The myth of Hades and Persephone - Iseult Gillespie

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: İlker ÖZBAŞ

Every year before the ancient Greeks sowed their seeds of grain,

Antik Yunanlar tahıl ekmeden önce her sene

they celebrated Demeter, the goddess of agriculture.

tarım tanrıçası Demeter’ı anarlardı.

On Earth, each morsel of food was sweet sustenance,

Dünya’da her lokma tatlı yiyecekler iken

while in the land of the dead, it ensured a permanent stay.

ölüler diyarında temelli kalışı sağlıyordu.

Demeter tended to Earth’s fields with her beloved daughter, Persephone,

Demeter, annesinin tutkularını alan ve büyüyüp zeki, genç bir kadına dönüşen

who inherited her mother’s passions and grew into a bright young woman.

sevgili kızı Persephone ile Dünya’daki tarlalarla ilgilenirdi.

But all the while, a shadowy figure watched from below.

Fakat bu sırada biri aşağıdan onları izlerdi.

One day, Persephone was frolicking in a meadow

Persephone tatlı su nemfi Cyane ile

with a freshwater nymph, Cyane.

bir gün çayırda eğleniyordu.

As they admired a blooming narcissus flower,

Çiçek açan bir nergise hayranlık duyarken

they noticed it tremble in the ground.

yerin titrediğini fark ettiler.

Suddenly, the earth split, and a terrifying figure arose.

Birden yeryüzü yarıldı ve korkutucu bir suret yükseldi.

It was Hades, god of the dead and the underworld.

Ölüler ve yer altı tanrısı Hades’ti.

He wrenched Persephone from Cyane, dragged her into his inky chariot,

Cyane’den Persephone’u çekip alıp onu kapkara savaş arabasına sürükledi

and blasted back through the earth.

ve yer altına geri döndü.

Cyane wept so hard she dissolved, becoming one with the river.

Cyane o kadar çok ağladı ki eriyip nehirle bir bütün oldu.

By the time Demeter arrived at the scene of the abduction,

Demeter kaçırılma yerine gelesiye kadar

the crater in the meadow had closed— and Cyane and Persephone had vanished.

çayırdaki yarık kapandı— Cyane ve Persephone ortadan kayboldu.

Demeter sped to Mount Olympus for help.

Demeter yardım istemek için hızla Olimpos Dağı’na gitti.

Many of the gods had witnessed the scene.

Tanrıların çoğu olaya şahit olmuştu

And they knew about the deal that paved the way for it:

ve buna yol açan anlaşmadan haberdarlardı.

Zeus, Persephone’s father, had granted Hades her hand in marriage

Persephone’un babası Zeus, kızının ya da Demeter’ın rızası olmadan

without her consent— or Demeter’s.

Hades’e kızı vermişti.

But when faced with Demeter’s pleas, the other gods stayed silent,

Ama Demeter’ın yalvarışlarıyla karşı karşıya kaldıklarında

diğer tanrılar sessiz kaldılar.

So, she searched alone.

Bu yüzden kızını tek başına aradı.

In her grief and desperation, she neglected her usual tasks.

Keder ve çaresizlik içindeyken her zamanki görevlerini ihmal etti.

Crops withered, and a great famine plagued the Earth.

Mahsuller soldu ve büyük bir kıtlık Dünya’yı kavurdu.

As mortals began to perish, the gods grew wary.

Ölümlüler ölmeye başlayınca tanrılar tedirginleşti.

Who would worship them and offer tributes if the humans disappeared?

Eğer insanlar yok olursa kim onlara tapıp övgüler yağdıracaktı?

So, Zeus ordered Demeter to stop her crusade and returned to her duties.

Bu yüzden Zeus Demeter’a mücadelesini durdurmasını ve görevine dönmesini emretti

But she refused.

ama o reddetti.

Deep below, across the frigid river Styx, and through the halls of the underworld,

Derinlerde, buz gibi Stiks nehrinde ve yer altının koridorlarında

Persephone was waging her own protest.

Persephone kendi protestosunu sürdürüyordu.

Hades expected her to serve as his wife and queen.

Hades ondan eşi ve kraliçesi olarak hizmet etmesini bekliyordu.

But Persephone rebuffed the god’s advances and refused food.

Ama Persephone tanrının yakınlaşma çabalarını tersleyip

yemek yemeyi reddetti.

As she longed for her mother’s company,

Annesini, arkadaşlarının kahkahalarını

her friends’ laughter, and the sun’s warmth,

ve güneşin sıcaklığını özlerken

Persephone grew colder and lonelier.

Persephone gitgide yalnızlaştı ve üşüdü,

And she was starving.

açlıktan ölüyordu da.

She hungered for satisfying grains, crisp vegetables and fresh fruit.

Doyurucu tahılları, gevrek sebzeleri ve taze meyveleri çok özlemişti.

Wandering the ghostly gardens,

Ürkütücü bahçede gezinirken

she contemplated the pomegranates that hung heavily on their branches...

daldan sarkan narlara daldı...

Meanwhile, Demeter continued her hunt.

Bu esnada Demeter avına devam ediyordu.

She appealed to the all-seeing sun god, Helios,

Her şeyi gören güneş tanrısı Helios’a başvurdu,

whose rays had long warmed her crops.

güneş ışıkları mahsullerini ısıtalı uzun zaman olmuştu.

Indeed, when Helios drew his golden chariot across the sky that fateful day,

Aslında o vahim günde Helios altın sarısı savaş arabasını gökyüzünde çekerken

he saw what happened— and he knew of the deal.

ne olduğunu görmüştü— ve anlaşmadan haberdardı.

Out of respect and sympathy for Demeter,

Demeter’ın sevgisi ve hatırına

Helios told her of Hades’ demands, Zeus’ betrayal and Persephone’s abduction.

Helios Hades’in taleplerini, Zeus’un ihanetini

ve Persephone’un kaçırılışını ona anlattı.

Furious and heartbroken, Demeter sped to Mount Olympus and confronted Zeus,

Kalbi kırık ve küplere binmiş Demeter Olimpos Dağı’na gidip Zeus’la yüzleşti,

demanding their daughter’s return.

kızının dönmesini talep etti.

But Zeus declined: in her ravenous hunger,

Ama Zeus reddetti.

Açlıktan gözü dönmüş bir halde

Persephone had eaten a few seeds from the pomegranate that grew in the underworld.

Persephone yer altında yetişen narın tanelerinden birkaçını yemişti.

Though a meager amount, it was enough to ensnare her in Hades forever.

Az bir miktar olsa da onu sonsuza dek Hades’e kaptırmak için yeterliydi.

Demeter wouldn't accept this fate.

Demeter bu kaderi kabul edemezdi.

She swore that if she wasn’t reunited with Persephone,

Eğer Persephone’a kavuşmazsa

the fields would never be fertile again,

tarlaların bir daha asla verimli olmayacağına yemin etti

and the distinction between the Earth and the underworld would soon dissolve.

ve Dünya ile yer altı dünyası arasındaki ayrım çok geçmeden kalkacaktı.

So, they made a pact.

Bu yüzden bir anlaşma yaptılar.

For two thirds of every year, Persephone would return to the land of the living,

Her yılın üçte ikisinde Persephone yaşayanların diyarına geri dönebilecekti.

But for the remainder, she would stay in the world of the dead.

Ama geri kalan zamanda ölülerin diyarında kalacaktı.

When Persephone ascended to Earth, she and her mother rejoiced.

Persephone Dünya’ya çıktığında anne kız çok sevindi.

Together, they showered the fields with rain and nurtured them with sun.

Birlikte tarlaları yağmurla sulayıp güneşle beslediler.

For mortals, Persephone’s arrival came to herald the start of spring.

Ölümlüler için Persephone’un gelişi baharın gelişini müjdeliyordu.

But her descent always came too soon.

Ama dönme zamanı hep çabuk geldi.

Each time she returned to Hades, Demeter mourned,

Hades’e her dönüşünde Demeter yas tuttu;

and the earth grew cold, dark, and unyielding,

yeryüzü soğudu, karardı ve sertleşti,

ushering in the winter months.

kış ayları geldi.

Knowing Demeter couldn’t be roused from her grief,

Demeter’ın üzüntüsünü gideremeyeceklerini bilen

the humans stored their crops, stoked their fires,

insanlar mahsullerini depoladılar, ateşlerini yaktılar

and awaited Persephone’s safe return.

ve Persephone’un sağ salim dönmesini beklediler.

And so it was that her transit marked the gradual turning of the seasons

Onun diyarlar arasındaki geçişleri mevsimlerin değişimini

and the bittersweet compromise between life and death.

ve yaşam ile ölüm arasındaki acı tatlı uzlaşmayı gösteriyordu.