Katlego Kolanyane-Kesupile: How I'm bringing queer pride to my rural village | TED

47,396 views ・ 2018-07-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
"You don't belong here"
0
12760
1496
"Buraya ait değilsin."
00:14
almost always means, "We can't find a function or a role for you."
1
14280
3480
neredeyse hep "Senin için bir görev veya rol bulamıyoruz" anlamına gelir.
00:18
"You don't belong here" sometimes means, "You're too queer to handle."
2
18865
4375
"Buraya ait değilsin." bazen "Başa çıkılamayacak kadar tuhafsın." demektir.
00:24
"You don't belong here"
3
24200
1800
"Buraya ait değilsin."
00:27
very rarely means,
4
27360
1696
çok nadiren,
00:29
"There's no way for you to exist and be happy here."
5
29080
3560
"Burada var olmanın ve mutlu olmanın bir yolu yok." demektir.
00:33
I went to university in Johannesburg, South Africa,
6
33920
2416
Güney Afrika'da Johannesburg'da üniversiteye gittim
00:36
and I remember the first time a white friend of mine
7
36360
2429
ve beyaz arkadaşımın beni ilk kez Botsvana'nın
00:38
heard me speaking Setswana, the national language of Botswana.
8
38813
3600
ulusal dili olan Tsvana dilini konuşurken duyduğu anı hatırlıyorum.
00:43
I was on the phone with my mother
9
43240
1656
Telefonda annemle konuşuyordum
00:44
and the intrigue which painted itself across her face was absolutely priceless.
10
44920
5416
ve suratında beliren şaşkınlık kesinlikle paha biçilemezdi.
00:50
As soon as I hung up, she comes to me and says,
11
50360
2656
Kapatır kapatmaz yanıma geldi ve dedi ki,
00:53
"I didn't know you could do that.
12
53040
1616
"Bunu yapabildiğini bilmiyordum.
00:54
After all these years of knowing you, how did I not know you could do that?"
13
54680
3680
Seni bunca yıl tanıdıktan sonra, bunu yapabildiğini nasıl bilmem?''
00:59
What she was referring to was the fact that I could switch off the twang
14
59280
3416
Atıfta bulunduğu şey gırtlaktan konuşmayı bırakabilmem
01:02
and slip into a native tongue,
15
62720
1456
ve ana dilime dönebilmem,
01:04
and so I chose to let her in on a few other things
16
64200
3336
beni Motswana olarak bulmasına
01:07
which locate me as a Motswana,
17
67560
1960
sebep olan birkaç şeye izin vermemdi,
01:10
not just by virtue of the fact that I speak a language
18
70400
2576
sadece bir dil konuştuğumdan
01:13
or I have family there,
19
73000
1616
veya ailem olmasında dolayı değil,
01:14
but that a rural child lives within this shiny visage of fabulosity.
20
74640
5056
kırsal bir çocuğun bu görkemli parlaklık içinde yaşamasıydı.
01:19
(Laughter)
21
79720
2736
(Gülüşmeler)
01:22
(Applause)
22
82480
4016
(Alkış)
01:26
I invited the Motswana public into the story, my story,
23
86520
3216
Yıllar önce bir "transeksüel" olarak -İngilizce tabiri ile tabi
01:29
as a transgender person years ago, in English of course,
24
89760
3456
çünkü Setwana dili cinsiyet-nötr bir dil ve transeksüele
01:33
because Setswana is a gender-neutral language
25
93240
2576
en yakını sadece bir yaklaşım,
01:35
and the closest we get is an approximation of "transgender."
26
95840
3336
Motswana topluluğunu hikâyeme davet ettim.
01:39
And an important part of my history got left out of that story,
27
99200
3696
Geçmişimin önemli bir kısmı
01:42
by association rather than out of any act of shame.
28
102920
3040
herhangi bir utanç eyleminden dolayı hikâye dışı bırakıldı.
01:47
"Kat" was an international superstar,
29
107400
3056
''Kat'' uluslararası bir süperstardı,
01:50
a fashion and lifestyle writer, a musician, theater producer
30
110480
3256
moda ve yaşam tarzı yazarı, müzisyen, tiyatro yapımcısı
01:53
and performer --
31
113760
1256
ve oyuncusu
01:55
all the things that qualify me to be a mainstream, whitewashed,
32
115040
3896
-beni ana akım, beyaz boyalı, yeni bir sindirilebilir eş cinsel
01:58
new age digestible queer.
33
118960
2136
olmam için beni niteleyen her şey.
02:01
Kat.
34
121120
1200
Kat.
02:02
Kat had a degree from one of the best universities in Africa,
35
122920
3376
Kat, Afrika'daki en iyi üniversitelerden birinde eğitim almıştı,
02:06
oh no, the world.
36
126320
1520
oh hayır, dünyadaki en iyi.
02:08
By association, what Kat wasn't
37
128480
2096
Topluma göre Kat,
02:10
was just like the little brown-skinned children
38
130600
2376
Brown'un Tati Siding gibi düzensiz bir demir yolu
02:13
frolicking through the streets of some incidental railway settlement
39
133000
3256
ve Kgagodi gibi bir kenar köyün sokaklarında dolaşan,
02:16
like Tati Siding,
40
136280
1496
küçük, kahverengi tenli,
02:17
or an off-the-grid village like Kgagodi,
41
137800
3215
tozlu çoraplarla kaplı bacakları olan,
02:21
legs clad in dust stockings whose knees had blackened
42
141039
3017
yerdeki balmumu ve cilalı zemini silmekten
02:24
from years of kneeling and wax-polishing floors,
43
144080
3256
dizleri çökmüş olan,
02:27
whose shins were marked with lessons from climbing trees,
44
147360
4136
günahları ağaca tırmanmaktan aldığı derslerle işaretlenmiş,
02:31
who played until dusk,
45
151520
1616
gün batımına kadar oyun oynayan,
02:33
went in for supper by a paraffin lamp
46
153160
2696
gaz lambası altında akşam yemeği yemek için eve giden ve
02:35
and returned to play hide-and-seek amongst centipedes and owls
47
155880
4376
sonunda birinin annesinin eve çağırması ile her şey sona erene kadar
02:40
until finally someone's mother would call the whole thing to an end.
48
160280
3560
kırkayak ve baykuşlar arasında saklambaç oynayan bir çocuk değildi.
02:44
That got lost both in translation and in transition,
49
164440
4696
Hem çeviri hem de geçişte bunlar kaybolmuştu,
02:49
and when I realized this,
50
169160
1256
kendimle aramda
02:50
I decided it was time for me to start building bridges between myselves.
51
170440
5096
köprüler kurma zamanımın geldiğini anlamıştım.
02:55
For me and for others to access me,
52
175560
2696
Kendim için ve diğerlerinin bana ulaşması için,
02:58
I had to start indigenizing my queerness.
53
178280
2800
eş cinselliğimi özümsemeye başlamak zorunda kaldım.
03:01
What I mean by indigenizing is stripping away the city life film
54
181960
3416
Özümsemekten kastım, içindeki köylüleri görmeye izin vermeyen
03:05
that stops you from seeing the villager within.
55
185400
2936
şehir filmini yok etmektir.
03:08
In a time where being brown, queer, African and seen as worthy of space
56
188360
4376
Kahverengi, tuhaf, Afrika ve uzaya layık görülen bir şeyin,
03:12
means being everything but rural,
57
192760
2016
kırsal olmaktan başka bir şey olmak anlamına geldiği
03:14
I fear that we're erasing the very struggles
58
194800
2096
bir zamanda, şu anda bulunduğumuz yere
03:16
that got us to where we are now.
59
196920
1960
bizi götüren mücadeleleri silmekten korkuyorum.
03:19
The very first time I queered being out in a village,
60
199640
2576
Eşcinsel olduğum ilk an köyün dışarısında olduğum andı,
03:22
I was in my early 20s, and I wore a kaftan.
61
202240
2976
yirmili yaşlarımın başındaydım ve kaftan giyiyordum.
03:25
I was ridiculed by some of my family and by strangers for wearing a dress.
62
205240
4936
Elbise giydiğim için kendi ailem ve yabancılar tarafından dalga geçildim.
03:30
My defense against their comments was the default that we who don't belong,
63
210200
4456
Onların yorumlarına karşı savunmam ait olmayanların, onlardan daha iyi
03:34
the ones who are better than, get taught,
64
214680
2936
olanların, öğretilmenin,
03:37
we shrug them off and say, "They just don't know enough."
65
217640
2840
onları utandırmanın ve ''Yeterince bilmiyorlar'' varsayımımızdı.
03:41
And of course I was wrong, because my idea of wealth of knowledge
66
221240
4456
Tabii ki de yanılıyordum, çünkü bilgi hazinesi fikrim
03:45
was based in removing yourself from Third World thinking and living.
67
225720
6200
Üçüncü Dünya düşünce ve yaşantısından kendini uzak tutmaya dayanıyordu.
03:52
But it took time for me to realize that my acts of pride
68
232640
2656
Benim gurur duyduğum şeyler küresel şehirlerde değil
03:55
weren't most alive in the global cities I traipsed through,
69
235320
3416
dilini konuştuğum, oyunlar oynadığım ve en çok ev olarak hissettiğim
03:58
but in the villages where I speak the languages and play the games
70
238760
4056
yerlerde canlıydı ve şunu diyebilirdim
04:02
and feel most at home and I can say,
71
242840
1896
''Dünyayı gördüm
04:04
"I have seen the world,
72
244760
1896
ve benim gibi olan insanlar
04:06
and I know that people like me aren't alone here, we are everywhere."
73
246680
3640
burada yalnız değiller, biz her yerdeyiz.''
04:11
And so I used these village homes for self-reflection
74
251160
3336
Ben de bu köy evlerini öz yansıma için kullandım
04:14
and to give hope to the others who don't belong.
75
254520
3416
ve ait olmayanlara umut verdim.
04:17
Indigenizing my queerness
76
257960
1656
Tuhaflığımı özümsemek,
04:19
means bridging the many exceptional parts of myself.
77
259640
4360
kendimin bütün istisnai parçaları arasında köprü kurmak demek.
04:24
It means honoring the fact
78
264760
1256
Demek oluyor ki
04:26
that my tongue can contort itself to speak the Romance languages
79
266040
3416
dilimin romantik dilleri konuşabilmem için kendini bükebilmesi gerçeğini
04:29
without denying or exoticizing the fact that when I am moved, it can do this:
80
269480
6216
inkar etmeden veya bunu egzotikleştirmeden yapabilmemdir.
04:35
(Ululating)
81
275720
3960
(Zılgıt Çekmek)
04:41
It means --
82
281160
1256
Bu şu demek:
04:42
(Cheers)
83
282440
1656
(Tezahürat)
04:44
(Applause)
84
284120
4056
(Alkış)
04:48
It means branding cattle with my mother or chopping firewood with my cousins
85
288200
3936
Annemle birlikte inek otlatmam veya kuzenlerimle odun kesmem,
04:52
doesn't make me any less fabulous or queer,
86
292160
2416
VIP salonlarına, çatı katı partilerine,
04:54
even though I'm now accustomed to rooftop shindigs, wine-paired menus
87
294600
4336
şarap eşleştirilmiş yemeklere alışmış olsam da beni daha az
04:58
and VIP lounges.
88
298960
1616
ünlü veya eşcinsel yapmaz.
05:00
(Laughter)
89
300600
1856
(Kahkaha)
05:02
It means wearing my pride through my grandmother's tongue,
90
302480
4576
Bu benim büyük annemin diliyle, annemin yemekleriyle,
05:07
my mother's food, my grandfather's song,
91
307080
2816
büyük babamın şarkısıyla gurur duymam demektir,
05:09
my skin etched with stories of falling off donkeys
92
309920
3376
derim eşekten düşme hikâyelerim ve yıllarca ve yıllarca
05:13
and years and years and years of sleeping under a blanket of stars.
93
313320
4120
yıldızların battaniyesi altında uyumamla kazındı.
05:19
If there's any place I don't belong,
94
319240
2896
Eğer ait olmadığım bir yer varsa,
05:22
it's in a mind where the story of me starts with the branch of me being queer
95
322160
4576
hikâyemin eş cinsel olmamla başladığı
05:26
and not with my rural roots.
96
326760
1840
ve kırsal köklerden başlamadığı akıldır.
05:29
Indigenizing my queerness means understanding
97
329240
3456
Eş cinselliğimi özümsemek kırsallığın bir parçam olduğunu
05:32
that the rural is a part of me, and I am an indelible part of it.
98
332720
4040
ve benim de onun silinemez bir parçası olduğumu anlamaktır.
05:37
Thank you.
99
337360
1216
Teşekkür ederim.
05:38
(Applause)
100
338600
3760
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7