Amanda Bennett: We need a heroic narrative for death

Amanda Bennett: Ölüm için bir kahramanlık öyküsü gerek

190,924 views

2013-10-15 ・ TED


New videos

Amanda Bennett: We need a heroic narrative for death

Amanda Bennett: Ölüm için bir kahramanlık öyküsü gerek

190,924 views ・ 2013-10-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: deniz atesoglu Gözden geçirme: Sevkan Uzel
00:12
So I'd like you to come back with me
0
12498
2659
Şimdi sizden benimle
00:15
just for a few minutes
1
15157
1901
birkaç dakikalığına kocamla tanıştığım
00:17
to a dark night in China,
2
17058
2869
Çin'deki karanlık bir geceye
00:19
the night I met my husband.
3
19927
2721
gelmenizi istiyorum.
00:22
It was a city so long ago that it was still called
4
22648
3443
Bu çok uzun zaman önce, hala aynı isimle bilinen bir şehirdeydi.
00:26
Peking.
5
26091
2113
Pekin.
00:28
So I went to a party.
6
28204
2621
Bir partiye gitmiştim.
00:30
I sat down next to a stout, middle-aged man
7
30825
3383
İri-yarı, papyonlu ve gözlüklü, orta yaşlı
00:34
with owl glasses and a bow tie,
8
34208
3514
bir adamın yanına oturdum.
00:37
and he turned out to be a Fulbright scholar,
9
37722
2893
Fullbright burslusu olduğunu, orada,
00:40
there in China specifically to study
10
40615
3564
Çin'de özellikle Çin-Rusya ilişkileri
00:44
Sino-Soviet relations.
11
44179
2091
üzerinde çalışma yaptığını öğrendim.
00:46
What a gift it was to the eager,
12
46270
2400
Bu, o zaman olduğum gibi, genç ve atik
00:48
young foreign correspondent that I was then.
13
48670
2758
bir muhabire ne güzel bir hediyeydi.
00:51
I'd pump him for information,
14
51428
2008
Onu bilgi almak için sıkıştırdım,
00:53
I'm mentally scribbling notes
15
53436
1657
Aklımda, yazmayı planladığım hikaye için
00:55
for the stories I plan to write.
16
55093
2309
notlar karalıyordum.
00:57
I talk to him for hours.
17
57402
2485
Onunla saatlerce konuştum.
00:59
Only months later,
18
59887
3511
Onun aslında kim olduğunu ise
01:03
I discover who he really was.
19
63398
2374
ancak aylar sonra keşfettim.
01:05
He was the China representative
20
65772
2773
Amerikan Soya Fasulyesi Birliği'nin
01:08
for the American Soybean Association.
21
68545
4229
Çin temsilciydi.
01:12
"I don't understand. Soybeans?
22
72774
3270
"Anlamadım. Soya fasulyesi?
01:16
You told me you were a Fulbright scholar."
23
76044
2755
Bana Fullbright burslusu olduğunu söylemiştin."
01:18
"Well, how long would you have talked to me
24
78799
1888
"Eh, soya fasulyesi için burada olduğumuzu söyleseydim,
01:20
if I told you we're in soybeans?"
25
80687
2042
benimle ne kadar süre konuşurdun?"
01:22
(Laughter)
26
82729
2481
(Kahkahalar)
01:25
I said, "You jerk."
27
85210
3292
"Seni pislik" dedim.
01:28
Only jerk wasn't the word I used.
28
88502
3753
Aslında kullandığım sözcük pislik değildi.
01:32
I said, "You could've gotten me fired."
29
92255
4147
"Beni kovdurabilirdin" dedim.
01:36
And he said, "Let's get married."
30
96402
3537
Ve o, "Hadi evlenelim" dedi.
01:39
(Laughter)
31
99939
1287
(Kahkahalar)
01:41
"Travel the world and have lots of kids."
32
101226
2896
"Dünyayı gezelim ve bir sürü çocuk yapalım"
01:44
So we did.
33
104122
2098
Yaptık da.
01:46
(Laughter)
34
106220
2045
(Kahkahalar)
01:48
(Applause)
35
108265
5242
(Alkış)
01:53
And what an alive man Terence Bryan Foley
36
113507
3740
Meğer Terence Bryan Foley ne kadar
01:57
turned out to be.
37
117247
1447
hayat dolu bir adammış.
01:58
He was a Chinese scholar
38
118694
1643
Sonradan, 60'lı yaşlarında,
02:00
who later, in his 60s,
39
120337
1866
Çin tarihi doktorası yapacak
02:02
got a Ph.D. in Chinese history.
40
122203
2552
olan bir Çince akademisyeniymiş.
02:04
He spoke six languages,
41
124755
2488
Altı dil konuşuyordu,
02:07
he played 15 musical instruments,
42
127243
2488
15 müzik enstrümanı çalıyordu,
02:09
he was a licensed pilot,
43
129731
1776
lisanslı bir pilottu,
02:11
he had once been a San Francisco cable car operator,
44
131507
3171
bir keresinde San Francisco'da teleferik makinisti olarak çalışmıştı,
02:14
he was an expert in swine nutrition,
45
134678
2834
domuz gıdaları, mandıra sığırı, Dixieland cazı ve
02:17
dairy cattle, Dixieland jazz, film noir,
46
137512
3781
karanlık filmler üzerine uzmanlığı vardı,
02:21
and we did travel the country, and the world,
47
141293
4184
ve ülkeyi gezdik ve dünyayı
02:25
and we did have a lot of kids.
48
145477
2229
ve bir sürü çocuk yaptık.
02:27
We followed my job, and it seemed like
49
147706
1742
İşimi takip ettik ve yapamayacağımız
02:29
there was nothing that we couldn't do.
50
149448
3567
hiçbir şey yok gibi görünüyordu.
02:33
So when we found the cancer,
51
153015
3782
Kanseri keşfettiğimizde,
02:36
it doesn't seem strange to us at all
52
156797
2565
bize hiç de yabancı gelmedi ve
02:39
that without saying a word to each other,
53
159362
2633
birbirimize tek söz etmeden
02:41
we believed that,
54
161995
2426
ikimiz de şuna inandık:
02:44
if we were smart enough
55
164421
2259
Eğer yeterince akıllı,
02:46
and strong enough and brave enough,
56
166680
4331
güçlü ve cesaretliysek,
02:51
and we worked hard enough,
57
171011
2473
ve yeterince çok çalışırsak,
02:53
we could keep him from dying ever.
58
173484
5278
onu ölümden daima alıkoyabilirdik.
02:58
And for years, it seemed like we were succeeding.
59
178762
3499
Yıllarca, başarıyoruz gibi gözüküyordu.
03:02
The surgeon emerged from the surgery.
60
182261
2879
Cerrah ameliyattan çıktı.
03:05
What'd he say? He said what surgeons always say:
61
185140
2277
Ne dedi? Cerrahların hep söylediği şeyi söyledi:
03:07
"We got it all."
62
187417
2002
"Tümörü tamamen aldık."
03:09
Then there was a setback when the pathologists
63
189419
3043
Sonra, patolog böbrekteki tümöre baktığında,
03:12
looked at the kidney cancer closely.
64
192462
2373
bir terslik vardı.
03:14
It turned out to be a rare,
65
194835
1629
Tümörün, neredeyse daima
03:16
exceedingly aggressive type,
66
196464
1809
en fazla birkaç hafta içinde ölüme yol açan,
03:18
with a diagnosis that was almost universally fatal
67
198273
3082
nadir görülen, son derece saldırgan bir tip
03:21
in several weeks at most.
68
201355
2391
olduğu ortaya çıktı.
03:23
And yet, he did not die.
69
203746
3710
Ama yine de o ölmedi.
03:27
Mysteriously, he lived on.
70
207456
3510
Gizemli bir şekilde, yaşamını sürdürdü.
03:30
He coached Little League for our son.
71
210966
2084
Oğlumuza Minikler Ligi için antrenman yaptırdı.
03:33
He built a playhouse for our daughter.
72
213050
2552
Kızımız için bir oyuncak ev inşa etti.
03:35
And meanwhile, I'm burying myself in the Internet
73
215602
3074
O arada, ben de kendimi uzman doktor bulmak için
03:38
looking for specialists.
74
218676
1674
internete gömüyordum.
03:40
I'm looking for a cure.
75
220350
2561
Bir tedavi arıyordum.
03:42
So a year goes by
76
222911
2077
Böylece, kanser
03:44
before the cancer, as cancers do,
77
224988
3206
yeniden belirene kadar
03:48
reappears,
78
228194
2000
bir yıl geçti.
03:50
and with it comes another death sentence,
79
230194
2076
Beraberinde yeni bir ölüm hükmü geldi,
03:52
this time nine months.
80
232270
2193
bu kez 9 ay.
03:54
So we try another treatment, aggressive, nasty.
81
234463
4014
Biz de başka bir tedavi denedik; saldırgan, pis.
03:58
It makes him so sick, he has to quit it,
82
238477
1820
Bu onu çok hasta etti, tedaviyi bırakmak zorunda kaldı,
04:00
yet still he lives on.
83
240297
3017
ama hala yaşıyordu.
04:03
Then another year goes by.
84
243314
1896
Sonra bir yıl daha geçti.
04:05
Two years go by.
85
245210
1550
2 yıl geçti.
04:06
More specialists.
86
246760
1489
Daha fazla uzman doktor.
04:08
We take the kids to Italy.
87
248249
1920
Çocukları İtalya'ya götürdük,
04:10
We take the kids to Australia.
88
250169
2469
Avustralya'ya götürdük.
04:12
And then more years pass,
89
252638
2712
Ardından daha fazla yıl geçti
04:15
and the cancer begins to grow.
90
255350
2390
ve tümör büyümeye başladı.
04:17
This time, there's new treatments on the horizon.
91
257740
2535
O sıralarda, ufukta yeni tedaviler vardı.
04:20
They're exotic. They're experimental.
92
260275
1936
Alışılmadıklardı. Deneme aşamasındaydılar.
04:22
They're going to attack the cancer in new ways.
93
262211
3208
Tümöre yeni yollardan saldıracaklardı.
04:25
So he enters a clinical trial, and it works.
94
265419
4326
Klinik bir denemeye girdi ve işe yaradı.
04:29
The cancer begins to shrink,
95
269745
1929
Kanser küçülmeye başladı
04:31
and for the third time,
96
271674
2277
ve üçüncü defa
04:33
we've dodged death.
97
273951
3359
ölümü solladık.
04:37
So now I ask you,
98
277310
3297
Şimdi size soruyorum;
04:40
how do I feel
99
280607
2389
o an sonunda geldiğinde
04:42
when the time finally comes
100
282996
2514
ve bazen gece yarısından saat 2'ye kadar
04:45
and there's another dark night,
101
285510
2506
karanlık bir gece daha yaşandığında
04:48
sometime between midnight and 2 a.m.?
102
288016
2501
nasıl hissedilir?
04:50
This time it's on the intensive care ward
103
290517
2974
Bu sefer, daha önce hiç tanışmadığım
04:53
when a twentysomething resident
104
293491
1838
yirmi küsur tane stajyer doktor
04:55
that I've never met before
105
295329
2203
Terence'ın ölmekte olduğunu
04:57
tells me that Terence is dying,
106
297532
2593
söylediğinde yoğun bakımdaydı.
05:00
perhaps tonight.
107
300125
2199
Belki de bu geceydi.
05:02
So what do I say when he says,
108
302324
2793
O bana "Ne yapmamı istiyorsun?" diye sorduğunda
05:05
"What do you want me to do?"
109
305117
2814
ne diyebilirdim?
05:07
There's another drug out there.
110
307931
2012
Orada başka bir ilaç vardı.
05:09
It's newer. It's more powerful.
111
309943
1688
Yeniydi. Daha güçlüydü.
05:11
He started it just two weeks ago.
112
311631
2569
Bu ilaca 2 hafta önce başlamıştı.
05:14
Perhaps there's still hope ahead.
113
314200
3109
Belki hala ümit vardı.
05:17
So what do I say?
114
317309
1955
Peki ben ne dedim?
05:19
I say, "Keep him alive if you can."
115
319264
3356
"Eğer yapabilirsen, onu hayatta tut." dedim.
05:22
And Terence died six days later.
116
322620
3515
Ve 6 gün sonra Terence öldü.
05:26
So we fought, we struggled, we triumphed.
117
326135
4048
Savaştık, uğraştık, galip geldik.
05:30
It was an exhilarating fight,
118
330183
1796
Neşelendirici bir savaştı
05:31
and I'd repeat the fight today
119
331979
1717
ve ben bugün, bir an bile tereddüt etmeden
05:33
without a moment's hesitation.
120
333696
2649
bu savaşı devam ettirmeyi isterdim.
05:36
We fought together, we lived together.
121
336345
2951
Birlikte savaştık, birlikte yaşadık.
05:39
It turned what could have been
122
339296
2104
Yaşamımızın
05:41
seven of the grimmest years of our life
123
341400
2734
en korkunç yedi yılı,
05:44
into seven of the most glorious.
124
344134
3611
en mükemmel yedi yılı haline geldi.
05:47
It was also an expensive fight.
125
347745
2775
Bu aynı zamanda pahalı bir savaştı.
05:50
It was the kind of fight and the kind of choices
126
350520
1961
Buradaki herkesin, ölümcül hastalık tedavisi
05:52
that everyone here agrees
127
352481
1634
ve hepimize gereken sağlık hizmetlerinin
05:54
pump up the cost of end-of-life care,
128
354115
2405
ücretini şişirmekte hemfikir olacağı
05:56
and of healthcare for all of us.
129
356520
2286
türden seçimler yapacağı bir savaştı.
05:58
And for me, for us,
130
358806
3082
Benim için, bizim için,
06:01
we pushed the fight right over the edge,
131
361888
2082
savaşı sonuna kadar sürdürdük,
06:03
and I never got the chance to say to him
132
363970
3225
ve şimdilerde neredeyse her gün söylediğim şeyi
06:07
what I say to him now almost every day:
133
367195
3420
ona söyleme şansım hiç olmadı:
06:10
"Hey, buddy, it was a hell of a ride."
134
370615
3077
"Hey, dostum, deli gibi bir gezintiydi."
06:13
We never got the chance to say goodbye.
135
373692
2488
Birbirimize veda etmek için hiç fırsatımız olmadı.
06:16
We never thought it was the end.
136
376180
2279
Bunun bir son olduğunu hiç düşünmedik.
06:18
We always had hope.
137
378459
5179
Daima ümidimiz vardı.
06:23
So what do we make of all of this?
138
383638
3864
Peki, bütün bunlardan çıkan ne?
06:27
Being a journalist, after Terence died,
139
387502
3578
Bir gazeteci olarak, Terence öldükten sonra
06:31
I wrote a book, "The Cost Of Hope."
140
391080
3289
bir kitap yazdım, "Ümidin Bedeli".
06:34
I wrote it because I wanted to know
141
394369
2150
Yazdım, çünkü yaptığım şeyi neden yaptığımı,
06:36
why I did what I did,
142
396519
1686
onun yaptığı şeyi neden yaptığını,
06:38
why he did what he did,
143
398205
1801
etrafımızdakilerin yaptıkları şeyleri neden yaptıklarını
06:40
why everyone around us did what they did.
144
400006
2555
bilmek istedim.
06:42
And what did I discover?
145
402561
1636
Peki ne keşfettim?
06:44
Well, one of the things I discovered is that
146
404197
1574
Eh, keşfettiğim şeylerden birisi şuydu:
06:45
experts think that one answer to
147
405771
3077
Uzmanlara göre sonuçta yaptığım şeye yanıt
06:48
what I did at the end was a piece of paper,
148
408848
2750
bir kağıt parçasıydı, ailelerin saçma-sapan
06:51
the advance directive,
149
411598
2158
seçimleri es geçmelerine
06:53
to help families get past the seemingly irrational choices.
150
413756
4340
yardım edecek bir ön talimat.
06:58
Yet I had that piece of paper.
151
418096
4114
Ama o kağıt parçası bendeydi.
07:02
We both did.
152
422210
2053
İkimizdeydi.
07:04
And they were readily available.
153
424263
1690
Kolayca bulunabiliyorlardı.
07:05
I had them right at hand.
154
425953
1939
Bu benim hakkımdı.
07:07
Both of them said the same thing:
155
427892
2359
İkisi de aynı şeyi söyledi:
07:10
Do nothing if there is no further hope.
156
430251
4501
Ümit kalmadıysa hiç bir şey yapma.
07:14
I knew Terence's wishes
157
434752
2220
Terence'ın dileklerini, kendiminkiler
07:16
as clearly and as surely as I knew my own.
158
436972
3814
kadar açık ve net biliyordum.
07:20
Yet we never got to no further hope.
159
440786
5204
Yine de asla ümitsizliğe düşmedik.
07:25
Even with that clear-cut paper in our hands,
160
445990
2757
Elimizde o gayet açık yazı varken bile
07:28
we just kept redefining hope.
161
448747
3256
sadece ümidi yeni baştan tanımladık.
07:32
I believed I could keep him from dying,
162
452003
5292
Onu ölümden koruyabileceğime inandım ve eğer
07:37
and I'd be embarrassed to say that if I hadn't seen
163
457295
2814
aynen böyle hissetmiş olan pek çok kişi görmemiş ve
07:40
so many people and have talked to so many people
164
460109
2211
böyle pek çok kişiyle konuşmamış olsaydım,
07:42
who have felt exactly the same way.
165
462320
2674
bunu söylemekten utanırdım.
07:44
Right up until days before his death,
166
464994
3934
Ölümünden hemen önceki günlere kadar,
07:48
I felt strongly
167
468928
3326
çok güçlü biçimde
07:52
and powerfully, and, you might say, irrationally,
168
472254
4043
belki mantıksız bir biçimde, daima
07:56
that I could keep him from dying ever.
169
476297
5247
onu ölümden koruyabileceğimi hissettim.
08:01
Now, what do the experts call this?
170
481544
3235
Şimdi, uzmanlar buna ne diyor?
08:04
They say it's denial.
171
484779
2347
Onlar buna inkar diyor.
08:07
It's a strong word, isn't it?
172
487126
2191
Bu çok güçlü bir kelime değil mi?
08:09
Yet I will tell you that denial
173
489317
2397
Ama diyeceğim şu ki, inkar,
08:11
isn't even close to a strong enough word
174
491714
5114
sevdiği birinin ölümüyle yüzleşen
08:16
to describe what those of us
175
496828
2646
kişinin yaşadıklarını tasvir etmekten
08:19
facing the death of our loved ones go through.
176
499474
3638
çok ama çok uzak bir sözcük.
08:23
And I hear the medical professionals say,
177
503112
2341
Sağlık personellerinin şunu dediğini de duydum,
08:25
"Well, we'd like to do such-and-such,
178
505453
2083
"Eh, biz şöyle şöyle yapmak istiyoruz,
08:27
but the family's in denial.
179
507536
2451
ama aile reddediyor.
08:29
The family won't listen to reason.
180
509987
2176
Aile sebepleri dinlemiyor.
08:32
They're in denial.
181
512163
2022
İnkar ediyorlar.
08:34
How can they insist on this treatment at the end?
182
514185
2352
Nasıl olur da bu tedavide ısrar ederler?
08:36
It's so clear, yet they're in denial."
183
516537
3304
Çok açık ama onlar inkar ediyor."
08:39
Now, I think this maybe isn't
184
519841
2007
Bu belki de pek işe yarar
08:41
a very useful way of thinking.
185
521848
3004
bir düşünce tarzı değildir.
08:44
It's not just families either.
186
524852
2278
Bunu sadece aileler yapmıyor ayrıca.
08:47
The medical professionals too,
187
527130
2125
Tıp uzmanları da reddediyor,
08:49
you out there, you're in denial too.
188
529255
3360
sen oradaki, sen de inkar içindesin.
08:52
You want to help. You want to fix.
189
532615
2853
Yardım etmek istiyorsun. Düzeltmek istiyorsun.
08:55
You want to do.
190
535468
1826
Yapmak istiyorsun.
08:57
You've succeeded in everything you've done,
191
537294
2808
Yaptığın her şeyi başardın
09:00
and having a patient die,
192
540102
2042
ve hastanın ölmesi,
09:02
well, that must feel like failure.
193
542144
3579
eh, bu başarısızlık gibi hissettiriyor olmalı.
09:05
I saw it firsthand.
194
545723
1844
Bunu ilk elden gördüm.
09:07
Just days before Terence died,
195
547567
2702
Terence ölmeden sadece birkaç gün önce,
09:10
his oncologist said,
196
550269
2018
Onkoloji uzmanı şöyle dedi,
09:12
"Tell Terence that better days are just ahead."
197
552287
3248
"Terence'a daha iyi günlerin önümüzde olduğunu söyle"
09:15
Days before he died.
198
555535
2382
Ölmeden bir kaç gün önce.
09:17
Yet Ira Byock,
199
557917
1433
Ama Ira Byock,
09:19
the director of palliative medicine at Dartmouth
200
559350
2348
Dartmouth'taki ölümcül hastalıklar müdürü,
09:21
said, "You know, the best doctor in the world
201
561698
2931
"Biliyorsun, dünyadaki en iyi doktor bile
09:24
has never succeeded in making anyone immortal."
202
564629
4608
herhangi birini ölümsüz yapamadı" dedi.
09:29
So what the experts call "denial," I call "hope,"
203
569237
6506
Yani uzmanların "inkar" dediği şeye, ben "ümit" derim
09:35
and I'd like to borrow a phrase
204
575743
2334
Yazılım dizaynında çalışan arkadaşlarımdan
09:38
from my friends in software design.
205
578077
3221
bir ifade ödünç almak istiyorum.
09:41
You just redefine denial and hope,
206
581298
3562
İnkarı ve ümidi yeniden tanımlarsın
09:44
and it becomes a feature of being human.
207
584860
3228
ve bu insan olmanın bir özelliği haline gelir.
09:48
It's not a bug.
208
588088
1861
O bir hata değildir.
09:49
It's a feature.
209
589949
2326
Bir özelliktir.
09:52
(Laughter)
210
592275
3094
(Kahkahalar)
09:55
So we need to think more constructively
211
595369
3694
Bu yüzden bu çok yaygın, çok yoğun
09:59
about this very common, very profound
212
599063
4312
ve çok güçlü insani duygu hakkında
10:03
and very powerful human emotion.
213
603375
3956
daha yapıcı düşünmemiz gerekir.
10:07
It's part of the human condition,
214
607331
2624
Bu insan olmanın bir parçasıdır,
10:09
and yet our system and our thinking
215
609955
2177
yine de sistemimiz ve kafa yapımız
10:12
isn't built to accommodate it.
216
612132
3169
onu kapsayacak biçimde inşa edilmedi.
10:15
So Terence told me a story on that long-ago night,
217
615301
3055
Terence bana uzun zaman önceki o gece bir öykü anlatmıştı
10:18
and I believed it.
218
618356
1905
ve buna inanmıştım.
10:20
Maybe I wanted to believe it.
219
620261
3114
Belki de inanmak istedim.
10:23
And during Terence's illness, I, we,
220
623375
5329
Ve Terence'nın hastalığı sırasında, ben, biz,
10:28
we wanted to believe the story
221
628704
1722
biz birlikte savaştığımız hikayeye de
10:30
of our fight together too.
222
630426
2595
inanmak istedik.
10:33
Giving up the fight -- for that's how it felt,
223
633021
3736
Savaştan vazgeçmek --çünkü böyle hissetmiştim,
10:36
it felt like giving up --
224
636757
1939
vazgeçiyormuşuz gibi--
10:38
meant giving up not only his life
225
638696
2717
sadece onun hayatından değil, aynı zamanda
10:41
but also our story,
226
641413
3707
bizim hikayemizden de,
10:45
our story of us as fighters,
227
645120
2210
savaşçılar olarak yer aldığımız hikayemizden,
10:47
the story of us as invincible,
228
647330
2930
yenilmez olarak yer aldığımız hikayeden
10:50
and for the doctors, the story of themselves
229
650260
2208
ve doktorların şifacılar olarak yer aldıkları hikayeden vazgeçmek
10:52
as healers.
230
652468
2558
anlamına geliyordu.
10:55
So what do we need?
231
655026
2684
Peki neye ihtiyacımız var?
10:57
Maybe we don't need a new piece of paper.
232
657710
2939
Belki de yeni kağıt parçasına ihtiyacımız yoktur.
11:00
Maybe we need a new story,
233
660649
2947
Belki de yeni bir hikaye ihtiyacımız vardır,
11:03
not a story about giving up the fight
234
663596
4009
savaştan vazgeçmek hakkındaki bir hikayeye değil
11:07
or of hopelessness,
235
667605
2271
ya da ümitsizlik hakkında,
11:09
but rather a story of victory and triumph,
236
669876
3411
daha ziyade bir zafer ve galibiyetin,
11:13
of a valiant battle and, eventually,
237
673287
4843
cesur bir savaşın ve nihayet
11:18
a graceful retreat,
238
678130
2320
zarif bir geri çekilmenin hikayesine,
11:20
a story that acknowledges
239
680450
3007
kabullenilen,
11:23
that not even the greatest general defeats every foe,
240
683457
3763
en mükemmel generallerin bile her düşmanı bozguna uğratamadığı
11:27
that no doctor has ever succeeded
241
687220
2621
hiçbir doktorun herhangi birini
11:29
in making anyone immortal,
242
689841
2390
ölümsüz yapamadığı,
11:32
and that no wife, no matter how hard she tried,
243
692231
6066
ve hiç bir eşin, ne kadar çabalarsa çabalasın,
11:38
has ever stopped even the bravest,
244
698297
4685
en cesur, en zeki ve
11:42
wittiest and most maddeningly lovable husband
245
702982
4049
en delicesine sevimli kocayı bile zamanı geldiğinde
11:47
from dying when it was his time to go.
246
707031
4193
ölümden alıkoyamadığı hikayeye.
11:51
People did mention hospice,
247
711224
2313
İnsanlar darülacazeden bahsetti
11:53
but I wouldn't listen.
248
713537
3371
ama dinlemedim.
11:56
Hospice was for people who were dying,
249
716908
3925
Darülaceze ölmekte olan insanlar içindi,
12:00
and Terence wasn't dying.
250
720833
2773
ve Terence ölmüyordu.
12:03
As a result, he spent just four days in hospice,
251
723606
2910
Sonuç olarak, darülacezede sadece dört gün geçirdi,
12:06
which I'm sure, as you all know,
252
726516
1817
emin olduğum kadarıyla, hepinizin bildiği gibi,
12:08
is a pretty typical outcome,
253
728333
2090
bu oldukça tipik bir sonuçtur
12:10
and we never said goodbye
254
730423
1512
ve asla hoşçakal demedik,
12:11
because we were unprepared for the end.
255
731935
3055
çünkü biz son için hazırlıksızdık.
12:14
We have a noble path to curing the disease,
256
734990
3747
Hastalığı tedavi için, hastalar için ve
12:18
patients and doctors alike,
257
738737
2330
aynı şekilde doktorlar için asil bir yol vardı,
12:21
but there doesn't seem to be
258
741067
2123
ama ölmek için asil bir yol
12:23
a noble path to dying.
259
743190
2600
yokmuş gibi görünüyordu.
12:25
Dying is seen as failing,
260
745790
3058
Ölmek başarısız olmak gibi görülür
12:28
and we had a heroic narrative
261
748848
2652
ve birlikte savaşmaya dair
12:31
for fighting together,
262
751500
2093
bir kahramanlık öykümüz vardı
12:33
but we didn't have a heroic narrative for letting go.
263
753593
5030
ama gitmeye izin vermeye dair bir kahramanlık öykümüz yoktu.
12:38
So maybe we need a narrative
264
758623
4118
Belki de sonunda kabulleniş ile ilgili
12:42
for acknowledging the end, and for saying goodbye,
265
762741
3476
veda etmekle ilgili bir öyküye ihtiyacımız vardır,
12:46
and maybe our new story will be
266
766217
2562
ve belki de yeni hikayemiz kahramanların mücadelesi
12:48
about a hero's fight, and a hero's goodbye.
267
768779
4606
ve kahramanların vedasıyla ilgili olacaktır.
12:53
Terence loved poetry,
268
773385
2467
Terence şiirleri severdi
12:55
and the Greek poet Constantine Cavafy
269
775852
3227
ve Yunan şair Constantine Cavafy
12:59
is one of my favorite poets.
270
779079
2429
benim en sevdiğim şairlerden birisidir.
13:01
So I'll give you a couple lines from him.
271
781508
2884
Bu yüzden size ondan bir kaç satır okuyacağım.
13:04
This is a poem about Mark Antony.
272
784392
2216
Bu Mark Antony hakkında bir şiir.
13:06
You know Mark Antony, the conquering hero,
273
786608
2693
Fetheden kahraman Mark Antony'i bilirsiniz,
13:09
Cleopatra's guy?
274
789301
1865
Kleopatra'nın erkeği?
13:11
Actually, one of Cleopatra's guys.
275
791166
2537
Aslında, Kleopatra'nın erkeklerinden biri.
13:13
And he's been a pretty good general.
276
793703
2425
Oldukça iyi de bir generaldi.
13:16
He's won all the fights,
277
796128
1060
Bütün mücadeleleri kazandı,
13:17
he's eluded all the people that are out to get him,
278
797188
2455
ondan öç almak isteyen herkesi atlattı,
13:19
and yet this time, finally,
279
799643
1788
ve en sonunda,
13:21
he's come to the city of Alexandria
280
801431
1749
İskenderiye'ye geldi
13:23
and realized he's lost.
281
803180
1682
ve kaybolduğunu fark etti.
13:24
The people are leaving. They're playing instruments.
282
804862
1716
İnsanları gidiyorlar. Enstrümanlar çalıyorlar.
13:26
They're singing.
283
806578
1323
Şarkı söylüyorlar.
13:27
And suddenly he knows he's been defeated.
284
807901
2600
Ve aniden mağlup olduğunu anladı.
13:30
And he suddenly knows
285
810501
2179
Ve aniden tanrılar tarafından
13:32
he's been deserted by the gods,
286
812680
2525
terkedilmiş olduğunu anladı,
13:35
and it's time to let go.
287
815205
1940
ve gitmesine izin verme zamanıydı.
13:37
And the poet tells him what to do.
288
817145
1967
Ve şair ona ne yapacağını söyler.
13:39
He tells him how to say a noble goodbye,
289
819112
3266
Ona nasıl asil bir veda edeceğini anlatır,
13:42
a goodbye that's fit for a hero.
290
822378
3847
kahramana yaraşır bir veda
13:46
"As if long-prepared,
291
826225
2749
"Sanki uzun uzun hazırlanmış gibi,
13:48
as if courageous,
292
828974
2679
cesaretliymiş gibi,
13:51
as it becomes you
293
831653
2597
böyle bir şehre layık olan
13:54
who were worthy of such a city,
294
834250
2172
kendin gibi,
13:56
approach the window with a firm step,
295
836422
2403
emin bir adımla ve duyguyla
13:58
and with emotion,
296
838825
2535
ancak yalvarmadan
14:01
but not with the entreaties
297
841360
2199
ya da korkak biri gibi şikayet etmeden,
14:03
or the complaints of a coward,
298
843559
2761
pencereye yaklaş
14:06
as a last enjoyment,
299
846320
1971
son bir keyif için
14:08
listen to the sounds,
300
848291
2124
sesleri, müzikal birliklerin
14:10
the exquisite instruments of the musical troops,
301
850415
3334
enfes enstrümanlarını dinle
14:13
and bid her farewell,
302
853749
2281
ve ona elveda de
14:16
the Alexandria you are losing."
303
856030
4415
kaybettiğin İskenderiye'ye."
14:20
That's a goodbye for a man who was larger than life,
304
860445
3690
Bu hayattan daha büyük bir adamın vedasıdır,
14:24
a goodbye for a man
305
864135
2018
öyle bir adam ki,
14:26
for whom anything,
306
866153
1974
onun için her şey,
14:28
well, almost anything,
307
868127
3108
yani, neredeyse her şey,
14:31
was possible,
308
871235
1890
imkan dahilindedir,
14:33
a goodbye for a man who kept hope alive.
309
873125
3140
ümidi canlı tutan bir adamın vedasıdır.
14:36
And isn't that what we're missing?
310
876265
2193
Sizce unuttuğumuz şey bu değil mi?
14:38
How can we learn that people's decisions
311
878458
2059
İnsanların sevdiklerine dair verdiği kararların
14:40
about their loved ones
312
880517
1510
fazlasıyla güçlü ve
14:42
are often based strongly, powerfully,
313
882027
3929
çoğu zaman mantıksız bir biçimde
14:45
many times irrationally,
314
885956
2852
ufacık bir ümide dayandığını
14:48
on the slimmest of hopes?
315
888808
2344
ne zaman öğreneceğiz?
14:51
The overwhelming presence of hope
316
891152
3022
Ümidin ezici varlığı
14:54
isn't denial.
317
894174
1423
inkar değildir.
14:55
It's part of our DNA as humans,
318
895597
2820
O, insanlar olarak bizim DNA'mızın parçasıdır
14:58
and maybe it's time our healthcare system --
319
898417
2318
ve belki de artık sağlık sistemimizin,
15:00
doctors, patients, insurance companies, us,
320
900735
4484
doktorların, hastaların, sigorta şirketlerinin, hepimizin,
15:05
started accounting for the power of that hope.
321
905219
3974
bu ümidi hesaba katma zamanı gelmiştir.
15:09
Hope isn't a bug.
322
909193
2300
Ümit bir hata değildir.
15:11
It's a feature.
323
911493
2369
Bir özelliktir.
15:13
Thank you.
324
913862
2495
Teşekkür ederim.
15:16
(Applause)
325
916357
3055
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7