.
13:32
these animals go even crazier.
249
812213
1883
13:34
They become more craving for cocaine.
250
814120
2484
Kokain için daha çok kıvranıyorlar.
13:36
But if we reduce the DNA methylation,
251
816628
3426
Fakat DNA metilasyonunu azaltırsak
13:40
the animals are not addicted anymore.
252
820078
2104
hayvanlar artık bağımlılıktan kurtuluyor.
13:42
We have reprogrammed them.
253
822206
1619
Onları yeniden programladık.
13:43
And a fundamental difference between an epigenetic drug
254
823849
3306
Epigenetik bir ilaç ile diğer ilaçlar arasındaki temel fark
13:47
and any other drug
255
827179
1306
13:48
is that with epigenetic drugs,
256
828509
2172
epigenetik ilaçlarla
13:50
we essentially remove the signs of experience,
257
830705
4132
deneyimin izlerini ortadan kaldırdığımızda
13:54
and once they're gone,
258
834861
2127
ve bu izler bir kez gittiğinde
13:57
they will not come back unless you have the same experience.
259
837012
3021
aynı deneyimi yaşamadığınız sürece onların geri gelmeyecek olmasıdır.
14:00
The animal now is reprogrammed.
260
840057
1654
Hayvan artık yeniden programlandı.
14:01
So when we visited the animals 30 days, 60 days later,
261
841735
4221
Ardından 30 gün veya 60 gün sonra tekrar ziyaret ettiğimiz zaman,
14:05
which is in human terms many years of life,
262
845980
2919
ki bu insanlara göre uzun yıllar sayılır,
14:08
they were still not addicted -- by a single epigenetic treatment.
263
848923
5306
hayvanlar hâlâ bağımlı değillerdi - tek bir epigenetik tedavi ile.
14:16
So what did we learn about DNA?
264
856292
3271
Peki DNA hakkında ne öğrendik?
14:19
DNA is not just a sequence of letters;
265
859587
3125
DNA sadece bir harfler dizisi değildir;
14:22
it's not just a script.
266
862736
2119
sadece bir kod değildir.
14:24
DNA is a dynamic movie.
267
864879
2371
DNA dinamik bir filmdir.
14:28
Our experiences are being written into this movie, which is interactive.
268
868187
4911
Deneyimlerimiz bu interaktif filme yazılmaktadır.
14:33
You're, like, watching a movie of your life, with the DNA,
269
873122
3553
DNA ile hayatınızın bir filmini izliyormuşsunuz gibi düşünün,
14:36
with your remote control.
270
876699
1782
DNA sizin uzaktan kumandanız.
14:38
You can remove an actor and add an actor.
271
878505
3389
Bir oyuncuyu çıkarabilir ya da ekleyebilirsiniz.
14:42
And so you have, in spite of the deterministic nature of genetics,
272
882692
5895
Genetiğin belirleyici doğasına rağmen
14:48
you have control of the way your genes look,
273
888611
3689
genlerinizin görünüşü üzerinde kontrol sahibisiniz
14:52
and this has a tremendous optimistic message
274
892324
3270
ve bu kanser gibi ölümcül hastalıklar
14:55
for the ability to now encounter some of the deadly diseases
275
895618
3508
ya da akıl sağlığımız açısından
14:59
like cancer, mental health,
276
899150
2904
muazzam derecede olumlu bir mesaj veriyor,
15:02
with a new approach,
277
902078
2928
çünkü artık onlara farklı bir yaklaşımla
15:05
looking at them as maladaptation.
278
905030
2534
uyum sağlama bozukluğu olarak bakabiliriz.
15:07
And if we can epigenetically intervene,
279
907588
3074
Ve epigenetik olarak müdahale edebilirsek
15:10
[we can] reverse the movie by removing an actor
280
910686
3496
bir aktör çıkarıp yeni bir anlatı hazırlayarak
15:14
and setting up a new narrative.
281
914206
2857
filmi tersine çevirebiliriz.
15:17
So what I told you today is,
282
917848
2497
Bugün size bahsettiğim şey
15:20
our DNA is really combined of two components,
283
920369
5092
DNA'mız aslında iki bileşenden,
15:25
two layers of information.
284
925485
1825
iki bilgi katmanından oluşuyor.
15:27
One layer of information is old,
285
927926
3675
Bunlardan biri eski,
15:31
evolved from millions of years of evolution.
286
931625
3505
evrimin milyonlaca yıllık tarihi boyunca evrildi.
15:35
It is fixed and very hard to change.
287
935154
3176
Sabit ve değiştirilmesi çok zor.
15:39
The other layer of information is the epigenetic layer,
288
939231
3850
Diğer bilgi katmanı ise
15:43
which is open and dynamic
289
943105
3895
açık ve dinamik olmakla birlikte
15:47
and sets up a narrative that is interactive,
290
947024
4592
interaktif bir anlatı oluşturuyor,
15:51
that allows us to control, to a large extent, our destiny,
291
951640
6788
kaderimizi büyük ölçüde kontrol edebilmemizi,
15:59
to help the destiny of our children
292
959515
3456
çocuklarımızın kaderine yardım etmemizi,
16:02
and to hopefully conquer disease
293
962995
4155
ve öyle umuyoruz ki uzun bir süredir insanlığın başına bela olmuş olan
16:07
and serious health challenges
294
967174
4416
hastalıkları ve sağlık sorunlarını
16:11
that have plagued humankind for a long time.
295
971614
3611
alt etmemizi mümkün kılıyor.
16:15
So even though we are determined
296
975249
3393
Genlerimiz tarafından belirlenmiş olmamıza rağmen
16:18
by our genes,
297
978666
1755
16:20
we have a degree of freedom
298
980445
3067
hayatımızı belirlememizi ve sorumluluk almamızı mümkün kılacak
16:23
that can set up our life to a life of responsibility.
299
983536
4133
özgürlüğe sahibiz.
16:27
Thank you.
300
987693
1220
Teşekkürler.
16:28
(Applause)
301
988937
4955
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7