The inside story of the Paris climate agreement | Christiana Figueres

280,957 views ・ 2016-05-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Şeker Gözden geçirme: Reşat Bir
00:12
I have one more reason for optimism:
0
12760
2656
İyimserlik için bir sebebim daha var:
00:15
climate change.
1
15440
1456
İklim değişikliği.
00:16
Maybe you don't believe it, but here is the fact.
2
16920
2760
Belki buna inanmayacaksınız ama, işte gerçek.
00:20
On December 12, 2015,
3
20400
3400
12 Aralık 2015 tarihinde,
00:24
in Paris, under the United Nations,
4
24600
2616
Paris'te, Birleşmiş Milletler yönetiminde,
00:27
195 governments got together
5
27240
4456
195 hükûmet bir araya geldi
00:31
and unanimously --
6
31720
2160
ve oy birliği ile --
00:34
if you've worked with governments, you know how difficult that is --
7
34600
3216
hükûmetlerle çalıştıysanız, bunun ne kadar zor olduğunu bilirsiniz --
00:37
unanimously decided
8
37840
2216
en savunmasız insanları korumak
00:40
to intentionally change the course of the global economy
9
40080
4816
ve hepimizin hayatını iyileştirmek için
00:44
in order to protect the most vulnerable
10
44920
2816
küresel ekonomi rotasının kasıtlı olarak değiştirilmesine
00:47
and improve the life of all of us.
11
47760
2656
oy birliği ile karar verdi.
00:50
Now, that is a remarkable achievement.
12
50440
2416
İşte bu fevkalade bir başarıdır.
00:52
(Applause)
13
52880
2216
(Alkış)
00:55
But it is even more remarkable
14
55120
2136
Hatta, sadece birkaç yıl önce nerede olduğumuzu düşünürseniz
00:57
if you consider where we had been just a few years ago.
15
57280
3976
daha fevkalade bir başarıdır.
01:01
2009, Copenhagen.
16
61280
2656
Kopenhag, 2009.
01:03
Who remembers Copenhagen?
17
63960
1640
Kopenhag'ı kim hatırlıyor?
01:06
Well, after years of working toward a climate agreement,
18
66160
5576
Bir iklim anlaşması için yıllarca çalıştıktan sonra,
01:11
the same governments convened in Copenhagen
19
71760
3160
aynı hükûmetler Kopenhag'ta toplandı
01:16
and failed miserably.
20
76080
1960
ve son derece başarısız oldu.
01:18
Why did it fail miserably?
21
78640
2376
Peki neden son derece başarısız oldu?
01:21
For many different reasons,
22
81040
1576
Birçok farklı sebepten dolayı,
01:22
but primarily because of the deeply entrenched divide
23
82640
3536
ama temelde Küresel Kuzey ve Küresel Güney arasındaki
01:26
between the global North and the global South.
24
86200
2720
derinden kök salmış ayrım yüzünden başarısız oldu.
01:30
So now, six months after this failure,
25
90720
3896
Şimdi, bu başarısızlıktan 6 ay sonra,
01:34
I was called in to assume the responsibility
26
94640
3336
küresel iklim değişikliği müzakerelerinin
01:38
of the global climate change negotiations.
27
98000
2056
sorumluluğunu üstlenmek için çağrıldım.
01:40
You can imagine, the perfect moment to start this new job.
28
100080
4376
Hayal edebilirsiniz, bu yeni işe başlamak için en iyi zamanlama.
01:44
The global mood on climate change was in the trash can.
29
104480
3696
İklim değişikliği üzerine olan küresel ruh hâli çöp kutusunun içindeydi.
01:48
No one believed
30
108200
2456
Küresel anlaşmanın mümkün olabileceğine
01:50
that a global agreement could ever be possible.
31
110680
2960
hiç kimse inanmadı.
01:54
In fact, neither did I.
32
114160
2040
Aslında, ben de inanmadım.
01:57
If you promise not to tell anyone outside of this wonderful TED audience,
33
117160
4816
Bu harika TED seyircisinin dışındaki kimseye söylemeyeceğinize söz verirseniz,
02:02
I'm going to divulge a secret
34
122000
2096
tarih tarafından minnetle gömülen
02:04
that has been gratefully buried by history.
35
124120
4360
bir sırrı ortaya çıkaracağım.
02:09
On my first press conference,
36
129600
2696
İlk basın toplantımda,
02:12
a journalist asked, "Um, Ms. Figueres,
37
132320
3376
bir gazeteci; ''Bayan Figueres,
02:15
do you think that a global agreement is ever going to be possible?"
38
135720
4376
küresel bir anlaşmanın mümkün olabileceğini
düşünüyor musunuz?'' diye sordu.
02:20
And without engaging brain, I heard me utter,
39
140120
4336
Düşünmeksizin ağzımdan şu kelimeler döküldü:
02:24
"Not in my lifetime."
40
144480
1600
"Benim ömrüm elvermez."
02:27
Well, you can imagine the faces of my press team
41
147240
3536
Basın ekibimin, Kosta Rikalı
02:30
who were horrified at this crazy Costa Rican woman
42
150800
3696
yeni patronlarına bakarken
02:34
who was their new boss.
43
154520
1400
dehşete düşmüş yüzlerini tahmin edersiniz.
02:36
And I was horrified, too.
44
156720
2616
Ben de dehşete düşmüştüm.
02:39
Now, I wasn't horrified at me, because I'm kind of used to myself.
45
159360
3256
Şimdi kendime şaşırmıyorum, çünkü artık kendime alıştım.
02:42
I was actually horrified
46
162640
2176
Gerçekten de söylediğim şeylerin
02:44
at the consequences of what I had just said,
47
164840
3696
ve bütün evlatlarımızın yaşamak zorunda olduğu
02:48
at the consequences for the world
48
168560
2176
bir dünyanın varacağı sonuçlar
02:50
in which all our children are going to have to live.
49
170760
4400
02:56
It was frankly a horrible moment for me,
50
176240
2816
Açık konuşmak gerekirse benim için feci bir andı
02:59
and I thought, well, no, hang on,
51
179080
2096
ve düşündüm ki, şey, hayır, dur biraz,
03:01
hang on.
52
181200
1616
dur biraz.
03:02
Impossible is not a fact,
53
182840
3816
İmkânsızlık bir gerçek değildir,
03:06
it's an attitude.
54
186680
1440
bir düşüncedir.
03:08
It's only an attitude.
55
188800
2376
Sadece bir düşünce.
03:11
And I decided right then and there that I was going to change my attitude
56
191200
4936
Böylece, o anda ve orada düşüncemi değiştirmeye karar verdim
03:16
and I was going to help the world change its attitude on climate change.
57
196160
4640
ve dünyanın küresel ısınma hakkındaki duruşunu değiştirmesine yardım edecektim.
03:21
So I don't know --
58
201760
2976
Yani bilemiyorum --
03:24
No, just this? Thanks.
59
204760
1976
Hayır, sadece bu mu? Teşekkürler.
03:26
I don't know --
60
206760
1200
Eğer size
03:30
what you would do
61
210120
1536
işinizin dünyayı kurtarmak olduğu söylenseydi,
03:31
if you were told your job is to save the planet.
62
211680
5440
neler yapardınız bilemiyorum.
03:37
Put that on the job description.
63
217960
1800
İşte bunu iş tanımınızın içine yerleştirin.
03:41
And you have full responsibility,
64
221040
2656
Ayrıca bütün sorumluluk sizde
03:43
but you have absolutely no authority,
65
223720
3136
ancak hiçbir yetkiniz yok,
03:46
because governments are sovereign in every decision that they take.
66
226880
3840
çünkü hükûmetler aldıkları her kararda bağımsızdır.
03:52
Well, I would really love to know
67
232560
3456
Gerçekten de ilk Pazartesi gününüzde
03:56
what you would do on the first Monday morning,
68
236040
2256
ne yapacağınızı çok merak ediyorum
03:58
but here's what I did: I panicked.
69
238320
2416
fakat benim yaptığım şuydu: Panik oldum.
04:00
(Laughter)
70
240760
1656
(Gülüşmeler)
04:02
And then I panicked again,
71
242440
2496
Tekrar panik oldum,
04:04
because I realized I have no idea how we're going to solve this problem.
72
244960
4040
çünkü bu problemi nasıl çözeceğimiz
konusunda hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.
04:09
And then I realized I have no idea how we're going to solve this problem,
73
249800
4056
Ayrıca sonra yine bu problemi nasıl çözeceğimiz konusunda
hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.
04:13
but I do know one thing:
74
253880
2936
Ancak tek bir şey biliyordum:
04:16
we have got to change the tone of this conversation.
75
256840
4976
Bu konuşmanın üslubunu değiştirmek zorundayız.
04:21
Because there is no way you can deliver victory
76
261840
3096
Çünkü iyimserlik olmadan
04:24
without optimism.
77
264960
1200
zafer kazanmanın bir yolu yok.
04:27
And here,
78
267040
1576
İşte,
04:28
I use optimism as a very simple word,
79
268640
4536
iyimserliği basit bir kelime olarak kullanıyorum
04:33
but let's understand it in its broader sense.
80
273200
2776
fakat gelin bunu daha geniş bir şekilde anlayalım.
04:36
Let's understand it as courage,
81
276000
2896
Hadi bunu cesaret olarak,
04:38
hope, trust, solidarity,
82
278920
3976
umut olarak, güven olarak, dayanışma olarak,
04:42
the fundamental belief that we humans can come together
83
282920
4896
biz insanları, bir araya getiren temel inançlar olarak anlayalım
04:47
and can help each other to better the fate of mankind.
84
287840
3280
ve insanlığın kaderini daha iyiye
götürmek için birbirimize yardım edebilelim.
04:51
Well, you can imagine that I thought that without that,
85
291800
2616
Bu olmadan Kopenhag felcinden kurtulabilememiz için
04:54
there was no way we were going to get out of the paralysis of Copenhagen.
86
294440
3456
bir yol olmadığını düşündüğümü tahmin edebiliyorsunuzdur.
04:57
And for six years,
87
297920
1816
Altı yıldır,
04:59
I have stubbornly, relentlessly injected optimism into the system,
88
299760
5856
inatla, bıkmadan usanmadan,
medyadan gelen sorular ne olursa olsun,
05:05
no matter what the questions from the press --
89
305640
2856
--daha da iyiye gittim--
05:08
and I have gotten better at those --
90
308520
2176
ve deliller ne kadar aksini işaret etse de
05:10
and no matter what the evidence to the contrary.
91
310720
3176
bu düzene iyimserlik aşıladım.
05:13
And believe you me, there has been a lot of contrary evidence.
92
313920
5480
Bana güvenin, aksi yönde çok fazla kanıt vardı.
05:21
But relentless optimism into the system.
93
321360
4280
Ancak karşısında da düzene doğru sonu gelmeyen bir iyimserlik vardı.
05:26
And pretty soon,
94
326880
1976
Yakın bir zaman sonra,
05:28
we began to see changes happening in many areas,
95
328880
5336
binlerce insanın zemin hazırladığı
05:34
precipitated by thousands of people,
96
334240
3256
birçok alanda meydana gelen değişiklikleri görmeye başladık,
05:37
including many of you here today,
97
337520
2616
buna bugün burada bulunan sizler de dâhilsiniz
05:40
and I thank you.
98
340160
1200
ve sizlere teşekkür ediyorum.
05:42
And this TED community will not be surprised
99
342040
5096
Bu TED topluluğu,
önemli değişikliğin meydana geldiği
05:47
if I tell you the first area
100
347160
2616
05:49
in which we saw remarkable change
101
349800
3136
ilk alanı söylediğimde şaşırmayacaktır.
05:52
was ...
102
352960
1200
O alan,
05:55
technology.
103
355320
1200
teknolojiydi.
05:57
We began to see that clean technologies,
104
357600
2616
Bizler, temiz teknolojide,
06:00
in particular renewable energy technologies,
105
360240
2456
özellikle de yenilenebilir enerji teknolojilerinde,
06:02
began to drop price and increase in capacity,
106
362720
2616
şu an şehrin tamamının
elektrik ihtiyacını karşılayacak kapasiteye sahip
06:05
to the point where today we are already building
107
365360
3056
yoğunlaştırılmış güneş enerjili
06:08
concentrated solar power plants
108
368440
1736
elektrik santrallerini inşa ettiğimiz süreçte
06:10
that have the capacity to power entire cities,
109
370200
4456
fiyatların düştüğünü ve kapasitenin arttığını görmeye başladık.
06:14
to say nothing of the fact of what we are doing on mobility
110
374680
4136
Taşınabilirlik ve akıllı binalar konusunda neler yaptığımızdan
06:18
and intelligent buildings.
111
378840
1880
bahsetmiyorum bile.
06:21
And with this shift in technologies,
112
381400
2816
Teknolojideki bu değişimle,
06:24
we were able to begin to understand
113
384240
3176
ekonomik dengede
06:27
that there was a shift in the economic equation,
114
387440
3560
bir değişikliğin olduğunu anlayabildik.
06:31
because we were able to recognize
115
391720
2096
Çünkü; evet biz iklim değişikliği için
06:33
that yes, there are huge costs to climate change,
116
393840
3096
yüksek maliyetlerin söz konusu olduğunu
06:36
and yes, there are compounded risks.
117
396960
2536
ve yine evet karmaşık riskler olduğunu fark edebiliyorduk.
06:39
But there also are economic advantages
118
399520
2656
Ancak, ekonomik avantajlar
06:42
and intrinsic benefits,
119
402200
1696
ve hakiki faydalar da var,
06:43
because the dissemination of the clean technologies
120
403920
2936
çünkü temiz teknolojinin yayılması
06:46
is going to bring us cleaner air,
121
406880
2000
bizlere daha temiz bir hava,
06:50
better health,
122
410640
1376
daha iyi bir sıhhat,
06:52
better transportation, more livable cities,
123
412040
2536
daha iyi ulaşım, daha yaşanılabilir şehirler,
06:54
more energy security,
124
414600
1536
daha iyi bir enerji güvencesi,
06:56
more energy access to the developing world.
125
416160
3456
gelişmekte olan ülkeler için daha fazla enerjiye ulaşım imkânı sağlayacak.
06:59
In sum, a better world than what we have now.
126
419640
3040
Kısaca, şu an yaşadığımız dünyadan daha iyi bir dünya.
07:03
And with that understanding,
127
423840
1680
Bu anlayışla
07:06
you should have witnessed, in fact, part of you were,
128
426840
3496
aslında bir kısmınız, öncelikle ulusal olmayan hükûmetler olmak üzere,
07:10
the spread of ingenuity and excitement
129
430360
4336
özel sektör, endüstrinin ileri gelenleri,
07:14
that went through, first through nonnational governments,
130
434720
4016
sigorta şirketleri, yatırımcılar,
07:18
the private sector, captains of industry, insurance companies,
131
438760
4136
şehirlerin öncüleri, inanç topluluklarından geçerek
07:22
investors, city leaders, faith communities,
132
442920
4296
hünerin ve heyecanın yayılmasına tanıklık etmiş olmalısınız.
07:27
because they all began to understand, this actually can be in their interest.
133
447240
5336
Çünkü bu grupların hepsi bu durumun
gerçekte kendi yararlarına olduğunu anlamaya başladı.
07:32
This can actually improve their bottom line.
134
452600
3520
Bu esasında onların kâr-zarar hanesini düzeltebilir.
07:37
And it wasn't just the usual suspects.
135
457840
5760
Ayrıca burada sadece olağan şüpheliler yoktu.
07:44
I have to tell you I had the CEO of a major, major oil and gas company
136
464760
5296
Size söylemeliyim ki; büyük ama çok büyük bir petrol ve gaz şirketinin
CEO'su geçen yılın başında bana geldi
07:50
come to me at the beginning of last year
137
470080
2336
07:52
and say --
138
472440
1200
ve,
07:54
privately, of course --
139
474520
1760
tabii ki gizlice,
07:57
he did not know how he was going to change his company,
140
477280
3856
şirketini nasıl değiştireceğini bilmediğini,
08:01
but he is going to change it,
141
481160
2176
fakat değiştireceğini söyledi.
08:03
because he's interested in long-term viability.
142
483360
2680
Çünkü uzun süre ayakta kalmak istiyordu.
08:06
Well, now we have a shift in the economic equation,
143
486840
5176
Yani, şimdi biz ekonomi dengesinde bir değişiklik yaşıyoruz
08:12
and with that, with broader support from everyone,
144
492040
4336
ve bununla birlikte, herkesten gelen destekle
08:16
it did not take very long before we saw that national governments
145
496400
6376
ulusal hükûmetlerin bu durumun
08:22
woke up to the fact that this is in their national interest.
146
502800
4856
kendi yararlarına olduğunu anlamalarını görmemiz çok uzun sürmedi.
08:27
And when we asked countries to begin to identify
147
507680
4136
Ayrıca ülkelere evrensel çabaya, kendi yararlarına olacak şekilde,
08:31
how they could contribute to global efforts
148
511840
3896
nasıl katkı sağlayabileceklerini belirlemek adına talepte bulunduk,
08:35
but based on their national interest,
149
515760
2336
08:38
189 countries out of 195,
150
518120
4256
195 ülkenin 189'u
08:42
189 countries sent their comprehensive climate change plans,
151
522400
5336
189 ülke, kendi öncelikleri ile kesişen
08:47
based on their national interest,
152
527760
2135
ve kendi milli sürdürülebilir kalkınma planları ile uyumlu,
08:49
concurrent with their priorities,
153
529919
1897
kendi yararlarını temel alan
08:51
consistent with their national sustainable development plans.
154
531840
3480
geniş çaplı küresel değişiklik planlarını gönderdiler.
08:56
Well,
155
536680
1200
Pekâlâ,
08:58
once you protect the core interests of nations,
156
538800
5176
bir kere ülkelerin temel çıkarlarını koruduğunuz zaman,
09:04
then you can understand that nations were ready
157
544000
3656
anlıyorsunuz ki; ülkeler ortak bir yolda,
09:07
to begin to converge onto a common path,
158
547680
3616
ortak bir güzergâhta birleşmeye hazırlarmış
09:11
onto a common direction of travel
159
551320
3256
ki bu güzergâh bizleri muhtemelen
09:14
that is going to take us probably several decades,
160
554600
3136
birkaç on yıl ileriye götürecek
09:17
but over those several decades is going to take us
161
557760
2496
ve bu sürede de yeni bir ekonomiye,
09:20
into the new economy,
162
560280
1456
hayli dirençli, karbondan arındırılmış bir ekonomiye
09:21
into a decarbonized, highly resilient economy,
163
561760
3576
geçiş olacak.
09:25
And the national contributions that are currently on the table
164
565360
3376
Ulusal hükûmetler adına
09:28
on behalf of national governments
165
568760
2296
hâlihazırda elimizde olan ulusal destekler
09:31
are insufficient to get us to a stabilized climate,
166
571080
4136
istikrarlı bir iklimi sağlamakta yetersiz.
09:35
but they are only the first step,
167
575240
2056
Ancak bunlar sadece ilk adımlar
09:37
and they will improve over time.
168
577320
2016
ve zamanla gelişecekler.
09:39
And the measurement, reporting and verification of all of those efforts
169
579360
4416
Ayrıca önlemler, tüm bu çabaların raporlanması ve doğrulanması
09:43
is legally binding.
170
583800
1656
yasal olarak bağlayıcı.
09:45
And the checkpoints that we're going to have every five years
171
585480
3736
Amacımızına doğru kümülatif gelişimi
değerlendirmek için her beş yılda bir
09:49
to assess collective progress towards our goal are legally binding,
172
589240
4496
ele alacağımız kontrol noktaları
yine yasal olarak bağlayıcı
09:53
and the path itself toward a decarbonized and more resilient economy
173
593760
4896
ve karbondan arındırılmış ve daha dirençli
bir ekonomiye giden bu güzergâh da
09:58
is legally binding.
174
598680
1200
yasal olarak bağlayıcı.
10:00
And here's the more important part:
175
600480
2016
İşte size en önemli kısım:
10:02
What did we have before?
176
602520
1416
Daha önce elimizde neler vardı?
10:03
A very small handful of countries
177
603960
3056
Tamamen yetersiz
ve dahası büyük ölçekte bir yük olarak algılanan
10:07
who had undertaken very reduced,
178
607040
3240
10:11
short-term emission reduction commitments
179
611320
3056
kısıtlı, kısa dönem karbon yayılımını
azaltma taahütlerini ortaya koyan
10:14
that were completely insufficient
180
614400
3176
bir avuç dolusu ülke.
10:17
and furthermore, largely perceived as a burden.
181
617600
3416
10:21
Now what do we have?
182
621040
1416
Şimdi ise elimizde neler var?
10:22
Now we have all countries of the world contributing with different intensities
183
622480
5576
Şimdi, hepsinin çevresel bütünlükle ortak bir amaca hizmet ettiği;
10:28
from different approaches in different sectors,
184
628080
2296
farklı alanlarda, farklı yaklaşımlarla,
10:30
but all of them contributing to a common goal
185
630400
3480
farklı yoğunlukta katkıda bulunan
10:35
and along a path
186
635040
2456
dünyanın tüm ülkelerine sahibiz.
10:37
with environmental integrity.
187
637520
2040
10:40
Well, once you have all of this in place
188
640400
4056
Yani, hepsini bir araya getirdiğinizde
10:44
and you have shifted this understanding,
189
644480
2216
ve anlayışı değiştirdiğinizde
10:46
then you see that governments were able to go to Paris
190
646720
4376
hükûmetlerin Paris'e gidebileceklerini
ve Paris Anlaşması'nı kabul edeceklerini görürsünüz.
10:51
and adopt the Paris agreement.
191
651120
2536
10:53
(Applause)
192
653680
2640
(Alkış)
11:01
So,
193
661360
1200
Böylece,
11:03
as I look back
194
663280
1520
şöyle 6 yıl
11:08
over the past six years,
195
668440
2120
geriye doğru baktığımda,
11:14
first I remember
196
674000
1480
ilk aklıma gelen şey
11:16
the day the Paris agreement was adopted.
197
676480
3600
Paris Anlaşması'nın kabul edildiği gün.
11:20
I cannot tell you the euphoria in the room.
198
680800
2576
Odadaki mutluluğu size tarif edemem.
11:23
5,000 people jumping out of their seats,
199
683400
3376
5.000 insan mutluluk
11:26
crying, clapping, screaming, yelling,
200
686800
3656
ve hâlâ gördükleri şeye olan inançsızlıkları arasındaki uçurumda
11:30
torn between euphoria and still disbelief at what they had just seen,
201
690480
5296
yerlerinden zıpladı, ağladı, alkışladı, bağırdı, çağırdı.
11:35
because so many people
202
695800
1840
Çünkü bu iş için
11:38
had worked for years towards this, and this was finally their reality.
203
698440
4680
birçok insan yıllarca çaba sarf etti ve sonunda bu iş gerçek oldu.
11:44
And it wasn't just those who had participated directly.
204
704480
4240
Sadece doğrudan katkıda bulunanlarla da sınırlı değildi.
11:49
A few weeks ago, I was with a colleague
205
709600
2776
Birkaç hafta önce, eşi Natasha'ya vermek istediği
11:52
who was trying to decide
206
712400
1816
Tahiti incisi hakkında karar vermeye çalışan
11:54
on a Tahitian pearl that he wanted to give to his wonderful wife Natasha.
207
714240
5200
bir meslektaşımla birlikteydim.
12:01
And once he had finally decided what he was going to buy,
208
721160
4040
En sonunda neyi almaya karar verdiğinde,
12:06
the jeweler said to him,
209
726760
1216
kuyumcu ona dedi ki:
12:08
"You know, you're very lucky that you're buying this now,
210
728000
2816
"Bilin ki şu an bunu aldığınız için çok şanslısınız,
12:10
because these pearls could go extinct very soon because of climate change."
211
730840
4680
çünkü bu inciler iklim değişikliğinden dolayı yok olma tehlikesi altındalar."
12:16
"But," the jeweler said, "have you heard,
212
736240
3536
"Ancak" dedi kuyumcu, "duydunuz mu?
12:19
the governments have just come to a decision,
213
739800
2776
hükûmetler ortak bir karar almışlar
12:22
and Tahiti could have a chance."
214
742600
3240
ve Tahiti'nin bir şansı olabilir."
12:26
Well, what a fantastic confirmation
215
746800
3216
Haklı olarak, belki de, belki de işte size umudun,
12:30
that perhaps, perhaps here is hope,
216
750040
4016
olası bir ihtimalin olduğuna dair
12:34
here is a possible chance.
217
754080
2000
ne mükemmel bir delil.
12:37
I'm the first one to recognize that we have a lot of work still to do.
218
757640
4656
Hâlâ yapmamız gereken çok iş olduğunun farkına varan ilk kişi benim.
12:42
We've only just started our work on climate change.
219
762320
3336
Küresel ısınma hakkında yapacağımız işe daha yeni başladık.
12:45
And in fact, we need to make sure that we redouble our efforts
220
765680
3696
Aslına bakarsanız, önümüzdeki kaçınılmaz beş yıl için
12:49
over the next five years that are the urgent five years.
221
769400
3800
çabamızı ikiye katladığımızdan emin olmalıyız.
12:54
But I do believe
222
774640
2856
Ama inanıyorum ki;
12:57
that we have come over the past six years
223
777520
2936
geçen altı yılı
13:00
from the impossible
224
780480
1200
imkânsızdan,
13:02
to the now unstoppable.
225
782440
2096
durmak bilmez bir hâle getirdik.
13:04
And how did we do that? By injecting transformational optimism
226
784560
5056
Peki bunu nasıl yaptık?
Bizi karşı karşıya olmaktan ortaklığa götüren,
13:09
that allowed us to go from confrontation to collaboration,
227
789640
3456
milli ve yerel menfaatlerin evrensel
13:13
that allowed us to understand that national and local interests
228
793120
3296
ihtiyaçlar karşısında çok da farklı bir konumda olmadığını
13:16
are not necessarily at odds with global needs,
229
796440
3376
ve eğer bunu anlayabilirsek bunları bir araya getirebileceğimizi
13:19
and that if we understand that, we can bring them together
230
799840
2715
ve ahenkli bir şekilde
kaynaştırabileceğimizi anlamamıza yardımcı olan
13:22
and we can merge them harmoniously.
231
802579
2237
dönüşümsel iyimserliği başkalarına aktararak.
13:24
And as I look forward to other global issues
232
804840
3736
Dikkatimizi vermemiz gereken diğer küresel meselelere
13:28
that will require our attention this century --
233
808600
3856
-- gıda güvencesi, su güvencesi, ev güvencesi, zorunlu göç --
13:32
food security, water security, home security, forced migration --
234
812480
4480
baktığımda, hâlâ daha bu problemleri nasıl çözeceğimizi
13:39
I see that we certainly do not know
235
819080
2416
tam olarak bilmediğimizi görüyorum.
13:41
how we are going to solve those problems yet.
236
821520
3536
13:45
But we can take a page out of what we have done on climate change
237
825080
4696
Ancak iklim değişikliği için
yaptığımız şeylerden bir şeyler çıkarabiliriz
13:49
and we can understand
238
829800
1256
ve sıfır toplam anlayışını yeniden yorumlamamız gerektiğini anlayabiliriz.
13:51
that we have got to reinterpret the zero-sum mentality.
239
831080
6296
13:57
Because we were trained to believe that there always are winners and losers,
240
837400
4976
Çünkü bizlere her daim bir kazanan ve bir kaybeden olduğu
14:02
and that your loss is my gain.
241
842400
1640
ve sizin kaybınızın benim kazancım olduğu öğretildi.
14:04
Well, now that we're in a world
242
844640
2096
Ama şimdilerde öyle bir dünyada yaşıyoruz ki
14:06
in which we have reached planetary boundaries
243
846760
2936
gezegensel sınırlara ulaştık
14:09
and that we are not just so interconnected,
244
849720
2656
ve sadece birbirimize bağlı değil
14:12
but increasingly interdependent on each other,
245
852400
3416
ve fakat artan bir şekilde birbirimize bağımlıyız,
14:15
your loss is no longer my gain.
246
855840
2160
sizin kaybınız artık benim kazancım değil.
14:18
We're either all losers
247
858760
2480
Ya hepimiz kaybedeniz
14:22
or we all can be winners.
248
862160
2736
ya da hepimiz kazanan olabiliriz.
14:24
But we are going to have to decide
249
864920
2296
Ancak sıfır ile toplam arasında
14:27
between zero and sum.
250
867240
3160
bir karar vermemiz gerekiyor.
14:31
We're going to have to decide between zero benefit for all
251
871040
4856
Hepimiz için hiçbir yararın olmadığı veyahut da
hepimizin yararına bir yaşam sürmek arasında
14:35
or living life as the sum of all of us.
252
875920
3976
bir seçim yapmamız gerekiyor.
14:39
We've done it once. We can do it again.
253
879920
2336
Bunu bir kere yaptık. Tekrar başarabiliriz.
14:42
Thanks.
254
882280
1216
Teşekkürler.
14:43
(Applause)
255
883520
5428
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7