Jeff Skoll: Making movies that make change

Jeff Skoll makes movies that make change

42,227 views ・ 2007-08-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasin Basaran Gözden geçirme: Miraç Şendil
00:25
I've actually been waiting by the phone
0
25000
3000
Aslında ben yıllardır telefonun başında
00:28
for a call from TED for years.
1
28000
3000
TED'den bir çağrı bekliyordum.
00:31
And in fact, in 2000, I was ready to talk about eBay, but no call.
2
31000
5000
Ve hatta, 2000 yılında, eBay hakkında konuşmaya hazırdım ama aramadılar.
00:37
In 2003, I was ready to do a talk
3
37000
3000
2003'te Skoll Vakfı
ve sosyal girişimcilik hakkında konuşmaya hazırdım.
00:40
about the Skoll Foundation and social entrepreneurship. No call.
4
40000
4000
Yine arayan olmadı.
00:47
In 2004, I started Participant Productions
5
47000
2000
2004'te Participant Productions'ı kurdum
00:49
and we had a really good first year, and no call.
6
49000
3000
ve ilk senemiz gerçekten iyi geçti ama yine arayan olmadı.
00:52
And finally, I get a call last year,
7
52000
3000
En sonunda geçen sene arandım
ve öğrendim ki sahneye J. J. Abrams'tan sonra çıkacakmışım.
00:56
and then I have to go up after J.J. Abrams.
8
56000
2000
00:58
(Laughter)
9
58000
2000
(Kahkahalar)
01:01
You've got a cruel sense of humor, TED.
10
61000
1000
Acımasız bir mizah anlayışın var, TED.
01:02
(Laughter)
11
62000
2000
(Gülüşmeler)
01:04
When I first moved to Hollywood from Silicon Valley,
12
64000
4000
Silikon Vadisi'nden Hollywood'a ilk taşındığımda
bazı kuşkularım vardı.
01:08
I had some misgivings.
13
68000
1000
01:09
But I found that there were some advantages to being in Hollywood.
14
69000
3000
Fakat Hollywood'da olmanın bazı avantajlarını keşfettim.
01:13
(Laughter)
15
73000
1000
(Kahkahalar)
01:14
And, in fact, some advantages to owning your own media company.
16
74000
4000
Aslında kendi medya şirketine sahip olmanın avantajları da varmış.
01:21
And I also found that Hollywood and Silicon Valley
17
81000
2000
Anladım ki Hollywood ve Silikon Vadisi
01:23
have a lot more in common than I would have dreamed.
18
83000
2000
düşündüğümden fazla ortak yöne sahipmiş.
01:26
Hollywood has its sex symbols, and the Valley has its sex symbols.
19
86000
3000
Hollywood'un seks sembolleri var, Silikon Vadisi'nin de...
01:29
(Laughter)
20
89000
1000
(Kahkahalar)
01:31
Hollywood has its rivalries, and the Valley has its rivalries.
21
91000
2000
Holywood'da rekabet var, Silikon Vadisi'nde de.
Hollywood, iktidar masaları etrafında toplanıyor.
01:35
Hollywood gathers around power tables,
22
95000
1000
01:37
and the Valley gathers around power tables.
23
97000
2000
Vadi de öyle.
01:39
So it turned out there was a lot more in common
24
99000
2000
Yani sonuçta, hayal ettiğimden daha fazla ortak yönleri vardı.
01:41
than I would have dreamed.
25
101000
1000
01:43
But I'm actually here today to tell a story.
26
103000
3000
Ama aslında bir hikaye anlatmak için bugün buradayım.
01:46
And part of it is a personal story. When Chris invited me to speak,
27
106000
5000
Bunun bir kısmı kişisel bir hikaye.
Chris beni konuşmaya davet ettiğinde
01:51
he said, people think of you as a bit of an enigma,
28
111000
2000
insanların beni bir bilmece gibi gördüğünü,
01:53
and they want to know what drives you a bit.
29
113000
2000
beni motive eden şeyi merak ettiklerini söyledi.
01:56
And what really drives me is a vision of the future
30
116000
2000
Beni motive eden şey, hepimizin paylaştığını düşündüğüm
01:59
that I think we all share.
31
119000
1000
bir gelecek görüşü.
02:00
It's a world of peace and prosperity and sustainability.
32
120000
4000
Sürdürülebilirlik, barış ve refahla dolu bir dünya.
02:04
And when we heard a lot of the presentations
33
124000
5000
Son günlerde James Nachtwey'in fotoğraflarına bakıp
02:09
over the last couple of days,
34
129000
1000
Ed Wilson'ınki gibi
02:10
Ed Wilson and the pictures of James Nachtwey,
35
130000
4000
birçok sunumu dinledikten sonra, insanlığı bu yeni versiyonuna,
benim söylemeyi sevdiğim şekliyle
02:14
I think we all realized how far we have to go
36
134000
2000
"İnsanlık 2.0"a ulaşmak için
02:16
to get to this new version of humanity
37
136000
1000
ne kadar çabalamamız gerektiğini fark ettik bence.
02:17
that I like to call "Humanity 2.0."
38
137000
2000
02:20
And it's also something that resides in each of us,
39
140000
5000
Ayrıca hepimizin içinde bugün dünyadaki
02:25
to close what I think
40
145000
1000
iki felaket olduğunu
02:26
are the two big calamities in the world today.
41
146000
3000
düşündüğüm şeyler var.
02:30
One is the gap in opportunity --
42
150000
3000
Birincisi, fırsat uçurumu --
02:33
this gap that President Clinton last night
43
153000
3000
-- Başkan Clinton'ın dün gece
02:36
called uneven, unfair and unsustainable --
44
156000
3000
eşitsiz, adaletsiz ve savunulamaz diye bahsettiği uçurum.
02:39
and, out of that, comes poverty and illiteracy and disease
45
159000
3000
Yoksulluk, cahillik, hastalıklar ve çevremizde gördüğümüz tüm
02:42
and all these evils that we see around us.
46
162000
2000
kötü şeyler buradan doğuyor.
02:45
But perhaps the other, bigger gap is what we call the hope gap.
47
165000
4000
Ama belki de daha büyük olan diğer uçurum umut uçurumu.
02:50
And someone, at some point, came up with this very bad idea
48
170000
3000
Birileri, bir noktada şu berbat fikri ortaya attı:
02:53
that an ordinary individual couldn't make a difference in the world.
49
173000
3000
Sıradan bir birey dünyada hiçbir değişiklik yaratamaz.
02:57
And I think that's just a horrible thing.
50
177000
2000
Bence korkunç bir şey bu.
02:59
And so chapter one really begins today, with all of us,
51
179000
4000
Birinci bölüm bugün hepimizle beraber başlıyor
03:03
because within each of us is the power to
52
183000
3000
çünkü hepimizin içinde bu fırsat uçurumlarını eşitleyecek
ve umut uçurumlarını sonlandıracak güç var.
03:07
equal those opportunity gaps and to close the hope gaps.
53
187000
3000
03:10
And if the men and women of TED
54
190000
2000
Eğer TED kadınları ve erkekleri
03:12
can't make a difference in the world, I don't know who can.
55
192000
2000
dünyada bir farklılık yaratamazsa kim yapabilir bilmiyorum.
03:15
And for me, a lot of this started when I was younger
56
195000
3000
Bana göre, bunların çoğu ben daha küçükken
03:18
and my family used to go camping in upstate New York.
57
198000
3000
ailemle kamp yapmaya New York dışına giderken başladı.
03:22
And there really wasn't much to do there for the summer,
58
202000
2000
Burada yazları, ablamdan dayak yemek
03:24
except get beaten up by my sister or read books.
59
204000
3000
veya kitap okumak haricinde yapacak pek bir şey yoktu.
03:28
And so I used to read authors like James Michener
60
208000
3000
James Michener, James Clavell
03:31
and James Clavell and Ayn Rand.
61
211000
2000
ve Ayn Rand gibi yazarlar okurdum.
03:33
And their stories made the world seem a very small
62
213000
4000
Onların hikayeleri dünyayı küçük
03:37
and interconnected place.
63
217000
2000
ve bağlantılı bir yermiş gibi gösterirdi.
03:39
And it struck me that if I could write stories
64
219000
3000
Kafama dank etti ki eğer dünyanın küçük ve bağlantılı
olmasıyla ilgili hikayeler yazabilirsem
03:43
that were about this world as being small and interconnected,
65
223000
2000
03:45
that maybe I could get people interested in the issues
66
225000
4000
belki de insanların ilgisini hepimizi etkileyen bu konulara çekip
03:49
that affected us all, and maybe engage them to make a difference.
67
229000
3000
onları farklılık yaratmak için harekete geçirebilirdim.
03:53
I didn't think that was necessarily the best way to make a living,
68
233000
3000
Ama bunun geçinmek için en iyi yol olduğunu düşünmüyordum,
03:57
so I decided to go on a path to become financially independent,
69
237000
4000
bu yüzden ekonomik bağımsızlık için farklı bir yol izlemeye karar verdim
böylece bu hikayeleri olabildiğince hızlı yazabilecektim.
04:01
so I could write these stories as quickly as I could.
70
241000
2000
04:05
I then had a bit of a wake-up call when I was 14.
71
245000
3000
Daha sonra 14 yaşımdayken rüyadan uyandım.
04:08
And my dad came home one day
72
248000
2000
Babam bir gün eve geldi
04:10
and announced that he had cancer, and it looked pretty bad.
73
250000
3000
ve kanser olduğunu söyledi, durumu hayli kötü görünüyordu.
04:14
And what he said was, he wasn't so much afraid that he might die,
74
254000
4000
Ölmekten değil de
04:18
but that he hadn't done the things that he wanted to with his life.
75
258000
4000
hayatında yapmak istediği şeyleri yapamadığından yakınıyordu.
04:23
And knock on wood, he's still alive today, many years later.
76
263000
4000
Nazar değmesin, yıllar sonra bugün hala hayatta.
04:27
But for a young man that made a real impression on me,
77
267000
3000
Ama birinin ne kadar zamanı kaldığını bilmemesi,
04:30
that one never knows how much time one really has.
78
270000
3000
genç bir adam olarak bende büyük bir etki bıraktı.
04:33
So I set out in a hurry. I studied engineering.
79
273000
4000
Böylece hızla yola koyuldum. Mühendislik okudum.
04:38
I started a couple of businesses
80
278000
2000
Finansal özgürlüğün bileti olabileceğini düşündüğüm
04:40
that I thought would be the ticket to financial freedom.
81
280000
2000
birkaç iş kurdum.
04:43
One of those businesses was a computer rental business
82
283000
3000
Bunlardan bir tanesi "Ayaklı Bilgisayar" adında
bir bilgisayar kiralama işiydi
04:46
called Micros on the Move,
83
286000
1000
ki bu da çok iyi bir isimdi
04:47
which is very well named,
84
287000
1000
04:48
because people kept stealing the computers.
85
288000
2000
çünkü insanlar bilgisayarları sürekli çalıyordu.
04:50
(Laughter)
86
290000
1000
(Kahkahalar)
04:51
So I figured I needed to learn a little bit more about business,
87
291000
4000
Fark ettim ki ticaret hakkında daha fazla şey öğrenmem gerekiyordu,
04:55
so I went to Stanford Business School and studied there.
88
295000
2000
böylece Stanford İşletme Okulu'na başladım.
04:58
And while I was there, I made friends with a fellow
89
298000
3000
Oradayken, Pierre Omidyar isimli biriyle arkadaş oldum.
05:01
named Pierre Omidyar, who is here today. And Pierre, I apologize
90
301000
3000
Kendisi bugün burada. Pierre, senden bunun için özür dilerim.
05:04
for this. This is a photo from the old days.
91
304000
2000
Bu eski günlerimizden bir fotoğraf.
05:07
And just after I'd graduated, Pierre came to me
92
307000
2000
Mezun olduktan hemen sonra Pierre bana gelip
05:09
with this idea to help people
93
309000
2000
insanlara internetten alışverişte
05:11
buy and sell things online with each other.
94
311000
1000
yardımcı olacak bir fikirden bahsetti.
05:13
And with the wisdom of my Stanford degree,
95
313000
2000
Standford diplomamın bilgeliğiyle
05:15
I said, "Pierre, what a stupid idea."
96
315000
2000
"Pierre, ne aptalca bir fikir bu." dedim.
05:17
(Laughter)
97
317000
1000
(Kahkahalar)
05:18
And needless to say, I was right.
98
318000
1000
Söylemeye gerek yok ama haklı çıktım.
05:19
(Laughter)
99
319000
1000
(Kahkahalar)
05:21
But right after that, Pierre -- in '96, Pierre and I left our full-time jobs
100
321000
4000
Ama bundan hemen sonra, 1996'da Pierre ile eBay'i bir şirket yapmak için
05:25
to build eBay as a company. And the rest of that story, you know.
101
325000
4000
tam zamanlı işlerimizi bıraktık. Hikayenin gerisi biliyorsunuz.
05:30
The company went public two years later
102
330000
1000
İki yıl sonra şirket halka açıldı.
05:32
and is today one of the best known companies in the world.
103
332000
2000
ve bugün dünyada en iyi bilinen şirketlerden birisi.
05:35
Hundreds of millions of people use it in hundreds of countries, and so on.
104
335000
4000
Yüzlerce ülkede yüz milyonlarca insan tarafından kullanılıyor vesaire.
05:39
But for me, personally, it was a real change.
105
339000
4000
Ama kişisel olarak, bu gerçek bir değişimdi.
05:43
I went from living in a house with five guys in Palo Alto
106
343000
4000
Palo Alto'da bir evde beş adamla beraber yaşayıp
artıklarıyla idare ederken
05:47
and living off their leftovers,
107
347000
1000
05:48
to all of a sudden having all kinds of resources.
108
348000
4000
aniden her türden birçok kaynağa sahip oldum.
05:52
And I wanted to figure out how I could
109
352000
2000
Bu kaynakların nimetlerini alıp
05:54
take the blessing of these resources and share it with the world.
110
354000
4000
dünyayla nasıl paylaşabileceğimi çözmek istedim.
05:58
And around that time, I met John Gardner,
111
358000
3000
O zamanlar, John Gardner adında
06:01
who is a remarkable man.
112
361000
1000
olağanüstü biriyle tanıştım.
06:03
He was the architect of the Great Society programs
113
363000
4000
Kendisi 1960'larda, Lyndon Johnson zamanında
06:07
under Lyndon Johnson in the 1960s.
114
367000
2000
"Great Society" programının mimarıydı.
06:09
And I asked him what he felt was the best thing I could do,
115
369000
3000
Ona, insanlığın karşılaştığı uzun vadeli sorunlar hakkında
06:12
or anyone could do, to make a difference
116
372000
2000
farklılık yaratmak adına
06:14
in the long-term issues facing humanity.
117
374000
3000
yapılabilecek en iyi şeyin ne olduğunu sordum.
06:18
And John said, "Bet on good people doing good things.
118
378000
3000
John dedi ki, "İyi insanlarla iyi şeyler yapmak üzerine bahse gir."
İyi insanlarla iyi şeyler yapmak üzerine bahse girmek.
06:22
Bet on good people doing good things."
119
382000
2000
06:24
And that really resonated with me.
120
384000
1000
Bu cümle kafamın içinde yankılandı.
06:26
I started a foundation
121
386000
2000
Bu iyi insanlarla iyi şeyler üzerine
06:28
to bet on these good people doing good things.
122
388000
2000
bahse girmek için bir vakıf kurdum.
06:30
These leading, innovative, nonprofit folks,
123
390000
3000
İş becerilerini sosyal problemleri çözmek için
06:33
who are using business skills in a very leveraged way
124
393000
3000
gayet güçlü bir şekilde kullanan lider, yenilikçi
06:36
to solve social problems.
125
396000
2000
ve kar amacı gütmeyen insanlar.
06:38
People today we call social entrepreneurs.
126
398000
2000
Bugünlerde onlara sosyal girişimciler deniyor.
06:41
And to put a face on it, people like Muhammad Yunus,
127
401000
2000
Örneğin, Grameen Bankası'nı kuran,
06:43
who started the Grameen Bank,
128
403000
2000
dünyada 100 milyon insanı yoksulluktan kurtarıp
06:45
has lifted 100 million people plus out of poverty around the world,
129
405000
4000
Nobel Barış Ödülü'nü kazanan
Muhammad Yunus gibi insanlar.
06:49
won the Nobel Peace Prize.
130
409000
1000
06:50
But there's also a lot of people that you don't know.
131
410000
3000
Ama bilmediğiniz çok insan da var.
06:53
Folks like Ann Cotton, who started a group called CAMFED in Africa,
132
413000
4000
Kızların eğitimde geride kaldığını düşündüğü için
06:57
because she felt girls' education was lagging.
133
417000
3000
Afrika'da "CAMFED" adında bir grup kuran Ann Cotton gibi insanlar.
07:00
And she started it about 10 years ago,
134
420000
2000
Ann bu işe 10 yıl önce başladı
07:02
and today, she educates over a quarter million African girls.
135
422000
5000
ve bugün Afrika'da 250 binden fazla kıza eğitim sağlıyor.
07:07
And somebody like Dr. Victoria Hale,
136
427000
3000
Dünyanın ilk kar amacı gütmeyen ilaç şirketini kuran,
07:10
who started the world's first nonprofit pharmaceutical company,
137
430000
3000
ilk ilacı, kara humma olarak da bilinen
07:13
and whose first drug will be fighting visceral leishmaniasis,
138
433000
6000
kala-azar hastalığına karşı mücadele edecek olan
Dr. Victoria Hale gibi birileri.
07:19
also known as black fever.
139
439000
2000
Gelişmekte olan ülkeler için gerçekten bir bela olan bu hastalığı
07:21
And by 2010, she hopes to eliminate this disease,
140
441000
3000
07:24
which is really a scourge in the developing world.
141
444000
3000
2010 yılına kadar yok etmeyi umut ediyor.
07:27
And so this is one way to bet
142
447000
2000
İşte iyi insanlarla, iyi şeyler yapmak üzerine
07:29
on good people doing good things.
143
449000
1000
bahse girmenin yollarından birisi bu.
07:30
And a lot of this comes together in a philosophy of change
144
450000
4000
Bunun çoğu, gerçekten güçlü bulduğum
bir değişim felsefesinde birleşiyor.
07:34
that I find really is powerful.
145
454000
3000
Buna "yatırım yap, bağlan ve kutla." diyoruz.
07:38
It's what we call, "Invest, connect and celebrate."
146
458000
2000
07:40
And invest: if you see good people doing good things,
147
460000
3000
Yatırım yapın: İnsanları iyi şeyler yaparken görmek istiyorsanız
07:43
invest in them. Invest in their organizations,
148
463000
2000
onlara yatırım yapın.
Kuruluşlarına veya işlerine yatırım yapın. Bu arkadaşlara yatırım yapın.
07:45
or in business. Invest in these folks.
149
465000
2000
07:48
Connecting them together through conferences --
150
468000
2000
Onları - TED gibi - konferanslarla
07:50
like a TED -- brings so many powerful connections,
151
470000
3000
ya da vakfımın her yıl Oxford'da yaptığı gibi
07:53
or through the World Forum on Social Entrepreneurship
152
473000
3000
Dünya Sosyal Girişimcilik Forumu'nda bir araya getirmek
07:56
that my foundation does at Oxford every year.
153
476000
3000
birçok güçlü bağlantı yaratıyor.
07:59
And celebrate them: tell their stories,
154
479000
3000
Onları kutlayın: hikayelerini anlatın.
08:02
because not only are there good people doing good work,
155
482000
2000
Evet, iyi işler yapan insanlar var,
08:04
but their stories can help close these gaps of hope.
156
484000
4000
ama bu insanların hikayeleri de umut uçurumlarını kapatabilir.
08:09
And it was this last part of the mission, the celebrate part,
157
489000
3000
Beni çocukken
insanları, bizi etkileyen sorunlara dahil etmek için hikaye anlatmak isterken
08:12
that really got me back to thinking when I was a kid
158
492000
4000
08:16
and wanted to tell stories to get people involved
159
496000
2000
düşünmeye iten şey
08:18
in the issues that affect us all.
160
498000
2000
işte misyonumun bu son "kutla" kısmıydı.
08:20
And a light bulb went off,
161
500000
2000
Kafamda bir ampul yandı.
08:22
which was, first, that I didn't actually have to do the writing myself, I could find writers.
162
502000
5000
Birincisi, yazma işini kendim yapmak zorunda değildim. Yazarlar bulabilirdim.
08:27
And then the next light bulb was, better than just writing,
163
507000
3000
Sonraki ampulse şu oldu; sadece yazmaktansa
08:30
what about film and TV, to get out to people in a big way?
164
510000
4000
insanlara daha geniş yaklaşmak için neden sinema ve TV'yi kullanmayalım?
08:34
And I thought about the films that inspired me,
165
514000
2000
Bana ilham veren filmleri düşündüm,
08:36
films like "Gandhi" and "Schindler's List."
166
516000
3000
"Gandhi" ve "Schindler'in Listesi" gibi filmleri.
08:39
And I wondered who was doing these kinds of films today.
167
519000
3000
Kimlerin bugünlerde bu tür filmler yaptığını merak ettim.
08:42
And there really wasn't a specific company
168
522000
3000
Kamu yararına odaklanan
08:45
that was focused on the public interest.
169
525000
2000
spesifik bir şirket yoktu.
08:48
So, in 2003, I started to make my way around Los Angeles
170
528000
5000
Böylece 2003'te, toplum yanlısı bir medya şirketi fikri hakkında
08:53
to talk about the idea of a pro-social media company
171
533000
3000
konuşmak için Los Angeles'e doğru yola çıktım
08:56
and I was met with a lot of encouragement.
172
536000
3000
ve burada insanlar bana büyük bir cesaret verdi.
08:59
One of the lines of encouragement
173
539000
3000
Sayısız kere duyduğum,
09:02
that I heard over and over was,
174
542000
2000
bu cesaret verici cümlelerden biri şuydu:
09:04
"The streets of Hollywood are littered with the carcasses of people like you,
175
544000
4000
"Hollywood sokakları senin gibi insanların leşleriyle kaynıyor,
09:08
who think you're going to come to this town and make movies."
176
548000
3000
buraya gelip film çekeceğini sanan insanların leşleriyle."
09:11
And then of course, there was the other adage.
177
551000
2000
Sonra tabii ki şu vecize de vardı:
09:13
"The surest way to become a millionaire
178
553000
2000
"Milyoner olmanın en kesin yolu
09:15
is to start by being a billionaire and go into the movie business."
179
555000
3000
işe milyarder olarak başlayıp sinema işine girmektir."
09:18
(Laughter)
180
558000
2000
(Kahkahalar)
09:20
Undeterred, in January of 2004, I started Participant Productions
181
560000
5000
Yılmadım. Ocak 2004'te kamu yararı odaklı
global bir medya şirketi olma vizyonuyla
09:25
with the vision to be a global media company
182
565000
3000
"Participant Productions"ı kurdum.
09:28
focused on the public interest.
183
568000
1000
09:30
And our mission is to produce entertainment
184
570000
2000
Misyonumuz, sosyal değişim yaratan
09:32
that creates and inspires social change.
185
572000
2000
ve sosyal değişime ilham veren eğlence üretmek.
09:34
And we don't just want people to see our movies
186
574000
3000
İnsanların yalnızca filmlerimizi izleyip
09:37
and say, that was fun, and forget about it.
187
577000
2000
"eğlenceliymiş" deyip unutmasını istemiyoruz.
09:39
We want them to actually get involved in the issues.
188
579000
2000
Sorunlara gerçekten dahil olmalarını istiyoruz.
09:42
In 2005, we launched our first slate of films,
189
582000
3000
2005'te, ilk kez başladık
09:45
"Murder Ball," "North Country," "Syriana"
190
585000
3000
ve "Murderball", "Tek Başına", "Syriana"
ve "İyi Geceler, İyi Şanslar" filmleri geldi.
09:48
and "Good Night and Good Luck."
191
588000
1000
09:49
And much to my surprise, they were noticed.
192
589000
2000
Benim için şaşırtıcı olan, bu filmler fark edildi.
09:52
We ended up with 11 Oscar nominations for these films.
193
592000
3000
Sonunda bu filmlerle 11 Oscar adaylığı kazandık.
09:56
And it turned out to be a pretty good year for this guy.
194
596000
3000
Bu arkadaş için çok iyi bir yıl oldu.
09:59
Perhaps more importantly,
195
599000
1000
Belki daha da önemlisi,
10:00
tens of thousands of people joined the advocacy programs
196
600000
4000
filmler etrafında oluşturduğumuz destek
10:04
and the activism programs
197
604000
2000
ve aktivizm programlarına on binlerce insan katıldı.
10:06
that we created to go around the movies.
198
606000
2000
10:08
And we had an online component of that,
199
608000
3000
Bunun için çevrim içi bir bileşenimiz de vardı:
10:11
our community sect called Participate.net.
200
611000
2000
Participate.net adındaki topluluğumuz.
10:13
But with our social sector partners, like the ACLU and PBS and the
201
613000
5000
ACLU, PBS, Sierra Club ve NRDC gibi sosyal sektör ortaklarımız sayesinde
10:18
Sierra Club and the NRDC, once people saw the film,
202
618000
3000
insanlar filmi izlediklerinde
10:21
there was actually something they could do to make a difference.
203
621000
3000
farklılık yaratmak için yapabilecekleri bir şey olduğunu gördü.
10:25
One of these films in particular, called "North Country," was actually
204
625000
5000
Özellikle bu filmlerden birisi
"Tek Başına" gişede fena çakıldı.
10:31
kind of a box office disaster.
205
631000
1000
10:33
But it was a film that starred Charlize Theron
206
633000
3000
Ama başrolünü Charlize Theron oynuyordu
10:36
and it was about women's rights, women's empowerment,
207
636000
2000
ve kadın hakları, kadınların güçlenmesi
10:39
domestic violence and so on.
208
639000
2000
ev içi şiddet hakkındaydı.
10:41
And we released the film at the same time that
209
641000
3000
Kongre'nin Kadınlara Karşı Şiddet Kanunu'nun
10:44
the Congress was debating the renewal of the Violence Against Women Act.
210
644000
5000
yenilenmesini ele aldığı bir zamanda filmi vizyona sokmuştuk.
10:49
And with screenings on the Hill, and discussions,
211
649000
3000
Hill'deki gösterimler ve tartışmalarla
10:52
and with our social sector partners,
212
652000
2000
Ulusal Kadın Organizasyonu gibi
10:54
like the National Organization of Women,
213
654000
2000
sosyal sektör ortaklarımızla
10:57
the film was widely credited
214
657000
2000
film, geniş bir çevrede
10:59
with influencing the successful renewal of the act.
215
659000
4000
kanunun başarıyla yeniden çıkarılmasını etkilemekle ün kazandı.
11:03
And that to me, spoke volumes, because it's --
216
663000
4000
Benim için bu çok şey söylüyordu,
11:07
the film started about a true-life story
217
667000
2000
çünkü film, taciz edilen, işverenine dava açan
11:09
about a woman who was harassed, sued her employer,
218
669000
4000
Fırsat Eşitliği Kanunu ve Kadınlara Karşı Şiddet Kanunu'na yol açan
11:13
led to a landmark case that led to the Equal Opportunity Act,
219
673000
3000
çığır açıcı bir davaya sebep olan
11:16
and the Violence Against Women Act and others.
220
676000
2000
bir kadının gerçek hayat hikayesiydi.
11:18
And then the movie about this person doing these things,
221
678000
3000
Bunları yapan birisi hakkındaki bu film,
11:21
then led to this greater renewal.
222
681000
3000
sonra da daha büyük bir yenilenmeye yol açtı.
11:25
And so again,
223
685000
1000
İşte yine,
11:26
it goes back to betting on good people doing good things.
224
686000
3000
iyi insanlarla iyi şeyler yapmak üzerine bahse girmeye dönüyoruz.
11:30
Speaking of which, our fellow TEDster, Al --
225
690000
3000
Bu arada, saygıdeğer TED üyemiz Al.
11:33
I first saw Al do his slide show presentation
226
693000
3000
Kendisini ilk olarak Mayıs 2005'te
11:36
on global warming in May of 2005.
227
696000
3000
küresel ısınma üzerine sunumunu yaparken görmüştüm.
Bu noktada, küresel ısınma hakkında bir şeyler bildiğimi,
11:40
At that point, I thought I knew something about global warming.
228
700000
3000
30 ile 50 yıl sonrasının bir sorunu olduğunu sanıyordum.
11:43
I thought it was a 30 to 50 year problem.
229
703000
2000
11:45
And after we saw his slide show,
230
705000
2000
Al'ın sunumunu izledikten sonra
11:47
it became clear that it was much more urgent.
231
707000
2000
çok daha acil bir şey olduğu kesinleşti.
11:50
And so right afterwards, I met backstage with Al, and
232
710000
4000
Sunumdan hemen sonra, sahne arkasında Al ile
11:54
with Lawrence Bender, who was there, and Laurie David,
233
714000
2000
orada bulunan Lawrence Bender'la
11:56
and Davis Guggenheim,
234
716000
2000
Laurie David'le,
11:58
who was running documentaries for Participant at the time.
235
718000
4000
o sırada Participant'ta belgesel bölümünü yöneten Davis Guggenheim'la görüştüm.
12:02
And with Al's blessing, we decided on the spot to turn it into a film,
236
722000
4000
Al'ın teşvikiyle oracıkta bunu bir filme dönüştürmeye karar verdik,
12:06
because we felt that we could get the message out there
237
726000
3000
çünkü Al'in dünyayı gezip tek seferde 100 veya 200 kişilik
12:09
far more quickly than having Al go around the world,
238
729000
4000
dinleyicilere anlatmasındansa
bu şekilde mesajı çok daha hızlı yayabileceğimizi düşündük.
12:13
speaking to audiences of 100 or 200 at a time.
239
733000
2000
12:15
And you know, there's another adage in Hollywood,
240
735000
3000
Hollywood'da bir laf daha vardır,
12:18
that nobody knows nothing about anything.
241
738000
2000
kimse bir şey hakkında hiçbir şey bilmez.
12:20
And I really thought this was going to be
242
740000
2000
Ben de bunun doğrudan TV'de yayınlanacak
12:22
a straight-to-PBS charitable initiative.
243
742000
4000
bir hayır girişimi olacağını düşünüyordum.
12:26
And so it was a great shock to all of us
244
746000
3000
Yani film halkın ilgisini gerçekten çektiğinde
12:29
when the film really captured the public interest,
245
749000
3000
bu hepimiz için büyük bir şok oldu.
12:32
and today is mandatory viewing in schools in England and Scotland,
246
752000
4000
Bugün İngiltere, İskoçya ve İskandinavya'nın çoğu yerinde
12:36
and most of Scandinavia.
247
756000
2000
okullarda izletilmesi zorunlu bir film.
12:38
We've sent 50,000 DVDs to high school teachers in the U.S.
248
758000
6000
ABD'deki lise öğretmenlerine 50.000 DVD yolladık.
12:44
and it's really changed the debate on global warming.
249
764000
4000
Küresel ısınma tartışmasını gerçekten değiştirdi.
12:48
It was also a pretty good year for this guy.
250
768000
2000
Bu arkadaş için de çok iyi bir yıl oldu.
12:50
We now call Al the George Clooney of global warming.
251
770000
3000
Artık Al'e küresel ısınmanın George Clooney'si diyoruz.
12:53
(Laughter)
252
773000
2000
(Kahkahalar)
12:55
And for Participant, this is just the start.
253
775000
4000
Participant içinse bu daha başlangıçtı.
Yaptığımız her film dünyadaki büyük sorunlara değiniyor.
12:59
Everything we do looks at the major issues in the world.
254
779000
2000
13:01
And we have 10 films in production right now,
255
781000
3000
Şu anda prodüksiyonda 10 filmimiz var,
13:04
and dozens others in development.
256
784000
2000
onlarcası da geliştirme aşamasında.
13:07
I'll quickly talk about a few coming up.
257
787000
2000
Gelecek birkaç filmden hızlıca bahsedeyim.
13:09
One is "Charlie Wilson's War," with Tom Hanks and Julia Roberts.
258
789000
4000
Biri "Charlie Wilson'ın Savaşı", Tom Hanks ve Julia Roberts oynuyor.
13:13
And it's the true story of Congressman Charlie Wilson, and
259
793000
3000
Kongre Üyesi Charlie Wilson
13:16
how he funded the Taliban to fight the Russians in Afghanistan.
260
796000
5000
ve Afganistan'da Ruslarla savaşmaları için Taliban'a fon sağlamasının gerçek öyküsü.
13:21
And we're also doing a movie called "The Kite Runner,"
261
801000
2000
"Uçurtma Avcısı" adında bir film de çekiyoruz.
13:23
based on the book "The Kite Runner," also about Afghanistan.
262
803000
4000
Yine Afganistan hakkında, aynı isimli kitaptan uyarlama.
13:27
And we think once people see these films,
263
807000
1000
Bizce insanlar bu filmleri izlediklerinde
13:28
they'll have a much better understanding of that part of the world
264
808000
3000
dünyanın bu kısmını ve genel olarak Orta Doğu'yu
13:31
and the Middle East in general.
265
811000
2000
çok daha iyi anlayacaklar.
13:33
We premiered a film called "The Chicago 10" at Sundance this year.
266
813000
4000
Bu yıl Sundance'de "Chicago 10" adlı filmin galasını yapıyoruz.
13:37
It's based on the protesters at the Democratic Convention in 1968,
267
817000
4000
1968 Demokratik Parti Ulusal Kongresi'ndeki protestocular
13:41
Abby Hoffman and crew,
268
821000
2000
ile Abby Hoffman ve ekibi hakkındaydı.
13:43
and, again, a story about a small group of individuals
269
823000
3000
Yine, dünyada bir değişiklik yaratan
küçük bir insan grubu.
13:47
who did make change in the world.
270
827000
2000
13:49
And a documentary that we're doing on Jimmy Carter
271
829000
4000
Bir de Jimmy Carter ve onun yıllar boyu süren
Orta Doğu barış çabaları hakkında çektiğimiz belgesel var.
13:53
and his Mid-East peace efforts over the years.
272
833000
2000
13:55
And in particular, we've been following him on his recent book tour,
273
835000
5000
Onu özellikle son kitap turunda takip ediyorduk.
Çoğunuzun bildiği üzere hiç de tartışmalı geçmedi,
14:00
which, as many of you know, has been very non-controversial --
274
840000
3000
(Gülüşmeler)
14:03
(Laughter)
275
843000
1000
14:04
-- which is really bad for getting people to come see a movie.
276
844000
3000
ki bu da insanları bir filme çekmek için çok kötü bir şey.
14:07
In closing, I'd like to say that everybody has the opportunity
277
847000
4000
Kapanışta şunu söylemek istiyorum.
Herkes, kendi yöntemiyle değişiklik yaratma fırsatına sahip.
14:11
to make change in their own way.
278
851000
2000
14:13
And all the people in this room
279
853000
3000
Bu odadaki herkes iş hayatları,
14:16
have done so through their business lives,
280
856000
2000
hayır işleri veya diğer ilgi alanları
14:18
or their philanthropic work, or their other interests.
281
858000
3000
içerisinde bunu yaptı.
14:22
And one thing that I've learned
282
862000
1000
Öğrendiğim bir şeyse değişiklik yaratmanın hiçbir zaman
14:24
is that there's never one right way to make change.
283
864000
2000
tek bir doğru yolunun olmadığı.
14:26
One can do it as a tech person, or as a finance person,
284
866000
3000
Bunu bir teknisyen, finansçı, kar amacı gütmeyen biri de yapabilir,
14:29
or a nonprofit person, or as an entertainment person,
285
869000
4000
eğlence sektöründen biri de.
14:33
but every one of us is all of those things and more.
286
873000
4000
Ama hepimiz bunların tümü ve daha fazlasıyız.
Eğer bunları yaparsak
14:37
And I believe if we do these things,
287
877000
3000
fırsat ve umut uçurumlarını kapatabileceğimize inanıyorum.
14:40
we can close the opportunity gaps, we can close the hope gaps.
288
880000
4000
Eğer bunu yaparsak,
14:44
And I can imagine, if we do this,
289
884000
2000
14:46
the headlines in 10 years might read something like these:
290
886000
3000
10 yıl içerisinde şöyle manşetler hayal edebiliyorum:
14:51
"New AIDS Cases in Africa Fall to Zero,"
291
891000
3000
"Afrika'da Yeni AIDS Vakaları Sıfıra İndi"
14:54
"U.S. Imports its Last Barrel of Oil" --
292
894000
3000
"ABD Son Petrol Varilini İthal Etti"
14:57
(Applause)
293
897000
2000
(Alkışlar)
14:59
-- "Israelis and Palestinians Celebrate
294
899000
4000
"İsrailliler ve Filistinliler
10 Yıllık Barışı Kutluyor."
15:03
10 Years of Peaceful Coexistence."
295
903000
2000
15:05
(Applause)
296
905000
3000
(Alkışlar)
Şunu da sevdim: "Kilimanjaro'ya Tekrar Kar Yağdı."
15:08
And I like this one, "Snow Has Returned to Kilimanjaro."
297
908000
2000
15:10
(Laughter)
298
910000
1000
(Kahkahalar)
15:13
And finally, an eBay listing for one well-traveled slide show,
299
913000
5000
Son olarak, iyi gezmiş, şimdilerde ıskartaya çıkmış,
müzelik bir sunumun eBay satışı için lütfen Al Gore ile temasa geçin.
15:19
now obsolete, museum piece. Please contact Al Gore.
300
919000
4000
15:25
And I believe that, working together,
301
925000
2000
İnanıyorum ki birlikte çalışarak
bunların hepsini gerçekleştirebiliriz.
15:28
we can make all of these things happen.
302
928000
1000
15:30
And I want to thank you all for having me here today.
303
930000
1000
Beni dinlediğiniz için sizlere teşekkür ederim.
15:32
It's been a real honor. Thank you.
304
932000
1000
Büyük bir onurdu. Teşekkürler.
15:33
(Applause)
305
933000
2000
(Alkışlar)
15:36
Oh, thank you.
306
936000
4000
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7