Robert Ballard: Exploring the ocean's hidden worlds

Robert Ballard'dan okyanus araştırmaları üzerine

97,567 views ・ 2008-05-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ercan Selçuk ÜNLÜ Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:18
The first question is this.
0
18330
2000
İlk soru şu.
00:20
Our country has two exploration programs.
1
20330
3000
Ülkemizde iki keşif programı mevcut.
00:23
One is NASA, with a mission to explore the great beyond,
2
23330
5000
Birincisi NASA'nın büyük karanlığı,
00:28
to explore the heavens, which we all want to go to if we're lucky.
3
28330
3000
gökleri, yani hepimizin şanslıysak gitmek istediğimiz yerleri araştırma misyonu.
00:31
And you can see we have Sputnik, and we have Saturn,
4
31330
3000
Bakarsanız, Sputnik'e ve Saturn'e sahip olduğumuzu
00:34
and we have other manifestations of space exploration.
5
34330
4000
ayrıca diğer uzay araştırma göstergelerine sahip olduğumuzu görürsünüz.
00:38
Well, there's also another program,
6
38330
2000
Aslında, okyanus araştırması ile ilgili başka bir program
00:40
in another agency within our government, in ocean exploration.
7
40330
3000
devletimize bağlı başka bir kurumda da var.
00:43
It's in NOAA, the National Oceanic and Atmospheric Administration.
8
43330
4000
NOAA, Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi içinde.
00:47
And my question is this: "why are we ignoring the oceans?"
9
47330
6000
Sorum şu: "neden okyanusları göz ardı ediyoruz?"
00:53
Here's the reason, or not the reason, but here's why I ask that question.
10
53330
4000
Sebebi şu, belki sebebi değil ama şu nedenle bu soruyu sordum.
00:57
If you compare NASA's annual budget to explore the heavens,
11
57330
5000
Eğer NASA'nın gökleri araştırmaya ayırdığı yıllık bütçesi ile karşılaştırırsak,
01:02
that one-year budget would fund NOAA's budget
12
62330
4000
bu bir yıllık bütçe, NOAA'nın
01:06
to explore the oceans for 1,600 years.
13
66330
5000
okyanusları 1600 yıl boyunca araştırması için yetecek bütçeye tekabül eder
01:11
Why? Why are we looking up? Is it because it's heaven?
14
71330
5000
Neden? Neden yukarılara bakıyoruz? Bunun sebebi orasının cennet olması mı?
01:16
And hell is down here? Is it a cultural issue?
15
76330
3000
Ve cehennemin aşağılarda bir yerde olması mı? Yoksa bu kültürel bir mesele mi?
01:19
Why are people afraid of the ocean?
16
79330
2000
İnsanlar neden okyanustan korkuyor?
01:21
Or do they just assume the ocean is just a dark, gloomy place
17
81330
6000
Veya onlar okyanusları hiçbir şey vaat etmeyen karanlık ve kasvetli yerler
01:27
that has nothing to offer?
18
87330
2000
olarak mı kabul ediyorlar?
01:29
I'm going to take you on a 16-minute trip on 72 percent of the planet, so buckle up.
19
89330
6000
Şimdi sizi 16 dakikalık bir yolculukla gezegenin yüzde 72'lik yerine götüreceğim. Bu yüzden kemerlerinizi bağlayın.
01:35
OK. And what we're going to do
20
95330
2000
Pekala. Şimdi yapacağımız şey şu;
01:37
is we're going to immerse ourselves in my world.
21
97330
2000
kendimizi benim dünyama daldıracağız.
01:39
And what I'm going to try -- I hope I make the following points.
22
99330
3000
Deneyeceğim şey, -- Umarım şunları tam manası ile gösterebilirim.
01:42
I'm going to make it right now in case I forget.
23
102330
2000
Unutmamak için hemen şimdi bunu gerçekleştireceğim.
01:45
Everything I'm going to present to you
24
105330
2000
Bugün size göstereceğim herşey
01:47
was not in my textbooks when I went to school.
25
107330
3000
ben okula giderken ders kitaplarında yoktu.
01:50
And most of all, it was not even in my college textbooks.
26
110330
4000
Hatta daha da önemlisi, bunlar üniversite kitaplarında bile bulunmuyordu.
01:54
I'm a geophysicist, and all my Earth science books when I was a student --
27
114330
5000
Ben bir jeofizikçiyim ve öğrenciyken kullandığım tüm yer bilim kitaplarımı kastediyorum.
01:59
I had to give the wrong answer to get an A.
28
119330
3000
A alabilmek için yanlış cevaplar vermek zorundaydım.
02:03
We used to ridicule continental drift. It was something we laughed at.
29
123330
3000
Kıta kaymaları ile dalga geçerdik. Üzerine epey güldüğümüz bir mevzuydu.
02:06
We learned of Marshall Kay's geosynclinal cycle, which is a bunch of crap.
30
126330
3000
Marshall Kay'in jeosenklinal döngüsü öğrendik; saçma sapan birşeydir.
02:09
In today's context, it was a bunch of crap,
31
129330
3000
Bugünnün bağlamında hiçbir şey ifade etmese de
02:12
but it was the law of geology, vertical tectonics.
32
132330
3000
sonuçta bu dikey tektonikler jeolojinin kanunuydu.
02:15
All the things we're going to walk through
33
135330
2000
Bugün üzerinden geçeceğimiz şeyler
02:17
in our explorations and discoveries of the oceans
34
137330
3000
okyanuslar üzerine yaptığımız keşif ve araştırmalarda
02:20
were mostly discoveries made by accident.
35
140330
3000
çoğunlukla raslantı sonucu yaptığımız keşiflerimiz üzerine olacak.
02:24
Mostly discoveries made by accident.
36
144330
2000
Buluşların çoğu şans eseri yapılmıştır.
02:26
We were looking for something and found something else.
37
146330
3000
Birşeyi ararken başka birşey bulduk.
02:29
And everything we're going to talk about
38
149330
2000
Ve bugün konuşacağımız herşey
02:31
represents a one tenth of one percent glimpse, because that's all we've seen.
39
151330
6000
yüzde birlik bulgularımızın onda birini temsil ediyor çünkü şu ana kadar ancak bu kadarını görebildik.
02:37
I have a characterization.
40
157330
2000
Bir tanımlama yapacağım.
02:39
This is a characterization of what it would look like if you could remove the water.
41
159330
4000
Bu tanımlama suyu yok sayarsak nasıl birşey ortaya çıkacağı üzerine.
02:43
It gives you the false impression it's a map.
42
163330
2000
Haritaymış gibi yanlış bir izlenim veriyor.
02:45
It is not a map.
43
165330
2000
Bu bir harita değil.
02:47
In fact, I have another version at my office
44
167330
3000
Aslında ofisimde bunun daha farklı bir versiyonu var.
02:50
and I ask people, "Why are there mountains here, on this area here,
45
170330
5000
ve insanlara soruyorum, " Neden bu alanda dağlar varken
02:55
but there are none over here?" And they go, "Well, gee,
46
175330
3000
şurada hiç yok?" Söyledikleri şey, " Ahh, yani,
02:58
I don't know," saying,
47
178330
2000
bilemiyorum".
03:00
"Is it a fracture zone? Is it a hot spot?"
48
180330
2000
"Bu bir kırık mı? Bu sıcak bir bölge mi?"
03:02
No, no, that's the only place a ship's been.
49
182330
3000
Hayır hayır, bu sadece gemilerin geçtiği yerler.
03:06
Most of the southern hemisphere is unexplored.
50
186330
3000
Güney yarıkürenin büyük çoğunluğu henüz hiç araştırılmadı.
03:09
We had more exploration ships down there
51
189330
3000
Bu aşağı kısımlarda Kaptan Cook zamanında
03:12
during Captain Cook's time than now. It's amazing.
52
192330
3000
şimdikinden daha çok araştırma gemisine sahiptik. Gerçekten inanılmaz.
03:15
All right. So we're going to immerse ourselves
53
195330
3000
Pekala, buradan kendimizi
03:18
in the 72 percent of the planet because, you know,
54
198330
3000
gezegenin yüzde 72'lik kısmına indireceğiz, biliyorsunuz,
03:21
it's really naive to think that the Easter Bunny
55
201330
3000
Paskalya Tavşanı'nın herşeyi sadece kıtalara koyduğunu düşünmek
03:25
put all the resources on the continents.
56
205330
3000
gerçekten çok safça.
03:28
(Laughter)
57
208330
2000
(Kahkahalar)
03:30
You know, it's just ludicrous.
58
210330
3000
Bilirsiniz, gülünç bir şey.
03:33
We are always, constantly playing the zero sum game.
59
213330
5000
Her saban sabit bir şekilde sıfır toplamlı oyunu oynuyoruz.
03:38
You know, we're going to do this, we're going to take it away from something else.
60
218330
3000
Bilirsiniz, birşeyi başka birşeyden çıkartıp alacağız.
03:41
I believe in just enriching the economy.
61
221330
2000
Bunun sadece ekonomiyi geliştirmeye yarayan birşey olduğuna inanıyorum.
03:43
And we're leaving so much on the table, 72 percent of the planet.
62
223330
4000
Bizim masaya koyduğumuz şey o kadar büyük ki, gezegenin yüzde 72'si.
03:47
And as I will point out later in the presentation,
63
227330
2000
Sunumun ilerleyen zamanında ele alacağım ancak,
03:49
50 percent of the United States of America lies beneath the sea.
64
229330
6000
Amerika Birleşik Devletleri'nin yüzde 50'si denizin altında yatmakta.
03:55
50 percent of our country that we own, have all legal jurisdiction,
65
235330
3000
Sahip olduğumuz ülkenin yüzde 50'si, tüm yasal yetkilerin olduğu,
03:58
have all rights to do whatever we want, lies beneath the sea
66
238330
3000
istediğimiz herşeyi yapmaya hakkımız olan kısım denizin altında yatıyor
04:01
and we have better maps of Mars than that 50 percent.
67
241330
3000
ve bu yüzde 50'lik kısıma kıyasla Mars'ı gösteren daha iyi hariyalarımız var.
04:05
Why? OK. Now, I began my explorations the hard way.
68
245330
8000
Neden? Pekala. Şimdi araştırmalarımıma zor yoldan başlıyorum.
04:13
Back then -- actually my first expedition
69
253330
2000
Çok önceleri --aslında ilk seferime
04:15
was when I was 17 years old. It was 49 years ago.
70
255330
3000
henüz 17 yaşındayken çıkmıştırm. 49 yıl önceydi.
04:18
Do the math, I'm 66. And I went out to sea on a Scripps ship
71
258330
4000
Hesabını yapın, 66 yaşındayım. Denize Scripps gemisiyle açıldım
04:22
and we almost got sunk by a giant rogue wave,
72
262330
4000
ve haydut bir dalga yüzünden az kalsın batıyorduk.
04:26
and I was too young to be -- you know, I thought it was great!
73
266330
2000
Orada olmak için çok gençtim --bilirsiniz, düşündüğümde inanılmaz birşeydi!
04:28
I was a body surfer and I thought, "Wow, that was an incredible wave!"
74
268330
3000
Ben bir vücut sörfcüsü gibiydim ve "Vay be, ne muhteşem bir dalga!" diye düşünüyordum.
04:31
And we almost sank the ship, but I became enraptured
75
271330
4000
Sonrasında neredeyse gemiyi batırıyorduk fakat birbirini destekleyen serüvenlerle
04:35
with mounting expeditions. And over the last 49 years,
76
275330
3000
başım dönmüştü bile. Ve 49 yıl boyunca
04:38
I've done about 120, 121 -- I keep doing them -- expeditions.
77
278330
4000
yaklaşık 120, 121 --hala devam etmekteyim-- sefer yaptım.
04:42
But in the early days, the only way I could get to the bottom
78
282330
3000
Fakat ilk zamanlarda aşağılara inebileceğim tek yol
04:45
was to crawl into a submarine, a very small submarine,
79
285330
3000
bir denizaltının, çok küçük bir denizaltının içine yatarak
04:48
and go down to the bottom.
80
288330
2000
en aşağılara doğru inmekti.
04:50
I dove in a whole series of different deep diving submersibles.
81
290330
2000
Birçok çeşit derin dalış denizaltısıyla dalışlar gerçekleştirdim.
04:52
Alvin and Sea Cliff and Cyana,
82
292330
2000
Alvin, Sea Cliff ve Cyana
04:54
and all the major deep submersibles we have, which are about eight.
83
294330
3000
ve sahip olduğumuz tüm temel derin denizaltılar; sanıyorsam bunlar sekiz civarında.
04:58
In fact, on a good day, we might have four or five human beings
84
298330
6000
Gerçekte, elverişli bir günde dünyanın ortalama bir derinliğinde bulunan
05:04
at the average depth of the Earth --
85
304330
2000
yaklaşık dört veya beş kişiyizdir --
05:06
maybe four or five human beings out of whatever billions we've got going.
86
306330
3000
diğer bir ifadeyle ne yapıyorlarsa artık onlarla meşgul olan milyanlarca insan arasından dört ve beş kişi.
05:09
And so it's very difficult to get there, if you do it physically.
87
309330
3000
Sonuçta fiziksel olarak yapmanız gerekiyorsa, oraya ulaşmak çok zor bir iş.
05:12
But I was enraptured, and in my graduate years
88
312330
6000
Fakat başım dönmüştü ve lisans üstü eğitimim zamanında
05:18
was the dawn of plate tectonics. And we realized
89
318330
3000
plaka tektoniği gündemdeydi. Farkettik ki
05:21
that the greatest mountain range on Earth lies beneath the sea.
90
321330
2000
dünyanın en büyük sıra dağları denizin altında uzanmaktaydı.
05:23
The mid-ocean ridge runs around like the seam on a baseball.
91
323330
3000
Okayonus ortası tepeler sanki bir beysbol topunun çevresindeki dikişler gibi uzanır.
05:26
This is on a Mercator projection.
92
326330
2000
Coğrafi ifadeyle bu Mercator projeksiyonunun üzerinde.
05:28
But if you were to put it on an equal area projection,
93
328330
3000
Ancak eğer bunu eşit alan projeksiyonuna yerleştirmeye kalkarsanız
05:31
you'd see that the mid-ocean ridge covers 23 percent
94
331330
3000
ara okyanus tepelerinin dünyanın toplam alanının
05:34
of the Earth's total surface area.
95
334330
2000
yüzde 23'ünü kapladığını bulursunuz.
05:36
Almost a quarter of our planet is a single mountain range
96
336330
3000
Neredeyse gezegenin bir çeğreği sadece tek bir sıra dağ gibi
05:39
and we didn't enter it until after Neil Armstrong
97
339330
2000
ve buraya Neil Armstrong ve Buzz Aldrin'in aya gitmesinden sonrasına kadar
05:41
and Buzz Aldrin went to the moon.
98
341330
2000
giremedik.
05:43
So we went to the moon, played golf up there,
99
343330
2000
Öyleyse aya gittik, orada golf oynadık ve bunu
05:45
before we went to the largest feature on our own planet.
100
345330
4000
kendi gezegenimizdeki en büyük şeye gitmeden önce yaptık.
05:50
And our interest in this mountain range, as Earth scientists in those days,
101
350330
3000
Günümüzün yerbilimcileri olarak bu sıra dağ üzerine olan ilgimiz,
05:53
was not only because of its tremendous size, dominating the planet,
102
353330
3000
sadece onun gezegende baskın inanılmaz boyutlarından ötürü değil
05:56
but the role it plays in the genesis of the Earth's outer skin.
103
356330
3000
aynı zamanda onun dünyanın dış kabuğunun oluşumundaki rolünden kaynaklanıyor.
05:59
Because it's along the axis of the mid-ocean ridge
104
359330
2000
Aynı zamanda bunun sebebi onun büyük kabuk plakalarının birbirinden ayrıldığı yerde
06:01
where the great crustal plates are separating.
105
361330
2000
okyanus ortası sırt ekseni boyunca uzanmasından kaynaklanıyor.
06:03
And like a living organism, you tear it open,
106
363330
3000
Ve tıpkı canlı bir organizma gibi onu yırtıp açarsanız
06:06
it bleeds its molten blood, rises up to heal that wound
107
366330
3000
erimiş kanını akıtır, bu yarayı iyileştirmek için
06:09
from the asthenosphere, hardens, forms new tissue and moves laterally.
108
369330
5000
astenosferden yükselir, sertleşir ve yeni bir doku oluşturarak yanlamasına hareket eder.
06:14
But no one had actually gone down
109
374330
2000
Fakat gerçek manası ile hiç kimse
06:16
into the actual site of the boundary of creation as we call it --
110
376330
3000
Rift Vadisi olarak adlandırdığımız bu yapımının sınırlarının bulunduğu yere
06:19
into the Rift Valley -- until a group of seven of us
111
379330
2000
yedimizden oluşan bir grup
06:21
crawled in our little submarines in the summer of 1973, 1974
112
381330
5000
1973/1974 yazında küçük denizaltılara girene kadar gitmedi
06:26
and were the first human beings to enter the Great Rift Valley.
113
386330
3000
ve bu ekibin üyeleri Büyük Rift Vadisi'ne giren ilk insanlar oldu.
06:29
We went down into the Rift Valley.
114
389330
2000
Rift Vadisi'nin içine indik,
06:31
This is all accurate except for one thing -- it's pitch black.
115
391330
3000
bu bir şey hariç tamamiyle net -- orası zifiri karanlık.
06:34
It's absolutely pitch black, because
116
394330
2000
Zifiri karanlık çünkü
06:36
photons cannot reach the average depth of the ocean,
117
396330
3000
güneş ışınları okyanusun ortalama derinliği olan 12.000 feet'e ulaşamaz.
06:39
which is 12,000 feet. In the Rift Valley, it's 9,000 feet.
118
399330
3000
Rift Vadisi'nin derinliği 9.000 feet.
06:42
Most of our planet does not feel the warmth of the sun.
119
402330
4000
Gezegenimizin büyük çoğunluğu güneşin ısısını hissedemez.
06:46
Most of our planet is in eternal darkness.
120
406330
2000
Gezegenimizin büyük çoğunluğu ebedi karanlıktadır.
06:48
And for that reason, you do not have photosynthesis in the deep sea.
121
408330
4000
Bu sebepten ötürü derin denizde fotosentez gerçekleşmez.
06:52
And with the absence of photosynthesis
122
412330
2000
Fotosentez olmayınca
06:54
you have no plant life, and as a result,
123
414330
2000
bitki yaşamı bulamazsınız ve sonuç olarak da
06:56
you have very little animal life living in this underworld.
124
416330
3000
bu yeraltı dünyasında yaşayan çok az hayvan bulursunuz.
06:59
Or so we thought. And so in our initial explorations,
125
419330
3000
Veya biz böyle düşündük. İlk aşama araştırmalarımızda
07:02
we were totally focused on exploring the boundary of creation,
126
422330
4000
tamamiyle gözlerimizi yapının sınırlarını araştırmaya,
07:06
looking at the volcanic features running along that entire 42,000 miles.
127
426330
6000
42.000 mil boyunca uzanan volkanik özelliklere bakmaya odaklamıştık.
07:12
Running along this entire 42,000 miles
128
432330
3000
Bu tüm 42.000 mil boyunca
07:15
are tens of thousands of active volcanoes.
129
435330
2000
onbinlerce etkin volkan bulunmakta.
07:17
Tens of thousands of active volcanoes.
130
437330
2000
Onbinlerce aktif volkandan bahsediyoruz.
07:19
There are more active volcanoes beneath the sea
131
439330
3000
Denizin altında karaya kıyasla
07:22
than on land by two orders of magnitude.
132
442330
2000
yaklaşık 100 kat daha fazla etkin volkan bulunmakta.
07:24
So, it's a phenomenally active region,
133
444330
2000
Yani burası olağanüstü aktif bir bölge.
07:26
it's not just a dark, boring place. It's a very alive place.
134
446330
5000
Sadece karanlık kasvetli bir yer değil. Bucası capcanlı bir yer.
07:31
And it's then being ripped open.
135
451330
2000
Ayrıca burası yırtıp açılan bir yer.
07:33
But we were dealing with a particular scientific issue back then.
136
453330
3000
Sonrasında özel bir bilimsel konuyla ilgilenmeye başladık.
07:36
We couldn't understand why you had a mountain under tension.
137
456330
3000
Anlayamadığımız şey bu gerginlik altında dağların nasıl bulunduğuydu.
07:39
In plate tectonic theory, we knew that if you had plates collide,
138
459330
3000
Plaka tektoniği teorisine göre eğer plakalar çarpışırsa
07:42
it made sense: they would crush into one another,
139
462330
3000
mantıklı olarak biri diğerinin içine geçebilir,
07:45
you would thicken the crust, you'd uplift it.
140
465330
2000
tabakayı kalınlaştırabilir veya onu yükseltebilir.
07:47
That's why you get, you know, you get seashells up on Mount Everest.
141
467330
3000
Deniz kabuklarını Everest Dağı'nın üstünde bulmanızın sebebi de budur.
07:50
It's not a flood, it was pushed up there.
142
470330
2000
Bu bir sel baskının değil tamamen yukarıya itilmenin bir neticesi.
07:52
We understood mountains under compression,
143
472330
2000
Basınç altındaki dağları anlamıştık,
07:54
but we could not understand why we had a mountain under tension.
144
474330
3000
falat anlayamadığımız şey sıkıştırma altında dağların nasıl bulunduğu mevzusuydu.
07:57
It should not be. Until one of my colleagues said,
145
477330
3000
Bu olmaması gereken birşey. Meslektaşlarımdan birisi bana gelip dedi ki;
08:00
"It looks to me like a thermal blister, and the mid-ocean ridge
146
480330
2000
"Bana termal kabarma gibi görünüyor ve okyanus ortası sırt bölgesi
08:02
must be a cooling curve." We said, "Let's go find out."
147
482330
3000
soğuyan bir dönemeç olmalı. Biz de ona " Haydi gidip bakalım" dedik.
08:05
We punched a bunch of heat probes. Everything made sense,
148
485330
3000
Bir yığın ısı sondası çaktık. Bir düzlemde ısı kaybı bulunması dışında
08:08
except, at the axis, there was missing heat. It was missing heat.
149
488330
3000
herşey mantıklı gidiyordu. Bir ısı kaybı mevcuttu.
08:11
It was hot. It wasn't hot enough.
150
491330
2000
Sıcaktı ama yeterince sıcak değildi.
08:13
So, we came up with multiple hypotheses:
151
493330
2000
Böylece birçok hipotez ortaya attık,
08:15
there's little green people down there taking it;
152
495330
2000
aşağıda küçük yeşil insanlar onu alıp götürüyordu gibi.
08:17
there's all sorts of things going on.
153
497330
2000
Bir yığın şey oluyordu.
08:19
But the only logical [explanation] was that there were hot springs.
154
499330
2000
Fakat en mantıklısı kaplıcaların varlığı ile açıklanabilirdi.
08:21
So, there must be underwater hot springs.
155
501330
2000
Bu yüzden deniz altında bir kaplıca var olmak zorundaydı.
08:23
We mounted an expedition to look for the missing heat.
156
503330
2000
Kayıp ısıyı aramak amacı ile bir araştırma başlattık.
08:25
And so we went along this mountain range, in an area along Galapagos Rift,
157
505330
5000
Bu amaçla Galapagos Çatlağı'nda uzanan bir alanda bu dağ silsilesi boyunca ilerledik
08:30
and did we find the missing heat.
158
510330
2000
ve kayıp ısının kaynağını bulduk.
08:32
It was amazing. These giant chimneys, huge giant chimneys.
159
512330
4000
Gerçekten inanılmazdı. Bu büyük, koskocaman bacalar.
08:36
We went up to them with our submersible.
160
516330
2000
Denizaltı araçlarımızla bunların üzerine çıktık.
08:38
We wanted to get a temperature probe, we stuck it in there,
161
518330
2000
Sıcaklık ölçümü almak istedik ve sondayı oraya yerleştirdik
08:40
looked at it -- it pegged off scale.
162
520330
2000
gözlemledik -- ölçün değerleri skalanın dışındaydı.
08:42
The pilot made this great observation: "That's hot."
163
522330
2000
Pilot şu büyük gözlemi yaptı: "Burası gerçekten sıcak."
08:44
(Laughter)
164
524330
2000
(Kahkahalar)
08:46
And then we realized our probe was made out of the same stuff --
165
526330
3000
Sonrasında farkettik ki sondamız herzaman ki malzemeden üretilmişti --
08:49
it could have melted. But it turns out the exiting temperature
166
529330
2000
erime şansı vardı. Fakat sonradan anlaşıldı ki buradaki sıcaklık
08:51
was 650 degrees F, hot enough to melt lead.
167
531330
3000
650 fahrenhayt dereceydi, yani kurşunu eritecek yeterlilikte değildi.
08:54
This is what a real one looks like, on the Juan de Fuca Ridge.
168
534330
3000
Bu Juan de Fuca Sırtı'nda bulunanlardan bir tanesi.
08:57
What you're looking at is an incredible pipe organ
169
537330
2000
Burada baktığınız ise okyanustan fışkıran
08:59
of chemicals coming out of the ocean.
170
539330
2000
kimyasallardan oluşan inanılmaz bir borulu org.
09:01
Everything you see in this picture is commercial grade:
171
541330
2000
Bu resimde gördüğünüz herşey ticari nitelikte:
09:03
copper, lead, silver, zinc and gold.
172
543330
2000
bakır, kurşun, gümüş, çinko ve altın.
09:05
So the Easter Bunny has put things in the ocean floor,
173
545330
4000
Yani Paskalya Tavşanı okyanus zeminine değişik şeyler bırakıyor
09:09
and you have massive heavy metal deposits
174
549330
2000
ve araştırma yaptığımız bu sıra dağ üzerinde
09:11
that we're making in this mountain range.
175
551330
2000
kocaman metal yataklarına sahipsiniz.
09:13
We're making huge discoveries of large commercial-grade ore
176
553330
3000
Bu sıradağ boyunca ticari değeri olan geniş cevher yatakları üzerine
09:16
along this mountain range, but it was dwarfed by what we discovered.
177
556330
4000
önemli keşifler yapıyoruz.
09:20
We discovered a profusion of life,
178
560330
2000
Var olmaması gereken bir dünyada
09:22
in a world that it should not exist [in]. Giant tube worms, 10 feet tall.
179
562330
5000
bol miktarda yaşam kaynağı keşfettik. 10 feet uzunluğunda dev tüp kurtları.
09:27
I remember having to use vodka -- my own vodka -- to pickle it
180
567330
2000
Onu örneklemek için votka -- kendi şahsi votkamı -- kullandığımı hatırlıyorum
09:29
because we don't carry formaldehyde.
181
569330
2000
çünkü formaldehit taşımıyorduk.
09:31
We went and found these incredible clam beds
182
571330
2000
Gittik ve bu inanılmaz midye yataklarını
09:33
sitting on the barren rock. Large clams,
183
573330
3000
çıplak kayalar üzerinde bulduk. O kadar büyük midyeler ki
09:36
and when we opened them, they didn't look like a clam.
184
576330
3000
onları açtığımızda artık midye gibi görünmüyorlardı.
09:39
And when we cut them open, they didn't have the anatomy of a clam.
185
579330
3000
Ayrıca onları kesip açtığımızda midyelerin anatomik özelliklerini göstermiyorlardı.
09:42
No mouth, no gut, no digestive system.
186
582330
2000
Ağız yok, mide yok, sindirim sistemi yok.
09:44
Their bodies had been totally taken over
187
584330
3000
Vücutlarının başka bir organizma, bir bakteri türü tarafından
09:47
by another organism, a bacterium, that had figured out
188
587330
3000
tamamen ele geçirilmişti. Sonrasında
09:50
how to replicate photosynthesis in the dark,
189
590330
3000
fotosentezi karanlıkta nasıl taklit ettiğini çözdük ki
09:53
through a process we now call chemosynthesis.
190
593330
3000
bu yöntemi şu anda kemosentez olarak adlandırıyoruz.
09:56
None of it in our textbooks. None of this in our textbooks.
191
596330
3000
Bu okul kitaplarında yok. Bunlarla ilgili hiçbir şey okul kitaplarında yok.
09:59
We did not know about this life system.
192
599330
2000
Bu yaşam sistemini hiç bilmiyorduk.
10:01
We were not predicting it.
193
601330
2000
Biz bunu tahmin etmiyorduk.
10:03
We stumbled on it, looking for some missing heat.
194
603330
3000
Kayıp ısı arayışımız konusunda tökezledik kaldık.
10:06
So, we wanted to accelerate this process.
195
606330
3000
Bu yüzden işleyişi biraz hızlandırmak istedik.
10:09
We wanted to get away from this silly trip, up and down on a submarine:
196
609330
3000
Denizaltı ile inip çıktığımız bu aptalca yolculuktan uzaklaşmak istedik:
10:12
average depth of the ocean, 12,000 feet;
197
612330
2000
okanusun ortalama derinliği 12.000 feet,
10:14
two and half hours to get to work in the morning;
198
614330
2000
sabahtan 2 buçuk saat işe başlamak için;
10:16
two and half hours to get to home. Five hour commute to work.
199
616330
3000
2 buçuk saat da eve dönmek için. Beş saatimiz yolda geçiyordu.
10:19
Three hours of bottom time, average distance traveled -- one mile.
200
619330
3000
Üç saat zeminde harcıyorduk. Gezdiğimiz ortalama mesafe -- bir mil.
10:22
(Laughter)
201
622330
2000
(Kahkahalar)
10:24
On a 42,000 mile mountain range. Great job security, but not the way to go.
202
624330
4000
42.000 millik sıra dağın üzerindeydik. İş güvenliği çok iyiydi ancak gidilmesi gereken yol bu değildi.
10:28
So, I began designing a new technology of telepresence,
203
628330
3000
Bu yüzden bir çeşit uzaktan kontrol teknolojisi dizayn etmeye başladım.
10:31
using robotic systems to replicate myself,
204
631330
3000
Beni kopyalamak amacı ile robotik sistemi kullanacaktık.
10:34
so I wouldn't have to cycle my vehicle system.
205
634330
3000
Böylece araç sistemimi döndürüp durmak zorunda kalmayacaktım.
10:37
We began to introduce that in our explorations,
206
637330
2000
Bunları keşiflerimize entegre etmeye başladık
10:39
and we continued to make phenomenal discoveries
207
639330
2000
ve yeni robotik teknolojimizi kullanarak
10:41
with our new robotic technologies. Again, looking for something else,
208
641330
3000
inanılmaz keşifler yapmaya başladık. Yeniden başka bir şey arıyor,
10:44
moving from one part of the mid-ocean ridge to another.
209
644330
3000
okyanus ortasındaki tepenin bir kısmından diğerine hareket ediyorduk.
10:47
The scientists were off watch and they came across incredible life forms.
210
647330
5000
Bilim adamları gece gündüz çalıştı ve inanılmaz yaşam türleri ile karşı karşıya geldi.
10:52
They came across new creatures they had not seen before.
211
652330
3000
Daha önce hiç görmedikleri yeni yaratıklara rastladılar.
10:55
But more importantly, they discovered
212
655330
2000
Fakat daha önemlisi, aşağılarda
10:57
edifices down there that they did not understand.
213
657330
2000
anlayamadıkları yapılar keşfettiler.
10:59
That did not make sense. They were not above a magma chamber.
214
659330
3000
Anlam ifade etmiyordu. Mağma çemberinin üzerinde değillerdi.
11:02
They shouldn't be there. And we called it Lost City.
215
662330
4000
Burada olmamaları gerekiyordu. Bu yüzden onu Kayıp Şehir olarak isimlendirdik.
11:06
And Lost City was characterized by these incredible limestone formations
216
666330
4000
Kayıp Şehir bu inanılmaz kalker oluşumları ve
11:10
and upside down pools. Look at that.
217
670330
3000
ters dönmüş havuzların yanında karakterize edildi. Şuna bir bakın.
11:13
How do you do that? That's water upside down.
218
673330
3000
Bu nasıl olabilir? Bu ters şekilde duran şey su.
11:16
We went in underneath and tapped it, and we found that it had the pH of Drano.
219
676330
5000
Altına giderek ölçümler aldık ve gördük ki Drano'dakine bender bir pH a sahip.
11:21
The pH of 11, and yet it had chemosynthetic bacteria living in it
220
681330
4000
pH değeri 11 ve yine de içinde, bu uç noktada yaşayan
11:25
and at this extreme environment.
221
685330
2000
kemosentetik bakteriler var.
11:27
And the hydrothermal vents were in an acidic environment.
222
687330
3000
Hidrotermal bacalar asidik çevrede yer alıyorlar.
11:30
All the way at the other end, in an alkaline environment,
223
690330
3000
En ucunda ise bazik bir çevre yer alıyor.
11:33
at a pH of 11, life existed.
224
693330
2000
buranın pH'ı 11 ve yaşam bulunuyor.
11:35
So life was much more creative than we had ever thought.
225
695330
3000
Yaşam şimdiye kadar düşündüğümüzden çok daha yaratıcıydı.
11:38
Again, discovered by accident. Just two years ago
226
698330
3000
Yeniden, şans eseri yapılan bir keşif. Sadece iki yıl önce
11:41
working off Santorini, where people are sunning themselves on the beach,
227
701330
4000
insanların kumsalda güneşlendiği bir yer olan Santorini'de çalışırken
11:45
unbeknownst to them in the caldera nearby,
228
705330
2000
kimsenin haberi olmadığı yakın bir kalderada
11:47
we found phenomenal hydrothermal vent systems
229
707330
3000
inanılmaz hidrotermal baca sistemlerini
11:50
and more life systems.
230
710330
2000
ve daha fazla yaşam türünü bulduk.
11:52
This was two miles from where people go to sunbathe,
231
712330
3000
Burası insanların güneş banyosu yaptığı yere iki mil mesafedeydi
11:55
and they were oblivious to the existence of this system.
232
715330
4000
ve insanlar bu sistemin varlığı konusunda tamamen umursamazdı.
11:59
Again, you know, we stop at the water's edge.
233
719330
4000
Yeniden, bilirsiniz, suyun kenarında duruyoruz.
12:03
Recently, diving off -- in the Gulf of Mexico, finding pools of water,
234
723330
6000
Yakın zamanda Meksika Körfezi'ndeki dalışlarımızda bulduğumuz su havuzları,
12:09
this time not upside down, right side up.
235
729330
2000
bu kez ters değiller, doğru şekilde duruyorlar.
12:11
Bingo. You'd think you're in air, until a fish swims by.
236
731330
5000
Bingo. Bir balık yüzüp geçene kadar havada olduğunuzu düşünebilirsiniz.
12:16
You're looking at brine pools formed by salt diapirs.
237
736330
4000
Burada tuz diyapirlerinden oluşmuş tuzlu su havuzlarına bakıyoruz.
12:20
Near that was methane. I've never seen volcanoes of methane.
238
740330
5000
Bunun yanındaki metan. Daha evvel hiç metan volkanı görmemiştim.
12:25
Instead of belching out lava, they were belching out
239
745330
3000
Lav püskürtmek yerine buralardan
12:28
big, big bubbles of methane. And they were creating these volcanoes,
240
748330
4000
büyük çok büyük kabarçıklar püskürüyor. Bunlar volkanları oluşturuyordu
12:32
and there were flows, not of lava,
241
752330
2000
ve akan şey ise lav değil
12:34
but of the mud coming out of the Earth but driven by --
242
754330
3000
yeryüzünden çıkan ve gücünü buradan alan balçıktı.
12:37
I've never seen this before.
243
757330
2000
Daha evvel böyle birşey görmemiştim.
12:39
Moving on, there's more than just natural history beneath the sea --
244
759330
5000
Devam edersek; denizin altında yalnızca doğal kaynaklı bir tarihten fazlası var.
12:44
human history. Our discoveries of the Titanic.
245
764330
3000
İnsanlık tarihi. Titanic üzerine yaptığımız araştırmalarımız.
12:47
The realization that the deep sea is the largest museum on Earth.
246
767330
4000
Yeryüzünündeki en büyük müzenin derin deniz olduğunu farkedişimiz.
12:51
It contains more history than all of the museums on land combined.
247
771330
3000
Denizler karadaki tüm müzelerin toplamından daha fazla tarih barındırıyorlar.
12:54
And yet we're only now penetrating it.
248
774330
3000
Ama onu anlamaya henüz başlıyoruz.
12:57
Finding the state of preservation.
249
777330
2000
Muhafazanın ne ölçüde olduğunu buluşumuz.
12:59
We found the Bismarck in 16,000 feet. We then found the Yorktown.
250
779330
4000
Bismarck'ı 16.000 feet derinlikte bulduk. Daha sonra Yorktown'u bulduk.
13:03
People always ask, "Did you find the right ship?"
251
783330
2000
İnsanlar sürekli soruyor, "Doğru gemiyi mi buldunuz?"
13:05
It said Yorktown on the stern.
252
785330
2000
Teknenin kıç tarafında Yorktown yazıyordu.
13:07
(Laughter)
253
787330
2000
(Kahkahalar)
13:09
More recently, finding ancient history.
254
789330
3000
Daha yakın bir zamanda antik dönem tarihine ilişkin buluşlarımız.
13:12
How many ancient mariners have had a bad day? The number's a million.
255
792330
4000
Kaç eski denizci kötü bir gün geçirmiştir? Bu sayı bir milyon.
13:16
We've been discovering these along ancient trade routes,
256
796330
3000
Bir süredir keşfini yaptığımız bu eski ticaret yolları
13:19
where they're not supposed to be.
257
799330
2000
olmaması gereken yerlerde bulundu.
13:21
This shipwreck sank 100 years before the birth of Christ.
258
801330
2000
Bu gemi enkazı İsa'nın doğumundan 100 yıl önce batmış.
13:23
This one sank carrying a prefabricated, Home Depot Roman temple.
259
803330
5000
Bu ise depoda tutulan prefabrik bir Roma tapınağı taşırken batmış.
13:28
And then here's one that sank at the time of Homer, at 750 B.C.
260
808330
5000
Ve burada ise Homer zamanında M.Ö. 750'de batmış bir tane.
13:33
More recently, into the Black Sea, where we're exploring.
261
813330
3000
Daha yakın zamana bakarsak, Karadeniz'i araştırıyoruz.
13:36
Because there's no oxygen there, it's the largest reservoir
262
816330
3000
Oksijen olmadığından, burası yeryüzündeki en geniş
13:39
of hydrogen sulfide on Earth. Shipwrecks are perfectly preserved.
263
819330
4000
hidrojen sülfit yatağı. Gemi enkazları mükemmel şekilde korunmuş.
13:43
All their organics are perfectly preserved. We begin to excavate them.
264
823330
4000
Organik yapılarının tamamı mükemmel şekilde korunmuş. Onları kazmaya başlıyoruz.
13:47
We expect to start hauling out the bodies in perfect condition with their DNA.
265
827330
4000
DNAları mükemmel durumda olan bedenleri çıkartmaya başlayacağımızı umuyoruz.
13:51
Look at the state of preservation --
266
831330
2000
Korumanın derecesine bir bakın --
13:53
still the ad mark of a carpenter. Look at the state of those artifacts.
267
833330
4000
marangozun marka reklamı hala duruyor. Şu eserlerin durumuna bir bakın.
13:57
You still see the beeswax dripping. When they dropped, they sealed it.
268
837330
4000
Damlayan balmumunu hala görebilirsiniz. Düştüklerinde onu kapatmışlar.
14:01
This ship sank 1,500 years ago.
269
841330
3000
Bu gemi 1.500 yıl önce batmış.
14:05
Fortunately, we've been able to convince Congress.
270
845330
2000
Ne mutlu ki meclisi ikna edebildik.
14:07
We begin to go on the Hill and lobby.
271
847330
2000
Hill binası ve kulislerle devam etmeye başladık.
14:09
And we stole recently a ship from the United States Navy.
272
849330
3000
Yakın zamanda Amerikan Donanması'ndan bir gemi aşırdık.
14:13
The Okeanos Explorer on its mission.
273
853330
2000
Okeanos Explorer şimdi görev başında.
14:15
Its mission is as good as you could get.
274
855330
2000
Onun görevi amaçladığımız ölçüde güzel.
14:17
Its mission is to go where no one has gone before on planet Earth.
275
857330
4000
Onun görevi Dünya'da daha evvel kimsenin gitmediği yerlere gitmek.
14:21
And I was looking at it yesterday, it's up in Seattle. OK.
276
861330
5000
Daha dün ona bakıyordum, şu an Seattle'da. Pekala.
14:26
(Applause)
277
866330
1000
(Alkış)
14:27
It comes online this summer,
278
867330
3000
Bu yaz devreye girecek
14:30
and it begins its journey of exploration.
279
870330
2000
ve keşif yolculuğuna başlayacak.
14:32
But we have no idea what we're going find when we go out there with our technology.
280
872330
4000
Elimizdeki teknoloji ile oralara gittiğimizde neler bulacağımız konusunda hiçbir fikrim yok.
14:36
But certainly, it's going to be going to the unknown America.
281
876330
3000
Fakat kesin olan şu ki bu bilinmeyen Amerika'ya gidiş olacak.
14:39
This is that part of the United States that lies beneath the sea.
282
879330
4000
Bu Amerika'nın denizler altında yatan bir parçası.
14:43
We own all of that blue and yet,
283
883330
2000
Bu maviliğin tamamına sahibiz ve
14:45
like I say, particularly the western territorial trust,
284
885330
2000
-- dediğim gibi, özellikle batı itimat bölgesi--
14:47
we don't have maps of them. We don't have maps of them.
285
887330
3000
henüz oraların ait haritalarımız yok. Oralara ait haritalarımız yok.
14:50
We have maps of Venus, but not of the western territorial trust.
286
890330
4000
Venüs'ün haritaları elimizde var fakat batı itimat bölgesi için aynı şey geçerli değil.
14:54
The way we're going to run this -- we have no idea what we're going to discover.
287
894330
3000
Bunu yürüteceğimiz yol -- henüz ne keşfedeceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yok.
14:57
We have no idea what we're going to discover.
288
897330
2000
Henüz ne keşfedeceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yok.
14:59
We're going to discover an ancient shipwreck, a Phoenician off Brazil,
289
899330
3000
Brezilya açıklarında eski bir Fenik batığını keşfedeceğiz
15:02
or a new rock formation, a new life.
290
902330
2000
veya yeni bir kaya oluşumunu, yeni bir yaşam türünü.
15:04
So, we're going to run it like an emergency hospital.
291
904330
2000
Böylece bunu sanki bir acil yardım hastanesi gibi çalıştıracağız.
15:06
We're going to connect our command center,
292
906330
2000
Komuta merkezimizi
15:08
via a high-bandwidth satellite link to a building we're building
293
908330
4000
yüksek bant aralığına sahip bir uydu kullanarak
15:12
at the University of Rhode Island, called the Interspace Center.
294
912330
3000
Rhode Üniversitesi'nde inşa ettiğimiz Ara Alan Merkezi'ne bağlayacağız.
15:15
And within that, we're going to run it just like you run a nuclear submarine,
295
915330
4000
Ve buradan onu tıpkı bir nükleer denizaltı gibi çalıştıracağız,
15:19
blue-gold team, switching them off and on, running 24 hours a day.
296
919330
4000
mavi-altın ekip onları kapatıp açacak, günün 24 saati çalışacak.
15:23
A discovery is made, that discovery is instantly seen
297
923330
3000
Bir keşif yapıldığında bu keşif
15:26
in the command center a second later.
298
926330
3000
bir saniye sonra komuta merkezinde görülecek.
15:29
But then it's connected through Internet too --
299
929330
2000
Fakat sonrasında internete de bağlantı olacak --
15:31
the new Internet highway that makes Internet one
300
931330
2000
yeni internet otoyolu ilk interneti
15:33
look like a dirt road on the information highway --
301
933330
3000
10 gigabitlik bant aralığı ile
15:36
with 10 gigabits of bandwidth.
302
936330
2000
bilgi otoyolundaki bir toprak yol gibi gösterecek.
15:38
We'll go into areas we have no knowledge of.
303
938330
2000
Hakkında hiç bilgimiz olmayan alanlara gireceğiz.
15:40
It's a big blank sheet on our planet. We'll map it within hours,
304
940330
4000
Bu gezegenimizde kocaman boş bir sayfa. Onu saatler içinde haritalandıracağız,
15:44
have the maps disseminated out to the major universities.
305
944330
4000
haritaları da büyük üniversitelere dağıtacağız.
15:48
It turns out that 90 percent of all the oceanographic intellect
306
948330
4000
Ortaya çıkıyor ki ülkemizdeki oşinografik aklın yüzde 90'ı
15:52
in this country are at 12 universities. They're all on I-2.
307
952330
3000
12 tane üniversitemizde. Hepsi I-2'da yer alıyorlar.
15:55
We can then build a command center.
308
955330
2000
Bir komuta merkezi inşa edebiliriz.
15:57
This is a remote center at the University of Washington.
309
957330
2000
Bu Washington Üniversitesi'ndeki bir uzaktan kumanda merkezi.
15:59
She's talking to the pilot. She's 5,000 miles away, but she's assumed command.
310
959330
5000
O pilotla konuşmakla. Burada 5.000 mil ötede fakat o komutayı eline almış durumda.
16:04
But the beauty of this, too, is we can then disseminate it to children.
311
964330
3000
Fakat bunun aynı zamanda güzel yanı tüm bunları çocuklarımıza ulaştırabiliriz.
16:07
We can disseminate.
312
967330
2000
Bunları yayabiliriz.
16:09
They can follow this expedition. I've started a program --
313
969330
3000
Onlar bu keşif seferini izleyebilirler. Bir program başlattım --
16:12
where are you Jim? Jim Young who helped me start a program
314
972330
4000
Jim neredesin? Jim Young, adını Jason Projesi koyduğumuz programı
16:16
called the Jason Project. More recently, we've started a program
315
976330
3000
başlatmamda yardımcı olan kişidir. Daha yakın zamanda,
16:19
with the Boys and Girls Clubs of America,
316
979330
2000
Amerika Erkekler ve Kızlar Klübü ile beraber bir program başlattık ki
16:21
so that we can use exploration,
317
981330
2000
böylece araştırmayı ve
16:23
and the excitement of live exploration, to motivate them and excite them
318
983330
4000
canlı araştırmanın heyecanını, onları motive etmek ve heyecanlandırmak için
16:27
and then give them what they're already ready for.
319
987330
3000
ve sonrasında onlara hazırlandıkları şeyi vermek için kullanabiliriz.
16:30
I would not let an adult drive my robot.
320
990330
2000
Yetişkin birisinin robotumu kontrol etmesine izin vermezdim.
16:32
You don't have enough gaming experience.
321
992330
2000
Sizin yeterli oyun tecrübeniz yok.
16:34
But I will let a kid with no license take over control of my vehicle system.
322
994330
4000
Fakat bir çocuk hiçbir yetki belgesi olmadan araç sistemimin kontrolünü alabilir.
16:38
(Applause)
323
998330
2000
(Alkış)
16:40
Because we want to create --
324
1000330
2000
Çünkü yaratmak istediğimiz--
16:42
we want to create the classroom of tomorrow.
325
1002330
2000
yarının dersliğini yaratmak istiyoruz.
16:44
We have stiff competition and we need to motivate and it's all being done.
326
1004330
5000
Yoğun bir rekabet içindeyiz; motivasyona ihtiyacımız var ve bunun altından kalkıyoruz.
16:49
You win or lose an engineer or a scientist by eighth grade.
327
1009330
5000
Bir mühendisi veya bir bilim adamını sekizinci sınıftan sonra kazanır ya da kaybedersiniz.
16:54
The game is not over -- it's over by the eighth grade, it's not beginning.
328
1014330
4000
Oyun henüz bitmedi -- sekizinci sınıftan sonra bitiyor, başlamıyor.
16:58
We need to be not only proud of our universities.
329
1018330
3000
Sadece üniversitelerimizle gurur duymamız yetmez.
17:01
We need to be proud of our middle schools.
330
1021330
2000
Ortaokullarımızla da gurur duymalıyız.
17:03
And when we have the best middle schools in the world,
331
1023330
2000
Ve dünyadaki en iyi ortaokula sahip olduğumuzda,
17:05
we'll have the best kids pumped out of that system, let me tell you.
332
1025330
3000
söylememe izin verin, bu sistemden fışkıran en iyi çocuklara sahip olacağız.
17:08
Because this is what we want. This is what we want.
333
1028330
4000
Çünkü biz bunu istiyoruz. Bunu istiyoruz.
17:12
This is a young lady, not watching a football game,
334
1032330
3000
Bu genç bir bayan, futbol oyunu izlemiyor,
17:15
not watching a basketball game.
335
1035330
2000
basketbol oyunu da izlemiyor.
17:17
Watching exploration live from thousands of miles away,
336
1037330
3000
Binlerce mil uzaktan canlı bir araştırmayı izliyor,
17:20
and it's just dawning on her what she's seeing.
337
1040330
3000
gördüğü şeylerle birlikte onun için gün yeni ağarıyor.
17:23
And when you get a jaw drop, you can inform.
338
1043330
3000
Çenesinin düştüğünü görüyorsanız, bilgiyi de verebilirsiniz.
17:26
You can put so much information into that mind, it's in full [receiving] mode.
339
1046330
4000
Bu aklın içine o kadar çok bilgi koyabilirsiniz ki, şu anda o tamamen alıcı modda.
17:30
(Applause)
340
1050330
2000
(Alkış)
17:32
This, I hope, will be a future engineer
341
1052330
5000
Bu, öyle umuyorum ki, gerçeğin savaşında
17:37
or a future scientist in the battle for truth.
342
1057330
3000
geleceğin bir mühendisi veya geleceğin bir bilim adamı olacak.
17:40
And my final question, my final question --
343
1060330
3000
Son sorum, son sorum şu --
17:43
why are we not looking at moving out onto the sea?
344
1063330
4000
neden denizin üzerine taşınmanın yollarına bakmıyoruz?
17:47
Why do we have programs to build habitation on Mars,
345
1067330
4000
Neden Mars üzerinde yaşam götürme programlarımız var
17:51
and we have programs to look at colonizing the moon,
346
1071330
3000
ve neden ayda kolonileşmeye yönelik programlarımız var da
17:54
but we do not have a program looking at how we colonize our own planet?
347
1074330
5000
neden kendi gezegenimizde kolonileşmeye yönelik bir programımız yok?
17:59
And the technology is at hand.
348
1079330
2000
Teknoloji elimizde.
18:01
Thank you very much.
349
1081330
2000
Hepinize çok teşekkür ederim.
18:03
(Applause)
350
1083330
5000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7