Making art of New York's urban ruins | Miru Kim

Miru Kim'in Yeraltı Sanatı

385,466 views ・ 2009-02-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Siir Tecirlioglu Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:16
I was raised in Seoul, Korea,
0
16160
2000
Seul, Kore'de büyüdüm,
00:18
and moved to New York City in 1999 to attend college.
1
18160
4000
ve 1999'da New York City'e üniversitede okumak için taşındım.
00:22
I was pre-med at the time,
2
22160
3000
O zamanlar tip okuyordum,
00:25
and I thought I would become a surgeon
3
25160
3000
ve bir cerrah olucağımı düsünürdüm
00:28
because I was interested in anatomy
4
28160
3000
çünkü anatomiye meraklıydım.
00:31
and dissecting animals really piqued my curiosity.
5
31160
3000
ve hayvanları kesip parçalara ayırmak benim gerçekten ilgimi çekti.
00:35
At the same time, I fell in love with New York City.
6
35160
4000
Aynı zamanda New York City'e aşık oldum.
00:40
I started to realize that I could look at the whole city
7
40160
4000
Bütün şehre canlı bir organizma olarak bakabileceğimin
00:44
as a living organism.
8
44160
2000
farkına varmaya başladım.
00:46
I wanted to dissect it
9
46160
2000
Kesip parçalara ayırmak
00:48
and look into its unseen layers.
10
48160
2000
ve keşfedilmemiş katlarına bakmak istedim.
00:50
And the way to it, for me,
11
50160
2000
Ve benim için bunu yapmanın yolu
00:52
was through artistic means.
12
52160
2000
sanatsal yöndendi.
00:56
So, eventually I decided to pursue an MFA instead of an M.D.
13
56160
4000
Böylece, sonunda MD (Medıcal Doctor) yerine MFA (Masters Degree in Fine Arts) elde etmeye karar verdim
01:00
and in grad school I became interested
14
60160
3000
ve üniversitedeyken şehrin saklı köşelerinde oturan
01:03
in creatures that dwell in the hidden corners of the city.
15
63160
4000
yaratıklarla ilgilenmeye başladım.
01:10
In New York City, rats are part of commuters' daily lives.
16
70160
3000
New York City'de, fareler işten eve gidip gelen insanların günlük yaşamlarının parçaları.
01:13
Most people ignore them or are frightened of them.
17
73160
4000
Birçok insan onlara önem vermiyorlar ya da onlardan korkuyorlar.
01:17
But I took a liking to them
18
77160
2000
Ama ben onları sevmeye başladım
01:19
because they dwell on the fringes of society.
19
79160
2000
çünkü onlar toplum dışı hayat sürüyorlar.
01:21
And even though they're used in labs to promote human lives,
20
81160
3000
Ve laboratuvarlarda insan hayatını ilerletmek için kullanılsalarda,
01:24
they're also considered pests.
21
84160
3000
anyı zamanda zaralarlı olarak görülüyorlarç
01:27
I also started looking around in the city
22
87160
4000
Şehrin etrafına da bakmaya başladım
01:31
and trying to photograph them.
23
91160
3000
ve onların fotoğrafını çekmeye çalışmaya başladım.
01:34
One day, in the subway, I was snapping pictures of the tracks
24
94160
3000
Bir gün, metrodayken rayların fotoğraflarını çekiyordum,
01:37
hoping to catch a rat or two,
25
97160
3000
Bir iki tane fare yakalamayı umarak
01:40
and a man came up to me and said,
26
100160
3000
ve bir adam bana geldi ve dedi ki,
01:43
"You can't take photographs here.
27
103160
3000
"Burada fotoğraf çekemezsiniz.
01:46
The MTA will confiscate your camera."
28
106160
3000
MTA kameranıza el koyacak."
01:49
I was quite shocked by that,
29
109160
3000
Çok şaşırmıştım,
01:52
and thought to myself, "Well, OK then.
30
112160
3000
ve kendi kendime düşündüm ki "Peki, tamam o zaman."
01:55
I'll follow the rats."
31
115160
3000
Fareleri takip ediceğim."
01:58
Then I started going into the tunnels,
32
118160
3000
Sonra, tünelin içine gitmeye başladım,
02:01
which made me realize that there's a whole new dimension to the city
33
121160
3000
ki bu olay şehrin tamamen farklı bir boyutu olduğunun farkına varmamı sağladı
02:04
that I never saw before and most people don't get to see.
34
124160
3000
daha önce hiç görmediğim ve birçok insanın göremeyeceği."
02:09
Around the same time, I met like-minded individuals
35
129160
3000
Buna yakın zamanlarda, benzer görüşlü insanlarla tanıştım.
02:12
who call themselves urban explorers, adventurers, spelunkers,
36
132160
4000
Bu insanlar kendilerine şehir kâşifleri, maceracılar, mağara kâşifleri
02:16
guerrilla historians, etc.
37
136160
2000
gerilla tarihçileri ve benzeri isimlerle hitap ediyorlar.
02:18
I was welcomed into this loose, Internet-based network
38
138160
4000
Kent kalıntılarını düzenli olarak inceleyen insanların bulunduğu
02:22
of people who regularly explore urban ruins
39
142160
4000
bu dağınık, Internet tabanlı ağda hoş karşılanmıştım.
02:26
such as abandoned subway stations,
40
146160
3000
Terk edilmiş metro istasyonları,
02:29
tunnels, sewers, aqueducts,
41
149160
3000
tüneller, kanalizasyonlar, su kemerleri,
02:32
factories, hospitals, shipyards and so on.
42
152160
5000
fabrikalar, hastaneler, tersaneler ve bezneri gibi yerler.
02:39
When I took photographs in these locations,
43
159160
3000
Bu yerlerde fotoğraf çekerken,
02:42
I felt there was something missing in the pictures.
44
162160
3000
resimlerde bir şeyin eksik olduğunun farkına vardım.
02:45
Simply documenting these soon-to-be-demolished structures
45
165160
5000
Yakında yıkılacak olan bu yapıları sadece belgelemek
02:50
wasn't enough for me.
46
170160
3000
bana yeterli değildi.
02:53
So I wanted to create a fictional character
47
173160
4000
Bu yüzden kurgusal bir karakter yaratmak istedim
02:57
or an animal that dwells in these underground spaces,
48
177160
3000
ya da bu yeraltı mekanlarında hayat süren bir hayvan,
03:00
and the simplest way to do it, at the time,
49
180160
3000
ve, o zaman, bunu yapmanın en basit yolu
03:03
was to model myself.
50
183160
3000
kendimi şekillendirmekti.
03:06
I decided against clothing
51
186160
3000
Kıyafete karşı bir karar aldım
03:09
because I wanted the figure to be without any cultural implications
52
189160
3000
çünkü figürün hiç bir kültürel içeriği
03:12
or time-specific elements.
53
192160
2000
veya zamanı belirli öğeler olmamasını istedim.
03:14
I wanted a simple way to represent a living body
54
194160
4000
Ben canlı bir vücudu temsil edicek basit bir yöntem istiyordum;
03:18
inhabiting these decaying, derelict spaces.
55
198160
4000
bu zamanla bozulan, sahipsiz mekanlarda yaşayan bir vücut.
03:25
This was taken in the Riviera Sugar Factory in Red Hook, Brooklyn.
56
205160
4000
Red Hook, Brooklyn'deki Riviera Şeker Fabrikası'nda çekildi.
03:29
It's now an empty, six-acre lot
57
209160
3000
Şu anda boş, altı dönümlük bir arsa.
03:32
waiting for a shopping mall right across from the new Ikea.
58
212160
3000
Yeni IKEA'nın tam karşısındaki gibi bir alışveriş merkezini bekliyor.
03:35
I was very fond of this space
59
215160
3000
Bu mekana çok düşkündüm
03:38
because it's the first massive industrial complex I found on my own
60
218160
4000
çünkü kendi başıma bulduğum ilk terk edilmiş,
03:42
that is abandoned.
61
222160
2000
büyük endüstriyel yerdi.
03:44
When I first went in, I was scared,
62
224160
3000
İçeriye ilk girdiğimde, korkmuştum
03:47
because I heard dogs barking and I thought they were guard dogs.
63
227160
3000
çünkü köpeklerin havlamasını duydum ve onların bekçinin köpekleri olduklarını sandım.
03:50
But they happened to be wild dogs living there,
64
230160
3000
Ama onlar sadece orada yaşayan köpeklermiş
03:53
and it was right by the water,
65
233160
2000
ve tam suyun yanındaydı,
03:55
so there were swans and ducks swimming around
66
235160
3000
dolayısıyla etrafta yüzen kuğular ve ördekler vardı
03:58
and trees growing everywhere
67
238160
2000
ve her yerde büyüyen ağaçlar
04:00
and bees nesting in the sugar barrels.
68
240160
2000
ve şeker varillerine yerleşmiş arılar.
04:02
The nature had really reclaimed the whole complex.
69
242160
3000
Doğa bütün mekanı tamamengeri almıştı.
04:05
And, in a way, I wanted the human figure in the picture
70
245160
3000
Ve bir bakımı, resmin içinde bir insan figürünün o doğanın
04:08
to become a part of that nature.
71
248160
2000
bir parçası olmasını istedim,
04:13
When I got comfortable in the space,
72
253160
2000
Ortama alıştığımda
04:15
it also felt like a big playground.
73
255160
2000
sanki büyük bir oyun bahçesi gibi geldi,
04:17
I would climb up the tanks and hop across exposed beams
74
257160
3000
Tankerlerin üstünde zıpladım ve meydana çıkmış kirişlerin üstünde seke seke yürüdüm.
04:20
as if I went back in time and became a child again.
75
260160
3000
Sanki zamanda geri gitmişimde ve tekrar çocuk olmuşum gibi.
04:25
This was taken in the old Croton Aqueduct,
76
265160
4000
Eski Croton Aqueduct'ta çekilmişti.
04:29
which supplied fresh water to New York City for the first time.
77
269160
4000
New York City'ye temiz su veren ilk yerdi.
04:33
The construction began in 1837.
78
273160
3000
İnşaat 1837'de başladı.
04:36
It lasted about five years.
79
276160
2000
Yaklaşık beş yıl sürdü,
04:38
It got abandoned when the new Croton Aqueducts opened in 1890.
80
278160
6000
1890'da yeni Croton Aqueducts açılınca terk edildi.
04:44
When you go into spaces like this,
81
284160
2000
Böyle yerlere girince,
04:46
you're directly accessing the past,
82
286160
3000
direk olarak geçmişe ulaşıyorsunuz
04:49
because they sit untouched for decades.
83
289160
3000
çünkü on yıllarca enlememiş bir şekilde duruyorlar.
04:52
I love feeling the aura of a space that has so much history.
84
292160
5000
Çok fazla geçmişi olan bir yerin yarattığı aura hissine bayılıyorum.
04:57
Instead of looking at reproductions of it at home,
85
297160
3000
Evdeki taklitlere bakmak yerine
05:00
you're actually feeling the hand-laid bricks
86
300160
3000
aslında elle yerleştirilmiş tuğlaları hissediyorsunuz
05:03
and shimmying up and down narrow cracks
87
303160
3000
ve dar çatlaklar arasında aşağı ve yukarı yalpalanıyorsunuz
05:06
and getting wet and muddy
88
306160
3000
ve ıslanıyor ve çamulanıyorsunuz
05:09
and walking in a dark tunnel with a flashlight.
89
309160
3000
ve karanlık bir tünelde el lambasıyla yürüyorsunuz.
05:13
This is a tunnel underneath Riverside Park.
90
313160
4000
Riverside Park'ının altındaki bir tüneldir bu.
05:17
It was built in the 1930s by Robert Moses.
91
317160
3000
1930'larda, Robert Moses tarafından inşa edilmişti.
05:20
The murals were done by a graffiti artist
92
320160
3000
Duvardaki resimler bir graffitici artist tarafından
05:23
to commemorate the hundreds of homeless people
93
323160
3000
yüzlerce evsiz insanları anmak için yapılmıştı.
05:26
that got relocated from the tunnel in 1991
94
326160
3000
1991'de tünel yeniden trenler için açıldığında,
05:29
when the tunnel reopened for trains.
95
329160
3000
yeniden yerleştirilmişti.
05:32
Walking in this tunnel is very peaceful.
96
332160
2000
Bu tünelin içinde yürümek barış dolu.
05:34
There's nobody around you,
97
334160
3000
Etrafınızda kimse yok
05:37
and you hear the kids playing in the park above you,
98
337160
3000
ve sizin üstünüzdeki parkta çocukların oynadığını duyuyorsunuz,
05:40
completely unaware of what's underneath.
99
340160
3000
Aşağıda ne olduğundan tamamen habersiz.
05:43
When I was going out a lot to these places,
100
343160
3000
Böyle yerlere giderken
05:46
I was feeling a lot of anxiety and isolation
101
346160
3000
kaygı ve yalnızlık hissediyorum
05:49
because I was in a solitary phase in my life,
102
349160
3000
çünkü hayatımda tek başıma olduğum bir dönemdeydim
05:52
and I decided to title my series "Naked City Spleen,"
103
352160
5000
ve serimin adını 'Çığlak Şehir Dalağı' adını vermeye karar verdim.
05:57
which references Charles Baudelaire.
104
357160
3000
Charles Baudelaire'i referans ediyor.
06:00
"Naked City" is a nickname for New York,
105
360160
3000
"Çıplak Şehir" New York için bir lakap
06:03
and "Spleen" embodies the melancholia and inertia
106
363160
3000
ve "Dalak" kentsel bir çevredeki yabancılaşma duygusundan
06:06
that come from feeling alienated in an urban environment.
107
366160
4000
gelen melankoli ve ataleti somutlaştırıyor.
06:12
This is the same tunnel.
108
372160
3000
Bu aynı tünel.
06:15
You see the sunbeams coming from the ventilation ducts
109
375160
3000
Güneş ışınlarının havalandırma kanallarından geldiğini görüyorsunuz
06:18
and the train approaching.
110
378160
2000
ve yaklaşan treni.
06:23
This is a tunnel that's abandoned in Hell's Kitchen.
111
383160
4000
"Hell's Kitchen"ın içinde terk edilmiş bir tüneldir bu.
06:27
I was there alone, setting up,
112
387160
3000
Orada yalnızdım, kuruyordum,
06:30
and a homeless man approached.
113
390160
3000
ve evsiz bir adam yaklaştı.
06:33
I was basically intruding in his living space.
114
393160
3000
Açıkça onun yaşam alanına izinsiz girmiştim.
06:36
I was really frightened at first,
115
396160
3000
İlk başta ödüm patlamıştı,
06:39
but I calmly explained to him that I was working on an art project
116
399160
3000
ama sakince ona bir resim projesi üstünde çalıştığımı açıkladım
06:42
and he didn't seem to mind
117
402160
2000
ve umursamaz gibi göründü
06:44
and so I went ahead and put my camera on self-timer
118
404160
3000
ve ben de böylece devam ettim ve kameramın zamanlayıcısını kurdum
06:47
and ran back and forth.
119
407160
2000
ve ileri geri koştum.
06:49
And when I was done, he actually offered me his shirt
120
409160
3000
Ve işim bittiğinde bana tişörtünü sundu
06:52
to wipe off my feet
121
412160
2000
ayaklarımı silmek için
06:54
and kindly walked me out.
122
414160
2000
ve nazikçe beni dışarı çıkarttı.
06:56
It must have been a very unusual day for him.
123
416160
3000
Onun için çok olağandışı bir gün olmuş olmalıydı.
06:59
(Laughter)
124
419160
3000
(Kahkahalar)
07:05
One thing that struck me, after this incident,
125
425160
3000
Beni şaşırtan bir şey, bu olaydan sonra,
07:08
was that a space like that holds so many deleted memories of the city.
126
428160
5000
böyle bir alanın şehrin bir çok silinmiş hatırasını saklıyor olması.
07:13
That homeless man, to me, really represented
127
433160
3000
O evsiz adam bana şehrin bilinçaltındaki
07:16
an element of the unconscious of the city.
128
436160
5000
bir unsurunu ifade etti.
07:21
He told me that he was abused above ground
129
441160
3000
Bana kendisinin yer üstünde suistimal edildiğini söyledi
07:24
and was once in Riker's Island,
130
444160
3000
ve bir keresinde "Riker's Island"da bulunduğunu
07:27
and at last he found peace and quiet in that space.
131
447160
4000
ve sonunda o mekanda barış ve huzur bulduğunu.
07:31
The tunnel was once built for the prosperity of the city,
132
451160
5000
Tünel bir zamanlar şehrin refahı için inşaa edilmişti
07:36
but is now a sanctuary for outcasts,
133
456160
4000
ama şimdi toplumdan dışlanmış insanlar için bir sığınak.
07:40
who are completely forgotten in the average urban dweller's everyday life.
134
460160
6000
Sıradan kent sakinlerinin günlük hayatta tamamen unuttuğu insanlar.
07:49
This is underneath my alma mater, Columbia University.
135
469160
3000
Bu benim mezun olduğum okul, Columbia University'nin altında.
07:52
The tunnels are famous for having been used
136
472160
3000
Tüneller Manhattan Proje'sinin gelişiminde
07:55
during the development of the Manhattan Project.
137
475160
3000
kullanılmış oldukları için ünlüler.
08:01
This particular tunnel is interesting
138
481160
2000
Özellikle bu tünel enteresan
08:03
because it shows the original foundations of Bloomingdale Insane Asylum,
139
483160
4000
çünkü "Bloomingdale Insane Asylum"un ilk kuruluşunu gösteriyor.
08:07
which was demolished in 1890
140
487160
2000
1890 da yıkılmıştı;
08:09
when Columbia moved in.
141
489160
2000
Columbia taşındığında.
08:14
This is the New York City Farm Colony,
142
494160
3000
Bu New York City Çiftlik Kolonisidir.
08:17
which was a poorhouse in Staten Island
143
497160
3000
"Staten Island"da 1890'dan 1930'a kadar
08:20
from the 1890s to the 1930s.
144
500160
3000
olan bir yoksullar evidir.
08:26
Most of my photos are set in places
145
506160
3000
Fotoğraflarımın bir çoğu yıllarca terk edilmiş
08:29
that have been abandoned for decades,
146
509160
2000
yerlere aittir
08:31
but this is an exception.
147
511160
3000
ama bu bir istisna.
08:34
This children's hospital was closed in 1997;
148
514160
3000
Çocuk hastanesi 1997'de kapatılmıştı;
08:37
it's located in Newark.
149
517160
3000
Newark bulunuyor.
08:40
When I was there three years ago,
150
520160
3000
Ben 3 yıl önce oradayken
08:43
the windows were broken and the walls were peeling,
151
523160
2000
camlar kırıktı ve duvarlar dökülüyordu
08:45
but everything was left there as it was.
152
525160
2000
ama herşey olduğu gibi bırakılmıştı.
08:47
You see the autopsy table, morgue trays, x-ray machines
153
527160
3000
Otopsi masasını, morg tepsilerini ve X-ray makinelerini görebiliyorsunuz
08:50
and even used utensils,
154
530160
2000
ve hatta otopsi masasındaki
08:52
which you see on the autopsy table.
155
532160
3000
kullanılmış aletleri görebiliyorsunuz.
08:56
After exploring recently-abandoned buildings,
156
536160
4000
Yakın zamanda terk edilmiş yapıları inceledikten sonra
09:00
I felt that everything could fall into ruins very fast:
157
540160
3000
herşey harabe haline çok hızlı bir şekilde dönüşebileceğini hissettim:
09:03
your home, your office, a shopping mall, a church --
158
543160
4000
eviniz, ofisiniz, alışveriş merkezi, kilise...
09:07
any man-made structures around you.
159
547160
4000
etrafınızdaki herhangi insan yapımı olan yapılar.
09:11
I was reminded of how fragile our sense of security is
160
551160
7000
Bizim güvenlik anlayışımızın ne kadar kırılgan olduğunu hatırladım
09:18
and how vulnerable people truly are.
161
558160
3000
ve insanların aslında ne kadar savunmasız olduğunu.
09:21
I love to travel,
162
561160
3000
Gezmeyi çok seviyorum,
09:24
and Berlin has become one of my favorite cities.
163
564160
3000
ve Berlin benim favori şehirlerimden birisi haline gelmiştir.
09:27
It's full of history,
164
567160
2000
Geçmişle dolu,
09:29
and also full of underground bunkers
165
569160
3000
ve yeraltı sığınaklarıyla da dolu
09:32
and ruins from the war.
166
572160
2000
ve savaş harabeleriyle.
09:34
This was taken under a homeless asylum
167
574160
3000
Bu, 1885'te 1,100 kişiyi barındırmak için
09:37
built in 1885 to house 1,100 people.
168
577160
4000
inşa edilmiş bir evsiz sığınağının altında çekildi.
09:41
I saw the structure while I was on the train,
169
581160
3000
Yapıyı trendeyken gördüm
09:44
and I got off at the next station and met people there
170
584160
3000
ve bir sonraki durakta indim ve oradaki insanlarla tanıştım.
09:47
that gave me access to their catacomb-like basement,
171
587160
3000
Bu insanlar bana kendilerinin yeraltı mezarlığına benzeyen bodrum katına ulaşmamı sağladı.
09:50
which was used for ammunition storage during the war
172
590160
4000
Burası savaş zamanında cephane deposu olarak kullanılmıştı
09:54
and also, at some point, to hide groups of Jewish refugees.
173
594160
4000
ve ayrıca bir noktada Yahudi mültecilerini saklamak için.
09:59
This is the actual catacombs in Paris.
174
599160
3000
Bu Paris'teki asıl katakomplardır.
10:02
I explored there extensively
175
602160
4000
Orayı geniş olarak inceledim
10:06
in the off-limits areas
176
606160
2000
yasak alanların içinde
10:08
and fell in love right away.
177
608160
2000
ve hemen aşık oldum.
10:10
There are more than 185 miles of tunnels,
178
610160
3000
185 milden fazla tünel var
10:13
and only about a mile is open to the public as a museum.
179
613160
4000
ve sadece yaklaşık olarak bir mili halka müze olarak açık.
10:19
The first tunnels date back to 60 B.C.
180
619160
3000
İlk tüneller 60 B.C'ye kadar geriye gidiyor.
10:22
They were consistently dug as limestone quarries
181
622160
4000
Sürekli olarak kireç taşı ocakları olarak kazılmışlardı
10:26
and by the 18th century,
182
626160
3000
ve 18 inci yüzyılda
10:29
the caving-in of some of these quarries posed safety threats,
183
629160
3000
bazı ocakların çökmesi güvenlik tehlikesi yarattı
10:32
so the government ordered reinforcing of the existing quarries
184
632160
5000
ve bu yüzden hükümet mevcut olan ocakların sağlamlaştırılmasını emretti
10:37
and dug new observation tunnels
185
637160
3000
ve ortamı gözlemek ve haritasını yapmak
10:40
in order to monitor and map the whole place.
186
640160
3000
için yeni gözleme tünelleri kazılmasını.
10:43
As you can see, the system is very complex and vast.
187
643160
3000
Gördüğünüz gibi, bütün sistem çok karmaşık ve uçsuz bucaksızdı.
10:46
It's very dangerous to get lost in there.
188
646160
4000
Orada kaybolmak çok tehlikeli.
10:50
And at the same time,
189
650160
2000
Ve aynı zamanda,
10:52
there was a problem in the city with overflowing cemeteries.
190
652160
4000
şehirde dolup taşan mezarlıklarla ilgili bir problem vardı.
10:56
So the bones were moved from the cemeteries into the quarries,
191
656160
5000
Böylece kemikler mezarlıklardan taşınmış ve ocakların içine konmuştu
11:01
making them into the catacombs.
192
661160
3000
ve onları katakomplara çevirmişti.
11:06
The remains of over six million people are housed in there,
193
666160
4000
Altı milyondan fazla insanın kalıntıları oraya yerleştirilmiştir;
11:10
some over 1,300 years old.
194
670160
3000
bazıları 1300 yıldan eski.
11:13
This was taken under the Montparnasse Cemetery
195
673160
4000
Bu Montparnasse Mezarlığının altında çekildi.
11:17
where most of the ossuaries are located.
196
677160
3000
Birçok ölü kemiklerin koyulduğu yer.
11:21
There are also phone cables that were used in the '50s
197
681160
5000
50'lerde kullanılan telefon kabloları
11:26
and many bunkers from the World War II era.
198
686160
3000
ve İkinci Dünya Savaşı zamanından kalan birçok sığınak da var.
11:29
This is a German bunker.
199
689160
3000
Bu bir Alman sığınağı.
11:32
Nearby there's a French bunker,
200
692160
3000
Yakınında bir Fransız sığınağı var,
11:35
and the whole tunnel system is so complex
201
695160
3000
ve bütün tünel sistemi o kadar karmaşık ki
11:38
that the two parties never met.
202
698160
3000
iki taraf hiçbir zaman bir araya gelmiyor.
11:41
The tunnels are famous for having been used by the Resistance,
203
701160
3000
Tüneller "Direnç" tarafından kullanıldığı için ünlüler.
11:44
which Victor Hugo wrote about in "Les Miserables."
204
704160
3000
Victor Hugo'nun "Les Miserables"de bahsettiği tünellerdir.
11:47
And I saw a lot of graffiti from the 1800s, like this one.
205
707160
5000
Ve bunun gibi birçok 1800'lerden kalan duvar yazısı gördüm.
11:56
After exploring the underground of Paris,
206
716160
3000
Paris'in yeraltını keşfettikten sonra
11:59
I decided to climb up,
207
719160
3000
yukarı tırmanmaya karar verdim
12:02
and I climbed a Gothic monument
208
722160
3000
ve Paris'in tam ortasında olan
12:05
that's right in the middle of Paris.
209
725160
3000
Gotik bir anıta tırmandım.
12:11
This is the Tower of Saint Jacques.
210
731160
4000
Bu "Saint Jacques" Kulesidir.
12:15
It was built in the early 1500s.
211
735160
3000
1500'lerin başlarında inşa edildi.
12:20
I don't recommend sitting on a gargoyle in the middle of January, naked.
212
740160
4000
Ocak'ın ortasında, çıplak olarak, yaratık şeklindeki bir heykelciğin üstünde oturulmasını tavsiye etmiyorum.
12:24
It was not very comfortable. (Laughter)
213
744160
4000
Çok rahat değildi.
12:28
And all this time,
214
748160
2000
Ve bütün bu zaman,
12:30
I never saw a single rat in any of these places,
215
750160
3000
bu yerlerin hiçbirinde bir tane bile fare görmedim
12:33
until recently, when I was in the London sewers.
216
753160
4000
geçenlerde Londra lağımlarında bulununcaya kadar.
12:37
This was probably the toughest place to explore.
217
757160
3000
Burası muhtemelen keşfetmesi en zor olan yerdi.
12:40
I had to wear a gas mask because of the toxic fumes --
218
760160
3000
Zehirli dumanlar yüzünden gaz maskesi takmak zorunda kaldım.
12:43
I guess, except for in this picture.
219
763160
3000
Tahminimce bu resim haricinde.
12:46
And when the tides of waste matter come in
220
766160
3000
Ve atık madde akıntıları içeri girdiğinde
12:49
it sounds as if a whole storm is approaching you.
221
769160
3000
sanki bir fıtına size yaklaşıyormuş gibi ses çıkıyordu.
12:55
This is a still from a film I worked on recently, called "Blind Door."
222
775160
3000
Geçenlerde üzerinde uğraştığım "Blind Door" adlı bir filmden bir sahne.
12:59
I've become more interested in capturing movement and texture.
223
779160
5000
Haraket ve doku yakalamaya merak sardım.
13:05
And the 16mm black-and-white film gave a different feel to it.
224
785160
4000
Ve 16mm'lık siyah ve beyaz film başka bir his yarattı ona.
13:15
And this is the first theater project I worked on.
225
795160
4000
Ve bu benim üstünde uğraştığım ilk tiyatro projesi.
13:19
I adapted and produced "A Dream Play" by August Strindberg.
226
799160
5000
August Strindberg'ün "A Dream Play"ini uyarladım ve sahneledim
13:24
It was performed last September one time only
227
804160
3000
ve geçen Eylül ayında bir kereliğine canlandırıldı
13:27
in the Atlantic Avenue tunnel in Brooklyn,
228
807160
3000
Brooklyn'deki Atlantik Bulvar'ında.
13:30
which is considered to be the oldest underground train tunnel in the world,
229
810160
5000
1844'te yapılmıştır ve en eski yeraltı tren tüneli olarak kabul
13:35
built in 1844.
230
815160
3000
ediliyor.
13:38
I've been leaning towards more collaborative projects like these, lately.
231
818160
6000
Son zamanlarda bunlar gibi daha işbirlikçi projelere doğru eğiliyorum.
13:44
But whenever I get a chance I still work on my series.
232
824160
4000
Ama ne zaman şansım olsa hala serilerim üzerinde uğraşıyorum.
13:48
The last place I visited
233
828160
3000
En son ziyaret ettiğim yer
13:51
was the Mayan ruins of Copan, Honduras.
234
831160
3000
Mayalı harabeleri olan Copani Honduras'tı.
13:54
This was taken inside an archaeological tunnel in the main temple.
235
834160
5000
Ana tapınağın içindeki arkeolojik tünelin içinde çekilmişti.
13:59
I like doing more than just exploring these spaces.
236
839160
4000
Bu alanları keşfetmekten fazlasını yapmaktan hoşlanıyorum.
14:05
I feel an obligation to animate and humanize these spaces continually
237
845160
6000
Sonsuza kadar kaybolmadan önce sürekli olarak bu yerleri canlandırmak ve insancıllaştırmak için
14:11
in order to preserve their memories in a creative way --
238
851160
5000
kendimi zorunlu hissediyorum ki bu yerlerin hatıraları yaratıcı bir şekilde
14:16
before they're lost forever.
239
856160
3000
muhafaza edilsin.
14:19
Thank you.
240
859160
2000
Teşekkür ederim.

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7