What gardening taught me about life | tobacco brown

Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

At age four, I found a garden,

Dört yaşındayken, mutfağın zemini altında

living underneath the kitchen floor.

yaşayan bir bahçe buldum.

It was hiding behind leftover patches of linoleum

Annemin kaldırttığı muşamba parçalarının altında,

on the worn-out floor my mother was having removed.

eskimiş zeminin üzerinde saklanıyordu.

The workman was busy when the garden caught my attention.

Bahçe dikkatimi çektiğinde işçi başka bir şey ile meşguldu.

My eyes became glued to the patterns of embroidered roses

Gözlerim nakış gibi işlenmiş güllerin çocukluğumun manzarasında

blooming across my childhood landscape.

açan desenlerine kitlenmişti.

I saw them and felt a sense of joy and adventure.

Onları görünce bir neşe ve macera duygusu kapladı.

This excitement felt like a feeling to go forward

Bu heyecan hakkında hiçbir şey bilmediğim

into something I knew nothing about.

bir yere gidiyormuşum gibi hissettirdi.

My passion and connection to garden started at that exact moment.

Bahçelere olan tutkum ve bağım işte tam o an başladı.

When spring arrived, I ran so fast through the house,

Bahar geldiğinde eve doğru

speeding ahead of my mother's voice.

annemin sesinden bile daha hızlı koştum.

I pulled on my red corduroy jumper and my grey plaid wool hat

Daha annem ceketini bile giyemeden, kırmızı çizgili kadife kazağımı

before my mother could get her jacket on.

ve gri ekoseli yün şapkamı giydim.

I catapulted out of the front screen door

Ön cam kapıdan fırlayıp kendimi

and threw myself on a fresh carpet of grass.

taze çimlerin üzerine attım.

Excited, I bounced to my feet and flipped three more cartwheels

Heyecanla tekrar doğruldum ve annemin yanına uzanmadan önce

üç perende daha attım.

before landing by her side.

Mother dear was in the garden

Canım annem bahçede toprağı

kazmakla meşguldü

busy breaking up the soil,

and I sat beside her,

ve yanına oturup

playing with mud pies in the flower bed.

çiçeklerin yanındaki çamurla oynadım.

When her work was done,

Annemin işi bittiğinde

she rewarded me with an ice-cold glass of bittersweet lemonade

beni buz gibi ve mayhoş bir limonatayla ödüllendirdi

and then lined my shoes with sprigs of mint

ve sonra ayaklarım serinlesin diye ayakkabılarımı nane dallarıyla astarladı.

to cool off my feet.

My mother cooked with the colors and textures of her garden.

Annem bahçesinin renk

ve dokularıyla yemek pişirirdi.

She baked yams and squash

Tatlı patateslerle su kabaklarını

and heirloom tomatoes and carrots.

ve domateslerle havuçları pişirirdi.

She fed love to a generation of people

Nesiller boyu insanları

mor yapraklı bezelye ve yeşilliklerle ve sevgiyle besledi.

with purple hull peas and greens.

It seems that during my childhood,

Görünüşe bakılırsa, çocukluğumdaki

the blooms from my mother's gardens have healed all the way from her halo

annemin bahçesindeki tomurcuklar onun halesinden

to the roots on the soles of our feet.

ayaklarımızın altındaki köklere uzanmışlardı.

In our last conversation before her death,

Ölümünden önceki son konuşmamızda,

she encouraged me to go anywhere in the world

beni dünyada mutlu edecek herhangi bir yere gitmem

that would make me happy.

konusunda cesaretlendirdi.

Since then, I have planted her gardens

O zamandan beri,

dünyanın dört bir yanında, sanat enstalasyonları aracılığı ile

through art installations throughout the world,

tanıştığım insanların ülkelerinde bahçelerini ektim.

in countries of the people that I meet.

Now they are lining parks and courtyards,

Şimdi park ve avluları süslüyor,

painted on walls and even in blighted lots off the street.

duvarlarda ve hatta çürümüş arsaları kaplıyorlar.

If you were in Berlin, Germany,

Berlin, Almanya'da olsaydınız

you would have seen my garden at Stilwerk Design Center,

Stilwerk Tasarım Merkezi'ni,

where rosemary and lavender, hydrangea and lemon balm

biberiye ve lavanta, ortanca ve melisaların

trailed up the glass elevators to all six floors.

cam asansörlerden yukarı altı kat boyunca sardığını görürdünüz.

In 2009, I planted "Philosophers Garden,"

2009'da, Memphis Tennessee'deki

tarihi Frederick Douglass Lisesi'nde

a garden mural,

blooming at the historic Frederick Douglass High School

"Filozofların Bahçesi" adında

in Memphis, Tennessee.

bir bahçe freski ektim.

This school’s garden fed an entire community

Okulun bahçesi, Büyük Buhran zamanında buradaki tüm topluluğu beslemiş

and was honored by Eleanor Roosevelt during the Great Depression.

ve Elenor Roosevelt tarafından da onurlandırılmıştır.

Again, in 2011, I planted at Court Square Park --

Yine 2011'de Court Square Park'ta da ekim yaptım;

six entry gardens

altı giriş bahçesi,

with 80 varieties of deliciously fragrant floribunda

mis kokulu yediveren ve hibrit çay

güllerinin 80 çeşidinden oluşan.

and hybrid tea roses.

Gardening has taught me that planting and growing a garden

Bahçıvanlık bana, bahçe ekmenin ve yetiştirmenin,

is the same process as creating our lives.

hayatımızı şekillendirmekle aynı süreç olduğunu öğretti.

This process of creation begins in the spring,

Bu yaratma süreci ilkbaharda toprağı

when you break up the soil and start anew.

belleyip yeniyerek başlar.

Then it's time to clear out the dead leaves,

Sonra ölü yaprakları, taş kalıntılarını

debris and roots of the winter.

ve kışın köklerini temizleme zamanı gelir.

The gardener must then make sure

Bahçıvan daha sonra doğru bir dağılımla

that a good disposition and the proper nutrients

doğru besinin toprağa doğru bir şekilde

are correctly mixed in the soil.

karıştırıldığından emin olmalıdır.

Then it's important to aerate the topsoil

Sonra en üstteki toprağı havalandırmak önemlidir,

and leave it loosely packed on the surface.

yüzeyde gevşek bir hâlde bırakmak gerekir.

You won't get those beautiful blooms in life

Yapılması gerekenleri doğru bir şekilde yapmadan

until you first do the work just right.

hayattaki o güzel çiçek açan tomurcukları elde edemeyiz.

When our gardens are balanced with care,

Bahçeleremizin özenle dengelendiğinde

we can harvest the beauty of living a life of grace.

inayet dolu bir yaşamın güzelliğini hasat edebiliriz

In the forests,

Ormanlarda ağaçlar,

when trees realize through their roots that another tree is sick,

bir başka ağacın hasta olduğunu kökleri aracılığıyla

they will send a portion of their nutrients to that tree

öğrendiğinde kendi besinlerinin bir kısmını o ağaca iyileşsin

to help them to heal.

diye gönderir.

They never think about what will happen to them

Kendilerine ne olacağını düşünmeden

or feel vulnerable when they do.

ya da düşündüklerinde zayıf hissetmeden.

When a tree is dying,

Bir ağaç ölürken

it releases all of its nutrients to other trees that need it the most.

kendi besininin tamamını ona en çok ihtiyacı olan diğer ağaçlara verir.

Below the surface, we are all connected by our roots

Yüzeyin altında hepimiz köklerimizle birbirimize bağlıyız

and sharing nutrients with each other.

ve birbirimizle besinlerimizi paylaşıyoruz.

It's only when we come together that we can honestly grow.

Yalnızca biraraya geldiğimizde gerçekten büyüyebiliriz.

It's the same for humans in the garden of hardship.

Zorluklar bahçesindeki insanlar için de bu aynıdır.

In this garden,

Bu bahçede,

when the caterpillar transforms into a chrysalis,

bir tırtıl bir krizalite dönüştüğünde

this involves some struggle.

bir çaba vardır.

But it's a challenge with a purpose.

Bu çaba, amacı olan bir mücadele.

Without this painful fight

Bu sancılı kavga olmadan,

to break free from the confines of the cocoon,

kozanın kabuğundan kurtulmak ve yeni oluşmuş bir kelebek olarak

the newly formed butterfly can't strengthen its wings.

kanatlarını güçlendirmek mümkün değil.

Without the battle, the butterfly dies without ever taking flight.

Mücade olmadan, kelebek uçamadan ölür.

My life's work

Hayatımın işi

is to illustrate how to integrate human connectivity into the garden.

beşeri bağların bahçelere nasıl entegre edilebileceğini göstermek.

Gardens are full of magical wisdom for this transformation.

Bahçeler bu değişim için olan büyülü irfanla doludur.

Mother Nature is creative energy waiting to be born.

Doğa ana doğmayı bekleyen yaratıcı enerjidir.

Gardens are a mirror

Bahçeler de

that cast their own reflection into our waking lives.

uyanan hayatlarımıza kendi yansımalarını aksettiriren aynalardır.

So nurture your talents and strengths

Yeteneklerinizi ve güçlü yanlarınızı besleyin,

while you appreciate all you've been given.

bir yandan da size bahşedilenlere minnet duyun.

Remain humble to healing.

İyileşmeye karşı mütevazi kalın.

And maintain compassion for others.

Ve başkalarına karşı şefkatli olmaya devam edin.

Cultivate your garden for giving

Vermek için bahçenizi besleyin

and plant those seeds for the future.

ve bu tohumları gelecek için ekin.

The garden is the world living deep inside of you.

Bahçe içinizde derinde yaşayan dünyadır.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)

(Cheers)

(Tebrik nidaları)

(Applause)

(Alkış)