Benjamin Barber: Why mayors should rule the world

Benjamin Barber: Neden belediye başkanları dünyayı yönetmeli

167,604 views

2013-09-20 ・ TED


New videos

Benjamin Barber: Why mayors should rule the world

Benjamin Barber: Neden belediye başkanları dünyayı yönetmeli

167,604 views ・ 2013-09-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Altan Sebüktekin Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
Democracy is in trouble, no question about that,
0
12637
3503
Demokrasinin başı dertte, bunda şüphe yok
00:16
and it comes in part from a deep dilemma
1
16140
3242
ve bu kısmen, kendinin de bir parçası olduğu
00:19
in which it is embedded.
2
19398
2672
derin bir ikilemin sonucu.
00:22
It's increasingly irrelevant to the kinds of decisions
3
22070
3747
Giderek karşılaştığımız sorunlarla ilişkisini yitiriyor.
00:25
we face that have to do with global pandemics,
4
25817
3525
Örneğin, Küresel salgın hastalıklarla,
00:29
a cross-border problem;
5
29342
2109
sınırlar ötesi bir problem;
00:31
with HIV, a transnational problem;
6
31451
3423
HIV ile, uluslar ötesi bir problem;
00:34
with markets and immigration,
7
34874
2075
piyasalar ve göç ile,
00:36
something that goes beyond national borders;
8
36949
2554
ulusal sınırların ötesine giden bir şey;
00:39
with terrorism, with war,
9
39503
2273
terörizmle ve savaşla,
00:41
all now cross-border problems.
10
41776
2647
artık hepsi sınırların ötesinde problemler.
00:44
In fact, we live in a 21st-century world
11
44423
3755
Gerçek şu ki, 21. yüzyılın
00:48
of interdependence,
12
48178
2205
karşılıklı bağımlı dünyasında,
00:50
and brutal interdependent problems,
13
50383
3523
karşılıklı bağımlı çok ciddi problemler yaşıyoruz.
00:53
and when we look for solutions in politics and in democracy,
14
53906
5644
Ve çözümleri politika ve demokraside aradığımızda
00:59
we are faced with political institutions
15
59550
3188
400 yıl önce tasarlanmış politik
01:02
designed 400 years ago,
16
62738
3453
kurumlarla yüz yüze bırakılıyoruz.
01:06
autonomous, sovereign nation-states
17
66191
4478
Bunlar, herbiri kendi halkının problemlerini
01:10
with jurisdictions and territories
18
70669
2562
çözebileceğini iddia eden,
01:13
separate from one another,
19
73231
1759
birbirinden farklı yetki alanları ve
01:14
each claiming to be able to solve the problem
20
74990
2933
bölgelerden oluşan
01:17
of its own people.
21
77923
2073
özerk, bağımsız ulus devletler.
01:19
Twenty-first-century, transnational world
22
79996
3296
21. yüzyıl, problem ve zorlukların
01:23
of problems and challenges,
23
83292
1742
uluslar ötesi dünyası,
01:25
17th-century world of political institutions.
24
85034
3976
politik kurumların 17. yüzyıl dünyası.
01:29
In that dilemma lies the central problem of democracy.
25
89010
6380
Demokrasinin merkezindeki problem
işte bu ikilemde yatıyor.
Diğer birçok insan gibi, ben de bu konuda,
01:35
And like many others, I've been thinking about
26
95390
1846
01:37
what can one do about this, this asymmetry
27
97236
3468
bu 21. yüzyıl zorlukları ve
01:40
between 21st-century challenges
28
100704
1993
ulus-devletler gibi eskimiş ve gitgide
01:42
and archaic and increasingly dysfunctional
29
102697
4055
işlevini yitiren politik kurumların
arasındaki bu uyumsuzluk ile ilgili
01:46
political institutions like nation-states.
30
106752
3499
ne yapabileceğimizi düşünmekteyim.
01:50
And my suggestion is
31
110251
1704
Benim önerim,
01:51
that we change the subject,
32
111955
3621
konuyu değiştirmemiz.
01:55
that we stop talking about nations,
33
115576
4112
Uluslardan, sınırları belli ülkelerden
01:59
about bordered states,
34
119688
1416
bahsetmeyi bırakıp,
02:01
and we start talking about cities.
35
121104
3967
şehirler hakkında konuşmak.
02:05
Because I think you will find, when we talk about cities,
36
125071
3358
Çünkü bence, şehirlerden bahsettiğimizde
02:08
we are talking about the political institutions
37
128429
4057
medeniyeti ve kültürü dünyaya getiren
02:12
in which civilization and culture were born.
38
132486
2821
politik kurumlardan bahsediyor oluyoruz.
02:15
We are talking about the cradle of democracy.
39
135307
3165
Demokrasinin beşiğinden bahsediyoruz.
02:18
We are talking about the venues in which
40
138472
2558
Demokrasi yaratmak için,
02:21
those public spaces where we come together
41
141030
3213
aynı zamanda özgürlüğümüzü bizden almak isteyenleri protesto etmek için
02:24
to create democracy, and at the same time
42
144243
4067
biraraya geldiğimiz toplumsal alanları barındıran
02:28
protest those who would take our freedom, take place.
43
148310
4963
buluşma yerlerinden bahsediyoruz.
02:33
Think of some great names:
44
153273
2634
Bazı meşhur isimleri düşünelim;
02:35
the Place de la Bastille,
45
155907
2693
Bastille Meydanı
02:38
Zuccotti Park,
46
158600
1967
Zuccotti Parkı,
02:40
Tahrir Square,
47
160567
2166
Tahrir Meydanı,
02:42
Taksim Square in today's headlines in Istanbul,
48
162733
4306
bugünün manşetlerindeki İstanbul'daki Taksim Meydanı
02:47
or, yes,
49
167039
2360
veya, evet,
02:49
Tiananmen Square in Beijing.
50
169399
2792
Pekin'deki Tiananmen Meydanı.
02:52
(Applause)
51
172191
1706
(Alkışlar)
02:53
Those are the public spaces
52
173897
2926
Buralar, kendimizi yurttaş olarak,
02:56
where we announce ourselves as citizens,
53
176823
3365
katılımcı ve kendi hikayesini yazma
03:00
as participants, as people with the right
54
180188
3446
hakkı olan insanlar olarak
03:03
to write our own narratives.
55
183634
4275
açığa çıkarttığımız yerlerdir.
03:07
Cities are not only the oldest of institutions,
56
187909
2678
Şehirler sadece en eski kurumlar değil,
03:10
they're the most enduring.
57
190587
1968
aynı zamanda en dayanıklı olanlardır.
03:12
If you think about it,
58
192555
2172
Düşünecek olursanız;
03:14
Constantinople, Istanbul, much older than Turkey.
59
194727
3969
Konstantinapolis yani İstanbul
Turkiye'den çok daha eskidir.
03:18
Alexandria, much older than Egypt.
60
198696
3110
İskenderiye, Mısır'dan çok daha eskidir.
03:21
Rome, far older than Italy.
61
201806
3950
Roma, İtalya'dan çok daha eskidir.
03:25
Cities endure the ages.
62
205756
3608
Şehirler çağlarca yaşarlar.
03:29
They are the places where we are born,
63
209364
4783
Buralar; doğduğumuz, büyüdüğümüz,
03:34
grow up, are educated, work, marry,
64
214147
4336
eğitim görüp çalıştığımız, evlendiğimiz
03:38
pray, play, get old, and in time, die.
65
218483
4859
ibadet ettiğimiz, oynadığımız ve zamanla
yaşlanıp öldüğümüz yerlerdir.
03:43
They are home.
66
223342
2128
Evimizdir buralar.
03:45
Very different than nation-states,
67
225470
2056
Soyut bir kavram olan ulus devletlerden çok farklıdırlar.
03:47
which are abstractions.
68
227526
1341
03:48
We pay taxes, we vote occasionally,
69
228867
4122
Vergi ödediğimiz, zaman zaman oy verdiğimiz,
03:52
we watch the men and women we choose rule
70
232989
3375
seçtiğimiz insanların neredeyse biz olmadan
03:56
rule more or less without us.
71
236364
3224
yaptıklarını izlediğimiz.
03:59
Not so in those homes known as our towns
72
239588
4308
Şehirler ve mahalleler diyebildiğimiz
evlerimizde ise böyle değildir.
04:03
and cities where we live.
73
243896
1799
04:05
Moreover, today, more than half of the world's population
74
245695
5049
Dahası, bugün dünya nüfusunun
yarısından çoğu şehirlerde yaşıyor.
04:10
live in cities.
75
250744
2007
04:12
In the developed world, it's about 78 percent.
76
252751
3972
Dünyanın gelişmiş yerlerinde
bu oran yüzde 78.
04:16
More than three out of four people
77
256723
1995
Her dört insandan üçü ve daha fazlası
04:18
live in urban institutions, urban places,
78
258718
4040
kentsel alanlarda ve tesislerde,
04:22
in cities today.
79
262758
1608
şehirlerde yaşıyor.
04:24
So cities are where the action is.
80
264366
2776
Yani hareketin olduğu yer şehirler.
04:27
Cities are us. Aristotle said in the ancient world,
81
267142
3116
Şehirler biziz.
Aristo eski dünyada demişti ki,
04:30
man is a political animal.
82
270258
3581
"İnsan, politik bir havandır".
04:33
I say we are an urban animal.
83
273839
3027
Ben diyorum ki, "Biz kentsel hayvanlarız."
04:36
We are an urban species, at home in our cities.
84
276866
4865
Şehirlerdeki evlerinde kentsel bir türüz.
04:41
So to come back to the dilemma,
85
281731
2152
Peki, ikileme geri dönecek olursak.
04:43
if the dilemma is we have old-fashioned
86
283883
2518
İkilemimiz, iklim değişikliği gibi
04:46
political nation-states unable to govern the world,
87
286401
3784
küresel zorluklar karşısında
dünyayı yönetemeyecek kadar eski moda,
04:50
respond to the global challenges that we face
88
290185
3014
politik ulus devletlerimiz olması ise;
04:53
like climate change,
89
293199
2160
04:55
then maybe it's time for mayors to rule the world,
90
295359
6042
Belki de belediye başkanlarının
dünyayı yönetme zamanıdır.
05:01
for mayors and the citizens and the peoples they represent
91
301401
3209
Onların ve temsil ettikleri insanların,
05:04
to engage in global governance.
92
304610
5885
yurttaşların küresel yönetimde
yer alma zamanıdır.
05:10
When I say if mayors ruled the world,
93
310495
1831
Belediye başkanları dünyayı yönetseydi dediğimde,
05:12
when I first came up with that phrase,
94
312326
2268
bu söz ilk defa aklıma geldiğinde,
05:14
it occurred to me that actually, they already do.
95
314594
3906
fark ettim ki, aslında bunu yapıyorlar.
05:18
There are scores of international, inter-city,
96
318500
4798
Uluslararası, şehirler arası,
sınır ötesi kuluşlar ve şehir gruplarının
05:23
cross-border institutions, networks of cities
97
323298
4262
05:27
in which cities are already, quite quietly,
98
327560
3045
beraber çalışarak, iklim değişikliği,
05:30
below the horizon, working together
99
330605
2827
05:33
to deal with climate change, to deal with security,
100
333432
2697
güvenlik, göçmelik gibi
05:36
to deal with immigration,
101
336129
1388
05:37
to deal with all of those tough,
102
337517
1659
karşıklılı bağımlı olduğumuz problemlerle
05:39
interdependent problems that we face.
103
339176
2806
ilgilendikleri durumlar var.
05:41
They have strange names:
104
341982
3456
Tuhaf isimleri var:
05:45
UCLG,
105
345438
3370
UCLG,
05:48
United Cities and Local Governments;
106
348808
4626
Birleşmiş Şehirler ve Yerel Hükümetler,
05:53
ICLEI,
107
353434
1800
ICLEI,
05:55
the International Council for Local Environmental Issues.
108
355234
5516
Yerel Çevre Sorunları için Uluslararası Konsey,
06:00
And the list goes on:
109
360750
1210
Ve liste böyle uzuyor: 'Citynet', Asya'da;
06:01
Citynet in Asia; City Protocol, a new organization
110
361960
3547
'City Protocol',
ülkeler arasında en iyi uygulamaları
06:05
out of Barcelona that is using the web
111
365507
3485
paylaşmak için interneti kullanan
06:08
to share best practices among countries.
112
368992
3077
Barselona'dan yeni bir organizasyon.
Sonra daha iyi bildiğimiz diğerleri,
06:12
And then all the things we know a little better,
113
372069
1416
06:13
the U.S. Conference of Mayors,
114
373485
1291
Birleşik Devletler Belediye Başkanları Konferansı,
06:14
the Mexican Conference of Mayors,
115
374776
2036
Meksikalı Belediye Başkanları Konferansı,
06:16
the European Conference of Mayors.
116
376812
3566
Avrupalı Belediye Başkanları Konferansı,
06:20
Mayors are where this is happening.
117
380378
4983
Bunların olduğu yerler belediyeler.
06:25
And so the question is,
118
385361
2529
Öyleyse soru şu,
06:27
how can we create a world
119
387890
1754
Nasıl yurttaşların ve belediyelerin
06:29
in which mayors and the citizens they represent
120
389644
3615
daha önemli roller aldıkları
06:33
play a more prominent role?
121
393259
2466
bir dünya yaratabiliriz?
06:35
Well, to understand that,
122
395725
2950
Bunu anlamak için,
06:38
we need to understand why cities are special,
123
398675
3798
şehirlerin neden özel olduklarını anlamalıyız.
06:42
why mayors are so different
124
402473
1895
Neden belediye başkanları,
başbakan ve başkanlardan farklıdırlar?
06:44
than prime ministers and presidents,
125
404368
1488
06:45
because my premise is that a mayor and a prime minister
126
405856
4348
Çünkü, bir başbakan ve belediye başkanı
06:50
are at the opposite ends of a political spectrum.
127
410204
4279
politik tayfın iki farklı ucundadır.
06:54
To be a prime minister or a president,
128
414483
2408
Bir başkan yada başbakan olmak için
06:56
you have to have an ideology,
129
416891
2159
bir idelojiniz olmalıdır,
06:59
you have to have a meta-narrative,
130
419050
2062
bir üst anlatınız olmalıdır,
07:01
you have to have a theory of how things work,
131
421112
2522
eşyanın doğasıyla ilgili bir fikriniz olmalı,
07:03
you have to belong to a party.
132
423634
2035
bir partiye mensup olmalısınız.
07:05
Independents, on the whole,
133
425669
1557
Genele bakarsak, bağımsızlar seçilmezler.
07:07
don't get elected to office.
134
427226
1750
07:08
But mayors are just the opposite.
135
428976
2233
Fakat Belediye Başkanları tam tersidirler.
07:11
Mayors are pragmatists, they're problem-solvers.
136
431209
4449
Belediyeler uygulamacıdır,
problem çözerler.
07:15
Their job is to get things done, and if they don't,
137
435658
1963
İşleri yoluna koymalıdırlar,
07:17
they're out of a job.
138
437621
2719
yoksa işlerinden olurlar.
07:20
Mayor Nutter of Philadelphia said,
139
440340
2738
Philedelphia Belediye Başkanı Nutter demişti ki,
07:23
we could never get away here in Philadelphia
140
443078
3582
"Washington'da olanlar devam ettikçe,
07:26
with the stuff that goes on in Washington,
141
446660
2310
asla işin içinden çıkamayacağız."
07:28
the paralysis, the non-action, the inaction.
142
448970
5015
Bu felç, bu atalet, bu eylemsizlik...
07:33
Why? Because potholes have to get filled,
143
453985
4459
Neden? Çünkü çukurların doldurulması gerek,
07:38
because the trains have to run,
144
458444
1899
çünkü trenler yola devam etmeli,
07:40
because kids have to be able to get to school.
145
460343
2949
çünkü çocuklar okula gidebilmeli,
07:43
And that's what we have to do,
146
463292
1296
Bunu yapmalıyız,
07:44
and to do that is about pragmatism
147
464588
2939
ve bunu yapmak derin Amerikalı algısında
07:47
in that deep, American sense,
148
467527
1972
sonuç veren uygulamacılıktır.
07:49
reaching outcomes.
149
469499
1930
07:51
Washington, Beijing, Paris, as world capitals,
150
471429
6109
Washington, Pekin, Paris,
dünya başkentleri olarak, hiçbir şey değillerse bile uygulamacıdırlar.
07:57
are anything but pragmatic,
151
477538
3312
08:00
but real city mayors have to be pragmatists.
152
480850
2919
Fakat gerçek belediye başkanları uygulamacı olmak zorundadır.
08:03
They have to get things done,
153
483769
1724
İşleri yoluna koymalılar,
08:05
they have to put ideology and religion and ethnicity aside
154
485493
3397
ideoloji, din ve etnisiteyi bir kenara koymalı ve
08:08
and draw their cities together.
155
488890
2364
şehirlerini birbirlerine yaklaştırmalıdırlar.
08:11
We saw this a couple of decades ago
156
491254
2670
Bunu birkaç onyıl önce şöyle gördük:
08:13
when Teddy Kollek, the great mayor of Jerusalem
157
493924
3075
Kudüsün 80'lerde ve 90'lardaki
harika belediye başkanı Teddy Kollek'in ofisi
08:16
in the '80s and the '90s,
158
496999
2105
08:19
was besieged one day in his office
159
499104
3303
bir gün her türlü sosyal çevreden dini liderler
08:22
by religious leaders from all of the backgrounds,
160
502407
4663
tarafından kuşatılmıştı.
08:27
Christian prelates, rabbis, imams.
161
507070
2835
Hristiyan psikoposlar, hahamlar, imamlar...
08:29
They were arguing with one another
162
509905
1499
Kutsal mekanlara girişlerle ilgili
08:31
about access to the holy sites.
163
511404
2126
birbirleri ile tartışıyorlardı.
08:33
And the squabble went on and on,
164
513530
1779
Hadise büyüdükçe büyüdü,
08:35
and Kollek listened and listened,
165
515309
1842
Kollek dinledi, dinledi ve şöyle dedi,
08:37
and he finally said, "Gentlemen,
166
517151
4302
"Beyler...
08:41
spare me your sermons,
167
521453
2156
Vaazı kesin de lağımlarınızı onarayım."
08:43
and I will fix your sewers."
168
523609
3044
08:46
(Laughter)
169
526653
1021
(gülüşmeler)
08:47
That's what mayors do.
170
527674
2064
Belediye başkanları bunu yapar.
08:49
They fix sewers, they get the trains running.
171
529738
3420
Lağımları onarırlar, trenleri çalıştırırlar.
08:53
There isn't a left or a right way of doing.
172
533158
2548
Bunları yapmanın sağ yada sol bir yolu olmaz.
08:55
Boris Johnson in London calls himself an anarcho-Tory.
173
535706
4477
Lonra'da Boris Johnson, kendine anarşist-muhafazakâr diyor.
09:00
Strange term, but in some ways, he is.
174
540183
1875
Tuhaf bir terim, ama bazı yönlerden öyle birisi.
09:02
He's a libertarian. He's an anarchist.
175
542058
2433
Kendisi liberal ve de anarşist.
09:04
He rides to work on a bike,
176
544491
1489
İşe bisikletle gidiyor,
09:05
but at the same time, he's in some ways a conservative.
177
545980
2847
ama aynı anda, bazı yönlerden muhafazakar.
09:08
Bloomberg in New York was a Democrat,
178
548827
3240
New York'ta Bloomberg demokrattı,
sonra cumhuriyetçi oldu,
09:12
then he was a Republican,
179
552067
818
09:12
and finally he was an Independent, and said
180
552885
1837
en son bağımsız vekil iken
09:14
the party label just gets in the way.
181
554722
2421
"Parti amblemi yoluma çıkıyor" diyordu.
09:17
Luzhkov, 20 years mayor in Moscow,
182
557143
3115
Luzhkov, Moskova'nın 20 yıllık belediye başkanı,
09:20
though he helped found a party, United Party with Putin,
183
560258
3460
Putin'e Birleşik Parti'yi kurmasında yardım etmiş olsa bile,
09:23
in fact refused to be defined by the party
184
563718
3296
aslında parti tarafından tanımlanmayı reddetmişti
09:27
and finally, in fact, lost his job not under Brezhnev,
185
567014
3290
ve sonunda Brejnev değil, Gorbaçov değil,
09:30
not under Gorbachev, but under Putin,
186
570304
2873
daha sadık bir partili isteyen Putin'in altında
09:33
who wanted a more faithful party follower.
187
573177
4153
işini kaybetti.
09:37
So mayors are pragmatists and problem-solvers.
188
577330
4114
Yani, belediye başkanları uygulamacıdır ve problem çözerler.
09:41
They get things done.
189
581444
1373
İş yaparlar.
09:42
But the second thing about mayors
190
582817
1409
Ama belediye başkanları ile ilgili ikinci konu,
09:44
is they are also what I like to call homeboys,
191
584226
4181
onlar mahallenin abisidirler diyorum ben,
09:48
or to include the women mayors, homies.
192
588407
2640
ya da kadın başkanları dahil edersek ablalarıdırlar.
09:51
They're from the neighborhood.
193
591047
2663
Mahallenizdendirler.
09:53
They're part of the neighborhood. They're known.
194
593710
1807
Çevrenizin bir parçasıdırlar. Bilinirler.
09:55
Ed Koch used to wander around New York City
195
595517
2275
Ed Koch New York'ta dolaşırken,
09:57
saying, "How am I doing?"
196
597792
2516
"Beni nasıl buluyorsunuz?" derdi.
10:00
Imagine David Cameron
197
600308
1655
David Cameron'ı Birleşik Krallık'ta gezerken
10:01
wandering around the United Kingdom
198
601963
1950
"Beni nasıl buluyorsunuz?" diye sorduğunu düşünün.
10:03
asking, "How am I doing?" He wouldn't like the answer.
199
603913
2478
Cevaptan hoşlanmazdı.
10:06
Or Putin. Or any national leader.
200
606391
2718
Ya da Putin'i, veya başka bir ulusal lideri.
10:09
He could ask that because he knew New Yorkers
201
609109
2012
O sorabiliyordu çünkü, New York'luları tanıyordu,
10:11
and they knew him.
202
611121
1876
Onlar da onu tanıyorlardı.
10:12
Mayors are usually from the places they govern.
203
612997
3866
Çoğu belediye başkanı yönettikleri bölgelerdendir.
10:16
It's pretty hard to be a carpetbagger and be a mayor.
204
616863
2804
Vurguncu bir politikacının belediye başkanı olması çok zordur.
10:19
You can run for the Senate out of a different state,
205
619667
1814
Senatoya farklı bir eyaletten aday olabilirsiniz,
10:21
but it's hard to do that as a mayor.
206
621481
2926
fakat belediye başkanı için zordur bu.
10:24
And as a result, mayors and city councillors
207
624407
3084
Sonuç olarak, belediye başkanları ve il meclis üyeleri ve
10:27
and local authorities
208
627491
1737
yerel yetkililer daha yüksek
10:29
have a much higher trust level,
209
629228
2251
bir güven düzeyine sahiptirler.
10:31
and this is the third feature about mayors,
210
631479
2528
Ve bu belediye başkanlarını hükümet görevlilerinden
10:34
than national governing officials.
211
634007
2373
ayıran üçüncü özelliktir.
10:36
In the United States, we know the pathetic figures:
212
636380
3585
Birleşik Devletler'de ümitsiz şahıslar biliyoruz:
10:39
18 percent of Americans approve of Congress
213
639965
4459
Amerikalıların %18'inin onayladığı Kongre
10:44
and what they do.
214
644424
1502
ne yapıyor.
10:45
And even with a relatively popular president like Obama,
215
645926
3599
Ve Obama gibi görece popüler bir başkan bile
10:49
the figures for the Presidency run about 40, 45,
216
649525
3096
başkanlığı %40, 45 ile alıyor,
10:52
sometimes 50 percent at best.
217
652621
1785
Bazen en iyi ihtimalle %50.
10:54
The Supreme Court has fallen way down from what it used to be.
218
654406
3169
Yüce Divan eskiden olduğu yerden çok aşağılarda.
10:57
But when you ask, "Do you trust your city councillor,
219
657575
3450
Ama "İl meclis üyenize, başkanınıza güveniyor musunuz?"
11:01
do you trust your mayor?"
220
661025
2176
diye sorduğunuzda oranlar
11:03
the rates shoot up to 70, 75, even 80 percent,
221
663201
5153
%70, 75 hatta 80'lere çıkıyor.
11:08
because they're from the neighborhood,
222
668354
2145
Çünkü onlar mahallenizden,
11:10
because the people they work with are their neighbors,
223
670499
2917
çünkü beraber çalıştıkları insanlar sizin komşularınız.
11:13
because, like Mayor Booker in Newark,
224
673416
3417
Çünkü, Newark'lı belediye başkanı Booker gibi,
11:16
a mayor is likely to get out of his car on the way to work
225
676833
3199
işe giderken arabasından çıkıp
11:20
and go in and pull people out of a burning building --
226
680032
2754
yanan bir binadan insaları çıkarır.
11:22
that happened to Mayor Booker --
227
682786
2338
Başkan Booker'ın başına gelen buydu.
11:25
or intervene in a mugging in the street as he goes to work
228
685124
2941
Ya da işe giderken gasp olayında araya girebilir,
11:28
because he sees it.
229
688065
1332
çünkü bunu görür.
11:29
No head of state would be permitted
230
689397
2383
Hiçbir devlet başkanının böyle birşey yapmasına,
11:31
by their security details to do it,
231
691780
1852
ya da böyle bir poziyonda olmasına
11:33
nor be in a position to do it.
232
693632
2218
güvenlikler tarafından izin verilmez.
11:35
That's the difference, and the difference
233
695850
1539
Fark budur ve fark şehirlerin kendi karakterleri ile ilgilidir.
11:37
has to do with the character of cities themselves,
234
697389
2165
11:39
because cities are profoundly multicultural,
235
699554
6621
Çünkü şehirler ileri düzeyde çok kültürlüdür,
11:46
open, participatory, democratic,
236
706175
4335
açık, katılımcı, demokratik ve işbirlikçidir.
11:50
able to work with one another.
237
710510
2654
11:53
When states face each other,
238
713164
2826
Devletler karşılaştıklarında,
11:55
China and the U.S., they face each other like this.
239
715990
4290
Çin ve ABD mesela, böyle karşılaşırlar.
12:00
When cities interact, they interact like this.
240
720280
4603
Şehirler etkileştiklerinde, böyle etkileşirler.
12:04
China and the U.S., despite the recent
241
724883
3307
Kaliforniya'daki meta-mitinge rağmen Çin ve ABD,
12:08
meta-meeting in California,
242
728190
2611
bir numara olmak için öfke, gücenme ve
12:10
are locked in all kinds of anger, resentment, and rivalry
243
730801
4765
husumetin her türlüsü içinde kilitlenmiş durumdalar.
12:15
for number one.
244
735566
1241
12:16
We heard more about who will be number one.
245
736807
2977
Kimin bir numara olacağı ile ilgili daha çok şey duyduk.
12:19
Cities don't worry about number one.
246
739784
2151
Şehirler bir numara olmayı umursamazlar.
12:21
They have to work together, and they do work together.
247
741935
2183
Beraber çalışmak zorundadırlar ve çalışırlar.
12:24
They work together in climate change, for example.
248
744118
3611
Misal, iklim değişikliği konusunda beraber çalışırlar.
12:27
Organizations like the C40, like ICLEI, which I mentioned,
249
747729
3506
C40 gibi, bahsettiğim ICLEI gibi organizasyonlar,
12:31
have been working together
250
751235
1884
Kopenhag'dan yıllar öncesinden beri beraber çalışmaktalar.
12:33
many, many years before Copenhagen.
251
753119
2190
12:35
In Copenhagen, four or five years ago,
252
755309
2521
Dört yada beş yıl önce Kopenhag'da,
12:37
184 nations came together to explain to one another
253
757830
3394
184 millet, hakim düzenin çok önemli, çok ciddi
iklim değişikliği krizi ile ilgilenmelerine nasıl mani olduğunu
12:41
why their sovereignty didn't permit them
254
761224
2245
12:43
to deal with the grave, grave crisis of climate change,
255
763469
4302
birbirlerine anlatmak için bir araya geldi.
12:47
but the mayor of Copenhagen had invited
256
767771
3276
Fakat, Kopenhag Belediye başkanı 200 belediye başkanını davet etmişti.
12:51
200 mayors to attend.
257
771047
1722
12:52
They came, they stayed, and they found ways
258
772769
3060
Geldiler, kaldılar ve beraber çalışmak için yollar buldular.
12:55
and are still finding ways to work together,
259
775829
3091
Ve şehirden şehire ve şehirler arası organizasyonlar ile
12:58
city-to-city, and through inter-city organizations.
260
778920
3449
hala da buluyorlar.
13:02
Eighty percent of carbon emissions come from cities,
261
782369
3777
Karbon salımının %80'i şehirlerden geliyor.
Bu da şehirlerin karbon problemini ya da çoğunu
13:06
which means cities are in a position
262
786146
1884
13:08
to solve the carbon problem, or most of it,
263
788030
3208
çözecek pozisyonda olduğu anlamına gelir,
13:11
whether or not the states of which they are a part
264
791238
2788
parçası oldukları devletler bir anlaşmaya varamamış
13:14
make agreements with one another.
265
794026
2058
olsalar dahi.
13:16
And they are doing it.
266
796084
1248
Ve bunu yapıyorlar.
13:17
Los Angeles cleaned up its port,
267
797332
2300
Los Angeles limanını temizleyerek,
13:19
which was 40 percent of carbon emissions,
268
799632
2575
%40 olan karbon salımının %20 sinden kurtuldu.
13:22
and as a result got rid of about 20 percent of carbon.
269
802207
3781
13:25
New York has a program to upgrade its old buildings,
270
805988
2984
New York'un eski binalarını yenilemek
13:28
make them better insulated in the winter,
271
808972
3184
kışın daha iyi yalıtılmış, yazın enerjiyi, klimaları
sızdırmayacak hale getirmek için bir programı var.
13:32
to not leak energy in the summer,
272
812156
1943
13:34
not leak air conditioning. That's having an impact.
273
814099
2947
Bir etki yaratmak budur.
13:37
Bogota, where Mayor Mockus,
274
817046
1894
Bogota, Başkan Mockus belediye başkanı iken,
13:38
when he was mayor, he introduced a transportation system
275
818940
4236
yüzeydeki otobüslerin metrolar gibi kendi koridorlarında
13:43
that saved energy, that allowed surface buses
276
823176
4452
gidecekleri enerji tasarruflu ekspres otobüslerden
oluşan bir toplu taşıma sistemi sunmuştu.
13:47
to run in effect like subways,
277
827628
1535
13:49
express buses with corridors.
278
829163
1916
İnsanlar şehirde yolculuk edebilmesi ile işsizliğe
13:51
It helped unemployment, because people could get across town,
279
831079
3286
yardımı oldu, diğer birçok konunun yanında
13:54
and it had a profound impact on climate as well as
280
834365
3856
iklime de büyük etkisi oldu.
13:58
many other things there.
281
838221
1071
13:59
Singapore, as it developed its high-rises
282
839292
2854
Singapur, yüksek katlı binaları ve dikkate değer
14:02
and its remarkable public housing,
283
842146
1705
kamu konutlarını inşa ederken ayrıca
14:03
also developed an island of parks,
284
843851
3493
bir parklar adası oluşturdu.
14:07
and if you go there, you'll see how much of it
285
847344
1716
Eğer oraya gidecek olursanız,
14:09
is green land and park land.
286
849060
1541
çoğunluk yeşil alan ve park olduğunu göreceksiniz.
14:10
Cities are doing this, but not just one by one.
287
850601
2508
Şehirler bunları yapıyor, ve teker teker değil,
14:13
They are doing it together.
288
853109
1585
hep beraber yapıyorlar.
14:14
They are sharing what they do,
289
854694
3658
Yaptıklarını paylaşıyorlar
14:18
and they are making a difference by shared best practices.
290
858352
3969
ve en iyi uygulamaları paylaşarak fark yaratıyorlar.
14:22
Bike shares, many of you have heard of it,
291
862321
1632
Bisiklet paylaşımı, çoğunuz duymuşsunuzdur.
14:23
started 20 or 30 years ago in Latin America.
292
863953
2303
20 yada 30 yıl önce Latin Amerika'da başladı.
14:26
Now it's in hundreds of cities around the world.
293
866256
2344
Şimdi dünyada yüzlerce şehirde uygulanıyor.
14:28
Pedestrian zones, congestion fees,
294
868600
3291
Yaya alanları ve kalabalık ücretleri,
14:31
emission limits in cities like California cities have,
295
871891
3710
Kaliforniya gibi şehirlerin salım sınırları var.
14:35
there's lots and lots that cities can do
296
875601
2304
Şehirlerin yapabilecekleri pek çok şey var,
14:37
even when opaque, stubborn nations refuse to act.
297
877905
9360
mantıksız, sebatkar milletler tavır göstermeyi reddetiğinde bile.
14:47
So what's the bottom line here?
298
887265
3968
Peki, sözün özü nedir burada?
14:51
The bottom line is, we still live politically
299
891233
3747
Sözün özü, hala sınırlarla, duvarlarla çevrili,
14:54
in a world of borders, a world of boundaries,
300
894980
2215
beraber harekete geçemeyen devletlerin dünyasında
14:57
a world of walls,
301
897195
1598
14:58
a world where states refuse to act together.
302
898793
6160
politik yaşıyoruz hayatımızı.
15:04
Yet we know that the reality we experience
303
904953
3793
Yine de günden güne sınırları olmayan bir
15:08
day to day is a world without borders,
304
908746
4197
dünyada yaşadığımız gerçeğini biliyoruz.
15:12
a world of diseases without borders
305
912943
2474
Sınırları olmayan hastalıkların dünyası
15:15
and doctors without borders,
306
915417
2300
ve sınırları olmayan doktorların dünyası.
15:17
maladies sans frontières, Médecins Sans Frontières,
307
917717
4572
Maladies sans frontières, Médecins Sans Frontières,
15:22
of economics and technology without borders,
308
922289
6071
Ekominin ve teknolojinin sınırları olmadığı,
15:28
of education without borders,
309
928360
2116
eğitimin sınırları olmadığı,
15:30
of terrorism and war without borders.
310
930476
3230
terör ve savaşın sınırlarının olmadığı bir dünya...
15:33
That is the real world, and unless we find a way
311
933706
3214
Bu gerçek dünya ve biz küreselleşmeyi demokratikleştirecek
15:36
to globalize democracy or democratize globalization,
312
936920
5430
ya da demokrasiyi küreselleştirecek bir yol bulana kadar
15:42
we will increasingly not only risk
313
942350
4368
sadece bu uluslararası sorunları dile getirememeyi değil,
15:46
the failure to address all of these transnational problems,
314
946718
4081
gittikçe demokrasinin kendisini kaybetmeyi göze almış olacağız.
15:50
but we will risk losing democracy itself,
315
950799
3719
15:54
locked up in the old nation-state box,
316
954518
4626
Küresel sorunları konuşamadığımız,
15:59
unable to address global problems democratically.
317
959144
5693
eski ulus devlet kutusuna kilitlenmiş vaziyette.
16:04
So where does that leave us?
318
964837
2994
Peki bu bizi nereye getirir?
16:07
I'll tell you. The road to global democracy
319
967831
3011
Anlatacağım. Küresel demokrasi yolu
16:10
doesn't run through states.
320
970842
1971
devletlerden geçmez.
16:12
It runs through cities.
321
972813
2562
Şehirlerden geçer.
16:15
Democracy was born in the ancient polis.
322
975375
4800
Demokrasi kadim 'Polis'te doğmuştu.
16:20
I believe it can be reborn in the global cosmopolis.
323
980175
5508
İnanıyorum ki, küresel 'Cosmo-polis'te yeniden doğabilir.
16:25
In that journey from polis to cosmopolis,
324
985683
3944
Polis'ten Cosmopolis'e giden bu yolculukta,
16:29
we can rediscover the power
325
989627
2271
küresel seviyede bir demokrasinin gücünü yeniden keşfedebiliriz.
16:31
of democracy on a global level.
326
991898
2123
İşe yaramadığını gördüğümüz gibi bir milletler ligi oluşturmaktansa,
16:34
We can create not a League of Nations, which failed,
327
994021
4022
bir şehirler ligi kurabiliriz.
16:38
but a League of Cities,
328
998043
1388
16:39
not a United or a dis-United Nations,
329
999431
3112
Birleşmiş ya da birleşmemiş milletler değil de,
16:42
but United Cities of the World.
330
1002543
2258
küresel bir belediyeler parlementosu kurabiliriz.
16:44
We can create a global parliament of mayors.
331
1004801
4087
16:48
That's an idea. It's in my conception of the coming world,
332
1008888
4096
Bu bir fikir. Gelecekteki dünyaya dair fikirlerim.
16:52
but it's also on the table in City Halls
333
1012984
2682
Ama aynı zamanda Seul'de, Kore'de, Amsterdam'da
16:55
in Seoul, Korea, in Amsterdam,
334
1015666
2728
Hamburg'ta ve New York'ta belediyelerin masalarında.
16:58
in Hamburg, and in New York.
335
1018394
2039
17:00
Mayors are considering that idea of how you can actually
336
1020433
2858
Belediye başkanları küresel belediyeler parlementosunun
17:03
constitute a global parliament of mayors,
337
1023291
3159
nasıl kurulabileceğini değerlendiriyorlar.
17:06
and I love that idea, because a parliament of mayors
338
1026450
2880
Bu fikri seviyorum çünkü Belediyeler Parlementosu,
17:09
is a parliament of citizens
339
1029330
2146
yurttaşlar parlementosu demektir.
17:11
and a parliament of citizens is a parliament of us,
340
1031476
3895
Ve yurttaşlar parlementosu bizim parlementomuz demektir,
17:15
of you and of me.
341
1035371
3131
sizin ve benim.
17:18
If ever there were citizens without borders,
342
1038502
4790
Eğer sınırları olmayan yurttaşlar diye bir şey vardıysa,
17:23
I think it's the citizens of TED
343
1043292
2143
Bu TED'in yurtdaşlarıdır sanırım.
17:25
who show the promise to be those citizens without borders.
344
1045435
3191
Onlar, sınırları olmayan yurtdaşlar olma umudunu vadediyorlar.
17:28
I am ready to reach out and embrace
345
1048626
4930
Ben demokrasimizi kurtarmak için,
17:33
a new global democracy,
346
1053556
2326
yeni küresel bir demokrasiyi
17:35
to take back our democracy.
347
1055882
3099
uzanıp bağrıma basmaya hazırım.
17:38
And the only question is,
348
1058981
2138
Tek soru şu ki,
17:41
are you?
349
1061119
2059
siz hazır mısınız?
17:43
Thank you so much, my fellow citizens.
350
1063178
1983
Çok teşekkürler, hemşerilerim.
17:45
(Applause)
351
1065161
11190
(Alkışlar)
Teşekkürler. (Alkışlar)
17:56
Thank you. (Applause)
352
1076351
3766
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7