Did the global response to 9/11 make us safer? | Benedetta Berti

Çeviri: Cihan Aydoğdu Gözden geçirme: Merve Kılıç

Almost 20 years have passed since 9/11.

11 Eylül'ün üzerinden neredeyse 20 yıl geçti.

It is time to take stock of where we stand

Bulunduğumuz konumu sorgulama

and stop and think.

ve durup düşünme vakti geldi.

It is time to ask ourselves,

Kendimize şunu sormanın vakti;

have the assumptions and policies

o trajik olayların ardından yaptığımız

we developed in the wake of those tragic events

varsayımlar ve kurduğumuz ilkeler

truly made us more secure?

bizi gerçekten daha güvenli yaptı mı?

Have they made our societies, both in Europe and in the United States,

Hem Avrupa hem de Amerika'daki topluluklarımızı

more resilient?

daha güçlü yaptılar mı?

I've worked all my life in the field of security and defense,

Hayatım boyunca güvenlik ve koruma alanında çalıştım

and I am convinced that now, more than ever,

ve şu an her zamankinden daha çok eminim ki,

we need to radically reframe the way we think and act about security,

güvenliğimiz hakkında düşünüş ve davranış şeklimizi

kökünden değiştirmeliyiz, özellikle uluslararası güvenliğimiz yönünden.

and especially about international security.

By international security, I actually mean what we do,

Uluslararası güvenlik derken aslında demek istediğim,

how we prepare our countries

ülkelerimizi dışarıdan gelebilecek

to better respond and prevent external threats,

tehditlere karşı nasıl hazırladığımız

and how we protect our citizens.

ve vatandaşlarımızı nasıl koruduğumuz.

The key to both

İkisine birden giden yol,

is to focus on protecting civilians,

sivilleri korumaya yönelmek,

both in our own countries

hem kendi ülkemizdekileri

and in those where we are present in the name of security.

hem de güvenlikleri konusunda sorumlu olduğumuz kişileri.

Now, this idea goes against the fixed narrative

Bu fikir son 20 yıldır geliştirdiğimiz

that we developed over the past 20 years

güvenlik nedir ve nasıl sağlanır konulu klişelerin

over what security is and how to get it,

biraz dışında olabilir,

but that narrative is flawed, and worse, it is counterproductive.

ama o hikâye kusurlu, daha da kötüsü artık ters tepiyor.

Over the past 20 years,

Son 20 yıldır,

both in the United States and in Europe,

hem ABD hem de Avrupa'da,

we've come to accept that we must talk about security in zero sum terms,

güvenliği sıfır toplamlı oyun şeklinde konuşmak zorunda olduğumuzu kabul ettik,

as if the only way to gain more security is by compromising on values and rights:

sanki güvenliğimizi arttırmanın tek yolu değerlerden ve haklardan

security versus human rights,

ödün vermekmiş gibi; güvenlik karşılığında insan hakları,

safety versus freedom and development.

güvenlik karşılığında özgürlük ve gelişim.

This is a false opposition.

Bu hatalı bir karşıtlık.

It just doesn't work like that.

Bu böyle yürümüyor.

We need to recognize

Şunu kavramalıyız ki;

that security and human rights are not opposite values,

güvenlik ve insan hakları birbirine karşıt değerler değil,

they are intrinsically related.

aslında birbiriyle bağlantılı değerler.

After all, the most basic human right

Sonuçta, en temel insan hakkı

is the right to live and to be free from violence,

yaşama ve şiddetten korunma hakkıdır

and a state's most basic responsibility

ve ülkelerin en temel sorumluluğu

is to guarantee that right for its citizens.

bu hakkı vatandaşlarına sağlamaktır.

Conversely, if we think about communities all over the world

Diğer taraftan, eğer dünya üzerindeki bütün toplulukların

affected by war and conflict,

savaş ve çatışmadan etkilendiğini düşünecek olursak

it is insecurity and violence

toplumların özgürlüğe ve gelişime ulaşmasını engelleyen şey

that stops them from achieving their full freedom and development.

güvensizlik ve şiddettir.

Now, they need basic security just as much as we do

Şimdi, onların da bizim kadar temel güvenliğe ihtiyaçları var

and they need it so they can live a normal life

ve ancak böylece normal bir yaşam sürebilirler

and so that they can enjoy their human rights.

ve insan haklarından faydalanabilirler.

This is why we need to shift.

Bu yüzden değiştirmeliyiz.

We need to acknowledge that sustainable security

Kabul etmeliyiz ki sürdürülebilir güvenliği sağlamak,

builds on a foundation of human rights,

insan haklarının tesis edilmesi,

builds on promoting and respecting human rights.

insan haklarına destek vermek ve saygı göstermekle mümkün.

Also, over the past two decades,

Ayrıca, son 20 yılda

we have accepted that the best way to guarantee our own security

kendi güvenliğimizi garanti altına almanın en iyi yolunun

düşmanlarımızı mağlup etmek olduğunu kabul ettik

is by defeating our enemies,

and to do that, we need to rely almost exclusively on the military.

ve sırtımızı tamamen silahlı kuvvetlere yasladık.

Again, this clashes with my work, with my research,

Yine, bu durum benim çalışmalarım, araştırmalarım

with what I see in the field.

ve sahada gördüklerimle çatışıyor.

What I see is that building sustainable security

Gördüğüm şey, sürdürülebilir güvenliği inşa etmek için

has a lot less to do with crushing enemies,

düşmanları ezmekten,

has a lot less to do with winning on the battlefield,

savaş alanında zafer elde etmekten,

and has a lot more to do with protecting victims

kurbanları korumaktan ve istikrar sağlamaktan biraz daha fazlası gerekiyor.

and building stability.

Bunu yapabilmek için tek başına silahlı kuvvetler

And to do that, well, the military alone

is simply insufficient.

tamamen yetersiz kalıyor.

This is why I believe we need to shelve the never-ending War on Terror,

Bu nedenle bu bitmez terör savaşını rafa kaldırmamız gerektiğine inanıyorum,

and we need to replace it with a security agenda

onun yerine

nereli olduklarına, hangi pasaporta sahip olduklarına

that is driven by the principle of protecting civilians,

veya nerede yaşadıklarına bakmaksızın

no matter where they are from, what passport they hold,

sivilleri koruma prensibiyle çalışan bir programa ihtiyacımız var.

or where they live:

Vancouver, New York,

Vancouver, New York,

Kabul, Mosul, Aleppo or Douma.

Kabil, Musul, Halep ya da Duma.

Sustainable security tells us that we're more likely

Ülkemizde uzun dönemli güvenliğe ancak

to have long-term security at home for ourselves

yurt dışındaki sivilleri korumaya odaklandığımızda

if we focus our engagements abroad on protecting civilians

ve onların hayatlarını onurlu bir biçimde

and on ensuring their lives are lived in dignity and free from violence.

şiddetten uzak yaşamasını sağladığımızda ulaşabiliriz.

For example, we all know that defeating ISIS

Örneğin, IŞİD'in ortadan kaldırılmasının

is a security achievement.

bir güvenlik başarısı olduğunu hepimiz biliyoruz

Absolutely.

Kesinlikle öyle.

But rebuilding destroyed homes,

Fakat yıkılmış evleri tekrar inşa etmek,

restoring order,

düzeni tekrar sağlamak,

ensuring a representative political system,

katılımcı bir politik sistem oluşturmak,

these are just as, if not more important,

sadece Irak ve Suriye'deki sivillerin güvenliği için değil

and not just for the security of civilians in Iraq and in Syria,

aynı zamanda bizim güvenliğimiz ve dünya istikrarı için önemli.

but for our own security and for global stability.

More fundamentally,

Esasen,

ISIS's danger should not just be counted in the number of weapons it holds

IŞİD'in tehlikesi sadece elinde bulunan silah sayısıyla değil,

but also in the number of children it has kept out of school

kaç çocuğu okuldan uzaklaştırdığıyla

or indoctrinated.

ya da beynini yıkadığıyla ölçülebilir.

This is from a security perspective.

Bu, güvenlik bakış açısıyla böyledir.

From a security perspective,

Güvenlik perspektifinden baktığımızda

the long-term generational impact of having millions of children in Syria

Suriye'deki milyonlarca çocuğun

savaş içinde büyümesi ve okuldan uzak kalması

growing up knowing only war and out of school,

this is a far more dangerous threat to stability

uzun dönem etkisi açısından

than all of ISIS's weapons combined,

IŞİD'in elinde bulunan bütün silah envanterinden daha tehlikeli.

and we should spend just as much time and just as much energy to counter this

En az IŞİD'e askeri alanda verdiğimiz karşılık kadar

as what we spend when countering ISIS militarily.

bu konuya zaman ve enerji harcamalıyız.

Over the past two decades, our security policy has been short-term.

Son 20 yıldır, güvenlik politikalarımız hep kısa vadeli oluşturuldu.

It has focused on the here and now.

Sadece buraya ve bugüne odaklanıldı.

It has systematically downplayed the link between what we do today

Bugün güvenlik adı altında yaptıklarımızla

bu tercihlerimizin uzun dönemli etkisi arasındaki korelasyon

in the name of security

and the long-term impact of those choices.

sistematik olarak küçümsendi.

In the years after 9/11,

11 Eylül sonrasındaki yıllarda

some of the choices,

bazı tercihler,

some of the policies we've implemented

uyguladığımız bazı politikalar

have probably made us less, not more secure in the long term.

muhtemelen bizi uzun dönemde daha emniyetsiz hale getirdi.

Sustainable, civilian-centered security

Sürdürülebilir, sivil merkezli güvenlik

needs to look at what happens in the long term.

uzun dönemde neler olduğuna bakmalıdır.

Again, for example,

Yine, örnek olarak

relying on drones to target enemies in faraway countries may be a tool.

uzak ülkelerdeki düşmanları vurmak için kullanılan dronlar bir araç olabilir.

It may be a tool to make sure or to lessen the threat

Belki de ABD'ye ani saldırı tehditlerini azaltan

of an imminent attack on the United States.

veya tamamen ortadan kaldıran bir araç olabilir.

But what about the long-term impact?

Fakat ya uzun dönemli etkisi?

If civilians are killed,

Eğer siviller öldürülürse,

if communities are targeted,

eğer topluluklar hedef alınırsa

this will feed a vicious circle

bu savaş, çatışma, travma ve radikalleşme

of war, conflict, trauma and radicalization,

kısır döngüsünü besleyecek

and that vicious circle is at the center of so many of the security challenges

ve aslında bu kısır döngü bugün karşılaştığımız

birçok güvenlik probleminin merkezinde bulunmakta.

we face today.

This will not make us safer in the long term.

Bu durum bizi uzun dönemde daha güvenli hale getirmeyecek.

We need civilian security,

Sivil güvenliğine ihtiyacımız var,

we need sustainable civilian-centered security,

sürdürülebilir sivil merkezli güvenliğe ihtiyacımız var

and we need it now.

ve buna şimdi ihtiyacımız var.

We need to encourage thinking and research around this concept,

Bu görüş çerçevesinde düşünmeye ve araştırma yapmaya teşvik etmeli

and to implement it.

ve bunu uygulamalıyız.

We live in a dangerous world.

Tehlikeli bir dünyada yaşıyoruz.

We have many threats to peace and conflict.

Çatışma ve barışa yönelik birçok tehdit bulunmakta.

Much like in the days after 9/11,

Tıpkı 11 Eylül sonrası günlerdeki gibi,

we simply cannot afford not to think about international security.

uluslararası güvenliği düşünmemenin bedelini ödeyemeyiz.

But we have to learn the lessons of the past 20 years.

Fakat son 20 yıldan ders çıkarmamız gerekiyor.

To get it right, to get security right,

Güvenliği doğru algılayabilmek için

we need to focus on the long term.

uzun döneme odaklanmalıyız.

We need to focus on protecting civilians.

Sivilleri korumaya odaklanmalıyız.

Ve istikrarlı güvenliğin insan hakları üzerine inşa edildiği gerçeğini

And we need to respect and acknowledge the fact

that sustainable security builds on a foundation of human rights.

kabul etmeli ve buna saygı duymalıyız.

Otherwise, in the name of security,

Aksi takdirde, güvenlik adına,

we risk leaving the world

bulduğumuzdan çok daha tehlikeli

a far more dangerous and unstable place

ve çok daha istikrarsız

than what we already found it in.

bir dünya bırakma riskini alıyoruz.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkış)