A smarter, more precise way to think about public health | Sue Desmond-Hellmann

168,515 views ・ 2016-06-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Boğaçhan Arslan Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
00:14
OK, first, some introductions.
0
14222
2666
Öncelikle, bazı giriş bilgileri.
00:17
My mom, Jennie, took this picture.
1
17919
2223
Bu resmi, annem Jennie çekti.
Ortadaki babam, Frank.
00:21
That's my dad, Frank, in the middle.
2
21158
2339
Solunda, kız kardeşlerim:
00:24
And on his left, my sisters:
3
24139
2144
00:26
Mary Catherine, Judith Ann, Theresa Marie.
4
26766
4025
Mary Catherine, Judith Ann, Theresa Marie.
00:30
John Patrick's sitting on his lap and Kevin Michael's on his right.
5
30815
3924
Kucağında oturan John Patrick, sağındaki Kevin Michael.
00:35
And in the pale-blue windbreaker,
6
35739
2473
Ve açık mavi anorağın içinde,
00:38
Susan Diane. Me.
7
38236
2145
ben, Susan Diane.
00:41
I loved growing up in a big family.
8
41491
3128
Büyük bir ailede büyümeyi çok sevdim.
En çok hoşuma giden şeylerden biriyse isim seçmekti.
00:45
And one of my favorite things was picking names.
9
45159
3673
00:49
But by the time child number seven came along,
10
49924
3445
Ama 7. çocuk geldiğinde
00:53
we had nearly run out of middle names.
11
53393
2317
neredeyse tüm ortanca isimleri tüketmiştik.
Uzun tartışmalar sonrası
00:57
It was a long deliberation
12
57075
1842
00:58
before we finally settled on Jennifer Bridget.
13
58941
4007
sonunda Jennifer Bridget'te karar kıldık.
01:04
Every parent in this audience
14
64353
2731
Seyirciler arasındaki her ebeveyn
yeni doğan bir bebeğin ismine karar vermenin
01:07
knows the joy and excitement
15
67108
2624
01:09
of picking a new baby's name.
16
69756
2438
zevk ve heyecanını bilir.
01:12
And I was excited and thrilled
17
72913
1922
Ben anneme bu özel merasim anında
01:14
to help my mom in that special ceremonial moment.
18
74859
3703
yardımcı olduğum için heyecanlıydım.
01:19
But it's not like that everywhere.
19
79824
2039
Ama her yerde durum böyle değil.
Çok geziyorum ve çok görüyorum.
01:23
I travel a lot and I see a lot.
20
83163
2683
01:26
But it took me by surprise to learn
21
86273
3093
Ama Etiyopya'nın bir bölgesinde ebeveynlerin
01:29
in an area of Ethiopia,
22
89390
2179
yeni bebeklerine isim seçmeyi bir ay
01:31
parents delay picking the names for their new babies
23
91593
3681
veya daha fazla ertelediklerini öğrenmek
01:35
by a month or more.
24
95298
1551
beni oldukça şaşırttı.
01:37
Why delay?
25
97908
1417
Neden erteliyorlar?
01:40
Why not take advantage of this special ceremonial time?
26
100278
3367
Neden bu özel merasimli anların tadını çıkarmıyorlar?
01:44
Well, they delay because they're afraid.
27
104423
2397
Erteliyorlar, çünkü korkuyorlar.
Bebeklerinin öleceğinden korkuyorlar.
01:48
They're afraid their baby will die.
28
108007
2217
Bu kayıp, isimsiz olursa biraz daha katlanılır olabilir.
01:51
And this loss might be a little more bearable without a name.
29
111080
5150
01:57
A face without a name might help them feel
30
117248
3905
İsimsiz bir surat onların daha az bağlılık
hissetmelerini sağlayabilir.
02:01
just a little less attached.
31
121177
2769
İşte dünyanın bir tarafındayız,
02:05
So here we are in one part of the world --
32
125019
2477
02:07
a time of joy, excitement, dreaming of the future of that child --
33
127520
4741
heyecanlı, sevinçli, çocuğun geleceğinin hayalleriyle dolu bir zaman;
02:12
while in another world,
34
132893
2262
başka bir tarafında
ebeveynler korkuyla dolu,
02:15
parents are filled with dread,
35
135179
2920
birkaç haftanın ilerisi için çocuklarının geleceğini hayal etmeye
02:18
not daring to dream of a future for their child
36
138123
3575
02:21
beyond a few precious weeks.
37
141722
1866
cesaret edemiyorlar.
02:24
How can that be?
38
144789
1396
Bu nasıl olabilir?
02:27
How can it be that 2.6 million babies
39
147189
5485
Nasıl olurda dünyada 2,6 milyon bebek
02:32
die around the world
40
152698
1794
bir ay bile yaşamadan
02:34
before they're even one month old?
41
154516
2420
ölebilir?
02:37
2.6 million.
42
157926
1975
2,6 milyon.
Bu Vancouver'ın nüfusu kadar.
02:41
That's the population of Vancouver.
43
161034
2319
02:44
And the shocking thing is:
44
164512
2119
Asıl şok edici olan şey:
Neden?
02:47
Why?
45
167043
1298
02:48
In too many cases, we simply don't know.
46
168365
3770
Çoğu durumda, açıkça bilmiyoruz.
Yakın zamanlarda güncellenmiş bir diyagram gördüğümü hatırlıyorum.
02:53
Now, I remember recently seeing an updated pie chart.
47
173145
4126
02:57
And the pie chart was labeled,
48
177295
2168
"Beş yaşından küçük çocuklarda ölüm nedenleri" ismiyle etiketlenmişti.
02:59
"Causes of death in children under five worldwide."
49
179487
3512
03:03
And there was a pretty big section of that pie chart, about 40 percent --
50
183838
4045
Ve bu diyagramın büyük kısmını kaplayan bir parçası vardı, yaklaşık yüzde 40.
03:07
40 percent was labeled "neonatal."
51
187907
3362
Bu yüzde 40, yenidoğan olarak etiketlenmişti.
"Yenidoğan" bir ölüm sebebi değil.
03:12
Now, "neonatal" is not a cause of death.
52
192077
2377
03:14
Neonatal is simply an adjective,
53
194920
2767
Yenidoğan sadece bir sıfat,
03:17
an adjective that means that the child is less than one month old.
54
197711
4868
çocuğun bir aydan küçük olduğunu anlatan bir sıfat.
03:23
For me, "neonatal" said: "We have no idea."
55
203656
4357
Bana göre "yenidoğan"ın anlamı "Hiçbir fikrimiz yok" idi.
Ben bir bilim insanıyım. Bir doktorum.
03:29
Now, I'm a scientist. I'm a doctor.
56
209100
2170
03:31
I want to fix things.
57
211294
1493
Bir şeyleri düzeltmek istiyorum.
03:33
But you can't fix what you can't define.
58
213580
3865
Ama tanımlayamadığın bir şeyi düzeltemezsin.
03:38
So our first step in restoring the dreams of those parents
59
218227
4768
Bu ebeveynlerin hayallerini korumada ilk görevimiz
bu soruyu cevaplamak:
03:43
is to answer the question:
60
223019
2177
03:45
Why are babies dying?
61
225220
1949
Bebekler neden ölüyor?
03:48
So today, I want to talk about a new approach,
62
228359
3735
Bugün yeni bir bakış açısı hakkında konuşmak istiyorum,
sadece bebeklerin neden öldüğünü anlamamıza
03:52
an approach that I feel
63
232118
1937
03:54
will not only help us know why babies are dying,
64
234079
4684
yardım etmekle kalmayıp bütün global sağlığı
03:59
but is beginning to completely transform
65
239367
3377
tümüyle dönüştüreceğini
04:02
the whole field of global health.
66
242768
1784
düşündüğüm bir bakış açısı.
04:06
It's called "Precision Public Health."
67
246235
3126
"Hassas Halk Sağlığı" deniyor.
04:10
For me, precision medicine comes from a very special place.
68
250615
5000
Benim için hassasiyet çok özel bir yerden geliyor.
04:16
I trained as a cancer doctor, an oncologist.
69
256894
2807
Bir kanser doktoru, onkolojist olarak eğitim aldım.
Bu işteyim, çünkü insanların daha iyi hissetmelerini sağlamak istiyorum.
04:20
I got into it because I wanted to help people feel better.
70
260079
3618
04:24
But too often my treatments made them feel worse.
71
264491
3805
Ama genellikle tedavilerim onların daha kötü hissetmelerine neden oluyor.
04:29
I still remember young women being driven to my clinic
72
269277
4736
Hâlâ, muayenehaneme anneleri tarafından getirilen genç bayanları
04:34
by their moms --
73
274550
1194
hatırlıyorum--
04:36
adults, who had to be helped into my exam room by their mothers.
74
276611
4799
yetişkinler, odama gelmek için annelerinin yardımına muhtaç yetişkinler.
04:42
They were so weak
75
282791
1160
Onlara verdiğim tedavi yüzünden
04:43
from the treatment I had given them.
76
283975
2229
o kadar güçsüzlerdi ki.
04:47
But at the time, in those front lines in the war on cancer,
77
287283
4200
Fakat o zamanlar, kanserle ön saflarda savaşacak
04:51
we had few tools.
78
291507
1634
çok az aracımız vardı.
Ve sahip olduğumuz araçlar da
04:54
And the tools we did have couldn't differentiate
79
294030
3692
04:57
between the cancer cells that we wanted to hit hard
80
297746
3274
sıkı vurmak istediğimiz kanser hücreleriyle,
05:01
and those healthy cells that we wanted to preserve.
81
301670
3439
korumak istediğimiz sağlıklı hücreleri ayırt edemiyordu.
05:06
And so the side effects that you're all very familiar with --
82
306663
2955
Hepimizin aşina olduğu yan etkiler de --
05:09
hair loss, being sick to your stomach,
83
309642
2834
saç kaybı, mide bulantısı,
05:12
having a suppressed immune system, so infection was a constant threat --
84
312500
4114
baskılanmış bir bağışıklık sistemi ve sürekli bir enfeksiyon riski--
her zaman etrafımızdaydı.
05:17
were always surrounding us.
85
317179
2785
05:20
And then I moved to the biotechnology industry.
86
320985
2709
Sonra ben biyoteknoloji endüstrisine geçtim.
05:24
And I got to work on a new approach for breast cancer patients
87
324269
4080
Ve sağlıklı hücreler ile sağlıksız kanser hücrelerini ayırt etmede
05:28
that could do a better job of telling the healthy cells
88
328373
5001
daha iyi bir iş çıkarabilecek yeni bir yaklaşım üzerinde
05:33
from the unhealthy or cancer cells.
89
333398
2342
çalışma fırsatı buldum.
05:36
It's a drug called Herceptin.
90
336566
2023
'Herceptin' denen bir ilaç.
05:39
And what Herceptin allowed us to do
91
339343
3236
Herceptin'in bize sağladığı,
05:42
is to precisely target HER2-positive breast cancer,
92
342603
5211
o zamanlar en korkunç göğüs kanseri çeşidi olan HER2-pozitif göğüs kanserini
hassas bir şekilde hedef almaktı.
05:49
at the time, the scariest form of breast cancer.
93
349036
2682
Bu hassasiyet bizim normal hücrelere daha nazik davranırken
05:52
And that precision let us hit hard the cancer cells,
94
352091
3835
05:56
while sparing and being more gentle on the normal cells.
95
356727
4090
kanser hücrelerine sıkı vurmamızı sağladı.
06:02
A huge breakthrough.
96
362441
1716
Muazzam bir buluş.
06:04
It felt like a miracle,
97
364181
2080
Bu buluş bir mucize gibi hissettirdi,
hatta o kadar ki bugün,
06:07
so much so that today,
98
367091
2949
bütün bu büyük veriler, tüketici denetimi,
06:10
we're harnessing all those tools --
99
370064
2531
gen dizinleme gibi birçok araçtan faydalanarak
06:13
big data, consumer monitoring, gene sequencing and more --
100
373156
5524
06:18
to tackle a broad variety of diseases.
101
378704
3321
çok çeşitli hastalıklarla mücadele edebiliyoruz.
Bu da bize bireyleri doğru zamanda,
06:23
That's allowing us to target individuals
102
383044
5069
doğru çözümler ile hedef alabilme imkânı sunuyor.
06:28
with the right remedies at the right time.
103
388137
3284
06:32
Precision medicine revolutionized cancer therapy.
104
392731
4460
Hassas tıp, kanser terapisini baştan yarattı.
06:37
Everything changed.
105
397655
1602
Her şey değişti.
06:40
And I want everything to change again.
106
400187
3121
Her şeyin yeniden değişmesini istiyorum.
06:44
So I've been asking myself:
107
404214
2252
Bu yüzden kendime soruyorum:
06:46
Why should we limit
108
406490
1818
Neden hastalıklarla savaşmak için olan
06:48
this smarter, more precise, better way to tackle diseases
109
408332
4809
bu daha hassas, daha akıllıca, daha iyi yolu sadece zengin kesimin
kullanımıyla sınırlandıralım?
06:53
to the rich world?
110
413165
1163
Şimdi, beni yanlış anlamayın,
06:56
Now, don't misunderstand me --
111
416105
1512
06:57
I'm not talking about bringing expensive medicines like Herceptin
112
417641
3326
Herceptin gibi pahalı ilaçları gelişmekte olan
07:00
to the developing world,
113
420991
1885
dünya kesimine sunmaktan bahsetmiyorum,
07:02
although I'd actually kind of like that.
114
422900
2250
tabii ki gönül isterdi öyle de olsun.
07:05
What I am talking about
115
425707
1965
Ama bahsettiğim şey
07:07
is moving from this precise targeting for individuals
116
427696
4368
bu hassas ve bireye yönelik hedef alımdan
popülasyonlardaki sağlık sorunlarıyla
07:12
to tackle public health problems
117
432088
2643
07:14
in populations.
118
434755
1741
yüzleşmeye yönelmek.
07:18
Now, OK, I know probably you're thinking, "She's crazy.
119
438487
4583
Şimdi, büyük ihtimalle "Bu kız deli" diye düşünüyorsunuz.
"Bu yapılamaz. Yalnızca hırslı bir fikir."
07:23
You can't do that. That's too ambitious."
120
443094
2992
07:26
But here's the thing:
121
446830
1502
Fakat şöyle bir şey var ki
07:29
we're already doing this in a limited way,
122
449180
3298
biz bunu zaten sınırlı bir şekilde yapıyoruz
07:32
and it's already starting to make a big difference.
123
452502
3070
ve bu çoktan büyük bir fark yaratmaya başladı bile.
07:36
So here's what's happening.
124
456606
1529
Yani olan şey şu:
07:38
Now, I told you I trained as a cancer doctor.
125
458952
2590
Size kanser doktoru olarak eğitildiğimi söyledim.
07:41
But like many, many doctors who trained in San Francisco in the '80s,
126
461566
4449
Fakat 80'lerde San Francisco'da eğitim görmüş sayısız doktor gibi ben de
aynı zamanda AIDS doktoru olarak eğitim aldım.
07:46
I also trained as an AIDS doctor.
127
466039
2091
Çok kötü bir zamandı.
07:49
It was a terrible time.
128
469077
1608
07:51
AIDS was a death sentence.
129
471504
2038
AIDS adeta bir ölüm fermanıydı.
07:54
All my patients died.
130
474385
1626
Bütün hastalarımı kaybettim.
07:57
Now, things are better,
131
477329
1904
Şimdi, durum daha iyi,
07:59
but HIV/AIDS remains a terrible global challenge.
132
479257
4579
ama HIV / AIDS hâlâ berbat bir global sorun olmaya devam ediyor.
08:04
Worldwide, about 17 million women are living with HIV.
133
484473
5451
Dünya çapında yaklaşık 17 milyon kadın HIV ile yaşıyor.
08:10
We know that when these women become pregnant,
134
490744
3297
Biliyoruz ki bu kadınlar hamile kalınca
virüsü bebeğe de aktarabiliyorlar.
08:14
they can transfer the virus to their baby.
135
494065
2613
08:18
We also know in the absence of therapy,
136
498551
2252
Yine biliyoruz ki bir terapinin yokluğunda
08:20
half those babies will not survive until the age of two.
137
500827
3483
bu bebeklerin yarısı 2 yaşına bile ulaşamadan ölüyor.
08:25
But we know that antiretroviral therapy can virtually guarantee
138
505446
5137
Ama biliyoruz ki retrovirüs-karşıtı terapi annenin bebeğe
08:30
that she will not transmit the virus to the baby.
139
510607
2951
virüsü aktarmayacağını neredeyse garanti edebiliyor.
08:33
So what do we do?
140
513860
1381
Demek ki ne yapacağız?
08:35
Well, a one-size-fits-all approach, kind of like that blast of chemo,
141
515708
4562
Yani, her duruma uygun bir çözüm, tıpkı kemoterapi patlaması gibi,
08:40
would mean we test and treat every pregnant woman in the world.
142
520294
3180
dünyadaki bütün hamile kadınları test edip terapiye almak olur.
08:43
That would do the job.
143
523952
1381
Bu, işi halledecektir.
08:45
But it's just not practical.
144
525889
2252
Fakat pratikte uygulanabilir değil.
08:49
So instead, we target those areas where HIV rates are the highest.
145
529223
5640
Bunun yerine, HIV oranının yüksek olduğu bölgeleri hedef almalıyız.
08:55
We know in certain countries in sub-Saharan Africa
146
535444
4377
Biliyoruz ki bazı Sahra-altı Afrika ülkelerinde
08:59
we can test and treat pregnant women where rates are highest.
147
539845
4162
oranın yüksek olduğu yerlerde hamile kadınları test edip tedavi edebiliriz.
09:04
This precision approach to a public health problem
148
544794
3158
Bu toplumsal sağlık sorununa olan hassas yaklaşım
09:07
has cut by nearly half
149
547976
2401
son 5 yıl içinde anneden bebeğe
09:10
HIV transmission from mothers to baby
150
550401
2755
HIV aktarımını neredeyse
09:13
in the last five years.
151
553180
1834
yarıya indirdi.
09:15
(Applause)
152
555485
4365
(Alkışlar)
09:20
Screening pregnant women in certain areas in the developing world
153
560945
5062
Gelişmekte olan dünyanın belirli bölgelerinde hamile kadınları gözlemlemek
hassas toplumsal sağlığın
09:26
is a powerful example
154
566031
3104
büyük çapta nasıl değişiklikler yaratabileceğine güçlü bir örnek.
09:29
of how precision public health can change things on a big scale.
155
569159
5515
09:36
So ...
156
576452
1151
Peki...
09:38
How do we do that?
157
578213
1177
Bunu nasıl yapacağız?
09:39
We can do that because we know.
158
579414
2165
Bunu yapabileceğiz, çünkü biliyoruz.
09:41
We know who to target,
159
581896
2318
Kimi hedef alacağımızı,
09:44
what to target,
160
584238
1687
neyi hedef alacağımızı,
09:45
where to target and how to target.
161
585949
2292
nereyi ve nasıl hedef alacağımızı biliyoruz.
09:48
And that, for me, are the important elements of precision public health:
162
588685
4302
Bunlar, benim için, hassas halk sağlığının önemli yönleri:
09:53
who, what, where and how.
163
593780
2288
Kim, ne, nerede ve nasıl.
09:57
But let's go back to the 2.6 million babies
164
597814
3901
Fakat şimdi o bir ay yaşayamadan ölen
10:01
who die before they're one month old.
165
601739
2017
2,6 milyon bebeğe geri dönelim.
10:03
Here's the problem: we just don't know.
166
603780
2260
Sorun bu: Sadece bilmiyoruz.
10:06
It may seem unbelievable,
167
606753
2464
İnanılmaz gelebilir,
10:09
but the way we figure out the causes of infant mortality
168
609241
4863
ama en yüksek çocuk ölümünün gerçekleştiği ülkelerde
çocukların ölüm nedenini belirleme yöntemimiz
10:14
in those countries with the highest infant mortality
169
614128
3011
anneleriyle bir diyalog.
10:17
is a conversation with mom.
170
617163
1996
10:19
A health worker asks a mom who has just lost her child,
171
619948
4378
Bir sağlık görevlisi çocuğunu yeni kaybetmiş anneye soruyor:
10:24
"Was the baby vomiting? Did they have a fever?"
172
624350
3669
"Bebek kusuyor muydu, ateşi var mıydı?"
Ve bu diyalog çocuğun ölümünden
10:28
And that conversation may take place
173
628043
1949
3 ay sonrasına kadar devam edebiliyor.
10:30
as long as three months after the baby has died.
174
630016
3911
10:34
Now, put yourself in the shoes of that mom.
175
634951
3148
Şimdi, kendinizi o annenin yerine koyun,
10:39
It's a heartbreaking, excruciating conversation.
176
639239
3956
Bu diyalog kalp kıran, psikolojik olarak işkence eden bir konuşma.
10:43
And even worse -- it's not that helpful,
177
643833
2929
Ve daha da kötüsü -- yararlı bile değil.
10:47
because we might know there was a fever or vomiting,
178
647635
2953
Çünkü ateşi olduğunu veya kustuğunu bilebiliriz,
10:50
but we don't know why.
179
650612
1713
ama nedenini bilemeyiz.
Ve bu bilginin yokluğunda
10:53
So in the absence of knowing that knowledge,
180
653171
3482
10:56
we cannot prevent that mom, that family,
181
656677
2982
o anneyi, o aileyi veya o toplumdaki
10:59
or other families in that community
182
659683
2098
diğer aileleri
11:01
from suffering the same tragedy.
183
661805
1948
aynı kaderden kurtaramayız.
11:04
But what if we applied a precision public health approach?
184
664804
3474
Fakat ya hassas halk sağlığı yaklaşımını uyguluyor olsaydık?
Diyelim ki, örnek olarak,
11:09
Let's say, for example,
185
669064
1394
11:10
we find out in certain areas of Africa
186
670482
2934
Afrika'nın belirli bölgelerinde
11:13
that babies are dying because of a bacterial infection
187
673440
3746
bebeklerin annelerden geçen bakteriyel enfeksiyon
11:17
transferred from the mother to the baby,
188
677210
2547
sebebiyle öldüğünü keşfettik,
11:19
known as Group B streptococcus.
189
679781
2473
B grubu streptococcus enfeksiyonu yüzünden.
11:22
In the absence of treatment, mom has a seven times higher chance
190
682999
5512
Tedavinin yokluğunda annenin bir sonraki çocuğunun ölme ihtimali
11:28
that her next baby will die.
191
688535
2200
7 kat daha fazla.
Sorunu tanımladığımızda, penisilin kadar ucuz ve güvenli
11:32
Once we define the problem, we can prevent that death
192
692124
3901
bir şeyle bile o ölümün önüne geçebiliriz.
11:36
with something as cheap and safe as penicillin.
193
696049
4083
11:41
We can do that because then we'll know.
194
701894
2551
Bunu yapabiliriz, çünkü o zaman biliyor oluruz.
Ve olay burada bitiyor:
11:45
And that's the point:
195
705034
1532
11:46
once we know, we can bring the right interventions
196
706590
3436
Bildiğimiz sürece, doğru müdahaleleri doğru yerlerde,
doğru popülasyonlara ulaştırıp
11:50
to the right population in the right places
197
710050
3539
11:53
to save lives.
198
713613
1423
hayat kurtarabiliriz.
11:56
With this approach, and with these interventions
199
716973
3752
Bu yaklaşımla ve bu müdahalelerle
12:00
and others like them,
200
720749
2025
ve bunun gibilerle
12:02
I have no doubt
201
722798
1711
hiç şüphem yok ki
12:04
that a precision public health approach
202
724533
2547
hassas halk sağlığı yaklaşımıyla
dünyamızın 15 yıllık hedefine ulaşmasını sağlayabiliriz.
12:07
can help our world achieve our 15-year goal.
203
727104
3486
12:11
And that would translate into a million babies' lives saved
204
731423
4329
Ve bu, her yıl milyonlarca bebeğin hayatının kurtulmasına
12:15
every single year.
205
735776
1637
denk gelir.
12:18
One million babies every single year.
206
738253
4310
Her yıl bir milyon bebek.
12:23
And why would we stop there?
207
743706
1842
Ve neden orada duralım ki?
12:26
A much more powerful approach to public health --
208
746319
3297
Halk sağlığına yönelik çok daha güçlü bir yaklaşım --
12:29
imagine what might be possible.
209
749640
2765
nelerin mümkün olabileceğini düşünün.
12:32
Why couldn't we more effectively tackle malnutrition?
210
752912
3389
Neden kötü beslenmeyle daha etkili biçimde mücadele edemeyelim?
12:37
Why wouldn't we prevent cervical cancer in women?
211
757643
4277
Neden kadınlarda rahim kanserini önleyemeyelim?
12:42
And why not eradicate malaria?
212
762832
2818
Neden sıtmayı ortadan kaldıramayalım?
12:45
(Applause)
213
765674
1001
(Alkışlar)
12:46
Yes, clap for that!
214
766699
1213
Evet, buna alkışlayın!
12:47
(Applause)
215
767936
3928
(Alkışlar)
12:51
So, you know, I live in two different worlds,
216
771888
2843
Şimdi, biliyorsunuz ki, ben iki farklı dünyada yaşıyorum.
12:54
one world populated by scientists,
217
774755
3208
Bir tanesi bilim adamlarıyla dolu,
12:58
and another world populated by public health professionals.
218
778590
3897
diğeri ise profesyonel toplum sağlık görevlileriyle.
13:03
The promise of precision public health
219
783319
2428
Hassas halk sağlığının garantisi ise
13:05
is to bring these two worlds together.
220
785771
2324
bu iki dünyayı bir araya getirmek.
13:08
But you know, we all live in two worlds:
221
788876
3545
Ama biliyorsunuz ki hepimiz iki farklı dünyada yaşıyoruz:
13:13
the rich world and the poor world.
222
793254
3079
Fakir ve zengin dünya.
13:17
And what I'm most excited about about precision public health
223
797760
3850
Ve hassas halk sağlığı hakkında en heyecanlı olduğum konu ise
13:21
is bridging these two worlds.
224
801634
2459
bu iki dünya arasında bir köprü oluşu.
Zengin dünyada her gün
13:25
Every day in the rich world,
225
805051
3020
yeni yetenekler ve aletler ortaya çıkarıyoruz --
13:28
we're bringing incredible talent and tools --
226
808095
3255
13:31
everything at our disposal --
227
811374
1959
her şey elimizin altında --
13:33
to precisely target diseases in ways I never imagined
228
813357
4913
burada hayal bile edemeyeceğim yollarla hastalıkları hedef almak
13:38
would be possible.
229
818294
1834
oldukça mümkün.
Eminim ki, bu yetenek ve araçları fakir dünyada
13:40
Surely, we can tap into that kind of talent and tools
230
820152
5016
13:45
to stop babies dying in the poor world.
231
825192
2438
bebeklerin ölümünü durdurmak için kullanabiliriz.
13:49
If we did,
232
829201
2049
Eğer bunu yaparsak,
13:51
then every parent would have the confidence
233
831274
4057
her bir ebeveyn çocuğu doğduğu anda
13:55
to name their child the moment that child is born,
234
835355
4328
ona isim vermek için gereken özgüvene sahip olur.
14:00
daring to dream that that child's life will be measured in decades,
235
840746
5185
Çocuğunun hayatının günlerle değil, yıllarla hesaplanacağı
14:06
not days.
236
846498
1244
kanısına inanarak.
14:08
Thank you.
237
848330
1151
Teşekkür ederim.
14:09
(Applause)
238
849505
7632
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7