Carne Ross: An independent diplomat

Carne Ross: Bağımsız bir diplomat

37,617 views ・ 2010-09-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Deniz Turgay Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:16
My story is a little bit about war.
0
16260
3000
Benim hikayem biraz savaş ile ilgili.
00:19
It's about disillusionment.
1
19260
2000
Hayal kırıklığı ile ilgili.
00:21
It's about death.
2
21260
2000
Ölümle ilgili.
00:23
And it's about rediscovering
3
23260
2000
Ve tüm bu yıkıntı arasında
00:25
idealism
4
25260
2000
idealizmi
00:27
in all of that wreckage.
5
27260
2000
yeniden keşfetmekle ilgili.
00:29
And perhaps also, there's a lesson
6
29260
2000
Belki de bunun içinde, 21. yüzyılın
00:31
about how to deal with
7
31260
2000
mahvedilmiş, parçalanan
00:33
our screwed-up, fragmenting
8
33260
3000
ve tehlikeli dünyası ile başa çıkma konusunda
00:36
and dangerous world of the 21st century.
9
36260
3000
bir ders vardır.
00:40
I don't believe in straightforward narratives.
10
40260
3000
Ben dolambaçsız anlatımlara inanmam.
00:43
I don't believe in a life or history
11
43260
2000
A kararı B sonucuna sebebiyet verir,
00:45
written as decision "A" led to consequence "B"
12
45260
3000
B, C sonucuna gider şeklinde yazılmış
00:48
led to consequence "C" --
13
48260
2000
bir hayat veya tarihe,
00:50
these neat narratives that we're presented with,
14
50260
2000
bize sunulan ve belki de birbirimizi cesaretlendirdiğimiz
00:52
and that perhaps we encourage in each other.
15
52260
3000
bu basit hikayelere inanmam.
00:55
I believe in randomness,
16
55260
2000
Ben rastgeleliğe inanırım,
00:57
and one of the reasons I believe that
17
57260
2000
buna inanmamın sebeplerinden biri ise
00:59
is because me becoming a diplomat was random.
18
59260
3000
benim diplomat olmamın rastgele olmasıdır.
01:02
I'm colorblind.
19
62260
2000
Ben renk körüyüm.
01:04
I was born unable to see most colors.
20
64260
2000
Doğuştan bir çok rengi göremiyorum.
01:06
This is why I wear gray and black most of the time,
21
66260
3000
Çoğu zaman gri ve siyah giymemin sebebi budur,
01:09
and I have to take my wife with me
22
69260
2000
ve kıyafet seçmek için
01:11
to chose clothes.
23
71260
3000
eşimi de yanımda götürmek zorundayım.
01:14
And I'd always wanted to be a fighter pilot when I was a boy.
24
74260
3000
Çocukken hep bir savaş pilotu olmayı istedim.
01:17
I loved watching planes barrel over
25
77260
2000
Köydeki yazlık evimizin üzerinden
01:19
our holiday home in the countryside.
26
79260
3000
hızla geçen uçakları izlemeyi severdim.
01:22
And it was my boyhood dream to be a fighter pilot.
27
82260
3000
Ve benim çocukluk hayalim bir savaş pilotu olmaktı.
01:25
And I did the tests in the Royal Air Force to become a pilot,
28
85260
3000
İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde pilot olmak için testler yaptım
01:28
and sure enough, I failed.
29
88260
2000
ve elbette başarısız oldum.
01:30
I couldn't see all the blinking different lights,
30
90260
2000
Yanıp sönen farklı ışıkların hepsini göremedim,
01:32
and I can't distinguish color.
31
92260
2000
renkleri ayırt edemiyorum.
01:34
So I had to choose another career,
32
94260
2000
Bu yüzden başka bir meslek seçmem gerekti,
01:36
and this was in fact relatively easy for me,
33
96260
3000
bu da benim için aslında nispeten kolaydı
01:39
because I had an abiding passion all the way through my childhood,
34
99260
3000
çünkü çocukluğum boyunca sabit bir tutkum vardı,
01:42
which was international relations.
35
102260
2000
bu da uluslararası ilişkilerdi.
01:44
As a child,
36
104260
2000
Çocukken,
01:46
I read the newspaper thoroughly.
37
106260
3000
gazeteyi baştan sona kadar okurdum.
01:49
I was fascinated by the Cold War,
38
109260
2000
Soğuk Savaş, orta ölçekli nükleer füzeler hakkındaki
01:51
by the INF negotiations
39
111260
2000
INF müzakereleri,
01:53
over intermediate-range nuclear missiles,
40
113260
3000
Sovyetler Birliği ve ABD arasında
01:56
the proxy war between the Soviet Union and the U.S.
41
116260
3000
Angola veya Afganistan'daki
01:59
in Angola or Afghanistan.
42
119260
3000
üstünlük savaşı, merakımı cezbediyordu.
02:02
These things really interested me.
43
122260
3000
Bu şeyler gerçekten ilgimi çekiyordu.
02:05
And so I decided quite at an early age
44
125260
2000
Böylelikle oldukça erken bir yaşta
02:07
I wanted to be a diplomat.
45
127260
2000
diplomat olmak istediğime karar verdim.
02:09
And I, one day, I announced this to my parents --
46
129260
3000
Ve bir gün bu konuyu aileme açtım -
02:12
and my father denies this story to this day --
47
132260
2000
babam hala bu hikayeyi inkar eder --
02:14
I said, "Daddy, I want to be a diplomat."
48
134260
2000
"Baba, ben diplomat olmak istiyorum" dedim.
02:16
And he turned to me, and he said,
49
136260
2000
Bana döndü ve dedi ki,
02:18
"Carne, you have to be very clever to be a diplomat."
50
138260
2000
"Carne, diplomat olmak için çok zeki olmak zorundasın."
02:20
(Laughter)
51
140260
2000
(Gülüşmeler)
02:22
And my ambition was sealed.
52
142260
3000
Hedefim kesinleşmişti.
02:25
In 1989,
53
145260
2000
1989 yılında,
02:27
I entered the British Foreign Service.
54
147260
3000
Britanya Dışişleri Bakanlığına girdim.
02:30
That year, 5,000 people applied to become a diplomat,
55
150260
2000
O yıl 5000 kişi diplomat olmak için başvurmuştu,
02:32
and 20 of us succeeded.
56
152260
3000
ve aramızdan 20 kişi başarılı oldu.
02:35
And as those numbers suggest,
57
155260
3000
Bu sayılar gösteriyor ki,
02:38
I was inducted into an elite
58
158260
3000
elit, büyüleyici ve
02:41
and fascinating and exhilarating world.
59
161260
3000
keyifli bir dünyaya girmiştim.
02:45
Being a diplomat, then and now,
60
165260
2000
Diplomat olmak, eskiden ve şimdi olduğu gibi,
02:47
is an incredible job, and I loved every minute of it --
61
167260
3000
inanılmaz bir iş, ve ben bunun her dakikasını sevdim.
02:50
I enjoyed the status of it.
62
170260
2000
Statüsünün tadını çıkardım.
02:52
I bought myself a nice suit and wore leather-soled shoes
63
172260
3000
Kendime güzel bir takım aldım, kösele ayakkabılar giydim
02:55
and reveled in
64
175260
2000
ve dünyadaki olaylara
02:57
this amazing access I had to world events.
65
177260
3000
sahip olduğum bu ilginç giriş hakkından zevk aldım.
03:00
I traveled to the Gaza Strip.
66
180260
2000
Gazze Şeridi'ne gittim.
03:02
I headed the Middle East Peace Process section
67
182260
2000
Britanya Dışişleri Bakanlığı'nda
03:04
in the British Foreign Ministry.
68
184260
2000
Ortadoğu Barış Süreci birimini yönettim.
03:06
I became a speechwriter
69
186260
2000
Britanya Dışişleri Bakanı'na
03:08
for the British Foreign Secretary.
70
188260
2000
konuşma metinleri yazdım.
03:10
I met Yasser Arafat.
71
190260
2000
Yaser Arafat ile görüştüm.
03:12
I negotiated
72
192260
2000
Saddam'ın Birleşmiş Milletler'deki
03:14
with Saddam's diplomats at the U.N.
73
194260
3000
diplomatları ile müzakereler yaptım.
03:17
Later, I traveled to Kabul
74
197260
2000
Daha sonra, Kabil'e gittim
03:19
and served in Afghanistan after the fall of the Taliban.
75
199260
3000
ve Taliban'ın düşüşünün ardından Afganistan'da çalıştım.
03:22
And I would travel
76
202260
2000
Bir C-130 nakliye uçağına
03:24
in a C-130 transport
77
204260
3000
binerdim
03:27
and go and visit warlords
78
207260
2000
ve dağdaki sığınaklarında
03:29
in mountain hideaways
79
209260
2000
mahalli diktatörleri ziyaret ederdim,
03:31
and negotiate with them
80
211260
2000
ve bu çok tehlikeli olduğundan
03:33
about how we were going to eradicate Al Qaeda from Afghanistan,
81
213260
3000
İngiliz Kraliyet Deniz Piyadeleri birliğinin de kendilerine eskortluk yapmak zorunda olduğu
03:36
surrounded by my Special Forces escort,
82
216260
3000
Özel Kuvvetler korumalarımla çevrili olarak,
03:39
who, themselves, had to have an escort of a platoon of Royal Marines,
83
219260
3000
Afganistan'da El-Kaide'yi nasıl ortadan kaldıracağımız konusunda
03:42
because it was so dangerous.
84
222260
2000
onlarla görüşürdüm.
03:44
And that was exciting -- that was fun.
85
224260
3000
Heyecan vericiydi. Eğlenceliydi.
03:47
It was really interesting.
86
227260
2000
Gerçekten ilginçti.
03:49
And it's a great cadre of people,
87
229260
2000
İnanılmaz derecede birbirlerine bağlı
03:51
incredibly close-knit community of people.
88
231260
3000
harika bir insan topluğuydu.
03:54
And the pinnacle of my career, as it turned out,
89
234260
3000
Kariyerimin doruk noktası ise
03:57
was when I was posted to New York.
90
237260
3000
New York'a gönderildiğim zamandı.
04:00
I'd already served in Germany, Norway,
91
240260
2000
Almanya, Norveç ve çeşitli başka yerlerde
04:02
various other places,
92
242260
2000
çalışmıştım,
04:04
but I was posted to New York
93
244260
2000
ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne
04:06
to serve on the U.N. Security Council for the British delegation.
94
246260
3000
Britanya delegasyonu için çalışmak üzere New York'a gönderildim.
04:09
And my responsibility was the Middle East,
95
249260
2000
Ve sorumluluğum Ortadoğu oldu
04:11
which was my specialty.
96
251260
2000
ki bu benim uzmanlık alanımdı.
04:13
And there, I dealt with things
97
253260
2000
Orada, Ortadoğu barış süreci,
04:15
like the Middle East peace process,
98
255260
2000
Lockerbie konusu --
04:17
the Lockerbie issue --
99
257260
2000
ki isterseniz bunu daha sonra konuşabiliriz --
04:19
we can talk about that later, if you wish --
100
259260
3000
gibi şeylerle ilgilendim,
04:22
but above all, my responsibility was Iraq
101
262260
2000
ama hepsinden önemlisi, Irak'tan,
04:24
and its weapons of mass destruction
102
264260
2000
onun kitle imha silahlarından,
04:26
and the sanctions we placed on Iraq
103
266260
2000
ve bu silahları bırakmak zorunda kalması için
04:28
to oblige it to disarm itself of these weapons.
104
268260
3000
Irak'a uyguladığımız yaptırımlardan sorumluydum.
04:32
I was the chief British negotiator
105
272260
2000
Bu konuda
04:34
on the subject,
106
274260
2000
İngiliz başmüzakerecisiydim
04:36
and I was steeped in the issue.
107
276260
3000
ve konuya doymuş durumdaydım.
04:39
And anyway,
108
279260
3000
Her neyse,
04:42
my tour -- it was kind of a very exciting time.
109
282260
3000
bu gezi -- çok heyecan verici bir zamandı.
04:45
I mean it was very dramatic diplomacy.
110
285260
3000
Yani, çok dramatik bir diplomasiydi.
04:48
We went through several wars
111
288260
2000
New York'ta kaldığım süre boyunca
04:50
during my time in New York.
112
290260
3000
birkaç savaş geçirdik.
04:53
I negotiated for my country
113
293260
2000
11 Eylül'de New York'ta bulunan bizleri
04:55
the resolution in the Security Council
114
295260
2000
elbette derinden etkilemiş olan
04:57
of the 12th of September 2001
115
297260
2000
11 Eylül saldırılarını kınayan
04:59
condemning the attacks of the day before,
116
299260
3000
12 Eylül 2001 tarihli
05:02
which were, of course, deeply present to us
117
302260
2000
Güvenlik Konseyi kararını
05:04
actually living in New York at the time.
118
304260
3000
ülkem için müzakere ettim.
05:07
So it was kind of the best of time, worst of times
119
307260
2000
Bu yüzden, hem acı hem de tatlı
05:09
kind of experience.
120
309260
2000
deneyimler yaşadım.
05:11
I lived the high-life.
121
311260
2000
Lüks bir hayat yaşıyordum.
05:13
Although I worked very long hours,
122
313260
2000
Uzun saatler boyunca çalışsam da,
05:15
I lived in a penthouse in Union Square.
123
315260
2000
Union Square'de bir teras katında kalıyordum.
05:17
I was a single British diplomat in New York City;
124
317260
3000
New York şehrinde yalnız bir İngiliz diplomattım;
05:20
you can imagine what that might have meant.
125
320260
2000
bunun ne anlama gelebileceğini hayal edebilirsiniz.
05:22
(Laughter)
126
322260
3000
(Gülüşmeler)
05:25
I had a good time.
127
325260
2000
Güzel zamanlar geçirdim.
05:27
But in 2002,
128
327260
2000
Ama 2002 yılında,
05:29
when my tour came to an end,
129
329260
3000
gezi sona erdiğinde,
05:32
I decided I wasn't going to go back
130
332260
3000
beni Londra'da bekleyen işe
05:35
to the job that was waiting for me in London.
131
335260
2000
geri dönmeyeceğime karar verdim.
05:37
I decided to take a sabbatical,
132
337260
2000
Bruce'taki New School'da çalışmak üzere
05:39
in fact, at the New School, Bruce.
133
339260
2000
ücretsiz izin almaya karar verdim.
05:42
In some inchoate, inarticulate way
134
342260
3000
Gelişmemiş, anlamsız bir şekilde,
05:45
I realized that there was something wrong
135
345260
2000
işimle ilgili, kendimle ilgili bazı şeylerin
05:47
with my work, with me.
136
347260
2000
yolunda gitmediğini fark ettim.
05:49
I was exhausted,
137
349260
2000
Yorulmuştum,
05:51
and I was also disillusioned
138
351260
2000
ve açıklayamadığım bir şekilde
05:53
in a way I couldn't quite put my finger on.
139
353260
2000
hayal kırıklığı içindeydim.
05:55
And I decided to take some time out from work.
140
355260
3000
İşten biraz vakit ayırmaya karar verdim.
05:58
The Foreign Office was very generous.
141
358260
2000
Dışişleri Ofisi çok cömertti.
06:00
You could take these special unpaid leave, as they called them,
142
360260
2000
Onların ücretsiz izin dediği bu özel izni alabilir
06:02
and yet remain part of the diplomatic service, but not actually do any work.
143
362260
3000
ve aslında hiçbir iş yapmadan, diplomatik servisin bir parçası olarak kalabilirdim.
06:05
It was nice.
144
365260
2000
Memnundum.
06:07
And eventually, I decided
145
367260
2000
Ve sonunda,
06:09
to take a secondment to join the U.N. in Kosovo,
146
369260
3000
o zamanlar Birleşmiş Milletler idaresinde olan
06:14
which was then under U.N. administration.
147
374260
3000
Kosova'daki B.M.'e geçici görevli olarak görevlendirilmeye karar verdim.
06:17
And two things happened in Kosovo,
148
377260
2000
Kosova'da iki şey oldu,
06:19
which kind of, again,
149
379260
2000
ki bunlar yine
06:21
shows the randomness of life,
150
381260
2000
hayatın rastgeleliğini gösterir türdendi
06:23
because these things turned out to be
151
383260
2000
çünkü bunlar
06:25
two of the pivots of my life
152
385260
2000
hayatımın iki dönüş noktası oldu
06:27
and helped to deliver me to the next stage.
153
387260
3000
ve bir sonraki aşamaya geçmemde bana yardım etti.
06:30
But they were random things.
154
390260
2000
Fakat bunlar rastgele şeylerdi.
06:32
One was that, in the summer of 2004,
155
392260
3000
Bir tanesi, 2004 yazında
06:35
the British government, somewhat reluctantly,
156
395260
2000
İngiliz hükümetinin, biraz isteksizce,
06:37
decided to have an official inquiry
157
397260
2000
çok sınırlı bir konu olan
06:39
into the use of intelligence on WMD
158
399260
2000
Irak Savaşı'na girme konusunda
06:41
in the run up to the Iraq War,
159
401260
3000
kitle imha silahlarına ilişkin istihbaratın kullanılması amacıyla
06:44
a very limited subject.
160
404260
2000
resmi bir soruşturma yapılmasına karar verdi.
06:46
And I testified to that inquiry in secret.
161
406260
3000
Gizlilik içindeki bu soruşturmaya tanıklık ettim.
06:49
I had been steeped in the intelligence on Iraq
162
409260
3000
Irak ve kitle imha silahları istihbaratına
06:52
and its WMD,
163
412260
2000
daldım
06:54
and my testimony to the inquiry said three things:
164
414260
3000
ve benim verdiğim tanıklık üç şey gösteriyordu:
06:57
that the government exaggerated the intelligence,
165
417260
3000
Devletin istihbaratı abarttığı
07:00
which was very clear in all the years I'd read it.
166
420260
3000
ki bu da okuduğum her yıla yansımıştı.
07:03
And indeed, our own internal assessment was very clear
167
423260
3000
Ve aslında, bizim kendi içimizde yaptığımız değerlendirmeye göre
07:06
that Iraq's WMD
168
426260
2000
Irak'ın kitle imha silahları
07:08
did not pose a threat to its neighbors, let alone to us.
169
428260
3000
bize bir tehtit oluşturmadığı gibi komşularına da bir tehlike oluşturmuyordu.
07:11
Secondly, the government had ignored all available alternatives to war,
170
431260
3000
İkinci olarak, hükumetin savaşa alternatif olabilecek seçenekleri görmezden geldiği
07:14
which in some ways
171
434260
2000
ki bazı açılardan
07:16
was a more discreditable thing still.
172
436260
3000
bu hala yüzkızartıcı bir şey.
07:19
The third reason, I won't go into.
173
439260
2000
Üçüncü nedeni söylemeyeceğim.
07:21
But anyway, I gave that testimony,
174
441260
2000
Her neyse, bu uzman raporunu verince
07:23
and that presented me with a crisis.
175
443260
2000
ben de kendi krizimi bulmuştum.
07:25
What was I going to do?
176
445260
2000
Ne yapmalıydım?
07:27
This testimony was deeply critical of my colleagues,
177
447260
3000
Bu rapor, bana sorarsanız, bir temele dayanmadan savaşa girmiş
07:30
of my ministers, who had, in my view
178
450260
2000
meslektaşlarımı ve bakanlarımı
07:32
had perpetrated a war on a falsehood.
179
452260
3000
çok ağır eleştiriyordu.
07:35
And so I was in crisis.
180
455260
2000
Böylece ben de bir krizin içindeydim.
07:37
And this wasn't a pretty thing.
181
457260
2000
Ve bu çok da iyi bir şey değildi.
07:39
I moaned about it, I hesitated,
182
459260
2000
Bunun hakkında şikayet ettim, tereddüt ettim
07:41
I went on and on and on to my long-suffering wife,
183
461260
3000
zavallı karıma uzun uzun dert yandım
07:45
and eventually I decided to resign from the British Foreign Service.
184
465260
3000
ve sonunda Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa etmeye karar verdim.
07:48
I felt -- there's a scene in the Al Pacino movie "The Insider," which you may know,
185
468260
4000
Al Pacino'nun ''The Insider'' filmini belki bilirsiniz, filmin bir sahnesinde,
07:52
where he goes back to CBS
186
472260
2000
tütüncü adam konusunda onun güvenini sarsmalarından sonra
07:54
after they've let him down over the tobacco guy,
187
474260
3000
CBS'e geri döner ve der ki
07:57
and he goes, "You know, I just can't do this anymore. Something's broken."
188
477260
3000
''Biliyor musunuz, artık bunu yapamam. Bir şeyler bozuldu.''
08:00
And it was like that for me. I love that movie.
189
480260
2000
Benim için de aynıydı. O filmi çok seviyorum.
08:02
I felt just something's broken.
190
482260
2000
Sanki bir şeyler bozulmuş gibi hissettim.
08:04
I can't actually sit with my foreign minister
191
484260
2000
Artık kendi dışişleri bakanımla
08:06
or my prime minister again with a smile on my face
192
486260
2000
veya başbakanımızla karşılıklı oturup
08:08
and do what I used to do gladly for them.
193
488260
3000
yüzümde bir gülümsemeyle onlara ne isterseler yapacağımı söyleyemezdim.
08:11
So took a running leap
194
491260
3000
Böylece uzun bir mesafe koşarak
08:14
and jumped over the edge of a cliff.
195
494260
3000
bir uçurumdan atladım.
08:17
And it was a very, very uncomfortable, unpleasant feeling.
196
497260
4000
Bu çok rahatsız eden ve nahoş bir histi.
08:21
And I started to fall.
197
501260
2000
Ve düşmeye başladım.
08:23
And today, that fall hasn't stopped;
198
503260
3000
Bugüne kadar da düşüş henüz durmuş değil.
08:26
I'm still falling.
199
506260
2000
Hala daha düşüyorum.
08:28
But, in a way, I've got used to the sensation of it.
200
508260
3000
Ama bir nevi bu hisse alıştım.
08:31
And in a way, I kind of like
201
511260
2000
Ve bir anlamda, uçurumun başında durmaktan
08:33
the sensation of it a lot better
202
513260
2000
ve ne yapacağını düşünmekten
08:35
than I like actually standing on top of the cliff,
203
515260
2000
çok daha iyi bir
08:37
wondering what to do.
204
517260
2000
his veriyor.
08:39
A second thing happened in Kosovo,
205
519260
2000
Kosova'da olan ikinci şey ise,
08:41
which kind of -- I need a quick gulp of water, forgive me.
206
521260
3000
pardon hemen bir yudum su içmem gerek affedersiniz.
08:46
A second thing happened in Kosovo,
207
526260
2000
Kosova'da olan ikinci şey ise,
08:48
which kind of delivered the answer,
208
528260
2000
bana ''hayatımla ne yapacağım?''
08:50
which I couldn't really answer,
209
530260
3000
sorusuna veremediğim cevabı
08:53
which is, "What do I do with my life?"
210
533260
3000
benim için cevapladı.
08:57
I love diplomacy --
211
537260
2000
Diplomasiyi seviyorum.
08:59
I have no career --
212
539260
2000
Kariyerim yok.
09:01
I expected my entire life to be a diplomat, to be serving my country.
213
541260
3000
Bütün hayatım boyunca diplomat olmayı, ülkeme hizmet etmeyi umdum.
09:04
I wanted to be an ambassador,
214
544260
2000
Konsolos olmak istedim,
09:06
and my mentors, my heroes,
215
546260
2000
ve akıl hocalarım, kahramanlarım,
09:08
people who got to the top of my profession,
216
548260
2000
mesleğimin en üst rütbesine erişen insanlardı,
09:10
and here I was throwing it all away.
217
550260
2000
ve ben bunları hep bir kenara itiyordum.
09:12
A lot of my friends were still in it.
218
552260
2000
Çoğu arkadaşlarım hala Dışişlerindeydi.
09:14
My pension was in it.
219
554260
2000
Benim emekli maaşım da dahil.
09:16
And I gave it up.
220
556260
2000
Ve ben vazgeçtim.
09:18
And what was I going to do?
221
558260
2000
Ne yapacaktım?
09:20
And that year, in Kosovo,
222
560260
2000
O yıl, Kosova'da
09:22
this terrible, terrible thing happened, which I saw.
223
562260
3000
benim de şahit olduğum kötü ve korkunç bir şey yaşandı.
09:25
In March 2004, there were terrible riots
224
565260
2000
2004 Mart ayında, tüm Kosova bölgesinde
09:27
all over the province -- as it then was -- of Kosovo.
225
567260
3000
dehşet verici isyanlar vardı.
09:30
18 people were killed.
226
570260
2000
18 kişi öldürülmüştü.
09:32
It was anarchy.
227
572260
2000
Tam bir anarşiydi.
09:34
And it's a very horrible thing to see anarchy,
228
574260
2000
Ve anarşiyi görmek korkunç bir şeydir,
09:36
to know that the police and the military --
229
576260
2000
polis ve askeriyenin --
09:38
there were lots of military troops there --
230
578260
2000
pek çok askeri birlik vardı --
09:40
actually can't stop that rampaging mob
231
580260
2000
sokaktan gelen bu öfkeli kalabalığı
09:42
who's coming down the street.
232
582260
2000
durduramıyor olduğunu bilmek.
09:44
And the only way that rampaging mob coming down the street will stop
233
584260
3000
Ve sokaktan gelen bu öfkeli kalabalığı durdurmanın tek yolu
09:47
is when they decide to stop
234
587260
2000
onların buna karar vermesiyle
09:49
and when they've had enough burning and killing.
235
589260
2000
ve onlar yeterince yakıp yıktıklarını düşündükten sonra olur.
09:51
And that is not a very nice feeling to see, and I saw it.
236
591260
3000
Bu da görülmesi çok hoş bir şey değil, ve ben bunu gördüm.
09:54
And I went through it. I went through those mobs.
237
594260
3000
Bunu yaşadım. O öfkeli kalabalıkları atlattım.
09:57
And with my Albanian friends, we tried to stop it, but we failed.
238
597260
3000
Arnavut arkadaşlarımla birlikte bunu durdurmaya çalıştık ama başaramadık.
10:00
And that riot taught me something,
239
600260
3000
Bu isyan bana bir şey öğretti,
10:03
which isn't immediately obvious and it's kind of a complicated story.
240
603260
3000
hemen belli olmayan ve biraz da karışık bir hikaye bu.
10:06
But one of the reasons that riot took place --
241
606260
2000
Ama bu isyanın gerçekleşme sebeplerinden biri --
10:08
those riots, which went on for several days, took place --
242
608260
2000
günlerce süren bu isyanların --
10:10
was because the Kosovo people
243
610260
2000
Kosova halkının
10:12
were disenfranchised from their own future.
244
612260
3000
kendi geleceklerinden mahrum edilmiş olmalarıydı.
10:16
There were diplomatic negotiations about the future of Kosovo
245
616260
3000
Kosova'nın geleceği hakkında diplomatik müzakereler
10:19
going on then,
246
619260
2000
yapılıyordu o zamanlar
10:21
and the Kosovo government, let alone the Kosovo people,
247
621260
2000
ve bırakın Kosova halkını, Kosova hükümeti de
10:23
were not actually
248
623260
2000
bu görüşmelere
10:25
participating in those talks.
249
625260
2000
gerçekten katılamıyordu.
10:27
There was this whole fancy diplomatic system,
250
627260
3000
Fazla karmaşık bir diplomatik sistem ve
10:30
this negotiation process about the future of Kosovo,
251
630260
3000
Kosova'nın geleceği hakkında bir müzakere süreci vardı
10:33
and the Kosovars weren't part of it.
252
633260
2000
ve Kosovalılar bunun bir parçası değildi.
10:35
And funnily enough, they were frustrated about that.
253
635260
3000
İlginç bir şekilde, bundan memnun değillerdi.
10:38
Those riots were part of the manifestation of that frustration.
254
638260
3000
O isyanlar, bu memnuniyetsizliğin zuhur edişinin bir parçasıydı.
10:41
It wasn't the only reason,
255
641260
2000
Tek sebebi değildi,
10:43
and life is not simple, one reason narratives.
256
643260
2000
ve hayat basit, tek sebepli bir anlatım değildir.
10:45
It was a complicated thing,
257
645260
2000
Karmaşık bir şeydi,
10:47
and I'm not pretending it was more simple than it was.
258
647260
2000
ben de olduğundan daha basitmiş gibi davranmak istemiyorum.
10:49
But that was one of the reasons.
259
649260
2000
Ama bu sebeplerinden biriydi.
10:51
And that kind of gave me the inspiration --
260
651260
2000
Ve bu bana ilham verdi --
10:53
or rather to be precise,
261
653260
2000
ya da daha açık olmak gerekirse,
10:55
it gave my wife the inspiration.
262
655260
2000
eşime ilham verdi.
10:57
She said, "Why don't you advise the Kosovars?
263
657260
3000
"Neden Kosovalılara tavsiye vermiyorsun?" dedi.
11:00
Why don't you advise their government on their diplomacy?"
264
660260
3000
"Neden hükumetlerine diplomasileri hakkında tavsiye vermiyorsun?"
11:03
And the Kosovars were not allowed a diplomatic service.
265
663260
2000
Kosovalılara diplomatik hizmet izni verilmiyordu.
11:05
They were not allowed diplomats.
266
665260
2000
Diplomat olmalarına olanak verilmiyordu.
11:07
They were not allowed a foreign office
267
667260
2000
Kosova'nın Son Statü Süreci olarak bilinen
11:09
to help them deal with this immensely complicated process,
268
669260
3000
bu son derece karmaşık sürece yardımcı olabilecek
11:12
which became known as the Final Status Process of Kosovo.
269
672260
3000
bir Dışişleri Bakanlığı kurma izni verilmiyordu.
11:15
And so that was the idea.
270
675260
2000
Yani fikir buydu.
11:17
That was the origin of the thing that became Independent Diplomat,
271
677260
2000
Bağımsız Diplomat olarak vücut bulan şeyin kaynağı buydu,
11:19
the world's first diplomatic advisory group
272
679260
3000
kar amacı gütmeyen ve dünyanın ilk diplomatik
11:22
and a non-profit to boot.
273
682260
2000
tavsiye grubu böyle başladı.
11:24
And it began when I flew back from London
274
684260
3000
Kosova'daki BM'yle geçirdiğim zamandan sonra
11:27
after my time at the U.N. in Kosovo.
275
687260
3000
Londra'ya döndüğüm zaman başladı.
11:30
I flew back and had dinner with the Kosovo prime minister and said to him,
276
690260
3000
Döndüm ve Kosova başbakanıyla bir akşam yemeği yedim ve ona
11:33
"Look, I'm proposing that I come and advise you on the diplomacy.
277
693260
3000
"Bakın, gelip size diplomasi hakkında tavsiyede bulunmayı teklif ediyorum," dedim,
11:36
I know this stuff. It's what I do. Why don't I come and help you?"
278
696260
3000
"Ben bunu biliyorum. Bu işi yapıyorum. Neden gelip size yardım etmeyeyim?"
11:39
And he raised his glass of raki to me and said,
279
699260
2000
Rakı bardağını kaldırıp bana dedi ki,
11:41
"Yes, Carne. Come."
280
701260
2000
"Evet, Carne. Gel."
11:43
And I came to Kosovo
281
703260
2000
Böylece Kosova'ya gidip
11:45
and advised the Kosovo government.
282
705260
2000
Kosova hükumetine tavsiyelerde bulundum.
11:47
Independent Diplomat ended up advising three successive Kosovo prime ministers
283
707260
3000
Bağımsız Diplomat, birbiri ardına üç Kosova başbakanına ve
11:50
and the multi-party negotiation team of Kosovo.
284
710260
3000
Kosova'nın pek çok partiden oluşan anlaşma takımına tavsiye verdi.
11:53
And Kosovo became independent.
285
713260
3000
Ve Kosova bağımsız oldu.
11:56
Independent Diplomat is now established
286
716260
3000
Bağımsız Diplomat, şimdi
11:59
in five diplomatic centers around the world,
287
719260
2000
dünya çapında beş diplomatik merkezde kurulu
12:01
and we're advising seven or eight
288
721260
2000
ve yedi-sekiz değişik ülkeye
12:03
different countries, or political groups,
289
723260
3000
ya da siyasi gruba
12:06
depending on how you wish to define them --
290
726260
2000
- onları nasıl tanımlıyorsanız, onlara - tavsiyede bulunuyor.
12:08
and I'm not big on definitions.
291
728260
2000
ben tanımlara pek önem vermem.
12:10
We're advising the Northern Cypriots on how to reunify their island.
292
730260
3000
Kuzey Kıbrıslılara adalarını nasıl tekrar birleştireceklerine dair tavsiye veriyoruz.
12:13
We're advising the Burmese opposition,
293
733260
2000
Burmalı muhaliflere,
12:15
the government of Southern Sudan,
294
735260
2000
- ilk burada duydunuz -
12:17
which -- you heard it here first --
295
737260
2000
önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni bir ülke olacak
12:19
is going to be a new country within the next few years.
296
739260
2000
Güney Sudan hükumetine tavsiye veriyoruz.
12:23
We're advising the Polisario Front of the Western Sahara,
297
743260
3000
Fas istilası tarafından
12:26
who are fighting to get their country back
298
746260
2000
34 yıllık mahrum bırakılmadan sonra
12:28
from Moroccan occupation
299
748260
2000
ülkelerini geri almaya çalışan
12:30
after 34 years of dispossession.
300
750260
3000
Batı Sahra'daki Polisario Cephesi'ne tavsiye veriyoruz.
12:33
We're advising various island states in the climate change negotiations,
301
753260
3000
Kopenhag'da neticelenmesi planlanan iklim değişikliği görüşmelerinde
12:36
which is suppose to culminate
302
756260
2000
çeşitli ada devletlerine
12:38
in Copenhagen.
303
758260
2000
tavsiye veriyoruz.
12:41
There's a bit of randomness here too
304
761260
2000
Burada da biraz rastgelelik var
12:43
because, when I was beginning Independent Diplomat,
305
763260
2000
çünkü, Bağımsız Diplomat'ı kurduğum zamanlarda
12:45
I went to a party in the House of Lords,
306
765260
2000
Lordlar Kamarası'nda bir partiye gittim,
12:47
which is a ridiculous place,
307
767260
2000
ki çok gülünç bir yerdir,
12:49
but I was holding my drink like this, and I bumped into
308
769260
2000
içkimi şöyle tutuyordum ve arkamda duran
12:51
this guy who was standing behind me.
309
771260
2000
bir adama çarptım.
12:53
And we started talking, and he said --
310
773260
2000
Konuşmaya başladık ve dedi ki --
12:55
I told him what I was doing,
311
775260
2000
Ona ne yaptığımı söyledim,
12:57
and I told him rather grandly
312
777260
2000
ve çok mühim bir şeymişçesine
12:59
I was going to establish Independent Diplomat in New York.
313
779260
2000
New York'ta Bağımsız Diplomat'ı kuracağımı söyledim.
13:01
At that time there was just me --
314
781260
2000
O anda orada sadece ben vardım,
13:03
and me and my wife were moving back to New York.
315
783260
2000
karım ve ben New York'a geri taşınıyorduk.
13:05
And he said, "Why don't you see my colleagues in New York?"
316
785260
3000
"Neden New York'taki meslektaşlarımla görüşmüyorsun?" dedi
13:08
And it turned out
317
788260
2000
ve ortaya çıktı ki
13:10
he worked for an innovation company called ?What If!,
318
790260
2000
büyük bir ihtimalle hiç duymadığınız ?What If! adında
13:12
which some of you have probably heard of.
319
792260
2000
bir teknoloji geliştirme şirketinde çalışıyordu
13:14
And one thing led to another,
320
794260
2000
Olaylar gelişti ve
13:16
and I ended up having a desk
321
796260
2000
New York'taki ?What If!'te
13:18
in ?What If! in New York,
322
798260
2000
bir masa sahibi oldum
13:20
when I started Independent Diplomat.
323
800260
2000
Bağımsız Diplomat'ı başlattığım sıralarda.
13:22
And watching ?What If!
324
802260
2000
?What If!'i Wrigley için
13:24
develop new flavors of chewing gum for Wrigley
325
804260
2000
yeni sakız tatları veya
13:26
or new flavors for Coke
326
806260
2000
Coca Cola için yeni tatlar
13:28
actually helped me innovate
327
808260
2000
geliştirirken izlemek,
13:30
new strategies for the Kosovars
328
810260
2000
Kosovalılar ve Batı Sahra'daki Sahraviler için
13:32
and for the Saharawis of the Western Sahara.
329
812260
3000
yeni stratejiler geliştirmeme yardımcı oldu.
13:35
And I began to realize that there are different ways of doing diplomacy --
330
815260
3000
Farkına varmaya başladım ki diplomasi yapmanın farklı yolları vardı
13:38
that diplomacy, like business,
331
818260
2000
ve diplomasi, ticaret gibi,
13:40
is a business of solving problems,
332
820260
2000
sorun çözme işiydi
13:42
and yet the word innovation doesn't exist in diplomacy;
333
822260
3000
ve geliştirme, yenilik gibi kelimeler, hala diplomasi terimleri arasında yer almıyor;
13:45
it's all zero sum games and realpolitik
334
825260
3000
hep "toplam sıfır" stratejileri, realpolitik,
13:48
and ancient institutions that have been there for generations
335
828260
3000
ve nesillerdir var olan ve işleri hep yapmış olduğu gibi
13:51
and do things the same way they've always done things.
336
831260
3000
yapmaya devam eden ezeli kurumlar var.
13:54
And Independent Diplomat, today,
337
834260
2000
Bağımsız Diplomat, bugün,
13:56
tries to incorporate some of the things I learned at ?What If!.
338
836260
3000
?What If!'te öğrendiğim şeyleri entegre etmeye çalışıyor.
13:59
We all sit in one office and shout at each other across the office.
339
839260
3000
Hepimiz ofiste oturup bir ucundan diğer ucuna birbirimize bağırıyoruz.
14:02
We all work on little laptops and try to move desks to change the way we think.
340
842260
3000
Küçük dizüstü bilgisayarlarla çalışıp düşünme biçimimizi değiştirmek için masalarımızın yerini değiştiriyoruz.
14:05
And we use naive experts
341
845260
2000
Uğraştığımız ülkelerle
14:07
who may know nothing about the countries we're dealing with,
342
847260
3000
ilgili bir şey bilmeyen ama müvekkillerimiz adına
14:10
but may know something about something else
343
850260
2000
çözmeye çalıştığımız sorunlar hakkında
14:12
to try to inject new thinking
344
852260
2000
yeni bir bakış açısı getirebilecek
14:14
into the problems
345
854260
2000
başka şeylerden anlayan
14:16
that we try to address for our clients.
346
856260
2000
deneyimsiz uzmanlarla çalışıyoruz.
14:18
It's not easy, because our clients, by definition,
347
858260
2000
Kolay değil, çünkü müşterilerimiz, tanımı itibariyle,
14:20
are having a difficult time, diplomatically.
348
860260
3000
diplomatik olarak zor zamanlar geçiriyorlar.
14:25
There are, I don't know,
349
865260
2000
Bilemiyorum,
14:27
some lessons from all of this,
350
867260
3000
bundan çıkarılacak dersler var
14:30
personal and political --
351
870260
2000
- kişisel ve siyasi -
14:32
and in a way, they're the same thing.
352
872260
3000
ve bir anlamda, bunlar aynı şey.
14:35
The personal one
353
875260
2000
Kişisel olan,
14:37
is falling off a cliff
354
877260
2000
bir uçurumdan düşmenin
14:39
is actually a good thing, and I recommend it.
355
879260
3000
aslında iyi bir şey olduğu, ve ben bunu tavsiye ediyorum.
14:43
And it's a good thing to do at least once in your life
356
883260
2000
En az hayatınızda bir kere yapmanız gereken bir şey,
14:45
just to tear everything up and jump.
357
885260
3000
her şeyi yıkıp atlamak.
14:49
The second thing is a bigger lesson about the world today.
358
889260
3000
İkincisi şey, günümüz dünyası hakkında daha büyük bir ders.
14:52
Independent Diplomat is part of a trend
359
892260
3000
Bağımsız Diplomat, giderek bölünen bir dünyada
14:55
which is emerging and evident across the world,
360
895260
3000
giderek öne çıkan ve belirginleşen
14:58
which is that the world is fragmenting.
361
898260
3000
bir trendin parçası.
15:01
States mean less than they used to,
362
901260
3000
Devletler eskiden olduğundan daha az anlam taşıyor
15:04
and the power of the state is declining.
363
904260
2000
ve devletin gücü giderek azalıyor.
15:06
That means the power of others things is rising.
364
906260
2000
Bu, başka şeyler giderek güçleniyor demektir.
15:08
Those other things are called non-state actors.
365
908260
2000
Bu diğer şeyler, devlet-dışı aktörler olarak adlandırılmakta.
15:10
They may be corporations,
366
910260
2000
Şirketler, mafyöz örgütler,
15:12
they may be mafiosi, they may be nice NGOs,
367
912260
3000
iyi sivil toplum kuruluşları
15:15
they may anything,
368
915260
2000
ya da herhangi bir şey
15:17
any number of things.
369
917260
2000
olabilirler.
15:19
We are living in a more complicated and fragmented world.
370
919260
3000
Daha karmaşık ve daha bölünmüş bir dünyada yaşıyoruz.
15:22
If governments are less able
371
922260
2000
Eğer hükumetler,
15:24
to affect the problems
372
924260
2000
dünyadaki bizi etkileyen
15:26
that affect us in the world,
373
926260
3000
sorunları gidermede daha az etkiliyse,
15:29
then that means, who is left to deal with them,
374
929260
3000
o zaman artık bu sorunlarla kim ilgilenecek,
15:32
who has to take greater responsibility to deal with them?
375
932260
2000
bu sorunlarla ilgilenme sorumluluğu kime ait olacak?
15:34
Us.
376
934260
2000
Biz.
15:36
If they can't do it, who's left to deal with it?
377
936260
3000
Eğer onlar yapamıyorsa, bununla uğraşacak kim kalıyor geriye?
15:39
We have no choice but to embrace that reality.
378
939260
3000
Bu gerçeği kabullenmek dışında bir şansımız yok.
15:42
What this means is
379
942260
2000
Bu, şu anlama geliyor:
15:44
it's no longer good enough
380
944260
3000
uluslararası ilişkiler, küresel olaylar,
15:47
to say that international relations, or global affairs,
381
947260
3000
Somali'deki kaos ortamı ya da Burma'da
15:50
or chaos in Somalia,
382
950260
2000
olup bitenler sizi ilgilendirmiyor
15:52
or what's going on in Burma is none of your business,
383
952260
3000
demek ve bunları halletmeyi hükumetlere bırakmalıyız demek
15:55
and that you can leave it to governments to get on with.
384
955260
3000
artık yeterli değil.
15:58
I can connect any one of you
385
958260
2000
Aranızdan herhangi birinizi
16:00
by six degrees of separation
386
960260
2000
küçük dünya hipotezi aracılığıyla
16:02
to the Al-Shabaab militia in Somalia.
387
962260
3000
Somali'deki El-Şebab örgütüne bağlayabilirim.
16:05
Ask me how later, particularly if you eat fish, interestingly enough,
388
965260
4000
Nasıl olduğunu daha sonra sorun, özellikle - ilginç bir şekilde - balık yiyorsanız,
16:09
but that connection is there.
389
969260
2000
ama bağlantı burada duruyor.
16:11
We are all intimately connected.
390
971260
2000
Hepimiz çok yakından bağlıyız.
16:13
And this isn't just Tom Friedman,
391
973260
2000
Bu sadece Tom Friedman değil,
16:15
it's actually provable in case after case after case.
392
975260
3000
vaka, üstüne vaka, üstüne vaka tarafından kanıtlanıyor.
16:18
What that means is, instead of asking your politicians to do things,
393
978260
3000
Bu, siyasilerinizden istemek yerine, bir şeyleri gerçekleştirebilmek için
16:21
you have to look to yourself to do things.
394
981260
3000
kendinize bakmanız gerektiği anlamına geliyor.
16:24
And Independent Diplomat is a kind of example of this
395
984260
2000
Bağımsız Diplomat geniş bir anlamda
16:26
in a sort of loose way.
396
986260
2000
bunun bir örneği gibi.
16:28
There aren't neat examples, but one example is this:
397
988260
3000
Düzgün örnekler yok, ama şu bir örnek olabilir:
16:31
the way the world is changing
398
991260
2000
dünyanın değişme şekli
16:33
is embodied in what's going on at the place I used to work --
399
993260
2000
eskiden çalıştığım yer olan BM Güvenlik Konseyi'nde
16:35
the U.N. Security Council.
400
995260
2000
vücut buluyor.
16:37
The U.N. was established in 1945.
401
997260
3000
BM 1945 yılında kuruldu.
16:40
Its charter is basically designed
402
1000260
2000
Bildirgesi, devletler arası,
16:42
to stop conflicts between states --
403
1002260
2000
devletler arasındaki çatışmaları engellemek
16:44
interstate conflict.
404
1004260
2000
üzerine tasarlanmış.
16:46
Today, 80 percent of the agenda
405
1006260
2000
Bugün, BM Güvenlik Konseyi
16:48
of the U.N. Security Council
406
1008260
2000
ajandasının yüzde 80'i,
16:50
is about conflicts within states,
407
1010260
2000
devletler arasi anlasmazliklar,
16:52
involving non-state parties --
408
1012260
2000
gerillalar, ayrılıkçılar,
16:54
guerillas, separatists,
409
1014260
2000
teröristler, öyle adlandırmak isterseniz,
16:56
terrorists, if you want to call them that,
410
1016260
2000
hükumet, devlet olarak adlandırmadığımız
16:58
people who are not normal governments, who are not normal states.
411
1018260
3000
herkesi içeren devletten bağımsız taraflar.
17:01
That is the state of the world today.
412
1021260
3000
Dünyanın durumu, bugün böyle.
17:04
When I realized this,
413
1024260
2000
Bunu fark ettiğimde,
17:06
and when I look back on my time at the Security Council
414
1026260
3000
Güvenlik Konseyi'nde yaşadıklarım ve
17:09
and what happened with the Kosovars,
415
1029260
2000
Kosovalıların başına gelene baktığımda
17:11
and I realize that often
416
1031260
2000
ve sık sık,
17:13
the people who were most directly affected
417
1033260
2000
bizim Güvenlik Konseyi'nde yaptığımız şeylerden
17:15
by what we were doing in the Security Council
418
1035260
2000
en dolaysız olarak etkilenen insanların
17:17
weren't actually there, weren't actually invited
419
1037260
2000
aslında orada olmadığını, aslında Güvenlik Konseyi'ne
17:19
to give their views to the Security Council,
420
1039260
2000
fikirlerini sunmak için davet edilmediklerini fark ediyorum.
17:21
I thought, this is wrong.
421
1041260
2000
Bu yanlış, dedim kendi kendime.
17:23
Something's got to be done about this.
422
1043260
2000
Bunun hakkında bir şey yapmak gerekiyor.
17:25
So I started off in a traditional mode.
423
1045260
3000
Geleneksel bir yöntemle başladım.
17:28
Me and my colleagues at Independent Diplomat
424
1048260
2000
Ben ve Bağımsız Diplomat'taki çalışma arkadaşlarım,
17:30
went around the U.N. Security Council.
425
1050260
2000
Güvenlik Konseyi'nin etrafından dolandık.
17:32
We went around 70 U.N. member states --
426
1052260
2000
Yaklaşık 70 BM üyesi devlete -
17:34
the Kazaks, the Ethiopians, the Israelis --
427
1054260
2000
Kazaklar, Etiyopyalılar, İsrailliler -
17:36
you name them, we went to see them --
428
1056260
2000
kimi düşünüyorsanız, onlara gittik -
17:38
the secretary general, all of them,
429
1058260
2000
Genel Sekreter, hepsi
17:40
and said, "This is all wrong.
430
1060260
2000
ve dedik ki: "Bu tamamen yanlış.
17:42
This is terrible that you don't consult these people who are actually affected.
431
1062260
2000
Gerçekten bundan etkilenen insanlara danışmamanız çok kötü.
17:44
You've got to institutionalize a system
432
1064260
2000
Kosovalıları size gelip ne düşündüklerini
17:46
where you actually invite the Kosovars
433
1066260
2000
söyleyecekleri bir sistem
17:48
to come and tell you what they think.
434
1068260
2000
kurmanız gerekiyor.
17:50
This will allow you to tell me -- you can tell them what you think.
435
1070260
2000
Bu bana - onlara neler düşündüğünüzü söylemenize olanak tanıyacak.
17:52
It'll be great. You can have an exchange.
436
1072260
2000
Çok iyi olacak. İletişimde bulunabilirsiniz.
17:54
You can actually incorporate these people's views into your decisions,
437
1074260
3000
Bu insanların görüşlerini kendi kararlarınızla birleştirebilirsiniz,
17:57
which means your decisions will be more effective and durable."
438
1077260
2000
bu da kararlarınız daha etkili ve kalıcı olacak anlamına geliyor."
18:02
Super-logical, you would think.
439
1082260
2000
Süper mantıklı derdiniz.
18:04
I mean, incredibly logical. So obvious, anybody could get it.
440
1084260
2000
Yani, son derece mantıklı. O kadar bariz ki, herhangi biri yapabilirdi.
18:06
And of course, everybody got it. Everybody went, "Yes, of course, you're absolutely right.
441
1086260
3000
Ve tabii ki, herkes anladı. Herkes "Evet, tabii ki, tamamen haklısınız.
18:09
Come back to us
442
1089260
2000
Geri gelin,
18:11
in maybe six months."
443
1091260
2000
belki altı ay sonra." dedi.
18:13
And of course, nothing happened -- nobody did anything.
444
1093260
3000
Tabii ki, hiçbir şey olmadı. Kimse bir şey yapmadı.
18:16
The Security Council does its business
445
1096260
2000
Güvenlik Konseyi, X sayıda yıl kadar önce,
18:18
in exactly the same way today
446
1098260
2000
benim orada olduğum 10 yıl önce olduğu gibi
18:20
that it did X number of years ago,
447
1100260
3000
şimdi de aynı şekilde
18:23
when I was there 10 years ago.
448
1103260
3000
işlerini yürütüyordu.
18:26
So we looked at that observation
449
1106260
2000
Temelde başarısızlık olarak
18:28
of basically failure
450
1108260
2000
adlandırılabilecek bu gözleme baktık
18:30
and thought, what can we do about it.
451
1110260
2000
ve bunun için ne yapabileceğimizi düşündük.
18:32
And I thought, I'm buggered
452
1112260
2000
Düşündüm ki, hayatımın geri kalanını
18:34
if I'm going to spend the rest of my life
453
1114260
2000
bu perişan hükumetler adına
18:36
lobbying for these crummy governments
454
1116260
2000
yapılmasını gerekeni yapmak için
18:38
to do what needs to be done.
455
1118260
2000
lobi yaparak geçireceksem, mahvolmuştum.
18:40
So what we're going to do
456
1120260
2000
Yani yapacağımız şey,
18:42
is we're actually going to set up these meetings ourselves.
457
1122260
2000
aslında bu toplantıları kendimiz düzenlemek.
18:44
So now, Independent Diplomat
458
1124260
2000
Şimdi, Bağımsız Diplomat,
18:46
is in the process of setting up meetings
459
1126260
2000
BM Güvenlik Konseyi ve
18:48
between the U.N. Security Council
460
1128260
2000
Güvenlik Konseyi'nin ajandasında bulunan
18:50
and the parties to the disputes
461
1130260
2000
anlaşmazlıklara taraf olan gruplar
18:52
that are on the agenda of the Security Council.
462
1132260
3000
arasında toplantılar düzenleme aşamasında.
18:55
So we will be bringing
463
1135260
2000
Yani Darfurlu başkaldıran grupları,
18:57
Darfuri rebel groups,
464
1137260
3000
Kuzey ve Güney Kıbrıslıları,
19:00
the Northern Cypriots and the Southern Cypriots,
465
1140260
3000
Açeli başkaldıranları
19:04
rebels from Aceh,
466
1144260
3000
ve dünyanın her yanındaki
19:07
and awful long laundry list
467
1147260
2000
kaotik anlaşmazlıkları içeren
19:09
of chaotic conflicts around the world.
468
1149260
3000
fazlasıyla uzun listeyi bir araya getireceğiz.
19:12
And we will be trying to bring the parties to New York
469
1152260
3000
Tarafları New York'a getirmeye çalışacağız
19:15
to sit down in a quiet room
470
1155260
2000
sessiz bir odada oturup
19:17
in a private setting with no press
471
1157260
2000
basının olmadığı özel bir yerde
19:19
and actually explain what they want
472
1159260
2000
gerçekten ne istediklerini
19:21
to the members of the U. N. Security Council,
473
1161260
2000
BM Güvenlik Konseyi'ne anlatabilecekler
19:23
and for the members of the U.N. Security Council
474
1163260
2000
ve Güvenlik Konseyi üyelerini de
19:25
to explain to them what they want.
475
1165260
2000
onlardan ne istediğini açıklayabilecek.
19:27
So there's actually a conversation,
476
1167260
2000
Yani daha önce hiç olmamış olan
19:29
which has never before happened.
477
1169260
2000
bir iletişim var.
19:31
And of course, describing all this,
478
1171260
3000
Tabii ki, bunları tarif ettikten sonra,
19:34
any of you who know politics will think this is incredibly difficult,
479
1174260
3000
siyasetten anlayan her biriniz bunun son derece zor olduğunu düşünecek
19:37
and I entirely agree with you.
480
1177260
2000
ve size tamamen katılıyorum.
19:39
The chances of failure are very high,
481
1179260
3000
Başarısız olma ihtimali oldukça yüksek,
19:42
but it certainly won't happen
482
1182260
2000
ama biz gerçekleştirmeye çalışmazsak
19:44
if we don't try to make it happen.
483
1184260
3000
hiçbir şekilde gerçekleşmeyecek.
19:47
And my politics has changed fundamentally
484
1187260
3000
Diplomat olduğum zamanlardan bugüne
19:50
from when I was a diplomat to what I am today,
485
1190260
2000
siyasi aktivitelerim kökten değişti,
19:52
and I think that outputs is what matters, not process,
486
1192260
3000
ve önemli olanın sonuç olduğunu düşünüyorum,
19:55
not technology, frankly, so much either.
487
1195260
3000
süreç değil, teknoloji değil, açıkçası ikisi de değil.
19:58
Preach technology
488
1198260
2000
Hala Ahmedinejad'ın hüküm sürdüğü Tahran'da,
20:00
to all the Twittering members of all the Iranian demonstrations
489
1200260
3000
şu an siyasi nedenlerle hapishanede bulunan, Twitter kullanan
20:03
who are now in political prison in Tehran,
490
1203260
3000
ve İran'daki gösterilere katılmış herkese
20:06
where Ahmadinejad remains in power.
491
1206260
2000
teknolojiyi kullanmalarını öğütleyin.
20:08
Technology has not delivered political change in Iran.
492
1208260
3000
Teknoloji, İran'a siyasi bir değişim getirmedi.
20:12
You've got to look at the outputs, and you got to say to yourself,
493
1212260
3000
Sonuçlara bakmalı ve kendinize şunu sormalısınız:
20:15
"What can I do to produce that particular output?"
494
1215260
2000
"Bu belirli sonucu oluşturmak için ne yapabilirim?"
20:17
That is the politics of the 21st century,
495
1217260
3000
21. yüzyılın siyaseti böyle.
20:20
and in a way, Independent Diplomat
496
1220260
2000
Ve bir açıdan, Bağımsız Diplomat
20:22
embodies that fragmentation, that change,
497
1222260
3000
hepimizin yaşadığı
20:25
that is happening to all of us.
498
1225260
3000
bu parçalanmayı, bu değişimi somutlaştırıyor.
20:29
That's my story. Thanks.
499
1229260
2000
Benim hikayem bu. Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7