5 skin health myths to stop believing now | Body Stuff with Dr. Jen Gunter

Transcriber:

We put a lot of importance into caring for our skin,

Çeviri: Bedih inanç Gözden geçirme: Gözde Alpçetin

İnsanların gördüğü ilk şey olduğundan

which makes sense, since it's the first thing other people see.

cildimizin bakımına çok önem veriyoruz.

Skin might also be one of the most misunderstood parts of our bodies,

Cilt aynı zamanda vücudumuzun en yanlış anlaşılan kısımlarından biri olabilir.

so today, I'd like to run through some of the most common myths

Bu yüzden bugün en yaygın söylemlerin bazılarını gözden geçirmek istiyorum.

we have about our skin.

(Music)

(Müzik)

[Body Stuff with Dr. Jen Gunter]

(Music)

Myth number one – healthy skin is skin that looks flawless.

İlk söylem – sağlıklı vücut mükemmel görünen vücuttur.

When we think of healthy skin,

Sağlıklı bir cilt düşündüğümüzde,

we might think of a clear,

parlak, lekesiz, temiz ve pürüzsüz bir cilt düşünebiliriz.

even surface that's radiant and devoid of blemishes.

Ama cilt, tıpkı kalp veya akciğerler gibi yaşayan bir organdır

But skin is a living organ,

just like the heart or lungs and just like any other organ,

ve diğer herhangi bir organ gibi

it's complex, serves many functions,

karmaşıktır, birçok işlevi yerine getirir

and not just about what's going on at the surface.

ve sadece yüzeyde olup bitenlerle ilgili değildir.

The epidermis is the outer layer we can see.

Epidermis görebildiğimiz dış katmandır.

It's made up of different cell types,

Farklı hücre türlerinden oluşur,

including keratinocytes, which are replaced every four weeks.

her 4 haftada bir değişen keratinositler içerir.

As new cells grow at the base, old cells are pushed up

Tabanda yeni hücreler oluştukça eskileri yukarı itilir

and form a harder layer that's difficult for water or microbes to cross.

ve su veya mikropların geçmesi zor olan daha sert bir tabaka oluşturur.

Our keratinocytes also synthesize vitamin D from the sun,

Keratinositlerimiz aynı zamanda güneşten sağlığımız için çok önemli olan

which is vital for our health.

D vitaminini salgılar.

Other important cells in the epidermis include melanocytes,

Epidermisteki diğer önemli hücreler,

melanin veya cilt pigmentimizi üreten melanositleri

which produce melanin or our skin pigment,

and Langerhans cells,

ve patojenler için devriye gezen küçük güvenlikçiler gibi olan

which are like little security guards on patrol for pathogens.

Langerhans hücrelerini içerir.

The dermis, our skin's tough second layer,

Cildimizin sert ikinci tabakası olan dermis,

isn't as well known.

çok iyi bilinmemektedir.

It's a scaffold of collagen that's home to blood vessels,

Kan damarları, saç kökleri ve bezlerini barındıran bir kolajen iskelesidir.

hair follicles and glands.

It's also packed with special nerve cells called sensory receptors

Ayrıca bazıları epidermise uzanan

baskı, titreşim ve hatta ağrı hissetmemize izin veren

that allow us to feel pressure, vibration, even pain,

some of which extend into the epidermis.

duyu alıcıları adı verilen özel sinir hücreleriyle doludur.

The dermis also helps regulate temperature.

Dermis, ayrıca sıcaklığın düzenlenmesine yardımcı olur.

If we're cold, our blood vessels contract to retain heat,

Eğer üşürsek damarlarımızın sıcağını korumak için büzüşür

and if we're hot, they expand to release it.

ve sıcaksak sıcaklığı düşürmek için genişlerler.

We're told to exfoliate and tone and condition our skin,

Roller, serum ve lazerler kullanmamız,

to use rollers and serums and lasers.

cildimizi arındırmamız, nemlendirmemiz söyleniyor.

Some of that does work,

Bazıları özellikle belli cilt hastalıkları olan insanlar için işe yarar

especially for folks with specific skin conditions,

but for normal to healthy skin,

ancak normal ve sağlıklı ciltler için

we might be spending a lot of money on bunk products,

gereksiz yere çok para harcıyor olabiliriz

because healthy skin is simply skin that does its jobs.

çünkü sağlıklı cilt sadece işini yapan cilttir.

Myth number two – you only need sunscreen on sunny days.

İkinci söylem – sadece güneşli günlerde güneş kremine ihtiyacınız var.

Ultraviolet rays from the sun are so strong,

Güneşten gelen ultraviyole ışınları o kadar güçlüdür ki

they damage our cells' DNA.

hücrelerimize zarar verir.

There are two types that affect the skin.

Cildi iki şekilde etkiler.

UVA rays penetrate the dermis,

UVA ışınları dermise nüfuz eder,

damaging the collagen scaffold and accelerating aging.

kollajen iskelesine zarar verir ve yaşlanmayı hızlandırır.

UVB rays, meanwhile, cook the epidermis, causing sunburn.

UVB ışınları, epidermiyi yakarak güneş yanığına neden olur.

While our cells can repair that damage, it accumulates over time,

Hücrelerimiz bu hasarı onarmasına rağmen zaman içinde birikir

and for some people, it can lead to skin cancer.

ve bazı insanlarda cilt kanserine neden olabilir.

Our skin has a defense system.

Cildimizin bir savunma sistemi vardır.

When it's exposed to UV, our melanocytes release more melanin

UV’ye maruz kaldığında,

melanositlerimiz daha fazla melanin salgılıyor ve bronzlaşıyoruz.

and we get a tan.

This process is actually our skin's way of showing it's been damaged,

Bu aslında cildimizin hasar gördüğünü

ve kendini daha fazla koruduğunu gösteren bir süreçtir.

and protecting itself from more.

So by wearing sunscreen with an SPF of 30, even when it’s cloudy,

Yani 30′lu bir SPF ile güneş koruyucu sürerek, hava bulutlu olsa bile,

you’re protecting yourself from sunburn, early aging and skin cancer.

kendinizi güneş yanığı, erken yaşlanma ve cilt kanserinden korursunuz.

Just choose one that's broad spectrum.

Sadece geniş spektrum olanı seçin.

That means it's blocking UVA and UVB rays.

Bu, UVA ve UVB ışınlarını engellediği anlamına gelir.

Myth number three –

Üçüncü söylem –

people with darker skin don't need sunscreen.

koyu tenli insanlara güneş kremi gerekmez.

Most of us produce two types of melanin –

Birçoğumuz iki tür melanin üretiriz –

eumelanin, associated with richer, brown tones,

daha zengin kahverengi tonlarla ilişkili ömelanin

and pheomelanin, associated with lighter skin and freckles.

daha açık ciltle ve çillerle ilişkili feomelanin.

Our skin color depends on the ratio between those two types of melanin

Cilt rengimiz, bu iki melanin tipi arasındaki orana

and the density of pigment creating structures within our cells.

ve hücrelerimiz içindeki yapıları yaratan pigmentlerin yoğunluğuna bağlıdır.

It's true that having more melanin, specifically that first type,

Özellikle daha fazla melanine sahip olan birinci tipin

does offer some protection from the sun,

güneşe karşı biraz koruma sağladığı doğrudur,

depending on how dark our skin is,

cildimizin koyuluğuna bağlı olarak

we do have some natural SPF, but it's not nearly enough.

bir miktar doğal SPF’lerimiz vardır ama yeterli değildir.

We all need sunscreen to ward off damage.

Hepimizin hasarı önlemek için güneş kremine ihtiyacımız var.

Black and Hispanic patients

Siyahi ve esmer hastaların

are also more likely to have skin cancer detected at advanced stages.

ayrıca ileri aşamalarda cilt kanseri olması daha olasıdır.

Why? Because of the many ways that racism permeates medicine.

Niçin? Çünkü birçok yönden bu ırkçılık tıbba nüfuz eder.

The majority of dermatologists are white,

Dermatologların çoğunluğu beyazdır

and we're trained to diagnose on white skin.

ve beyaz deriyi teşhis etmek için eğitilir.

Meanwhile, people of color have heard this myth

Bu da koyu tenli insanların

of darker skin not being susceptible to skin cancer repeated.

cilt kanserine duyarlı olmadığının söylentisini yaydı.

Black patients are also less likely to receive early screenings,

Siyahi hastaların erken tarama olma olasılığı daha düşüktür

leading to the delayed diagnosis.

ve bu da gecikmiş tanıya yol açar.

One particular dangerous form of skin cancer,

Özellikle tehlikeli bir cilt kanseri şekli olan akral melanom,

acral melanoma,

doesn't even come from ultraviolet exposure,

ultraviyole maruziyetinden bile gelmez

and it shows up in parts of the body that we might not think about –

ve vücudun düşünemeyeceğimiz kısımlarında ortaya çıkar –

nail beds and the bottoms of our feet.

tırnak yatakları ve ayaklarımızın altları.

It's an area we need more messaging about,

Bu, özellikle Amerikan Tıp sistemi tarafından yıllarca kötü muameleden sonra

especially for people of color,

who experience higher levels of distrust toward doctors

doktorlara karşı daha yüksek düzeyde güvensizlik yaşayan

after years of mistreatment by the American Medical System.

siyahi insanlar için daha fazla desteğe ihtiyaç duyulan bir alandır.

Myth number four – you can shrink your pores.

Dördüncü söylem – gözeneklerinizi küçültebilirsiniz.

Pores are the tiny openings in our skin.

Gözenekler, cildimizdeki küçük açıklıklardır.

If you go further down, you'll find a hair follicle or gland.

Daha da aşağı inerseniz bir saç folikülü veya bezi bulacaksınız.

You can think of pores as ducts.

Gözenekler kanal olarak düşünülebilir.

They're what let sweat cool you and oil lubricate your skin.

Terin seni serinletmesini ve vücudundaki yağın atılmasını sağlar.

Gözenek boyutu büyük ölçüde genetik tarafından belirlenir

Pore size is largely determined by genetics,

and they don't really shrink,

ve aslında pek küçülmezler

but they can expand when our skin is irritated

ancak cildimiz makyaj veya sert ürünlerle tahriş olduğunda genişleyebilir.

by makeup or harsh products.

So save your money on pore minimizers and just wash your face

Bu yüzden gözenekleri küçültmek için paradan tasarruf edin

ve dermatologların komedojenik olmayan olarak önerdikleriyle yüzünüzü yıkayın –

with what dermatologists recommend as noncomedogenic –

yani temelde gözenekleri tıkamayan şeylerle.

basically, made from stuff that won't clog pores.

Myth number five – chocolate causes acne.

Beşinci söylem – çikolata sivilceye neden olur.

Acne is the inflammation that occurs

Akne, saç foliküllerimiz yağ ve ölü deri ile tıkandığında ortaya çıkan

when our hair follicles get clogged with oil and dead skin,

ve bakterilerin aşırı büyümesine izin veren iltihaptır.

allowing bacteria to overgrow.

There are a lot of factors involved,

Hormonlardan genetiğe kadar birçok faktör vardır.

from hormones to genetics.

The link between acne and chocolate has been studied extensively,

Akne ve çikolata arasındaki ilişki kapsamlı bir şekilde incelenmiştir

but the results are pretty trash.

ancak sonuçlar tamamen çöp.

Studies that say chocolate is an acne aggravator

Çikolatanın bir akne şiddetlendiricisi olduğunu söyleyen çalışmalar azdır,

tend to be small, so aren't conclusive,

bu nedenle kesin değildir

and studies that absolve chocolate

ve çikolatayı ortadan kaldıran çalışmalar

are sometimes funded by chocolate makers.

bazen çikolata üreticileri tarafından finanse edilmektedir.

Studying diet and its effect on acne is complex,

Diyet ve akne üzerindeki etkisini incelemek karmaşıktır

but the research suggests

ancak araştırmalar genel olarak vücudunuz için en sağlıklı diyetin

that the healthiest diet for your body overall

could also be the healthiest diet for your skin.

cildiniz için de en sağlıklı diyet olacağını göstermektedir.

Our skin is an amazing organ,

Cildimiz inanılmaz bir organ olduğu için doğru şekilde tedavi edilmelidir.

so let's remember to treat it right.

Wear your sunscreen, keep an eye on any moles

Güneş kremi kullanın, herhangi bir lekeye dikkat edin

and see a dermatologist if there are any changes.

ve bir değişiklik varsa bir dermatoloğa görünün.

And ignore those myths, OK?

Bu söylemleri de görmezden gelin, olur mu?