Bill Clinton: TED Prize wish: Let's build a health care system in Rwanda

Bill Clinton, Ruanda'nın yeniden inşaası üzerine

108,895 views

2007-04-05 ・ TED


New videos

Bill Clinton: TED Prize wish: Let's build a health care system in Rwanda

Bill Clinton, Ruanda'nın yeniden inşaası üzerine

108,895 views ・ 2007-04-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Saliha Rodoplu Gözden geçirme: Ahmet Yükseltürk
00:24
I thought in getting up to my TED wish
0
24700
6000
TED dileğim üzerinde düşünürken,
00:30
I would try to begin by putting in perspective what I try to do
1
30700
7000
kendi çalışmalarımı bir perspektifte değerlendirip,
00:37
and how it fits with what they try to do.
2
37700
4000
TED'in çalışmalarıyla nasıl örtüştüğünden yola çıkmak istedim.
00:41
We live in a world that everyone knows is interdependent,
3
41700
5000
Hepimizin bildiği gibi, birbirine bağımlı fakat
00:46
but insufficient in three major ways.
4
46700
6000
üç temel noktada yetersiz kalmış bir dünyada yaşıyoruz.
00:52
It is, first of all, profoundly unequal:
5
52700
3000
İlk olarak, dünyada çok derin eşitsizlikler var.
00:55
half the world's people still living on less than two dollars a day;
6
55700
4000
Dünya nüfusunun yarısı günde iki doların altında bir gelirle yaşıyor.
00:59
a billion people with no access to clean water;
7
59700
2000
Bir milyar kişinin temiz su kaynaklarına erişimi yok.
01:01
two and a half billion no access to sanitation;
8
61700
3000
İki buçuk milyar insan sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor.
01:04
a billion going to bed hungry every night;
9
64700
2000
Bir milyar kişi her gece aç yatıyor.
01:06
one in four deaths every year from AIDS, TB, malaria
10
66700
5000
Yılda her dört ölümden birinin sebebi AIDS, verem, sıtma ve
01:11
and the variety of infections associated with dirty water --
11
71700
4000
kirli sulardan kaynaklanan çeşitli enfeksiyonlar --
01:15
80 percent of them under five years of age.
12
75700
3000
bu hastalıklardan ölenlerin yüzde 80'i beş yaşın altındaki çocuklar.
01:18
Even in wealthy countries it is common now to see inequality growing.
13
78700
6000
Bugün artık refaha kavuşmuş ülkelerde bile eşitsizliğin büyüdüğüne tanık oluyoruz.
01:24
In the United States, since 2001 we've had five years of economic growth,
14
84700
5000
ABD'de, 2001 yılından beri beş yıl boyunca ekonomimiz büyüdü,
01:29
five years of productivity growth in the workplace,
15
89700
3000
beş yıl boyunca iş yerlerinde üretim arttı.
01:32
but median wages are stagnant and the percentage of working families
16
92700
4000
Fakat orta düzey maaşlar değişmedi. Üstelik yoksulluk sınırının altındaki
01:36
dropping below the poverty line is up by four percent.
17
96700
4000
çalışan ailelerin sayısı yüzde 4 arttı.
01:40
The percentage of working families without health care up by four percent.
18
100700
4000
Sağlık sigortası olmadan çalışan ailelerin sayısı da yüzde dört arttı.
01:44
So this interdependent world which has been pretty good to most of us --
19
104700
4000
Çoğumuza pek iyi gelen bu birbirine bağımlı dünya -- zaten hepimiz
01:48
which is why we're all here in Northern California doing what we do
20
108700
4000
bu yüzden Kuzey Kaliforniya'da toplandık, para kazanıyoruz,
01:52
for a living, enjoying this evening -- is profoundly unequal.
21
112700
5000
güzel bir akşam geçiriyoruz -- dediğim gibi son derece adaletsizdir.
01:57
It is also unstable.
22
117700
3000
Dünyada aynı zamanda istikrar da yok.
02:00
Unstable because of the threats of terror,
23
120700
4000
Terör tehditleri, kitle imha silahları,
02:04
weapons of mass destruction, the spread of global disease
24
124700
3000
hastalıkların küresel çapta yayılması yüzünden istikrarsız;
02:07
and a sense that we are vulnerable to it in a way that we weren't not so many years ago.
25
127700
7000
ve yakın geçmişte hiç olmadığımız kadar bu istikrarsızlığa karşı hassasız.
02:14
And perhaps most important of all, it is unsustainable
26
134700
4000
Belki de hepsinden önemlisi dünyamız; iklim değişikliği,
02:18
because of climate change, resource depletion and species destruction.
27
138700
6000
kaynakların tükenmesi ve türlerin yok olması yüzünden sürdürülebilir değil.
02:26
When I think about the world I would like to leave to my daughter
28
146700
4000
Kendi kızıma ve gelecekteki torunlarıma bırakmak istediğim
02:30
and the grandchildren I hope to have,
29
150700
2000
dünya ise; adaletsizlikten, istikrarsızlıktan ve
02:32
it is a world that moves away from unequal, unstable, unsustainable
30
152700
7000
sürdürülemez bir yapıdan uzaklaşmış,
02:39
interdependence to integrated communities -- locally, nationally and globally --
31
159700
5000
bütün başarılı toplumların özelliklerine haiz,
02:44
that share the characteristics of all successful communities:
32
164700
3000
-- yerel, ulusal ve küresel çapta -- bütünleşmiş toplumların olduğu bir dünyadır.
02:47
a broadly shared, accessible set of opportunities,
33
167700
5000
Hayal ettiğim, herkesin paylaşabileceği, erişilebilir fırsatların olduğu,
02:53
a shared sense of responsibility for the success of the common enterprise
34
173700
4000
ortak girişimlerin başarıya ulaşması için ortak bir sorumluluk duygusu
02:57
and a genuine sense of belonging.
35
177700
5000
ve gerçek bir aidiyet duygusunun hissedildiği bir dünya.
03:03
All easier said than done.
36
183700
3000
Bütün bunlar dile kolay.
03:06
When the terrorist incidents occurred in the United Kingdom a couple of years ago,
37
186700
6000
Bundan birkaç yıl önce Birleşik Krallık'ta terör olayları meydana geldiğinde,
03:12
I think even though they didn't claim as many lives as we lost in the United States on 9/11,
38
192700
5000
ABD'de gerçekleşen 11 Eylül saldırılarındaki kadar can kaybı yaşanmamıştı ama,
03:17
I think the thing that troubled the British most
39
197700
2000
zannedersem, İngilizleri en çok kaygıya düşüren,
03:19
was that the perpetrators were not invaders, but homegrown citizens
40
199700
5000
saldırganların yabancılar değil de kendi vatandaşları olmasıydı.
03:24
whose religious and political identities were more important to them
41
204700
5000
Bu kişiler için dini ve siyasi kimlikleri, birlikte büyüdükleri,
03:29
than the people they grew up with, went to school with,
42
209700
3000
okula gittikleri, çalıştıkları, hafta sonlarını geçirdikleri ve
03:32
worked with, shared weekends with, shared meals with.
43
212700
3000
yemeklerini paylaştıkları insanlardan daha önemliydi.
03:35
In other words, they thought their differences
44
215700
3000
Bir başka deyişle, sahip oldukları farklılıklar,
03:38
were more important than their common humanity.
45
218700
4000
ortak insanlıklarından önce geliyordu.
03:42
It is the central psychological plague of humankind in the 21st century.
46
222700
7000
Bu sözünü ettiğim, 21. yüzyıl insanının en önemli psikolojik vebasıdır.
03:49
Into this mix, people like us, who are not in public office,
47
229700
5000
Bütün bunlar karşısında, bizler gibi devlet görevlisi olmayan kişiler,
03:54
have more power to do good than at any time in history,
48
234700
5000
iyilik yapmak için tarihte ilk kez bu kadar nüfuza sahibiz.
03:59
because more than half the world's people
49
239700
2000
Çünkü, dünya nüfusunun yarısı hükümetlerini
04:01
live under governments they voted in and can vote out.
50
241700
3000
seçimle başa getirip, seçimle görevden alabiliyor.
04:04
And even non-democratic governments are more sensitive to public opinion.
51
244700
4000
Hatta, demokratik olmayan hükümetler bile kamuoyunu daha çok önemsemekte.
04:08
Because primarily of the power of the Internet,
52
248700
5000
Bunun nedeni, en başta internet aracılığıyla,
04:13
people of modest means can band together and amass vast sums of money
53
253700
6000
mütevazı olanakları olan insanlar biraraya gelip, büyük meblağlar toplayabiliyor.
04:19
that can change the world for some public good if they all agree.
54
259700
4000
Herkes katılsa, bu paralar dünyayı halkın yararına değiştirebilir.
04:23
When the tsunami hit South Asia, the United States contributed 1.2 billion dollars.
55
263700
5000
Tsunami Güney Asya'yı vurduğu zaman, ABD 1.2 milyar dolar yardımda bulundu.
04:28
30 percent of our households gave.
56
268700
2000
Halkın yüzde 30'u yardım gönderdi.
04:30
Half of them gave over the Internet.
57
270700
2000
Bu insanların yarısı yardımı internet üzerinden yaptı.
04:32
The median contribution was somewhere around 57 dollars.
58
272700
5000
Ortalama katkı miktarı ise 57 dolar civarındaydı.
04:38
And thirdly, because of the rise of non-governmental organizations.
59
278700
5000
Ayrıca, sivil toplum kuruluşları da yükselişe geçmiştir.
04:43
They, businesses, other citizens' groups, have enormous power
60
283700
6000
Şirketler ve diğer topluluklar, insan kardeşlerimizin hayatlarını
04:49
to affect the lives of our fellow human beings.
61
289700
4000
değiştirecek müthiş bir gücü ellerinde bulunduruyor.
04:54
When I became president in 1993,
62
294700
2000
1993 yılında başkan olduğumda,
04:56
there were none of these organizations in Russia.
63
296700
2000
Rusya'da bu kuruluşların hiçbiri yoktu.
04:58
There are now a couple of hundred thousand.
64
298700
2000
Şimdi ise, birkaç yüzbin kuruluş var.
05:00
None in India. There are now at least a half a million active.
65
300700
4000
Hindistan'da yoktu. Şu anda en az yarım milyon aktif kuruluş var.
05:04
None in China. There are now 250,000 registered with the government,
66
304700
3000
Çin'de yoktu. Bugün ise resmi kayıt altında 250.000, bu sayının iki katı kadar da
05:07
probably twice again that many who are not registered for political reasons.
67
307700
5000
siyasi nedenlerden kayıt altına alınmamış kuruluş faaliyette.
05:13
When I organized my foundation, and I thought about the world as it is
68
313700
8000
Vakfımı kurduğum zaman, önce dünyayı şu anki halini düşündüm,
05:21
and the world that I hope to leave to the next generation,
69
321700
5000
sonra gelecek nesillere bırakmayı umduğum dünyayı düşündüm.
05:26
and I tried to be realistic about what I had cared about all my life
70
326700
7000
Hayatım boyunca önemsediğim ve üzerinde etki yaratabileceğim
05:33
that I could still have an impact on.
71
333700
2000
şeylerle ilgili gerçekçi olmaya çalıştım.
05:35
I wanted to focus on activities
72
335700
3000
Yoksulluğu azaltacak,
05:38
that would help to alleviate poverty, fight disease, combat climate change,
73
338700
7000
hastalıklar ve iklim değişikliği ile mücadele edecek, dünyada acı yaratan,
05:45
bridge the religious, racial and other divides that torment the world,
74
345700
4000
din, ırk ayrılıkları ve diğerlerini silecek faaliyetler üzerinde yoğunlaşmak istedim.
05:49
but to do it in a way that would either use
75
349700
4000
Fakat bunları yaparken
05:53
whatever particular skills we could put together in our group
76
353700
6000
elimizdeki tüm beceri ve imkanları biraraya getirmemiz,
05:59
to change the way some public good function was performed
77
359700
5000
böylece kamu hizmetlerinin ifa şeklini değiştirmemiz,
06:04
so that it would sweep across the world more.
78
364700
3000
ve bu hizmetlerin dünyaya daha iyi yayılmasını sağlamamız gerekiyor.
06:07
You saw one reference to that in what we were able to do with AIDS drugs.
79
367700
6000
AIDS ilaçlarıyla hayata geçirdiğimiz proje bunun bir örneği olmuştur.
06:13
And I want to say that the head of our AIDS effort,
80
373700
3000
AIDS projemizin sorumlusu olan, aynı zamanda
06:16
and the person who also is primarily active in the wish I'll make tonight,
81
376700
4000
bu akşam tutacağım dilekle ilgili faaliyetle en yakından ilgilenen kişi
06:20
Ira Magaziner, is here with me and I want to thank him for everything he's done.
82
380700
4000
Ira Magaziner, aramızda olduğunu belirtmek ve kendisine bütün yaptıkları için teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
06:24
He's over there.
83
384700
2000
Kendisi şurada oturuyor.
06:26
(Applause)
84
386700
4000
(Alkışlar)
06:30
When I got out of office and was asked to work, first in the Caribbean,
85
390700
6000
Görev sürem dolduktan sonra ilk önce Karayiplerde, AIDS krizi ile
06:36
to try to help deal with the AIDS crisis,
86
396700
3000
mücadelede yer almam istendiğinde,
06:39
generic drugs were available for about 500 dollars a person a year.
87
399700
4000
jenerik ilaçların bir kişi için yıllık maliyeti yaklaşık 500 dolardı.
06:43
If you bought them in vast bulks,
88
403700
2000
Bunlar çok sayıda alındıklarında,
06:45
you could get them at a little under 400 dollars.
89
405700
3000
fiyat 400 doların çok az altına iniyordu.
06:48
The first country we went to work in, the Bahamas,
90
408700
3000
Çalışmalarımız için gittiğimiz ilk ülke, Bahama adaları,
06:51
was paying 3,500 dollars for these drugs.
91
411700
2000
bu ilaçları 3.500 dolara satın almaktaydı.
06:53
The market was so terribly disorganized
92
413700
3000
Piyasa o kadar kötü düzenlenmişti ki,
06:56
that they were buying this medicine through two agents
93
416700
4000
ilaçların fiyatını yediye katlayarak tedarik eden
07:00
who were gigging them sevenfold.
94
420700
2000
iki ayrı acentadan satın alıyorlardı.
07:03
So the very first week we were working,
95
423700
3000
Daha çalışmaya başladığımız ilk hafta
07:06
we got the price down to 500 dollars.
96
426700
2000
fiyatı 500 dolara indirttik.
07:08
And all of a sudden, they could save seven times as many lives
97
428700
2000
Bir anda, aynı miktarda parayla daha öncekine oranla
07:10
for the same amount of money.
98
430700
2000
yedi kat fazla hayat kurtarmaya başladılar.
07:12
Then we went to work with the manufacturers of AIDS medicines,
99
432700
3000
Daha sonra, AIDS ilaçlarının üreticileriyle birlikte çalışmaya başladık,
07:15
one of whom was cited in the film,
100
435700
2000
Üreticilerden bir tanesi filmde yer almıştı
07:17
and negotiated a whole different change in business strategy,
101
437700
5000
ve iş stratejisine bambaşka bir değişim getirdi.
07:22
because even at 500 dollars, these drugs
102
442700
3000
Çünkü, 500 dolar karşılığında bile bu ilaçlar,
07:25
were being sold on a high-margin, low-volume, uncertain-payment basis.
103
445700
5000
yüksek kâr, düşük hacim, belirsiz ödeme temelinde satılmaktaydı.
07:30
So we worked on improving the productivity of the operations
104
450700
4000
Biz de, yapılan işlemlerin ve tedarik zincirinin verimini iyileştirmek
07:34
and the supply chain, and went to a low-margin, high-volume,
105
454700
4000
üzerinde çalıştık ve düşük kâr, yüksek hacim ve kesin ödeme
07:38
absolutely certain-payment business.
106
458700
2000
temelli bir iş sistemine geçtik.
07:40
I joked that the main contribution we made
107
460700
3000
Şaka yollu, AIDS ile mücadeleye temel katkımızın,
07:43
to the battle against AIDS was to get the manufacturers
108
463700
1000
üreticilerin mücevherci stratejisinden manav stratejisine
07:44
to change from a jewelry store to a grocery store strategy.
109
464700
5000
geçmelerini sağlamak olduğunu söylerdim.
07:50
But the price went to 140 dollars from 500.
110
470700
4000
Ancak fiyat 500 dolardan 140 dolara indi.
07:54
And pretty soon, the average price was 192 dollars.
111
474700
4000
Yakın zamana kadar, ortalama fiyat 192 dolardı.
07:58
Now we can get it for about 100 dollars.
112
478700
2000
Şimdi ise, ilacın fiyatı 100 dolar civarında.
08:00
Children's medicine was 600 dollars,
113
480700
2000
Çocuklar için olan ilaçlar ise 600 dolardı, çünkü
08:02
because nobody could afford to buy any of it.
114
482700
2000
bu parayı ödemeye kimsenin gücü yetmiyordu.
08:04
We negotiated it down to 190.
115
484700
3000
Fiyatı pazarlıkla 190'a çektik.
08:07
Then, the French imposed their brilliantly conceived airline tax
116
487700
4000
Daha sonra, Fransızlar zekice tasarlanmış havayolu vergisini uygulayarak
08:11
to create a something called UNITAID,
117
491700
2000
UNITAID adında bir şey yarattılar,
08:13
got a bunch of other countries to help.
118
493700
2000
başka ülkelerin de yardım etmesini sağladılar.
08:15
That children's medicine is now 60 dollars a person a year.
119
495700
3000
Bugün çocuk ilaçları kişi başı yıllık 60 dolara mal oluyor.
08:18
The only thing that is keeping us from basically saving the lives
120
498700
5000
Hayatta kalabilmek için ilaca ihtiyacı olan herkesin
08:23
of everybody who needs the medicine to stay alive
121
503700
2000
hayatını kurtarmaktan bizi alıkoyan tek şey,
08:25
are the absence of systems necessary to diagnose, treat and care
122
505700
3000
teşhis, tedavi ve bakım ve ilacın insanlara ulaştırılması için
08:28
for people and deliver this medicine.
123
508700
4000
gerekli sistemlerin olmayışıdır.
08:32
We started a childhood obesity initiative with the Heart Association in America.
124
512700
4000
Amerika'daki Kalp Derneği ile birlikte, çocuk obezitesi girişimini başlattık.
08:36
We tried to do the same thing by negotiating industry-right deals
125
516700
3000
Aynı şeyi, alkolsüz içecek ve atıştırmalık gıda üreticileri ile
08:39
with the soft drink and the snack food industry to cut the caloric
126
519700
5000
sanayi haklarını görüşerek yapmaya çalıştık. Amacımız, kalorili ve
08:44
and other dangerous content of food going to our children in the schools.
127
524700
4000
tehlikeli içerikteki diğer gıdaların okul çağındaki çocuklara ulaşmasını önlemekti.
08:48
We just reorganized the markets.
128
528700
3000
Sadece piyasaları yeniden düzenledik.
08:51
And it occurred to me that in this whole non-governmental world,
129
531700
5000
Bana öyle geldi ki, koskoca sivil toplum dünyasında birisinin çıkıp
08:56
somebody needs to be thinking about organizing public goods markets.
130
536700
5000
kamu malları piyasası diye bir şey yaratması gerekiyordu.
09:01
And that is now what we're trying to do,
131
541700
2000
Bizim şu anda gerçekleştirmek istediğimiz de budur.
09:03
and working with this large cities group to fight climate change,
132
543700
3000
Bu büyük şehir gruplarıyla; iklim değişikliği ile mücadele etmek,
09:06
to negotiate huge, big, volume deals that will enable cities
133
546700
5000
dünyada mevcut sera gazının yüzde 75'ini üreten şehirlerin
09:11
which generate 75 percent of the world's greenhouse gases,
134
551700
3000
sera gazı salınımlarını büyük ölçüde ve hızla azaltmalarını, hem de
09:14
to drastically and quickly reduce greenhouse gas emissions
135
554700
3000
bunu ekonomik bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlayacak,
09:17
in a way that is good economics.
136
557700
3000
çok büyük hacimli anlaşmalara varmak için çalışıyoruz.
09:21
And this whole discussion as if it's some sort of economic burden,
137
561700
4000
Bu konunun sanki bir tür ekonomik yükmüş gibi ele alınması ise
09:25
is a mystery to me.
138
565700
1000
benim için tam bir muamma.
09:26
I think it's a bird's nest on the ground.
139
566700
2000
Bana kalırsa bu iş çantada keklik.
09:28
When Al Gore won his well-deserved Oscar
140
568700
4000
Al Gore "Uygunsuz Gerçek" (Inconvenient Truth)
09:32
for the "Inconvenient Truth" movie, I was thrilled,
141
572700
4000
filmiyle Oscar kazandığında, çok sevinmiştim.
09:36
but I had urged him to make a second movie quickly.
142
576700
4000
Kendisini hemen ikinci bir film çekmesi için de cesaretlendirdim.
09:40
For those of you who saw "An Inconvenient Truth,"
143
580700
4000
"An Inconvenient Truth" filmini görenleriniz için söylüyorum;
09:44
the most important slide in the Gore lecture is the last one,
144
584700
5000
Gore'un verdiği dersin en can alıcı noktası son kısımdır.
09:49
which shows here's where greenhouse gases are going
145
589700
3000
Orada, eğer hiçbir şey yapmazsak sera gazlarının nereye gittiği,
09:52
if we don't do anything, here's where they could go.
146
592700
2000
nerelere gidebilecekleri gösterilmektedir.
09:54
And then there are six different categories
147
594700
2000
Bu gidişatı değiştirmek için yapılacakları
09:56
of things we can do to change the trajectory.
148
596700
2000
altı farklı kategoride değerlendirebiliriz.
09:58
We need a movie on those six categories.
149
598700
3000
Bu altı kategoriyle ilgili bir filme ihtiyacımız var.
10:01
And all of you need to have it embedded in your brains
150
601700
3000
Hepinizin bunu aklınızın bir köşesinde tutmanız ve
10:04
and to organize yourselves around it.
151
604700
3000
kendinizi buna göre ayarlamanız gerekiyor.
10:07
So we're trying to do that.
152
607700
2000
Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
10:09
So organizing these markets is one thing we try to do.
153
609700
3000
Dediğim gibi, bu piyasaları düzenlemek çalışmalarımızdan birisi.
10:12
Now we have taken on a second thing, and this gets to my wish.
154
612700
4000
Şimdi ikinci unsur üzerinde çalışmaya başladık ve benim dileğim de bununla ilgili.
10:16
It has been my experience in working in developing countries
155
616700
4000
Gelişmekte olan ülkelerde çalışırken edindiğim tecrübelerden yola çıkarak
10:21
that while the headlines may all be -- the pessimistic headlines may say,
156
621700
4000
manşetlerin hepsinde -- karamsar manşetlerde
10:25
well, we can't do this, that or the other thing because of corruption --
157
625700
4000
eh, biz yolsuzluk yüzünden bu işi veya diğerini yapamayız dense de,
10:29
I think incapacity is a far bigger problem in poor countries than corruption,
158
629700
6000
yoksul ülkelerde, acizliğin yolsuzluktan çok daha büyük bir sorun olduğunu,
10:35
and feeds corruption.
159
635700
3000
ve yolsuzluğu beslediğini söyleyebilirim.
10:39
We now have the money, given these low prices, to distribute
160
639700
3000
Bu düşük fiyatlar karşısında, bütün dünyada halihazırda ilaca
10:42
AIDS drugs all over the world to people we cannot presently reach.
161
642700
5000
erişimi olmayan insanlara AIDS ilacı dağıtacak paramız var.
10:49
Today these low prices are available in the 25 countries where we work,
162
649700
4000
Çalışmalarımızı yürüttüğümüz 25, toplamda ise 62 ülkede bugün
10:53
and in a total of 62 countries,
163
653700
2000
bu düşük fiyatlarla ilaçlar alınabiliyor.
10:55
and about 550,000 people are getting the benefits of them.
164
655700
4000
Yaklaşık 550 bin kişi ilaçlardan yararlanıyor.
10:59
But the money is there to reach others.
165
659700
3000
Fakat, başka insanlara da ulaşmamızı sağlayacak para var.
11:02
The systems are not there to reach the people.
166
662700
3000
Bu insanlara ulaşacak sistemler yok.
11:05
So what we have been trying to do,
167
665700
8000
Projedeki amacımız,
11:13
working first in Rwanda and then in Malawi and other places --
168
673700
6000
önce Ruanda'da, sonra Malavi'de ve diğer yerlerde --
11:19
but I want to talk about Rwanda tonight --
169
679700
2000
tabii bu akşam Ruanda'dan söz edeceğim --
11:21
is to develop a model for rural health care in a very poor area
170
681700
8000
çok yoksul yerlerde, kırsal bölgede sağlık hizmetleri için bir model geliştirmekti.
11:29
that can be used to deal with AIDS, TB, malaria, other infectious diseases,
171
689700
4000
Hedeflediğimiz bu model gelişmekte olan ülkelerdeki yoksul insanların
11:33
maternal and child health, and a whole range of health issues
172
693700
3000
mücadele ettiği AIDS, verem, sıtma ve diğer bulaşıcı hastalıklar ile
11:36
poor people are grappling with in the developing world,
173
696700
3000
anne-çocuk sağlığı ve benzeri sağlık sorunlarını çözmede kullanılabilir.
11:39
that can first be scaled for the whole nation of Rwanda,
174
699700
4000
Bu model, başlangıçta tüm Ruanda halkına hizmet edecek,
11:43
and then will be a model that could literally
175
703700
2000
daha sonra ise gerçek anlamda dünyanın herhangi bir
11:45
be implemented in any other poor country in the world.
176
705700
2000
yoksul ülkesinde uygulanabilecektir.
11:47
And the test is: one, will it do the job?
177
707700
2000
Burada asıl sorular şöyle sıralanabilir; bu model işe yarayacak mı?
11:49
Will it provide high quality care?
178
709700
3000
Yüksek kalitede sağlık hizmetleri geliştirip sunabilecek mi?
11:52
And two, will it do it at a price
179
712700
2000
Tabii bir de; bütün bunları ülkenin, 5 ila 10 yıl sonra
11:54
that will enable the country to sustain a health care system
180
714700
4000
yabancı bağışçıların desteği olmadan, sağlık hizmetleri sistemini
11:58
without foreign donors after five to 10 years?
181
718700
4000
sürdürülebilir hale getirip getiremeyeceği sorusu var.
12:02
Because the longer I deal with these problems,
182
722700
4000
Çünkü bu sorunla mücadelede zaman geçirdikçe,
12:06
the more convinced I am that we have to --
183
726700
2000
ister ekonomik, ister sağlık ve eğitim alanında,
12:08
whether it's economics, health, education, whatever --
184
728700
3000
ister başka alanlarda olsun, bir sistem inşa etmemiz gerektiğini
12:11
we have to build systems.
185
731700
2000
daha iyi anlıyorum.
12:13
And the absence of systems that function
186
733700
3000
İşleyen sistemlerin olmayışı, hepimizin
12:16
break the connection which got you all in this seat tonight.
187
736700
4000
sahip olduğu bu bağlantıyı koparıyor.
12:20
You think about whatever your life has been,
188
740700
2000
Bugüne kadarki hayatınızı düşünün,
12:22
however many obstacles you have faced in your life,
189
742700
3000
hayatınız boyunca karşılaştığınız güçlükleri hatırlayın,
12:25
at critical junctures you always knew
190
745700
3000
kritik anlarda, ortaya koyduğunuz çaba ile
12:28
there was a predictable connection between the effort you exerted
191
748700
4000
elde ettiğiniz sonuç arasında tahmin etmesi güç olmayan bir bağ
12:32
and the result you achieved.
192
752700
2000
olduğunu hep bildiniz.
12:34
In a world with no systems, with chaos,
193
754700
5000
Sistemi olmayan, kaosa sürüklenmiş bir dünyada,
12:39
everything becomes a guerilla struggle,
194
759700
3000
her şey bir gerilla mücadelesine döner ve
12:42
and this predictability is not there.
195
762700
3000
bu durumda olacakları tahmin etmek mümkün değildir.
12:45
And it becomes almost impossible to save lives,
196
765700
3000
Hayat kurtarmak, çocukları eğitmek, ekonomileri geliştirmek,
12:48
educate kids, develop economies, whatever.
197
768700
3000
ve daha fazlası neredeyse imkansız hale gelmiştir.
12:51
The person, in my view,
198
771700
3000
Benim nazarımda, sağlık hizmetleri alanında
12:54
who has done the best job of this in the health care area,
199
774700
5000
en iyi işi başaran kişi, çok yoksul bir bölgede,
12:59
of building a system in a very poor area, is Dr. Paul Farmer,
200
779700
4000
bir sistem kurmayı başarmış olan Dr. Paul Farmer'dır.
13:03
who, many of you know, has worked for now 20 years with his group,
201
783700
5000
Kendisini tanıyorsunuz, "Partners in Health" adındaki grubuyla ağırlıklı olarak
13:08
Partners in Health, primarily in Haiti where he started,
202
788700
4000
ilk başladığı yer olan Haiti'de 20 yıldır çalışmalarını sürdürüyor.
13:12
but they've also worked in Russia, in Peru
203
792700
2000
Ancak, aynı zamanda Rusya'da, Peru'da ve
13:14
and other places around the world.
204
794700
2000
dünyanın başka yerlerinde de çalışmışlardır.
13:16
As poor as Haiti is, in the area where Farmer's clinic is active --
205
796700
5000
Haiti ne her kadar yoksul olsa da, Dr. Farmer'ın kiliniği
13:21
and they serve a catchment area far greater
206
801700
2000
çalışan tıbbi personel sayısı ve kapasitesinin
13:23
than the medical professionals they have would indicate they could serve --
207
803700
4000
normalde yetişebileceğinden çok daha geniş bir alanda hizmet veriyor.
13:27
since 1988, they have not lost one person to tuberculosis, not one.
208
807700
7000
1988 yılından beri de, bir kişi bile veremden hayatını kaybetmedi.
13:34
And they've achieved a lot of other amazing health results.
209
814700
5000
Onlar sağlık alanında daha pek çok başarıya imza attılar.
13:39
So when we decided to work in Rwanda
210
819700
4000
Böylece, Ruanda'da çalışma kararı alınca, yani
13:43
on trying to dramatically increase the income of the country and fight the AIDS problem,
211
823700
5000
ülkenin gelirini önemli ölçüde yükseltmeye ve AIDS'le mücadele etmeye çalışınca,
13:48
we wanted to build a healthcare network,
212
828700
2000
işe sağlık hizmetleri ağı oluşturarak başlamak istedik.
13:50
because it had been totally destroyed during the genocide in 1994,
213
830700
4000
Çünkü, ülkenin sağlık sistemi 1994 soykırımında tamamen yok olmuştu.
13:54
and the per capita income was still under a dollar a day.
214
834700
3000
Ayrıca, kişi başına düşen gelir de halen bir doların altındaydı.
13:58
So I rang up, asked Paul Farmer if he would help.
215
838700
4000
Ben de, Paul Farmer'ı arayıp kendisinden yardım istedim.
14:03
Because it seemed to me if we could prove there was a model in Haiti
216
843700
3000
Çünkü, bana öyle geliyordu ki, eğer Ruanda'da da Haiti'deki modeli yarattığımızı
14:06
and a model in Rwanda that we could then take all over the country,
217
846700
4000
kanıtladığımız anda, o zaman bu örnek modeli bütün ülkeye yayabilirdik.
14:10
number one, it would be a wonderful thing for a country
218
850700
2000
Böylece, birincisi son 15 yılda en az dünyanın herhangi bir bölgesi kadar
14:12
that has suffered as much as any on Earth in the last 15 years,
219
852700
4000
acı çekmiş bir ülke için harika bir şey başarmış olurduk.
14:16
and number two, we would have something that could then be adapted
220
856700
4000
İkincisi de, dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir yoksul ülkeye
14:20
to any other poor country anywhere in the world.
221
860700
3000
uygulanabilecek bir model geliştirmiş olurduk.
14:24
And so we have set about doing that.
222
864700
4000
Biz de, bunları gerçekleştirmek üzere işe koyulduk.
14:28
Now, we started working together 18 months ago.
223
868700
4000
Bundan 18 ay önce çalışmalarımıza başladık.
14:32
And we're working in an area called Southern Kayonza,
224
872700
4000
Güney Kayonza adı verilen bir bölgede çalışıyoruz.
14:36
which is one of the poorest areas in Rwanda,
225
876700
4000
Bu bölge Ruanda'nın en yoksul yerlerinden birisi.
14:40
with a group that originally includes about 400,000 people.
226
880700
6000
Ekibimiz esas olarak yaklaşık 400,000 kişiden oluşuyor.
14:46
We're essentially implementing what Paul Farmer did in Haiti:
227
886700
5000
Yaptığımız temel olarak Paul Farmer'ın Haiti'de yaptıklarını uygulamaktan ibaret.
14:51
he develops and trains paid community health workers
228
891700
5000
Farmer, sağlık sorunlarını tanımlayabilen ücretli sağlık personelini
14:56
who are able to identify health problems,
229
896700
4000
geliştirip yetiştiriyor. Bu personel ile
15:00
ensure that people who have AIDS or TB are properly diagnosed
230
900700
4000
AIDS ve verem hastalarına doğru tanı konması ve
15:04
and take their medicine regularly,
231
904700
2000
bu kişilerin ilaçlarını düzenli almaları sağlanıyor.
15:06
who work on bringing about health education, clean water and sanitation,
232
906700
7000
Personel ayrıca, sağlık eğitimi, temiz su ve sıhhi tesisat konularıyla da ilgileniyor.
15:13
providing nutritional supplements and moving people up the chain of health care
233
913700
5000
İhtiyaç sahiplerine gıda temin edilmesini ve durumu ciddi olan hastaların bir üst
15:18
if they have problems of the severity that require it.
234
918700
4000
basamak sağlık merkezlerine sevkini sağlıyorlar.
15:22
The procedures that make this work have been perfected,
235
922700
5000
Dediğim gibi, bu modeli işler hale getiren prosedürler
15:27
as I said, by Paul Farmer and his team
236
927700
3000
Paul Farmer ve ekibinin, 20 yılı aşkın süredir
15:30
in their work in rural Haiti over the last 20 years.
237
930700
3000
Haiti kırsallarındaki çalışmaları sonucunda kusursuz hale getirildi.
15:33
Recently we did an evaluation of the first 18 months of our efforts in Rwanda.
238
933700
6000
Geçenlerde, Ruanda'daki ilk 18 aylık çabalarımızın bir değerlendirmesini yaptık.
15:39
And the results were so good that the Rwandan government
239
939700
5000
Elde ettiğimiz sonuçlar o denli iyiydi ki Ruanda hükümeti,
15:44
has now agreed to adopt the model for the entire country,
240
944700
3000
modelin bütün ülkede uygulanmasını onaylayarak,
15:47
and has strongly supported and put the full resources of the government behind it.
241
947700
5000
bu projeye devletin tüm kaynaklarını da seferber edip tam destek vermeye başladı.
15:53
I'll tell you a little bit about our team because it's indicative of what we do.
242
953700
4000
Sizlere biraz ekibimizden bahsetmek isterim, böylece yaptıklarımızı da anlatmış olurum.
15:57
We have about 500 people around the world
243
957700
3000
AIDS programımızda, bütün dünyada
16:00
working in our AIDS program, some of them for nothing --
244
960700
4000
yaklaşık 500 kişi çalışıyor, bazıları ücret almadan, sadece
16:04
just for transportation, room and board.
245
964700
2000
ulaşım, oda ve iaşe karşılığında çalışıyor.
16:06
And then we have others working in these other related programs.
246
966700
4000
Ayrıca, bununla ilişkili başka programlarda çalışan arkadaşlarımız da var.
16:10
Our business plan in Rwanda
247
970700
2000
Ruanda'daki faaliyet planımız,
16:12
was put together under the leadership of Diana Noble,
248
972700
3000
Diana Noble'ın önderliğinde meydana getirildi,
16:15
who is an unusually gifted woman,
249
975700
3000
bu tür işlerde gönüllü çalışanlardan farklı değilse de,
16:18
but not unusual in the type of people who have been willing to do this kind of work.
250
978700
5000
Diana Noble olağanüstü yetenekli bir kadın.
16:23
She was the youngest partner at Schroder Ventures in London in her 20s.
251
983700
5000
20'li yaşlarındayken, Londra'daki Schroder Ventures'ın en genç ortağıydı.
16:28
She was CEO of a successful e-venture --
252
988700
2000
Başarılı bir e-girişimin CEO'su oldu --
16:30
she started and built Reed Elsevier Ventures --
253
990700
4000
Reed Elsevier Ventures'ı başlattı ve ortaya çıkardı --
16:34
and at 45 she decided she wanted to do something different with her life.
254
994700
3000
45 yaşına geldiğinde ise, hayatına farklı bir yön vermek istedi.
16:37
So she now works full-time on this for very little pay.
255
997700
4000
Şimdi tam zamanlı olarak, çok cüzi bir ücret ile bu projede çalışıyor.
16:41
She and her team of former business people have created a business plan
256
1001700
4000
Eski iş adamlarından oluşan ekibiyle birlikte, bu sağlık sistemini ülkenin
16:45
that will enable us to scale this health system up for the whole country.
257
1005700
4000
her yerine yaymamızı sağlayacak bir faaliyet planı hazırladılar.
16:49
And it would be worthy of the kind of private equity work
258
1009700
5000
Bu iş çok daha fazla para kazandığı dönemde yaptığı
16:54
she used to do when she was making a lot more money for it.
259
1014700
4000
özel sermaye ortaklıkları ile eş bir değerde bir iş olacaktır.
16:58
When we came to this rural area, 45 percent of the children under the age of five
260
1018700
5000
Bu kırsal bölgeye ilk geldiğimizde, beş yaş altındaki çocukların yüzde 45'i
17:03
had stunted growth due to malnutrition.
261
1023700
5000
kötü beslenme nedeniyle normal bir gelişim gösteremiyordu.
17:08
23 percent of them died before they reached the age of five.
262
1028700
6000
Çocukların yüzde 23'ü, daha beş yaşına gelmeden ölüyordu.
17:16
Mortality at birth was over two-and-a-half percent.
263
1036700
3000
Doğumda ölüm oranı yüzde iki buçuktan fazlaydı.
17:19
Over 15 percent of the deaths among adults and children occurred
264
1039700
4000
Yetişkin ve çocuk ölümlerinin yüzde 15'inden fazlası, tamamen önlenebilir ve
17:23
because of intestinal parasites and diarrhea from dirty water and inadequate sanitation --
265
1043700
5000
tedavi edilebilir olan, pis su ve yetersiz temizlik koşulları nedeniyle yayılan
17:28
all entirely preventable and treatable.
266
1048700
3000
bağırsak paraziti ve ishalden kaynaklanıyordu.
17:31
Over 13 percent of the deaths were from respiratory illnesses --
267
1051700
4000
Ölümlerin yüzde 13'ten fazlası, yine tamamı önlenebilir ve tedavi
17:35
again, all preventable and treatable.
268
1055700
3000
edilebilir olan solunum yolu hastalıklarından kaynaklanıyordu.
17:38
And not a single soul in this area was being treated for AIDS or tuberculosis.
269
1058700
5000
Ayrıca bu bölgede, tek bir insan bile AIDS veya verem tedavisi görmüyordu.
17:44
Within the first 18 months, the following things happened:
270
1064700
4000
İlk 18 aylık süreçte şunlar yaşandı:
17:48
we went from zero to about 2,000 people being treated for AIDS.
271
1068700
4000
AIDS tedavisi gören insan sayısını sıfırdan yaklaşık 2000'e yükselttik.
17:52
That's 80 percent of the people who need treatment in this area.
272
1072700
4000
Bu rakam, bu konuda tedaviye ihtiyaç duyan insanların yüzde 80'ini temsil ediyor.
17:56
Listen to this: less than four-tenths of one percent of those being treated
273
1076700
5000
Bir de şuna kulak verin: tedavi görenlerin yüzde birinin onda dördünden azı
18:01
stopped taking their medicine or otherwise defaulted on treatment.
274
1081700
4000
ilaç almayı bıraktı ya da tedaviyi ihmal etti.
18:05
That's lower than the figure in the United States.
275
1085700
3000
Bu rakam Amerika'dakinden daha düşük.
18:08
Less than three-tenths of one percent
276
1088700
2000
Yüzde birin onda üçünden azı ise,
18:10
had to transfer to the more expensive second-line drugs.
277
1090700
5000
daha pahalı olan ikinci basamak ilaçlara başlamak zorunda kaldı.
18:15
400,000 pregnant women were brought into counseling
278
1095700
4000
400 bin hamile kadın danışmanlık hizmetlerinden faydalandı,
18:19
and will give birth for the first time within an organized healthcare system.
279
1099700
5000
ilk kez örgütlü bir sağlık hizmeti dâhilinde doğum yapacak.
18:24
That's about 43 percent of all the pregnancies.
280
1104700
5000
Bu rakam toplam gebe kadın sayısının yüzde 43'üne denk geliyor.
18:29
About 40 percent of all the people -- I said 400,000. I meant 40,000.
281
1109700
4000
İnsanların tamamının yaklaşık yüzde 40'ı -- 400 bin dedim, 40 bin demek istemiştim.
18:33
About 40 percent of all the people who need TB treatment are now getting it --
282
1113700
4000
Verem tedavisi gereken insanların yaklaşık yüzde 40'ı artık tedaviye erişebiliyor --
18:37
in just 18 months, up from zero when we started.
283
1117700
4000
yalnızca 18 ay geçti, ve sıfırdan başlamıştık.
18:41
43 percent of the children in need of an infant feeding program
284
1121700
3000
Çocuk beslenme programına ihtiyaç duyan çocukların yüzde 43'ü,
18:44
to prevent malnutrition and early death
285
1124700
2000
kötü beslenme ve erken ölümlerin önüne geçilebilmesi için,
18:46
are now getting the food supplements they need to stay alive and to grow.
286
1126700
3000
artık hayatta kalmak ve büyüyebilmek için ihtiyaçları olan besinleri alıyorlar.
18:49
We've started the first malaria treatment programs they've ever had there.
287
1129700
4000
Bu bölgedeki ilk sıtma tedavisi programını başlattık.
18:53
Patients admitted to a hospital that was destroyed during the genocide
288
1133700
5000
Soykırımda yerle bir edildikten sonra, güneş enerjisi jeneratörleri ve
18:58
that we have renovated along with four other clinics,
289
1138700
5000
laboratuvar teknolojisiyle donatarak diğer dört klinikle birlikte
19:03
complete with solar power generators, good lab technology.
290
1143700
5000
yenilediğimiz hastanede hastalar kabul ediliyor.
19:08
We now are treating 325 people a month,
291
1148700
5000
Şu anda, AIDS hastalarının neredeyse yüzde 100'ünün evde tedavi edilmesine
19:13
despite the fact that almost 100 percent of the AIDS patients are now treated at home.
292
1153700
5000
rağmen ayda 325 kişinin tedavisini yapıyoruz.
19:19
And the most important thing is
293
1159700
3000
En önemlisi de,
19:22
because we've implemented Paul Farmer's model, using community health workers,
294
1162700
5000
Paul Farmer modelini, yani toplum sağlığı görevlilerini kullandığımızdan,
19:27
we estimate that this system could be put into place for all of Rwanda
295
1167700
6000
bu sistemin, GSYH'nin yüzde beş ila altısı karşılığında bütün Ruanda'da
19:33
for between five and six percent of GDP,
296
1173700
4000
uygulamaya konabileceğini ve hükümetin
19:37
and that the government could sustain that
297
1177700
4000
beş ila altı yıl sonra dış yardım almadan,
19:41
without depending on foreign aid after five or six years.
298
1181700
5000
sistemin sürdürebilir hale getireceğini tahmin ediyoruz.
19:47
And for those of you who understand healthcare economics
299
1187700
2000
Sağlık hizmetleri ekonomisinden anlayanlarınız için,
19:49
you know that all wealthy countries spend between nine and 11 percent of GDP
300
1189700
5000
bildiğiniz gibi zengin ülkeler GSYH'lerinin yüzde 9 ila 11'ini sağlık hizmetlerine
19:54
on health care, except for the United States, we spend 16 --
301
1194700
2000
ayırıyor, ABD hariç tabii, biz yüzde 16'sını ayırıyoruz --
19:56
but that's a story for another day.
302
1196700
2000
bunu başka bir gün anlatırım.
19:59
(Laughter)
303
1199700
1000
(Gülüşmeler)
20:01
We're now working with Partners in Health and the Ministry of Health in Rwanda
304
1201700
5000
Şu anda, Ruanda'da Partners in Health ve Ruanda Sağlık Bakanlığı, ayrıca
20:06
and our Foundation folks to scale this system up.
305
1206700
4000
bizim Vakıf mensuplarımızla bu sistemi genele yaymak için çalışıyoruz.
20:10
We're also beginning to do this in Malawi and Lesotho.
306
1210700
6000
Aynı çalışmalara Malavi ile Lesotho'da da başlıyoruz.
20:16
And we have similar projects in Tanzania, Mozambique,
307
1216700
4000
Tanzanya, Mozambik, Kenya ve Etiyopya'da da
20:20
Kenya and Ethiopia with other partners trying to achieve the same thing:
308
1220700
5000
diğer ortaklarımızla, aynı hedeflere ulaşmak için, en fazla sayıda hayatı,
20:25
to save as many lives as quickly as we can,
309
1225700
2000
en kısa sürede kurtarmak için benzer projeler üretiyoruz.
20:27
but to do it in a systematic way that can be implemented nationwide
310
1227700
3000
Bu projeleri ülke çapında uygulanabilecek sistematik bir biçimde,
20:30
and then with a model that can be implemented in any country in the world.
311
1230700
4000
ve dünyanın her yerinde uygulanabilir bir model ile gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz.
20:34
We need initial upfront investment to train doctors, nurses,
312
1234700
4000
Ülkenin her yerinde doktorlar, hemşireler, sağlık yöneticileri ve
20:38
health administration and community health workers throughout the country,
313
1238700
3000
toplum sağlığı çalışanları yetiştirmek için ilk önce net bir yatırım ile
20:41
to set up the information technology, the solar energy,
314
1241700
3000
bilgi teknolojilerinin, güneş enerjisi sistemlerinin,
20:44
the water and sanitation, the transportation infrastructure.
315
1244700
3000
su ve sıhhi tesisat ile ulaşım altyapısının kurulması gerekiyor.
20:47
But over a five- to 10-year period,
316
1247700
3000
Ancak, beş ila on yıllık bir süreçte
20:50
we will take down the need for outside assistance
317
1250700
2000
dış yardım ihtiyacını aşama aşama azaltarak,
20:52
and eventually it will be phased out.
318
1252700
2000
en sonunda yok edeceğiz.
20:55
My wish is that TED assist us in our work and help us to build
319
1255700
8000
Benim dileğim; TED'in çalışmalarımızı desteklemesi ve
21:03
a high-quality rural health system in a poor country, Rwanda,
320
1263700
4000
Afrika için, aslında bakarsanız dünyanın herhangi bir yerindeki,
21:07
that can be a model for Africa,
321
1267700
2000
herhangi bir yoksul ülke için model olabilecek,
21:09
and indeed, for any poor country anywhere in the world.
322
1269700
5000
Ruanda'da yüksek kalitede bir kırsal sağlık sistemi kurmamıza yardım etmesidir.
21:14
My belief is that this will help us to build a more integrated world
323
1274700
6000
İnanıyorum ki böylelikle daha çok ortağın, daha az teröristin olduğu,
21:20
with more partners and fewer terrorists,
324
1280700
3000
daha fazla üretken insana karşı daha az kindarın barındığı
21:23
with more productive citizens and fewer haters,
325
1283700
3000
bütünleşmiş bir dünya; çocuklarımızın ve torunlarımızın
21:26
a place we'd all want our kids and our grandchildren to grow up in.
326
1286700
5000
içinde büyümesini isteyeceğimiz bir yer yaratmamıza yardım edecektir.
21:32
It has been an honor for me, particularly, to work in Rwanda
327
1292700
6000
Özellikle Ruanda'da çalışmak benim için bir onurdu,
21:38
where we also have a major economic development project
328
1298700
3000
burada, İskoçyalı hayırsever, Sir Ton Hunter ile ortaklaşa yürüttüğümüz
21:41
in partnership with Sir Tom Hunter, the Scottish philanthropist,
329
1301700
5000
büyük çaplı bir ekonomik kalkınma projemiz de var. Bu proje ile,
21:46
where last year we, using the same thing with AIDS drugs,
330
1306700
3000
geçtiğimiz yıl, AIDS ilaçlarında uyguladığımız yöntemi kullanarak,
21:49
cut the cost of fertilizer and the interest rates on microcredit loans by 30 percent
331
1309700
6000
gübre maliyetlerini ve mikrokredilerin faiz oranlarını yüzde 30 düşürdük,
21:55
and achieved three- to four-hundred percent increases
332
1315700
4000
neticede çiftçilerin hasat miktarını yüzde üç ila dört
21:59
in crop yields with the farmers.
333
1319700
2000
oranında arttırmayı başardık.
22:01
These people have been through a lot and none of us, most of all me,
334
1321700
6000
Bu insanlar çok şey görüp geçirmişler ve hiçbirimiz, özellikle de ben,
22:07
helped them when they were on the verge of destroying each other.
335
1327700
3000
onlar birbirlerini yok etmenin eşiğine geldiklerinde yardım elini uzatmadık.
22:11
We're undoing that now, and they are so over it and so into their future.
336
1331700
6000
Şimdi hatamızı telafi ediyoruz, hem onlar da bunları aşıp geleceğe odaklanıyorlar.
22:17
We're doing this in an environmentally responsible way.
337
1337700
4000
Çalışmalarımızı çevre bilinci ile gerçekleştiriyoruz.
22:21
I'm doing my best to convince them not to run the electric grid
338
1341700
4000
Halkın yüzde 35'inin erişimin olmadığı elektrik kaynağını değil
22:25
to the 35 percent of the people that have no access,
339
1345700
3000
temiz enerji kaynaklarını tercih etmelerini ve sorumlu
22:28
but to do it with clean energy. To have responsible reforestation projects,
340
1348700
5000
yeniden ağaçlandırma projeleri hazırlamaları için elimden geleni yapıyorum.
22:33
the Rwandans, interestingly enough, have been quite good, Mr. Wilson,
341
1353700
4000
Sayın Wilson, ilginçtir, Ruandalılar üst toprak tabakasını koruma konusunda
22:37
in preserving their topsoil.
342
1357700
2000
gayet başarılı oldular.
22:39
There's a couple of guys from southern farming families --
343
1359700
4000
Güneydeki çiftçi ailelerinden birkaç kişi tanıyorum --
22:43
the first thing I did when I went out to this place
344
1363700
2000
oraya gittiğimde yaptığım ilk şey, dizlerimin üstünde
22:45
was to get down on my hands and knees and dig in the dirt
345
1365700
2000
yere çöküp ellerimle toprağı kazarak, toprağı nasıl
22:47
and see what they'd done with it.
346
1367700
2000
değerlendirdiklerini görmek oldu.
22:49
We have a chance here to prove that a country
347
1369700
4000
Burada, kendisini yok edercesine katliamdan geçirmiş bir
22:53
that almost slaughtered itself out of existence
348
1373700
5000
ülkenin uzlaşma sağlayabileceğini, düzenini yeniden
22:59
can practice reconciliation, reorganize itself, focus on tomorrow
349
1379700
7000
kurarak yarınlara odaklanabileceğini ve asgari dış yardım ile
23:06
and provide comprehensive, quality health care with minimal outside help.
350
1386700
7000
kapsamlı ve kaliteli sağlık hizmetleri sunabileceğini kanıtlamak için fırsatımız var.
23:13
I am grateful for this prize, and I will use it to that end.
351
1393700
6000
Bu ödül için minnettarım, ve ödülü bu amaçla kullanacağım.
23:19
We could use some more help to do this,
352
1399700
4000
Bunun için, biraz daha yardım alabiliriz fakat
23:23
but think of what it would mean if we could have a world-class health system
353
1403700
4000
Ruanda'da -- kişi başına düşen günlük gelirin bir doların altında olduğu bir yerde,
23:27
in Rwanda -- in a country with a less-than-one-dollar-a-day-per-capita income,
354
1407700
5000
dünya standartlarında bir sağlık sisteminin kurulması ne demektir bir düşünün.
23:32
one that could save hundreds of millions of lives
355
1412700
4000
Böyle bir sistem, benzer durumdaki bütün ülkelerde uygulanırsa,
23:36
over the next decade if applied to every similarly situated country on Earth.
356
1416700
7000
önümüzdeki on yıllık süreçte yüz milyonlarca hayat kurtarılabilir.
23:43
It's worth a try and I believe it would succeed.
357
1423700
4000
Denemeye değer ve ben başarılı olacağına inanıyorum.
23:47
Thank you and God bless you.
358
1427700
3000
Teşekkür ederim, Tanrı sizi korusun.
23:50
(Applause)
359
1430700
12000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7