Luke Syson: How I learned to stop worrying and love "useless" art

Luke Syson: Endişelenmeyi bırakıp "gereksiz" sanatı sevmeyi nasıl öğrendim

84,049 views

2014-01-16 ・ TED


New videos

Luke Syson: How I learned to stop worrying and love "useless" art

Luke Syson: Endişelenmeyi bırakıp "gereksiz" sanatı sevmeyi nasıl öğrendim

84,049 views ・ 2014-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Gencehan Arpaçay
00:12
Two years ago, I have to say there was no problem.
0
12489
2969
İki sene önce, söylemeliyim ki hiçbir sorun yoktu.
00:15
Two years ago, I knew exactly what an icon looked like.
1
15458
4058
İki sene önce, bir ikonun neye benzediğini tam olarak biliyordum.
00:19
It looks like this.
2
19516
2355
Buna benziyordu.
00:21
Everybody's icon, but also the default position
3
21871
2829
Herkesin ikonu, ama aynı zamanda İtalyan Rönesans tabloları
00:24
of a curator of Italian Renaissance paintings, which I was then.
4
24700
3823
küratörü olan birinin kafasındaki imge, ki o zamanlar işim oydu.
00:28
And in a way, this is also another default selection.
5
28523
3692
Bir yandan da, bu da bir diğer doğal seçim.
00:32
Leonardo da Vinci's exquisitely soulful image
6
32215
4547
Leonardo da Vinci'nin duygu yüklü resmi
00:36
of the "Lady with an Ermine."
7
36762
1300
"Erminli Kadın".
00:38
And I use that word, soulful, deliberately.
8
38062
2543
Duygu yüklü kelimesini kasten kullanıyorum.
00:40
Or then there's this, or rather these:
9
40605
2383
Ve bunlar var veya bunlar:
00:42
the two versions of Leonardo's "Virgin of the Rocks"
10
42988
2654
İlk defa Londra'da biraraya gelmek üzere olan
00:45
that were about to come together in London for the very first time.
11
45642
4276
Leonardo'nun "Kayalıklar Bakiresi"nin iki versiyonu.
00:49
In the exhibition that I was then in the absolute throes of organizing.
12
49918
4184
O zaman gösterim için organizasyon yaparken onun mutlak sancıları içindeydim.
00:54
I was literally up to my eyes in Leonardo,
13
54102
3437
Leonardo ile gerçekten çok meşguldum
00:57
and I had been for three years.
14
57539
1818
ve üç yıl olmuştu.
00:59
So, he was occupying every part of my brain.
15
59357
4422
Yani, beynimin her bölümünü kaplıyordu.
01:03
Leonardo had taught me, during that three years,
16
63779
2841
O üç yılda, Leonardo bana
01:06
about what a picture can do.
17
66620
1848
bir resmin neler yapabileceğini öğretti.
01:08
About taking you from your own material world into a spiritual world.
18
68468
5318
Kendinizi maddi dünyadan çekip manevi dünyaya götürmekle ilgili.
01:13
He said, actually, that he believed the job of the painter
19
73786
2891
Aslında bir ressamın işinin evrende görünen ve görünmeyen
01:16
was to paint everything that was visible and invisible in the universe.
20
76677
4451
herşeyi boyamak olduğuna inandığını söylemişti.
01:21
That's a huge task. And yet, somehow he achieves it.
21
81128
3997
Bu çok büyük bir görev. Ama ona rağmen buna ulaşıyor.
01:25
He shows us, I think, the human soul.
22
85125
2771
Bence bize insan ruhunu gösteriyor.
01:27
He shows us the capacity of ourselves
23
87896
4446
Bize ruhani âleme geçme kapasitemizi
01:32
to move into a spiritual realm.
24
92342
3428
gösteriyor.
01:35
To see a vision of the universe that's more perfect than our own.
25
95770
4528
Kendimizinkinden daha mükemmel bir evrenin hayalini görmek.
01:40
To see God's own plan, in some sense.
26
100298
3576
Tanrı'nın kendi planını görmek, bir bakıma.
01:43
So this, in a sense, was really what I believed an icon was.
27
103874
4071
Bu anlamda, bir ikonun gerçekte benzediği şeyin bu olduğuna inanıyordum.
01:47
At about that time, I started talking to Tom Campbell,
28
107945
3858
Yaklaşık o sıralarda, burada, Metropolitan Müzesi'nde direktör olan
01:51
director here of the Metropolitan Museum,
29
111803
2551
Tom Campbell ile bir sonraki pozisyonumun ne olabileceği
01:54
about what my next move might be.
30
114354
3324
hakkında konuşmaya başlamıştım.
01:57
The move, in fact, back to an earlier life,
31
117678
2771
Aslında daha önceki bir zamana geçiş,
02:00
one I'd begun at the British Museum,
32
120449
1958
British Museum'da başladığım,
02:02
back to the world of three dimensions --
33
122407
2519
üç boyutlu dünyaya dönüş,
02:04
of sculpture and of decorative arts --
34
124926
2232
heykel ve süsleme sanatına,
02:07
to take over the department of European sculpture and decorative arts, here at the Met.
35
127158
4218
burada, Met'de Avrupa heykel ve süsleme sanatı departmanını devralmak üzere.
02:11
But it was an incredibly busy time.
36
131376
1440
Ancak çok yoğun bir zamandı.
02:12
All the conversations were done at very peculiar times of the day --
37
132816
3407
Gün içinde yapılan bütün konuşmalar çok garip zamanlarda yapıldı
02:16
over the phone.
38
136223
2913
ve telefonda.
02:19
In the end, I accepted the job
39
139136
2064
Sonunda, aslında hiç buraya gelmeden
02:21
without actually having been here.
40
141200
1373
işi kabul ettim.
02:22
Again, I'd been there a couple of years before,
41
142573
2552
Söylediğim gibi, birkaç yıl önce orada bulunmuştum,
02:25
but on that particular visit.
42
145125
2512
ancak o bahsettiğim ziyaret için.
02:27
So, it was just before the time that the Leonardo show was due to open
43
147637
4092
Yani Leonardo gösteriminin açılmasından kısa zaman önceydi,
02:31
when I finally made it back to the Met, to New York,
44
151729
4022
yeni alanımı görmek için,
02:35
to see my new domain.
45
155751
1456
sonunda tekrar Met'e, New York'a gittiğimde.
02:37
To see what European sculpture and decorative arts looked like,
46
157207
3943
Hâlihazırda alışık olduğum Rönesans koleksiyonu dışında
02:41
beyond those Renaissance collections with which I was so already familiar.
47
161150
4791
Avrupa heykel ve süsleme sanatının neye benzediğini görmek için.
02:45
And I thought, on that very first day, I better tour the galleries.
48
165941
2997
Ve ilk gün, galerileri gezmenin iyi olacağını düşündüm.
02:48
Fifty-seven of these galleries --
49
168938
1452
Elli yedi tane galeri,
02:50
like 57 varieties of baked beans, I believe.
50
170390
4856
yani 57 çeşit fırında pişmiş fasulye gibi, bana kalırsa.
02:55
I walked through and I started in my comfort zone in the Italian Renaissance.
51
175246
6121
Yürüdüm ve rahat olduğum İtalyan Rönesansı ile başladım.
03:01
And then I moved gradually around,
52
181367
1921
Ve sonra yavaş yavaş etrafı dolandım,
03:03
feeling a little lost sometimes.
53
183288
3102
bazen kendimi biraz kayıp hissederek.
03:06
My head, also still full of the Leonardo exhibition
54
186390
3053
Kafam hâlâ açılacak olan Leonardo gösterimi ile doluydu
03:09
that was about to open, and I came across this.
55
189443
4022
ve şuna rastladım.
03:13
And I thought to myself: What the hell have I done?
56
193465
7930
Ve kendi kendime şunu düşündüm: Ne yaptım ben?
03:21
There was absolutely no connection in my mind
57
201395
3353
Kafamda hiçbir şekilde bir bağlantı yoktu
03:24
at all and, in fact, if there was any emotion going on,
58
204748
3099
ve eğer bir duygu varsa,
03:27
it was a kind of repulsion.
59
207847
2369
o da bir nevi antipatiydi.
03:30
This object felt utterly and completely alien.
60
210216
3238
Bu obje bütünüyle ve tamamıyla yabancı geliyordu.
03:33
Silly at a level that I hadn't yet understood silliness to be.
61
213454
5463
Öylesine aptalca ki, aptallığı o zamana dek anlamamışım.
03:38
And then it was made worse --
62
218917
2199
Ve sonra daha da kötüsü oldu,
03:41
there were two of them.
63
221116
1845
onlardan iki tane vardı.
03:42
(Laughter)
64
222961
3139
(Gülüşmeler)
03:46
So, I started thinking about why it was, in fact,
65
226100
2967
İşte o zaman bu objeyi aslında niye
03:49
that I disliked this object so much.
66
229067
2456
bu kadar sevmediğimi düşünmeye başladım.
03:51
What was the anatomy of my distaste?
67
231523
3806
Bu sevgisizliğin anatomisi neydi?
03:55
Well, so much gold, so vulgar.
68
235329
3468
Yani, çok fazla altın, çok bayağı.
03:58
You know, so nouveau riche, frankly.
69
238797
3854
Yani, çok sonradan görme, açıkçası.
04:02
Leonardo himself had preached against the use of gold,
70
242651
2913
Leonardo da altın kullanımına karşı olan bir öğüt vermişti,
04:05
so it was absolutely anathema at that moment.
71
245564
3435
yani o zaman tam anlamıyla bir yasaktı.
04:08
And then there's little pretty sprigs of flowers everywhere. (Laughter)
72
248999
5428
Ve sonra her yerde küçük sevimli çiçek dalları vardı. (Gülüşmeler)
04:14
And finally, that pink. That damned pink.
73
254427
3519
Ve son olarak o pembe renk. O kahrolası pembe.
04:17
It's such an extraordinarily artificial color.
74
257946
2896
Öylesine yapay bir renk ki.
04:20
I mean, it's a color that I can't think of anything that you actually see in nature,
75
260842
3528
Yani, doğada bu renkte gördüğüm bir şeyi düşünemiyorum,
04:24
that looks that shade.
76
264370
3088
bu tona benzer.
04:27
The object even has its own tutu. (Laughter)
77
267458
3740
Objenin kendine ait bir tütüsü bile var. (Gülüşmeler)
04:31
This little flouncy, spangly, bottomy bit
78
271198
2360
Vazonun dibinde duran
04:33
that sits at the bottom of the vase.
79
273558
2035
bu küçük, volanlı, süslü, altlı parça.
04:35
It reminded me, in an odd kind of way,
80
275593
2373
Biraz tuhaf bir şekilde, bana yeğenimin
04:37
of my niece's fifth birthday party.
81
277966
2099
beşinci yaşgünü partisini hatırlattı.
04:40
Where all the little girls would come either as a princess or a fairy.
82
280065
4522
Bütün küçük kızların ya prenses ya da peri olarak ortaya çıktıkları.
04:44
There was one who would come as a fairy princess.
83
284587
1881
Peri prenses olarak ortaya çıkacak olan bir tanesi vardı.
04:46
You should have seen the looks.
84
286468
2422
Tipleri görmeliydiniz.
04:48
(Laughter)
85
288890
1693
(Gülüşmeler)
04:50
And I realize that this object was in my mind,
86
290583
3342
Ve fark ettim ki, bu obje kafamda, benzer bir kafadan,
04:53
born from the same mind, from the same womb,
87
293925
2940
benzer bir kaynaktan doğuyordu,
04:56
practically, as Barbie Ballerina. (Laughter)
88
296865
5224
yani, Barbie Balerin olarak. (Gülüşmeler)
05:02
And then there's the elephants. (Laughter)
89
302089
3522
Ve sonra filler vardı. (Gülüşmeler)
05:05
Those extraordinary elephants
90
305611
2146
O garip filler,
05:07
with their little, sort of strange, sinister expressions
91
307757
2724
küçük, biraz tuhaf, kötü ifadeleriyle
05:10
and Greta Garbo eyelashes, with these golden tusks and so on.
92
310481
5297
ve Greta Garbo kirpikleriyle, altından dişleriyle ve benzeri.
05:15
I realized this was an elephant that had
93
315778
1776
Bu filin Serengeti'deki haşmetli yürüyüşle
05:17
absolutely nothing to do with a majestic march across the Serengeti.
94
317554
5733
hiçbir ilgisi olmadığını fark ettim.
05:23
It was a Dumbo nightmare. (Laughter)
95
323287
5495
Bir Dumbo kâbusuydu. (Gülüşmeler)
05:28
But something more profound was happening as well.
96
328782
2846
Ancak daha derin bir şeyler de oluyordu.
05:31
These objects, it seemed to me,
97
331628
1429
Bu objeler özünde
05:33
were quintessentially the kind that I and my liberal left friends in London
98
333057
4309
benim ve Londra'daki liberal solcu arkadaşlarımın
05:37
had always seen as summing up
99
337366
2535
18. yüzyılda Fransız aristokrasisinin biraz içler acısı gördüğümüz
05:39
something deplorable about the French aristocracy
100
339901
2839
durumunu özetler gibi
05:42
in the 18th century.
101
342740
2172
gelmişti bana.
05:44
The label had told me that these pieces were made
102
344912
2789
Etiketten bu parçaların
05:47
by the Sèvres Manufactory,
103
347701
2711
Sèvres Fabrikası tarafından,
05:50
made of porcelain in the late 1750s,
104
350412
3225
1750'lerde porselenden yapıldığını
05:53
and designed by a designer called Jean-Claude Duplessis,
105
353637
3131
ve sonradan öğrendiğim kadarıyla aslında büyük saygınlığı olan bir kimse olan
05:56
actually somebody of extraordinary distinction
106
356768
2196
Jean-Claude Duplessis adında
05:58
as I later learned.
107
358964
2477
bir tasarımcı tarafından tasarlandığını öğrendim.
06:01
But for me, they summed up a kind of,
108
361441
4808
Ancak bana göre, sanki 18. yüzyıldaki
06:06
that sort of sheer uselessness of the aristocracy
109
366249
3414
aristokrasinin o bir nevi tümden yararsızlığını
06:09
in the 18th century.
110
369663
3473
özetliyordu.
06:13
I and my colleagues had always thought
111
373136
2466
Ben ve meslektaşlarım, hep bu objelerin bir anlamda
06:15
that these objects, in way, summed up the idea of,
112
375602
2956
şu fikri özetlediğini düşündük,
06:18
you know -- no wonder there was a revolution.
113
378558
2364
aslında devrim olmasına şaşmamalı.
06:20
Or, indeed, thank God there was a revolution.
114
380922
4543
Veya, aslında, iyi ki de devrim olmuş.
06:25
There was a sort of idea really, that,
115
385465
1759
Gerçekten de bir nevi şöyle bir fikir vardı,
06:27
if you owned a vase like this,
116
387224
2673
eğer böyle bir vazoya sahipseniz,
06:29
then there was really only one fate possible.
117
389897
3724
o zaman belli bir kaderiniz vardı.
06:33
(Laughter)
118
393621
4064
(Gülüşmeler)
06:37
So, there I was -- in a sort of paroxysm of horror.
119
397685
4664
İşte orada, bir çeşit korku nöbeti içindeydim.
06:42
But I took the job and I went on looking at these vases.
120
402349
3960
Ancak işi kabul ettim ve vazolara bakmaya gittim.
06:46
I sort of had to because they're on a through route in the Met.
121
406309
3531
Bir anlamda gitmek zorundaydım, çünkü Met'te anayol üzerindeydi.
06:49
So, almost anywhere I went, there they were.
122
409840
2632
Yani, nereye gidersem gideyim karşımdalardı.
06:52
They had this kind of odd sort of fascination,
123
412472
2769
Bir yandan da garip bir tür çekiciliğe sahiptiler,
06:55
like a car accident.
124
415241
3018
bir araba kazası gibi.
06:58
Where I couldn't stop looking.
125
418259
2724
Bakmayı durduramıyordum.
07:00
And as I did so, I started thinking:
126
420983
2222
Baktığım sırada, şöyle düşünmeye başladım:
07:03
Well, what are we actually looking at here?
127
423205
4528
Peki, aslında burada neye bakıyoruz?
07:07
And what I started with was understanding this
128
427733
3331
Ve ilk anlamaya başladığım şey
07:11
as really a supreme piece of design.
129
431064
3552
bunun gerçekten de üstün bir tasarım parçası olduğuydu.
07:14
It took me a little time.
130
434616
1097
Biraz zamanımı aldı.
07:15
But, that tutu for example --
131
435713
1438
Ancak, şu tütü örneğin...
07:17
actually, this is a piece that does dance in its own way.
132
437151
3122
Aslında, bu parça kendine göre dans ediyor.
07:20
It has an extraordinary lightness
133
440273
1642
Olağanüstü bir hafifliği var
07:21
and yet, it is also amazing balanced.
134
441915
2515
ve buna rağmen inanılmaz şekilde dengeli.
07:24
It has these kinds of sculptural ingredients.
135
444430
3475
Bir nevi heykele benzer bileşimi var.
07:27
And then the play between --
136
447905
1639
Ve sonra birbirleriyle olan bu oyun...
07:29
actually really quite carefully disposed color and gilding, and the sculptural surface,
137
449544
4612
Aslında oldukça dikkatli hazırlanan renk ve altın kaplama ile heykelimsi yüzey
07:34
is really rather remarkable.
138
454156
2275
gerçekten kayda değer.
07:36
And then I realized that this piece went into the kiln
139
456431
2830
Ve sonra bu parçanın dört kez fırına girdiğini
07:39
four times, at least four times in order to arrive at this.
140
459261
3390
fark ettim, buna dönüşmek için en az dört kez.
07:42
How many moments for accident can you think of
141
462651
3054
Bu parçanın başına kaç kez
07:45
that could have happened to this piece?
142
465705
1504
kaza gelebileceğini düşünüyorsunuz?
07:47
And then remember, not just one, but two.
143
467209
2562
Ve unutmayın ki, sadece bir değil, iki taneler.
07:49
So he's having to arrive at two exactly matched
144
469771
4265
Yani bu çeşit bir vazodan tamamıyla aynı
07:54
vases of this kind.
145
474036
2512
iki tane yapması gerekiyordu.
07:56
And then this question of uselessness.
146
476548
1406
Ve sonra bu gereksiz olduğu sorgusu.
07:57
Well actually, the end of the trunks were originally candle holders.
147
477954
4959
Aslında, hortumların uçları aslen mumluktu.
08:02
So what you would have had were candles on either side.
148
482913
3750
Yani her iki tarafta da mumlarınız oluyordu.
08:06
Imagine that effect of candlelight on that surface.
149
486663
2556
Yüzeydeki mum ışığının etkisini bir düşünün.
08:09
On the slightly uneven pink, on the beautiful gold.
150
489219
2732
Hafifçe değişken pembenin, güzel altın renginin üzerinde.
08:11
It would have glittered in an interior,
151
491951
2746
İçerisini parlatırdı,
08:14
a little like a little firework.
152
494697
3082
sanki küçük bir havai fişek gibi.
08:17
And at that point, actually, a firework went off in my brain.
153
497779
3652
Ve o noktada, aslında beynimde bir havai fişek patladı.
08:21
Somebody reminded me that, that word 'fancy' --
154
501431
2835
Biri bana o kelimeyi hatırlattı: "Fantastik",
08:24
which in a sense for me, encapsulated this object --
155
504266
3110
ki bence bir anlamda bu obje içinde saklanmıştı,
08:27
actually comes from the same root as the word 'fantasy.'
156
507376
4046
aslında "fantezi" kelimesiyle aynı kökten geliyor.
08:31
And that what this object was just as much in a way,
157
511422
2616
Ve bu obje aynı Leonardo da Vinci tablosu gibi
08:34
in its own way, as a Leonardo da Vinci painting,
158
514038
2452
bir nevi, kendine özgü bir şekilde
08:36
is a portal to somewhere else.
159
516490
2207
bir yerlere açılıyor.
08:38
This is an object of the imagination.
160
518697
4195
Bu, hayal gücüne dair bir obje.
08:42
If you think about the mad 18th-century operas of the time -- set in the Orient.
161
522892
6809
Eğer 18. yüzyıl zamanındaki çılgın operaları düşünürseniz, doğuda geçen,
08:49
If you think about divans and perhaps even opium-induced visions of pink elephants,
162
529721
6479
eğer sedirleri ve belki de afyon tesirli pembe fillerin görüntüsünü düşünürseniz,
08:56
then at that point, this object starts to make sense.
163
536200
3301
o zaman bu objeler anlam kazanmaya başlıyor.
08:59
This is an object which is all about escapism.
164
539501
4056
Bu obje, tamamıyla gerçeklerden kaçışla ilgili.
09:03
It's about an escapism that happens --
165
543557
3197
Gerçeklerden kaçışla ilgili,
09:06
that the aristocracy in France sought
166
546754
2021
Fransa'daki aristokrasinin
09:08
very deliberately
167
548775
1786
kendilerini sıradan insanlardan ayırmak için
09:10
to distinguish themselves from ordinary people.
168
550561
4568
bilerek yaptığı şekilde.
09:15
It's not an escapism that
169
555129
1964
Ancak, bizim bugün memnun olacağımız bir şekilde
09:17
we feel particularly happy with today, however.
170
557093
3867
gerçeklerden kaçış değil bu.
09:20
And again, going on thinking about this,
171
560960
2985
Ve yine, bu konuda düşününce,
09:23
I realize that in a way we're all victims
172
563945
3174
hepimizin bir nevi modernizmin zaferinin
09:27
of a certain kind of tyranny
173
567119
2011
bir anlamda zorbalığının kurbanı olduğumuzu
09:29
of the triumph of modernism
174
569130
2021
fark ettim,
09:31
whereby form and function in an object
175
571151
2726
yani bir objenin biçimi ve işlevi diğerini
09:33
have to follow one another, or are deemed to do so.
176
573877
3405
takip etmek zorunda veya öyle olacağı varsayılıyor.
09:37
And the extraneous ornament is seen as really,
177
577282
2964
Ve konu dışı süs eşyaları gerçekten de,
09:40
essentially, criminal.
178
580246
3020
aslında suç olarak görülüyor.
09:43
It's a triumph, in a way, of bourgeois values rather than aristocratic ones.
179
583266
3151
Bir bakıma aristokrasinin değil, burjuvazinin değerlerinin bir zaferi bu.
09:46
And that seems fine.
180
586417
1823
Ve bu da tamam.
09:48
Except for the fact that it becomes a kind of sequestration of imagination.
181
588240
7457
Hayal gücünün bir nevi tecriti hâline gelmesi gerçeği dışında.
09:55
So just as in the 20th century, so many people
182
595697
2690
Yani 20. yüzyılda
09:58
had the idea that their faith
183
598387
1988
birçok insanın kaderlerinin
10:00
took place on the Sabbath day,
184
600375
2682
Sebt günü oluştuğu
10:03
and the rest of their lives --
185
603057
1374
ve ömürlerinin geri kalanının,
10:04
their lives of washing machines and orthodontics --
186
604431
3978
çamaşır makineleri ve ortodontinin olduğu hayatlarının,
10:08
took place on another day.
187
608409
2032
başka bir günde oluştuğu fikrine sahip olması gibi.
10:10
Then, I think we've started doing the same.
188
610441
3768
O zaman aynı şeyi yapmaya başladık.
10:14
We've allowed ourselves to
189
614209
3332
Fantezi dünyamızın ekranlar önünde
10:17
lead our fantasy lives in front of screens.
190
617541
2357
bizi yönetmesine izin verdik.
10:19
In the dark of the cinema, with the television in the corner of the room.
191
619898
3982
Sinemanın karanlığında, odanın köşesindeki televizyonla.
10:23
We've eliminated, in a sense, that constant
192
623880
4078
Bu vazoların insanların hayatlarında temsil ettiği
10:27
of the imagination that these vases represented in people's lives.
193
627958
4928
hayal gücünün sürekliliğini bir anlamda elimine ettik.
10:32
So maybe it's time we got this back a little.
194
632886
4036
Belki de bunu biraz geri almanın zamanı.
10:36
I think it's beginning to happen.
195
636922
2350
Bence bu olmaya başlıyor.
10:39
In London, for example,
196
639272
1266
Örneğin Londra'da
10:40
with these extraordinary buildings
197
640538
2149
son birkaç yıldır ortaya çıkan
10:42
that have been appearing over the last few years.
198
642687
2991
bu olağanüstü binalarla.
10:45
Redolent, in a sense, of science fiction,
199
645678
2403
Biraz bilimkurguyu anımsatarak
10:48
turning London into a kind of fantasy playground.
200
648081
2114
Londra'yı bir nevi fantezi bahçesine çeviriyor.
10:50
It's actually amazing to look out of a high building nowadays there.
201
650195
4854
Bugünlerde oradaki yüksek bir binadan bakmak aslında bir harika.
10:55
But even then, there's a resistance.
202
655049
1804
Ama buna rağmen bir direnç var.
10:56
London has called these buildings the Gherkin, the Shard, the Walkie Talkie --
203
656853
4336
Londra bu binaları Gherkin (Salatalık), Shard (Cam parçası), Walkie Talkie (Telsiz) diye isimlendirdi,
11:01
bringing these soaring buildings down to Earth.
204
661189
3305
bu yüksek binaları mütevazi hâle getirmek için.
11:04
There's an idea that we don't want these
205
664494
4080
Bu kaygı verici, hayali yolculukların günlük hayatımızda
11:08
anxious-making, imaginative journeys to happen in our daily lives.
206
668574
4861
olmasını istemediğimize dair bir fikir var.
11:13
I feel lucky in a way,
207
673435
3268
Kendimi bir bakıma şanslı hissediyorum,
11:16
I've encountered this object.
208
676703
2548
bu objeye rastladım.
11:19
(Laughter)
209
679251
2441
(Gülüşmeler)
11:21
I found him on the Internet when I was looking up a reference.
210
681692
3302
Onu internette bir kaynak ararken buldum.
11:24
And there he was.
211
684994
2894
İşte oradaydı.
11:27
And unlike the pink elephant vase,
212
687888
3314
Ve pembe filli vazonun aksine,
11:31
this was a kind of love at first sight.
213
691202
1973
bu ilk bakışta aşktı.
11:33
In fact, reader, I married him. I bought him.
214
693175
2856
Aslında, onunla evlendim. Onu satın aldım.
11:36
And he now adorns my office.
215
696031
3864
Ve şimdi benim ofisimi süslüyor.
11:39
He's a Staffordshire figure made in the middle of the 19th century.
216
699895
3541
O, 19. yüzyılın ortasında yapılmış bir Staffordshire figürü.
11:43
He represents the actor, Edmund Kean, playing Shakespeare's Richard III.
217
703436
4806
Shakespeare'in III. Richard'ını oynayan aktör Edmund Kean'i temsil ediyor.
11:48
And it's based, actually, on a more elevated piece of porcelain.
218
708242
2453
Ve aslında daha yüksek bir seviyede porselen esaslı.
11:50
So I loved, on an art historical level,
219
710695
2154
Bu yüzden onu sanat tarihi açısından sevdim.
11:52
I loved that layered quality that he has.
220
712849
4660
Sahip olduğu kat kat nitelikleri sevdim.
11:57
But more than that, I love him.
221
717509
2493
Ancak bundan da daha fazlası, onu sevdim.
12:00
In a way that I think would have been impossible
222
720002
1678
Leonardo zamanlarımda nasıl pembe Sèvres vazonun
12:01
without the pink Sèvres vase in my Leonardo days.
223
721680
2612
olmaması imkânsızsa, o şekilde.
12:04
I love his orange and pink breeches.
224
724292
3217
Portakal ve pembe renkli kuyruklu giysisini seviyorum.
12:07
I love the fact that he seems to be going off to war,
225
727509
2750
Bulaşıkları yeni bitirip,
12:10
having just finished the washing up. (Laughter)
226
730259
4432
savaşa gidiyor gibi görünüşünü seviyorum. (Gülüşmeler)
12:14
He seems also to have forgotten his sword.
227
734691
2477
Kılıcını da unutmuş gibi görünüyor.
12:17
I love his pink little cheeks, his munchkin energy.
228
737168
2619
Pembe küçük yanaklarını, o şirin enerjisini seviyorum.
12:19
In a way, he's become my sort of alter ego.
229
739787
3191
Bir bakıma benim ikinci kişiliğim oldu.
12:22
He's, I hope, a little bit dignified,
230
742978
2301
Umarım biraz asildir,
12:25
but mostly rather vulgar. (Laughter)
231
745279
5174
ama daha ziyade bayağı gibi. (Gülüşmeler)
12:30
And energetic, I hope, too.
232
750453
3218
Umarım enerjiktir de.
12:33
I let him into my life because the Sèvres pink elephant vase allowed me to do so.
233
753671
5155
Onu hayatıma Sèvres pembe filli vazo sayesinde soktum.
12:38
And before that Leonardo,
234
758826
1568
Ondan önce Leonardo ofisimde duruyordu,
12:40
I understood that this object could become part of a journey for me every day,
235
760394
5106
ki bu objenin her gün yolcuğumun bir parçası
12:45
sitting in my office.
236
765500
2745
hâline gelebileceğini anlıyorum.
12:48
I really hope that others, all of you,
237
768245
2989
Gerçekten başkalarının, hepinizin,
12:51
visiting objects in the museum,
238
771234
1575
müzelerde objeleri ziyaret edenlerin,
12:52
and taking them home and finding them for yourselves,
239
772809
2454
evlerine götüren ve onları keşfedenlerin,
12:55
will allow those objects to flourish in your imaginative lives.
240
775263
4314
bu objelerin hayal dünyalarında gelişmelerine izin vermesini umuyorum.
12:59
Thank you very much.
241
779577
1553
Çok teşekkürler.
13:01
(Applause)
242
781130
3883
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7