America’s Forgotten Working Class | J.D. Vance | TED

942,099 views ・ 2016-10-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: berat güven Gözden geçirme: Sueda Bingol
00:12
I remember the very first time I went to a nice restaurant,
0
12880
2815
Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim,
00:15
a really nice restaurant.
1
15719
1617
gerçekten iyi bir restoranta.
00:17
It was for a law firm recruitment dinner,
2
17360
2136
Bir hukuk firmasının iş yemeğiydi,
00:19
and I remember beforehand the waitress walked around
3
19520
2456
garson yanımıza gelip
şarap ister misiniz diye sordu
00:22
and asked whether we wanted some wine,
4
22000
1856
00:23
so I said, "Sure, I'll take some white wine."
5
23880
2120
Ben de "Tabi beyaz şarap alayım" dedim.
00:26
And she immediately said,
6
26800
1736
Hemen yine sordu:
00:28
"Would you like sauvignon blanc or chardonnay?"
7
28560
2440
"Sauvignon blanc mı Chardonnay mı?"
00:31
And I remember thinking,
8
31680
1936
Şöyle düşündüğümü hatırlıyorum:
00:33
"Come on, lady, stop with the fancy French words
9
33640
2856
" Yahu hanımefendi, bırak şu süslü Fransızca kelimeleri,
00:36
and just give me some white wine."
10
36520
1720
ver bir beyaz şarap işte."
00:39
But I used my powers of deduction
11
39400
1616
sonra mantığımı kullandım ve
Chardonnay ile Sauvignon Blanc 'ın
00:41
and recognized that chardonnay and sauvignon blanc
12
41040
2416
00:43
were two separate types of white wine,
13
43480
1896
farklı tür beyaz şarap olduğunu anladım
00:45
and so I told her that I would take the chardonnay,
14
45400
2416
ve chardonnaydan alayım dedim
00:47
because frankly that was the easiest one to pronounce for me.
15
47840
2858
açıkçası, söylemesi kolay olan oydu.
00:51
So I had a lot of experiences like that
16
51960
2096
Yale'de hukuk öğrencisi iken
ilk yıllar buna benzer birçok tecrübe yaşadım.
00:54
during my first couple of years as a law student at Yale,
17
54080
2680
00:57
because, despite all outward appearances, I'm a cultural outsider.
18
57480
3240
Çünkü görünüşümün aksine kültürel dışlanmışlardanım.
01:01
I didn't come from the elites.
19
61240
1576
Elit tabakadan değilim.
01:02
I didn't come from the Northeast or from San Francisco.
20
62840
4336
Kuzeydoğu'lu ya da San Francisco'lu değilim.
01:07
I came from a southern Ohio steel town,
21
67200
2096
Memleketim Güney Ohio'da bir çelik kasabası,
01:09
and it's a town that's really struggling in a lot of ways,
22
69320
2736
pek çok sorunla boğuşan bir kasaba
ve bu sorunlar Amerikan işçi sınıfının daha büyük
01:12
ways that are indicative of the broader struggles
23
72080
2456
01:14
of America's working class.
24
74560
1440
ölçekteki sorunlarını yansıtıyor.
01:16
Heroin has moved in,
25
76720
1336
Eroin gelip çöreklendi,
çok insan öldürüyor, tanıdığım kişileri.
01:18
killing a lot of people, people I know.
26
78080
2040
01:20
Family violence, domestic violence, and divorce have torn apart families.
27
80680
3960
Aile içi şiddet ve boşanmalar aileleri parçalara ayırıyor
01:25
And there's a very unique sense of pessimism that's moved in.
28
85400
4176
ve çok benzersiz bir kötümserlik duygusu gelip yerleşti.
01:29
Think about rising mortality rates in these communities
29
89600
2616
Bu kasabalarda artan ölüm oranlarını düşünün
01:32
and recognize that for a lot of these folks,
30
92240
2176
ve şunu farkedin, burada yaşayanların
01:34
the problems that they're seeing
31
94440
1576
yaşadıkları sorunlar bu topluluklarda
01:36
are actually causing rising death rates in their own communities,
32
96040
3696
ölüm oranlarını arttıran sebeplerdir.
01:39
so there's a very real sense of struggle.
33
99760
2400
Yani çok gerçek bir boğuşma hissi var.
Bu savaşta ön saflarda yer aldım.
01:43
I had a very front-row seat to that struggle.
34
103160
2536
01:45
My family has been part of that struggle for a very long time.
35
105720
4120
Ailem çok uzun zamandır bu sorunların içinde.
Fazla parası olmayan bir aileden geliyorum.
01:51
I come from a family that doesn't have a whole lot of money.
36
111080
4336
01:55
The addiction that plagued my community
37
115440
2416
Toplumu istila eden bağımlılık
01:57
also plagued my family, and even, sadly, my own mom.
38
117880
3120
ailemi, hatta maalesef annemi de sardı.
02:01
There were a lot of problems that I saw in my own family,
39
121760
4136
Kendi ailemde pek çok sorun gördüm,
02:05
problems caused sometimes by a lack of money,
40
125920
2856
bazen para sıkıntısından gelen
02:08
problems caused sometimes by a lack of access to resources and social capital
41
128800
4336
bazen kaynaklara ve sosyal sermayeye ulaşamamaktan kaynaklanan sorunlar
bunlar hayatımı çok etkiledi.
02:13
that really affected my life.
42
133160
2040
02:16
If you had looked at my life when I was 14 years old
43
136400
2776
Bana 14 yaşındayken baksanız
02:19
and said, "Well, what's going to happen to this kid?"
44
139200
3056
ve "bu çocuğun hali ne olacak?" deseniz
02:22
you would have concluded that I would have struggled
45
142280
2856
benim de ilerde sorunlarla boğuşacağımı anlardınız,
akademisyenlerin dikey hareketlilik dediği sorunla.
02:25
with what academics call upward mobility.
46
145160
2520
02:28
So upward mobility is an abstract term,
47
148560
2976
Dikey hareketlilik soyut bir terim
02:31
but it strikes at something that's very core
48
151560
2736
ama aslında işin tam özünde yatan bir şeye dokunuyor
02:34
at the heart of the American Dream.
49
154320
1696
Amerikan rüyasının kalbine
Bu bir duygu ve
02:36
It's the sense,
50
156040
1216
02:37
and it measures whether kids like me
51
157280
1776
benim gibi çocuklara ölçüler koyuyor,
ister yoksul bir bölgede büyüyüp iyi bir hayat elde edeceklere olsun,
02:39
who grow up in poor communities are going to live a better life,
52
159080
3016
02:42
whether they're going to have a chance to live a materially better existence,
53
162120
5376
maddi anlamda daha iyi bir varoluş şansı elde edeceklere olsun,
02:47
or whether they're going to stay in the circumstances where they came from.
54
167520
3536
isterse geldikleri koşullarda kalacak olanlara olsun.
Ne yazık ki öğrendiğimiz şeylerden biri,
02:51
And one of the things we've learned, unfortunately,
55
171080
2416
02:53
is that upward mobility isn't as high as we'd like it to be in this country,
56
173520
3936
bu ülkede dikey hareketlikik istediğimiz oranda değil
02:57
and interestingly, it's very geographically distributed.
57
177480
4000
ve ilginçtir, çok bölgesel bir dağılım gösteriyor.
Örneğin, Utah'a bakalım.
03:02
So take Utah, for instance.
58
182080
1960
03:04
In Utah a poor kid is actually doing OK,
59
184840
3536
Utah' lı yoksul bir çocuk aslında fena durumda değildir
03:08
very likely to live their share and their part in the American Dream.
60
188400
4136
yüksel ihtimalle, Amerikan rüyasından payını alacaktır.
03:12
But if you think of where I'm from,
61
192560
1856
Ancak benim geldiğim yere bakarsanız
03:14
in the South, in Appalachia, in southern Ohio,
62
194440
3936
Güneye, Apalaşlara, güney Ohio'ya
03:18
it's very unlikely that kids like that will rise.
63
198400
4216
oradaki çocukların yükselmesi çok düşük olasılıktır.
03:22
The American Dream in those parts of the country
64
202640
2256
Ülkenin bu bölgelerinde Amerikan Rüyası
03:24
is in a very real sense just a dream.
65
204920
2040
hakikaten, sadece bir hayaldir.
03:27
So why is that happening?
66
207960
1200
Peki bu neden böyle?
Görünüşe göre nedenlerden biri ekonomik ve yapısal.
03:30
So one reason is obviously economic or structural.
67
210120
2816
03:32
So you think of these areas.
68
212960
1536
Yani siz bu bölgelerin
03:34
They're beset by these terrible economic trends,
69
214520
2616
bu korkunç ekonomik trendlerle kuşatılmış,
kömür ve çelik gibi endüstrilerin ortasında kalmış
03:37
built around industries like coal and steel
70
217160
2616
03:39
that make it harder for folks to get ahead.
71
219800
2040
ve gelişmesinin zor olduğunu düşünürsünüz
03:42
That's certainly one problem.
72
222320
1576
Sorunun biri kesinlikle bu.
03:43
There's also the problem of brain drain, where the really talented people,
73
223920
3496
Beyin göçü de diğer bir sorun,
çok yetenekli insanlar
03:47
because they can't find high-skilled work at home,
74
227440
2376
memleketlerinde yüksek becerili işler bulamıyor
03:49
end up moving elsewhere,
75
229840
1256
ve başka yere taşınıyor
yani geldikleri yerde iş kurmuyor veya sosyal işler yapmıyorlar
03:51
so they don't build a business or non-profit where they're from,
76
231120
3016
sonunda başka bir yere gidip yeteneklerini de götürüyorlar.
03:54
they end up going elsewhere and taking their talents with them.
77
234160
2976
Bu bölgelerin çoğunda okullar başarısız
03:57
There are failing schools in a lot of these communities,
78
237160
2656
03:59
failing to give kids the educational leg up
79
239840
2056
çocuklara eğitim desteği vermekte başarısız
04:01
that really makes it possible for kids to have opportunities later in life.
80
241920
3536
bu destekler ki ileriki hayatlarında onlara fırsat yaratacak destekler.
04:05
These things are all important.
81
245480
1536
Bunların hepsi önemli
bu yapısal engelleri küçümsemek istemem
04:07
I don't mean to discount these structural barriers.
82
247040
2416
04:09
But when I look back at my life and my community,
83
249480
2336
ama dönüp aileme ve toplumuma bakınca,
04:11
something else was going on, something else mattered.
84
251840
2880
başka bir şeyler oluyor, önemli başka bir şey var.
04:15
It's difficult to quantify, but it was no less real.
85
255840
3280
Bunu sayılara dökmek zor ama bu çok sahici bir şey
Birincisi çok gerçek bir umutsuzluk duygusu hakimdi
04:20
So for starters, there was a very real sense of hopelessness
86
260120
3656
04:23
in the community that I grew up in.
87
263800
1776
içinde büyüdüğüm toplulukta.
04:25
There was a sense that kids had that their choices didn't matter.
88
265600
3136
Çocuklar seçimlerinin önemsiz olduğu duygusuna sahipti.
04:28
No matter what happened, no matter how hard they worked,
89
268760
2656
Ne olursa olsun, ne kadar çalışırsan çalış
04:31
no matter how hard they tried to get ahead,
90
271440
2096
ilerlemek için ne yaparsan yap
04:33
nothing good would happen.
91
273560
1640
başına hiç iyi bir şey gelmezdi.
Ortasında büyümek için çok çetin bir duygu.
04:36
So that's a tough feeling to grow up around.
92
276160
3056
04:39
That's a tough mindset to penetrate,
93
279240
3176
Bu içine girilmesi zor bir kafa yapısı
04:42
and it leads sometimes to very conspiratorial places.
94
282440
4280
ve bu bazen iyice komplo teorilerine kaymaya yol açıyor.
04:47
So let's just take one political issue that's pretty hot,
95
287240
3936
Şu oldukça sıcak politik konuyu ele alalım
04:51
affirmative action.
96
291200
1496
pozitif ayrımcılık.
04:52
So depending on your politics, you might think that affirmative action
97
292720
3296
Yani politik görüşünüze göre işyerlerinde pozitif ayrımcılığın
çeşitliliği artırmak için doğru veya yanlış olduğunu düşünebilirsiniz
04:56
is either a wise or an unwise way to promote diversity in the workplace
98
296040
3376
04:59
or the classroom.
99
299440
1296
veya sınıflarda.
05:00
But if you grow up in an area like this,
100
300760
2016
Ama benimki gibi bir bölgede büyürseniz
05:02
you see affirmative action as a tool to hold people like you back.
101
302800
3736
pozitif ayrımcılık sizin gibi insanları engellemek için bir araçtır
05:06
That's especially true if you're a member of the white working class.
102
306560
3256
özellikle de beyaz çalışan sınıftansanız.
05:09
You see it as something that isn't just about good or bad policy.
103
309840
3416
Bunu sadece iyi veya kötü bir politika olarak görmezsiniz.
05:13
You see it as something that's actively conspiring,
104
313280
2696
Bunu fiili bir komplo olarak görürsünüz
politik ve finansal güçleri olan insanlar
05:16
where people with political and financial power
105
316000
2256
05:18
are working against you.
106
318280
1616
size karşı çalışmaktadır.
05:19
And there are a lot of ways that you see that conspiracy against you --
107
319920
4920
Pek çok biçimde size karşı düzenlenen komplolar görürsünüz--
05:25
perceived, real, but it's there,
108
325520
2896
hissedilen yahut gerçek, ama orada
05:28
and it warps expectations.
109
328440
1640
ve bu umutlarınızı baltalar.
Bu dünyada büyürsen ileride ne yapacağını düşündüğünde
05:31
So if you think about what do you do when you grow up in that world,
110
331040
3216
05:34
you can respond in a couple of ways.
111
334280
1736
birkaç cevap bulursun.
Bir, "Çok çalışmayacağım"
05:36
One, you can say, "I'm not going to work hard,
112
336040
2176
05:38
because no matter how hard I work, it's not going to matter."
113
338240
2896
çünkü ne kadar çalışırsam çalışayım bir şey fark etmeyecek.
Söyleyebileceğin diğer bir şey
05:41
Another thing you might do is say,
114
341160
1656
05:42
"Well, I'm not going to go after the traditional markers of success,
115
342840
3216
"Geleneksel başarı yolunu izlemeyeceğim
üniversite eğitimi veya prestijli bir iş gibi
05:46
like a university education or a prestigious job,
116
346080
2336
05:48
because the people who care about those things are unlike me.
117
348440
2896
bu şeylere önem veren insanlar bana benzemiyor
05:51
They're never going to let me in."
118
351360
1620
beni asla aralarına almazlar".
Yale'e kabul edildiğimde aileden biri sordu
05:53
When I got admitted to Yale, a family member asked me
119
353004
2477
05:55
if I had pretended to be a liberal to get by the admissions committee.
120
355505
3311
"Yoksa kabul komitesini kandırmak için liberal (solcu) rolümü yaptın?"
05:58
Seriously.
121
358840
1776
Cidden.
06:00
And it's obviously not the case that there was a liberal box to check
122
360640
4016
Açıkçası mesele başvuru formunda kontrol edilecek bir libearal kutucuğu
06:04
on the application,
123
364680
1496
olup olmaması değildi,
06:06
but it speaks to a very real insecurity in these places
124
366200
3656
bu gibi yerlerdeki çok gerçek bir güvensizlik duygusuna değiniyordu,
06:09
that you have to pretend to be somebody you're not
125
369880
2376
sosyal engelleri aşmak için olmadığınız biri gibi
06:12
to get past these various social barriers.
126
372280
2200
davranmak zorundasınız.
Bu çok belirgin bir sorun.
06:15
It's a very significant problem.
127
375080
1524
06:17
Even if you don't give in to that hopelessness,
128
377640
2416
O umutsuzluğa teslim olmasanız bile
hatta şöyle düşünseniz bile
06:20
even if you think, let's say,
129
380080
1816
06:21
that your choices matter and you want to make the good choices,
130
381920
3616
seçimlerim önemlidir ve iyi seçimler yapmalıyım,
06:25
you want to do better for yourself and for your family,
131
385560
2896
kendim ve ailem için iyi şeyler yapmak isterim.
06:28
it's sometimes hard to even know what those choices are
132
388480
3176
Ancak bazen bu seçeneklerin neler olduğunu bilmek bile zordur,
06:31
when you grow up in a community like I did.
133
391680
2096
hele ki benimki gibi bir ortamda büyümüşsen.
06:33
I didn't know, for example,
134
393800
1616
Örneğin ben şunları bilmiyordum,
06:35
that you had to go to law school to be a lawyer.
135
395440
2240
avukat olmak için hukuk okumak gerektiğini;
06:38
I didn't know that elite universities, as research consistently tells us,
136
398360
3936
araştırmaların sürekli söylediği gibi elit üniversitelerin düşük gelirli
06:42
are cheaper for low-income kids
137
402320
1776
çocuklar için daha ucuz olduğunu,
çünkü bu üniversitelerin büyük bağışlar aldıklarını,
06:44
because these universities have bigger endowments,
138
404120
2576
06:46
can offer more generous financial aid.
139
406720
2176
ve cömert finansal yardımlar yaptıklarını.
06:48
I remember I learned this
140
408920
1256
Bunu da şöyle öğrendim
06:50
when I got the financial aid letter from Yale for myself,
141
410200
2816
Yale'den bana finansal yardım mektubu geldi
on binlerce dolarlık "ihtiyaca matuf yardım"
06:53
tens of thousands of dollars in need-based aid,
142
413040
2696
06:55
which is a term I had never heard before.
143
415760
2136
daha önce hiç duymadığım bir terim.
06:57
But I turned to my aunt when I got that letter and said,
144
417920
2656
Mektubu alınca teyzeme dönüp şöyle dedim
07:00
"You know, I think this just means that for the first time in my life,
145
420600
3296
"Biliyor musun, galiba bu demek oluyor ki
yoksul olmak hayatımda ilk kez bir işe yaradı"
07:03
being poor has paid really well."
146
423920
1600
07:07
So I didn't have access to that information
147
427360
2816
Yani benim o bilgiye de erişimim yoktu,
07:10
because the social networks around me didn't have access to that information.
148
430200
3656
çünkü etrafımdaki sosyal iletişim ağının bu bilgiye ulaşma şansı yoktu.
07:13
I learned from my community how to shoot a gun, how to shoot it well.
149
433880
3656
Çevremden bir şeyler öğrendim nasıl silah kullanılır, nasıl iyi atış yapılır
07:17
I learned how to make a damn good biscuit recipe.
150
437560
2456
bisküvinin kralı nasıl yapılır...
Yeri gelmişken, işin püf noktası donmuş tereyağı, sıcak değil.
07:20
The trick, by the way, is frozen butter, not warm butter.
151
440040
3160
Ama hayatta nasıl ilerlenir öğrenmedim.
07:24
But I didn't learn how to get ahead.
152
444080
1896
Eğitim ve fırsatlar konusunda
07:26
I didn't learn how to make the good decisions
153
446000
2576
07:28
about education and opportunity
154
448600
1856
nasıl iyi kararlar alınır öğrenmedim,
07:30
that you need to make
155
450480
2696
ki 21. yüzyılın bu bilgi ekonomisinde
07:33
to actually have a chance in this 21st century knowledge economy.
156
453200
3176
bir şansın olması için bu kararlara gerçekten ihtiyacın var.
07:36
Economists call the value that we gain from our informal networks,
157
456400
4136
Ekonomistler bizim informal ağımızdan arkadaşlar, meslekdaşlar ve aileden
07:40
from our friends and colleagues and family "social capital."
158
460560
3616
elde ettiğimiz değere "sosyal sermaye" diyor.
07:44
The social capital that I had wasn't built for 21st century America,
159
464200
3816
Benim sosyal sermayem 21. yüzyılın Amerikasına göre değildi
ve acısı da çıktı.
07:48
and it showed.
160
468040
1200
07:50
There's something else that's really important that's going on
161
470360
2936
Başka birşey daha var gerçekten önemli bir şey oluyor
07:53
that our community doesn't like to talk about,
162
473320
2176
bizim ahali bunu konuşmak istemiyor
07:55
but it's very real.
163
475520
1576
ama çok gerçek.
Çalışan sınıf çocukları büyük olasılıkla
07:57
Working-class kids are much more likely
164
477120
1896
olumsuz çocukluk deneyimi denen şeyle karşılaşıyor;
07:59
to face what's called adverse childhood experiences,
165
479040
2736
08:01
which is just a fancy word for childhood trauma:
166
481800
3720
sadece süslü bir söz, çocuklarda travma demek.
08:06
getting hit or yelled at, put down by a parent repeatedly,
167
486280
3576
Anne veya babasından sürekli dayak yiyor, bağırılıyor, küçümseniyor,
08:09
watching someone hit or beat your parent,
168
489880
2416
birinin anne babasını dövmesini izliyor,
08:12
watching someone do drugs or abuse alcohol.
169
492320
3376
birinin uyuşturucu kullanmasını alkole batmasını izliyor.
08:15
These are all instances of childhood trauma,
170
495720
2536
Bunlar çocukluk travması örnekleri
08:18
and they're pretty commonplace in my family.
171
498280
2080
ve benim ailemde de epey olağan şeyler
08:20
Importantly, they're not just commonplace in my family right now.
172
500960
3416
önemle belirteyim bunlar sadece ailemde şu anda olağan değil.
08:24
They're also multigenerational.
173
504400
2016
Bunlar kuşaktan kuşağa geçiyor
08:26
So my grandparents,
174
506440
1560
Dedem ve ninem
08:28
the very first time that they had kids,
175
508640
2776
ilk çocukları olduğunda
08:31
they expected that they were going to raise them in a way
176
511440
2696
onları çok iyi insanlar olarak
büyütmeyi umuyordu.
08:34
that was uniquely good.
177
514160
1616
08:35
They were middle class,
178
515800
1256
Orta sınıftandılar,
çelik fabrikasında iyi bir ücretle çalışıyorlardı.
08:37
they were able to earn a good wage in a steel mill.
179
517080
2381
08:39
But what ended up happening
180
519485
1331
Ama sonunda ne oldu,
08:40
is that they exposed their kids to a lot of the childhood trauma
181
520840
3016
çocuklarının pek çok çocukluk travması yaşamasına neden oldular.
08:43
that had gone back many generations.
182
523880
2696
Bu durum geriye çok eski kuşaklara kadar gider.
08:46
My mom was 12 when she saw my grandma set my grandfather on fire.
183
526600
4760
Annem, ninemin dedemi ateşe verdiğini gördüğünde 12 yaşındaydı.
Dedemin suçu eve sarhoş gelmekti.
08:52
His crime was that he came home drunk
184
532120
2816
08:54
after she told him,
185
534960
1216
Daha önce ninem
08:56
"If you come home drunk, I'm gonna kill you."
186
536200
2160
"Eve sarhoş gelirsen seni gebertirim" demişti
08:59
And she tried to do it.
187
539240
1200
ve buna yeltenmişti.
09:01
Think about the way that that affects a child's mind.
188
541440
3480
Bu bir çocuğun zihnini nasıl etkiler düşünün.
09:05
And we think of these things as especially rare,
189
545520
2936
Biz bu şeylerin son derece nadir olduğunu sanıyoruz
09:08
but a study by the Wisconsin Children's Trust Fund found
190
548480
3976
ama Wisconsin Children's Trust Fund'ın araştırması
09:12
that 40 percent of low-income kids face multiple instances of childhood trauma,
191
552480
5680
düşük gelir grubu çocuklarının %40 nın çoklu sayıda travma yaşadığını söylüyor,
09:18
compared to only 29 percent for upper-income kids.
192
558800
3296
yüksek gelir grubu çocuklarında oran %29.
Bunun gerçek anlamını düşünün.
09:22
And think about what that really means.
193
562120
2656
09:24
If you're a low-income kid,
194
564800
1736
Düşük gelir grubundan bir çocuksan,
09:26
almost half of you face multiple instances of childhood trauma.
195
566560
4456
sizin neredeyse yarınız birden çok kez çocukluk travması yaşıyor.
Bu izole bir problem değil,
09:31
This is not an isolated problem.
196
571040
1816
09:32
This is a very significant issue.
197
572880
2120
bu çok büyük bir mesele.
09:35
We know what happens to the kids who experience that life.
198
575800
3120
O hayatı yaşayan çocuklara ne olduğunu biliyoruz.
09:39
They're more likely to do drugs, more likely to go to jail,
199
579920
3296
Büyük ihtimalle uyuşturucu kullanacaklar büyük ihtimalle hapse girecekler,
09:43
more likely to drop out of high school,
200
583240
2296
büyük ihtimalle liseyi bırakacaklar
09:45
and most importantly,
201
585560
1416
ve en önemlisi
büyük ihtimalle çocuklarına ana babalarının kendilere
09:47
they're more likely to do to their children
202
587000
2216
09:49
what their parents did to them.
203
589240
1840
yaptığı şeyi yapacaklar.
09:51
This trauma, this chaos in the home,
204
591640
3096
Bu travmalar,evdeki bu kaos
09:54
is our culture's very worst gift to our children,
205
594760
3456
çocuklara bizim kültürümüzün çok kötü bir hediyesi,
09:58
and it's a gift that keeps on giving.
206
598240
2520
bir hediye ki, hala verilmeye devam ediyor.
10:02
So you combine all that,
207
602280
1816
Bütün bunları birleştirirsek:
Umutsuzluk, çaresizlik
10:04
the hopelessness, the despair,
208
604120
2696
10:06
the cynicism about the future,
209
606840
2336
geleceğe kötümser bakmak
10:09
the childhood trauma,
210
609200
1240
çocukluk travmaları
10:11
the low social capital,
211
611440
1896
düşük sosyal sermaye...
10:13
and you begin to understand why me,
212
613360
2296
O zaman merak etmeye başlarsınız ben nasıl
10:15
at the age of 14,
213
615680
1576
14 yaşındayken
10:17
was ready to become just another statistic,
214
617280
2336
sadece bir istatistik rakamı olmaya hazırken
10:19
another kid who failed to beat the odds.
215
619640
2320
sürpriz yapamayacak bir çocukken, nasıl
10:22
But something unexpected happened.
216
622640
2696
beklenmedik bir şey oldu.
10:25
I did beat the odds.
217
625360
1736
Ben büyük sürpriz yaptım.
Rüzgar bana döndü.
10:27
Things turned up for me.
218
627120
2136
10:29
I graduated from high school, from college, I went to law school,
219
629280
3736
Liseyi bitirdim, koleji bitirdim, hukuk okudum,
şu anda gayet iyi bir işim var.
10:33
and I have a pretty good job now.
220
633040
1600
10:35
So what happened?
221
635320
1200
İyi de, nasıl oldu ?
10:37
Well, one thing that happened is that my grandparents,
222
637320
2536
Yani olan şeylerden biri dedemle ninemdi
10:39
the same grandparents of setting someone on fire fame,
223
639880
2536
birbirlerini yakarak ün kazanan aynı kişiler.
10:42
they really shaped up by the time I came around.
224
642440
2240
Ben doğduğum zamanlarda epeyce toparlamışlardı.
10:45
They provided me a stable home,
225
645320
3056
Bana düzenli bir ev sağladılar
10:48
a stable family.
226
648400
1296
düzeli bir aile.
10:49
They made sure
227
649720
1216
Şunu yaptılar
10:50
that when my parents weren't able to do the things that kids need,
228
650960
3136
anne babam çocukları için gerekenleri yapamıyordu
devreye girdiler ve bu rolü üstlendiler
10:54
they stepped in and filled that role.
229
654120
1880
10:56
My grandma especially did two things that really matter.
230
656880
2656
Özellikle anneannem çok önemli iki şey yaptı.
10:59
One, she provided that peaceful home that allowed me to focus on homework
231
659560
3496
Bir, bana huzurlu bir ev sağladı, böylece ev ödevlerime yoğunlaşabiliyordum
çocukların odaklanması gereken şey budur
11:03
and the things that kids should be focused on.
232
663080
2616
11:05
But she was also this incredibly perceptive woman,
233
665720
2376
ama aynı zamanda sezgileri inanılmazdı,
orta okula bile gitmemesine rağmen.
11:08
despite not even having a middle school education.
234
668120
2376
11:10
She recognized the message that my community had for me,
235
670520
2656
Çevrenin bana verdiği mesajı farketti
11:13
that my choices didn't matter,
236
673200
2056
şeçimlerimiz önemsizdir mesajını
11:15
that the deck was stacked against me.
237
675280
1816
kaybetmeye mahkum olduğum mesajını.
Bir keresinde şöyle dedi
11:17
She once told me,
238
677120
1216
11:18
"JD, never be like those losers who think the deck is stacked against them.
239
678360
3976
"JD sen asla bu zavallılardan olma, onlar kaybetmeye mahkum olduklarını sanıyor.
11:22
You can do anything you want to."
240
682360
2336
İstediğin her şeyi başarabilirsin"
11:24
And yet she recognized that life wasn't fair.
241
684720
3216
Üstelik hayatın adil olmadığının da farkındaydı
11:27
It's hard to strike that balance,
242
687960
1616
tutturması zor bir denge
11:29
to tell a kid that life isn't fair,
243
689600
2016
zor, bir çocuğa hayat adil değildir demek
11:31
but also recognize and enforce in them the reality that their choices matter.
244
691640
5256
bunu kabul etmek ve seçimlerimizin önemli olduğu gerçeğini de dayatmak.
11:36
But mamaw was able to strike that balance.
245
696920
2120
ama anneannem bu dengeyi tutturmuştu.
Bana gerçekten yardımı olan diğer şey ABD Deniz Piyade Kolordusu idi.
11:41
The other thing that really helped was the United States Marine Corps.
246
701040
3296
11:44
So we think of the Marine Corps as a military outfit, and of course it is,
247
704360
3496
Deniz Piyadelerinin askeri bir birlik olduğunu düşünürüz ve tabi doğrudur
11:47
but for me, the US Marine Corps was a four-year crash course
248
707880
2856
ama benim için karakter eğitimi veren, dört yıllık,
11:50
in character education.
249
710760
1216
yoğunlaştırılmış bir kurstu.
Yatak nasıl yapılır, çamaşır nasıl yıkanır öğretti,
11:52
It taught me how to make a bed, how to do laundry,
250
712000
2376
11:54
how to wake up early, how to manage my finances.
251
714400
2256
nasıl erken kalkılır, bütçeni nasıl yönetirsin.
11:56
These are things my community didn't teach me.
252
716680
2176
Benim çevrem bana bunları öğretmedi.
11:58
I remember when I went to go buy a car for the very first time,
253
718880
2953
Bir araba almaya ilk gidişimi hatırlıyorum.
12:01
I was offered a dealer's low, low interest rate of 21.9 percent,
254
721857
4319
Satıcının çok çok düşük %21.9 luk faiz oranı teklifini duyunca
12:06
and I was ready to sign on the dotted line.
255
726200
2600
noktalı yeri imzalamaya hazırdım,
12:09
But I didn't take that deal,
256
729680
1856
ama bu teklifi kabul etmedim.
12:11
because I went and took it to my officer
257
731560
2016
Çünkü gidip komutanıma sormak istedim.
12:13
who told me, "Stop being an idiot,
258
733600
2136
Bana dedi ki "geri zekalı olma
12:15
go to the local credit union, and get a better deal."
259
735760
2496
yerel kredi kurumuna git ve daha iyi bir teklif al"
12:18
And so that's what I did.
260
738280
1456
söylediğini yaptım.
12:19
But without the Marine Corps,
261
739760
1416
Deniz Piyadeleri olmadan
12:21
I would have never had access to that knowledge.
262
741200
2256
bu bilgiye asla ulaşamazdım.
12:23
I would have had a financial calamity, frankly.
263
743480
2200
Cidden, finansal açıdan bir felaket yaşardım .
12:26
The last thing I want to say is that I had a lot of good fortune
264
746720
3136
Son söylemek istediğim akıl hocaları ve insanlar konusunda
12:29
in the mentors and people
265
749880
1576
talihim yaver gitti,
12:31
who have played an important role in my life.
266
751480
2136
hayatımda önemli rol oynadılar.
12:33
From the Marines, from Ohio State, from Yale,
267
753640
3056
Piyadelerden Ohio Eyaletine, Yale'e kadar
12:36
from other places,
268
756720
1256
diğer yerlere kadar
insanlar olaya müdahil oldu
12:38
people have really stepped in
269
758000
1656
12:39
and ensured that they filled that social capital gap
270
759680
2816
ve şu sosyal sermaye açığını kapattı,
12:42
that it was pretty obvious, apparently, that I had.
271
762520
2400
halimden belli değil mi?
12:45
That comes from good fortune,
272
765480
1560
Benim şansım yaver gitti
12:47
but a lot of children aren't going to have that good fortune,
273
767840
3296
ama pek çok çocuğun şansı yaver gitmeyecek.
Bu hepimiz için bazı önemli soruları gündeme getiriyor,
12:51
and I think that raises really important questions for all of us
274
771160
3696
12:54
about how we're going to change that.
275
774880
1762
bunu nasıl değiştireceğiz?
12:57
We need to ask questions about how we're going to give low-income kids
276
777600
3976
Sormalıyız; düşük gelir grubu çocuklarına nasıl yardım edeceğiz,
13:01
who come from a broken home access to a loving home.
277
781600
3536
dağılmış yuvaların yerine sevgi dolu bir yuvayı nasıl sağlarız?
Sorular sormamız gerekiyor,
13:05
We need to ask questions
278
785160
1256
13:06
about how we're going to teach low-income parents
279
786440
2336
düşük gelir grubu ebeveynlerine çocuklarıyla
13:08
how to better interact with their children,
280
788800
2136
ve partnerleriyle
13:10
with their partners.
281
790960
1496
nasıl daha iyi iletişim kurabilir?
13:12
We need to ask questions about how we give social capital,
282
792480
4456
Sormamız gerekiyor Sosyal Sermeye'yi nasıl sağlarız,
13:16
mentorship to low-income kids who don't have it.
283
796960
3376
bu düşük gelir grubu çocuklarına nasıl yol göstericilik sağlarız?
13:20
We need to think about how we teach working class children
284
800360
3056
Düşünmemiz gerekiyor çalışan sınıf çocuklarına nasıl öğretiriz,
13:23
about not just hard skills,
285
803440
2496
sadece katı becerileri değil
13:25
like reading, mathematics,
286
805960
2096
okuma yazma ve matematik gibi
aynı zamanda hassas becerileri.
13:28
but also soft skills,
287
808080
1336
13:29
like conflict resolution and financial management.
288
809440
2840
anlaşmazlık çözme ve bütçe (finans) yönetimi gibi.
13:33
Now, I don't have all of the answers.
289
813440
3216
Bende bütün cevaplar yok.
13:36
I don't know all of the solutions to this problem,
290
816680
2920
Bütün bu sorunların çözümlerini bilmiyorum
13:40
but I do know this:
291
820360
1200
ama şunu biliyorum:
13:42
in southern Ohio right now,
292
822600
1736
Şu anda Güney Ohio'da
13:44
there's a kid who is anxiously awaiting their dad,
293
824360
3776
babasını korkarak bekleyen bir çocuk var;
babası kapıdan girereken sakince yürüyecek mi,
13:48
wondering whether, when he comes through the door,
294
828160
2376
13:50
he'll walk calmly or stumble drunkly.
295
830560
2400
yoksa sarhoş ve tökezleyecek mi.
Bir çocuk var;
13:54
There's a kid
296
834000
1200
13:56
whose mom sticks a needle in her arm
297
836560
2336
annesi koluna iğne yapıyor,
13:58
and passes out,
298
838920
1496
ve kendinden geçiyor.
14:00
and he doesn't know why she doesn't cook him dinner,
299
840440
2896
Çocuk annesinin ona neden yemek yapmadığını bilmiyor
14:03
and he goes to bed hungry that night.
300
843360
1800
ve bu gece aç yatıyor.
14:06
There's a kid who has no hope for the future
301
846400
3936
Bir çocuk var; gelecekten hiç umudu yok,
14:10
but desperately wants to live a better life.
302
850360
3256
ama çaresizce daha iyi bir hayat istiyor.
14:13
They just want somebody to show it to them.
303
853640
2200
Çocuklar, bunları öğretecek birini arıyor.
14:16
I don't have all the answers,
304
856680
1856
Bütün cevapları bilmiyorum
14:18
but I know that unless our society starts asking better questions
305
858560
4936
ama toplumumuz daha iyi sorular sormaya başlamadıkça,
14:23
about why I was so lucky
306
863520
2096
neden bu kadar şanslı olduğum,
14:25
and about how to get that luck to more of our communities
307
865640
3056
bu şansı topluma ve ülkemiz çocuklarına
14:28
and our country's children,
308
868720
1656
daha fazla nasıl yayacağımız konusunda,
14:30
we're going to continue to have a very significant problem.
309
870400
3256
çok büyük problemlerle karşılaşmaya devam edeceğiz.
14:33
Thank you.
310
873680
1216
Teşekkür ederim.
14:34
(Applause)
311
874920
2400
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7