The Chinese myth of the forbidden lovers - Shannon Zhao

968,543 views ・ 2022-04-28

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Verda Varan Gözden geçirme: Nihal Aksakal
00:06
In the celestial court of the Jade Emperor lived seven princesses.
0
6919
5172
Yeşim İmparator’un gökteki sarayında yedi tane prenses yaşarmış.
00:12
Each had their chosen place in court,
1
12675
2586
Sarayda her birinin seçilmiş yerleri varmış,
00:15
but the youngest princess had a special skill.
2
15261
3128
ancak en genç prensesin özel bir yeteneği varmış.
00:18
She could pluck clouds from the sky and spin them into the softest robes.
3
18806
5673
O, gökyüzünden bulutları koparabilir ve en yumuşak elbiselere çevirebilirmiş.
00:24
Her work was so precise,
4
24812
1669
İşçiliği o kadar hassasmış ki
00:26
not even the most expert eye could find a seam.
5
26481
3878
en usta göz bile bir dikiş izi bulamazmış.
00:30
But her craft was the same day after day, and she longed for new inspiration.
6
30735
6131
Ama günler boyu aynı işçiliği yapıyormuş ve yeni bir ilham için can atıyormuş.
00:37
Finally, the Queen Mother granted the weaver permission to visit Earth.
7
37200
5005
En sonunda, Ana Kraliçe, dokumacıya Dünya’yı ziyaret etme izni vermiş.
00:42
The other princesses would accompany her
8
42580
2085
Diğer prensesler ise
00:44
to protect their sister from earthly dangers.
9
44665
3212
kız kardeşlerini tehlikelerden korumak için ona eşlik edecekmiş.
00:48
Dressed in special robes that allowed them to fly between Heaven and Earth,
10
48503
4462
Gök ve Yer arasında uçmalarını sağlayan özel elbiseleriyle,
00:52
the sisters soared down from the sky.
11
52965
2795
kız kardeşler gökten süzülmüşler.
00:56
The weaver was in awe of the rolling hills and rivers,
12
56094
3795
Dokumacı; inişli çıkışlı tepelerin ve nehirlerin huşusu içindeymiş
00:59
and the sisters decided to swim in one of the glittering streams.
13
59889
4213
ve kız kardeşler ışıltılı nehirlerden birinde yüzmeye karar vermişler.
01:04
As the weaver floated, she dreamt about staying forever.
14
64644
4379
Dokumacı yüzerken sonsuza kadar orada kalmayı hayal etmiş.
01:09
Meanwhile, a lone cowherd approached the riverbank.
15
69565
3879
O sırada, yalnız bir çoban nehrin kıyısına yaklaşmış.
01:14
He came here often to sweep his parent’s grave
16
74028
3087
Buraya sık sık ailesinin mezarını süpürmek
01:17
and speak with his only companion—
17
77115
2419
ve biricik arkadaşıyla konuşmak için gelirmiş:
01:19
a stoic bull who listened patiently to the cowherd’s sorrows.
18
79867
5464
Çobanın acılarını sabırla dinleyen çilekeş bir boğa.
01:25
But upon seeing the weaver’s beauty, the cowherd forgot his routine.
19
85748
5005
Ancak dokumacının güzelliğini gören çoban, her zamanki işlerini unutuvermiş.
01:31
While he longed to introduce himself, his lonely lifestyle had made him timid.
20
91379
4963
Kendini tanıtmaya can atarken yalnız yaşam tarzı onu ürkek yapmış.
01:37
Thankfully, the bull saw his friend's plight and offered some advice.
21
97051
4797
Neyse ki boğa, arkadaşının durumunu görmüş ve bazı nasihatlerde bulunmuş.
01:42
He told the cowherd of the swimmer’s celestial origins
22
102640
3712
Çobana dokumacının göklerden geldiğini
01:46
and of her dream to stay on Earth;
23
106352
2419
ve onun Dünya’da kalma hayalini anlatmış
01:49
but also that she could only remain if she lost her ticket back to Heaven.
24
109230
5964
ama aynı zamanda yalnızca Gök’e dönüş biletini kaybederse kalabileceğini de.
01:55
As the cowherd approached, the princesses flew away in fear—
25
115570
4254
Çoban yaklaşırken prensesler korku içinde uçup gitmişler
01:59
leaving their dreaming sister behind.
26
119991
2711
ve hayal kuran kız kardeşlerini arkalarında bırakmışlar.
02:03
While keeping her magic robes hidden,
27
123619
2378
Çoban, dokumacının sihirli elbisesini saklarken
02:05
the cowherd offered his own garment as a substitute.
28
125997
3628
onun yerine kendi giysisini sunmuş.
02:09
And after gaining her trust, the pair began exploring the countryside.
29
129709
4212
ve onun güvenini kazandıktan sonra ikili, kırsalları keşfetmeye başlamış.
02:14
She was struck by his caring nature,
30
134172
2585
Dokumacı, çobanın şefkatli tabiatından büyülenmiş
02:16
and he learned to see the world’s wonder through her eyes.
31
136757
3921
ve çoban da dünyanın harikasını dokumacının gözlerinden görmeyi öğrenmiş.
02:20
Before long, the two had fallen deeply in love.
32
140928
4255
Çok geçmeden, ikisi de sırılsıklam aşık olmuşlar.
02:26
The weaver and the cowherd built a prosperous life.
33
146225
3587
Dokumacı ve çoban refah içinde bir hayat kurmuşlar.
02:30
Their farm flourished, and the weaver taught her skills to local villagers.
34
150229
5005
Çiftlikleri büyüyüp gelişmiş ve dokumacı becerilerini oradaki köylülere öğretmiş.
02:35
As time marched on, the pair was blessed with two healthy children,
35
155902
4713
Zaman geçtikçe çifte iki sağlıklı çocuk bahşedilmiş
02:40
but their bull was growing old.
36
160615
2252
ancak boğaları yaşlanıyormuş.
02:43
Before he died, the bull implored the family to keep his hide
37
163618
4170
Boğa, ölmeden önce aileye postunu saklamalarını
02:47
and use its magic at their time of need.
38
167788
2711
ve ihtiyaç olursa postun sihrini kullanmalarını söylemiş.
02:52
While the husband grieved for his friend,
39
172710
2377
Kocası, arkadaşı için yas tutarken
02:55
the weaver’s mind turned to her other family.
40
175087
3379
dokumacının aklı diğer ailesine gitmiş.
02:58
Dusting off her magical robe, she decided to pay a visit to the heavens.
41
178466
4629
Sihirli elbisesinin tozunu alarak gökleri ziyaret etmeye karar vermiş.
03:03
But when the weaver swept into her old home,
42
183554
2586
Ancak dokumacı eski evine girdiğinde
03:06
no one seemed surprised to see her.
43
186140
2961
onu gördüğüne kimse şaşırmamış.
03:09
With a start, she realized that barely any time had passed—
44
189477
4254
Şöyle bir irkilerek neredeyse hiç zaman geçmediğini fark etmiş
03:13
for a year on Earth was merely a day in Heaven.
45
193731
4046
çünkü Dünya’da geçen bir yıl Gök’te sadece bir gün ediyormuş.
03:18
When her family learned of her new life, they were enraged.
46
198611
3795
Ailesi, onun yeni hayatını öğrendiğinde çileden çıkmış.
03:22
How dare she waste her love on a human?
47
202406
2545
Aşkını bir insana harcamaya nasıl cüret edebilirmiş?
03:25
The weaver tried to escape back to Earth,
48
205159
2169
Dokumacı, Dünya’ya kaçmaya çalışmış
03:27
but the Queen Mother plucked a golden hairpin from her head
49
207328
3337
ama Ana Kraliçe kafasından altın bir saç tokası çıkarmış
03:30
and tore through the sky.
50
210665
1876
ve gökyüzünü delip geçmiş.
03:32
A great gulf opened, forming a river of stars between Heaven and Earth.
51
212541
5464
Gök ile Dünya arasına bir yıldız nehri yapan büyük bir uçurum açılmış.
03:38
Below, the cowherd trembled, but he also remembered the bull’s final words.
52
218464
6757
Aşağıda, çoban zangır zangır titremiş ama boğanın son sözlerini de hatırlamış.
03:45
Hastily placing each child in a basket,
53
225846
3129
Çocukların her birini aceleyle bir sepete yerleştirmiş,
03:48
he draped the bull’s pelt over his back and hurtled upwards.
54
228975
4546
boğanın postunu sırtına örtmüş ve yukarı fırlamış.
03:53
Above the clouds, each lover attempted to wade through the surging stars.
55
233896
4671
Aşıklar yükselen bulutların üstünde yıldızların arasından geçmeye çalışmış.
03:58
But no matter how hard they struggled,
56
238567
2336
Ama ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar,
04:00
the gulf between them only grew wider.
57
240903
2544
aralarındaki uçurum daha da büyümüş.
04:03
Day after day, the Queen Mother watched without pity.
58
243948
4004
Ana Kraliçe acımasızca onları izliyormuş.
04:08
Years passed, and the weaver and the cowherd had no one,
59
248160
4255
Yıllar geçmiş ve dokumacı ve çobanın
04:12
except the passing magpies to cheer them on.
60
252415
3086
onları neşelendirecek saksağanlardan başka kimsecikleri yokmuş.
04:15
Finally, their love moved the Queen Mother’s heart.
61
255876
3546
Sonunda aşkları Ana Kraliçe’nin kalbine dokunmuş.
04:19
While she couldn’t forgive her granddaughter entirely,
62
259422
2586
Ana Kraliçe, torununu tamamen affedemese de
04:22
the Queen Mother would allow the weaver to meet her earthly family once a year.
63
262008
5463
dokumacının yerdeki ailesiyle yılda bir kez buluşmasına izin vermiş.
04:27
And so, in late summer, the magpies form a bridge across the Milky Way,
64
267763
5839
Böylece, yaz sonunda saksağanlar Samanyolu üzerinde bir köprü oluşturarak
04:33
reuniting the weaver and the cowherd.
65
273602
2753
dokumacıyı ve çobanı yeniden birleştirmiş.
04:37
At this time of year, millions of people in East and Southeast Asian countries
66
277398
5005
Yılın bu zamanında, Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerindeki milyonlarca insan,
04:42
tell similar tales of these star-crossed lovers,
67
282403
3253
bu talihsiz aşıkların benzer hikâyelerini anlatarak
04:45
celebrating their annual reunion.
68
285656
2628
onların her yıl yeniden bir araya gelişlerini kutluyor.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7