How cohousing can make us happier (and live longer) | Grace Kim

772,388 views ・ 2017-08-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen Gözden geçirme: Havva Aydın
00:12
Loneliness.
0
12727
1212
Yalnızlık.
00:15
All of us in this room will experience loneliness
1
15295
2351
Hepimiz hayatının bir noktasında
00:17
at some point in our lives.
2
17670
1362
yalnızlık duygusunu yaşayacaktır.
00:19
Loneliness is not a function of being alone,
3
19834
2286
Yalnızlık yalnız olmanın işlevi değil
00:22
but rather, a function of how socially connected you are
4
22809
2659
aksine çevrenizdeki kişilere sosyal olarak
ne kadar bağlı olduğunuzun bir göstergesidir.
00:25
to those around you.
5
25492
1161
00:27
There could be somebody in this room right now
6
27779
2194
Şu an bu odada bulunan biri
00:29
surrounded by a thousand people
7
29997
1537
binlerce insan etrafını sarmış olsa dahi
00:31
experiencing loneliness.
8
31558
1354
yalnız hissedebilir.
Ve yalnızlık birçok şeye dayandırılabilecekken,
00:35
And while loneliness can be attributed to many things,
9
35104
3653
00:38
as an architect,
10
38781
1731
bir mimar olarak,
00:40
I'm going to tell you today how loneliness can be the result
11
40536
2937
bugün size, yalnızlığın inşa edilen çevrelerimizin
00:43
of our built environments --
12
43497
1956
- içinde yaşadığımız evlerimizin -
00:45
the very homes we choose to live in.
13
45477
1910
nasıl bir sonucu olabileceğini anlatacağım.
00:49
Let's take a look at this house.
14
49285
1596
Şimdi bu eve bir bakın.
00:51
It's a nice house.
15
51339
1221
Güzel bir ev.
00:52
There's a big yard, picket fence,
16
52584
2415
Büyük bir bahçesi, çitleri,
00:55
two-car garage.
17
55023
1201
iki arabalık garajı var.
00:58
And the home might be in a neighborhood like this.
18
58018
2556
Ve ev böyle bir mahallede olabilir.
01:01
And for many people around the globe,
19
61379
2521
Ve dünyadaki birçok insan için
01:03
this home, this neighborhood --
20
63924
2220
bu ev, bu mahalle --
01:06
it's a dream.
21
66889
1176
bir rüya.
01:08
And yet the danger of achieving this dream
22
68841
2678
Ve bu rüyayı gerçekteştirmenin tehlikesi
01:11
is a false sense of connection
23
71543
1702
aldatıcı bir dostluk duyusu
01:14
and an increase in social isolation.
24
74426
2114
ve sosyal izolasyonda bir artıştır.
01:17
I know, I can hear you now,
25
77251
1457
Biliyorum, sizi duyabiliyorum,
01:18
there's somebody in the room screaming at me inside their head,
26
78732
3327
odadakilerden birileri kafalarının içinden bana bağırıyor:
01:22
"That's my house, and that's my neighborhood,
27
82083
2291
"Bu benim evim ve bu benim mahallem
01:24
and I know everyone on my block!"
28
84398
1673
ve etrafımdaki herkesi tanıyorum!"
01:26
To which I would answer, "Terrific!"
29
86876
2299
Ki buna cevabım ise, "Müthiş!"
01:29
And I wish there were more people like you,
30
89199
2146
Ve keşke sizin gibi daha çok insan olsa,
01:32
because I'd wager to guess there's more people in the room
31
92486
2868
çünkü bu odada aynı durumda olan
01:35
living in a similar situation
32
95378
1722
ve komşularını tanımayan daha çok kişi olduğuna
01:37
that might not know their neighbors.
33
97124
1885
bahse girerim.
01:39
They might recognize them and say hello,
34
99536
2741
Onları tanıyor ve selam veriyor olabilirler
01:42
but under their breath,
35
102301
1340
ama belli etmeden
01:45
they're asking their spouse,
36
105236
1803
eşlerine "Onların adı neydi?" diye
01:47
"What was their name again?"
37
107063
1398
soruyorlardır ki böylece
isimlerini söyleyerek bir soru sorabilir ve onları tanıdıklarını gösterebilirler.
01:49
so they can ask a question by name to signify they know them.
38
109413
3081
01:54
Social media also contributes to this false sense of connection.
39
114975
4499
Sosyal medya da bu aldatıcı dostluk duyusuna katkıda bulunuyor.
01:59
This image is probably all too familiar.
40
119498
1998
Bu resim muhtemelen oldukça tanıdık.
02:01
You're standing in the elevator,
41
121520
1569
Asansörde dikiliyorsunuz,
02:03
sitting in a cafe,
42
123113
1154
kahvede oturuyorsunuz
02:04
and you look around,
43
124291
1636
ve etrafınıza bakınıyorsunuz
02:05
and everyone's on their phone.
44
125951
1444
ve herkes telefonlarına bakıyor.
02:08
You're not texting or checking Facebook,
45
128875
2223
Siz mesaj yazmıyor veya Facebook'a bakmıyorsunuzdur
02:11
but everyone else is,
46
131122
1407
ama herkes öyledir
02:12
and maybe, like me, you've been in a situation
47
132553
2219
ve belki de, benim gibi,
02:14
where you've made eye contact,
48
134796
1884
göz teması kurmuş,
02:16
smiled and said hello,
49
136704
2293
gülümsemiş ve selam vermişken
02:19
and have that person yank out their earbuds
50
139021
2691
o kişi kulaklıklarını çıkartarak şöyle demiştir:
02:22
and say, "I'm sorry, what did you say?"
51
142354
1993
"Pardon, ne dediniz?"
02:25
I find this incredibly isolating.
52
145697
2018
Bunu son derece tecrit edilmiş buluyorum.
02:28
The concept I'd like to share with you today
53
148321
2184
Bugün sizinle paylaşmak istediğim kavram
02:30
is an antidote to isolation.
54
150529
1584
tecrit edilmeye bir panzehir.
02:32
It's not a new concept.
55
152523
1251
Yeni bir kavram değil.
02:33
In fact, it's an age-old way of living,
56
153798
2103
Aslında, bu çok eski bir yaşam şekli
02:35
and it still exists in many non-European cultures
57
155925
2480
ve dünyadaki Avrupalı olmayan kültürlerde
02:38
around the world.
58
158429
1227
hâlâ mevcut.
02:40
And about 50 years ago,
59
160337
1878
Ve yaklaşık 50 yıl önce,
02:42
the Danes decided to make up a new name,
60
162239
3117
Danimarkalılar yeni bir isim bulmak istemiş
02:45
and since then,
61
165380
1158
ve o zamandan beri
02:46
tens of thousands of Danish people have been living in this connected way.
62
166562
4097
on binlerce Danimarkalı böyle sosyal bir hayat yaşıyormuş.
02:52
And it's being pursued more widely around the globe
63
172290
3368
Ve bu, insanlar toplum ararken
02:55
as people are seeking community.
64
175682
2280
dünya çapında daha yaygın bir şekilde takip ediliyor.
02:59
This concept
65
179265
1246
Bu kavram
03:01
is cohousing.
66
181638
1200
ortak barınma.
03:05
Cohousing is an intentional neighborhood where people know each other
67
185441
3253
Ortak barınma insanların birbirini tanıdığı ve birbiriyle ilgilendiği
03:08
and look after one another.
68
188718
1351
maksatlı bir mahalle.
03:10
In cohousing, you have your own home,
69
190728
2500
Ortak barınmada kendi eviniz var
03:13
but you also share significant spaces, both indoors and out.
70
193252
3137
ama aynı zamanda dış ve iç mekânda önemli bir bölümü paylaşıyorsunuz.
03:16
Before I show you some pictures of cohousing,
71
196857
2322
Size ortak barınmadan fotoğraflar göstermeden önce,
03:19
I'd like to first introduce you to my friends Sheila and Spencer.
72
199203
3092
ilk önce size arkadaşlarım Sheila ve Spencer'i tanıtmak istiyorum.
03:22
When I first met Sheila and Spencer, they were just entering their 60s,
73
202319
3932
Sheila ve Spencer ile ilk tanıştığımda, 60 yaşlarına giriyorlardı
03:26
and Spencer was looking ahead at the end of a long career
74
206275
2727
ve Spencer ilköğretimdeki uzun kariyerinden sonra
03:29
in elementary education.
75
209026
1234
bir şeyler planlıyordu.
03:30
And he really disliked the idea
76
210776
1737
Ve o, emeklilikten sonra
03:32
that he might not have children in his life
77
212537
2513
hayatında çocukların olmayacağı fikrini
03:35
upon retirement.
78
215074
1189
gerçekten sevmiyordu.
03:38
They're now my neighbors.
79
218873
1421
Şimdi onlar benim komşularım.
03:40
We live in a cohousing community that I not only designed,
80
220318
3014
Tasarlamakla kalmayıp geliştirdiğim
ve mimarlığımı kullandığım
03:43
but developed
81
223356
1164
03:44
and have my architecture practice in.
82
224544
1824
bir ortak barınma topluluğunda yaşıyoruz.
03:47
This community is very intentional about our social interactions.
83
227020
3286
Bu topluluk sosyal etkileşimlerimiz hususunda çok istekli.
03:50
So let me take you on a tour.
84
230330
1515
Sizi bir gezintiye çıkarayım.
03:53
From the outside, we look like any other small apartment building.
85
233316
3215
Dışarıdan diğer küçük apartman binaları gibi gözüküyoruz.
03:56
In fact, we look identical to the one next door,
86
236555
2658
Aslında, yandakiyle aynı gözüküyoruz,
03:59
except that we're bright yellow.
87
239237
1664
lakin biz açık sarıyız.
04:02
Inside, the homes are fairly conventional.
88
242086
2386
İçeriden, evler oldukça geleneksel.
04:04
We all have living rooms and kitchens,
89
244496
2513
Hepimizin oturma odaları ve mutfakları,
04:07
bedrooms and baths,
90
247033
1898
yatak odaları ve banyoları var
04:08
and there are nine of these homes around a central courtyard.
91
248955
3392
ve merkezi bahçenin etrafında bu evlerden dokuz tane var.
04:12
This one's mine,
92
252371
1169
Bu benim
04:14
and this one is Spencer and Sheila's.
93
254270
1786
ve bu Spencer ve Shelia'nın evi.
04:16
The thing that makes this building uniquely cohousing
94
256755
2637
Bu binayı eşsiz bir ortak barınma yapan şey
04:19
are not the homes,
95
259416
1282
evler değil
04:21
but rather, what happens here --
96
261563
1867
burada olan şey --
04:24
the social interactions that happen in and around that central courtyard.
97
264250
3825
merkez bahçenin içinde ve etrafında cereyan eden sosyal etkileşimler.
04:28
When I look across the courtyard,
98
268728
1686
Bahçeye doğru baktığımda
04:30
I look forward to see Spencer and Sheila.
99
270438
2015
Spencer ve Sheila'yı görmeyi bekliyorum.
04:32
In fact, every morning, this is what I see,
100
272477
2036
Aslında, her sabah, gördüğüm şey
04:34
Spencer waving at me furiously as we're making our breakfasts.
101
274537
3217
kahvaltı yaparken Spencer'ın bana el sallaması.
04:38
From our homes, we look down into the courtyard,
102
278884
2490
Evlerimizden, bahçeye bakıyoruz
04:41
and depending on the time of year,
103
281958
1792
ve yılın gününe bağlı olarak
04:43
we see this:
104
283774
1349
bunu görüyoruz:
04:45
kids and grownups in various combinations
105
285147
3406
çocuklar ve büyükler çeşitli şekillerde
04:48
playing and hanging out with each other.
106
288577
2364
birbirleriyle oynuyor veya takılıyorlar.
04:50
There's a lot of giggling and chatter.
107
290965
2310
Epey kıkırdama ve sohbet duyuluyor.
04:53
There's a lot of hula-hooping.
108
293299
1635
Herkes çember çeviriyor.
04:55
And every now and then, "Hey, quit hitting me!"
109
295887
3560
Ve ara sıra, "Hey, bana vurmayı kes!" sesleri veya çocuklardan birinin
05:00
or a cry from one of the kids.
110
300181
1772
ağlaması duyuluyor.
05:01
These are the sounds of our daily lives,
111
301977
2311
Bunlar günlük yaşantımızın sesleri
05:05
and the sounds of social connectedness.
112
305405
2121
ve sosyal bağlanmışlığın sesleri.
05:08
At the bottom of the courtyard, there are a set of double doors,
113
308296
3391
Bahçenin sonunda, birkaç çift kanatlı kapı bulunuyor
05:11
and those lead into the common house.
114
311711
2065
ve bunlar da ortak evlere açılıyor.
05:14
I consider the common house the secret sauce of cohousing.
115
314323
3856
Ortak evleri ortak barınmanın gizli sosu olarak düşünüyorum.
05:18
It's the secret sauce
116
318203
1163
Gizli sos budur
05:19
because it's the place where the social interactions
117
319390
2874
çünkü burası sosyal etkileşimin
05:22
and community life begin,
118
322288
2522
ve toplu yaşamın başladığı yerdir
05:24
and from there, it radiates out through the rest of the community.
119
324834
3659
ve oradan da bu, topluluğun geri kalanına saçılıyor.
05:31
Inside our common house, we have a large dining room
120
331510
2537
Ortak evlerimizin içinde 28'imizin ve misafirlerimizin oturabileceği
05:34
to seat all 28 of us and our guests,
121
334071
2582
geniş yemek odamız var
05:36
and we dine together three times a week.
122
336677
2174
ve haftada üç kez birlikte yemek yiyoruz.
05:39
In support of those meals, we have a large kitchen
123
339978
2791
Bu yemekler için büyük bir mutfağımız var,
05:42
so that we can take turns cooking for each other
124
342793
2495
böylece dönüşümlü olarak üçlü takımlar halinde
05:45
in teams of three.
125
345312
1238
yemek yapabiliyoruz.
05:46
So that means, with 17 adults,
126
346574
2199
Bu demek oluyor ki, 17 yetişkinle,
05:49
I lead cook once every six weeks.
127
349916
2452
altı haftada bir yemek pişiriyorum.
05:52
Two other times, I show up and help my team
128
352392
2378
İki sefer de, takımıma hazırlık
05:54
with the preparation and cleanup.
129
354794
1797
ve temizlikte yardım ediyorum.
05:56
And all those other nights,
130
356615
1565
Ve diğer gecelerde,
05:58
I just show up.
131
358204
1237
sadece orada bulunuyorum.
06:00
I have dinner, talk with my neighbors,
132
360243
2452
Yemeğimi yiyor, komşularımla konuşuyor
06:02
and I go home, having been fed a delicious meal
133
362719
2345
ve vejeteryan tercihimi önemseyen birinin yaptığı
06:05
by someone who cares about my vegetarian preferences.
134
365088
2844
lezzetli bir yemek yemiş olarak eve gidiyorum.
06:11
Our nine families have intentionally chosen
135
371059
2338
Dokuz ailemiz isteyerek diğer bir
06:13
an alternative way of living.
136
373421
1521
yaşam biçimi seçtiler.
06:15
Instead of pursuing the American dream,
137
375655
2120
Tek aileli evlerimizde yalnız yaşayacağımız
06:17
where we might have been isolated in our single-family homes,
138
377799
2898
Amerikan rüyasının peşinde koşmak yerine
06:20
we instead chose cohousing,
139
380721
1667
ortak barınmayı seçtik,
06:23
so that we can increase our social connections.
140
383287
2263
böylece sosyalliğimizi artırabiliyoruz.
06:26
And that's how cohousing starts:
141
386197
1862
Ve ortak barınma böyle başlıyor:
06:28
with a shared intention
142
388083
1654
işbirliği içerisinde yaşamak için
06:29
to live collaboratively.
143
389761
1484
ortak bir amaç.
06:31
And intention is the single most important characteristic
144
391269
2879
Maksat, ortak barınmayı herhangi bir barınma modelinden ayıran
06:34
that differentiates cohousing from any other housing model.
145
394172
3059
tek başına en önemli karakteristiktir.
06:38
And while intention is difficult to see
146
398545
2045
Maksadı görmek veya
06:40
or even show,
147
400614
1830
hatta göstermek çok zor olsa da
06:42
I'm an architect, and I can't help but show you more pictures.
148
402468
2944
ben bir mimarım ve daha çok fotoğraf göstermemek elimde değil.
06:45
So here are a few examples to illustrate
149
405436
2066
Ziyaret ettiğim bazı topluluklarda
06:47
how intention has been expressed
150
407526
2284
maksadın nasıl belirtildiğini tasvir için
06:49
in some of the communities I've visited.
151
409834
2112
işte birkaç örnek.
06:54
Through the careful selection of furniture,
152
414279
2238
Birlikte yemeğe katkıda bulunacak
06:56
lighting and acoustic materials to support eating together;
153
416541
3430
dikkatli bir mobilya, ışıklandırma ve akustik malzeme seçimi ile;
07:01
in the careful visual location and visual access
154
421876
2414
ortak evlerin çevresindeki ve içindeki çocuk oyun alanlarının
07:05
to kids' play areas around and inside the common house;
155
425032
3718
görsel mekan ve görsel erişimi;
07:11
in the consideration of scale
156
431218
2339
ve günlük yaşantımızı destekleyen topluluğun içindeki
07:13
and distribution of social gathering nodes
157
433581
2787
ve çevresindeki sosyal toplanma ağlarının
07:16
in and around the community to support our daily lives,
158
436392
3317
ölçek ve dağılımı düşünüldüğünde,
07:19
all of these spaces help contribute to and elevate
159
439733
3346
tüm bu boşluklar her toplulukta
"communitas" hissine katkıda bulunmada
07:23
the sense of communitas
160
443103
1318
07:24
in each community.
161
444445
1339
yardımcı olur ve bunu geliştirir.
07:26
What was that word? "Communitas."
162
446893
1827
O kelime neydi? "Communitas."
07:29
Communitas is a fancy social science way of saying "spirit of community."
163
449937
4724
Communitas "topluluğun ruhu" demenin daha süslü sosyal bilimsel bir yoludur.
07:35
And in visiting over 80 different communities,
164
455585
2462
Ve 80 farklı topluluğu ziyaret ettikten sonra
07:38
my measure of communitas became:
165
458071
2456
değerlendirme kıstasım şu oldu:
07:40
How frequently did residents eat together?
166
460551
2818
Komşular ne kadar sık birlikte yemek yiyorlar?
07:44
While it's completely up to each group
167
464665
2102
Ne kadar sıklıkla birlikte yemek yedikleri
07:46
how frequently they have common meals,
168
466791
2063
tamamen her bir gruba bağlı olsa da
07:50
I know some that have eaten together every single night
169
470226
3039
son 40 yıldır her akşam birlikte
07:53
for the past 40 years.
170
473289
1852
yemek yiyenleri biliyorum.
07:56
I know others
171
476118
1211
Nadiren olsa da
07:58
that have an occasional potluck once or twice a month.
172
478059
2552
ayda birkaç kez grup yemeği yiyenleri biliyorum.
08:01
And from my observations, I can tell you,
173
481571
1994
Ve gözlemlerime dayanarak diyebilirim ki,
08:03
those that eat together more frequently,
174
483589
2089
daha sık birlikte yemek yiyenler
08:05
exhibit higher levels of communitas.
175
485702
2745
daha yüksek seviyeli communitas örneği gösterirler.
08:09
It turns out, when you eat together,
176
489990
2796
Görünen o ki, birlikte yemek yediğinizde,
08:12
you start planning more activities together.
177
492810
2163
birlikte daha çok faaliyet planlamaya başlarsınız.
08:16
When you eat together, you share more things.
178
496020
2173
Birlikte yerken daha çok şey paylaşıyorsunuz.
08:18
You start to watch each other's kids.
179
498217
1784
Birbirinizin çocuklarını izlemeye başlıyorsunuz.
08:20
You lend our your power tools. You borrow each other's cars.
180
500025
2915
Aletlerinizi ödünç verirsiniz. Birbirinizin aracını ödünç alırsınız.
08:22
And despite all this,
181
502964
1321
Ve tüm bunların yanı sıra,
08:25
as my daughter loves to say,
182
505398
1517
kızımın söylediği gibi,
08:26
everything is not rainbows and unicorns in cohousing,
183
506939
3448
ortak barınmada her şey güllük gülistanlık değildir
08:31
and I'm not best friends with every single person in my community.
184
511101
3777
ve toplumumuzdaki her bir kişiyle çok iyi arkadaş değilim.
08:34
We even have differences and conflicts.
185
514902
2419
Farklılıklarımız ve uyuşmazlıklarımız bile var.
08:39
But living in cohousing, we're intentional about our relationships.
186
519234
3398
Fakat ortak barınmada yaşarken ilişkilerimizde bir maksadımız var.
08:43
We're motivated to resolve our differences.
187
523505
2411
Bizler farklılıklarımızı çözmek için motive olmuş durumdayız.
08:46
We follow up, we check in,
188
526909
1746
Birbirimizi takip ederiz, kontrol ederiz,
08:49
we speak our personal truths
189
529266
2094
kişisel düşüncelerimizi söyleriz
08:51
and, when appropriate,
190
531384
1339
ve yeri geldiğinde
08:53
we apologize.
191
533552
1221
özür dileriz.
08:55
Skeptics will say that cohousing is only interesting or attractive
192
535806
4136
Şüpheciler ortak barınmanın çok küçük bir grup insan için
08:59
to a very small group of people.
193
539966
1585
ilginç ve çekici olduğunu söyleyecektir.
09:02
And I'll agree with that.
194
542249
1459
Ve bununla hemfikirim.
09:04
If you look at Western cultures around the globe,
195
544468
2341
Dünya çapında Batılı kültürlere bakacak olursanız
09:06
those living in cohousing are just a fractional percent.
196
546833
2716
ortak barınmayı tercih edenlerin sayısı çok az.
09:10
But that needs to change,
197
550730
1370
Fakat bu değişmeli
09:12
because our very lives depend upon it.
198
552992
2083
çünkü hayatlarımız buna bağlı.
09:16
In 2015, Brigham Young University completed a study
199
556640
3683
2015 yılında, Brigham Young Üniversitesi tecritte yaşayanlarda
09:20
that showed a significant increase risk of premature death
200
560347
4729
erken ölüm riskini önemli derecede artırdığını gösteren
09:25
in those who were living in isolation.
201
565100
2136
bir çalışmayı tamamladı.
09:28
The US Surgeon General has declared isolation
202
568725
2394
ABD Sağlık Bakanı tecritin
halk sağlığı için salgın bir hastalık olduğunu açıkladı.
09:31
to be a public health epidemic.
203
571143
1567
09:33
And this epidemic is not restricted to the US alone.
204
573244
3590
Ve bu salgın hastalık ABD ile sınırlı değil.
09:38
So when I said earlier
205
578999
2074
Yani, daha önce ortak barınmanın
09:41
that cohousing is an antidote to isolation,
206
581097
2878
tecrit için bir panzehir olduğunu söylediğimde
09:45
what I should have said
207
585587
1621
söylemem gereken şey
09:47
is that cohousing can save your life.
208
587232
3154
ortak barınmanın hayatınızı kurtarabilir olduğuydu.
09:52
If I was a doctor, I would tell you to take two aspirin,
209
592660
2959
Bir doktor olsaydım, iki asprin almanızı ve beni
09:55
and call me in the morning.
210
595643
1359
sabah aramanızı söylerdim.
09:58
But as an architect,
211
598356
1319
Fakar bir mimar olarak,
09:59
I'm going to suggest that you take a walk with your neighbor,
212
599699
3031
size önerim şu: Komşunuzla yürüyüşe çıkın,
10:02
share a meal together,
213
602754
1459
bir yemeği paylaşın
10:05
and call me in 20 years.
214
605101
1694
ve 20 sene içinde beni arayın.
10:07
Thank you.
215
607830
1278
Teşekkür ederim.
10:09
(Applause)
216
609132
3767
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7