Meet the inventor of the electronic spreadsheet | Dan Bricklin

380,923 views ・ 2017-02-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Crawford Hunt Reviewer: Brian Greene
0
0
7000
Çeviri: Hüseyin ÖZKAY Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
How many of you have used an electronic spreadsheet,
1
12760
2975
Kaçınız bugüne kadar bir elektronik çizelge kullandı?
00:15
like Microsoft Excel?
2
15760
1480
Microsoft Excel gibi.
00:18
Very good.
3
18240
1256
Çok iyi.
00:19
Now, how many of you have run a business with a spreadsheet by hand,
4
19520
4576
Peki kaçınız Philadelphia'daki küçük matbaasında babamın yaptığı gibi
00:24
like my dad did for his small printing business in Philadelphia?
5
24120
3080
çizelgelerin elle yapıldığı bir işte çalıştı?
00:28
A lot less.
6
28160
1160
Çok daha az.
00:29
Well, that's the way it was done for hundreds of years.
7
29920
2600
Bu iş yüzlerce yıl bu şekilde yapıldı.
00:33
In early 1978, I started working on an idea
8
33480
3016
1978'in başında, nihayetinde VisiCalc'ın ortaya çıktığı
00:36
that eventually became VisiCalc.
9
36520
2400
bir fikir üzerinde çalışmaya başladım.
00:39
And the next year it shipped
10
39480
1656
Ve bu bir sonraki yıl Apple II kişisel bilgisayarına olan
00:41
running on something new called an Apple II personal computer.
11
41160
3279
rağbeti artırdı.
00:45
You could tell that things had really changed when, six years later,
12
45240
4056
Altı yıl sonra Wall Street Journal'ın insanların VisiCalc'ın
ne demek olduğunu bildiğini ve hatta onu kullandığını düşünen
00:49
the Wall Street Journal ran an editorial
13
49320
2176
00:51
that assumed you knew what VisiCalc was and maybe even were using it.
14
51520
3280
bir başyazı yayınladığında bazı şeylerin gerçekten de değiştiğini söyleyebilirdin.
00:55
Steve Jobs back in 1990
15
55760
2960
Steve Jobs, 1990'da
00:59
said that "spreadsheets propelled the industry forward."
16
59160
3240
"Elektronik çizelge sanayiyi ileri taşıdı."
01:02
"VisiCalc propelled the success of Apple more than any other single event."
17
62880
3920
"VisiCalc, Apple'ın başarısını hiç bir şeyin yapmadığı kadar artırdı." dedi.
01:07
On a more personal note,
18
67440
1160
Daha samimi bir ortamda Steve,
01:09
Steve said, "If VisiCalc had been written for some other computer,
19
69600
3136
"Eğer VisiCalc başka bir bilgisayar için yazılmış olsaydı,
01:12
you'd be interviewing somebody else right now."
20
72760
2200
şimdi başka birisiyle görüşüyor olurdun." dedi.
01:15
So, VisiCalc was instrumental in getting personal computers on business desks.
21
75360
6376
VisiCalc kişisel bilgisayarların iş yerlerine girmesinde etkili oldu.
01:21
How did it come about?
22
81760
1160
Peki bu nasıl ortaya çıktı?
01:23
What was it? What did I go through to make it be what it was?
23
83680
2920
O neydi? Onu yapmak için neler yaşadım?
01:27
Well, I first learned to program back in 1966, when I was 15 --
24
87920
5336
Ben programlamayı 1966'da 15 yaşındayken öğrendim--
01:33
just a couple months after this photo was taken.
25
93280
2240
bu fotoğraf çekildikten sadece bir kaç ay sonra.
01:36
Few high schoolers had access to computers in those days.
26
96200
2960
O günlerde çok az lise öğrencisinin bilgisayara erişim imkanı vardı.
01:39
But through luck and an awful lot of perseverance,
27
99560
3496
Fakat biraz şans biraz da sabır sonucunda
01:43
I was able to get computer time around the city.
28
103080
2240
şehirde bilgisayar bulabildim.
01:46
After sleeping in the mud at Woodstock, I went off to MIT to go to college,
29
106200
4880
Woodstock'ta bir müddet süründükten sonra, MIT'de üniversite eğitimine başladım.
01:51
where to make money, I worked on the Multics Project.
30
111520
3080
Orada okurken para kazanmak için Multics Projesi üzerinde çalıştım.
01:55
Multics was a trailblazing interactive time-sharing system.
31
115320
5016
Multics, interaktif, aynı anda bir kaç işlem yapabilen çığır açan bir işletim sistemiydi.
02:00
Have you heard of the Linux and Unix operating systems?
32
120360
3176
Linux ve Unix işletim sistemlerini hiç duydunuz mu?
02:03
They came from Multics.
33
123560
1240
Onlar Multics'ten doğdu.
02:05
I worked on the Multics versions
34
125320
2296
Bilgisayar dışı alanlardaki insanların
02:07
of what are known as interpreted computer languages,
35
127640
3816
bir bilgisayar terminali karşısında oturup hesaplarını yapmaları için
02:11
that are used by people in noncomputer fields
36
131480
2456
yorumlanmış bilgisayar dilleri olarak bilinen
02:13
to do their calculations while seated at a computer terminal.
37
133960
3000
Multics'in sürümleri üzerinde çalıştım.
02:17
After I graduated from MIT,
38
137560
2256
MIT'den mezun olduktan sonra,
02:19
I went to work for Digital Equipment Corporation.
39
139840
2840
Digital Equipment Şirketi'nde çalışmaya başladım.
02:23
At DEC, I worked on software
40
143320
3176
Bu şirkette bilgisayarlı dizginin
02:26
for the new area of computerized typesetting.
41
146520
2840
yeni bir alanı için yazılım yaptım.
02:29
I helped newspapers replace their reporters' typewriters
42
149800
4336
Gazetelerin daktiloları bilgisayar terminalleriyle
değiştirmelerine yardımcı oldum.
02:34
with computer terminals.
43
154160
1200
02:35
I'd write software
44
155880
1216
Bir programı yazacak
02:37
and then I'd go out in the field to places like the Kansas City Star,
45
157120
3696
ve sonra sahaya çıkıp Kansas City Star gibi yerler gidecek,
02:40
where I would train users and get feedback.
46
160840
2416
kullanıcıları eğitecek ve geri dönüş alacaktım.
02:43
This was real-world experience
47
163280
1856
Bu, MIT'nin Laboratuarında gördüğümden
02:45
that is quite different than what I saw in the lab at MIT.
48
165160
3240
çok farklı, gerçek bir hayat tecrübesiydi.
02:49
After that, I was project leader
49
169880
2616
Bundan sonra, DEC'in ilk kelime işlemcisinin yazılımında
02:52
of the software for DEC's first word processor, again a new field.
50
172520
4800
proje lideriydim ve bu da yeni bir alandı benim için.
02:57
Like with typesetting, the important thing was crafting a user interface
51
177720
5496
Dizgi makinasındaki gibi, bilgisayarcı olmayanların kullanımı için
03:03
that was both natural and efficient for noncomputer people to use.
52
183240
4080
hem doğal hem etkili bir kullanıcı arayüzü işlemek önemliydi.
03:08
After I was at DEC, I went to work for a small company
53
188360
3976
DEC'ten sonra fast food sanayisi için mikroişlemciye dayalı
03:12
that made microprocessor-based electronic cash registers for the fast-food industry.
54
192360
6120
elektronik yazar kasa üreten küçük bir şirkette işe başladım.
03:19
But I had always wanted to start a company with my friend Bob Frankston
55
199360
3696
Fakat MIT'de Multics projesinde çalışırken tanıştığım arkadaşım
Bob Frankston ile bir şirket kurmayı hep istemiştim.
03:23
that I met on the Multics project at MIT.
56
203080
2376
03:25
So I decided to go back to school to learn as much as I could about business.
57
205480
3696
Bu yüzden işletme hakkında olabildiğince çok şey öğrenmek için okula dönmeye karar verdim.
03:29
And in the fall of 1977,
58
209200
2776
1977'nin sonbaharında,
03:32
I entered the MBA program at Harvard Business School.
59
212000
3000
Harvard İşletme Fakültesinde işletme yüksek lisans programına girdim.
03:35
I was one of the few percentage of students
60
215840
2496
Bilgisayar programcılığı temeli olan
03:38
who had a background in computer programming.
61
218360
2840
az sayıdaki öğrenciden biriydim.
Öğrenci yıllığında benim ön sırada otururken çekilmiş bir fotoğrafım var.
03:42
There's a picture of me from the yearbook sitting in the front row.
62
222080
3176
03:45
(Laughter)
63
225280
1016
(Gülüşmeler)
03:46
Now, at Harvard, we learned by the case method.
64
226320
2616
Harvard'da dersleri örnek olay metoduyla işliyorduk.
03:48
We'd do about three cases a day.
65
228960
1936
Günlük üç örnek olay işleyecektik.
03:50
Cases consist of up to a few dozen pages describing particular business situations.
66
230920
5720
Örnek olaylar belirli iş durumlarını tarif eden bir kaç düzine sayfadan oluşuyordu.
03:57
They often have exhibits, and exhibits often have words and numbers
67
237600
4576
Çoğunlukla belgeler vardı ve bunlar olayların kavranabilmesi için
04:02
laid out in ways that make sense for the particular situation.
68
242200
3160
genellikle kelime ve sayılardan oluşuyordu.
04:05
They're usually all somewhat different.
69
245840
1936
Genellikle hepsi oldukça farklılar.
04:07
Here's my homework.
70
247800
1216
İşte benim ödevim.
04:09
Again, numbers, words, laid out in ways that made sense.
71
249040
3176
Yine sayılar, kelimeler, anlamlı bir şeklide dizilmiş.
04:12
Lots of calculations -- we got really close to our calculators.
72
252240
4080
Bir sürü hesaplama--hesap makinelerimizle yatar kalkar olmuştuk.
04:16
In fact, here's my calculator.
73
256720
1880
İşte benim hesap makinem.
Cadılar Bayramı partisi için hesap makinesi kılığına girmiştim.
04:20
For Halloween, I went dressed up as a calculator.
74
260200
2776
04:23
(Laughter)
75
263000
1440
(Gülüşmeler)
04:25
At the beginning of each class, the professor would call on somebody
76
265785
3191
Her dersin başında profesör birisini çağırıp
örnek olayı sunmasını isterdi.
04:29
to present the case.
77
269000
1279
04:31
What they would do is they would explain what was going on
78
271079
2777
Yapacakları şey, ne olduğunu açıklamak
04:33
and then dictate information that the professor would transcribe
79
273880
3736
ve sonra hocanın tahtaya yazacağı bilgiyi
04:37
onto the many motorized blackboards in the front of the class,
80
277640
2905
sesli bir şekilde söylemek
04:40
and then we'd have a discussion.
81
280569
1527
ve sonra bir tartışma yapmaktı.
04:42
One of the really frustrating things is when you've done all your homework,
82
282120
4456
En çok can sıkan şey ise ödevin tamamını yaptıktan sonra
04:46
you come in the next day only to find out that you made an error
83
286600
3016
ertesi gün bir hata yaptığınızı ve doğal olarak
04:49
and all of the other numbers you did were wrong.
84
289640
2536
diğer bütün sayıları yanlış yaptığınızı öğreniyorsunuz.
04:52
And you couldn't participate as well.
85
292200
1776
Ve derse de katılamıyorsun bu yüzden.
04:54
And we were marked by class participation.
86
294000
2240
Ve bize derse katılımdan not veriliyordu.
04:57
So, sitting there with 87 other people in the class, I got to daydream a lot.
87
297320
4920
Bu yüzden 87 kişinin olduğu bir sınıfta çok defa hayallere dalıyordum.
05:03
Most programmers in those days worked on mainframes,
88
303280
3856
O günlerde çoğu programcı envanter sistemleri, maaş bordrosu,
05:07
building things like inventory systems, payroll systems and bill-paying systems.
89
307160
6336
fatura ödeme sistemleri gibi ana bilgisayarlar üzerine çalışıyordu.
05:13
But I had worked on interactive word processing
90
313520
2496
Fakat ben interaktif kelime işlemciler
05:16
and on-demand personal computation.
91
316040
2096
ve istenilen kişisel ölçümleme üzerine çalışmıştım.
05:18
Instead of thinking about paper printouts and punch cards,
92
318160
4280
Kağıt çıktılar ve delikli kartları düşünmek yerine
05:22
I imagined a magic blackboard
93
322880
2776
sihirli bir tahta hayal ettim.
05:25
that if you erased one number and wrote a new thing in,
94
325680
3376
Kelime işlemcinin sayılarla olan hali gibi
05:29
all of the other numbers would automatically change,
95
329080
2856
bir sayıyı silip oraya yeni bir sayı yazdığımızda
05:31
like word processing with numbers.
96
331960
1760
bütün diğer sayılar otomatik olarak değişecekti.
05:34
I imagined that my calculator had mouse hardware on the bottom of it
97
334600
4240
Hesap makinemin altında bir fare donanımı
05:39
and a head-up display, like in a fighter plane.
98
339240
2960
ve savaş uçaklarındaki gibi bir baş üstü göstergesi hayal ettim,
05:42
And I could type some numbers in, and circle it, and press the sum button.
99
342720
4136
İçine sayıları yazabilecek, yuvarlak içine alabilecek ve toplam tuşuna basabilecektim.
05:46
And right in the middle of a negotiation I'd be able to get the answer.
100
346880
3736
Ve bir görüşmenin tam ortasında cevabı bulabilecektim.
05:50
Now I just had to take my fantasy and turn it into reality.
101
350640
3000
Şimdi kurguladıklarımı gerçeğe dönüştürmeliydim.
05:54
My father taught me about prototyping.
102
354640
2440
Babam bana prototip yapmayı öğretmişti.
05:57
He showed me mock-ups
103
357560
1616
Bana bastığı broşürlerdeki şeylerin
05:59
that he'd make to figure out the placement on the page
104
359200
3336
sayfadaki yerlerini nasıl halledeceğini gösteren
06:02
for the things for brochures that he was printing.
105
362560
2536
maketleri gösterdi.
06:05
And he'd use it to get feedback from customers
106
365120
2936
Bunu müşterilerinden geri bildirim alabilmek
06:08
and OKs before he sent the job off to the presses.
107
368080
3600
ve işi baskıya vermeden önce onay almak için kullanırdı.
06:12
The act of making a simple, working version of what you're trying to build
108
372440
5096
Yapmaya çalıştığınız şeyin basit, işleyen versiyonu yapmak
06:17
forces you to uncover key problems.
109
377560
2320
sizi asıl problemleri ortaya çıkarmaya zorluyor.
06:20
And it lets you find solutions to those problems much less expensively.
110
380720
4400
Ve bu problemlerin çözümünü çok daha ucuza bulmanıza olanak tanıyor.
06:25
So I decided to build a prototype.
111
385720
2240
Bu yüzden bir prototip yapmaya karar verdim.
06:28
I went to a video terminal connected to Harvard's time-sharing system
112
388760
4576
Harvard'ın zaman paylaşımlı sistemine bağlı bir görümlük uçbirime girdim
06:33
and got to work.
113
393360
1496
ve çalışmaya başladım.
06:34
One of the first problems that I ran into was:
114
394880
3256
Karşılaştığım ilk problemlerden biri şuydu:
06:38
How do you represent values in formulas?
115
398160
2680
Değerler nasıl formüllerle gösterilecek?
06:41
Let me show you what I mean.
116
401280
1360
Ne demek istediğimi göstereyim.
Bir yeri işaretleyeceksiniz,
06:44
I thought that you would point somewhere,
117
404000
2176
bazı kelimeler yazacaksınız ve sonra başka yerlere de yazacaksınız,
06:46
type in some words, then type in some somewhere else,
118
406200
3096
06:49
put in some numbers and some more numbers, point where you want the answer.
119
409320
3524
bazı sayılar ve başka diğer sayılar, cevabı istediğiniz yeri işaretleyin.
06:53
And then point to the first, press minus, point to the second,
120
413240
3216
Ve sonra ilkini işaretleyin, eksiye basın,ikinciyi işaretleyin,
06:56
and get the result.
121
416480
1200
ve sonucu elde edin.
06:58
The problem was: What should I put in the formula?
122
418360
3416
Problem şuydu. Formüle neyi koymalıyım?
07:01
It had to be something the computer knew what to put in.
123
421800
2620
07:04
And if you looked at the formula,
124
424444
1692
Ve formüle baktığında,
07:06
you needed to know where on the screen it referred to.
125
426160
3000
ekranda onun neye karşılık geldiğini bilmen gerekecek.
07:09
The first thing I thought was the programmer way of doing it.
126
429840
2896
İlk düşündüğüm şey olaya bir programcı gözüyle bakmaktı.
07:12
The first time you pointed to somewhere,
127
432760
1905
Bir yere ilk defa tıkladığınızda,
07:14
the computer would ask you to type in a unique name.
128
434689
2680
bilgisayar size bir ad yazmanızı isteyecekti.
07:18
It became pretty clear pretty fast that that was going to be too tedious.
129
438760
3776
Bunun çok zahmetli olacağı hemen anlaşılmıştı.
07:22
The computer had to automatically make up the name and put it inside.
130
442560
3240
Bilgisayar otomatik olarak adı tamamlamalı ve oraya girmeliydi.
07:26
So I thought, why not make it be the order in which you create them?
131
446600
4360
Bu yüzden "Niçin onu oluşturduğumuz sırada bunu yapmayalım ki?" diye düşündüm.
07:31
I tried that. Value 1, value 2.
132
451480
2496
Ve bunu denedim. Değer 1, değer 2.
Çabucak gördüm ki elinizde bir kaç değerden daha fazla varsa,
07:34
Pretty quickly I saw that if you had more than a few values
133
454000
2762
07:36
you'd never remember on the screen where things were.
134
456786
2510
bu şeylerin ekranın neresinde olduğunu hiç bir zaman hatırlamayacaktınız.
07:39
Then I said, why not instead of allowing you to put values anywhere,
135
459320
5296
Sonra dedim ki, değerleri herhangi bir yere koymana imkan vermek yerine,
07:44
I'll restrict you to a grid?
136
464640
1600
olayı neden ızgarayla sınırlandırmayayım ki?
07:46
Then when you pointed to a cell,
137
466720
2216
Sonra bir hücreyi işaretlediğinde,
07:48
the computer could put the row and column in as a name.
138
468960
2720
bilgisayar sırayı ve sütunu aynı bir isim olarak koyabilirdi.
07:52
And, if I did it like a map and put ABC across the top and numbers along the side,
139
472640
6176
Ve bunu bir harita gibi yapsam, ve en yukarıya ABC ve yanına sayıları koysam,
07:58
if you saw B7 in a formula,
140
478840
2896
formülde B7 gördüğünde
08:01
you'd know exactly where it was on the screen.
141
481760
2200
ekranda tam olarak nerede olduğunu görecektin.
08:04
And if you had to type the formula in yourself, you'd know what to do.
142
484640
4240
Eğer formülü kendin yazmak zorunda kalsan, ne yapılacağını bilirdin.
08:09
Restricting you to a grid helped solve my problem.
143
489440
3080
Kullanıcıyı ızgarayla sınırlandırmak problemi çözmeme yardımcı oldu.
08:13
It also opened up new capabilities, like the ability to have ranges of cells.
144
493200
5600
Bu ayrıca hücre aralıklarına sahip olmak gibi yeni yetenekler geliştirdi.
08:19
But it wasn't too restrictive --
145
499360
1576
Fakat bu çok sınırlayıcı değildi --
08:20
you could still put any value, any formula, in any cell.
146
500960
4320
hâlâ herhangi bir hücreye herhangi bir değer ve formül koyabiliyordun.
08:26
And that's the way we do it to this day, almost 40 years later.
147
506120
3840
Nerdeyse 40 yıl sonra bile bu işi böyle yapıyoruz.
08:31
My friend Bob and I decided that we were going to build this product together.
148
511109
3667
Arkadaşım Bob ve ben bu ürünü birlikte üretmeye karar verdik.
08:34
I did more work figuring out exactly how the program was supposed to behave.
149
514800
4416
Programın tam olarak nasıl çalışması gerektiği ile alakalı biraz daha çalıştım.
08:39
I wrote a reference card to act as documentation.
150
519240
3256
Belge yerine geçecek bir formül çizelgesi yazdım.
08:42
It also helped me ensure that the user interface I was defining
151
522520
4776
Bu bana ayrıca tarifini yaptığım kullanıcı arayüzün avam tabakaya
08:47
could be explained concisely and clearly to regular people.
152
527320
3479
az ve öz olarak anlatabileceğinden emin olmama yardımcı oldu.
08:51
Bob worked in the attic of the apartment he rented in Arlington, Massachusetts.
153
531520
5416
Bob, Arlington, Massachusetts'te kiraladığı dairenin çatı katında çalıştı.
08:56
This is the inside of the attic.
154
536960
1720
İşte bu çatı katının içi.
09:00
Bob bought time on the MIT Multics System
155
540240
2776
Bob, MIT Multics Sisteminde bunun gibi bir terminalde
09:03
to write computer code on a terminal like this.
156
543040
2720
bilgisayar kodu yazmak için biraz zaman kazandı.
09:06
And then he would download test versions to a borrowed Apple II
157
546400
3496
Ve sonra ödünç alınan bir Apple II'ye deneme sürümünü
09:09
over a phone line using an acoustic coupler,
158
549920
3256
bir akustik bağlayıcı kullanarak bir telefon hattı üzerinden indirecek
09:13
and then we would test.
159
553200
1160
ve biz test edecektik.
09:14
For one of these tests I prepared for this case about the Pepsi Challenge.
160
554920
4720
Bu testlerden biri için Pepsi örnek olayını hazırladım.
09:20
Print wasn't working yet, so I had to copy everything down.
161
560720
2920
Yazıcı henüz çalışmıyordu, bu yüzden her şeyi elle yazmak zorunda kaldım.
09:24
Save wasn't working, so every time it crashed,
162
564480
2416
Kaydetme tuşu çalışmıyordu, bu yüzden ve sürekli bozuluyordu.
09:26
I had to type in all of the formulas again, over and over again.
163
566920
3000
Formülleri tekrar tekrar girmem gerekti.
09:30
The next day in class, I raised my hand; I got called on, and I presented the case.
164
570240
3976
Bir sonraki gün sınıfta, elimi kaldırdım; hoca beni çağırdı ve örnek olayı sundum.
09:34
I did five-year projections. I did all sorts of different scenarios.
165
574240
3576
Beş yıllık tahminleri hesaplamıştım. Bütün farklı senaryoları hazırlamıştım.
09:37
I aced the case. VisiCalc was already useful.
166
577840
3680
Sunumdan mükemmel bir sonuç aldım. VisiCalc faydalı olmuştu bile.
09:42
The professor said, "How did you do it?"
167
582160
2600
Profesör, "Bunu nasıl yaptın?" dedi.
09:45
Well, I didn't want to tell him about our secret program.
168
585469
2667
Tabi ben ona gizli programımızdan bahsetmek istemedim.
09:48
(Laughter)
169
588160
1520
(Gülüşmeler)
09:50
So I said, "I took this and added this
170
590200
1856
Dedim ki: "Bunu ve şunu aldım,
09:52
and multiplied by this and subtracted that."
171
592080
2096
sonra bununla çarptım ve bundan çıkardım."
09:54
He said, "Well, why didn't you use a ratio?"
172
594200
2096
"Peki neden bir oran kullanmadın?" dedi.
09:56
I said, "Hah! A ratio -- that wouldn't have been as exact!"
173
596320
3016
"Hah! Bir oran mı -- bunun kadar kesin olamazdı." dedim.
09:59
What I didn't say was, "Divide isn't working yet."
174
599360
2576
Ama "Bölme henüz çalışmıyor." demedim.
10:01
(Laughter)
175
601960
3096
(Gülüşmeler)
10:05
Eventually, though, we did finish enough of VisiCalc
176
605080
3856
Sonunda halka sunmak için VisiCalc'ı
10:08
to be able to show it to the public.
177
608960
1840
yeterince hazır etmiştik.
10:11
My dad printed up a sample reference card
178
611440
1976
Babam, pazarlama aracı olarak kullanabilmemiz için
10:13
that we could use as marketing material.
179
613440
2000
bir örnek tanıtım kartı basmıştı.
Haziran 1979'da yayıncımız VisiCalc'ı New York'ta
10:16
In June of 1979, our publisher announced VisiCalc to the world,
180
616280
5776
10:22
in a small booth at the giant National Computer Conference in New York City.
181
622080
4120
büyük Ulusal Bilgisayar Konferansında küçük bir stantta dünyaya duyurdu.
10:26
The New York Times had a humorous article about the conference.
182
626800
4160
The New York Times konferans hakkında komik bir makale yayınladı.
10:31
"The machines perform what seem religious rites ...
183
631480
2456
"Makinalar sanki bir dini ayin gibi işliyor...
10:33
Even as the believers gather,
184
633960
1381
Hatta inananlar toplanırken,
10:35
the painters in the Coliseum sign room are adding to the pantheon,
185
635365
3096
Coliseum yazılı odadaki ressamlar bu tapınağa bir şeyler ekliyorlar,
10:38
carefully lettering 'VISICALC' in giant black on yellow.
186
638485
3171
dikkatlice sarı üstüne siyah renkle kocaman 'VISICALC' yazıyorlar.
10:41
All hail VISICALC!"
187
641680
1816
Selam sana ey VISICALC!"
10:43
(Gasp) New York Times: "All hail VISICALC."
188
643520
3576
New York Times: "Selam sana ey VISICALC!"
10:47
(Laughter)
189
647120
1496
(Gülüşmeler)
10:48
That was the last mention of the electronic spreadsheet
190
648640
4256
Bu yaklaşık iki yıl kadar popüler iş dünyası yayınlarında
10:52
in the popular business press for about two years.
191
652920
3896
elektronik çizelgeden son bahsedilişiydi.
10:56
Most people didn't get it yet.
192
656840
2136
Çoğu insan bunu hâlâ anlamadı.
10:59
But some did.
193
659000
1200
Fakat bazıları anladı.
11:00
In October of 1979, we shipped VisiCalc.
194
660920
4200
Ekim 1979'da VisiCalc'ı pazarlamaya başladık.
11:05
It came in packaging that looked like this.
195
665880
2816
Bunun gibi paketlere kondu.
11:08
And it looked like this running on the Apple II.
196
668720
2480
Apple II'de çalışan bunun gibi gözüküyordu.
Ve geri kalan kısmı, derler ya, sadece bir hikaye.
11:12
And the rest, as they say, is history.
197
672000
1960
11:14
Now, there's an awful lot more to this story,
198
674360
2096
Şimdi bu hikayeye daha çok eklenecek şey var.
11:16
but that'll have to wait for another day.
199
676480
2056
Fakat artık bir dahaki sefere.
11:18
One thing, though, Harvard remembers.
200
678560
2240
Harvard'ın hatırladığı bir şey var.
11:21
Here's that classroom.
201
681400
1200
Bu işte o sınıf.
11:23
They put up a plaque to commemorate what happened there.
202
683240
3440
Onlar orada olanları ölümsüzleştirmek için bir tabela astılar.
11:27
(Applause)
203
687640
2400
(Alkışlar)
11:36
But it also serves as a reminder
204
696400
2936
Fakat bu aynı zamanda bir hatırlatıcı vazifesi görüyor:
11:39
that you, too, should take your unique backgrounds, skills and needs
205
699360
5496
Sen de kendi özyaşantını, yeteneklerini ve ihtiyaçlarını al
11:44
and build prototypes to discover and work out the key problems,
206
704880
5256
ve önemli problemleri çözmek ve keşfetmek için prototipler yap
11:50
and through that, change the world.
207
710160
2120
ve bu yolla, dünyayı değiştir.
11:53
Thank you.
208
713040
1216
Teşekkür ederim.
11:54
(Applause)
209
714280
4600
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7