How I'm Working for Change Inside My Church | Chelsea Shields | TED Talks

78,869 views ・ 2015-12-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yunus ASIK Gözden geçirme: Berfin Nur Şahin
00:12
Religion is more than belief.
0
12880
2736
Din inançtan fazlasıdır.
00:15
It's power, and it's influence.
1
15640
2816
Din güç ve etkidir.
00:18
And that influence affects all of us,
2
18480
2616
Her gün inancımız ne olursa olsun
00:21
every day, regardless of your own belief.
3
21120
3856
bu etki hepimize tesir eder.
00:25
Despite the enormous influence of religion on the world today,
4
25000
4056
Dinin günümüzdeki devasa etkisine rağmen
00:29
we hold them to a different standard of scrutiny and accountability
5
29080
3776
onu toplumun diğer bütün sektörlerinden
00:32
than any other sector of our society.
6
32880
3056
farklı bir şekilde inceler ve sorumlu tutarız.
00:35
For example, if there were a multinational organization,
7
35960
4416
Örneğin, bugün eğer hiçbir kadının
00:40
government or corporation today
8
40400
3056
lider konumunda olamayacağını söyleyen
00:43
that said no female could be on a leadership board,
9
43480
4256
bir hükûmet ya da şirket olsaydı,
00:47
not one woman could have a decision-making authority,
10
47760
4096
hiçbir kadının karar verme yetkisi olamaz,
00:51
not one woman could handle any financial matter,
11
51880
3856
hiçbir kadın herhangi bir finansal işle ilgilenemez,
00:55
we would have outrage.
12
55760
1376
öfkelenirdik.
00:57
There would be sanctions.
13
57160
1656
Yaptırımlar olurdu.
00:58
And yet this is a common practice in almost every world religion today.
14
58840
5536
Bu hemen hemen bugün dünyadaki bütün dinlerde yaygın bir uygulama.
01:04
We accept things in our religious lives
15
64400
2416
Dünyevi hayatta kabul etmediğimiz şeyleri
01:06
that we do not accept in our secular lives,
16
66840
3096
dini yaşamımızda kabul ediyoruz.
01:09
and I know this because I've been doing it for three decades.
17
69960
4056
Bunu biliyorum çünkü 30 yıldır böyle yapıyorum.
01:14
I was the type of girl that fought every form of gender discrimination growing up.
18
74040
4496
Büyürken her türlü cinsiyet ayrımcılığıyla savaşan bir kızdım.
01:18
I played pickup basketball games with the boys and inserted myself.
19
78560
4016
Erkeklerle sokak basketbolu oynardım ve kendimi aralarına sokardım.
01:22
I said I was going to be the first female President of the United States.
20
82600
3436
Birleşik Devletler'in ilk kadın başkanı olacağımı söylerdim.
01:26
I have been fighting for the Equal Rights Amendment,
21
86060
2436
40 yıldır unutulmuş olan
01:28
which has been dead for 40 years.
22
88520
2456
Eşit Hakların Düzenlenmesi için savaşıyordum.
01:31
I'm the first woman in both sides of my family
23
91000
3136
Ailemin her iki tarafında da evin dışında çalışan
01:34
to ever work outside the home and ever receive a higher education.
24
94160
4176
ve yüksek eğitim seviyesine ulaşan ilk kadındım.
01:38
I never accepted being excluded because I was a woman,
25
98360
4816
Dinim dışında, hiçbir zaman kadın olduğum için
01:43
except in my religion.
26
103200
2176
dışlanmayı kabul etmedim.
01:45
Throughout all of that time,
27
105400
1376
Bu süre boyunca,
01:46
I was a part of a very patriarchal orthodox Mormon religion.
28
106800
4296
son derece ataerkil olan Ortodoks Mormon dininin bir parçasıydım.
01:51
I grew up in an enormously traditional family.
29
111120
2776
Aşırı derecede geleneksel bir ailede büyüdüm.
01:53
I have eight siblings, a stay-at-home mother.
30
113920
2136
Sekiz kardeşim ve evden çıkmayan bir annem var.
01:56
My father's actually a religious leader in the community.
31
116080
3200
Babam aslında bir cemaatte dini liderdi.
02:00
And I grew up in a world believing that my worth and my standing
32
120160
4856
Değerimin ve saygınlığımın bütün hayatım boyunca bildiğim
02:05
was in keeping these rules that I'd known my whole life.
33
125040
4056
bu kurallara göre belirlendiğine inanarak büyüdüm.
02:09
You get married a virgin, you never drink alcohol,
34
129120
2816
Bakire evlen, asla alkol kullanma,
02:11
you don't smoke, you always do service,
35
131960
2376
sigara içme. her zaman hizmet et,
02:14
you're a good kid.
36
134360
1976
iyi bir çocuk ol.
02:16
Some of the rules we had were strict,
37
136360
3576
Kurallarımızdan bazıları katıydı,
02:19
but you followed the rules because you loved the people
38
139960
2616
ama kurallara insanları sevdiğin için uyardın
02:22
and you loved the religion and you believed.
39
142600
2656
ve dinini sevdiğin, inandığın için.
02:25
Everything about Mormonism determined what you wore,
40
145280
2816
Mormonizmle ilgili her şey ne giyeceğini, kimle çıkacağını,
02:28
who you dated, who you married.
41
148120
1506
kimle evleneceğini belirlerdi.
02:29
It determined what underwear we wore.
42
149651
2349
Hangi iç çamaşırını giyeceğini belirlerdi.
02:33
I was the kind of religious where everyone I know
43
153040
3056
Kendim de dâhil tanıdığım herkesin
02:36
donated 10 percent of everything they earned to the church,
44
156120
3376
kazandıklarının %10'unu kiliseye bağışladığı türden
02:39
including myself.
45
159520
1216
bir dindendim.
02:40
From paper routes and babysitting, I donated 10 percent.
46
160760
3936
Gazete dağıtımından ve bebek bakıcılığından %10 bağışlardım.
02:44
I was the kind of religious where I heard parents tell children
47
164720
3056
Annelerin çocuklarına şunu anlattığını duyduğum bir dindardım,
02:47
when they're leaving on a two-year proselytizing mission
48
167800
3616
iki yıllık misyonerlik görevi için ayrılırken,
02:51
that they would rather have them die
49
171440
2536
onursuzca eve dönüp
02:54
than return home without honor, having sinned.
50
174000
3216
günah işlemek yerine ölmeyi tercih ederlerdi.
02:57
I was the type and the kind of religious
51
177240
2456
Her yıl gay olduğu için
02:59
where kids kill themselves every single year
52
179720
3456
toplum önüne çıkmaktan korkan çocukların
03:03
because they're terrified of coming out to our community as gay.
53
183200
4336
kendini öldürdüğü türden bir dindenim.
03:07
But I was also the kind of religious
54
187560
2016
Ama bunların yanında benim dinimde,
03:09
where it didn't matter where in the world I lived,
55
189600
2536
dünyanın neresinde olursam olayım,
03:12
I had friendship, instantaneous mutual aid.
56
192160
3776
birbirimize derhal yardım edeceğimiz arkadaşlıklarım vardı.
03:15
This was where I felt safe. This is certainty and clarity about life.
57
195960
4216
Bu güvenli hissettiğim yerdi. Yaşam hakkındaki kesinlik ve berraklıktı.
03:20
I had help raising my little daughter.
58
200200
2256
Küçük kızımı yetiştirmek için yardım aldım.
03:22
So that's why I accepted without question that only men can lead,
59
202480
4896
Bu yüzden hiç soru sormadan sadece erkeklerin yönetmesini kabul ettim
03:27
and I accepted without question
60
207400
2136
ve hiçbir şey sormadan
03:29
that women can't have the spiritual authority of God on the Earth,
61
209560
3136
kadınların papazlık dediğimiz, Tanrı'nın dünyadaki ruhsal yetkisine
03:32
which we call the priesthood.
62
212720
1416
sahip olamayacağını kabul ettim.
03:34
And I allowed discrepancies between men and women in operating budgets,
63
214160
4496
Erkekler ve kadınlar arasında işletme bütçesi, disiplin kurulları
03:38
disciplinary councils, in decision-making capacities,
64
218680
3376
ve karar verme kapasitesindeki farklılıkları kabul ettim
03:42
and I gave my religion a free pass
65
222080
3136
ve dinime izin verdim,
03:45
because I loved it.
66
225240
1856
çünkü dinimi seviyordum.
03:47
Until I stopped,
67
227120
1976
Durana kadar,
03:49
and I realized that I had been allowing myself to be treated
68
229120
3616
gerçek erkek işlerinin destek personeli olarak muamele görmeme
03:52
as the support staff to the real work of men.
69
232760
4896
olanak sağladığımı fark ettim.
03:57
And I faced this contradiction in myself,
70
237680
2376
Kendi içimde bu çelişkiyle yüzleştim
04:00
and I joined with other activists in my community.
71
240080
2736
ve toplumdaki diğer aktivistlere katıldım.
04:02
We've been working very, very, very hard for the last decade and more.
72
242840
4376
Son 10 yıldır ve daha fazla zamandır çok çok sıkı çalıştık.
04:07
The first thing we did was raise consciousness.
73
247240
2214
Yaptığımız ilk şey bilinci yükseltmekti.
04:09
You can't change what you can't see.
74
249478
2498
Görmediğin şeyi değiştiremezsin.
04:12
We started podcasting, blogging, writing articles.
75
252000
3216
Podcastlar yayınlamaya, blog kullanmaya, makaleler yazmaya başladık.
04:15
I created lists of hundreds of ways
76
255240
2536
Toplumumuzda kadınlarla erkeklerin
04:17
that men and women are unequal in our community.
77
257800
3016
eşit olmadığı yüzlerce yönü listeledim.
04:20
The next thing we did was build advocacy organizations.
78
260840
3496
Yaptığımız bir sonraki şey, savunma örgütleri inşa etmekti.
04:24
We tried to do things that were unignorable,
79
264360
3936
Kilisede pantolon giymek ve erkeklerin toplantılarına gitmek gibi
04:28
like wearing pants to church and trying to attend all-male meetings.
80
268320
5456
göz ardı edilemez şeyler yapmaya çalıştık.
04:33
These seem like simple things,
81
273800
2496
Bunlar kolay şeyler gibi görünüyor
04:36
but to us, the organizers, they were enormously costly.
82
276320
4216
fakat bize yani organizatörlere göre, hepsi inanılmaz derecede zordu.
04:40
We lost relationships. We lost jobs.
83
280560
3256
Dostluklarımızı kaybettik. İşlerimizi kaybettik.
04:43
We got hate mail on a daily basis.
84
283840
2056
Günlük olarak nefret postaları aldık.
04:45
We were attacked in social media and national press.
85
285920
3336
Yerli basın tarafından sosyal medyada saldırıya uğradık.
04:49
We received death threats.
86
289280
1696
Ölüm tehditleri aldık.
04:51
We lost standing in our community. Some of us got excommunicated.
87
291000
4216
Toplumdaki saygınlığımızı kaybettik. Bazılarımız aforoz edildi.
04:55
Most of us got put in front of a disciplinary council,
88
295240
2896
Çoğumuz disiplin kurulu önüne çıkarıldı
04:58
and were rejected from the communities that we loved
89
298160
3136
ve çok sevdiğimiz toplumumuz tarafından reddedildi,
05:01
because we wanted to make them better, because we believed that they could be.
90
301320
4000
çünkü biz onları daha iyi yapmak istedik, çünkü daha iyi olabileceğimize inandık.
05:06
And I began to expect this reaction from my own people.
91
306480
3256
Kendi insanımdan gelen bu tepkiyi normal karşılamaya başladım.
05:09
I know what it feels like when you feel like someone's trying to change you
92
309760
3936
Biri seni değiştirmeye ya da eleştirmeye çalıştığında,
05:13
or criticize you.
93
313720
2016
nasıl hissedildiğini biliyorum.
05:15
But what utterly shocked me was throughout all of this work
94
315760
4136
Ama bütün bu işler boyunca beni tamamıyla şok eden
05:19
I received equal measures of vitriol from the secular left,
95
319920
4200
dindar olmayan sol kesimden de dindar olan sağ kesimin hararetiyle
05:25
the same vehemence as the religious right.
96
325400
3696
eşit ölçüde iğneleyici söz işitmemiz oldu.
05:29
And what my secular friends didn't realize was that this religious hostility,
97
329120
3856
Laik arkadaşlarımın fark edemediği şu söylemlerin din düşmanlığı olduğuydu.
05:33
these phrases of, "Oh, all religious people are crazy or stupid."
98
333000
4136
"Tüm dindar insanlar deli ya da aptal."
05:37
"Don't pay attention to religion."
99
337160
2056
"Dine önem vermeyin."
05:39
"They're going to be homophobic and sexist."
100
339240
3336
"Onlar homofobik ve cinsiyetçi olacaklar."
05:42
What they didn't understand
101
342600
2056
Bu tür bir düşmanlığın
05:44
was that that type of hostility did not fight religious extremism,
102
344680
4560
aşırı dincilikle kavga etmek olmadığını anlamadılar,
05:49
it bred religious extremism.
103
349280
3336
bu aşırı dinciliği besliyordu.
05:52
Those arguments don't work, and I know because I remember
104
352640
3416
Bu argümanların işe yaramayacağını biliyorum,
05:56
someone telling me that I was stupid for being Mormon.
105
356080
4040
çünkü biri bana da Mormon olduğum için aptal olduğumu söylemişti.
06:01
And what it caused me to do was defend myself and my people
106
361800
3856
Bu kendimi, insanlarımı, inandığım her şeyi
06:05
and everything we believe in, because we're not stupid.
107
365680
3480
savunmama neden olmuştu, çünkü biz aptal değiliz.
06:10
So criticism and hostility doesn't work, and I didn't listen to these arguments.
108
370720
4776
Yani eleştiri ve düşmanlık işe yaramıyor ve ben bu argümanları dinlemedim.
06:15
When I hear these arguments, I still continue to bristle,
109
375520
2696
Bu argümanları duyduğumda, hâlâ tüylerim diken diken oluyor,
06:18
because I have family and friends.
110
378240
1656
çünkü ailem ve arkadaşlarım var.
06:19
These are my people, and I'm the first to defend them,
111
379920
2696
Bunlar benim insanlarım ve onları ilk savunan benim,
06:22
but the struggle is real.
112
382640
2016
ama mücadelem gerçek.
06:24
How do we respect someone's religious beliefs
113
384680
3776
Hâlâ bu inançlarını diğerlerinde yol açabileceği
06:28
while still holding them accountable for the harm or damage
114
388480
3296
kötülük ya da zarardan onları sorumlu tutarken,
06:31
that those beliefs may cause others?
115
391800
2296
birilerinin inançlarına nasıl saygı gösteririz?
06:34
It's a tough question. I still don't have a perfect answer.
116
394120
2776
Bu zor bir soru. Hâlâ mükemmel bir cevabım yok.
06:36
My parents and I have been walking on this tightrope for the last decade.
117
396920
4136
Ailem ve ben bu cambaz ipi üzerinde 10 yıldır yürüyoruz.
06:41
They're intelligent people. They're lovely people.
118
401080
2736
Onlar zeki insanlar. Onlar sevgi dolu insanlar.
06:43
And let me try to help you understand their perspective.
119
403840
3896
Onların bakış açısını anlamanız için size yardım etmeye çalışayım.
06:47
In Mormonism, we believe that after you die,
120
407760
2976
Mormonizm'de, eğer kurallara uyarsan,
06:50
if you keep all the rules and you follow all the rituals,
121
410760
3336
tüm dini ritüelleri uygularsan,
06:54
you can be together as a family again.
122
414120
3096
öldükten sonra tekrar ailenle birlikte olacağına inanırız.
06:57
And to my parents, me doing something as simple
123
417240
2416
Ebeveynlerime göre, şu an kolsuz bir üst giymem kadar
06:59
as having a sleeveless top right now, showing my shoulders,
124
419680
3376
basit bir şey olan omuzlarımın görünüyor olması,
07:03
that makes me unworthy.
125
423080
1776
beni değersiz yapıyor.
07:04
I won't be with my family in the eternities.
126
424880
3336
Sonsuza kadar ailemle birlikte olmayacağım.
07:08
But even more, I had a brother die in a tragic accident at 15,
127
428240
4176
Ama daha fazlası, 15 yaşında trajik bir kazada ölen bir kardeşim vardı
07:12
and something as simple as this means we won't be together as a family.
128
432440
4256
ve bunun anlamı, en basitinden, bir daha bir aile olarak bir arada olamayacağımız.
07:16
And to my parents, they cannot understand
129
436720
3576
Ailem neden moda ya da kadın hakları gibi
07:20
why something as simple as fashion or women's rights
130
440320
3096
basit şeylerin kardeşimi bir daha görmemi
07:23
would prevent me from seeing my brother again.
131
443440
2696
engelleyeceğini anlayamıyor.
07:26
And that's the mindset that we're dealing with,
132
446160
2736
İşte uğraştığımız zihniyet bu
07:28
and criticism does not change that.
133
448920
3096
ve eleştirmek bunu değiştirmez.
07:32
And so my parents and I have been walking this tightrope,
134
452040
2696
Bu yüzden ailem ve ben ip üstünde yürüyor,
07:34
explaining our sides, respecting one another,
135
454760
2936
kendimizi açıklıyor, birbirimize saygı duyuyoruz,
07:37
but actually invalidating each other's very basic beliefs
136
457720
3976
ama aslında hayatlarımızı yaşayarak birbirimizin çok basit inançlarını
07:41
by the way we live our lives, and it's been difficult.
137
461720
3336
geçersiz kılıyoruz ve bu çok zor oluyor.
07:45
The way that we've been able to do that
138
465080
2456
Bunu yapabiliyor olmanın yolu
07:47
is to get past those defensive shells
139
467560
2416
savunma kalkanlarını geride bırakmaktır
07:50
and really see the soft inside of unbelief and belief
140
470000
4016
ve inandıklarının ya da inanmadıklarının yumuşak taraflarını görebilmektir
07:54
and try to respect each other while still holding boundaries clear.
141
474040
4616
ve de sınırları açık tutarken birbirine saygı duymaya çalışmaktır.
07:58
The other thing that the secular left and the atheists and the orthodox
142
478680
4456
Laik sol, ateist, ortodoks ve dindarların tümünün
08:03
and the religious right, what they all don't understand
143
483160
4016
anlamadığı diğer bir şey de,
08:07
was why even care about religious activism?
144
487200
2856
neden dini aktivizmin umursanması gerektiği?
08:10
I cannot tell you the hundreds of people who have said,
145
490080
3056
Yüzlerce insanın "Dinini sevmiyorsan bırak onu."
08:13
"If you don't like religion, just leave."
146
493160
2616
dediğini söyleyemeyeceğim.
08:15
Why would you try to change it?
147
495800
1880
Neden bunu değiştirmeye çalışıyorsun.
08:18
Because what is taught on the Sabbath
148
498880
2437
Çünkü Sebt günlerinde,
08:21
leaks into our politics, our health policy,
149
501342
3034
politikamızdaki çatlaklar, sağlık politikamız
08:24
violence around the world.
150
504400
1856
ve dünya üzerindeki şiddeti öğrendik.
08:26
It leaks into education, military, fiscal decision-making.
151
506280
3696
Eğitimin, askeriyenin, mali kararların içine sızıyor.
08:30
These laws get legally and culturally codified.
152
510000
3296
Bu kurallar yasal ve kültürel olarak yazılı hâle geliyor.
08:33
In fact, my own religion has had an enormous effect on this nation.
153
513320
4936
Gerçekten, benim dinimin milletimin üstünde devasa bir etkisi var.
08:38
For example, during Prop 8, my church raised over 22 million dollars
154
518280
4576
Örneğin, Kaliforniya Öneri 8 boyunca kilisem Kaliforniya'daki
eşcinsel evliliklerle mücadele edebilmek için
08:42
to fight same-sex marriage in California.
155
522880
3279
22 milyon doların üstünde bağışa ulaştı.
08:46
Forty years ago, political historians will say,
156
526840
4216
Kırk yıl önce, siyasi tarihçiler şöyle der,
08:51
that if it wasn't for the Mormon opposition to the Equal Rights Amendment,
157
531080
3856
Eşit Haklar Kanunu'na Mormon muhalefeti olmasaydı,
08:54
we'd have an Equal Rights Amendment in our Constitution today.
158
534960
3816
şu anda anayasamızda Eşit Haklar Kanunu olurdu.
08:58
How many lives did that affect?
159
538800
3160
Bu kaç yaşamı etkiledi?
09:02
And we can spend time fighting every single one
160
542800
2776
Bütün bu ince kanun ve kuralların her biri için
09:05
of these little tiny laws and rules,
161
545600
3136
zamanımızı harcayıp mücadele edebiliriz
09:08
or we can ask ourselves,
162
548760
1576
ya da kendimize şunu sorabiliriz:
09:10
why is gender inequality the default around the world?
163
550360
6176
Neden cinsiyet eşitsizliği tüm dünya çapında ihmal ediliyor?
09:16
Why is that the assumption?
164
556560
2656
Bu tavır neden?
09:19
Because religion doesn't just create the roots of morality,
165
559240
5936
Çünkü din sadece ahlakın kökenini oluşturmadı.
09:25
it creates the seeds of normality.
166
565200
4056
Normalliğin tohumlarını yarattı.
09:29
Religions can liberate or subjugate,
167
569280
3336
Dinler serbest bırakabilir ya da hükmü altına alabilir,
09:32
they can empower or exploit, they can comfort or destroy,
168
572640
3216
güçlendirebilir ya da sömürebilir, rahatlatabilir ya da yıkabilir
09:35
and the people that tip the scales over to the ethical and the moral
169
575880
4536
ve insanlar üzerindeki bu kıstaslarda etik ve ahlaki olarak
09:40
are often not those in charge.
170
580440
3136
genellikle sorumlu olanlar yetkili değildir.
09:43
Religions can't be dismissed or ignored.
171
583600
2896
Dinler kovulamaz ya da görmezden gelinemez.
09:46
We need to take them seriously.
172
586520
2896
Onları gerçekten ciddiye almalıyız.
09:49
But it's not easy to influence a religion, like we just talked about.
173
589440
4536
Ama az önce de konuştuğum gibi bir dini etkilemek kolay değil.
09:54
But I'll tell you what my people have done.
174
594000
2216
Size insanların ne yaptığını söyleyeceğim.
09:56
My groups are small, there's hundreds of us,
175
596240
2096
Bizim grublarımız küçük, bizden yüzlerce var,
09:58
but we've had huge impact.
176
598360
2376
fakat devasa bir etkimiz var.
10:00
Right now, women's pictures are hanging in the halls next to men
177
600760
3016
Şu anda, ilk kez kadınların resimleri salonlarda erkeklerin
10:03
for the first time.
178
603800
1216
yanına asılıyor.
10:05
Women are now allowed to pray in our church-wide meetings,
179
605040
2736
Kadınlar artık kiliselerdeki geniş toplantılarda dua edebiliyorlar
10:07
and they never were before in the general conferences.
180
607800
3016
ve eskiden asla genel konferanslarda bulunamazlardı.
10:10
As of last week, in a historic move,
181
610840
2536
Geçen hafta, tarihi bir hareket olarak,
10:13
three women were invited down to three leadership boards
182
613400
3176
üç kadın bütün kiliseleri denetleyecek olan liderlik kuruluna
10:16
that oversee the entire church.
183
616600
1976
davet edildi.
10:18
We've seen perceptual shifts in the Mormon community
184
618600
2816
Mormon toplumunda cinsiyet eşitsizliğinin konuşulmasına
10:21
that allow for talk of gender inequality.
185
621440
2496
izin veren algısal değişimler gördük.
10:23
We've opened up space, regardless of being despised,
186
623960
3376
Daha muhafazakar kadınların adım atması ve gerçek değişim için
10:27
for more conservative women to step in and make real changes,
187
627360
3896
bir alan açtık, küçümsensek dahi,
10:31
and the words "women" and "the priesthood" can now be uttered in the same sentence.
188
631280
4856
"kadınlar" ve "papazlık" kelimeleri artık aynı cümlede kullanılabiliyor.
10:36
I never had that.
189
636160
2616
Bu hiç olmamamıştı.
10:38
My daughter and my nieces are inheriting a religion that I never had,
190
638800
4576
Kızım ve yeğenlerim benim hiç sahip olmadığım bir din mirasını devralıyor,
10:43
that's more equal -- we've had an effect.
191
643400
2760
daha fazla eşit -- etkimiz oldu.
10:47
It wasn't easy standing in those lines
192
647400
2896
Bu saflarda erkek toplantılarına girmeye çalışmak
10:50
trying to get into those male meetings.
193
650320
3176
kolay değildi.
10:53
There were hundreds of us,
194
653520
2176
Yüzlerce kişi, sırayla,
10:55
and one by one, when we got to the door,
195
655720
2616
kapıyı açtığımızda
10:58
we were told, "I'm sorry, this meeting is just for men,"
196
658360
3656
"Üzgünüm, bu toplantı sadece erkekler için" derlerdi
11:02
and we had to step back and watch men get into the meeting
197
662040
4776
ve geri çekilip içeri giren, 12 kadar küçük yaştaki
11:06
as young as 12 years old,
198
666840
2136
biz çizgide dururken kavalyelik edilerek
11:09
escorted and walked past us as we all stood in line.
199
669000
4056
bizi geride bırakıp giden erkeklerin toplantıya girmesini izlerdik.
11:13
But not one woman in that line will forget that day,
200
673080
2736
Fakat, çizgideki o kadınlardan hiçbiri o günü unutmayacak.
11:15
and not one little boy that walked past us will forget that day.
201
675840
3960
ve bizi geride bırakıp giden hiçbir çocuk o günü unutmayacak.
11:21
If we were a multinational corporation or a government, and that had happened,
202
681520
5616
Eğer çok uluslu bir şirket olsaydık ve bu yaşansaydı
11:27
there would be outrage,
203
687160
1616
bu hakaret olurdu
11:28
but we're just a religion.
204
688800
2416
fakat biz sadece bir diniz.
11:31
We're all just part of religions.
205
691240
2960
Hepimiz sadece dinlerin bir parçasıyız.
11:35
We can't keep looking at religion that way,
206
695120
2736
Dine bu şekilde bakıp durmaya devam edemeyiz,
11:37
because it doesn't only affect me, it affects my daughter
207
697880
2856
çünkü bu sadece beni etkilemiyor, kızımı etkiliyor
11:40
and all of your daughters and what opportunities they have,
208
700760
2976
ve hepinizin kızlarını ve onların sahip olduğu fırsatları,
11:43
what they can wear, who they can love and marry,
209
703760
2253
ne giyebildiklerini, kime âşık olup kimle evlenebileceklerini,
11:46
if they have access to reproductive healthcare.
210
706038
3098
üreme sağlığına erişimi olup olmadığını.
11:49
We need to reclaim morality in a secular context
211
709160
3336
Laik bağlamda ahlakı geliştirmemiz gerekiyor,
11:52
that creates ethical scrutiny and accountability
212
712520
2256
bu dünyadaki bütün dinler için etik inceleme
11:54
for religions all around the world,
213
714800
2176
ve hesap verebilirliği oluşturur
11:57
but we need to do it in a respectful way
214
717000
3136
fakat bunu saygılı bir şekilde yapmaya ihtiyacımız var,
12:00
that breeds cooperation and not extremism.
215
720160
3216
bu iş birliğini doğurur, fanatizmi değil.
12:03
And we can do it through unignorable acts of bravery,
216
723400
4056
Bunu cinsiyet eşitliği için ayağa kalkarak
12:07
standing up for gender equality.
217
727480
3336
cesaretin görmezden gelinemez etkisiyle yapabiliriz.
12:10
It's time that half of the world's population
218
730840
2496
Şu an dünya nüfusunun yarısının dünya çapındaki
12:13
had voice and equality within our world's religions,
219
733360
2936
dinlerimiz, kiliselerimiz, sinagoglarımız,
12:16
churches, synagogues, mosques and shrines around the world.
220
736320
4536
camilerimiz ve türbelerimizde sesi ve eşitliği olmasının zamanı.
12:20
I'm working on my people. What are you doing for yours?
221
740880
3560
Ben kendi insanlarım için çalışıyorum. Siz sizinkiler için ne yapıyorsunuz?
12:25
(Applause)
222
745400
5840
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7