Kevin Kelly: How technology evolves

Kevin Kelly: Kevin Kelly: Teknolojinin Evrimi üzerine

85,094 views ・ 2007-01-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen
Sizi bilmem ama ben daha
teknolojinin benim hayatımda ne anlam ifade ettiğini anlamış değilim.
Geçen bir yılda, teknolojinin bana gerçekten ne ifade ettiğini düşündüm.
00:25
I don't know about you, but I haven't quite figured out
0
25000
4000
Teknoloji yanlısı mı olmalıyım? Tamamıyla benimsemeli miyim?
00:29
exactly what technology means in my life.
1
29000
3000
Yoksa temkinli mi olmalıyım? Sizler gibi ben de son gelişmelerden çok etkilendim.
00:32
I've spent the past year thinking about what it really should be about.
2
32000
7000
Ama bir yandan da, birkaç sene önce
sahip olduğum her şeyden vazgeçtim,
bütün teknolojik cihazlarımı sattım - bisikletim hariç -
00:39
Should I be pro-technology? Should I embrace it full arms?
3
39000
3000
ve ABD'nin arka yollarında 5 bin km'lik bir yolculuğa çıktım, bunu yaparken de
00:42
Should I be wary? Like you, I'm very tempted by the latest thing.
4
42000
5000
enerjimin çoğunu Twinkies şekerlemeleri ve abur cuburlardan karşıladım.
00:47
But at the other hand, a couple of years ago
5
47000
2000
00:49
I gave up all of my possessions,
6
49000
3000
(Gülüşmeler)
Ondan beridir, teknolojiyi hayatımdan
00:52
sold all my technology -- except for a bicycle --
7
52000
2000
bir nebze uzakta tutmaya çalıştım ki hayatımı yönetmesin.
00:54
and rode across 3,000 miles on the U.S. back roads under the power of my one body,
8
54000
6000
Bir yandan da, enteresan araç gereçleri tanıtan bir web sitem var ve burada
01:00
fuelled mostly by Twinkies and junk food.
9
60000
3000
teknolojinin en son yenilikleriyle ilgili günlük saplantılarımı yayımlıyorum.
01:03
(Laughter)
10
63000
1000
01:04
And I've since then tried to keep technology
11
64000
2000
Denebilir ki teknolojinin gerçekte ne ifade ettiği hakkında kafam epey karışık,
01:06
at arm's length in many ways, so it doesn't master my life.
12
66000
4000
01:10
At the same time, I run a website on cool tools,
13
70000
4000
insanlıkla ilgili, doğa ile ilgili
01:14
where I issue a daily obsession of the latest things in technology.
14
74000
4000
ve maneviyat ile ilgili.
Ve teknolojinin ne demek olduğunu bildiğimizden bile emin değilim.
01:18
So I'm still perplexed about what the true meaning of technology is
15
78000
6000
Teknolojinin kayıtlarda bulunan ilk anlamlarından biri
01:24
as it relates to humanity, as it relates to nature,
16
84000
4000
ki bu benim modern teknoloji kullanımına dair bulabildiğim tek örnek.
01:28
as it relates to the spiritual.
17
88000
3000
01:31
And I'm not even sure we know what technology is.
18
91000
4000
Cambridge Üniversitesi Uygulamalı Sanatlar ve Fen Fakültesi'nin
01:35
And one definition of technology is that which is first recorded.
19
95000
6000
1829 yılındaki müfredat programıydı.
01:41
This is the first example of the modern use of technology that I can find.
20
101000
5000
Bundan önce, belli ki, teknoloji diye bir şey yoktu. Ama belli ki vardı.
01:46
It was the suggested syllabus for dealing with
21
106000
4000
Ben, Alan Kay'in teknoloji için yaptığı tanımlamalardan birini çok severim.
01:50
the Applied Arts and Science at Cambridge University in 1829.
22
110000
6000
Der ki: "Teknoloji sen doğduktan sonra icat edilmiş her şeydir."
(Gülüşmeler)
01:56
Before that, obviously, technology didn't exist. But obviously it did.
23
116000
5000
Esasında bu konuşacaklarımızı epey bir özetliyor.
Aslında Danny Hillis bu sözü güncelledi.
02:01
I like one of the definitions that Alan Kay has for technology.
24
121000
4000
Diyor ki: "Teknoloji daha tam olarak çalışmayan her şeydir."
02:05
He says technology is anything that was invented after you were born.
25
125000
4000
(Gülüşmeler)
Bu da, sanırım, bugün konuşacaklarımıza değiniyor biraz.
02:09
(Laughter)
26
129000
1000
02:10
So it sums up a lot of what we're talking about.
27
130000
4000
Ama ben, teknolojinin başka bir açıklamasıyla daha ilgiliyim.
02:14
Danny Hillis actually has an update on that --
28
134000
2000
Daha temel bir şeye uzanan bir şey.
02:16
he says technology is anything that doesn't quite work yet.
29
136000
4000
Daha derin bir şey. Ben, bunu anlamaya çalışırken
02:20
(Laughter)
30
140000
1000
02:21
Which also, I think, gets into a little bit of our current idea.
31
141000
5000
kendi araştırmalarımda işime yaradığını gördüğüm,
02:26
But I was interested in another definition of technology.
32
146000
3000
soruyu çevreleyen yeni bir yol keşfettim.
02:29
Something, again, that went back to something more fundamental.
33
149000
4000
Ve bu sabah bundan ilk defa bahsediyor olacağım.
02:33
Something that was deeper. And as I struggled to understand that,
34
153000
6000
Buna bir sesli düşünme deneyi diyebiliriz.
İleri sürdüğüm soru, şu soru:
02:39
I came up with a way of framing the question
35
159000
3000
02:42
that seemed to work for me in my investigations.
36
162000
2000
Teknoloji ne ister? Ve bundan
02:44
And I'm, this morning, going to talk about this for the first time.
37
164000
3000
'çikolatalı mı vanilyalı mı ister? ' gibi bir soru kastetmiyorum. Kastettiğim,
02:47
So this is a very rough attempt to think out loud.
38
167000
5000
teknolojinin kendine has trendleri ve ön yargıları nedir?
02:52
The question that I came up with was this question:
39
172000
4000
Zaman içerisinde nereye doğru seyrediyor? Bunu düşünmenin bir yolu
02:56
what does technology want? And by that, I don't mean,
40
176000
3000
haklarında çok şeyler duyduğumuz biyolojik organizmaları düşünmek.
02:59
does it want chocolate or vanilla? By what it wants, I mean,
41
179000
5000
Ve Richard Dawkins'in kullandığı kurnaz yolla düşünmek, yani
03:04
what are its inherent trends and biases?
42
184000
2000
organizmalara basitçe gen olarak, genleri taşıyan araçlar olarak bakmak.
03:06
What are its tendencies over time? One way to think about this is
43
186000
5000
O soruyor: Genler ne ister? Bencil genler.
03:11
thinking about biological organisms, which we've heard a lot about.
44
191000
4000
Ben de aynı kurnazlıkla soruyorum:
Kültürümüzdeki evrene
03:15
And the trick that Richard Dawkins does, which is to say,
45
195000
3000
teknolojinin gözünden baksak ne görürüz? Teknoloji ne ister?
03:18
to look at them as simply as genes, as vehicles for genes.
46
198000
4000
03:22
So he's saying, what do genes want? The selfish gene.
47
202000
3000
Açıkçası bu eksik bir soru,
bir organizmaya bir genmiş gibi bakmak,
03:25
And I'm applying a similar trick to say,
48
205000
3000
ona eksik bir şekilde bakmak demek.
03:28
what if we looked at the universe in our culture
49
208000
3000
Ama bu gene de çok verimli. O zaman şunu söylemeye çalışıyorum,
03:31
through the eyes of technology? What does technology want?
50
211000
5000
teknolojinin bakışıyla baksak dünyaya, ne istiyor teknoloji?
03:36
Obviously, this in an incomplete question,
51
216000
2000
Ve bu soruyu sorduğumuzda, bence
03:38
just as looking at an organism as only a gene
52
218000
2000
yaşama geri dönüp bakmalıyız. Çünkü açıkçası
03:40
is an incomplete way of looking at it.
53
220000
2000
03:42
But it's still very, very productive. So I'm attempting to say,
54
222000
4000
teknolojinin nereden kaynaklandığını izlersek
03:46
if we take technology's view of the world, what does it want?
55
226000
4000
bir süre sonra yaşama kadar geleceğiz.
Yani ben bu küçük keşfime buradan, yaşamdan başlamak istiyorum.
03:50
And I think once we ask that question
56
230000
3000
Daha önceki konuşmacılardan duyduğunuz gibi
03:53
we have to go back, actually, to life. Because obviously,
57
233000
5000
dünyada şu anki hayatın kapsamı ile ilgili gerçekten bilgimiz yok.
03:58
if we keep extending the origins of technology far back,
58
238000
3000
Hiçbir fikrimiz yok.
Craig Venter'ın okyanuslardaki DNA dizilerini,
04:01
I think we come back to life at some point.
59
241000
2000
04:03
So that's where I want to begin my little exploration, is in life.
60
243000
3000
kapsamlı ve parlak bir şekilde ortaya çıkarma çabası harika.
04:06
And like you heard from the previous speakers,
61
246000
3000
Brian Farrell'in Dünya üzerindeki bütün türleri
04:09
we don't really know what life there is on Earth right now.
62
249000
3000
keşfetme çalışması da bu gündemin bir parçası.
04:12
We have really no idea.
63
252000
2000
Yapılması gereken şeylerden biri, dünyayı parsellere ayırıp
04:14
Craig Venter's tremendous and brilliant attempt
64
254000
4000
gelişigüzel bir parselin her yerini incelemek
04:18
to DNA sequence things in the ocean is great.
65
258000
3000
ve oradaki yaşamı görmek.
04:21
Brian Farrell's work is all part of this agenda to try
66
261000
3000
Henüz dünyada yapılmamış Mars araştırmasını yaparsak
04:24
and actually discover all the species on Earth.
67
264000
2000
04:26
And one of the things that we should do is just make a grid of the globe
68
266000
3000
bazı inanılmaz türleri görmeye başlarız.
04:29
and randomly go and inspect all the places that the grid intersects,
69
269000
5000
Bunlar başka bir gezegende değil.
Bunlar, bizim dünyamızda saklılar.
Mesela bu, arkadaşının balını karnında depolayan bir karınca.
04:34
just to see what's on life. And if we did that
70
274000
2000
04:36
with our little Martian probe, which we have not done on Earth,
71
276000
3000
Tanımladığımız, Jamie ve diğerlerinden gördüğünüz
04:39
we would begin to see some incredible species.
72
279000
4000
organizmalar, muhteşem canlıların
04:43
This is not on another planet. These are things
73
283000
2000
yaptıkları şey, her biri
04:45
that are hidden away on our planet.
74
285000
2000
hayatın kurallarını çiğniyorlar.
04:47
This is an ant that stores its colleagues' honey in its abdomen.
75
287000
5000
Biyolojide herhangi bir yerde herhangi bir organizma için
04:52
Each one of these organisms that we've described -- that you've seen
76
292000
3000
tek bir istisnası olmayan prensip düşünemiyorum.
04:55
from Jamie and others, these magnificent things --
77
295000
3000
04:58
what they're doing, each one of them,
78
298000
2000
Düşünebildiğimiz her şey --
05:00
is they're hacking the rules of life.
79
300000
3000
ve eğer Olivia'nın cinsel alışkanlıklarla ilgili konuşmasını dinlediyseniz
05:03
I can't think of a single general principle of biology
80
303000
5000
bütün hayat için doğru olan tek bir gerçek bulamayacağımızı fark edersiniz.
Çünkü, her biri kurallardan birini çiğniyor.
05:08
that does not have an exception somewhere by some organism.
81
308000
4000
Bu, Güneş enerjili bir deniz sümüklü böceği.
05:12
Every single thing that we can think of --
82
312000
2000
05:14
and if you heard Olivia's talk about the sexual habits,
83
314000
3000
Bu, içindeki kloroplastı kendine enerji yaratmak için ayarlamış bir salyangoz.
05:17
you'll realize that there isn't anything we can say that's true for all life,
84
317000
3000
05:20
because every single one of them is hacking something about it.
85
320000
4000
Burada da başka bir versiyonu var. Bu bir deniz ejderi,
alt tarafta mavi olan ise, henüz asit yutmamış bir genç,
05:24
This is a solar-powered sea slug. It's a nudibranch
86
324000
4000
05:28
that has incorporated chloroplast inside it to drive its energy.
87
328000
6000
henüz kahverengi-yeşil alg gölcük çöplüğünü
ona enerji verebilmek için vücuduna almamış.
05:34
This is another version of that. This is a sea dragon,
88
334000
3000
05:37
and the one on the bottom, the blue one, is a juvenile that has not yet
89
337000
6000
Eğer kural çiğneme yaklaşımının genel şekline bakarsak
05:43
swallowed the acid, has not yet taken in
90
343000
2000
05:45
the brown-green algae pond scum into its body to give it energy.
91
345000
7000
ortada, mevcut ortak kanıya göre altı krallık var. Altı farklı yaklaşım var:
Bitkiler, hayvanlar, mantarlar, protistler - ufak şeyler - bakteriler
05:52
These are hacks, and if we looked at the general shape
92
352000
5000
ve arkebakteriler - arkeler.
05:57
of the approaches to hacking life there are, current consensus,
93
357000
4000
Bunlar hayata genel yaklaşımlar. Dünyamızdaki yaşama bakmanın bir yolu.
06:01
six kingdoms. Six different broad approaches: the plants,
94
361000
4000
Ama daha ilginç bir yaklaşım,
06:05
the animals, the fungi, the protests -- the little things -- the bacteria
95
365000
3000
geleceği göz önüne alarak
06:08
and the Archaea bacteria. The Archaeas.
96
368000
3000
evrimsel bir bakış açısı kullanmak.
06:11
Those are the general approaches to life. That's one way to look at life on Earth today.
97
371000
6000
Burada düz bir zaman çizgisinde ilerlemek yerine
06:17
But a more interesting way,
98
377000
2000
merkezden dışarı gelen bir evrim görüyoruz.
06:19
the current way to take the long view,
99
379000
3000
Merkezinde en ilkel canlının bulunduğu, dünya üzerindeki hayatın
06:22
is to look at it in an evolutionary perspective.
100
382000
3000
soy bilimsel gösterimi. Aynı altı alem burada da var.
06:25
And here we have a view of evolution where rather than having evolution
101
385000
6000
4.000 temsili tür ve bizim nerede olduğumuzu görebilirsiniz.
06:31
go over the linear time, we have it coming out from the center.
102
391000
3000
Bunun sevdiğim yanı, dünya üzerindeki her canlı organizmanın
06:34
So in the center is the most primitive, and this is a genealogical chart
103
394000
4000
eşit derecede evrimleşmiş olduğunu gösteriyor olması.
06:38
of all life on earth. This is all the same six kingdoms.
104
398000
4000
Mantarlar ve bakteriler bile insanlar kadar evrilmiş.
06:42
You see 4,000 representative species, and you can see where we are.
105
402000
4000
Bir o kadar uzun süredir etraftalar ve tam aynı şekilde
06:46
But what I like about this is it shows that
106
406000
1000
06:47
every living organism on Earth today is equally evolved.
107
407000
6000
sınamalardan ve hatalardan geçmişler.
Ama her birinin aslında kuralları çiğnediğini
06:53
Those fungi and bacteria are as highly evolved as humans.
108
413000
4000
ve nasıl yaşanılacağına dair farklı bir çözümlerinin olduğunu görüyoruz.
06:57
They've been around just as long and gone through
109
417000
2000
Hayatın uzun vadeli eğilimlerine bakıp
06:59
just the same kind of trial and error to get here.
110
419000
4000
evrim ne istiyor diye sorarsak, birkaç şey görebiliriz.
07:03
But we see that each one of these is actually hacking,
111
423000
5000
Evrim ile ilgili söyleyebileceklerimizden biri,
Dünya'da yaşam barındırmayan hiçbir yer bulunmadığı.
07:08
and has a different way of finding out how to do life.
112
428000
2000
07:10
And if we take the long-term trends of life, if we begin to say,
113
430000
4000
Yerin altından, uzun mesafeli delgilerle çıkardığımız
07:14
what does evolution want? There's several things that we see.
114
434000
3000
07:17
One of the things about evolution is that nowhere on Earth
115
437000
6000
her taşın içinde, o taşın içindeki bakterilerde
yaşamı bulabiliyoruz.
07:23
have we ever been where we don't find life.
116
443000
4000
Ve yaşam nerede olursa olsun, çekilmiyor, her yerde ve hep daha fazla olmak istiyor.
07:27
We find life at the bottom of every long-term,
117
447000
4000
Yerkürenin hareketsiz, donuk dediğimiz her köşesine
07:31
long-distance drilling core into the center of rock
118
451000
3000
yaşam dokunuyor ve hayat veriyor.
07:34
that we bring up -- and there's bacteria in the pores of that rock.
119
454000
4000
Gördüğümüz ikinci şey, çeşitlilik. Ve uzmanlaşma.
07:38
And wherever life is, it never retreats. It's ubiquitous and it wants to be more.
120
458000
4000
Genel maksatlı bir hücrenin, uzmanlaşmış
ve spesifik bir hücre hâline geldiğini görüyoruz.
07:42
More and more of the inert matter of the globe
121
462000
3000
07:45
is being touched and animated by life.
122
465000
3000
Ve karmaşıklığa doğru, çok zorlamasız bir kayış olduğunu görüyoruz.
07:48
The second thing is is we see diversity. We also see specialization.
123
468000
4000
Ve esasında, elimizdeki son verilere göre
zaman içerisinde karmaşıklığa eğilim gerçekleşiyor.
07:52
We see the movement from a general-purpose cell
124
472000
3000
07:55
to the more specific and specialized.
125
475000
4000
Son olarak, tekrar salyangozdan bahsedeceğim.
Hayatla ilgili gördüğümüz şeylerden biri,
07:59
And we see a drift towards complexity that's very intuitive.
126
479000
4000
içsellikten artan sosyalliğe doğru hareket etmesidir.
08:03
And actually, we have current data that does show
127
483000
2000
Yani bu, tüm çevresi başka bir yaşam formu olan daha başka hayatlar var demektir.
08:05
that there is an actual drift towards complexity over time.
128
485000
4000
Tıpkı kloroplast hücreleri gibi,
08:09
And the last thing, I bring back this nudibranch.
129
489000
2000
başka bir yaşam formuyla çevrelenmişler.
08:11
One of the things we see about life is that it moves
130
491000
3000
Hiçbir zaman iç maddeye dokunmuyorlar. Daha ve daha çok ortak evrim.
08:14
from the inner to increasing sociability. And by that it means
131
494000
4000
Yani, genel olarak evrimin uzun vadeli eğilimleri kabaca şu beş şeydir:
08:18
that there is more and more of life whose entire environment is other life.
132
498000
4000
08:22
Like those chloroplast cells --
133
502000
2000
Teklik, çeşitlilik, uzmanlaşma,
08:24
they're completely surrounded by other life.
134
504000
1000
08:25
They never touch the inner matter. There is more and more co-evolution.
135
505000
6000
karmaşıklık ve sosyallik. Buna baktım ve sordum:
Peki, teknolojideki uzun vadeli eğilimler nelerdir?
08:31
And so the general, long-term trends of evolution
136
511000
3000
08:34
are roughly these five: ubiquity, diversity, specialization,
137
514000
4000
Ve yine aynı soru: Teknoloji ne ister?
08:38
complexity and socialization. Now, I took that and said,
138
518000
5000
Dikkate değer bir şekilde şunu keşfettim:
Yine uzmanlaşmaya doğru bir sürüklenme var.
08:43
OK, what are the long-term trends in technology?
139
523000
5000
Burada genel bir çekiç görüyoruz
ve çekiçler zaman içinde gitgide daha kendilerine özgü oluyor.
08:48
And again, my question is, what does technology want?
140
528000
4000
Kesinlikle bir çeşitlilik var. Çok sayıda şeyler.
08:52
And so, remarkably, I discovered
141
532000
3000
08:55
that there's also a drift toward specialization.
142
535000
3000
Bu, bir Japon evinde bulunan her şey.
08:58
That we see there's a general hammer,
143
538000
3000
Geçen yaz kızıma bir sayaç verdim
ve evin içinde dolanıp evdeki teknolojik türlerin sayısını sayma görevi verdim.
09:01
and hammers become more and more specific over time.
144
541000
3000
09:04
There's obviously diversity. Huge numbers of things.
145
544000
5000
Ve 6.000 farklı ürün türü buldu.
09:09
This is all the contents of a Japanese home.
146
549000
2000
Bir araştırma sonucu, İngiltere kralı 8. Henry'nin
09:11
I actually had my daughter -- gave her a tally counter,
147
551000
3000
evinde sadece 7.000 parça olduğunu öğrendim.
09:14
and I gave her an assignment last summer to go around
148
554000
2000
Ve o İngiltere kralıydı
09:16
and count the number of species of technology in our household.
149
556000
4000
ve bu o tarihte İngiltere'nin tüm varlığıydı.
Yani bir şeyler türünde devasa sayıda çeşitlilik görüyoruz.
09:20
And it came up with 6,000 different species of products.
150
560000
3000
09:23
I did some research and found out that the King of England, Henry VIII,
151
563000
3000
Bu, Yıldız Savaşları'ndan bir sahne: 3PO dışarı çıkıyor
09:26
had only about 7,000 items in his household.
152
566000
3000
ve makine yapan makineler görüyor. Ne kadar ahlaksız!
09:29
And he was the King of England,
153
569000
1000
09:30
and that was the entire wealth of England at the time.
154
570000
2000
Aslında bu, gittiğimiz yön: Dünya makineleri.
09:32
So we're seeing huge numbers of diversity in the kinds of things.
155
572000
5000
Teknoloji aslında sadece diğer teknolojilerle saf dışı bırakılıyor.
09:37
This is a scene from Star Wars where the 3PO comes out
156
577000
4000
Pek çok makine sadece diğer teknolojiye bağlantıda olacak,
ama teknolojiden olmayanlarla değil ya da hayatla.
09:41
and he sees machines making machines. How depraved!
157
581000
3000
Üçüncüsü, makinelerin biyolojik ve karmaşık olmaya başladığı düşüncesi
09:44
Well, this is actually what we're headed towards: world machines.
158
584000
4000
şu noktada bir klişe.
09:48
And the technology is only being thrown out by other technologies.
159
588000
3000
Ben de kısmen makinelerin gitgide biyolojik olduğu
09:51
Most machines will only ever be in contact with other technology
160
591000
3000
klişesinden sorumluyum, ama bu oldukça açık.
09:54
and not non-technology, or even life.
161
594000
3000
Aslında teknolojik evrimdeki ana trendler
09:57
And thirdly, the idea that machines are becoming biological and complex
162
597000
3000
10:00
is at this point a cliche. And I'm happy to say,
163
600000
4000
biyolojik evrimdekilerle aynı. Tekliğe, çeşitliliğe,
10:04
I was partly responsible for that cliche
164
604000
2000
10:06
that machines are becoming biological, but that's pretty evident.
165
606000
3000
sosyalleşmeye, kompleksiteye doğru gördüğümüz aynı dürtü.
10:09
So the major trends in technology evolution actually
166
609000
6000
Bu belki büyük bir sürpriz değil,
çünkü mesela zırhın evrimine bakarsak
10:15
are the same as in biological evolution. The same drives that we see
167
615000
5000
aslında evrimsel türde kladistik bir ağaç görebiliriz.
10:20
towards ubiquity, towards diversity, towards socialization,
168
620000
3000
Ben teknolojinin hayatın yedinci alemi olmasını öneriyorum.
10:23
towards complexity. That is maybe not a big surprise
169
623000
4000
10:27
because if we map out, say, the evolution of armor,
170
627000
5000
Sistemi ve işleyişi çok benzediği için,
onu yedinci alem olarak düşünebiliriz.
10:32
you can actually follow a sort of an evolutionary-type cladistic tree.
171
632000
4000
10:36
I suggest that, in fact, technology is the seventh kingdom of life.
172
636000
5000
Yani, hayvanlar aleminden çıkarak yaklaşık olarak şuralarda olacaktır.
10:41
That its operations and how it works is so similar
173
641000
4000
Ve eğer bunu yapsaydık,
bulacağımız şey -- aslında teknolojiye bu şekilde yaklaşabilirdik.
10:45
that we can think of it as the seventh kingdom.
174
645000
4000
Bu Niles Eldredge. Stephen Jay Gould'la birlikte
10:49
And so it would be sort of approximately up there,
175
649000
3000
10:52
coming out of the animal kingdom. And if we were to do that,
176
652000
6000
Sıçramalı Evrim teorisinin ortak geliştiricisi.
Ama kendisi bir Kornet koleksiyoncusu da.
Dünya'nın en büyük koleksiyonlarından birine sahip. Yaklaşık 500 tane.
10:58
we would find out -- we could actually approach technology in this way.
177
658000
3000
11:01
This is Niles Eldredge. He was the co-developer with Stephen Jay Gould
178
661000
5000
Morfolojik bir analiz yapmak ve zamanla oluşan kalıtımsal tarihlerini
çıkarımsamaya çalışmak için
11:06
of the theory of punctuated equilibrium.
179
666000
2000
onlara tribolit veya salyangoz gibi davranmaya karar verdi.
11:08
But as a sideline, he happens to collect cornets.
180
668000
3000
Bu, daha yayınlanmamış tablosu.
11:11
He has one of the world's largest collections -- about 500 of them.
181
671000
4000
Bununla ilgili en ilginç nokta,
11:15
And he has decided to treat them as if they were trilobites, or snails,
182
675000
3000
aşağıdaki kırmızı çizgilere bakarsanız,
11:18
and to do a morphological analysis,
183
678000
2000
bunlar temelde, artık olmayan bir kornet türü neslini belirtmektedir.
11:20
and try to derive their genealogical history over time.
184
680000
4000
11:24
This is his chart, which is not quite published yet.
185
684000
2000
11:26
But the most interesting aspect about this
186
686000
3000
Bu biyolojide olmuyor.
11:29
is that if you look at those red lines at the bottom,
187
689000
3000
Bir şeyin soyu tükendiğinde, onu ebeveyniniz olarak tutamazsınız.
11:32
those indicate basically a parentage of a type of cornet
188
692000
7000
Ama bu teknolojide olabiliyor.
Ve bu o kadar belirgin ki bu ağaca bakarak
11:39
that was no longer made. That does not happen in biology.
189
699000
4000
bunun biyolojik sisteme karşı olan
11:43
When something is extinct, you can't have it as your parent.
190
703000
3000
bir teknolojik sistem olduğunu belirleyebilirsiniz.
11:46
But that does happen in technology. And it turns out
191
706000
3000
Aslında, bu fikri yaşama döndürme fikri o kadar önemli ki
11:49
that that's so distinctive that you can actually look at this tree,
192
709000
4000
eski teknolojiye ne olacağını düşünmeye başladım.
11:53
and you can actually use it to determine
193
713000
3000
Ve görünen o ki, teknolojiler aslında ölmüyor.
11:56
that this is a technological system versus a biological system.
194
716000
4000
Bunu bir bilim tarihçisine önerdim ve dedi ki:
12:00
In fact, this idea of resurrecting the whole idea is so important
195
720000
4000
"Peki, hadi ama, peki buharlı arabalara ne dersin?
12:04
that I began to think about what happens with old technology.
196
724000
4000
Artık ortalıkta yoklar." Aslında, varlar.
12:08
And it turns out that, in fact, technologies don't die.
197
728000
5000
Hatta, o kadar varlar ki bir Stanley buhar arabası için yeni parçalar alabilirsiniz.
12:13
So I suggested this to an historian of science, and he said,
198
733000
2000
12:15
"Well, what about, you know, come on, what about steam cars?
199
735000
5000
Bu da Stanley arabaları için en yeni parçaları satan
12:20
They're not around anymore." Well actually, they are.
200
740000
4000
bir adamın internet sitesi.
Burada sevdiğim şey, tek bir tıklayışla - sepete ekle butonuyla -
12:24
In fact, they're so around that you can buy new parts for a Stanley steam automobile.
201
744000
7000
(Gülüşmeler)
buhar valfleri olabiliyor olmanız. Demek istediğim, gerçekten orada.
12:31
And this is a website of a guy who's selling brand new parts
202
751000
3000
Sonra düşünmeye başladım, belki bu sadece rastgele bir örnek.
12:34
for the Stanley automobile. And the thing that I liked
203
754000
4000
12:38
is sort of this one-click, add-to-your-cart button --
204
758000
3000
Belki bunu daha tutucu bir şekilde yapmalıyım.
12:41
(Laughter) --
205
761000
1000
Bu yüzden, muhteşem büyük 1895 Montgomery Ward kataloğunu aldım
12:42
for buying steam valves. I mean, it was just -- it was really there.
206
762000
5000
ve öylesine baktım. Sonra - çok rastgele olmayan - bir sayfa aldım,
12:47
And so, I began to think about, well, maybe that's just a random sample.
207
767000
5000
diğerlerinden daha zor bir sayfa,
12:52
Maybe I should do this sort of in a more conservative way.
208
772000
3000
çünkü pek çok sayfa hâlen yapılmakta olan şeylerle dolu.
12:55
So I took the great big 1895 Montgomery Ward's catalog
209
775000
5000
Ama ben bu sayfayı aldım
ve bu sayfadaki şeylerin kaç tanesi hâlâ yapılıyor diye sordum.
13:00
and I randomly went through it. And I took a page -- not quite a random page --
210
780000
3000
Antika olarak değil, bunların kaç tanesinin
13:03
I took a page that was actually more difficult than others
211
783000
3000
hâlâ üretimde olduğunu merak ediyorum.
13:06
because lots of the pages are filled with things
212
786000
2000
Ve cevap: Hepsi.
13:08
that are still being made. But I took this page
213
788000
3000
Hepsi hâlâ üretiliyor. Mesela mısır soyucular.
13:11
and I said, how many of these things are still being made?
214
791000
4000
13:15
And not antiques. I want to know how many of these things are still in production.
215
795000
5000
Kim bir mısır soyucusuna ihtiyaç duyar bilmiyorum.
Mısır soyucusundan başka, pulluklar; değirmen fanları;
13:20
And the answer is: all of them.
216
800000
3000
tüm bunlar, yine söylüyorum antika değil. Bunlar --
13:23
All of them are still being produced. So you've got corn shellers.
217
803000
7000
Bunları sipariş verebilirsiniz.
Şimdi internete girip bunları alabilirsiniz.
Hem de yeni üretim.
13:30
I don't know who needs a corn sheller.
218
810000
2000
Yani bir anlamda, teknolojiler ölmüyor.
13:32
Be it corn shellers -- you've got ploughs; you've got fan mills;
219
812000
4000
Hatta, 50 papele, aynen 10.000 yıl önceki şekilde yapılmış
13:36
all these things -- and these are not, again, antiques. These are --
220
816000
3000
13:39
you can order these. You can go to the web and you can buy them now,
221
819000
3000
bir taş devri bıçağı alabiliyorsunuz.
13:42
brand-new made. So in a certain sense, technologies don't die.
222
822000
5000
Kısa, kemik saplı, 50 papel.
13:47
In fact, you can buy, for 50 bucks, a stone-age knife
223
827000
7000
Önemli olan, bu bilgi aslında hiç yok olmadı.
Yeniden doğmadı, hep devam etti.
Papua Yeni Gine'de 20 yıl öncesine kadar hâlâ
13:54
made exactly the same way that they were made 10,000 years ago.
224
834000
4000
pratik amaçlı taş baltalar yapılıyordu.
13:58
It's short, bone handle, 50 bucks. And in fact,
225
838000
4000
14:02
what's important is that this information actually never died out.
226
842000
3000
Teknolojiden kurtulmak istediğimizde bile, bu aslında çok zor.
14:05
It's not just that it was resurrected. It's continued all along.
227
845000
2000
14:07
And in Papua New Guinea, they were making stone axes
228
847000
3000
Hepimiz Amişlerin arabalardan vazgeçtiklerini duyduk.
14:10
until two decades ago, just as a course of practical matters.
229
850000
7000
Japonların silahlardan vazgeçtiklerini.
Şunu veya bunu duyduk.
Fakat geri dönüp
teknoloji yasaklarının olduğu yerlerden bulabildiğim tarihi örnekler aldım.
14:17
Even when we try to get rid of a technology, it's actually very hard.
230
857000
4000
14:21
So we've all heard about the Amish giving up cars.
231
861000
4000
Sonra bunların ne zaman geri geldiğine baktım,
çünkü her zaman geri geliyorlar.
14:25
We've heard about the Japanese giving up guns.
232
865000
2000
İllegalleştiği ve yasaklandığı sürenin
14:27
We've heard about this and that. But I actually went back and
233
867000
2000
14:29
took what I could find, the examples in history
234
869000
3000
zamanla kısaldığı ortaya çıktı. Kısaca, teknolojiyi geciktirebilirsiniz,
14:32
where there have been prohibitions against technology,
235
872000
3000
ama öldüremezsiniz. Bu çok mantıklı, çünkü bir anlamda
14:35
and then I tried to find out when they came back in,
236
875000
3000
14:38
because they always came back in. And it turns out that the time,
237
878000
3000
kültür fikirlerin toplaşmasıdır.
14:41
the duration of when they were outlawed and prohibited,
238
881000
2000
Bunun için var. Fikirler ölmez.
14:43
is decreasing over time. And that basically, you can delay technology,
239
883000
5000
Ve bunu alıp, kültürün ne yaptığına dair bu fikri ele alıp
14:48
but you can't kill it. So this makes sense, because in a certain sense
240
888000
3000
14:51
what culture is, is the accumulation of ideas.
241
891000
5000
hayatın evrimindeki uzun süreli gidişata eklersek,
14:56
That's what it's for. It's so that ideas don't die out.
242
896000
3000
hayattaki büyük geçişlerin hepsinde
14:59
And when we take that, we take this idea of what culture is doing
243
899000
6000
meselenin aslında evrimin oluş şeklini
hızlandırma ve değiştirme olduğunu görüyoruz.
15:05
and add it to what the long-term trajectory -- again, in life's evolution --
244
905000
6000
Aslında, fikirlerin üretim şekillerini değiştiriyorlar.
Evrimin adımları temelde evrimin evrilme yeteneğini artırıyor.
15:11
we find that each case -- each of the major transitions in life --
245
911000
3000
15:14
what they're really about is accelerating and changing
246
914000
3000
Yani hayat içinde zamanla olan şey şu:
15:17
the way in which evolution happens.
247
917000
3000
Bu yeni fikirleri, bu yeni ihlalleri üretme yolları artıyor.
15:20
They're actually changing the way in which ideas are generated.
248
920000
3000
Ve gerçek hileler
15:23
So all these steps in evolution are increasing, basically,
249
923000
4000
bir nevi keşfetmeyi keşfettiğiniz yollardır.
15:27
the evolution of evolvability.
250
927000
2000
Teklikte gördüğümüz,
15:29
So what's happening over time in life is
251
929000
2000
Kurzweil ve başkaları tarafından ortaya atılan bir fikir,
15:31
that the ways in which you generate these new ideas, these new hacks,
252
931000
3000
teknolojinin evrimi hızlandırdığı.
15:34
are increasing. And the real tricks are ways
253
934000
4000
Fikirleri arama şeklimizi hızlandırıyor.
15:38
in which you kind of explore the way of exploring.
254
938000
3000
Eğer hayat hileniz varsa --
15:41
And then what we see in the singularity,
255
941000
2000
hayat hile demektir, ayakta kalma oyunu --
15:43
that prophesized by Kurzweil and others --
256
943000
3000
evrim oyunun kurallarını değiştirerek oyunu uzatmanın yolu.
15:46
his idea that technology is accelerating evolution.
257
946000
4000
Teknoloji özünde daha iyi evrimleşmeyle ilgilidir.
15:50
It's accelerating the way in which we search for ideas.
258
950000
3000
Bu "sonsuz oyun" dediğimiz şey.
15:53
So if you have life hacking --
259
953000
3000
"Sonsuz oyun"un tanımı. Nihai oyun kazanmak için oynamaktır,
15:56
life means hacking, the game of survival --
260
956000
2000
15:58
then evolution is a way to extend the game by changing the rules of the game.
261
958000
4000
sonsuz oyun ise oynamaya devam etmek için oynamak.
Ve ben teknolojinin aslında kozmik bir güç olduğuna inanıyorum.
16:02
And what technology is really about is better ways to evolve.
262
962000
4000
16:06
That is what we call an "infinite game."
263
966000
3000
Teknolojinin kökeni 1829 değil,
16:09
That's the definition of "infinite game." A finite game is play to win,
264
969000
3000
Big Bang'in başlangıcıdır.
16:12
and an infinite game is played to keep playing.
265
972000
3000
O anda evrendeki milyarlarca yıldız sıkıştırılmıştı.
16:15
And I believe that technology is actually a cosmic force.
266
975000
5000
Tüm evren küçük kozmik bir noktaya sıkıştırılmıştı,
16:20
The origins of technology was not in 1829,
267
980000
3000
o kadar sıkı bir noktaydı ki, hiçbir farklılığa yer yoktu.
16:23
but was actually at the beginning of the Big Bang,
268
983000
3000
Tanım bu. Sıcaklık yoktu.
16:26
and at that moment the entire huge billions of stars in the universe
269
986000
4000
Herhangi bir farklılık yoktu. Ve Big Bang'de,
farklılık ihtimali genişledi.
16:30
were compressed. The entire universe was compressed into a little quantum dot,
270
990000
4000
Genişledikçe sahip olduğumuz şey
16:34
and it was so tight in there, there was no room for any difference at all.
271
994000
3000
farklılıklar, çeşitlilik, imkânlar, seçenekler,
16:37
That's the definition. There was no temperature.
272
997000
2000
16:39
There was no difference whatsoever. And at the Big Bang,
273
999000
3000
fırsatlar, ihtimaller ve özgürlükler potansiyeli.
16:42
what it expanded was the potential for difference.
274
1002000
3000
Bunlar temelde aynı şeyler.
Ve bunlar teknolojinin bize getirdikleri.
16:45
So as it expands and as things expand what we have
275
1005000
3000
Teknoloji bize bunu veriyor: Seçenekler, fırsatlar, özgürlükler.
16:48
is the potential for differences, diversity, options, choices,
276
1008000
5000
Mesele bu. Farklılık yaratmak için mekânın genişlemesidir.
16:53
opportunities, possibilities and freedoms.
277
1013000
2000
16:55
Those are all basically the same thing.
278
1015000
2000
Bir çekiç, çekici tuttuğumuzda tuttuğumuz şeydir.
16:57
And those are the things that technology brings us.
279
1017000
4000
Bu yüzden teknolojiye tutunmaya devam ediyoruz,
17:01
That's what technology is bringing us: choices, possibilities, freedoms.
280
1021000
4000
çünkü bu şeyleri istiyoruz. Çünkü bu şeyler iyi.
17:05
That's what it's about. It's this expansion of room to make differences.
281
1025000
4000
Farklılıklar, özgürlük, seçenekler, fırsatlar.
Her yeni bir fırsat yeri yaptığımızda,
17:09
And so a hammer, when we grab a hammer, that's what we're grabbing.
282
1029000
4000
platformun yenilerini oluşturmasına imkân tanıyoruz.
17:13
And that's why we continue to grab technology --
283
1033000
3000
Ve bence bu çok önemli. Çünkü mesela
17:16
because we want those things. Those things are good.
284
1036000
2000
Mozart'ın piyanonun teknolojisinin buluşundan önce yaşadığını düşünün.
17:18
Differences, freedom, choices, possibilities.
285
1038000
4000
Toplum için ne büyük bir kayıp olurdu.
17:22
And each time we make a new opportunity place,
286
1042000
2000
Van Gogh'un ucuz yağlı boya teknolojisinden önce
17:24
we're allowing a platform to make new ones.
287
1044000
4000
doğduğunu düşünün.
Hitchcock'un film teknolojisinden önce olduğunu düşünün.
17:28
And I think it's really important. Because if you can imagine
288
1048000
3000
17:31
Mozart before the technology of the piano was invented --
289
1051000
3000
Bugün, bir yerlerde, milyonlarca çocuk
17:34
what a loss to society there would be.
290
1054000
2000
kendilerini ifade edişlerinin teknolojisi henüz icat edilmemişken doğuyor.
17:36
Imagine Van Gogh being born
291
1056000
2000
17:38
before the technologies of cheap oil paints.
292
1058000
3000
17:41
Imagine Hitchcock before the technologies of film.
293
1061000
4000
Dünya üstündeki her insanın kendi farklarının farkında olma
potansiyeli olsun diye teknolojiyi keşfetmek
17:45
Somewhere, today, there are millions of young children being born
294
1065000
5000
ahlaki yükümlülüğümüzdür.
Bir bireyin trilyon zilyon türünü istiyoruz.
17:50
whose technology of self-expression has not yet been invented.
295
1070000
5000
Teknolojinin asıl istediği bu.
17:55
We have a moral obligation to invent technology
296
1075000
3000
Bazı itirazların üzerinden geçeceğim,
17:58
so that every person on the globe has the potential
297
1078000
2000
çünkü çölleşmenin neden olduğuna dair bir cevabım yok.
18:00
to realize their true difference.
298
1080000
3000
Kötü teknolojiler hakkında söyleyecek bir şeyim yok.
18:03
We want a trillion zillion species of one individuals.
299
1083000
3000
18:06
That's what technology really wants.
300
1086000
3000
Bunun bizim onurumuzu nasıl etkilediğine karşı bir sözüm yok.
18:09
I'm going to skip through some of the objections
301
1089000
2000
Sadece, belki
yedinci alemdir, çünkü hayatın ne olduğuna çok yakın,
18:11
because I don't have answers to why there's deforestation.
302
1091000
4000
18:15
I don't have an answer to the fact that there seem to be
303
1095000
3000
belki onu geri getirebilir ve hayatı
denetlememize yardım etmesini sağlayabiliriz.
18:18
bad technologies. I don't have an answer to
304
1098000
2000
Belki de, bir şekilde,
18:20
how this impacts on our dignity, other than to suggest that
305
1100000
4000
teknolojiyle bu kadar uğraşmamızın nedeni, ona iyi bir yuva bulmaya çalışmamızdır.
18:24
maybe the seventh kingdom, because it's so close to what life is about,
306
1104000
6000
Pamuk tarlalarına DDT sıkmak korkunç bir şey, evet,
18:30
maybe we can bring it back and have it help us monitor life.
307
1110000
3000
ama teknolojiyi iyiye kullanıp
bir köyde sıtma yüzünden binlerce ölü olmasını engellemek de güzel.
18:33
Maybe in some ways
308
1113000
2000
18:35
the fact that what we're trying to do with technology is find a good home for it.
309
1115000
5000
İnsanlığımız, sahip olduğumuz teknolojilerle şekilleniyor.
İnsanlık hakkında sevdiğimizi düşündüğümüz her şey
18:40
It's a terrible thing to spray DDT on cotton fields,
310
1120000
3000
bize teknolojinin kazandırdıkları. Bu sonu olmayan bir oyun.
18:43
but it's a really good thing to use
311
1123000
2000
18:45
to eliminate millions of cases of death due to malaria in a small village.
312
1125000
4000
Bahsettiğimiz şey de bu işte.
Görüyorsunuz, teknoloji, evrimi evrimleştirmenin bir yolu.
18:49
Our humanity is actually defined by technology.
313
1129000
3000
18:52
All the things that we think that we really like about humanity
314
1132000
3000
İmkânları, fırsatları araştırmanın ve daha fazla imkân yaratmanın bir yolu.
18:55
is being driven by technology. This is the infinite game.
315
1135000
5000
Ve bütün oyunların oyununu oynamanın bir yolu.
19:00
That's what we're talking about.
316
1140000
2000
19:02
You see, technology is a way to evolve the evolution.
317
1142000
4000
Teknolojinin istediği işte bu.
Teknolojinin ne istediğini düşündüğümde
19:06
It's a way to explore possibilities and opportunities and create more.
318
1146000
6000
aklıma - ki buna gerçekten inanıyorum - buradaki herkesin,
19:12
And it's actually a way of playing the game, of playing all the games.
319
1152000
5000
herkesin bir görevi olduğu geliyor.
Ve göreviniz hayatınızı görevinizin ne olduğunu keşfetmek için harcamanız.
19:17
That's what technology wants.
320
1157000
2000
19:19
And so when I think about what technology wants,
321
1159000
3000
Bu bitmeyen oyunun tekrarlamalı doğası.
19:22
I think that it has to do with the fact that every person here -- and I really believe this --
322
1162000
5000
Ve bu oyunu iyi oynarsanız, diğer insanları da dâhil edeceksiniz oyununuza
19:27
every person here has an assignment. And your assignment is
323
1167000
5000
ve oyun genişleyecek ve siz gittikten sonra bile devam edecek.
İşte bu bitmeyen oyun. Teknoloji ise bu oyunu
19:32
to spend your life discovering what your assignment is.
324
1172000
3000
oynadığınız mecra.
19:35
That recursive nature is the infinite game.
325
1175000
3000
Bence teknolojiye dört elle sarılmalıyız,
19:38
And if you play that well, you'll have other people involved,
326
1178000
3000
ne olduğumuzu keşfetmek için çıktığımız yolculuğumuzun
19:41
so even that game extends and continues even when you're gone.
327
1181000
4000
önemli bir parçası.
19:45
That is the infinite game. And what technology is
328
1185000
3000
Teşekkürler.
(Alkış)
19:48
is the medium in which we play that infinite game.
329
1188000
3000
19:51
And so I think that we should embrace technology
330
1191000
3000
19:54
because it is an essential part of our journey
331
1194000
3000
19:57
in finding out who we are.
332
1197000
2000
19:59
Thank you.
333
1199000
2000
20:01
(Applause)
334
1201000
1000
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7