The Rise of Personal Robots | Cynthia Breazeal | TED Talks

Cynthia Breazeal: Kişisel robotların yükselişi

159,306 views

2011-02-08 ・ TED


New videos

The Rise of Personal Robots | Cynthia Breazeal | TED Talks

Cynthia Breazeal: Kişisel robotların yükselişi

159,306 views ・ 2011-02-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Senel Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
Ever since I was a little girl
0
15260
3000
Çocukluğumda
00:18
seeing "Star Wars" for the first time,
1
18260
2000
"Star Wars"u ilk defa gördüğümden beri,
00:20
I've been fascinated by this idea
2
20260
2000
kişisel robotlar fikrinden
00:22
of personal robots.
3
22260
2000
hep etkilenmişimdir.
00:24
And as a little girl,
4
24260
2000
Ve küçük bir kızken,
00:26
I loved the idea of a robot that interacted with us
5
26260
2000
insanlarla yardımsever, güvenilir bir dost gibi
00:28
much more like a helpful, trusted sidekick --
6
28260
3000
etkileşim içinde olan robot fikrini hep sevmişimdir --
00:31
something that would delight us, enrich our lives
7
31260
2000
bizi mutlu eden, hayatımızı zenginleştiren
00:33
and help us save a galaxy or two.
8
33260
3000
ve bize birkaç galaksiyi kurtarmamızda yardımcı olan birşey.
00:37
I knew robots like that didn't really exist,
9
37260
3000
Böyle robotların olmadığını biliyordum,
00:40
but I knew I wanted to build them.
10
40260
2000
ama onları yapmak istediğimi de.
00:42
So 20 years pass --
11
42260
2000
20 yıl geçti --
00:44
I am now a graduate student at MIT
12
44260
2000
Şu an MIT'de öğrenciyim
00:46
studying artificial intelligence,
13
46260
2000
ve yapay zeka üzerine çalışıyorum,
00:48
the year is 1997,
14
48260
2000
yıllardan 1997,
00:50
and NASA has just landed the first robot on Mars.
15
50260
3000
ve NASA Mars'a ilk robotu indirdi.
00:53
But robots are still not in our home, ironically.
16
53260
3000
Fakat işe bakın ki robotlar hala evlerimize girmediler.
00:56
And I remember thinking about
17
56260
2000
Ve ben bunun neden böyle olduğuyla ilgili
00:58
all the reasons why that was the case.
18
58260
2000
sebepleri düşündüğümü hatırlıyorum.
01:00
But one really struck me.
19
60260
2000
Bunlardan biri beni çok etkiledi.
01:02
Robotics had really been about interacting with things,
20
62260
3000
Robotik hep birşeylerle etkileşim içinde olmakla ilgili omuştur,
01:05
not with people --
21
65260
2000
insanlar dışında --
01:07
certainly not in a social way that would be natural for us
22
67260
2000
tabii ki bize normal gelen sosyal bir şekilde değil
01:09
and would really help people accept robots
23
69260
2000
ki böyle birşey insanların robotların günlük hayatımıza girmesini
01:11
into our daily lives.
24
71260
2000
kabul etmesine yardımcı olurdu.
01:13
For me, that was the white space; that's what robots could not do yet.
25
73260
3000
Benim için bu, robotların henüz eksik olduğu bir noktaydı.
01:16
And so that year, I started to build this robot, Kismet,
26
76260
3000
O sene bir robot yapmaya başladım, Kısmet,
01:19
the world's first social robot.
27
79260
3000
Dünya'nın ilk sosyal robotu.
01:22
Three years later --
28
82260
2000
Üç yıl sonra --
01:24
a lot of programming,
29
84260
2000
çok uzun süren programlama,
01:26
working with other graduate students in the lab --
30
86260
2000
diğer öğrencilerle laboratuvarda yapılan çalışmalar --
01:28
Kismet was ready to start interacting with people.
31
88260
2000
Kismet insanlarla etkileşime hazırdı.
01:30
(Video) Scientist: I want to show you something.
32
90260
2000
(Vidyo) Biliminsanı: Size birşey göstermek istiyorum.
01:32
Kismet: (Nonsense)
33
92260
2000
Kismet: (Mantıksız).
01:34
Scientist: This is a watch that my girlfriend gave me.
34
94260
3000
Biliminsanı: Bu benim kız arkadaşımın bana verdiği bir saat.
01:37
Kismet: (Nonsense)
35
97260
2000
Kismet: (Mantıksız).
01:39
Scientist: Yeah, look, it's got a little blue light in it too.
36
99260
2000
Biliminsanı: Evet, bak, içinde birde mavi bir ışık var.
01:41
I almost lost it this week.
37
101260
3000
Bu hafta onu nerdeyse kaybediyordum.
01:44
Cynthia Breazeal: So Kismet interacted with people
38
104260
3000
Cynthia Breazeal: Kismet insanlarla bu şekilde
01:47
like kind of a non-verbal child or pre-verbal child,
39
107260
3000
konuşmayı bilmeyen yada yeni öğrenen bir çocuk gibi iletişim kurdu,
01:50
which I assume was fitting because it was really the first of its kind.
40
110260
3000
bu ona çok uygundu çünkü o türünün gerçekten de ilk örneğiydi.
01:53
It didn't speak language, but it didn't matter.
41
113260
2000
Bir dili konuşmuyordu ama bu önemli değildi.
01:55
This little robot was somehow able
42
115260
2000
Bu küçük robot bir şekilde
01:57
to tap into something deeply social within us --
43
117260
3000
içimizdeki o derin sosyal duyguya dokunmayı başarıyordu.
02:00
and with that, the promise of an entirely new way
44
120260
2000
Ve bu şekilde robotlarla iletişim kurmanın
02:02
we could interact with robots.
45
122260
2000
yepyeni bir yolu vaad ediliyordu.
02:04
So over the past several years
46
124260
2000
Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde
02:06
I've been continuing to explore this interpersonal dimension of robots,
47
126260
2000
robotlarla insanlar arasındaki bu ilişkiyi inceledim,
02:08
now at the media lab
48
128260
2000
ve şimdi medya laboratuvarında
02:10
with my own team of incredibly talented students.
49
130260
2000
kendi takımımdaki inanılmaz yetenekli öğrencilerle birlikte çalışmaya devam ediyorum.
02:12
And one of my favorite robots is Leonardo.
50
132260
3000
Favori robotlarımdan biri Leonardo.
02:15
We developed Leonardo in collaboration with Stan Winston Studio.
51
135260
3000
Leonardoyu Stan Winston stüdyosuyla birlikte geliştirdik.
02:18
And so I want to show you a special moment for me of Leo.
52
138260
3000
Ve şimdi size Leo'nun benim için özel bir anını göstermek istiyorum.
02:21
This is Matt Berlin interacting with Leo,
53
141260
2000
Leo ile iletişim içinde olan Matt Berlin,
02:23
introducing Leo to a new object.
54
143260
2000
Leo'ya yeni bir nesneyi tanıtıyor.
02:25
And because it's new, Leo doesn't really know what to make of it.
55
145260
3000
Ve yeni olduğu için Leo bu nesneyle ne yapacağını bilemiyor.
02:28
But sort of like us, he can actually learn about it
56
148260
2000
Ama bizim gibi, Matt'in tepkisini izleyerek
02:30
from watching Matt's reaction.
57
150260
3000
hakkında birşeyler öğrenebilir.
02:33
(Video) Matt Berlin: Hello, Leo.
58
153260
2000
(Video) Matt Berlin: Merhaba, Leo.
02:38
Leo, this is Cookie Monster.
59
158260
3000
Leo, bu kurabiye canavarı.
02:44
Can you find Cookie Monster?
60
164260
3000
Kurabiye Canavarı'nı bulabilirmisin?
02:52
Leo, Cookie Monster is very bad.
61
172260
3000
Leo, Kurabiye Canavarı çok kötü.
02:56
He's very bad, Leo.
62
176260
2000
O çok kötü, Leo.
03:00
Cookie Monster is very, very bad.
63
180260
3000
Kurabiye Canavarı çok çok kötü.
03:07
He's a scary monster.
64
187260
2000
O korkunç bir canavar.
03:09
He wants to get your cookies.
65
189260
2000
Senin kurabiyelerini almak istiyor.
03:12
(Laughter)
66
192260
2000
(Gülüşmeler)
03:14
CB: All right, so Leo and Cookie
67
194260
3000
CB: Tamam, Leo ve Kurabiye
03:17
might have gotten off to a little bit of a rough start,
68
197260
2000
zor bi başlangıç yapmış olabilirler,
03:19
but they get along great now.
69
199260
3000
ama şimdi araları çok iyi.
03:22
So what I've learned
70
202260
2000
Bu sistemleri oluştururken
03:24
through building these systems
71
204260
2000
öğrendim ki
03:26
is that robots are actually
72
206260
2000
robotlar aslında
03:28
a really intriguing social technology,
73
208260
2000
çok etkileyici soyal bir teknolojiymişler.
03:30
where it's actually their ability
74
210260
2000
Aslında onların
03:32
to push our social buttons
75
212260
2000
bizim sosyal yanımıza dokunabilme
03:34
and to interact with us like a partner
76
214260
2000
ve bizimle bir arkadaş gibi ilişki kurabilme yetenekleri
03:36
that is a core part of their functionality.
77
216260
3000
onların temel işlevlerinden biri.
03:39
And with that shift in thinking, we can now start to imagine
78
219260
2000
Ve bu farklı düşünce şekliyle şimdi robotlar için
03:41
new questions, new possibilities for robots
79
221260
3000
yeni sorular, yeni olasılıklar üzerinde
03:44
that we might not have thought about otherwise.
80
224260
3000
düşünmeye başlayabiliriz.
03:47
But what do I mean when I say "push our social buttons?"
81
227260
2000
Peki ben "sosyal yanımıza dokunuyor" derken ne söylemek istiyorum?
03:49
Well, one of the things that we've learned
82
229260
2000
Öğrendiğimiz şeylerden bir tanesi,
03:51
is that, if we design these robots to communicate with us
83
231260
2000
eğer bu robotları bizimle iletişim kurmaları için dizayn edersek,
03:53
using the same body language,
84
233260
2000
insanların kullandığı aynı vücut dilini,
03:55
the same sort of non-verbal cues that people use --
85
235260
2000
ve aynı şekildeki sözsüz ifadeleri kullanarak --
03:57
like Nexi, our humanoid robot, is doing here --
86
237260
3000
bizim insancıl robotumuz Nexi'nin yaptığı gibi --
04:00
what we find is that people respond to robots
87
240260
2000
bulduğumuz şey insanların robotlara, insanlara verdikleri tepkiye
04:02
a lot like they respond to people.
88
242260
2000
çok benzer bir şekilde tepki vermeleriydi.
04:04
People use these cues to determine things like how persuasive someone is,
89
244260
3000
İnsanlar bu tepkileri kullanarak birisinin ne kadar ikna edici,
04:07
how likable, how engaging,
90
247260
2000
ne kadar sevilebilir, ne kadar çekici,
04:09
how trustworthy.
91
249260
2000
ne kadar güvenilir olduğuna karar verirler.
04:11
It turns out it's the same for robots.
92
251260
2000
Aynı şey robotlar içinde geçerli.
04:13
It's turning out now
93
253260
2000
Şu anlaşılıyorki
04:15
that robots are actually becoming a really interesting new scientific tool
94
255260
3000
robotlar insan davranışını anlamak için çok ilginç bilimsel bir araç
04:18
to understand human behavior.
95
258260
2000
haline geliyorlar.
04:20
To answer questions like, how is it that, from a brief encounter,
96
260260
3000
Nasıl oluyorda kısa bir karşılaşmadan sonra bir insanın ne kadar
04:23
we're able to make an estimate of how trustworthy another person is?
97
263260
3000
güvenilir olduğunu tahmin edebiliyoruz gibi soruları yanıtlamak için.
04:26
Mimicry's believed to play a role, but how?
98
266260
3000
Mimicry bir rol yaptığına inandı, ama nasıl?
04:29
Is it the mimicking of particular gestures that matters?
99
269260
3000
Önemli olan belirli davranışların taklit edilmesi miydi?
04:32
It turns out it's really hard
100
272260
2000
İnsanları izleyerek bunu anlamak yada bunu
04:34
to learn this or understand this from watching people
101
274260
2000
öğrenmek çok zor çünkü biz insanlarla iletişim kurarken
04:36
because when we interact we do all of these cues automatically.
102
276260
3000
herşeyi otomatik olarak yaparız.
04:39
We can't carefully control them because they're subconscious for us.
103
279260
2000
Yaptıklarımızı dikkatlice kontrol edemeyiz çünkü onlar bilinç altından gelir.
04:41
But with the robot, you can.
104
281260
2000
Ama robotlarla bunu yapabiliriz.
04:43
And so in this video here --
105
283260
2000
Burda gördüğünüz vidyodaki gibi --
04:45
this is a video taken from David DeSteno's lab at Northeastern University.
106
285260
3000
bu vidyo Northeastern üniversitesi'nde David DeSteno'nun laboratuvarında çekildi.
04:48
He's a psychologist we've been collaborating with.
107
288260
2000
David DeSteno birlikte çalıştığımız bir psikolog.
04:50
There's actually a scientist carefully controlling Nexi's cues
108
290260
3000
Aradığımız cevaba ulaşmak için
04:53
to be able to study this question.
109
293260
3000
Nexi'nin hareketlerini çok dikkatlice inceleyen bir biliminsanı var.
04:56
And the bottom line is -- the reason why this works is
110
296260
2000
Sonuç olarak -- bu yöntemin işe yaramasının sebebi --
04:58
because it turns out people just behave like people
111
298260
2000
insanlar robotlarla iletişim kurarken yine
05:00
even when interacting with a robot.
112
300260
3000
insan gibi davranıyorlar.
05:03
So given that key insight,
113
303260
2000
Bu anahtar fikir ele alındığında
05:05
we can now start to imagine
114
305260
2000
robotlar için yeni uygulama alanları bulmayı
05:07
new kinds of applications for robots.
115
307260
3000
hayal etmeye başlayabiliriz.
05:10
For instance, if robots do respond to our non-verbal cues,
116
310260
3000
Örneğin, eğer robotlar bizim söylevsel olmayan davranışlarımıza
05:13
maybe they would be a cool, new communication technology.
117
313260
4000
tepki verebilselerdi, bu çok ilginç bir iletişim teknolojisi olabilirdi.
05:17
So imagine this:
118
317260
2000
Şunu hayal edin:
05:19
What about a robot accessory for your cellphone?
119
319260
2000
Cep telefonunuz için bir robot aksesuvarına ne dersiniz?
05:21
You call your friend, she puts her handset in a robot,
120
321260
2000
Arkadaşını arıyorsun, o cep telefonunu bir robotun içine koyuyor,
05:23
and, bam! You're a MeBot --
121
323260
2000
ve, bem!, şimdi bir MeBot'sun (BenRobot) --
05:25
you can make eye contact, you can talk with your friends,
122
325260
3000
arkadaşlarınla göz kontağı kurabilir, onlarla konuşabilirsin,
05:28
you can move around, you can gesture --
123
328260
2000
etrafta dolanabilir ve tepkini gösterebilirsin --
05:30
maybe the next best thing to really being there, or is it?
124
330260
3000
orda gerçekten olmaktan sonra en iyi şey, değil mi?
05:33
To explore this question,
125
333260
2000
Bu soruyu incelemek için
05:35
my student, Siggy Adalgeirsson, did a study
126
335260
3000
öğrencim Siggy Adalgeirsson bir araştırma yaptı.
05:38
where we brought human participants, people, into our lab
127
338260
3000
Bu araştırmada insanları laboratuvarımıza davet ettik
05:41
to do a collaborative task
128
341260
2000
ve onlardan başka bir yerdeki insanlarla
05:43
with a remote collaborator.
129
343260
2000
ortaklaşa bir ödevi gerçekleştirmelerini istedik.
05:45
The task involved things
130
345260
2000
Bu ödevin içerdikleri
05:47
like looking at a set of objects on the table,
131
347260
2000
masa üstünde duran bir kaç nesneye bakıp
05:49
discussing them in terms of their importance and relevance to performing a certain task --
132
349260
3000
bunların belli bir ödevi yerine getirmek için ne kadar alakalı ve önemli olduğunu tartışmak --
05:52
this ended up being a survival task --
133
352260
2000
bu bir hayatta kalma görevine dönmüştü --
05:54
and then rating them in terms
134
354260
2000
ve bunları önemine göre
05:56
of how valuable and important they thought they were.
135
356260
2000
sıralamaktı.
05:58
The remote collaborator was an experimenter from our group
136
358260
3000
Uzaktaki işbirlikçimiz bizim grubumuzdan birisiydi
06:01
who used one of three different technologies
137
361260
2000
ve katılımcılarla iletişime geçmek için
06:03
to interact with the participants.
138
363260
2000
üç farklı teknolojiyi kullandılar.
06:05
The first was just the screen.
139
365260
2000
Bunlardan ilki bir ekrandı.
06:07
This is just like video conferencing today.
140
367260
3000
Günümüzdeki vidyo konferansın aynısı.
06:10
The next was to add mobility -- so, have the screen on a mobile base.
141
370260
3000
İkincisi ekranı hareketli bir plaform üstüne yerleştirip, hareket yeteneği sağlamaktı.
06:13
This is like, if you're familiar with any of the telepresence robots today --
142
373260
3000
Eğer bugünkü teleprezens robotlarını biliyorsanız,
06:16
this is mirroring that situation.
143
376260
3000
burda yaptığımız bunun bir örneği.
06:19
And then the fully expressive MeBot.
144
379260
2000
Ve son olarak MeBot.
06:21
So after the interaction,
145
381260
2000
Bu deneyden sonra
06:23
we asked people to rate their quality of interaction
146
383260
3000
insanlara uzaktaki arkadaşımızla
06:26
with the technology, with a remote collaborator
147
386260
2000
teknolojiyi farklı şekillerde kullanarak
06:28
through this technology, in a number of different ways.
148
388260
3000
gerçekleştirdikleri iletişimin kalitesini sorduk.
06:31
We looked at psychological involvement --
149
391260
2000
Psikolojik katılımı inceledik --
06:33
how much empathy did you feel for the other person?
150
393260
2000
diğer insan için ne kadar empati hissetiniz?
06:35
We looked at overall engagement.
151
395260
2000
Toplamda gösterilen çabayı inceledik.
06:37
We looked at their desire to cooperate.
152
397260
2000
İnsanların işbirliği yapma isteğini inceledik.
06:39
And this is what we see when they use just the screen.
153
399260
3000
Ve burda gördüğümüz, insanlar sadece ekranı kullandığında ortaya çıkan sonuç.
06:42
It turns out, when you add mobility -- the ability to roll around the table --
154
402260
3000
Eğer hareket kabiliyeti eklersen -- masanın etrafında dönme yeteneği --
06:45
you get a little more of a boost.
155
405260
2000
sonuçlarda hafif bir artma görülüyor.
06:47
And you get even more of a boost when you add the full expression.
156
407260
3000
Ve MeBot kullanıldığında, çok daha fazla bir artış elde ediliyor.
06:50
So it seems like this physical, social embodiment
157
410260
2000
Ve öyle görülüyorki bu fiziki sosyal ifade biçimi
06:52
actually really makes a difference.
158
412260
2000
gerçekten bir fark yaratıyor.
06:54
Now let's try to put this into a little bit of context.
159
414260
3000
Şimdi bunu bir kontekste oturtalım.
06:57
Today we know that families are living further and further apart,
160
417260
3000
Günümüzde aileler birbirinden çok uzaklarda yaşıyorlar,
07:00
and that definitely takes a toll on family relationships
161
420260
2000
ve bu aile ilişkilerine ve birbirinden
07:02
and family bonds over distance.
162
422260
2000
uzak aile bağlarına zarar veriyor.
07:04
For me, I have three young boys,
163
424260
2000
Bana gelince, benim üç oğlum var
07:06
and I want them to have a really good relationship
164
426260
2000
ve ben onların büyükanne ve büyükbabalarıyla iyi
07:08
with their grandparents.
165
428260
2000
ilişkileri olmasını istiyorum.
07:10
But my parents live thousands of miles away,
166
430260
2000
Ama annem ve babam bizden binlerce mil uzakta yaşıyor
07:12
so they just don't get to see each other that often.
167
432260
2000
ve bu yüzden birbirlerini çok sık göremiyorlar.
07:14
We try Skype, we try phone calls,
168
434260
2000
Skype'ı deniyoruz, telefonla konuşmayı deniyoruz,
07:16
but my boys are little -- they don't really want to talk;
169
436260
2000
ama benim çocuklarım daha küçük -- konuşmak o kadar hoşlarına gitmiyor,
07:18
they want to play.
170
438260
2000
oynamak istiyorlar.
07:20
So I love the idea of thinking about robots
171
440260
2000
Robotları yeni bir uzaktan oynama teknolojisi
07:22
as a new kind of distance-play technology.
172
442260
3000
olarak düşünmeyi seviyorlar.
07:25
I imagine a time not too far from now --
173
445260
3000
Şu andan çok uzak olmayan bir gelecek düşünüyorum --
07:28
my mom can go to her computer,
174
448260
2000
annem bilgisayarına gidiyor,
07:30
open up a browser and jack into a little robot.
175
450260
2000
internet tarayıcısını açıyor ve küçük bir robota bağlanıyor.
07:32
And as grandma-bot,
176
452260
3000
Ve grandma-bot(Büyükanne-bot) olarak,
07:35
she can now play, really play,
177
455260
2000
o şimdi oynayabilir, ama gerçekten oynayabilir,
07:37
with my sons, with her grandsons,
178
457260
2000
benim çocuklarımla, onun torunlarıyla,
07:39
in the real world with his real toys.
179
459260
3000
gerçek Dünya'da gerçek oyuncaklarla.
07:42
I could imagine grandmothers being able to do social-plays
180
462260
2000
Büyükannelerin torunlarıyla, arakadaşlarıyla sosyal oyunlar
07:44
with their granddaughters, with their friends,
181
464260
2000
oynayabildiğini ve evdeki başka hertürlü aktiviteyi,
07:46
and to be able to share all kinds of other activities around the house,
182
466260
2000
uyumadan önce anlatılan bir hikaye gibi,
07:48
like sharing a bedtime story.
183
468260
2000
paylaşabildiğini hayal edebiliyorum.
07:50
And through this technology,
184
470260
2000
Ve bu teknoloji sayesinde,
07:52
being able to be an active participant
185
472260
2000
torunlarının hayatının
07:54
in their grandchildren's lives
186
474260
2000
aktiv bir parçası olabilecekler,
07:56
in a way that's not possible today.
187
476260
2000
bugün mümkün olmayan bir yöntemle.
07:58
Let's think about some other domains,
188
478260
2000
Başka alanları ele alalım,
08:00
like maybe health.
189
480260
2000
sağlık mesela.
08:02
So in the United States today,
190
482260
2000
Bugün Amerika'da,
08:04
over 65 percent of people are either overweight or obese,
191
484260
3000
insanların yüzde 65'i ya aşırı kilolu yada obez,
08:07
and now it's a big problem with our children as well.
192
487260
2000
ve bu şimdi çocuklarımız içinde büyük bir problem.
08:09
And we know that as you get older in life,
193
489260
2000
Ve biliyoruzki, gençlikte obezlik
08:11
if you're obese when you're younger, that can lead to chronic diseases
194
491260
3000
ilerleyen yaşlarda kronik hastalıklara sebep olabiliyor,
08:14
that not only reduce your quality of life,
195
494260
2000
ki bu sadece hayat kalitemizi düşürmekle kalmıyor,
08:16
but are a tremendous economic burden on our health care system.
196
496260
3000
aynı zamanda sağlık sistemimiz için de son derece ağır bir yük.
08:19
But if robots can be engaging,
197
499260
2000
Eğer robotlar insanlarda ilgi uyandırabilirlerse,
08:21
if we like to cooperate with robots,
198
501260
2000
eğer biz robotlarla işbirliği yapmak istersek,
08:23
if robots are persuasive,
199
503260
2000
eğer robotlar ikna edici olabilirse,
08:25
maybe a robot can help you
200
505260
2000
belki bir robot sana diyet yada
08:27
maintain a diet and exercise program,
201
507260
2000
egzersiz programına bağlı kalmanda,
08:29
maybe they can help you manage your weight.
202
509260
3000
belkide kilonu korumanda yardımcı olabilir.
08:32
Sort of like a digital Jiminy --
203
512260
2000
Bir çeşit dijital Jiminiy --
08:34
as in the well-known fairy tale --
204
514260
2000
o çok ünlü peri masalındaki gibi,
08:36
a kind of friendly, supportive presence that's always there
205
516260
2000
her zaman yanınızda olan sizi destekleyen bir arakadaş,
08:38
to be able to help you make the right decision
206
518260
2000
size doğru kararı vermenizde yardımcı olan,
08:40
in the right way at the right time
207
520260
2000
doğru şekilde ve doğru zamanda,
08:42
to help you form healthy habits.
208
522260
2000
size doğru alışkanlıklar kazanmanıza yardımcı olan.
08:44
So we actually explored this idea in our lab.
209
524260
2000
Bu fikri aslında laboratuvarlarımızda keşfettik.
08:46
This is a robot, Autom.
210
526260
2000
Bu bir robot, Autom.
08:48
Cory Kidd developed this robot for his doctoral work.
211
528260
3000
Cory Kidd bu robotu doktora çalışması için geliştirdi.
08:51
And it was designed to be a robot diet-and-exercise coach.
212
531260
3000
Ve o bir egzersiz ve diyet koçu olarak dizayn edildi.
08:54
It had a couple of simple non-verbal skills it could do.
213
534260
2000
Yapabildiği söylevsel olmayan birkaç yeteneği vardı.
08:56
It could make eye contact with you.
214
536260
2000
Sizinle göz kontağı kurabilirdi.
08:58
It could share information looking down at a screen.
215
538260
2000
Bir ekrana bakarak bilgiyi paylaşabilirdi.
09:00
You'd use a screen interface to enter information,
216
540260
2000
Bir ekranı kullanarak bugün kaç kalori yediğiniz,
09:02
like how many calories you ate that day,
217
542260
2000
ne kadar egzersiz yaptığınız
09:04
how much exercise you got.
218
544260
2000
bilgisini girebilirdiniz.
09:06
And then it could help track that for you.
219
546260
2000
Ve o bunu takip etmenizde size yardımcı olurdu.
09:08
And the robot spoke with a synthetic voice
220
548260
2000
Robot sentetik bir sesle konuştu,
09:10
to engage you in a coaching dialogue
221
550260
2000
sizi antrenör ve hastalar örnek alınarak
09:12
modeled after trainers
222
552260
2000
hazırlanan bir diyaloğa
09:14
and patients and so forth.
223
554260
2000
dahil etmek için.
09:16
And it would build a working alliance with you
224
556260
2000
O sizinle bu diyalog yoluyla bir işbirliği
09:18
through that dialogue.
225
558260
2000
kurmaya çalışırdı.
09:20
It could help you set goals and track your progress,
226
560260
2000
Size hedefler koymanızda ve ilerleyişinizi takip etmenizde
09:22
and it would help motivate you.
227
562260
2000
yardımcı olabilir, sizi motive edebilirdi.
09:24
So an interesting question is,
228
564260
2000
Şöyle bir soru akla geliyor,
09:26
does the social embodiment really matter? Does it matter that it's a robot?
229
566260
3000
sosyal kimlik gerçekten önemli mi? Onun bir robot olması birşeyi değiştirir mi?
09:29
Is it really just the quality of advice and information that matters?
230
569260
3000
Önemli olan sadece verilen bilgi ve tavsiyenin kalitesi mi?
09:32
To explore that question,
231
572260
2000
Bu soruyu yanıtlamak için,
09:34
we did a study in the Boston area
232
574260
2000
Boston civarında bir araştırma yaptık,
09:36
where we put one of three interventions in people's homes
233
576260
3000
birkaç haftalığına insanların evlerine üç faklı
09:39
for a period of several weeks.
234
579260
2000
müdahilden birini yerleştirdik.
09:41
One case was the robot you saw there, Autom.
235
581260
3000
Bunlardan ilki şurda gördüğünüz robottu.
09:44
Another was a computer that ran the same touch-screen interface,
236
584260
3000
Diğeri ise aynı dokunmatik ekranı ve aynı diyalogları kullanan
09:47
ran exactly the same dialogues.
237
587260
2000
bir bilgisayardı.
09:49
The quality of advice was identical.
238
589260
2000
Verilen tavsiyelerin kalitesi aynıydı.
09:51
And the third was just a pen and paper log,
239
591260
2000
Ve üçüncüsü sadece bir kalem ve kağıttan ibaretti
09:53
because that's the standard intervention you typically get
240
593260
2000
çünkü bir diyet yada egzersiz programına başladığında,
09:55
when you start a diet-and-exercise program.
241
595260
3000
normalde takip için kullanacağın yöntem budur.
09:58
So one of the things we really wanted to look at
242
598260
3000
Sonuç olarak görmek istediğimiz şeylerden bir tanesi
10:01
was not how much weight people lost,
243
601260
3000
insanların ne kadar kilo kaybettiği değil
10:04
but really how long they interacted with the robot.
244
604260
3000
robotlarla ne kadar etkileşim içinde olduklarıydı.
10:07
Because the challenge is not losing weight, it's actually keeping it off.
245
607260
3000
Aslında mesele kilo vermek değil, mesele kilo almamak.
10:10
And the longer you could interact with one of these interventions,
246
610260
3000
Ve ne kadar uzun süre bu kontrol yöntemlerinden birini kullanırsan
10:13
well that's indicative, potentially, of longer-term success.
247
613260
3000
potansiyel olarak daha uzun vadeli bir başarıya ulaşılabilir.
10:16
So the first thing I want to look at is how long,
248
616260
2000
İlk olarak bakmak istediğim şey,
10:18
how long did people interact with these systems.
249
618260
2000
insanların bu sistemlerle ne kadar uzun süre etkileşim içinde olduğu.
10:20
It turns out that people interacted with the robot
250
620260
2000
İnsanlar robotlarla çok daha fazla
10:22
significantly more,
251
622260
2000
etkileşim içindeler,
10:24
even though the quality of the advice was identical to the computer.
252
624260
3000
yapılan tavsiyelerin kalitesinin bilgisayarlarla aynı olmasına rağmen.
10:28
When it asked people to rate it on terms of the quality of the working alliance,
253
628260
3000
İnsanlardan farklı sistemlerle yapılan bu işbirliğinin kalitesinin değerlendirilmesi istenildiğinde,
10:31
people rated the robot higher
254
631260
2000
insanlar robotlara daha fazla değer verdiler
10:33
and they trusted the robot more.
255
633260
2000
ve robotlara daha fazla güvendiler.
10:35
(Laughter)
256
635260
2000
(Gülüşmeler)
10:37
And when you look at emotional engagement,
257
637260
2000
Ve kurulan duygusal bağı incelersek,
10:39
it was completely different.
258
639260
2000
bu çok farklıydı.
10:41
People would name the robots.
259
641260
2000
İnsanlar robotlara isimler verdiler.
10:43
They would dress the robots.
260
643260
2000
Robotları giydirdiler.
10:45
(Laughter)
261
645260
2000
(Gülüşmeler)
10:47
And even when we would come up to pick up the robots at the end of the study,
262
647260
3000
Ve hatta bu araştırmanın sonunda robotları almaya geldiğimizde,
10:50
they would come out to the car and say good-bye to the robots.
263
650260
2000
insanlar arabanın yanına kadar gelip robotlarla vedalaştılar.
10:52
They didn't do this with a computer.
264
652260
2000
Bunu bir bilgisayarla yapmadılar.
10:54
The last thing I want to talk about today
265
654260
2000
Bu gün hakkında konuşmak istediğim son şey,
10:56
is the future of children's media.
266
656260
2000
çocuk medyasının geleceği.
10:58
We know that kids spend a lot of time behind screens today,
267
658260
3000
Bildiğimiz gibi çocuklar ekranın karşısında çok fazla zaman geçiriyorlar,
11:01
whether it's television or computer games or whatnot.
268
661260
3000
bu televizyon, bilgisayar oyunları yada herhangi başka birşey olabilir.
11:04
My sons, they love the screen. They love the screen.
269
664260
3000
Çocuklarım ekranı çok seviyorlar.
11:07
But I want them to play; as a mom, I want them to play,
270
667260
3000
Ama ben onların oynamalarını istiyorum; bir anne olarak onların
11:10
like, real-world play.
271
670260
2000
gerçek Dünyada'ki oyunları oynamalarını istiyorum.
11:12
And so I have a new project in my group I wanted to present to you today
272
672260
3000
Bugün size grubumda başlattığım yeni bir projemi sunmak istiyorum,
11:15
called Playtime Computing
273
675260
2000
adı Playtime Computing olan bu proje
11:17
that's really trying to think about how we can take
274
677260
2000
dijital medyanın neden bu kadar çekici
11:19
what's so engaging about digital media
275
679260
2000
olduğu konusunda düşünmeye çalışıyor
11:21
and literally bring it off the screen
276
681260
2000
ve kelimenin tam anlamıyla bunu ekranın dışına taşımaya çalışıyor,
11:23
into the real world of the child,
277
683260
2000
çocukların gerçek Dünya'sına,
11:25
where it can take on many of the properties of real-world play.
278
685260
3000
gerçek Dünya'daki oyunların birçok özelliğini alabileceği yere.
11:29
So here's the first exploration of this idea,
279
689260
4000
Bu fikrin ilk araştırması şu oldu,
11:33
where characters can be physical or virtual,
280
693260
3000
karakterler gerçek yada sanal olabilir,
11:36
and where the digital content
281
696260
2000
ve dijital içerik
11:38
can literally come off the screen
282
698260
2000
ekranın dışına taşınabilir,
11:40
into the world and back.
283
700260
2000
gerçek Dünya'ya ve tekrar sanal ortama.
11:42
I like to think of this
284
702260
2000
Ben bunu karmaşık
11:44
as the Atari Pong
285
704260
2000
bir Atari oyunu gibi
11:46
of this blended-reality play.
286
706260
2000
düşünmeyi seviyorum.
11:48
But we can push this idea further.
287
708260
2000
Bu fikri daha da geliştirbiliriz.
11:50
What if --
288
710260
2000
Eğer --
11:52
(Game) Nathan: Here it comes. Yay!
289
712260
3000
(Oyun) Nathan: İşte o geliyor. Yay!
11:55
CB: -- the character itself could come into your world?
290
715260
3000
CB: -- karakterin kendisi sizin Dünya'nıza gelebiliseydi?
11:58
It turns out that kids love it
291
718260
2000
Görülüyorki karakterlerin gerçek olup
12:00
when the character becomes real and enters into their world.
292
720260
3000
onların Dünya'sına girmesi çocukların hoşuna gidiyor.
12:03
And when it's in their world,
293
723260
2000
Ve onların Dünya'sındayken,
12:05
they can relate to it and play with it in a way
294
725260
2000
çocuklar onlarla ekranda olduğundan çok farklı bir
12:07
that's fundamentally different from how they play with it on the screen.
295
727260
2000
şekilde oynayabilir ve onlarla bir ilişki kurabilir.
12:09
Another important idea is this notion
296
729260
2000
Önemli başka bir nokta ise
12:11
of persistence of character across realities.
297
731260
3000
karakterin sanal ve gerçek Dünya arasındaki devamlılığı.
12:14
So changes that children make in the real world
298
734260
2000
Çocukların gerçek Dünya'da yaptığı değişiklikler
12:16
need to translate to the virtual world.
299
736260
2000
sanal Dünya'ya da yansıtılmalı.
12:18
So here, Nathan has changed the letter A to the number 2.
300
738260
3000
Burda Nathan A harfini 2 sayısına çevirdi.
12:21
You can imagine maybe these symbols
301
741260
2000
Bu sembollerin karakterlere
12:23
give the characters special powers when it goes into the virtual world.
302
743260
3000
sanal Dünya'da farklı güçler verdiğini düşünebilirsiniz.
12:26
So they are now sending the character back into that world.
303
746260
3000
Şimdi karakteri gerçek Dünya'ya gönderiyorlar.
12:29
And now it's got number power.
304
749260
3000
Ve şimdi karakterin sayı gücü var.
12:32
And then finally, what I've been trying to do here
305
752260
2000
Sonuç olarak, burda yapmaya çalıştığım
12:34
is create a really immersive experience for kids,
306
754260
3000
çocuklar için tamamen gerçekci bir deneyim yaratmak,
12:37
where they really feel like they are part of that story,
307
757260
3000
onların bu hikayenin bir parçası olduklarını hissettikleri
12:40
a part of that experience.
308
760260
2000
bir deneyim.
12:42
And I really want to spark their imaginations
309
762260
2000
Çocukların hayal güçlerini harekete geçirmek istiyorum,
12:44
the way mine was sparked as a little girl watching "Star Wars."
310
764260
3000
ben küçük bir kızken "Star Wars" izlediğimde olduğu gibi.
12:47
But I want to do more than that.
311
767260
2000
Ama ben bundan fazlasını yapmak istiyorum.
12:49
I actually want them to create those experiences.
312
769260
3000
Ben onların kendilerinin bu denyimi yaratmalarını istiyorum.
12:52
I want them to be able to literally build their imagination
313
772260
2000
Onların hayal ettiklerini bu deneyimlere yansıtmalarını
12:54
into these experiences and make them their own.
314
774260
2000
ve bu deneyimleri kendilerinin yapmalarını istiyorum.
12:56
So we've been exploring a lot of ideas
315
776260
2000
Teleprezens ve karışık realiteyle ilgili farklı
12:58
in telepresence and mixed reality
316
778260
2000
fikirleri ele alarak çocukların düşüncelerini bu
13:00
to literally allow kids to project their ideas into this space
317
780260
3000
alana nasıl yansıtacağını ve diğer çocukların bu fikirlerle
13:03
where other kids can interact with them
318
783260
2000
etkileşim içinde olup bu fikirleri nasıl
13:05
and build upon them.
319
785260
2000
geliştireceğini araştırdık.
13:07
I really want to come up with new ways of children's media
320
787260
3000
Çocuk medyasında çocukların yaratıcılıklarını, öğrenmelerini
13:10
that foster creativity and learning and innovation.
321
790260
3000
ve yeni fikirleri teşvik edecek yeni yöntemler bulmak istiyorum.
13:13
I think that's very, very important.
322
793260
3000
Bunun çok çok önemli olduğunu düşünüyorum.
13:16
So this is a new project.
323
796260
2000
Bu yeni bir proje.
13:18
We've invited a lot of kids into this space,
324
798260
2000
Çocukları buraya davet ettik,
13:20
and they think it's pretty cool.
325
800260
3000
onlar bunu mükemmel buldu.
13:23
But I can tell you, the thing that they love the most
326
803260
2000
Şunu söyleyebilirim, çocukların en çok sevdiği şey
13:25
is the robot.
327
805260
2000
robot.
13:27
What they care about is the robot.
328
807260
3000
Önem verdikleri şey robot.
13:30
Robots touch something deeply human within us.
329
810260
3000
Robotlar içimizdeki derin insani duyguya dokunuyorlar.
13:33
And so whether they're helping us
330
813260
2000
İster bize yaratıcı ve yenilikçi olmamızda
13:35
to become creative and innovative,
331
815260
2000
yardımcı olmaları,
13:37
or whether they're helping us
332
817260
2000
ister bize uzaklara rağmen derinden
13:39
to feel more deeply connected despite distance,
333
819260
2000
bağlılık hissetmemizde yardım etmeleri,
13:41
or whether they are our trusted sidekick
334
821260
2000
yada bizim güvenilir destekçimiz olarak
13:43
who's helping us attain our personal goals
335
823260
2000
bize olabileceğimizin en iyisi olmak için koyduğumuz
13:45
in becoming our highest and best selves,
336
825260
2000
hedeflerimize ulaşmamızda yardımcı olmaları,
13:47
for me, robots are all about people.
337
827260
3000
benim için, robotlar tamamen insanlarla ilgili.
13:50
Thank you.
338
830260
2000
Teşekkür ederim.
13:52
(Applause)
339
832260
5000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7