Paul Pholeros: How to reduce poverty? Fix homes

80,917 views ・ 2013-06-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Yunus ASIK Gözden geçirme: Meral Öztürk
00:13
The idea of eliminating poverty is a great goal.
1
13809
4320
Yoksulluğu yok etme fikri harika bir hedef.
00:19
I don't think anyone in this room would disagree.
2
19026
2780
Bu odadaki kimsenin karşıt fikirde olacağını düşünmüyorum.
00:22
What worries me is when politicians with money
3
22512
4524
Beni endişelendiren şey, parası olan politikacılar
00:27
and charismatic rock stars --
4
27060
2621
ve karizmatik rock yıldızları
00:29
(Laughter)
5
29705
1580
(Gülüşmeler)
00:31
use the words,
6
31309
1317
bu kelimeleri kullandığında,
00:32
" ... it all just sounds so, so simple."
7
32650
4169
"...her şeyin çok çok kolay gibi gözükmesi."
00:39
Now, I've got no bucket of money today
8
39073
3092
Bugün yanımda hiç param yok
00:42
and I've got no policy to release,
9
42189
3191
ve yayımlayacağım bir politikam yok
00:45
and I certainly haven't got a guitar.
10
45404
2239
ve kesinlikle bir gitarım da yok.
00:47
I'll leave that to others.
11
47667
1860
Bunu başkalarına bırakıyorum.
00:50
But I do have an idea,
12
50440
1682
Ama bir fikrim var
00:52
and that idea is called Housing for Health.
13
52146
2618
ve bu fikrin adı "Sağlık için Konut."
00:55
Housing for Health works with poor people.
14
55344
2693
Sağlık için Konut, fakir insanlar için çalışır.
00:58
It works in the places where they live,
15
58061
3031
Onların yaşadığı yerlerde çalışır
01:01
and the work is done to improve their health.
16
61116
3102
ve bu iş onların sağlığını iyileştirmek için yapılır.
01:05
Over the last 28 years,
17
65049
2155
Son 28 senede,
01:07
this tough, grinding, dirty work
18
67228
3428
bu zor, ezici, pis iş
01:10
has been done by literally thousands of people around Australia
19
70680
4461
kelimenin tam anlamıyla binlerce kişi tarafından
Avustralya çevresinde ve son zamanlarda da deniz aşırı yerlerde yapıldı.
01:15
and, more recently, overseas,
20
75165
2440
01:17
and their work has proven
21
77629
2204
Onların bu çabası, odaklanmış tasarımın
01:19
that focused design can improve even the poorest living environments.
22
79857
5450
en fakir yaşam alanını bile iyileştirebileceğini kanıtladı.
01:25
It can improve health
23
85331
1342
Bu çaba sağlığı iyileştirebilir
01:26
and it can play a part in reducing, if not eliminating, poverty.
24
86697
4765
ve tamamen yok etmese bile yoksulluğu azaltmakta rol oynayabilir.
01:33
I'm going to start where the story began --
25
93256
2051
Hikâyeyi anlatmaya 1985'de hikâyenin başladığı yerden,
01:35
1985, in Central Australia.
26
95331
3845
Orta Avustralya'dan başlayacağım.
01:39
A man called Yami Lester, an Aboriginal man,
27
99200
2723
Yami Lester adında Aborijin bir adam,
01:41
was running a health service.
28
101947
1838
sağlık hizmeti vermekteydi.
01:44
Eighty percent of what walked in the door, in terms of illness,
29
104625
3950
Kapıdan içeri girenlerin %80'inin
01:48
was infectious disease --
30
108599
2189
bulaşıcı bir hastalığı vardı.
01:50
third world, developing world infectious disease,
31
110812
2848
Gelişmekte olan üçüncü dünya ülkelerindeki
01:53
caused by a poor living environment.
32
113684
2763
fakir yaşam alanlarının neden olduğu bulaşıcı hastalıklar.
01:59
Yami assembled a team in Alice Springs.
33
119381
3572
Yami, Alice Springs'de bir ekip topladı.
02:02
He got a medical doctor.
34
122977
2465
Ekipte, bu projede çalışacak bir hekim,
02:05
He got an environmental health guy.
35
125466
2776
çevre sağlığıyla ilgilenen birisi
02:08
And he hand-selected a team of local Aboriginal people
36
128266
4744
ve kendi elleriyle seçtiği bir grup yerli Aborijin vardı.
02:13
to work on this project.
37
133034
1633
02:15
Yami told us at that first meeting,
38
135540
1705
Yami, bize ilk toplantıda hiç para olmadığını söyledi.
02:17
"There's no money," -- always a good start --
39
137269
3742
-- her zaman iyi bir başlangıç --
02:21
" ... no money, you have six months,
40
141035
3489
"...para yok, altı ayınız var
02:24
and I want you to start on a project --" which, in his language,
41
144548
3014
ve bir projeye başlamanızı istiyorum --" onun dilinde
02:27
he called "Uwankara Palyanku Kanyintjaku,"
42
147586
2728
"Uwankara Palyanku Kanyintjaku".
02:30
which, translated, is "a plan to stop people getting sick" --
43
150338
4962
Tercümesi "İnsanların hasta olmasını engellemek için bir plan"
02:35
a profound brief.
44
155324
1413
olan derin bir özet.
02:39
That was our task.
45
159265
1562
Bu bizim görevimizdi.
02:42
First step, the medical doctor went away for about six months.
46
162279
4021
İlk adım olarak, hekim yaklaşık altı aylığına gitti.
02:46
And he worked on what were to become these nine health goals --
47
166932
4431
Dokuz sağlık hedefi üzerinde çalışmaya başladı.
02:51
what were we aiming at?
48
171387
1836
Hedefimiz neydi?
02:55
After six months of work, he came to my office
49
175236
2191
Altı ay sonra ofisime geldi
02:57
and presented me with those nine words on a piece of paper.
50
177451
4571
ve bana şu dokuz kelimeyi bir kâğıt parçası üstünde sundu.
03:02
[The 9 Healthy Living Practices: Washing, clothes, wastewater, nutrition, crowding,
51
182046
3996
[ 9 Sağlıklı Yaşam Uygulaması: Yıkanma, kıyafetler, atık su, beslenme, kalabalık,
hayvanlar, toz, sıcaklık, sakatlık ]
03:06
animals, dust, temperature, injury]
52
186066
1667
03:07
I was very unimpressed. Big ideas need big words,
53
187757
3270
Hiç etkilenmemiştim.
Büyük fikirlere büyük kelimeler gerekir
03:11
and preferably a lot of them.
54
191051
1711
ve tercihen bir sürü büyük kelime.
03:13
This didn't fit the bill.
55
193450
1816
Bu tam olmamıştı.
03:15
What I didn't see and what you can't see
56
195290
4366
Benim görmediğim ve sizin göremediğiniz ise,
03:19
was that he'd assembled thousands of pages
57
199680
4314
onun bu sağlık hedeflerini tespit etmek için
03:24
of local, national and international health research
58
204018
3766
resmi tamamlayan binlerce sayfa yerel, ulusal ve uluslararası
03:27
that filled out the picture as to why these were the health targets.
59
207808
4802
sağlık araştırması toplamış olduğuydu.
03:32
The pictures that came a bit later had a very simple reason.
60
212634
4152
Biraz sonra gelen resimlerin çok basit bir nedeni vardı.
03:36
The Aboriginal people who were our bosses and the senior people
61
216810
3263
Patronlarımız olan ve önde gelen Aborijinler
03:40
were most commonly illiterate,
62
220097
2342
genellikle okuma yazma bilmiyordu.
03:42
so the story had to be told in pictures
63
222463
2159
Bu yüzden hedeflerin ne olduğunun
03:44
of what these goals were.
64
224646
1701
resimlerle hikâye edilmesi gerekiyordu.
03:46
We worked with the community,
65
226371
2302
Biz toplumla çalışıyoruz,
03:48
not telling them what was going to happen
66
228697
1983
onlara anlamadıkları bir dilde
03:50
in a language they didn't understand.
67
230704
1829
ne olacağını anlatamayız.
03:53
So we had the goals and each one of these goals --
68
233593
3243
Böylece hedeflerimiz oldu ve her bir hedef
03:56
and I won't go through them all --
69
236860
1861
-- hepsinin üstünden geçmeyeceğim --
03:58
puts at the center the person and their health issue,
70
238745
4079
insanı ve onların sağlık meselesini merkeze koyar
04:02
and it then connects them
71
242848
1952
ve sonra onları,
04:04
to the bits of the physical environment that are actually needed
72
244824
4485
sağlıklı kalmaları için gerçekten ihtiyaçları olan
fiziksel çevrenin parçasına bağlar.
04:09
to keep their health good.
73
249333
1532
04:11
And the highest priority, you see on the screen,
74
251262
2681
En yüksek öncelik, ekranda görüyorsunuz,
04:13
is washing people once a day, particularly children.
75
253967
3801
insanları, özellikle çocukları günde bir kere yıkamaktır.
Şu an umuyorum ki çoğunuz şunu düşünüyorsunuz,
04:18
And I hope most of you are thinking,
76
258310
1754
04:20
"What? That sounds simple."
77
260088
1302
"Ne? Bu kolay gözüküyor."
04:21
Now, I'm going to ask you all a very personal question.
78
261414
4056
Şimdi hepinize çok kişisel bir soru soracağım.
04:25
This morning before you came,
79
265494
1381
Bu sabah buraya gelmeden önce,
04:26
who could have had a wash using a shower?
80
266899
4171
kim duş kullanarak yıkanabilirdi?
04:32
I'm not going to ask if you had a shower, because I'm too polite.
81
272198
3215
Yıkanıp yıkanmadığınızı sormayacak kadar kibarım.
04:35
That's it.
82
275437
1151
İşte bu.
04:36
(Laughter)
83
276612
1001
(Gülüşmeler)
04:37
All right, I think it's fair to say
84
277637
1762
Pekâlâ, çoğunuzun bu sabah duş alabileceğini söylemek doğru olur.
04:39
most people here could have had a shower this morning.
85
279423
3047
04:42
I'm going to ask you to do some more work.
86
282494
2124
Sizden bir şey daha isteyeceğim.
04:44
I want you all to select one of the houses
87
284642
2504
Ekranda gördüğünüz 25 evden birini seçmenizi istiyorum.
04:47
of the 25 houses you see on the screen.
88
287170
2052
04:49
I want you to select one of them and note the position of that house
89
289246
3406
Bir evi seçmenizi ve pozisyonunu not etmenizi
04:52
and keep that in your head.
90
292676
1377
ve bunu aklınızda tutmanızı istiyorum.
04:54
Have you all got a house?
91
294077
1526
Hepiniz bir ev seçtiniz mi?
04:55
I'm going to ask you to live there for a few months,
92
295627
2450
Sizden orada birkaç ay yaşamanızı isteyeceğim.
04:58
so make sure you've got it right.
93
298101
1606
Ev, Batı Avustralya'nın kuzeybatısında, çok hoş bir yer.
04:59
It's in the northwest of Western Australia, very pleasant place.
94
299731
3023
05:02
OK. Let's see if your shower in that house is working.
95
302778
3212
Şimdi, o evdeki duşun çalışıp çalışmadığını görelim.
05:07
I hear some "Aw!" and I hear some "Ah!"
96
307328
3135
Bazı "Aa!" ve "Ah!"'lar duyuyorum.
05:10
If you get a green tick, your shower's working.
97
310487
2780
Eğer yeşil tik aldıysanız, duşunuz çalışıyor.
05:13
You and your kids are fine.
98
313291
1286
Siz ve çocuklarınız iyisiniz.
05:14
If you get a red cross,
99
314601
2369
Eğer kırmızı çarpı aldıysanız,
05:16
well, I've looked carefully around the room
100
316994
2239
aslında odaya dikkatlice baktım
05:19
and it's not going to make much difference to this crew.
101
319257
3176
ve bu durum, bu grup için çok büyük bir fark yaratmayacak.
05:22
Why? Because you're all too old.
102
322457
2524
Neden? Çünkü hepiniz çok yaşlısınız.
05:25
I know that's going to come as a shock to some of you, but you are.
103
325005
3212
Biliyorum ki bu bazılarınızı şoka sokacak ama yaşlısınız.
05:28
And before you get offended and leave,
104
328241
1879
Şimdi siz alınıp burayı terk etmeden önce
05:30
I've got to say that being too old,
105
330144
1816
buradaki herkesin bahsettiğim şey için çok yaşlı olduğunu söylemeliyim.
05:31
in this case, means that pretty much everyone in the room, I think,
106
331984
3548
05:35
is over five years of age.
107
335556
1905
Sanıyorum ki hepiniz 5 yaşından büyüksünüz.
05:39
We're really concerned with kids naught to five.
108
339465
2761
Biz asıl 0-5 yaş arası çocuklar için endişeleniyoruz.
05:42
And why?
109
342250
1220
Niçin?
05:43
Washing is the antidote to the sort of bugs,
110
343946
4801
Yıkamak, mikrop türlerinin panzehiridir,
05:48
the common infectious diseases of the eyes, the ears,
111
348771
3223
yaygın bulaşıcı göz, kulak, göğüs
05:52
the chest and the skin
112
352018
2396
ve deri hastalıklarına çaredir.
05:54
that, if they occur in the first five years of life,
113
354438
2872
Bu hastalıklar yaşamın ilk beş senesinde ortaya çıkarsa,
05:57
permanently damage those organs.
114
357334
3403
o organlara kalıcı olarak hasar verirler.
06:01
They leave a lifelong remnant.
115
361515
2679
Organlarda kalıcı izler bırakırlar.
06:05
That means that by the age of five,
116
365123
2102
Bu demek oluyor ki, beş yaş itibariyle
06:07
you can't see as well for the rest of your life.
117
367249
2286
hayatınızın kalanında iyi göremiyorsunuz.
06:09
You can't hear as well for the rest of your life.
118
369559
2490
Hayatınızın kalanında iyi duyamıyorsunuz.
06:12
You can't breathe as well.
119
372073
1342
Nefes dahi alamıyorsunuz.
06:13
You've lost a third of your lung capacity by the age of five.
120
373439
3490
5 yaşına kadar ciğer kapasitenizin 1/3'ünü kaybettiniz.
06:16
And even skin infection,
121
376953
1843
Başta büyük bir problem saymadığımız deri enfeksiyonunu bile,
06:18
which we originally thought wasn't that big a problem,
122
378820
3556
06:22
mild skin infections naught to five give you
123
382400
2225
0-5 yaş arası geçirilen hafif deri enfeksiyonları,
06:24
a greatly increased chance of renal failure,
124
384649
2456
böbrek yetmezliği ihtimalinizi fazlasıyla arttırır
06:27
needing dialysis at age 40.
125
387129
2544
ve 40 yaşında diyaliz gerektirir.
06:30
This is a big deal, so the ticks and crosses on the screen
126
390364
2895
Bu büyük bir olay, bu yüzden ekrandaki tikler ve çarpılar
06:33
are actually critical for young kids.
127
393283
2864
aslında küçük çocuklar için kritik.
06:36
Those ticks and crosses represent the 7,800 houses
128
396697
3109
Bu tikler ve çarpılar, bizim Avustralya'da ulusal olarak baktığımız 7800 evi
06:39
we've looked at nationally around Australia,
129
399830
2064
oransal olarak temsil ediyor.
06:41
the same proportion.
130
401918
1409
06:43
What you see on the screen --
131
403351
1455
Ekranda gördüklerinizin --
06:44
35 percent of those not-so-famous houses
132
404830
3233
çok tatmin edici olmayan evlerin %35'inde,
06:48
lived in by 50,000 indigenous people --
133
408087
2876
50.000 yerli insan yaşıyordu --
06:50
35 percent had a working shower.
134
410987
2561
%35'i çalışan bir duşa sahipti.
06:54
Ten percent of those same 7,800 houses had safe electrical systems.
135
414167
5770
Aynı 7800 evin %10'u güvenli elektrik sistemine sahipti
07:00
And 58 percent of those houses had a working toilet.
136
420520
5090
ve evlerin %58'i çalışan bir tuvalete sahipti.
07:07
These are by a simple, standard test.
137
427691
2742
Bunlara basit, standart testlerle bakıldı.
07:10
In the case of the shower:
138
430457
2401
Duş durumu için:
07:12
does it have hot and cold water, two taps that work,
139
432882
4508
Sıcak ve soğuk su var mı, iki musluk da çalışıyor mu,
07:17
a shower rose to get water onto your head or onto your body,
140
437414
4749
başınıza veya vücudunuza su dökecek bir duş başlığı var mı
07:22
and a drain that takes the water away?
141
442187
1834
ve suyun akabileceği bir gider var mı?
07:24
Not well-designed, not beautiful, not elegant --
142
444045
4048
İyi dizayn edilmiş, güzel, ya da zarif değil --
sadece işlevini yerine getiriyor.
07:28
just that they function.
143
448117
1167
07:29
And the same tests for the electrical system
144
449308
2223
Aynı testler elektrik sistemi ve
07:31
and the toilets.
145
451555
1331
tuvaletler için de geçerli.
07:33
Housing for Health projects aren't about measuring failure --
146
453811
2932
Sağlık için Konut projeleri kusurları ölçmekle alakalı değil.
07:36
they're actually about improving houses.
147
456767
2298
Projeler aslında evleri geliştirmekle alakalı.
07:39
We start on day one of every project.
148
459475
3894
Her projenin ilk gününde başlarız.
07:43
We've learned -- we don't make promises, we don't do reports.
149
463393
3239
Söz vermemeyi ve raporlamamayı öğrendik.
07:46
We arrive in the morning with tools, tons of equipment, trades,
150
466656
5322
Sabah aletlerle, bir sürü ekipmanla geliriz
ve ilk gün yerli bir takımı işe başlaması için eğitiriz.
07:52
and we train up a local team on the first day to start work.
151
472002
3484
07:55
By the evening of the first day,
152
475510
1780
İlk günün akşamına kadar,
07:57
a few houses in that community are better than when we started in the morning.
153
477314
4411
o topluluktaki birkaç ev sabah başladığımızdan daha iyidir.
08:01
That work continues for six to 12 months,
154
481749
2255
Bu iş, 6-12 ay arasında bir süre devam eder.
08:04
until all the houses are improved
155
484028
1698
Ta ki bütün evler geliştirilinceye kadar
08:05
and we've spent our budget of 7,500 dollars total per house.
156
485750
4601
ve ev başına toplam 7500 dolarlık bütçemizi harcayıncaya kadar.
08:10
That's our average budget.
157
490375
1504
Bu bizim ortalama bütçemiz.
08:12
At the end of six months to a year, we test every house again.
158
492451
4296
6 aydan 1 seneye kadar olan sürenin sonunda, bütün evleri tekrar test ederiz.
08:16
It's very easy to spend money.
159
496771
2061
Para harcamak çok kolaydır.
08:18
It's very difficult to improve
160
498856
2318
Bir evin bütün parçalarının
08:21
the function of all those parts of the house.
161
501198
2405
işlevini geliştirmek çok zordur.
08:23
And for a whole house, the nine healthy living practices,
162
503627
2996
Bütün bir ev için dokuz sağlık uygulaması adına
08:26
we test, check and fix 250 items in every house.
163
506647
3661
ev başına 250 parçayı test ediyoruz, tamir ediyoruz ve denetliyoruz.
08:31
And these are the results we can get with our 7,500 dollars.
164
511161
4090
Bunlar, 7500 dolarımızla varabildiğimiz sonuçlar.
08:35
We can get showers up to 86 percent working,
165
515275
2602
İşleyen duş yüzdesini %86'ya kadar çıkarabiliyoruz,
08:37
we can get electrical systems up to 77 percent working
166
517901
3791
işleyen elektrik sistemini %77'ye kadar çıkarıyoruz
08:41
and we can get 90 percent of toilets working
167
521716
2633
ve tuvaletlerin %90'ını işler hâle getirebiliyoruz bu 7500 evde.
08:44
in those 7,500 houses.
168
524373
2159
08:47
(Applause)
169
527226
1181
(Alkışlar)
08:48
Thank you.
170
528431
1248
Teşekkürler.
08:49
(Applause)
171
529703
6294
(Alkışlar)
08:56
The teams do a great job, and that's their work.
172
536021
2975
Takım harika bir iş çıkarıyor ve bu onların başarısı.
09:00
I think there's an obvious question
173
540816
2116
Bence burada sizin düşündüğünüzü
09:02
that I hope you're thinking about.
174
542956
1850
umduğum bariz bir soru var.
09:05
Why do we have to do this work?
175
545593
1952
Bu işi neden yapmak zorundayız?
09:08
Why are the houses in such poor condition?
176
548059
2640
Evler neden bu kadar kötü koşullarda?
09:11
Seventy percent of the work we do is due to lack of routine maintenance --
177
551271
3537
Yaptığımız işin %70'i rutin onarım eksikliğinden kaynaklı,
09:14
the sort of things that happen in all our houses.
178
554832
2405
hepimizin evlerinde başımıza gelen şey: zamanla eskiyor evler.
09:17
Things wear out, should have been done by state government or local government,
179
557261
3883
Bu, devlet ya da yerel yönetim tarafından yapılmalı,
09:21
simply not done, the house doesn't work.
180
561168
3186
yapılmadığı zaman ev çalışmaz.
09:24
Twenty-one percent of the things we fix are due to faulty construction --
181
564378
3891
Tamir ettiğimiz şeylerin %21'i hatalı inşaattan kaynaklıydı.
09:28
literally things that are built upside down and back to front.
182
568293
3001
Düzenek resmen baş aşağı ve ileri geri yapılmıştı.
09:31
They don't work, we have to fix them.
183
571318
1849
Çalışamayacakları için tamir etmemiz gerekir.
09:34
And if you've lived in Australia in the last 30 years, the final cause --
184
574081
5600
Eğer son 30 yılda Avustralya'da yaşadıysanız,
son neden --bunu her zaman duyarsınız -- yerli insanların evleri tahrip etmesi.
09:39
you will have heard always that indigenous people trash houses.
185
579705
3655
09:43
It's one of the almost rock-solid pieces of evidence
186
583384
3438
Bu benim doğruluğuna dair hiçbir kanıt görmediğim
09:46
which I've never seen evidence for,
187
586846
2015
ama insanların doğruluğundan emin olduğu bir neden.
09:48
that's always reeled out as "That's the problem with indigenous housing."
188
588885
3460
"Yerliler evlerinin sorunu, bu tahribat" diye çekiliveriyorlar.
09:52
Well, nine percent of what we spend is damage,
189
592369
2170
Harcamalarımızın %9'u, yanlış kullanım
09:54
misuse or abuse of any sort.
190
594563
1671
ya da herhangi bir çeşit kötüye kullanım sonucu zarara gidiyor.
09:58
We argue strongly that the people living in the house
191
598120
3045
Biz, problemin evde yaşayan insanlar olmadığını şiddetle savunuyoruz.
10:01
are simply not the problem.
192
601189
1631
10:03
And we'll go a lot further than that;
193
603384
1798
Bundan çok daha ileri gidiyoruz.
10:05
the people living in the house are actually a major part of the solution.
194
605206
3813
Evde yaşayan insanlar aslında çözümün büyük bir parçası.
10:09
Seventy-five percent of our national team in Australia --
195
609749
3365
Avustralya'daki ulusal takımımızın %75'i --
10:13
over 75 at the minute --
196
613138
2453
şu anda %75'ten fazlası --
10:15
are actually local, indigenous people from the communities we work in.
197
615615
4328
aslında bizim çalıştığımız topluluklardaki yerel, yerli insanlar.
10:19
They do all aspects of the work.
198
619967
1754
İşin bütün kısımlarını yapıyorlar.
10:22
(Applause)
199
622192
5737
(Alkışlar)
10:27
In 2010, for example, there were 831,
200
627953
3858
Örneğin, 2010'da, 831 tane yerli
10:31
all over Australia, and the Torres Strait Islands,
201
631835
2573
Avustralya'nın her tarafında ve Torres Strait adalarında, eyaletlerde,
10:34
all states, working to improve the houses where they and their families live,
202
634432
4459
kendilerinin ve ailelerinin yaşadıkları yerlerde evleri geliştirmeye çalışıyordu
10:38
and that's an important thing.
203
638915
2259
ve bu önemli bir şey.
10:41
Our work's always had a focus on health.
204
641198
3110
Bizim işimiz her zaman sağlığa odaklanmıştır.
10:44
That's the key.
205
644332
1166
Bu kilit noktadır.
10:46
The developing world bug, trachoma, causes blindness.
206
646434
3460
Gelişen dünya mikrobu, trahom, körlüğe neden olur.
10:49
It's a developing-world illness,
207
649918
2366
Bu gelişmekte olan ülkelerde görülen bir hastalıktır.
10:52
and yet, the picture you see behind
208
652308
1829
Buna rağmen... gördüğünüz resim
10:54
is in an Aboriginal community in the late 1990s,
209
654161
3796
okul çağındaki çocukların %95'inin
10:57
where 95 percent of school-aged kids had active trachoma
210
657981
4000
gözlerine zarar veren aktif trahomlu olduğu 1990'ların sonunda
11:02
in their eyes, doing damage.
211
662005
1955
bir Aborijin topluluğu.
11:05
OK, what do we do?
212
665142
1276
Peki, biz ne yapıyoruz?
11:06
Well, first thing we do, we get showers working.
213
666442
3303
İlk yaptığımız şey duşları çalışır hâle getirmek.
11:09
Why? Because that flushes the bug out.
214
669769
1841
Neden? Çünkü bu mikrobu temizler.
11:11
We put washing facilities in the school as well,
215
671634
2341
Aynı zamanda okullara yıkanma tesisleri koyuyoruz
11:13
so kids can wash their faces many times during the day.
216
673999
2737
ki çocuklar yüzlerini gün içinde birçok kere yıkayabilsin.
11:16
We wash the bug out.
217
676760
1889
Mikrobu yıkayarak atıyoruz.
11:18
Second, the eye doctors tell us that dust scours the eye
218
678673
3841
İkinci olarak, göz doktoru toz gözü tahriş ettiği için
11:22
and lets the bug in quick.
219
682538
1317
mikrobun hızla yayılabildiğini söyledi.
11:23
So what do we do?
220
683879
1209
Ne yapmalı?
11:25
We call up the doctor of dust, and there is such a person.
221
685112
3500
Toz doktorunu aradık ve evet, öyle bir insan var.
11:28
He was loaned to us by a mining company.
222
688636
1926
Bize bir maden şirketi tarafından ödünç verildi.
11:30
He controls dust on mining company sites.
223
690586
2670
Maden sahalarındaki tozu kontrol ediyor.
11:33
And he came out and, within a day,
224
693280
1803
Doktor geldi ve bir gün içinde
bu tozun çoğunun yerle bir metre yukarısı arasında,
11:35
it worked out that most dust in this community
225
695107
2191
11:37
was within a meter of the ground, the wind-driven dust --
226
697322
3250
rüzgârla gelen toz olduğunu çözdü.
11:40
so he suggested making mounds to catch the dust
227
700596
2881
Tozun evlerin oraya gitmesini
ve çocukların gözlerini etkilemesini engellemek için
11:43
before it went into the house area and affected the eyes of kids.
228
703501
3722
toprak tepecikler yapmayı önerdi.
11:47
So we used dirt to stop dust.
229
707247
3543
Böylece tozu durdurmak için toprağı kullandık.
11:50
We did it. He provided us dust monitors.
230
710814
2768
Yaptık, bitti. Doktor bize toz monitörleri sağladı.
11:53
We tested and we reduced the dust.
231
713606
2456
Biz test ettik ve tozu azalttık.
Sonra bu mikroptan tümden kurtulmak istedik.
11:56
Then we wanted to get rid of the bug generally.
232
716086
2201
11:58
So how do we do that?
233
718311
1150
Peki bunu nasıl yapacağız?
11:59
Well, we call up the doctor of flies -- and, yes, there is a doctor of flies.
234
719485
4734
Sinek doktorunu aradık ve evet, bir sinek doktoru var.
12:04
As our Aboriginal mate said,
235
724728
1554
Aborijinli dostumuzun dediği gibi,
12:06
"You white fellows ought to get out more."
236
726306
2111
"Siz beyaz adamların daha çok dışarı çıkması lazım."
12:08
(Laughter)
237
728441
2230
(Gülüşmeler)
12:10
And the doctor of flies very quickly determined
238
730695
3105
Sinek doktoru, çabucak mikrobu taşıyan
12:13
that there was one fly that carried the bug.
239
733824
4078
bir sinek türünü tespit etti.
12:17
He could give school kids in this community
240
737926
2423
Bu topluluktaki okul çocuklarına slaytta gördüğünüz
12:20
the beautiful fly trap you see above in the slide.
241
740373
3178
güzel sinek tuzağını verdi.
12:23
They could trap the flies, send them to him in Perth.
242
743575
2536
Çocuklar sinekleri yakalar ve Perth'de olan doktora yollayabilirdi.
12:26
When the bug was in the gut,
243
746635
1453
Mikrop sinekte olduğu zaman
12:28
he'd send back by return post some dung beetles.
244
748112
2967
doktor dönüş postasıyla biraz bok böceği yolladı.
12:31
The dung beetles ate the camel dung,
245
751103
2293
Bok böcekleri, deve dışkılarını yediği için
12:33
the flies died through lack of food,
246
753420
1746
sinekler besinsizlikten öldü
12:35
and trachoma dropped.
247
755190
1309
ve de trahom seviyesi düştü.
12:36
And over the year, trachoma dropped radically in this place, and stayed low.
248
756523
5813
Bir sene içerisinde
trahom, burada radikal bir düşüş yaşadı ve düşük kaldı.
12:42
We changed the environment, not just treated the eyes.
249
762360
3442
Biz çevreyi değiştirdik, sadece gözleri iyileştirmedik.
12:47
And finally, you get a good eye.
250
767079
2445
Sonunda iyi bir gözünüz oldu.
12:50
All these small health gains
251
770810
1895
Bütün bu küçük sağlık kazançları
12:52
and small pieces of the puzzle make a big difference.
252
772729
3222
ve yapbozun küçük parçaları büyük bir fark yaratır.
12:55
The New South Wales Department of Health,
253
775975
1983
Radikal bir kurum olan New South Wales Sağlık Departmanı,
12:57
that radical organization,
254
777982
1277
12:59
did an independent trial over three years
255
779283
3540
bizim kendi bölgelerinde
on senedir yaptığımız projelere bakmak için
13:02
to look at 10 years of the work we've been doing
256
782847
2573
üç sene süren bağımsız bir araştırma yaptı.
13:05
in these sorts of projects in New South Wales.
257
785444
2468
13:07
And they found a 40 percent reduction in hospital admissions
258
787936
5544
Sonuçları gösterdi ki
kötü çevre koşullarıyla oluşabilecek hastalıklardan dolayı
13:13
for the illnesses that you could attribute to the poor environment --
259
793504
3730
hastaneye yatışlarda %40 azalma olmuştu.
13:17
a 40 percent reduction.
260
797258
2370
%40 azalma.
13:19
(Applause)
261
799652
6964
(Alkışlar)
13:27
Just to show that the principles we've used in Australia
262
807845
2722
Avustralya'da uyguladığımız prensiplerin
13:30
can be used in other places,
263
810591
1338
başka yerlerde uygulanabileceğini göstermek için
13:31
I'm just going to go to one other place, and that's Nepal.
264
811953
2738
bir başka yere daha, Nepal'e gideceğim.
13:34
And what a beautiful place to go.
265
814715
1611
Gitmek için ne güzel bir yer.
13:36
We were asked by a small village of 600 people
266
816350
3361
600 kişilik küçük bir köy bizi çağırıp
13:39
to go in and make toilets where none existed.
267
819735
4005
olmayan tuvaletleri yapmamızı istedi.
13:43
Health was poor.
268
823764
1211
Sağlık durumu kötüydü.
13:46
We went in with no grand plan,
269
826270
1469
Biz oraya büyük bir planla,
13:47
no grand promises of a great program,
270
827763
2127
harika bir programın büyük sözleriyle gitmedik,
13:49
just the offer to build two toilets for two families.
271
829914
3208
sadece iki aile için iki tuvalet yapmayı teklif ettik.
13:53
It was during the design of the first toilet
272
833146
3348
İlk tuvaletin dizaynı sırasında,
13:56
that I went for lunch,
273
836518
1259
aile tarafından öğlen yemeğine
13:57
invited by the family into their main room of the house.
274
837801
3049
davet edildiğimde evlerinin ana odasına girdim.
14:00
It was choking with smoke.
275
840874
2000
Oda dumandan boğuluyordu.
14:02
People were cooking on their only fuel source, green timber.
276
842898
3575
İnsanlar tek yakıt kaynakları yeşil kalasla yemek pişiriyordu.
14:06
The smoke coming off that timber is choking,
277
846497
2097
Kalastan gelen duman boğucuydu
14:08
and in an enclosed house, you simply can't breathe.
278
848618
2700
ve kapalı bir evde adeta nefes alamıyordunuz.
14:12
Later we found the leading cause of illness and death
279
852048
3890
Daha sonra bu bölgede hastalık ve ölümlerin baş nedeninin
14:15
in this particular region is through respiratory failure.
280
855962
3555
solunum yetmezliği olduğunu öğrendik.
14:19
So all of a sudden, we had two problems.
281
859541
2124
Yani birdenbire iki problemimiz oldu.
14:21
We were there originally to look at toilets
282
861689
2064
Aslında tuvaletlere bakmak ve insan atığını temizlemeye gitmiştik.
14:23
and get human waste off the ground, that's fine.
283
863777
2298
14:26
But all of a sudden now there was a second problem:
284
866099
2914
Ama şimdi birdenbire ikinci bir problem vardı:
14:29
How do we actually get the smoke down?
285
869037
1825
Dumanı gerçekten nasıl düşürebiliriz?
14:30
So two problems, and design should be about more than one thing.
286
870886
4036
Yani iki problem ve dizayn birden fazla şey hakkında olması gerekiyordu.
14:34
Solution: Take human waste, take animal waste,
287
874946
3570
Çözüm: İnsan atığını al, hayvan atığını al,
14:38
put it into a chamber, out of that, extract biogas,
288
878540
3358
bunları bir odaya koy, onlardan biyogaz,
14:41
methane gas.
289
881922
1639
metan gazı üret.
14:43
The gas gives three to four hours cooking a day --
290
883585
3401
Bu gaz günde üç ile dört saate kadar pişirme zamanı sağlıyor--
14:47
clean, smokeless and free for the family.
291
887010
3640
temiz, dumansız ve aileler için bedava.
14:50
(Applause)
292
890674
5144
(Alkışlar)
14:55
I put it to you: is this eliminating poverty?
293
895842
2884
Size bırakıyorum: Bu yoksulluğu yok etmek mi?
14:58
And the answer from the Nepali team who's working at the minute would say,
294
898750
4412
Şu dakikada çalışan Nepalli takımdan gelecek cevap,
15:03
don't be ridiculous --
295
903186
1151
"Saçmalama,
15:04
we have three million more toilets to build
296
904361
2072
bu iddianın yanından bile geçmemiz için yapmamız gereken
15:06
before we can even make a stab at that claim.
297
906457
2851
üç milyon tuvalet daha var", demek olacaktır.
15:09
And I don't pretend anything else.
298
909332
2959
Öyle değilmiş gibi davranmıyorum.
15:12
But as we all sit here today,
299
912315
2658
Ama bugün burada oturduğumuz sırada
15:14
there are now over 100 toilets built
300
914997
1836
bahsettiğim köy ve yakınlarındaki bazı yerlerde
15:16
in this village and a couple nearby.
301
916857
2413
şu an 100'den çok tuvalet yapıldı.
15:19
Well over 1,000 people use those toilets.
302
919294
3449
1000 kişiden fazla insan o tuvaletleri kullanıyor.
15:22
Yami Lama, he's a young boy.
303
922767
3175
Yami Lama, genç bir çocuk.
15:25
He's got significantly less gut infection because he's now got toilets,
304
925966
4304
Mide enfeksiyonunda önemli bir azalma oldu, çünkü şimdi tuvaletleri var
15:30
and there isn't human waste on the ground.
305
930294
2360
ve yerlerde insan atıkları yok.
15:34
Kanji Maya, she's a mother, and a proud one.
306
934040
3317
Kanji Maya, gururlu bir anne.
15:37
She's probably right now cooking lunch for her family
307
937381
4443
Şu an büyük olasılıkla ailesi için
15:41
on biogas, smokeless fuel.
308
941848
2445
biyogazla, dumansız yakıtla, öğlen yemeği pişiriyor.
15:44
Her lungs have got better,
309
944317
1246
Ciğerlerinin durumu daha iyi ve zamanla daha da iyi olacak,
15:45
and they'll get better as time increases,
310
945587
1976
15:47
because she's not cooking in the same smoke.
311
947587
2181
çünkü aynı dumanda yemek pişirmiyor.
15:49
Surya takes the waste out of the biogas chamber
312
949792
2602
Surya, gazı bittiğinde, biyogaz odasından atıkları alıp
15:52
when it's shed the gas, he puts it on his crops.
313
952418
2917
ekinlerinin üzerine döküyor.
15:55
He's trebled his crop income,
314
955359
2698
Bu mahsulünü üç katına çıkardı,
15:58
more food for the family and more money for the family.
315
958081
2915
ailesi için daha fazla yemek ve daha fazla para demek bu.
16:01
And finally Bishnu, the leader of the team,
316
961020
4754
Son olarak ekip lideri Bishnu,
16:05
has now understood that not only have we built toilets,
317
965798
3163
sadece tuvalet inşa etmediğimizi anladı,
16:08
we've also built a team,
318
968985
2152
aynı zamanda bir ekip inşa ettik,
16:11
and that team is now working in two villages
319
971161
2632
bu ekip şu an iki köyde çalışıyor
16:13
where they're training up the next two villages
320
973817
2473
ve sonraki iki köye bu işi genişletmek için
16:16
to keep the work expanding.
321
976314
1830
eğitim veriyorlar.
16:18
And that, to me, is the key.
322
978168
1625
Benim için işin anahtarı bu.
16:19
(Applause)
323
979817
4667
(Alkışlar)
16:24
People are not the problem.
324
984508
2704
Problem insanlar değil.
16:28
We've never found that.
325
988609
1587
Hiçbir bulgumuz bu yönde değil.
16:30
The problem: poor living environment,
326
990220
2695
Problem, kötü yaşam ortamı,
16:32
poor housing and the bugs that do people harm.
327
992939
2968
kötü barınma ve mikropların insanlara verdiği zarar.
16:37
None of those are limited by geography, by skin color or by religion.
328
997137
5739
Bunların hiçbiri coğrafya, ten rengi ya da dinle sınırlı değildir.
16:42
None of them.
329
1002900
1378
Hiçbiri.
16:45
The common link between all the work we've had to do
330
1005087
2453
Tüm bu yapmak zorunda olduğumuz
16:47
is one thing, and that's poverty.
331
1007564
1871
çalışmaların arasındaki ortak bağ, yoksulluktu.
16:51
Nelson Mandela said, in the mid-2000s, not too far from here,
332
1011410
3777
2000'lerin ortalarında, buraya yakın bir yerde
16:55
he said that like slavery and apartheid, "Poverty is not natural.
333
1015211
6281
Nelson Mandela demişti ki tıpkı kölelik ve ırk ayrımı gibi,
"Yoksulluk doğal değildir.
17:01
It is man-made and can be overcome and eradicated
334
1021516
3859
İnsan yapımıdır ve insan eylemleriyle
17:05
by the actions of human beings."
335
1025399
2124
üstesinden gelinip yok edilebilir."
17:08
I want to end by saying
336
1028864
1309
Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum,
17:10
it's been the actions of thousands of ordinary human beings
337
1030197
6157
sıradan insanların yaptığı binlerce eylem,
17:16
doing -- I think -- extraordinary work,
338
1036378
3225
bence olağanüstü çalışmalar,
17:19
that have actually improved health,
339
1039627
2644
aslında sağlıkta iyileşme sağladı
17:22
and, maybe only in a small way, reduced poverty.
340
1042295
3121
ve belki de birazcık da olsa yoksulluğu azalttı.
17:25
Thank you very much for your time.
341
1045440
1672
Vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
17:27
(Applause)
342
1047136
6705
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7