Yochai Benkler: Open-source economics

Yochai Benkler, yeni açık kaynak ekonomisi üzerine.

75,664 views ・ 2008-04-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hidayet Utkan Tan Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:12
One of the problems of writing, and working, and looking at the Internet
0
12160
3000
Internette yazmanıın, çalışmanın ve internete bakmanın problemlerinden birisi
00:15
is that it's very hard to separate fashion from deep change.
1
15160
7000
derin değişimi modadan ayırmanın çok güç olmasıdır.
00:22
And so, to start helping that, I want to take us back to 1835.
2
22160
4000
Onun için bu duruma yardımcı olmak açısından bizleri 1835 yılına geri götürmek istiyorum.
00:26
In 1835, James Gordon Bennett founded the first mass-circulation newspaper
3
26160
7000
1835'te James Gordon Bennet ilk yüksek tirajlı gazeteyi
00:33
in New York City.
4
33160
2000
New York şehrinde kurdu.
00:35
And it cost about 500 dollars to start it,
5
35160
3000
Ve başlangıç maliyeti yaklaşık 500 dolardı,
00:38
which was about the equivalent of 10,000 dollars of today.
6
38160
4000
ki bugünün 10,000 dolarına eşdeğerdir.
00:42
By 15 years later, by 1850, doing the same thing
7
42160
4000
15 yıl sonra, 1850'de aynı şeyi yaparak
00:46
-- starting what was experienced as a mass--circulation daily paper
8
46160
3000
-yüksek tirajlı günlük gazete kurmaya kalkışmak
00:49
-- would come to cost two and a half million dollars.
9
49160
4000
iki buçuk milyon dolara mâl olurdu.
00:53
10,000, two and a half million, 15 years.
10
53160
3000
Başlangıçta 10,000, 15 yıl sonra, iki buçuk milyon dolar.
00:56
That's the critical change that is being inverted by the Net.
11
56160
7000
İşte bu internet sayesinde tersine çevrilen kritik değişimdir.
01:03
And that's what I want to talk about today,
12
63160
3000
Bu, ve bunun sosyal üretimin doğuşu ile nasıl ilgili olduğu
01:06
and how that relates to the emergence of social production.
13
66160
3000
bugün üzerinde konuşmak istediğim konudur.
01:09
Starting with newspapers, what we saw was high cost as an initial requirement
14
69160
8000
Gazete ile başlanırsa, gördüğümüz şey
01:17
for making information, knowledge and culture, which led to a stark bifurcation
15
77160
6000
bilgi ve kültür yapımı için istenen yüksek başlangıç maliyetidir, ki
01:23
between producers -- who had to be able to raise financial capital,
16
83160
4000
üreticiler --finansal sermaye yaratabilme kabiliyeti bulunanlar,
01:27
just like any other industrial organization --
17
87160
4000
herhangi bir diğer sanayi organizasyonu gibi --
01:31
and passive consumers that could choose from a certain set of
18
91160
3000
ve endüstriyel modelin ürettiği malların belirli bir kümesinden
01:34
things that this industrial model could produce.
19
94160
5000
seçim yapabilen pasif tüketiciler arasında katı bir çatallanmaya sebep olmuştur.
01:39
Now, the term "information society," "information economy,"
20
99160
3000
Şimdi, "bilgi toplumu", "bilgi ekonomisi terimleri",
01:42
for a very long time has been used as the thing that comes after
21
102160
4000
çok uzun bir süre
01:46
the industrial revolution. But in fact, for purposes of understanding what's happening
22
106160
6000
Sanayi Devriminden sonra gelen şey olarak kullanıldı. Ancak aslında ne olduğunu anlamak açısından
01:52
today, that's wrong. Because for 150 years, we've had an information economy.
23
112160
6000
bugün, bu yanlıştır. Çünkü 150 yıldır, bizim bilgi ekonomimiz vardı.
01:58
It's just been industrial,
24
118160
2000
Sadece endüstriyeldi.
02:00
which means those who were producing had to have a way of raising money
25
120160
4000
Bu da, üreten kesimlerin,
02:04
to pay those two and a half million dollars, and later, more for the telegraph,
26
124160
4000
bu iki buçuk milyon doları ve sonra, telgraf için daha fazla,
02:08
and the radio transmitter, and the television, and eventually the mainframe.
27
128160
5000
ve radyo vericisi, ve televizyon ve son olarak ana sistemi ödemek için sermaye yaratma yolu bulmaya zorunlu olmaları demek oluyordu.
02:13
And that meant they were market based, or they were government owned,
28
133160
3000
Ve bu da onların, hangi sistemin içinde bulunduklarına bağlı olarak,
02:16
depending on what kind of system they were in. And this characterized and anchored
29
136160
5000
piyasa temelli veya kamu teşebbüsü oldukları anlamına geliyordu. Ve bu
02:21
the way information and knowledge were produced for the next 150 years.
30
141160
7000
sonraki 150 yıl için enformasyonun ve bilginin üretim biçimini karakterize etti ve sabitledi.
02:28
Now, let me tell you a different story. Around June 2002,
31
148160
5000
Şimdi, size farklı bir hikaye anlatmama izin verin. 2002 Haziranı civarında
02:33
the world of supercomputers had a bombshell.
32
153160
4000
süperbilgisayar dünyasına bir bomba düştü.
02:37
The Japanese had, for the first time, created the fastest supercomputer --
33
157160
4000
Japonlar ilk defa en hızlı süperbilgisayarı yarattılar -
02:41
the NEC Earth Simulator -- taking the primary from the U.S.,
34
161160
3000
NEC Dünya Similatörü - birinciliği Birleşik Devletler'den alarak,
02:44
and about two years later -- this, by the way, is measuring the trillion floating-point
35
164160
4000
-- bu, sözü açılmışken söyliyeyim, bilgisayarın işleyebildiği,
02:48
operations per second that the computer's capable of running --
36
168160
4000
saniyedeki bir trilyon gerçel sayı işlemini ölçüyordu-- ve yaklaşık iki yıl sonra
02:52
sigh of relief: IBM [Blue Gene] has just edged ahead of the NEC Earth Simulator.
37
172160
6000
Rahat bir nefes: IBM Mavi Gen yakın zamanda NEC Dünya Smilatörünün önüne geçti.
02:58
All of this completely ignores the fact that throughout this period,
38
178160
4000
Bütün bunlar bu dönem süresince Dünyada
03:02
there's another supercomputer running in the world -- SETI@home.
39
182160
4000
SETI@Home adlı bir diğer süperbilgisayarın çalıştığı gerçeğini göz ardı etmektedir.
03:06
Four and a half million users around the world, contributing their
40
186160
4000
--dünya çapında dörbuçuk milyon kullanıcı,
03:10
leftover computer cycles, whenever their computer isn't working,
41
190160
4000
bilgisayarları çalışmadığı zamanlarda, arta kalan bilgisayar çevrimini
03:14
by running a screen saver, and together sharing their resources to create
42
194160
7000
bir ekran koruyucu çalıştırmak süretiyle katkıda bulunuyorlar, ve NASA'nın
03:21
a massive supercomputer that NASA harnesses to analyze the data
43
201160
5000
radyo teleskoplarından gelen veri analizi için bulundurduğu devasa bir süper bilgisayar yaratmak için
03:26
coming from radio telescopes.
44
206160
4000
kaynaklarını paylaşıyorlar.
03:30
What this picture suggests to us is that we've got a radical change in the way
45
210160
7000
Bu resim bize, bilgi üretimi ve değişiminin, sermayeye katılma biçiminde
03:37
information production and exchange is capitalized. Not that it's become
46
217160
4000
radikal bir değişim yaşadığımızı göstermektedir.
03:41
less capital intensive -- that there's less money that's required
47
221160
3000
Daha az sermaye istediğinden değil -- yani daha az para gerekeceğinden.
03:44
-- but that the ownership of this capital, the way the capitalization happens,
48
224160
5000
--ancak bu sermayenin sahipliği, sermayeye katılımın oluş biçimi,
03:49
is radically distributed. Each of us, in these advanced economies,
49
229160
5000
radikal olarak dağıtılmıştır. Herbirimiz, bu ilerlemiş ekonomilerde
03:54
has one of these, or something rather like it -- a computer.
50
234160
5000
bunlardan birisine sahibiz, ya da benzer bir şeye -- bir bilgisayar.
03:59
They're not radically different from routers inside the middle of the network.
51
239160
5000
Bilgisayar ağı içindeki ağ yönlendiricilerden farklı değiller.
04:04
And computation, storage and communications capacity are in the hands of
52
244160
5000
Ve hesaplama, depolama ve iletişim kapasitesi
04:09
practically every connected person -- and these are the basic physical
53
249160
6000
pratikte bağlı her kişinin kendi elindedir -- ve bunlar
04:15
capital means necessary for producing information, knowledge and culture,
54
255160
5000
dünyada 600 milyondan 1 milyara kadar insanın elinde bulundurduğu
04:20
in the hands of something like 600 million to a billion people around the planet.
55
260160
6000
bilgi, enformasyon ve kültür üretimi için temel fiziki sermaye araçlarıdır.
04:26
What this means is that for the first time since the industrial revolution,
56
266160
6000
Bunun anlamı, sanayi devriminden bu yana ilk kez
04:32
the most important means, the most important components of the core
57
272160
6000
en önemli araçlar -- en ileri ekonomilerin en önemli
04:38
economic activities -- remember, we are in an information economy
58
278160
4000
ekonomik aktiviteleri- hatırlayın, enformasyon ekonomisi içindeyiz
04:42
-- of the most advanced economies, and there more than anywhere else,
59
282160
5000
- ve orada başka herhangi bir yerde olduğundan daha fazla olarak,
04:47
are in the hands of the population at large. This is completely different than what we've
60
287160
4000
çoğunlukla halkın elindedir. Bu bizim
04:51
seen since the industrial revolution. So we've got communications and computation
61
291160
5000
sanayi devriminden beri gördüğümüzden tamamen farklıdır. Bizde, iletişim ve hesaplama yeteneği
04:56
capacity in the hands of the entire population,
62
296160
3000
bütün halkın elinde,
04:59
and we've got human creativity, human wisdom, human experience
63
299160
5000
ve bizde insanın yaratıcılığı, bilgeliği, insan tecrübesi
05:04
-- the other major experience, the other major input --
64
304160
3000
--diğer büyük deneyim, diğer önemli girdi bulunmaktadır.
05:07
which unlike simple labor -- stand here turning this lever all day long --
65
307160
5000
Basit iş gücünden farklı olarak --burada dur ve bu kolu gün boyu çevir-
05:12
is not something that's the same or fungible among people.
66
312160
3000
insanlar arasında aynı ve misli bir şey değildir.
05:15
Any one of you who has taken someone else's job, or tried to give yours
67
315160
3000
İçinizde bir başkasının işini almış bir kimse veya kendi işini
05:18
to someone else, no matter how detailed the manual, you cannot transmit
68
318160
6000
bir başkasına vermek isteyen kişi, kılavuzunuz ne kadar detaylı da olsa, belirli koşullar altında içgüdüsel olarak
05:24
what you know, what you will intuit under a certain set of circumstances.
69
324160
5000
yapacaklarınızı nakledemezsiniz.
05:29
In that we're unique, and each of us holds this critical input
70
329160
4000
Bu açıdan herbirimiz eşsiziz, ve herbirimiz bu kritik girdiyi
05:33
into production as we hold this machine.
71
333160
4000
bu makineyi tuttuğmuz sürece üretime katıyoruz.
05:37
What's the effect of this? So, the story that most people know
72
337160
5000
Bunun etkisi nedir? Birçok kimsenin bildiği hikâye
05:42
is the story of free or open source software.
73
342160
4000
özgür veya açık-kaynak yazılımın hikâyesidir.
05:46
This is market share of Apache Web server
74
346160
3000
Bu Apache sunucusunun pazar payıdır
05:49
-- one of the critical applications in Web-based communications.
75
349160
6000
--Web tabanlı iletişimde kritik uygulamalardan birisi.
05:55
In 1995, two groups of people said,
76
355160
4000
1995'te iki grup insan
05:59
"Wow, this is really important, the Web! We need a much better Web server!"
77
359160
4000
"Vow, Web gerçekten önemli! Çok daha iyi bir sunucuya ihtiyacımız var" dedi.
06:03
One was a motley collection of volunteers who just decided,
78
363160
4000
Bir tanesi,
06:07
you know, we really need this, we should write one,
79
367160
2000
biliyorsunuz, buna gerçekten ihtiyacımız var, bir tane yazmalıyız ve -- bununla ne yapacağız,
06:09
and what are we going to do with what --
80
369160
3000
tamam, onu paylaşacağız! Ve diğer insanlar onu geliştirebilecekler --
06:12
well, we're gonna share it! And other people will be able to develop it.
81
372160
2000
diyen gönüllülerden oluşan karışık bir grup
06:14
The other was Microsoft.
82
374160
2000
Diğeri Microsofttu.
06:16
Now, if I told you that 10 years later, the motley crew of people, who didn't control
83
376160
5000
Şimdi size, 10 yıl sonra ürettikleri hiç bir şeyin kontrolünü elinde bulundurmayan bir grup insanın
06:21
anything that they produced, acquired 20 percent of the market
84
381160
3000
yüzde 20 pazar payı elde ettiklerini ve kırmızı çizgi olduklarını söylesem
06:24
and was the red line, it would be amazing! Right?
85
384160
3000
çok muhteşem olurdu! Değil mi?
06:27
Think of it in minivans. A group of automobile
86
387160
3000
Aynısını mini karavanlar'da düşünün. Bir grup otomobil mühendisi
06:30
engineers on their weekends are competing with Toyota. Right?
87
390160
5000
hafta sonlarında Toyota ile rekabet ediyor. Tamam mı?
06:35
But, in fact, of course, the story is it's the 70 percent,
88
395160
3000
Fakat gerçekte, hikaye web tabanlı iletişim ve uygulamaların çalıştığı kritik uygulamanın yüzde 70'i
06:38
including the major e-commerce site -- 70 percent of a critical application
89
398160
5000
-- büyük e-ticaret siteleri dahil, yüzde 70--
06:43
on which Web-based communications and applications work is produced in this form, in
90
403160
6000
Microsoft ile doğrudan rekabet ederek
06:49
direct competition with Microsoft. Not in a side issue --
91
409160
4000
bu biçimde üretiliyorlar -- net'in bir bileşenini ele geçirmeye çalışmak için merkezi stratejik bir kararda--
06:53
in a central strategic decision to try to capture a component of the Net.
92
413160
7000
önemsiz bir konu değildir.
07:00
Software has done this in a way that's been very visible, because
93
420160
5000
Yazılım bunu çok görünür bir biçimde yaptı, çünkü
07:05
it's measurable. But the thing to see is that this actually happens throughout the Web.
94
425160
6000
yazılım ölçülebilir. Fakat asıl olan bunun web'in tümünde gerçekleştiği.
07:11
So, NASA, at some point, did an experiment where they took images of Mars
95
431160
6000
Bu sebeple Nasa, Mars'ın haritası çıkarılırken alınan görüntülerle ilgili olarak
07:17
that they were mapping, and they said, instead of having three or four
96
437160
4000
bir deney yaptı. Ve 3 veya 4 tane tam eğitimli doktora öğrencisini işe alıp tam zamanlı olarak
07:21
fully trained Ph.D.s doing this all the time, let's break it up into small components,
97
441160
5000
bu işi yaptırmak yerine, işi küçük parçalara bölüp,
07:26
put it up on the Web, and see if people, using a very simple interface,
98
446160
4000
internete koyalım ve bakalım insanlar, çok basit bir arayüzü kullanarak,
07:30
will actually spend five minutes here,
99
450160
2000
burada 5 dakika, şurada 10 dakika farelerine tıklayaraka zaman harcayacaklar mı görelim dediler.
07:32
10 minutes there, clicking. After six months,
100
452160
4000
6 ay sonra
07:36
85,000 people used this to generate mapping at a
101
456160
5000
85,000 kişi
07:41
faster rate than the images were coming in, which was, quote,
102
461160
4000
önceden gelen görüntülerden daha hızlı harita üreterek bunu kullandı, öyle ki
07:45
"practically indistinguishable from the markings of a fully-trained Ph.D.,"
103
465160
4000
sonucu bir kez belli sayıda insana gösterdiğinizde ve ortalamayı hesapladığınızda
07:49
once you showed it to a number of people and computed the average.
104
469160
7000
"tam eğitimli doktora öğrencilerinin çizimlerinden hemen hemen ayırtedilemez" denmiştir.
07:56
Now, if you have a little girl, and she goes and writes to
105
476160
3000
Şimdi, küçük bir kızınız var, ve
07:59
-- well, not so little, medium little -- tries to do research on Barbie.
106
479160
4000
--tamam, çok küçük değil, orta - küçük, Barbie hakkında bir araştırma yapmaya çalışıyor.
08:03
And she'll come to Encarta, one of the main online encyclopedias.
107
483160
4000
ve Encarta'ya gelecek, çevrim içi en önemli ansiklopedilerden biri,
08:07
This is what you'll find out about Barbie. This is it, there's nothing more to the definition,
108
487160
6000
Barbi hakkında bulacağınız şey sadece budur. "Üreticiler" --çoğul--
08:13
including, "manufacturers" -- plural -- "now more commonly produce
109
493160
4000
"artık bu siyahi Barbie gibi farklı etnik özelikte daha fazla bebek üretiyorlar" tanımından fazla hiçbir şey yok, hepsi bu.
08:17
ethnically diverse dolls, like this black Barbie." Which is vastly better
110
497160
4000
Encyclopeida.com'da bulacağınız,
08:21
than what you'll find in the encyclopedia.com,
111
501160
3000
Barbie, Klaus'tan, (kahkaha)
08:24
which is Barbie, Klaus. (Laughter)
112
504160
4000
çok daha iyi bir bilgi.
08:28
On the other hand, if they go to Wikipedia, they'll find a genuine article
113
508160
5000
Bir diğer taraftan, eğer Wikipedia'ya giderlerse,
08:33
-- and I won't talk a lot about Wikipedia, because Jimmy Wales is here --
114
513160
3000
hakiki bir makale bulacaklar - ve Wikipedia hakkında fazla konuşmayacağım çünkü Jimmy Wales burada--
08:36
but roughly equivalent to what you would find in the Britannica, differently written,
115
516160
6000
ancak Britannica'da bulacağınıza yaklaşık olarak eşdeğer, farklı yazılmış,
08:42
including the controversies over body image and commercialization,
116
522160
4000
vücut imajı ve ticarileştirme hakkındaki çekişmeler dahil,
08:46
the claims about the way in which she's a good role model, etc.
117
526160
8000
ne kadar iyi bir rol model olduğuna dair iddialar vs.
08:54
Another portion is not only how content is produced, but how relevance is produced.
118
534160
4000
Diğer kısım ise sadece içeriğin nasıl üretildiği değil, fakat ne kadar uygun olduğudur.
08:58
The claim to fame of Yahoo! was, we hire people to look -- originally, not anymore
119
538160
4000
Yahoo! tarafından yapılan açıklamaya göre: biz insanları bakmaları için işe alıyoruz -- ama artık öyle değil--
09:02
-- we hire people to look at websites and tell you --
120
542160
5000
biz insanları web sitelerine bakmaları ve
09:07
if they're in the index, they're good. This, on the other hand, is what 60,000
121
547160
4000
eğer dizinde iseler iyi olduğunuzu size söylemeleri için işe alıyoruz. Bir diğer taraftan bu,
09:11
passionate volunteers produce in the Open Directory Project,
122
551160
4000
60,000 tutkulu gönüllünün açık adres rehberinde ürettikleridir.
09:15
each one willing to spend an hour or two on something they really care about,
123
555160
5000
Herbiri bu gerçekten iyiydi demek için gerçekten umursadıkları bir şey üzerine
09:20
to say, this is good. So, this is the Open Directory Project, with 60,000 volunteers,
124
560160
6000
bir veya iki saat geçirmeye istekliler. Bu Açık Rehber Projesi, 60,000 gönüllüsü ile,
09:26
each one spending a little bit of time, as opposed to a few hundred
125
566160
3000
bir kaç yüz tane tam zamanlı maaşlı çalışana karşılık,
09:29
fully paid employees. No one owns it, no one owns the output,
126
569160
5000
her biri küçük bir miktar zaman harcıyor. Kimse onun sahibi değil, kimse çıktının sahibi değil,
09:34
it's free for anyone to use and it's the output of people acting out of social
127
574160
5000
herkesin kullanımına açık, ve o sosyal ve psikolojik motivasyonlarından kaynaklı olarak ilginç bir şeyler
09:39
and psychological motivations to do something interesting.
128
579160
4000
yapmak isteyen insanların üretimidir.
09:43
This is not only outside of businesses. When you think of what is the critical innovation
129
583160
6000
Bu sadece iş hayatının dışında değildir. Google'ın kritik yeniliğinin ne olduğunu düşünürsek,
09:49
of Google, the critical innovation is outsourcing the one most important thing --
130
589160
5000
kritik yenilik, en önemli bir şeyi dışarıdan temin etmeleri--
09:54
the decision about what's relevant -- to the community of the Web as a whole,
131
594160
7000
bir bütün olarak web topluluğuna neyin uygun olduğunun kararı --
10:01
doing whatever they want to do: so, page rank.
132
601160
3000
ne isterlerse onun yapılması.
10:04
The critical innovation here is instead of our engineers, or our people saying
133
604160
6000
Buradaki kritik yenilik, mühendislerimizin veya bizim insanlarımızın neyin en uygun olduğunu söylemeleri yerine,
10:10
which is the most relevant, we're going to go out and count what you,
134
610160
3000
biz dışarıya bakıp, sizi, hangi sebeple olursa olsun
10:13
people out there on the Web, for whatever reason -- vanity, pleasure --
135
613160
4000
-- boşluktan, zevkten -- ağlar kurup birbirleri ile bağlanan web'deki insanları
10:17
produced links, and tied to each other. We're going to count those, and count them up.
136
617160
6000
sayacağız. Biz onları sayıp, bir araya toplayacağız.
10:23
And again, here, you see Barbie.com, but also, very quickly,
137
623160
4000
Ve tekrar, burada Barbie.com'u görüyorsunuz, bundan başka, çok çabuk şekilde
10:27
Adiosbarbie.com, the body image for every size. A contested cultural object,
138
627160
5000
Adiosbarbie.com, her beden için vücut imajı. Yakında en temel
10:32
which you won't find anywhere soon on Overture, which is the classic
139
632160
4000
piyasa - temelli mekanizmada bulamayacağınız
10:36
market-based mechanism: whoever pays the most is highest on the list.
140
636160
5000
tartışmaya açık kültürel bir nesne. Kim en fazla öderse en iyisini o alır.
10:41
So, all of that is in the creation of content, of relevance, basic human expression.
141
641160
5000
Bu sebeple, bütün bunlar, içeriğin yaratılması, uygunluğu ve temel insan ifadesindedir.
10:46
But remember, the computers were also physical. Just physical materials
142
646160
4000
Ancak hatırlayınız ki, bilgisayarlarda sadece fizikidir, sadece fiziksel nesneler
10:50
-- our PCs -- we share them together. We also see this in wireless.
143
650160
4000
--bizim kişisel bilgisayarlarımız, onları beraber paylaşıyoruz. Bunu kablosuz bağlantıda da görüyoruz.
10:54
It used to be wireless was one person owned the license, they transmitted in an
144
654160
6000
Eskiden kablosuz, elinde lisans bulunduran bir kişi idi. Bir bölge içinde aktarıyorlardı
11:00
area, and it had to be decided whether they would be licensed or based on property.
145
660160
5000
ve, lisanslanmalarına veya mülk temelli olup olmamalarına karar verilmesi gerekiyordu.
11:05
What we're seeing now is that computers and radios are becoming so sophisticated
146
665160
5000
Şu anda gördüğümüz şey ise, bilgisayarlar ve radyolar o kadar çok gelişiyorlar ki
11:10
that we're developing algorithms to let people own machines, like Wi-Fi devices,
147
670160
6000
insanların makinelere sahip olabilmeleri için, wi-fi cihazları gibi, algoritmalar geliştiriyoruz,
11:16
and overlay them with a sharing protocol that would allow a community like this
148
676160
5000
ve onları, böyle bir topluluğa
11:21
to build its own wireless broadband network simply from the simple principle:
149
681160
6000
kendi kablosuz genişbant ağlarını kurabilmeleri için, şu basit prensipten hareketle, paylaşılan bir protokolle örtüştürüyoruz:
11:27
When I'm listening, when I'm not using, I can help you transfer your messages;
150
687160
6000
Ben dinlemezken, ben kullanmazken, sana mesajlarını göndermekte yardımcı olabilirim.
11:33
and when you're not using, you'll help me transfer yours.
151
693160
3000
Ve senin kullanmadığın zamanlarda, sen bana senin mesajlarını göndermemde yardımcı olabilirsin.
11:36
And this is not an idealized version. These are working models that at least in some
152
696160
5000
Ve bu idealleştirilmiş bir sürüm değil. Bunlar
11:41
places in the United States are being implemented, at least for public security.
153
701160
7000
A.B.D'de bazı yerlerde en azından kamunun güvenliği amacıyla uygulanan, çalışan modellerdir.
11:48
If in 1999 I told you, let's build a data storage and retrieval system.
154
708160
6000
1999'da eğer size, bir veri okuma ve saklama sistemi geliştirelim deseydim.
11:54
It's got to store terabytes. It's got to be available 24 hours a day,
155
714160
3000
Terabaytları depolayabilmeli. Günün 24 saati haftanın
11:57
seven days a week. It's got to be available from anywhere in the world.
156
717160
3000
7 günü müsait olmalı. Dünyanın her yerinden ulaşılabilmeli.
12:00
It has to support over 100 million users at any given moment. It's got to
157
720160
4000
Herhangi bir anda 100,000,000 kullanıcıyı destekleyebilmeli. Saldırılara
12:04
be robust to attack, including closing the main index, injecting malicious files,
158
724160
5000
, ana indeksin kapanması dahil, zararlı dosyalara,
12:09
armed seizure of some major nodes. You'd say that would take years.
159
729160
5000
büyük gasp ataklarına karşı dayanıklı olmalı. Bunun yıllar alacağını söylerdiniz.
12:14
It would take millions. But of course, what I'm describing is P2P file sharing.
160
734160
7000
Milyonlarca yıl alırdı. Ancak, burada betimlediğim P2P dosya paylaşımı.
12:21
Right? We always think of it as stealing music, but fundamentally,
161
741160
3000
Doğru mu? Bunu her zaman müziği çalmak olarak düşündük, ancak esasında,
12:24
it's a distributed data storage and retrieval system, where people,
162
744160
4000
insanların çok belirli sebeplerle, bir şeyler yaratmak için,
12:28
for very obvious reasons, are willing to share their bandwidth and their
163
748160
4000
bant genişliğini ve depolarını paylaştıkları
12:32
storage to create something.
164
752160
3000
dağıtılmış bir saklama ve okuma sistemidir.
12:35
So, essentially what we're seeing is the emergence of a fourth transactional
165
755160
4000
Böylece, burada gördüğümüz dördüncü bir işlemsel çerçevenin
12:39
framework. It used to be that there were two primary dimensions along which
166
759160
6000
doğuşudur. Eskiden şeyleri arasında bölebileceğiniz iki ana boyut vardı.
12:45
you could divide things. They could be market based, or non-market based;
167
765160
3000
Serbest piyasa temelli veya serbest piyasa temelli olmayanlar;
12:48
they could be decentralized, or centralized.
168
768160
2000
Merkezileştirilebilir veya dağıtılabilirlerdi.
12:50
The price system was a market-based and decentralized system.
169
770160
3000
Fiyat sistemi piyasa temelli idi ve dağıtılmıştı.
12:53
If things worked better because you actually had somebody organizing them,
170
773160
4000
Eğer işler daha iyi gidiyordu ise, sebebi onları sizin için düzenleyen birisinin olması idi,
12:57
you had firms, if you wanted to be in the market -- or you had governments
171
777160
3000
piyasada olmak istiyor idiyseniz firmalarınız vardı--veya hükümetleriniz vardı
13:00
or sometimes larger non-profits in the non-market.
172
780160
3000
veya bazen piyasa dışında kâr amacı gütmeyen daha büyük organizasyonlarınız vardı.
13:03
It was too expensive to have decentralized social production,
173
783160
5000
Toplumsal üretimi dağıtmak çok pahalıydı
13:08
to have decentralized action in society. That was not about society itself.
174
788160
7000
-- toplumun kendisi ile ilgili olmayan -- toplum içindeki aktiviteyi dağıtmak.
13:15
That was, in fact, economic.
175
795160
2000
Aslında ekonomikti.
13:17
But what we're seeing now is the emergence of this fourth system
176
797160
4000
Ancak şu anda gördüğümüz bu dördüncü toplumsal paylaşım ve değişim
13:21
of social sharing and exchange.
177
801160
1000
sisteminin doğuşu.
13:22
Not that it's the first time that we do nice things to each other, or for each other,
178
802160
5000
Toplumsal varlıklar olarak birbirimiz için veya birbirimize karşı ilk defa iyi şeyler yapmıyoruz.
13:27
as social beings. We do it all the time.
179
807160
4000
Bunu her zaman yapıyoruz.
13:31
It's that it's the first time that it's having major economic impact.
180
811160
4000
Yalnızca, ilk kez önemli ekonomik etkisi oluyor.
13:35
What characterizes them is decentralized authority.
181
815160
5000
Bunları karakterize eden ise dağıtılmış yetkidir.
13:40
You don't have to ask permission, as you do in a property-based system.
182
820160
3000
Mülk temelli sistemlerde olduğu gibi, izin almanıza gerek yoktur.
13:43
May I do this? It's open for anyone to create and innovate and share,
183
823160
6000
Bunu yapabilir miyim? Eğer isterlerse, kendi başlarına veya başkaları ile, yaratmak, yenilik yapmak, paylaşmak
13:49
if they want to, by themselves or with others,
184
829160
4000
için herkeze açık, çünkü mülk
13:53
because property is one mechanism of coordination.
185
833160
2000
bir koordinasyon mekanizmasıdır.
13:55
But it's not the only one.
186
835160
2000
Ancak tek değildir.
13:57
Instead, what we see are social frameworks for all of the critical things that we use
187
837160
5000
Onun yerine, gördüğümüz,
14:02
property and contract in the market: information flows to decide what are
188
842160
3000
kullandığımız tüm kritik şeyler piyasadaki mülk ve sözleşme için toplumsal çerçevelerdir.
14:05
interesting problems; who's available and good for something;
189
845160
4000
Bilgi, nelerin ilginç problemler, kimin bir şey için uygun ve iyi olduğuna,
14:09
motivation structures -- remember, money isn't always the best motivator.
190
849160
4000
motivasyon yapılarına karar vermek için akar -- hatırlayın para her zaman en iyi motive edici değildir.
14:13
If you leave a $50 check after dinner with friends,
191
853160
4000
Eğer arkadaşlarınzla yediğiniz bir akşam yemeğinde
14:17
you don't increase the probability of being invited back.
192
857160
4000
50 dolarık bir çek bırakırsanız, yeniden çağrılma şansınızı arttırmazsınız.
14:21
And if dinner isn't entirely obvious, think of sex. (Laughter)
193
861160
6000
Ve eğer akşam yemeği çok bariz değilse, seksi düşünün. (kahkahalar)
14:27
It also requires certain new organizational approaches.
194
867160
3000
Ayrıca belli yeni organizasyonel yaklaşımlar gerektirmektedir.
14:30
And in particular, what we've seen is task organization.
195
870160
4000
Ve özellikle, gördüğümüz şey görev organizasyonudur.
14:34
You have to hire people who know what they're doing.
196
874160
2000
Ne yaptığını bilen insanları işe almak durumundasınız.
14:36
You have to hire them to spend a lot of time.
197
876160
3000
Onları çok zaman harcamaları için istihdam etmelisiniz.
14:39
Now, take the same problem,
198
879160
2000
Şimdi aynı problemi ele alın,
14:41
chunk it into little modules, and motivations become trivial.
199
881160
4000
küçük modüllere bölün, ve motivasyonlar önemsiz hale gelir.
14:45
Five minutes, instead of watching TV?
200
885160
2000
Televizyon izlemek yerine, beş dakika?
14:47
Five minutes I'll spend just because it's interesting. Just because it's fun.
201
887160
4000
Beş dakika harcıyacağım çünkü o ilginç. Sadece eğlenceli olduğu için.
14:51
Just because it gives me a certain sense of meaning, or, in places that are more
202
891160
4000
Sadece bana bir anlam duygusu verdiği veya Wikipedia da olduğu gibi daha çok dâhil olduğumuz
14:55
involved, like Wikipedia, gives me a certain set of social relations.
203
895160
6000
yerlerde, bana bazı toplumsal ilşkiler sağladığı için.
15:01
So, a new social phenomenon is emerging.
204
901160
4000
Böylece, yeni bir toplumsal fenomen doğmaktadır.
15:05
It's creating, and it's most visible when we see it as a new form of competition.
205
905160
5000
Bu bir yaratım, ve en çok rekabetin yeni bir biçimi olarak düşündüğümüz zaman görünür hale geliyor.
15:10
Peer-to-peer networks assaulting the recording industry;
206
910160
3000
P2P bilgisayar ağları plak endüstrisine saldırmaktadır;
15:13
free and open source software taking market share from Microsoft;
207
913160
4000
ücretsiz ve açık kaynak yazılım Microsoft'tan pazar payı almaktadır.
15:17
Skype potentially threatening traditional telecoms;
208
917160
4000
Skype geleneksel telekom şirketlerini imkan dahilinde tehdit etmektedir.
15:21
Wikipedia competing with online encyclopedias.
209
921160
3000
Wikipedia online ansiklopedilerle rekabet halindedir.
15:24
But it's also a new source of opportunities for businesses.
210
924160
3000
Ancak bu, işler için ayrıca yeni bir fırsat kaynağıdır.
15:27
As you see a new set of social relations and behaviors emerging,
211
927160
6000
Gördüğünüz gibi, yeni bir takım toplumsal ilşkiler ve davranışlar ortaya çıkmaktadır,
15:33
you have new opportunities. Some of them are toolmakers.
212
933160
4000
yeni fırsatlarınız var. Bazıları uzman aletçiler.
15:37
Instead of building well-behaved appliances
213
937160
3000
İyi işleyen teçhizatlar yapmak yerine
15:40
-- things that you know what they'll do in advance --
214
940160
2000
--önceden ne yapacağını bildiğiniz şeyler--
15:42
you begin to build more open tools. There's a new set of values,
215
942160
3000
daha açık aletler yapmaya başlıyorsunuz. Yeni bir değerler kümesi mevcut
15:45
a new set of things people value.
216
945160
3000
insanların değer verdiği yeni şeylerin kümesi.
15:48
You build platforms for self-expression and collaboration.
217
948160
4000
Kendinizi ifade ve işbirliği için yeni platformlar inşa ediyorsunuz.
15:52
Like Wikipedia, like the Open Directory Project,
218
952160
4000
Wikipedia gibi, Açık Rehber Projesi gibi,
15:56
you're beginning to build platforms, and you see that as a model.
219
956160
3000
platformlar inşa etmeye başlıyorsunuz, ve bunu bir model olarak görüyorsunuz.
15:59
And you see surfers, people who see this happening, and in some sense
220
959160
4000
Ve internet gezginlerini görüyorsunuz, bunun gerçekleştiğini gören ve bunu bir çeşit
16:03
build it into a supply chain, which is a very curious one. Right?
221
963160
5000
tedarik zincirine dönüştüren insanları, çok ilginç değil mi?
16:08
You have a belief: stuff will flow out of connected human beings.
222
968160
3000
Bir inancınız var: Yeni şeyler birbirine bağlı insanlardan dışarıya akacak.
16:11
That'll give me something I can use, and I'm going to contract with someone.
223
971160
3000
Bana kullanabileceğim bir şey verecek, ve ben bir başkası ile sözleşme yapacağım.
16:14
I will deliver something based on what happens. It's very scary
224
974160
4000
Ben neyin gerçekleşiyor olduğu temelinde birşeyler teslim edeceğim. Çok korkutucu
16:18
-- that's what Google does, essentially.
225
978160
2000
-- Google aslında bunu yapıyor.
16:20
That's what IBM does in software services, and they've done reasonably well.
226
980160
4000
Bu IBM'in yazılım servisinde yaptığı şeydir, ve oldukça iyi yaptılar.
16:24
So, social production is a real fact, not a fad.
227
984160
4000
Böylece, toplumsal üretim geçici bir moda değil, gerçek bir olgudur.
16:28
It is the critical long-term shift caused by the Internet.
228
988160
4000
Bu internetin sebep olduğu uzun dönemli kritik değişimdir.
16:32
Social relations and exchange become significantly more important than they ever
229
992160
7000
Toplumsal ilşkiler ve değişim, ekonomik bir fenomen olarak, daha önce olduklarından
16:39
were as an economic phenomenon. In some contexts, it's even more efficient
230
999160
4000
çok daha fazla önemli hale geliyorlar. Hatta bazı bağlamlarda
16:43
because of the quality of the information, the ability to find the best person,
231
1003160
5000
bilginin kalitesi, en iyi insanı bulma, daha düşük işlem maliyeti sebebiyle çok daha etkili.
16:48
the lower transaction costs. It's sustainable and growing fast.
232
1008160
4000
Sürdürülebilir ve hızla büyüyor.
16:52
But -- and this is the dark lining -- it is threatened by
233
1012160
6000
Ancak -- ve işte bu siyah örtü --
16:58
-- in the same way that it threatens -- the incumbent industrial systems.
234
1018160
4000
--kendisi nasıl tehdit ediyorsa -- o da zorunlu sanayi sistemleri tarafından tehdit ediliyor.
17:02
So next time you open the paper, and you see an intellectual property decision,
235
1022160
5000
Böylece, bir dahaki sefere gazeteyi açtığınızda, ve fikri mülkiyet,
17:07
a telecoms decision, it's not about something small and technical.
236
1027160
6000
bir telekomunikasyon kararı gördüğünüzde, bu küçük ve teknik bir şey hakkında değildir.
17:13
It is about the future of the freedom to be as social beings with each other,
237
1033160
6000
Bu birbirimiz ile toplumsal varlıklar olma özgürlüğünün geleceği ile
17:19
and the way information, knowledge and culture will be produced.
238
1039160
5000
ve enformasyonun, bilginin ve kültürün nasıl üretileceği ile ilgilidir.
17:24
Because it is in this context that we see a battle over how easy or hard it will be
239
1044160
7000
Çünkü, bu bağlamdadır ki, sınai bilgi ekonomisinin, basit şekilde önceki haliyle devam etmesinin
17:31
for the industrial information economy to simply go on as it goes,
240
1051160
4000
veya yeni üretim modelinin sanayi modelinin yanında gelişmeye başlamasının
17:35
or for the new model of production to begin to develop alongside that industrial model,
241
1055160
6000
ve dünyayı görmeye başlama şeklimizi değiştirmesi ve gördüğümüzün ne olduğunu rapor etmesinin
17:41
and change the way we begin to see the world and report what it is that we see.
242
1061160
5000
ne kadar kolay veya ne kadar zor olacağının bir savaşımını görüyoruz.
17:46
Thank you.
243
1066160
1000
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7