Regina Dugan: From mach-20 glider to hummingbird drone

Regina Dugan: 20 Mach'lık uçaktan sinekkuşu şeklinde insansız hava aracına

197,175 views

2012-03-27 ・ TED


New videos

Regina Dugan: From mach-20 glider to hummingbird drone

Regina Dugan: 20 Mach'lık uçaktan sinekkuşu şeklinde insansız hava aracına

197,175 views ・ 2012-03-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Emin Yildiz Gözden geçirme: banu yobas
00:15
You should be nice
0
15260
2000
Uçuk zekalılara karşı
00:17
to nerds.
1
17260
2000
nazik olmalısınız.
00:19
In fact, I'd go so far as to say,
2
19260
2000
Aslında söylenecek daha fazla şey var,
00:21
if you don't already have a nerd in your life,
3
21260
2000
eğer halihazırda hayatınızda bir ileri zekalı yoksa
00:23
you should get one.
4
23260
3000
bir tane edinmelisiniz.
00:26
I'm just saying.
5
26260
2000
Sadece bir öneri.
00:28
Scientists and engineers
6
28260
2000
Bilim adamları ve mühendisler
00:30
change the world.
7
30260
3000
dünyayı değiştirir.
00:33
I'd like to tell you
8
33260
2000
Size bilim adamları ve mühendislerin
00:35
about a magical place called DARPA
9
35260
3000
imkansıza meydan okudukları
00:38
where scientists and engineers
10
38260
2000
ve hata yapma korkusunu reddetikleri
00:40
defy the impossible
11
40260
2000
DARPA adlı mucizevi bir yerden
00:42
and refuse to fear failure.
12
42260
3000
bahsetmek istiyorum.
00:45
Now these two ideas
13
45260
2000
Bu iki düşünce
00:47
are connected more than you may realize,
14
47260
3000
kavrayabileceğinizden daha fazla birbiriyle irtibatlıdır,
00:50
because when you remove the fear of failure,
15
50260
4000
çünkü hata yapma korkusunu kaldırdığınızda
00:54
impossible things
16
54260
2000
imkansız şeyler
00:56
suddenly become possible.
17
56260
4000
bir anda mümkün olur.
01:00
If you want to know how,
18
60260
2000
Nasıl olduğunu anlamak isterseniz
01:02
ask yourself this question:
19
62260
3000
kendinize şu soruyu sorun:
01:05
What would you attempt to do
20
65260
2000
Hataya düşemeyeceğinizi bilseydiniz,
01:07
if you knew you could not fail?
21
67260
3000
ne yapmaya teşebbüs ederdiniz?
01:10
If you really ask yourself
22
70260
2000
Bu soruyu kendinize
01:12
this question,
23
72260
2000
cidden sorarsanız,
01:14
you can't help but feel uncomfortable.
24
74260
3000
kendinizi rahatsız hissetmekten alıkoyamazsınız.
01:17
I feel a little uncomfortable.
25
77260
3000
Ben kendimi biraz rahatsız hissederim.
01:20
Because when you ask it,
26
80260
2000
Çünkü bunu kendinize sorduğunuzda,
01:22
you begin to understand
27
82260
2000
hata yapma korkusunun
01:24
how the fear of failure constrains you,
28
84260
3000
sizi nasıl kısıtladığını,
01:27
how it keeps us
29
87260
2000
bizi harika şeyler yapmaktan
01:29
from attempting great things,
30
89260
3000
nasıl alıkoyduğunu ve hayatın
01:32
and life gets dull,
31
92260
3000
nasıl donuklaştığını, şaşırtıcı şeylerin
01:35
amazing things stop happening.
32
95260
3000
oluşunu nasıl durduğunu anlamaya başlarsınız.
01:38
Sure, good things happen,
33
98260
2000
Elbette, iyi şeyler olur,
01:40
but amazing things
34
100260
2000
ama şaşırtıcı şeyler
01:42
stop happening.
35
102260
2000
artık olmayacaktır.
01:44
Now I should be clear,
36
104260
3000
Şimdi net olmalıyım,
01:47
I'm not encouraging failure,
37
107260
3000
hataya teşvik etmiyorum,
01:50
I'm discouraging
38
110260
2000
hata yapma korkusundan
01:52
fear of failure.
39
112260
3000
vazgeçirmeye çalışıyorum.
01:55
Because it's not failure itself
40
115260
2000
Çünkü bizi kısıtlayan şey
01:57
that constrains us.
41
117260
2000
hatanın kendisi değil.
01:59
The path to truly new,
42
119260
2000
Gerçekten yeni bir yol,
02:01
never-been-done-before things
43
121260
2000
daha önce hiç yapılmamış şeyler,
02:03
always has failure along the way.
44
123260
3000
yol boyunca hep sorun çıkarır.
02:06
We're tested.
45
126260
2000
Bunu denedik.
02:08
And in part, that testing feels an appropriate part
46
128260
4000
Bu duygular kısmen harika bir şeyi başarmanın
02:12
of achieving something great.
47
132260
3000
bir parçasıdırlar.
02:15
Clemenceau said,
48
135260
2000
Clemenceau der ki:
02:17
"Life gets interesting when we fail,
49
137260
3000
"Hata yaptığımızda hayat ilgi çekici hale gelir,
02:20
because it's a sign
50
140260
2000
çünkü bu
02:22
that we've surpassed ourselves."
51
142260
3000
kendimizi aştığımızın bir işaretidir."
02:25
In 1895,
52
145260
2000
1895 yılında,
02:27
Lord Kelvin declared
53
147260
2000
Lord Kelvin
02:29
that heavier-than-air flying machines
54
149260
2000
havadan hafif uçan makinaların
02:31
were impossible.
55
151260
2000
imkansız olduğunu söyledi.
02:33
In October of 1903,
56
153260
2000
Ekim 1903'te
02:35
the prevailing opinion
57
155260
2000
uzman aerodinamikçilerin
02:37
of expert aerodynamicists
58
157260
3000
hakim görüşü uçabilen
02:40
was that maybe in 10 million years
59
160260
2000
bir hava aracı yapabilmek için belki 10 milyon yıla
02:42
we could build an aircraft that would fly.
60
162260
3000
ihtiyacımız olduğu yönünüdeydi.
02:45
And two months later on December 17th,
61
165260
3000
İki ay sonra 17 Aralık'ta,
02:48
Orville Wright powered the first airplane
62
168260
3000
Orville Wright, Kuzey Carolina'da
02:51
across a beach in North Carolina.
63
171260
3000
bir sahilde ilk uçağı uçurdu.
02:54
The flight lasted 12 seconds
64
174260
3000
Uçuş 12 saniye sürdü
02:57
and covered 120 feet.
65
177260
3000
ve bu sürede yaklaşık 37 metre yol katedildi.
03:00
That was 1903.
66
180260
2000
Bu 1903'te oldu.
03:02
One year later,
67
182260
2000
Bir yıl sonra
03:04
the next declarations of impossibilities began.
68
184260
3000
yeni imkansızlık beyanları başladı.
03:07
Ferdinand Foch, a French army general
69
187260
3000
Fransız ordusunda
03:10
credited with having one of the most original and subtle minds
70
190260
4000
özgün ve ince bir zekaya sahip olduğu düşünülen
03:14
in the French army,
71
194260
2000
bir Fransız generali Ferdinand Foch şöyle dedi:
03:16
said, "Airplanes are interesting toys,
72
196260
3000
"Uçaklar ilginç oyuncaklar,
03:19
but of no military value."
73
199260
4000
fakat askerî bir değerleri yok."
03:23
40 years later,
74
203260
2000
40 yıl sonra,
03:25
aero experts coined the term transonic.
75
205260
3000
havacılık uzmanları transonik diye bir terim icad ettiler.
03:28
They debated, should it have one S or two?
76
208260
5000
Bu kelimede iki tane mi S olmalı yoksa bir tane mi diye tartıştılar.
03:33
You see, they were having trouble in this flight regime,
77
213260
3000
Uçuşun bu fazı biraz sorunluydu
03:36
and it wasn't at all clear
78
216260
2000
ve ses hızından daha hızlı
03:38
that we could fly faster than the speed of sound.
79
218260
4000
uçabileceğimiz tam olarak net değildi.
03:42
In 1947,
80
222260
2000
1947 yılında,
03:44
there was no wind tunnel data
81
224260
2000
0,85 Mach'ı aşan hızlara ilişkin (Mach 1 ses hızı)
03:46
beyond Mach 0.85.
82
226260
5000
rüzgar tüneli datası yoktu.
03:51
And yet,
83
231260
2000
Sonra,
03:53
on Tuesday, October 14th, 1947,
84
233260
5000
14 Ekim 1947 Salı günü,
03:58
Chuck Yeager climbed into the cockpit
85
238260
3000
Chuck Yeager Bell X-1'in
04:01
of his Bell X-1
86
241260
2000
kokpitine çıktı
04:03
and he flew
87
243260
2000
ve bilinmeyen
04:05
towards an unknown possibility,
88
245260
4000
bir ihtimale doğru uçtu
04:09
and in so doing,
89
249260
2000
ve bunu yaparak
04:11
he became the first pilot
90
251260
2000
ses hızından daha hızlı uçan
04:13
to fly faster than the speed of sound.
91
253260
4000
ilk pilot oldu.
04:22
Six of eight Atlas rockets
92
262260
2000
Atlas roketlerinin
04:24
blew up on the pad.
93
264260
2000
sekizinden altısı henüz rampadayken infilak etti.
04:26
After 11 complete mission failures,
94
266260
2000
Tam 11 başarısız girişimden sonra,
04:28
we got our first images from space.
95
268260
2000
uzaydan ilk kareleri alabildik.
04:30
And on that first flight
96
270260
2000
Ve bu ilk uçuşta
04:32
we got more data
97
272260
2000
bütün U-2 görevlerinin toplamından
04:34
than in all U-2 missions combined.
98
274260
5000
daha fazla veri aldık.
04:39
It took a lot of failures
99
279260
2000
Oraya varmak için çok sayıda
04:41
to get there.
100
281260
2000
fiyasko yaşandı.
04:43
Since we took to the sky,
101
283260
2000
Göğe çıktığımızdan beri
04:45
we have wanted to fly
102
285260
2000
daha hızlı ve daha fazla
04:47
faster and farther.
103
287260
3000
uçmak ister olduk.
04:50
And to do so,
104
290260
2000
Bunu yapmak için,
04:52
we've had to believe in impossible things.
105
292260
3000
imkansız şeylere inanmak zorundaydık.
04:55
And we've had to refuse
106
295260
2000
Ve hata korkusunu
04:57
to fear failure.
107
297260
3000
reddetmek durumundaydık.
05:00
That's still true today.
108
300260
3000
Bu bugün de geçerliliğini koruyor.
05:03
Today, we don't talk about flying transonically,
109
303260
4000
Bugün transonik uçuştan bahsetmeyeceğiz,
05:07
or even supersonically,
110
307260
3000
hatta süpersonikten de bahsetmeyeceğiz,
05:10
we talk about flying hypersonically --
111
310260
3000
hipersonik uçuştan bahsedeğiz ki bununla
05:13
not Mach 2 or Mach 3, Mach 20.
112
313260
4000
2 Mach, 3 Mach gibi hızlardan değil 20 Mach'a varan hızları kastediyorum.
05:17
At Mach 20,
113
317260
2000
20 Mach'ta,
05:19
we can fly from New York to Long Beach
114
319260
2000
New York'tan Long Beach'e
05:21
in 11 minutes and 20 seconds.
115
321260
3000
11 dakika 20 saniyede uçabiliriz.
05:24
At that speed,
116
324260
2000
Ve bu hızda,
05:26
the surface of the airfoil
117
326260
2000
kanat yüzeyindeki sıcaklık
05:28
is the temperature of molten steel --
118
328260
2000
eriyik çeliğin sıcaklığına yani
05:30
3,500 degrees Fahrenheit --
119
330260
3000
yaklaşık 1930 santigrat dereceye varır ki
05:33
like a blast furnace.
120
333260
2000
bu adeta maden eritme ocağının ortam sıcaklığıdır.
05:35
We are essentially burning the airfoil
121
335260
3000
Aslında bununla uçarken kanat yapısını
05:38
as we fly it.
122
338260
2000
bir nevi yakmış oluyoruz.
05:40
And we are flying it,
123
340260
2000
Evet onunla uçtuk ya da
05:42
or trying to.
124
342260
2000
en azından denedik.
05:44
DARPA's hypersonic test vehicle
125
344260
3000
DARPA'nın hipersonik test aracı
05:47
is the fastest maneuvering aircraft
126
347260
2000
şu ana kadar yapılmış en hızlı
05:49
ever built.
127
349260
2000
manevra kabiliyetine sahip uçak.
05:51
It's boosted to near-space
128
351260
3000
Bu araç Minotaur IV roketinin tepesinde
05:54
atop a Minotaur IV rocket.
129
354260
2000
uzaya yakın bir noktaya kadar itildi.
05:56
Now the Minotaur IV has too much impulse,
130
356260
2000
Minotaur IV çok fazla itkiye sahip
05:58
so we have to bleed it off
131
358260
2000
ve bu yüksek itkiyi,
06:00
by flying the rocket
132
360260
2000
izlenecek yolu yatay ve dikeyde bölmek suretiyle
06:02
at an 89 degree angle of attack
133
362260
2000
roketle 89 derecelik bir hücum açısıyla
06:04
for portions of the trajectory.
134
364260
3000
uçuş yaparak sınırlamak zorundaydık.
06:07
That's an unnatural act
135
367260
2000
Bu bir roket için doğal olmayan
06:09
for a rocket.
136
369260
2000
bir eylem.
06:11
The third stage has a camera.
137
371260
3000
Üçüncü aşamada bir kameramız var.
06:14
We call it rocketcam.
138
374260
2000
Biz buna rocketcam diyoruz.
06:16
And it's pointed
139
376260
2000
Ve bu hipersonik aracımıza
06:18
at the hypersonic glider.
140
378260
3000
sabitlenmiş halde.
06:21
This is the actual rocketcam footage
141
381260
3000
Bu görüntü ilk uçuşta
06:24
from flight one.
142
384260
2000
rocketcam tarafından çekildi.
06:26
Now to conceal the shape, we changed the aspect ratio a little bit.
143
386260
3000
Kanat kesit şeklini gizlemek için görüntü oranını biraz değiştirdik.
06:29
But this is what it looks like
144
389260
3000
Fakat bu kare insansız hava aracını
06:32
from the third stage of the rocket
145
392260
2000
üçüncü roketin ayrılması anında
06:34
looking at the unmanned glider
146
394260
2000
ön kısmı atmosfere
06:36
as it heads into the atmosphere
147
396260
3000
arka kısmı da yeryüzüne yönelmiş
06:39
back towards Earth.
148
399260
2000
şekilde gösteriyor.
06:41
We've flown twice.
149
401260
2000
İki uçuş gerçekleştirdik.
06:43
In the first flight,
150
403260
2000
İlk uçuşta aracın
06:45
no aerodynamic control of the vehicle.
151
405260
3000
aerodinamik kontrolü yoktu.
06:48
But we collected more hypersonic flight data
152
408260
3000
Ama 30 yıl içinde üretilmiş
06:51
than in 30 years
153
411260
2000
yer bazlı hipersonik uçuş verisinden
06:53
of ground-based testing combined.
154
413260
3000
daha fazlasını topladık.
06:56
And in the second flight,
155
416260
3000
İkinci seferde ise
06:59
three minutes of fully-controlled,
156
419260
3000
20 Mach hızda
07:02
aerodynamic flight
157
422260
2000
tam aerodinamik kontrollü
07:04
at Mach 20.
158
424260
2000
üç dakikalık bir uçuş gerçekleştirdik.
07:06
We must fly again,
159
426260
2000
Tekrar uçmamız gerekiyor,
07:08
because amazing, never-been-done-before things
160
428260
4000
çünkü şaşırtıcı ve daha önce yapılmamış şeyler
07:12
require that you fly.
161
432260
3000
uçmanızı gerektiriyor.
07:15
You can't learn to fly at Mach 20
162
435260
3000
20 Mach'ta uçmayı,
07:18
unless you fly.
163
438260
3000
o hızda uçmadan öğrenemezsiniz.
07:21
And while there's no substitute for speed,
164
441260
3000
Hızın yerini alabilecek bir şey yokken
07:24
maneuverability is a very close second.
165
444260
4000
manevra kabiliyeti oldukça yakın bir destekçidir.
07:28
If a Mach 20 glider takes 11 minutes and 20 seconds
166
448260
3000
Eğer 20 Mach hızla uçan bir hava aracı
07:31
to get from New York to Long Beach,
167
451260
2000
New York'tan Long Beach'e 11 dakika, 20 saniye'de varabiliyorsa
07:33
a hummingbird would take,
168
453260
2000
bir sinek kuşunun bu yolu alması
07:35
well, days.
169
455260
3000
günler sürer.
07:38
You see, hummingbirds are not hypersonic,
170
458260
2000
Bilirsiniz sinek kuşları hipersonik uçmazlar
07:40
but they are maneuverable.
171
460260
3000
fakat manevra kabiliyetleri vardır.
07:43
In fact, the hummingbird is the only bird
172
463260
3000
Aslında sinek kuşları
07:46
that can fly backwards.
173
466260
2000
geriye doğru uçabilen tek kuştur.
07:48
It can fly up, down,
174
468260
2000
Onlar yukarı, aşağı,
07:50
forwards, backwards,
175
470260
2000
ileri, geri,
07:52
even upside-down.
176
472260
3000
hatta başaşağı bile uçabilirler.
07:55
And so if we wanted to fly in this room
177
475260
3000
Eğer bu salonda ya da insanın uçamayacağı
07:58
or places where humans can't go,
178
478260
2000
kadar küçük bir yerde uçmak isteseydik,
08:00
we'd need an aircraft
179
480260
2000
bunu yapabilmek için
08:02
small enough and maneuverable enough
180
482260
3000
yeterince küçük ve manevra kabiliyetine sahip
08:05
to do so.
181
485260
2000
bir uçağa ihtiyaç duyardık
08:07
This is a hummingbird drone.
182
487260
3000
Bu bir sinek kuşu.
08:10
It can fly in all directions,
183
490260
2000
Her yöne doğru uçabiliyor,
08:12
even backwards.
184
492260
2000
hatta geriye doğru bile.
08:14
It can hover and rotate.
185
494260
3000
Sabit durabiliyor, dönebiliyor.
08:17
This prototype aircraft
186
497260
2000
Bu prototip uçak
08:19
is equipped with a video camera.
187
499260
3000
bir video kamera ile de donatıldı.
08:22
It weighs less than one AA battery.
188
502260
4000
Ağırlığı bir kalem pilden daha az.
08:26
It does not eat nectar.
189
506260
3000
Bitki özü ile beslenmiyor.
08:29
In 2008,
190
509260
2000
2008 yılında,
08:31
it flew for a whopping 20 seconds,
191
511260
3000
20 saniye kadar uçmuştu,
08:34
a year later, two minutes,
192
514260
2000
bir yıl sonra iki dakikaya,
08:36
then six,
193
516260
2000
sonra altı dakikaya,
08:38
eventually 11.
194
518260
2000
ve nihayet 11 dakikaya kadar uçabildi.
08:40
Many prototypes crashed -- many.
195
520260
4000
Çok prototip kırıldı -- pek çok.
08:44
But there's no way
196
524260
2000
Fakat sinek kuşu gibi
08:46
to learn to fly like a hummingbird
197
526260
2000
uçmayı öğrenmek için
08:48
unless you fly.
198
528260
3000
uçmaktan başka yol yok.
08:56
(Applause)
199
536260
8000
(Alkışlar)
09:04
It's beautiful, isn't it.
200
544260
4000
Güzel değil mi?
09:08
Wow.
201
548260
2000
Vay.
09:10
It's great.
202
550260
2000
Harika.
09:15
Matt is the first ever hummingbird pilot.
203
555260
3000
Matt ilk sinek kuşu pilotu.
09:18
(Applause)
204
558260
7000
(Alkışlar)
09:25
Failure is part of creating
205
565260
3000
Hata, yeni ve şaşırtıcı şeyleri
09:28
new and amazing things.
206
568260
2000
ortaya çıkarmanın bir parçasıdır.
09:30
We cannot both fear failure
207
570260
3000
Hem korkup hem de aynı anda
09:33
and make amazing new things --
208
573260
4000
yeni harikalar yapamayız --
09:37
like a robot
209
577260
2000
mesela bu robot gibi
09:39
with the stability of a dog on rough terrain,
210
579260
3000
zorlu arazi şartlarında veya buz üzerinde
09:42
or maybe even ice;
211
582260
2000
bir köpek dengesine sahip,
09:44
a robot that can run like a cheetah,
212
584260
2000
çita gibi koşabilen
09:46
or climb stairs like a human
213
586260
3000
ya da basamakları insan gibi çıkan
09:49
with the occasional clumsiness of a human.
214
589260
5000
ve insan gibi nadiren sakarlıklar yapan bir robot...
09:54
Or perhaps, Spider Man
215
594260
3000
Veya belki, Örümcek Adam
09:57
will one day be Gecko Man.
216
597260
3000
belki bir gün Geko Adam olacak.
10:00
A gecko can support
217
600260
2000
Bir geko kertenkelesi
10:02
its entire body weight
218
602260
2000
tüm vücut ağırlığını
10:04
with one toe.
219
604260
2000
bir parmağı ile taşıyabilir.
10:06
One square millimeter of a gecko's footpad
220
606260
3000
Bir geko kertenkelesinin ayağının
10:09
has 14,000 hair-like structures
221
609260
3000
bir milimetre karesinde saça benzeyen
10:12
called setae.
222
612260
2000
setae denen kıllardan 14.000 adet vardır.
10:14
They are used to help it grip to surfaces
223
614260
3000
Bu kıllar moleküller arası kuvvetleri
10:17
using intermolecular forces.
224
617260
3000
kullanarak yüzeylere tutunmayı sağlar.
10:20
Today we can manufacture structures
225
620260
3000
Bugün biz geko kertenkelesinin ayağındaki
10:23
that mimic the hairs of a gecko's foot.
226
623260
3000
kıllara benzeyen yapılar üretebiliyoruz.
10:26
The result,
227
626260
2000
Sonuç;
10:28
a four-by-four-inch
228
628260
2000
10x10 cm ebatlarında
10:30
artificial nano-gecko adhesive.
229
630260
4000
suni bir nano-geko yapışkan.
10:34
can support a static load
230
634260
2000
Bu yapışkan 300 kg ağırlığında
10:36
of 660 pounds.
231
636260
2000
durağan bir yükü çekebiliyor.
10:38
That's enough to stick
232
638260
2000
Bu 106 ekran bir plazma televizyonu
10:40
six 42-inch plasma TV's to your wall,
233
640260
3000
çivi kullanmadan duvara sabitlemek
10:43
no nails.
234
643260
2000
için yeterlidir.
10:45
So much for Velcro, right?
235
645260
3000
Cırt cırt bantlara göre çok daha kuvvetli, değil mi?
10:48
And it's not just passive structures,
236
648260
3000
Bunlar sadece pasif yapılar değil,
10:51
it's entire machines.
237
651260
3000
tümüyle makinalar.
10:54
This is a spider mite.
238
654260
2000
Bu bir örümcek akarı (mite).
10:56
It's one millimeter long,
239
656260
2000
Sadece bir milimetre uzunluğunda,
10:58
but it looks like Godzilla
240
658260
2000
fakat küçük bir makinanın yanında
11:00
next to these micromachines.
241
660260
3000
adeta Godzilla gibi duruyor.
11:03
In the world of Godzilla spider mites,
242
663260
3000
Godzilla örümcek akarının dünyasında,
11:06
we can make millions of mirrors,
243
666260
3000
"Godzilla" gibi bir filmi
11:09
each one-fifth the diameter
244
669260
2000
yüksek çözünürlükte izleyebilmek için
11:11
of a human hair,
245
671260
2000
geniş bir ekran elde etmek üzere
11:13
moving at hundreds of thousands of times per second
246
673260
3000
herbiri insan saçının beşte biri çapında
11:16
to make large screen displays,
247
676260
3000
saniyede yüzlerce hatta binlerce kez dönen
11:19
so that we can watch movies like "Godzilla"
248
679260
2000
milyonlarca ayna yapabiliriz.
11:21
in high-def.
249
681260
3000
milyonlarca ayna yapabiliriz.
11:24
And if we can build machines
250
684260
2000
Bu ölçekte makineler
11:26
at that scale,
251
686260
2000
yapabilirsek,
11:28
what about Eiffel Tower-like trusses
252
688260
3000
Eiffel Tower benzeri bir iskelet yapı
11:31
at the microscale?
253
691260
2000
mikro ölçekte nasıl olurdu?
11:33
Today we are making metals
254
693260
3000
Bugün suni köpükten daha hafif
11:36
that are lighter than Styrofoam,
255
696260
2000
metaller üretiyoruz,
11:38
so light
256
698260
2000
öyle hafif ki,
11:40
they can sit atop a dandelion puff
257
700260
2000
karahindiba çiçeğinin puf kısmı üzerinde durabiliyor
11:42
and be blown away
258
702260
2000
ve ufak bir rüzgarla
11:44
with a wisp of air --
259
704260
2000
savrulabiliyorlar --
11:46
so light
260
706260
2000
öyle hafif ki,
11:48
that you can make a car that two people can lift,
261
708260
3000
onunla iki insanın taşıyabileceği ağırlıkta
11:51
but so strong
262
711260
2000
fakat çarpışmaya bir arazi aracı kadar
11:53
that it has the crash-worthiness of an SUV.
263
713260
3000
dayanıklı bir araç yapabilirsiniz.
11:56
From the smallest wisp of air
264
716260
3000
En cılız rüzgardan
11:59
to the powerful forces of nature's storms.
265
719260
3000
doğadaki en güçlü fırtınalara kadar
12:02
There are 44 lightning strikes per second
266
722260
3000
dünyada her saniyede 44 yıldırım
12:05
around the globe.
267
725260
2000
oluşmaktadır.
12:07
Each lightning bolt heats the air
268
727260
3000
Her yıldırım dizisi havayı
12:10
to 44,000 degrees Fahrenheit --
269
730260
2000
24.500 dereceye yakın ısıtır.
12:12
hotter than the surface of the Sun.
270
732260
3000
Bu Güneş'in yüzey sıcaklığından bile yüksektir.
12:15
What if we could use
271
735260
2000
Bu elektromanyetik sinyalleri
12:17
these electromagnetic pulses
272
737260
2000
hareket eden güçlü transmitörler
12:19
as beacons,
273
739260
2000
ağında
12:21
beacons in a moving network
274
741260
3000
yol gösterici olarak kullanabilseydik
12:24
of powerful transmitters?
275
744260
3000
ne olurdu?
12:27
Experiments suggest
276
747260
2000
Deneyler yıldırımların gelecekte
12:29
that lightning could be the next GPS.
277
749260
5000
GPS'lerin yerini alabileceğini söylüyor.
12:34
Electrical pulses form the thoughts in our brains.
278
754260
3000
Elektrik sinyalleri beynimizdeki düşünceleri biçimlendirir.
12:37
Using a grid the size of your thumb,
279
757260
3000
Beyin yüzeyi üzerinde başparmağı büyüklüğünde
12:40
with 32 electrodes
280
760260
2000
32 elektrotluk
12:42
on the surface of his brain,
281
762260
2000
bir yapı kullanarak
12:44
Tim uses his thoughts
282
764260
2000
Tim, düşüncelerini
12:46
to control an advanced prosthetic arm.
283
766260
6000
ileri düzey bir protez kolu kontrol etmek için kullanıyor.
12:52
And his thoughts
284
772260
2000
Ve onun düşünceleri onu
12:54
made him reach for Katie.
285
774260
2000
Katie'ye ulaştırıyor.
12:56
This is the first time
286
776260
4000
Bu, insanın sadece düşünce ile .
13:00
a human has controlled a robot
287
780260
2000
kontrol edebildiği
13:02
with thought alone.
288
782260
3000
ilk robottur.
13:05
And it is the first time
289
785260
2000
Ve bu Tim'in Katie'nin elini yedi sene içinde ilk defa tuttuğu andır.
13:07
that Tim has held Katie's hand
290
787260
2000
Ve bu Tim'in Katie'nin elini
13:09
in seven years.
291
789260
2000
yedi sene içinde ilk defa tuttuğu andır.
13:11
That moment mattered
292
791260
2000
Bu an Kim ve Katie için
13:13
to Tim and Katie,
293
793260
2000
çok önemliydi
13:15
and this green goo
294
795260
2000
ve bu yeşil yapışkan
13:17
may someday matter to you.
295
797260
3000
bir gün sizin için de önem ifade edebilir.
13:20
This green goo
296
800260
2000
Bu yeşil yapışkan
13:22
is perhaps the vaccine that could save your life.
297
802260
3000
hayatınızı koruyan bir aşı olabilir.
13:25
It was made in tobacco plants.
298
805260
3000
Bu madde tütün bitkisinden elde edildi.
13:28
Tobacco plants
299
808260
2000
Tütün, milyonlarca doz aşıyı
13:30
can make millions of doses of vaccine
300
810260
3000
birkaç ay yerine birkaç haftada
13:33
in weeks instead of months,
301
813260
3000
üretebilir ve bu,
13:36
and it might just be
302
816260
2000
tütünün ilk faydalı tüketimi
13:38
the first healthy use of tobacco ever.
303
818260
4000
olabilir.
13:42
And if it seems far-fetched
304
822260
2000
Tütünün insanları sağlıklı yapabileceği
13:44
that tobacco plants could make people healthy,
305
824260
3000
akla uzak gelebilir
13:47
what about gamers that could solve problems
306
827260
3000
peki oyun meraklılarının uzmanların çözemediği
13:50
that experts can't solve?
307
830260
2000
problemleri çözebilmesine ne demeli?
13:52
Last September,
308
832260
2000
Geçtiğimiz Eylül ayında,
13:54
the gamers of Foldit
309
834260
2000
Foldit oyununu oynayanlar
13:56
solved the three-dimensional structure
310
836260
2000
al yanaklı maymunlarda AIDS'e sebebiyet veren
13:58
of the retroviral protease
311
838260
2000
retroviral bir protezin
14:00
that contributes to AIDS in rhesus monkeys.
312
840260
3000
üç boyutlu yapısını çözdüler.
14:03
Now understanding this structure
313
843260
2000
Bu yapının anlaşılması
14:05
is very important for developing treatments.
314
845260
4000
tedavilerin geliştirilmesi için çok önemli.
14:09
For 15 years,
315
849260
2000
Bu konu 15 yıl boyunca
14:11
it was unsolved
316
851260
2000
bilimsel topluluk tarafından
14:13
in the scientific community.
317
853260
2000
çözülememişti.
14:15
The gamers of Foldit
318
855260
2000
Foldit oyununu oynayanlar ise
14:17
solved it in 15 days.
319
857260
3000
15 günde çözdüler.
14:20
Now they were able to do so
320
860260
2000
Bunu birlikte çalışarak
14:22
by working together.
321
862260
2000
başarabildiler.
14:24
They were able to work together
322
864260
2000
Birlikte çalışabildiler,
14:26
because they're connected by the Internet.
323
866260
2000
çünkü internet üzerinden irtibatlıydılar.
14:28
And others, also connected to the Internet,
324
868260
3000
Ve diğer insanlar da internet üzerinden irtibat kurarak
14:31
used it as an instrument of democracy.
325
871260
4000
onu demokrasinin bir aracı olarak kullandılar.
14:35
And together
326
875260
2000
Ve birlikte
14:37
they changed the fate of their nation.
327
877260
3000
kendi uluslarının akıbetini değiştirdiler.
14:40
The Internet is home to two billion people,
328
880260
3000
İnternet iki milyar insana
14:43
or 30 percent of the world's population.
329
883260
3000
-ya da dünya nüfusunun yüzde otuzuna- ev sahipliği yapıyor.
14:46
It allows us to contribute
330
886260
3000
İnternet bizim birey olarak
14:49
and to be heard
331
889260
2000
katkıda bulunmamız
14:51
as individuals.
332
891260
2000
ve duyulmamıza izin veriyor.
14:53
It allows us to amplify
333
893260
3000
Bizim sesimizi ve gücümüzü
14:56
our voices and our power
334
896260
3000
grup olarak yükseltmemize
14:59
as a group.
335
899260
2000
izin verir.
15:01
But it too had humble beginnings.
336
901260
3000
Fakat oldukça mütevazi bir kökene sahiptir.
15:04
In 1969, the internet was but a dream,
337
904260
3000
1969 yılında, internet birkaç kağıt parçası üzerindeki
15:07
a few sketches on a piece of paper.
338
907260
2000
çizim dışında bir rüyaydı.
15:09
And then on October 29th,
339
909260
3000
29 Ekim'de ilk paket santrali mesajı
15:12
the first packet-switched message was sent
340
912260
2000
UCLA'dan (Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi)
15:14
from UCLA to SRI.
341
914260
3000
SRI'ya (Stanford Araştırma Enstitüsü) gönderildi.
15:17
The first two letters of the word "Login,"
342
917260
3000
"Login" kelimesinin ilk iki harfi
15:20
that's all that made it through --
343
920260
2000
yani bir adet L ve
15:22
an L and an O --
344
922260
2000
bir de O gönderildi
15:24
and then a buffer overflow crashed the system.
345
924260
2000
ve sonrasında arabellek aşımı sebebiyle sistem çöktü.
15:26
(Laughter)
346
926260
3000
(Kahkahalar)
15:29
Two letters,
347
929260
2000
İki harf,
15:31
an L and an O,
348
931260
3000
L ve O
15:34
now a worldwide force.
349
934260
4000
şimdi dünya çapında bir güç.
15:38
So who are these scientists and engineers
350
938260
3000
DARPA denen mucizevi yerdeki
15:41
at a magical place called DARPA?
351
941260
3000
bilim adamları ve mühendisler kimler?
15:44
They are nerds,
352
944260
3000
Onlar uçuklar
15:47
and they are heroes among us.
353
947260
3000
ve onlar içimizdeki kahramanlar.
15:50
They challenge existing perspectives
354
950260
2000
Onlar en fazla emek isteyen durumların altında
15:52
at the edges of science
355
952260
2000
bilimin kıyılarının
15:54
and under the most demanding of conditions.
356
954260
4000
mevcut perspektifleri ile mücadele halindeler.
15:58
They remind us
357
958260
2000
Bizlere dünyayı
16:00
that we can change the world
358
960260
2000
değiştirebileceğimizi hatırlatıyorlar.
16:02
if we defy the impossible
359
962260
2000
İmkansıza meydan okursak
16:04
and we refuse to fear failure.
360
964260
4000
hata yapma korkusunu reddedebiliriz.
16:08
They remind us
361
968260
2000
Hepimizin uçuk zekanın gücüne
16:10
that we all have nerd power.
362
970260
3000
sahip olduğumuzu hatırlatıyorlar.
16:13
Sometimes we just forget.
363
973260
4000
Bazen unutuyoruz.
16:17
You see, there was a time
364
977260
2000
Gördüğünüz gibi
16:19
when you weren't afraid of failure,
365
979260
2000
bir zamanlar hata yapmaktan korkmazdınız
16:21
when you were a great artist or a great dancer
366
981260
3000
harika bir artist veya bir dansçıydınız
16:24
and you could sing, you were good at math,
367
984260
2000
şarkı söyleyebiliyor, matematikte iyi olabiliyordunuz
16:26
you could build things, you were an astronaut,
368
986260
3000
Birşeyler inşa edebiliyor, bir astronot oluyordunuz
16:29
an adventurer, Jacques Cousteau,
369
989260
2000
Jacques Cousteau gibi maceracı oluyordunuz
16:31
you could jump higher, run faster,
370
991260
2000
daha yükseğe zıplayabiliyor, daha hızlı koşabiliyordunuz
16:33
kick harder than anyone.
371
993260
3000
herkesten daha sıkı tekmeleyebiliyordunuz.
16:36
You believed in impossible things
372
996260
2000
İmkansız şeylere inanmıştınız
16:38
and you were fearless.
373
998260
2000
ve korkusuzdunuz.
16:40
You were totally and completely in touch
374
1000260
4000
İçinizdeki süper kahramanla
16:44
with your inner superhero.
375
1004260
4000
tamamen temas içindeydiniz.
16:48
Scientists and engineers
376
1008260
3000
Bilim adamları ve mühendisler
16:51
can indeed change the world.
377
1011260
3000
dünyayı gerçekten değiştirebilirler.
16:54
So can you.
378
1014260
2000
Siz de tabi.
16:56
You were born to.
379
1016260
2000
Bunun için doğdunuz.
16:58
So go ahead,
380
1018260
2000
Öyleyse devam edin,
17:00
ask yourself,
381
1020260
2000
şu soruyu kendinize sorun:
17:02
what would you attempt to do
382
1022260
3000
Hataya düşemeyeceğinizi bilseydiniz,
17:05
if you knew you could not fail?
383
1025260
2000
ne yapmaya teşebbüs ederdiniz?
17:07
Now I want to say,
384
1027260
2000
Tabi bunun kolay olmadığını
17:09
this is not easy.
385
1029260
3000
söylemek isterim.
17:12
It's hard to hold onto this feeling,
386
1032260
2000
Bu duyguyu muhafaza etmek zor,
17:14
really hard.
387
1034260
2000
gerçekten zor.
17:16
I guess in some way,
388
1036260
2000
Bunu bir şekilde tahmin ediyorum,
17:18
I sort of believe it's supposed to be hard.
389
1038260
2000
Bu zor olmalı, buna bir şekilde inanıyorum.
17:20
Doubt and fear always creep in.
390
1040260
3000
Şüphe ve korku herzaman insanın içine süzülüverir.
17:23
We think someone else, someone smarter than us,
391
1043260
3000
Bizden daha zeki daha kapasiteli
17:26
someone more capable,
392
1046260
2000
daha fazla kaynaklara sahip birilerinin
17:28
someone with more resources will solve that problem.
393
1048260
3000
bu problemi çözeceğine inanırız.
17:31
But there isn't anyone else;
394
1051260
2000
Fakat başka hiçkimse yok;
17:33
there's just you.
395
1053260
3000
sadece siz varsınız.
17:36
And if we're lucky,
396
1056260
2000
Eğer tam şu anda
17:38
in that moment,
397
1058260
2000
şanslıysak,
17:40
someone steps into that doubt and fear,
398
1060260
3000
biri bu şüphe ve korkulara yönelir
17:43
takes a hand and says,
399
1063260
3000
ona el verir ve
17:46
"Let me help you believe."
400
1066260
3000
"İnanmana yardım edeyim." der.
17:49
Jason Harley did that for me.
401
1069260
3000
Jason Harley bunu benim için yaptı.
17:52
Jason started at DARPA
402
1072260
3000
Jason 18 Mart 2010'da DARPA'da
17:55
on March 18th, 2010.
403
1075260
2000
çalışmaya başladı.
17:57
He was with our transportation team.
404
1077260
4000
Bizim ulaşım ekibimizdeydi.
18:01
I saw Jason nearly every day,
405
1081260
2000
Jason'ı hemen hergün görüyordum,
18:03
sometimes twice a day.
406
1083260
2000
bazen günde iki kere görüyordum.
18:05
And more so than most,
407
1085260
2000
Sonra o herşeyden fazla
18:07
he saw the highs and the lows,
408
1087260
3000
zirveleri ve dipleri,
18:10
the celebrations and the disappointments.
409
1090260
4000
zaferleri ve hayal kırıklıklarını gördü.
18:14
And on one particularly dark day for me,
410
1094260
4000
Ve özellikle benim için karanlık bir günde
18:18
Jason sat down
411
1098260
2000
Jason oturdu ve
18:20
and he wrote an email.
412
1100260
3000
bir mail yazdı.
18:23
He was encouraging,
413
1103260
2000
Beni cesaretlendiriyordu,
18:25
but firm.
414
1105260
2000
güçlü bir şekilde.
18:27
And when he hit send,
415
1107260
2000
Maili yolladığında ne tür bir değişikliğe
18:29
he probably didn't realize what a difference it would make.
416
1109260
3000
yol açabileceğinin muhtemelen farkında değildi.
18:32
It mattered to me.
417
1112260
2000
O anda benim için çok önemliydi.
18:34
In that moment
418
1114260
2000
O anda ve
18:36
and still today
419
1116260
3000
bugün bile
18:39
when I doubt,
420
1119260
2000
şüpheye düştüğümde,
18:41
when I feel afraid,
421
1121260
3000
korktuğumda,
18:44
when I need to reconnect
422
1124260
2000
bu duyguyla tekrar
18:46
with that feeling,
423
1126260
2000
irtibat kurmam gerektiğinde,
18:48
I remember his words,
424
1128260
3000
onun sözlerini hatırlıyorum,
18:51
they were so powerful.
425
1131260
2000
çok güçlü sözlerdi.
18:53
Text: "There is only time enough to iron your cape
426
1133260
3000
Metin: "Sadece pelerinini ütülemeye ve
18:56
and back to the skies for you."
427
1136260
3000
gökyüzüne dönmeye yetecek kadar vaktin var."
19:00
♫ Superhero, superhero. ♫
428
1140260
2000
♫ Süper Kahraman, süper kahraman. ♫
19:02
♫ Superhero, superhero. ♫
429
1142260
3000
♫ Süper Kahraman, süper kahraman. ♫
19:07
♫ Superhero, superhero. ♫
430
1147260
3000
♫ Süper Kahraman, süper kahraman. ♫
19:10
♫ Superhero, superhero. ♫
431
1150260
2000
♫ Süper Kahraman, süper kahraman. ♫
19:12
♫ Superhero, superhero. ♫
432
1152260
2000
♫ Süper Kahraman, süper kahraman. ♫
19:18
Voice: Because that's what being a superhero is all about.
433
1158260
4000
Ses: Çünkü bu süper kahraman olmanın ta kendisidir.
19:24
RD: "There is only time enough
434
1164260
2000
RD: "Sadece pelerinini ütülemeye
19:26
to iron your cape
435
1166260
2000
ve gökyüzüne dönmeye
19:28
and back to the skies for you."
436
1168260
5000
yetecek kadar vaktin var."
19:33
And remember,
437
1173260
2000
Ve hatırlayın,
19:35
be nice to nerds.
438
1175260
2000
Uçuk zekalılara karşı nazik olun.
19:37
(Applause)
439
1177260
15000
(Alkışlar)
19:52
Thank you. Thank you.
440
1192260
2000
Teşekkürler. Teşekkürler.
19:54
(Applause)
441
1194260
2000
(Alkışlar)
19:56
Chris Anderson: Regina, thank you.
442
1196260
2000
Chris Anderson: Regina teşekkür ederim.
19:58
I have a couple of questions.
443
1198260
2000
Birkaç sorum olacak.
20:00
So that glider of yours,
444
1200260
2000
Yaptığınız hava aracı ile ilgili,
20:02
the Mach 20 glider,
445
1202260
2000
20 Mach hızla giden,
20:04
the first one, no control, it ended up in the Pacific I think somewhere.
446
1204260
3000
ilk uçuşta kontrol edemediniz ve bildiğim kadarıyla Pasifik'e düştü.
20:07
RD: Yeah, yeah. It did. (CA: What happened on that second flight?)
447
1207260
3000
RD: Evet, evet. Öyle oldu. (CA: Peki ikinci uçuşta ne oldu?)
20:10
Yeah, it also went into the Pacific. (CA: But this time under control?)
448
1210260
4000
Evet, yine Pasifik'e düştü. (CA: Bu sefer kontrollü olarak mı?)
20:14
We didn't fly it into the Pacific.
449
1214260
3000
Onu Pasifik'e düşsün diye uçurmadık.
20:17
No, there are multiple portions of the trajectory
450
1217260
3000
Aslında bu hızda uçabilmek için
20:20
that are demanding
451
1220260
2000
katedilmek istenen pekçok yörünge vardı.
20:22
in terms of really flying at that speed.
452
1222260
3000
katedilmek istenen pek çok yörünge vardı.
20:25
And so in the second flight,
453
1225260
3000
İkinci uçuşta,
20:28
we were able to get three minutes
454
1228260
2000
hava aracını kaybetmeden önce
20:30
of fully aerodynamic control of the vehicle before we lost it.
455
1230260
4000
aerodinamik olarak tamamen kontrol edebildik.
20:34
CA: I imagine you're not planning to open up to passenger service
456
1234260
3000
CA: Sanırım yakın zamanda New York'tan Long Beach'e
20:37
from New York to Long Beach anytime soon.
457
1237260
2000
yolcu taşımayı planlamıyorsunuz.
20:39
RD: It might be a little warm.
458
1239260
3000
RD: Bu biraz sıcak olabilir.
20:42
CA: What do you picture that glider being used for?
459
1242260
3000
CA: Bu hava aracını ne için kullanmayı hayal ediyorsunuz?
20:45
RD: Well our responsibility
460
1245260
2000
RD: Bizim sorumluluğumuz
20:47
is to develop the technology for this.
461
1247260
2000
bunun için teknoloji geliştirmek.
20:49
How it's ultimately used
462
1249260
2000
Bunun nasıl kullanılacağına
20:51
will be determined by the military.
463
1251260
2000
ordu karar verecek.
20:53
Now the purpose of the vehicle though,
464
1253260
3000
Bu hava aracının amacı,
20:56
the purpose of the technology,
465
1256260
2000
teknolojinin amacı
20:58
is to be able to reach anywhere in the world
466
1258260
2000
dünyanın herhangi bir yerine
21:00
in less than 60 minutes.
467
1260260
2000
60 dakikadan az bir sürede ulaşabilmektir.
21:02
CA: And to carry a payload
468
1262260
2000
CA: Ve birkaç pound'dan
21:04
of more than a few pounds? (RD: Yeah.)
469
1264260
2000
daha kıymetli yük taşımak için? (RD: Evet.)
21:06
Like what's the payload it could carry?
470
1266260
4000
Ne tür bir yük taşıyabilir?
21:10
RD: Well I don't think we ultimately know what it will be, right.
471
1270260
3000
RD: Olmadan bilemeyiz, değil mi?
21:13
We've got to fly it first.
472
1273260
2000
Önce uçmamız gerekiyor.
21:15
CA: But not necessarily just a camera?
473
1275260
2000
CA: Ama sadece kamera ile değil, öyle değil mi?
21:17
RD: No, not necessarily just a camera.
474
1277260
4000
RD: Hayır, sadece kamera ile değil.
21:21
CA: It's amazing.
475
1281260
3000
CA: Bu harika.
21:24
The hummingbird?
476
1284260
2000
Sinek kuşu
21:26
RD: Yeah?
477
1286260
2000
RD: Evet
21:28
CA: I'm curious, you started your beautiful sequence on flight
478
1288260
4000
CA: Merak ediyorum, kanatlarını çırpan bir çeşit uçakla
21:32
with a plane kind of trying to flap its wings
479
1292260
2000
güzel bir şekilde uçuşlara başladınız
21:34
and failing horribly,
480
1294260
2000
ve korkunç bir şekilde başarısız oldunuz,
21:36
and there haven't been that many planes built since
481
1296260
3000
ve kanat çırpan bir uçak
21:39
that flap wings.
482
1299260
2000
bundan önce yoktu.
21:41
Why did we think that this was the time to go biomimicry
483
1301260
3000
Niçin bunun doğayı taklid etme zamanı olduğunu düşündünüz
21:44
and copy a hummingbird?
484
1304260
2000
ve sinek kuşunu kopyaladınız?
21:46
Isn't that a very expensive solution
485
1306260
2000
Bu uçarken manevra yapabilen
21:48
for a small maneuverable flying object?
486
1308260
4000
küçük bir nesne için çok pahalı bir çözüm değil mi?
21:52
RD: So I mean, in part,
487
1312260
2000
RD: Demek istediğim, kısmen
21:54
we wondered if it was possible to do it.
488
1314260
2000
bunun mümkün olup olmadığını merak ettik.
21:56
And you have to revisit these questions
489
1316260
2000
Bu soruları zamanla tekrar
21:58
over time.
490
1318260
2000
gözden geçirmelisiniz.
22:00
The folks at AeroVironment
491
1320260
2000
AeroVironment'teki insanlar
22:02
tried 300 or more different wing designs,
492
1322260
3000
300 veya daha fazla sayıda kanat
22:05
12 different forms of the avionics.
493
1325260
3000
12 farklı aviyonik ekipman denediler.
22:08
It took them 10 full prototypes
494
1328260
2000
Gerçekten uçabilecek 10 eksiksiz
22:10
to get something that would actually fly.
495
1330260
2000
prototip yaptılar.
22:12
But there's something really interesting
496
1332260
3000
Fakat burada gördüğünüz şekliyle
22:15
about a flying machine
497
1335260
2000
bir uçan makine yapmakla ilgili
22:17
that looks like something you'd recognize.
498
1337260
3000
ilginç bir şey var.
22:20
So we often talk about stealth
499
1340260
2000
Sıklıkla herhangi bir şekilde hissedilmekten
22:22
as a means for avoiding any type of sensing,
500
1342260
3000
kaçınma anlamında gizlilikten bahsederiz.
22:25
but when things looks just natural,
501
1345260
3000
Ama bazı şeyler doğal göründüklerinde
22:28
you also don't see them.
502
1348260
2000
onları aynı zamanda görmezsiniz.
22:30
CA: Ah. So it's not necessarily just the performance.
503
1350260
3000
CA: Hmm. Yani bu sadece performans için değil.
22:33
It's partly the look. (RD: Sure.)
504
1353260
2000
Kısmen görünüşle alakalı. (RD: Tabi)
22:35
It's actually, "Look at that cute hummingbird
505
1355260
2000
Bu şöyle bir şey, "Karargahım üzerinde uçan
22:37
flying into my headquarters."
506
1357260
2000
şu sevimli sinek kuşuna da bakın."
22:39
(Laughter)
507
1359260
4000
(Kahkahalar)
22:43
Because I think, as well as the awe of looking at that,
508
1363260
2000
Bu şeye korkuyla karışık saygı ile bakarken
22:45
I'm sure some people here are thinking,
509
1365260
2000
insanların burada bazı konularda düşüncelere daldıklarına eminim.
22:47
technology catches up so quick,
510
1367260
2000
Teknoloji hızla gelişiyor.
22:49
how long is it
511
1369260
2000
Teknoloji çılgını birinin uzaktan kumandayla
22:51
before some crazed geek with a little remote control
512
1371260
2000
Beyaz Saray'ın camından uçarak girmesinden önce
22:53
flies one through a window of the White House?
513
1373260
2000
bu gelişme ne kadar sürer?
22:55
I mean, do you worry about the Pandora's box issue here?
514
1375260
4000
Kastettiğim; Pandora'nın kutusu sorunu hakkında endişeli misiniz?
22:59
RD: Well look, our singular mission
515
1379260
4000
RD: Bakın, bizim tek görevimiz
23:03
is the creation and prevention of strategic surprise.
516
1383260
3000
stratejik sürprizlerin yaratılması ve önlenmesidir.
23:06
That's what we do.
517
1386260
2000
Yaptığımız şey bu.
23:08
It would be inconceivable
518
1388260
2000
İnsanları heyecanlandırmasaydık
23:10
for us to do that work
519
1390260
3000
ve yaptığımız şeylerle rahatsız etmeseydik
23:13
if we didn't make people excited and uncomfortable with the things that we do
520
1393260
3000
bu işi yapmak anlaşılmaz olurdu
23:16
at the same time.
521
1396260
2000
aynı zamanda.
23:18
It's just the nature of what we do.
522
1398260
3000
Bu bizim işimizin bir doğası.
23:21
Now our responsibility
523
1401260
2000
Bizim sorumluluğumuz
23:23
is to push that edge.
524
1403260
2000
bu nokta üzerinde durmak.
23:25
And we have to be, of course, mindful and responsible
525
1405260
4000
Tabii ki teknolojinin nasıl geliştiği
23:29
of how the technology is developed
526
1409260
2000
ve sonunda nasıl kullanılacağı ile ilgili
23:31
and ultimately used,
527
1411260
2000
düşünceli ve sorumluluk sahibi olmak zorundayız.
23:33
but we can't simply close our eyes
528
1413260
2000
Ama sadece gözlerimizi yumup
23:35
and pretend that it isn't advancing; it's advancing.
529
1415260
3000
teknoloji gelişmiyor gibi yapamayız, gelişiyor çünkü.
23:38
CA: I mean, you're clearly a really inspiring leader.
530
1418260
4000
CA: İlham veren bir lider olduğun açık.
23:42
And you persuade people
531
1422260
2000
Benim hayal edemeyeceğim bir şekilde
23:44
to go to these great feats of invention,
532
1424260
2000
insanları bu icatları üretme başarısını göstermeleri için
23:46
but at a personal level,
533
1426260
2000
kişisel düzeyde ikna ediyorsun.
23:48
in a way I can't imagine doing your job.
534
1428260
2000
bir açıdan senin işini yaptığımı düşünemiyorum.
23:50
Do you wake up in the night sometimes,
535
1430260
2000
Bazı geceler uyanıp
23:52
just asking questions
536
1432260
2000
kendine ekibinin parlak başarılarının
23:54
about the possibly unintended consequences
537
1434260
2000
olumsuz sonuçlar doğurmasıyla ilgili
23:56
of your team's brilliance?
538
1436260
2000
sorular sorduğun olur mu?
23:58
RD: Sure.
539
1438260
2000
RD: Tabi.
24:00
I think you couldn't be human
540
1440260
3000
Bence böyle sorular sormazsanız
24:03
if you didn't ask those questions.
541
1443260
2000
insan olamazsınız.
24:05
CA: How do you answer them?
542
1445260
2000
CA: Peki o soruları nasıl cevaplarsın?
24:07
RD: Well I don't always have answers for them, right.
543
1447260
4000
RD: Aslında o sorular için her zaman cevabım yok.
24:11
I think that we learn
544
1451260
3000
Bence zaman aktıkça
24:14
as time goes on.
545
1454260
2000
öğreniyoruz.
24:16
My job is one of the most exhilarating jobs you could have.
546
1456260
6000
Benim mesleğim sahip olunabilecek en mutluluk verici işlerden biri.
24:22
I work with some of the most amazing people.
547
1462260
4000
Harika insanlarla birlikte çalışıyorum.
24:26
And with that exhilaration,
548
1466260
2000
Bu mutlulukla birlikte
24:28
comes a really deep sense
549
1468260
2000
insan gerçekten derin bir
24:30
of responsibility.
550
1470260
2000
sorumluluk duygusuyla doluyor.
24:32
And so you have on the one hand
551
1472260
2000
Tabi bu bir yandan yaptıklarımızın neye yol açabileceğine
24:34
this tremendous lift
552
1474260
3000
ve ne anlama geldiğine dair
24:37
of what's possible
553
1477260
3000
olağanüstü bir olasılık hesabı yapmayı
24:40
and this tremendous seriousness
554
1480260
3000
ve olayın ciddiyetini düşünmemize
24:43
of what it means.
555
1483260
2000
sebebiyet veriyor.
24:45
CA: Regina, that was jaw-dropping, as they say.
556
1485260
3000
CA: Regina, bu halk tabiriyle insanın ağzını açık bırakan bir konuşmaydı.
24:48
Thank you so much for coming to TED. (RD: Thank you.)
557
1488260
3000
TED'e geldiğin için çok teşekkür ederim. (RD: Teşekkürler.)
24:51
(Applause)
558
1491260
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7