Frank Gehry: Nice building. Then what?

Frank Gehry soruyor: "Peki sonra?"

95,125 views ・ 2008-01-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sülün Aykurt Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:12
Frank Gehry: I listened to this scientist this morning.
0
12160
2000
Frank Gehry: Bu sabah bir bilimadamını dinliyordum.
00:14
Dr. Mullis was talking about his experiments,
1
14160
5000
Dr. Mullis yaptığı deneylerden bahsediyordu
00:19
and I realized that I almost became a scientist.
2
19160
3000
ve az daha bilimadamı olacağımı hatırladım.
00:22
When I was 14 my parents bought me a chemistry set
3
22160
6000
14 yaşındayken annemler bana bir kimya seti almıştı.
00:29
and I decided to make water.
4
29160
2000
Ben de su yapmaya karar verdim.
00:31
(Laughter)
5
31160
9000
(Kahkahalar)
00:40
So, I made a hydrogen generator and I made an oxygen generator,
6
40160
5000
Bir hidrojen jeneratörü yaptım, bir de oksijen jeneratörü.
00:45
and I had the two pipes leading into a beaker
7
45160
2000
İki boruyu bir deney tübüne soktum.
00:47
and I threw a match in.
8
47160
2000
İçine de bir kibrit attım.
00:49
(Laughter)
9
49160
2000
(Kahkahalar)
00:51
And the glass -- luckily I turned around --
10
51160
3000
Her yere cam sıçradı - iyi ki arkamı dönmüşüm.
00:54
I had it all in my back
11
54160
2000
Hepsi arkamda oldu.
00:56
and I was about 15 feet away.
12
56160
3000
5 metre kadar mesafedeki
00:59
The wall was covered with ...
13
59160
2000
bütün duvara sıçradı
01:01
I had an explosion.
14
61160
2000
Hepsi patladı.
01:03
Richard Saul Wurman: Really?
15
63160
1000
Richard Saul Wurman: Gerçekten mi?
01:04
FG: People on the street came and knocked on the door
16
64160
1000
Sokaktaki insanlar gelip kapıyı çaldı
01:05
to see if I was okay.
17
65160
2000
İyi misin diye sormaya.
01:07
RSW: ... huh. (Laughter)
18
67160
7000
(Kahkahalar)
01:14
I'd like to start
19
74160
2000
RW: Baştan başlayalım --
01:16
this session again.
20
76160
3000
Bu oturuma baştan başlayalım.
01:19
The gentleman to my left is the very famous, perhaps overly famous,
21
79160
5000
Solumda oturan beyefendi çok meşhur, belki fazlasıyla meşhur birisi,
01:24
Frank Gehry.
22
84160
2000
Frank Gehry.
01:26
(Laughter)
23
86160
1000
(Kahkahalar)
01:27
(Applause)
24
87160
1000
(Alkış)
01:28
And Frank, you've come to a place in your life, which is astonishing.
25
88160
4000
Frank, hayatında geldiğin nokta gerçekten etkileyici.
01:32
I mean it is astonishing for an artist, for an architect,
26
92160
5000
Yani bir sanatçı - bir mimar - olarak hala hayattayken
01:37
to become actually an icon and a legend in their own time.
27
97160
2000
bir sembol ve bir efsane haline gelmek inanılmaz birşey.
01:39
I mean you have become, whether you can giggle at it
28
99160
3000
Yani senin geldiğin nokta, tabii gülüyorsun
01:42
because it's a funny ... you know, it's a strange thought,
29
102160
3000
komik geliyor, evet düşünürsen biraz garip.
01:45
but your building is an icon --
30
105160
2000
Yaptığın bina bir ikona.
01:47
you can draw a little picture of that building, it can be used in ads --
31
107160
3000
O binanın ufak bir resmini çizsen reklamlarda kullanılabilir.
01:50
and you've had not rock star status, but celebrity status
32
110160
5000
Bir rock yıldızı kadar olmasa da, büyük şöhret kazandın
01:55
in doing what you wanted to do for most of your life.
33
115160
5000
ve bunu hayatın boyunca yapmak istediğini yaparak elde ettin.
02:00
And I know the road was extremely difficult.
34
120160
4000
Bunun çok zor bir süreç olduğunu biliyorum.
02:05
And it didn't seem, at least, that your sell outs,
35
125160
4000
Ve bunu yaratıcılığından taviz vermeden yapmayı başardın.
02:09
whatever they were, were very big.
36
129160
4000
verdiyse dahi çok büyük çapta olduğunu düşünmüyorum.
02:13
You kept moving ahead in a life where you're dependent
37
133160
6000
Hayatta hep ilerlemeye devam ettin, başka birisi
02:19
on working for somebody.
38
139160
2000
için çalışmak durumunda kalmana rağmen.
02:22
But that's an interesting thing for a creative person.
39
142160
3000
Fakat bu yaratıcı bir insan için ilginç bir deneyim.
02:25
A lot of us work for people;
40
145160
2000
Bir çoğumuz başkaları için çalışıyoruz.
02:27
we're in the hands of other people.
41
147160
2000
Başkalarına bağlıyız.
02:29
And that's one of the great dilemmas -- we're in a creativity session --
42
149160
4000
Ve bu büyük bir dilema - yaratıcılıkla ilgili bir oturumdayız -
02:33
it's one of the great dilemmas in creativity:
43
153160
2000
Bu yaratıcılığın en büyük dilemalarından biri.
02:35
how to do work that's big enough and not sell out.
44
155160
4000
Yaratıcılıktan taviz vermeden büyük işler yapmak mümkün mü?
02:39
And you've achieved that
45
159160
2000
Ve sen bunu başardın.
02:41
and that makes your win doubly big, triply big.
46
161160
4000
Bu senin başarını ikiyle, üçle katlıyor.
02:46
It's not quite a question but you can comment on it.
47
166160
1000
Bu aslında bir soru değil, ama belki yorum yapabilirsin.
02:47
It's a big issue.
48
167160
2000
Önemli bir konu.
02:50
FG: Well, I've always just ...
49
170160
2000
FG: Yani aslında ben hep --
02:52
I've never really gone out looking for work.
50
172160
5000
Ben hiç iş aramadım.
02:57
I always waited for it to sort of hit me on the head.
51
177160
3000
Hep birşeyin başımın tepesine düşmesini bekledim.
03:00
And when I started out,
52
180160
3000
İlk başlarda
03:03
I thought that architecture was a service business
53
183160
3000
Mimarinin bir hizmet işi olduğunu düşünürdüm.
03:06
and that you had to please the clients and stuff.
54
186160
3000
Müşterilerin hoşuna gitmek gerektiğini falan sanırdım.
03:09
And I realized when I'd come into the meetings
55
189160
4000
Sonra farkettim ki, toplantılarda
03:13
with these corrugated metal and chain link stuff,
56
193160
5000
dalgalı metal ve zincir bağlantısı gibi laflar ettiğimde
03:18
and people would just look at me
57
198160
3000
insanlar boş boş bakıyordu
03:21
like I'd just landed from Mars.
58
201160
2000
sanki Mars'tan gelmişim gibi.
03:23
But I couldn't do anything else.
59
203160
3000
Halbuki başka birşey yapmasını bilmiyordum.
03:26
That was my response to the people in the time.
60
206160
3000
O dönemde insanlara tepkim buydu.
03:29
And actually, it was responding to clients that I had
61
209160
4000
Ve aslında bu tepkim
03:33
who didn't have very much money, so they couldn't afford very much.
62
213160
3000
çok parası olmayan müşterilereydi.
03:36
I think it was circumstantial.
63
216160
2000
Sanırım koşullara bağlıydı.
03:38
Until I got to my house, where the client was my wife.
64
218160
5000
Sonunda kendi evim sözkonusu oldu. Burada müşteri eşimdi.
03:43
We bought this tiny little bungalow in Santa Monica
65
223160
3000
Santa Monica'da ufacık bir kulübe aldık.
03:46
and for like 50 grand I built a house around it.
66
226160
3000
50 bin dolara falan etrafına bir ev inşa ettim.
03:49
And a few people got excited about it.
67
229160
4000
Birkaç kişi pek bir heyecanlandı.
03:53
I was visiting with an artist, Michael Heizer,
68
233160
3000
Sanatçı Michael Heizer ile
03:56
out in the desert near Las Vegas somewhere.
69
236160
3000
Las Vegas civarlarında çölde dolaşıyorduk.
03:59
He's building this huge concrete place.
70
239160
3000
O kocaman bir beton bina inşa ediyordu.
04:02
And it was late in the evening. We'd had a lot to drink.
71
242160
3000
Geç olmuştu, bayağı da içmiştik,
04:05
We were standing out in the desert all alone and,
72
245160
3000
Çölün ortasında yalnız başımıza oturuyorduk ve dedi ki -
04:08
thinking about my house, he said,
73
248160
2000
evimi düşünerek - dedi ki,
04:10
"Did it ever occur to you if you built stuff more permanent,
74
250160
5000
"Hiç aklına geldi mi, daha dayanıklı birşey inşa etsen,
04:15
somewhere in 2000 years somebody's going to like it?"
75
255160
4000
2000 yıl sonra birisinin hoşuna gidebilir."
04:20
(Laughter)
76
260160
4000
(Kahkahalar)
04:24
So, I thought, "Yeah, that's probably a good idea."
77
264160
5000
Ben de evet, herhalde iyi fikir, diye düşündüm.
04:29
Luckily I started to get some clients that had a little more money,
78
269160
4000
Şansıma, biraz daha fazla parası olan müşterilerim olmaya başladı.
04:33
so the stuff was a little more permanent.
79
273160
3000
Bu sayede daha dayanıklı birşeyler yaptım.
04:36
But I just found out the world ain't going to last that long,
80
276160
3000
Ama farkına vardım ki, dünya o kadar uzun sürmeyecek.
04:39
this guy was telling us the other day.
81
279160
2000
Geçenlerde bir adam soruyordu,
04:41
So where do we go now?
82
281160
3000
Şimdi nereye gideceğiz?
04:44
Back to -- everything's so temporary.
83
284160
2000
Geri döneceğiz - herşey fani.
04:46
I don't see it the way you characterized it.
84
286160
5000
Duruma senin dediğin açıdan bakmıyorum.
04:52
For me, every day is a new thing.
85
292160
4000
Bence her gün yeni bir şey.
04:56
I approach each project with a new insecurity,
86
296160
5000
Her projeye yeniden güvensiz şekilde yaklaşıyorum.
05:01
almost like the first project I ever did,
87
301160
2000
hayatımın ilk projesiymiş gibi.
05:03
and I get the sweats,
88
303160
4000
Ter döküyorum.
05:07
I go in and start working, I'm not sure where I'm going --
89
307160
2000
İşe başlıyorum. Nereye doğru gittiğimden emin olmadan.
05:09
if I knew where I was going, I wouldn't do it.
90
309160
3000
Nereye gittiğimi bilirsem o işi yapmam.
05:12
When I can predict or plan it, I don't do it.
91
312160
3000
Öngörebiliyor veya planlayabiliyorsam, yapmıyorum.
05:15
I discard it.
92
315160
2000
Çöpe atıyorum.
05:17
So I approach it with the same trepidation.
93
317160
3000
Hep aynı korkuyla yaklaşıyorum.
05:20
Obviously, over time I have a lot more confidence
94
320160
5000
Tabii ki zamanla kendime olan güvenim arttı
05:25
that it's going to be OK.
95
325160
2000
herşeyin yoluna gireceğini biliyorum.
05:28
I do run a kind of a business --
96
328160
3000
Bir iş kurdum.
05:31
I've got 120 people
97
331160
2000
120 kişi çalıştırıyorum.
05:33
and you've got to pay them,
98
333160
2000
Onlara da para vermek gerek.
05:35
so there's a lot of responsibility involved --
99
335160
2000
Büyük sorumluluklar girdi işin içine.
05:37
but the actual work on the project is with,
100
337160
4000
Fakat projenin kendisi üzerinde yapılan iş
05:41
I think, a healthy insecurity.
101
341160
2000
bence sağlıklı bir güvensizlik duygusuyla yapılıyor.
05:43
And like the playwright said the other day -- I could relate to him:
102
343160
7000
Geçenlerde tiyatro yazarının dediği gibi - ona katılıyorum -
05:50
you're not sure.
103
350160
2000
emin değilsin.
05:52
When Bilbao was finished and I looked at it,
104
352160
4000
Bilbao bittiğinde baktım ve
05:56
I saw all the mistakes, I saw ...
105
356160
2000
bütün hataları gördüm.
05:58
They weren't mistakes;
106
358160
2000
Aslında hata değildi.
06:00
I saw everything that I would have changed
107
360160
2000
Değiştirebileceğim herşeyi gördüm.
06:02
and I was embarrassed by it.
108
362160
3000
Ve utandım.
06:05
I felt an embarrassment -- "How could I have done that?
109
365160
3000
Utanç duydum - nasıl bunu yapabildim diye.
06:08
How could I have made shapes like that or done stuff like that?"
110
368160
4000
Nasıl böyle şekiller yapabildim, veya şunu şöyle yapabildim?
06:12
It's taken several years to now look at it detached and say --
111
372160
6000
Belli bir mesafeyle bakabilmem yıllar aldı ve
06:18
as you walk around the corner and a piece of it works with the road
112
378160
5000
bir yerde köşeyi dönüp binanın bir parçasının o yola yakıştığını görünce
06:23
and the street, and it appears to have a relationship --
113
383160
4000
ve sokakla uyum içinde olduğunu görünce
06:27
that I started to like it.
114
387160
2000
sevmeye başladım.
06:29
RSW: What's the status of the New York project?
115
389160
3000
RW: New York projesinin durumu nedir?
06:32
FG: I don't really know.
116
392160
2000
FG: Tam olarak bilmiyorum.
06:34
Tom Krens came to me with Bilbao and explained it all to me,
117
394160
4000
Tom Krens Bilbao'da beni ziyaret edip herşeyi anlattı.
06:38
and I thought he was nuts.
118
398160
2000
Ben deli olduğunu düşündüm,
06:40
I didn't think he knew what he was doing,
119
400160
2000
ne yaptığının farkında değil dedim.
06:42
and he pulled it off.
120
402160
2000
Ve becerdi.
06:44
So, I think he's Icarus and Phoenix all in one guy.
121
404160
4000
Yani bence bu adam İkarus ile Anka kuşunun tek bir insanda birleşmiş hali.
06:48
(Laughter)
122
408160
2000
(Kahkaha)
06:50
He gets up there and then he ... comes back up.
123
410160
4000
Havalanıyor -- tekrar yukarı çıkıyor.
06:57
They're still talking about it.
124
417160
2000
Hala bundan bahsediyorlar.
06:59
September 11 generated some interest
125
419160
6000
11 Eylül'den sonra birileri
07:05
in moving it over to Ground Zero,
126
425160
4000
projeyi Ground Zero'ya taşımaktan bahsetti.
07:09
and I'm totally against that.
127
429160
3000
Ben buna tamamen karşıyım.
07:14
I just feel uncomfortable talking about or building anything on Ground Zero
128
434160
8000
Ground Zero'dan bahsetmek veya oraya herhangi birşey inşa etmek beni rahatsız ediyor.
07:22
I think for a long time.
129
442160
2000
Bence uzun süre böyle olacak.
07:26
RSW: The picture on the screen,
130
446160
2000
RW: Ekrandaki resim,
07:28
is that Disney?
131
448160
2000
Disney mi?
07:30
FG: Yeah.
132
450160
1000
FG: Evet
07:31
RSW: How much further along is it than that,
133
451160
2000
Bunun daha ne kadar işi var,
07:33
and when will that be finished?
134
453160
1000
ne zaman bitecek?
07:34
FG: That will be finished in 2003 -- September, October --
135
454160
6000
FG: 2003'te bitecek, Eylül - Ekim gibi.
07:41
and I'm hoping Kyu, and Herbie, and Yo-Yo and all those guys
136
461160
7000
Umarım Kyu, Herbie, Yo Yo ve diğerleri
07:48
come play with us at that place.
137
468160
3000
Bizimle oynamaya gelirler.
07:52
Luckily, today most of the people I'm working with are people I really like.
138
472160
3000
Şansıma, halen birlikte çalıştığım herkesi çok seviyorum.
07:56
Richard Koshalek is probably one of the main reasons
139
476160
3000
Richard büyük ölçüde
07:59
that Disney Hall came to me.
140
479160
3000
Disney Hall'ın bana verilmesini sağladı.
08:02
He's been a cheerleader for quite a long time.
141
482160
3000
Uzun süredir beni destekliyor.
08:05
There aren't many people around that are really involved
142
485160
4000
Ortalıkta müşteri olarak mimariyle gerçek anlamda uğraşan
08:09
with architecture as clients.
143
489160
2000
çok fazla insan yok.
08:11
If you think about the world,
144
491160
4000
Biliyor musun, dünyayı düşününce,
08:15
and even just in this audience,
145
495160
2000
hatta sırf buradaki dinleyiciler bile,
08:17
most of us are involved with buildings.
146
497160
6000
çoğunluğumuz binalarla bağlantılıyız.
08:23
Nothing that you would call architecture, right?
147
503160
3000
Ama tam anlamıyla mimari sayılmaz.
08:26
And so to find one, a guy like that,
148
506160
4000
O yüzden böyle bir adam bulduğunda
08:31
you hang on to him.
149
511160
2000
fırsatı kaçırmıyorsun.
08:33
He's become the head of Art Center,
150
513160
3000
Sanat Merkezinin başkanı oldu
08:36
and there's a building by Craig Ellwood there.
151
516160
4000
ve orada Craig Ellwood'un bir binası var.
08:40
I knew Craig and respected him.
152
520160
4000
Craig'i tanır ve sayardım.
08:44
They want to add to it
153
524160
2000
Oraya ilaveler yapmak istiyorlar.
08:46
and it's hard to add to a building like that --
154
526160
1000
Böyle bir binaya ekleme yapmak çok zor.
08:47
it's a beautiful, minimalist, black steel building --
155
527160
4000
Çok güzel, minimalist, siyah çelikten inşa edilmiş bir bina.
08:51
and Richard wants to add a library and more student stuff
156
531160
9000
ve Richard bir kütüphane ve öğrenciler için birşeyler istiyor.
09:01
and it's a lot of acreage.
157
541160
2000
Çok büyük bir arazi.
09:03
I convinced him to let me bring in another architect
158
543160
4000
Ben de onu başka bir mimar bulmaya ikna ettim
09:07
from Portugal: Alvaro Siza.
159
547160
3000
Portekizli Alvaro Siza.
09:10
RSW: Why did you want that?
160
550160
2000
RW: Neden bunu istedin?
09:12
FG: I knew you'd ask that question.
161
552160
2000
FG: Bunu soracağını biliyordum.
09:15
It was intuitive.
162
555160
2000
Hissetmiştim.
09:18
(Laughter)
163
558160
3000
(Kahkahalar)
09:21
Alvaro Siza grew up and lived in Portugal
164
561160
6000
FG: Alvaro Siza Portekiz'de büyümüş, yaşamış.
09:27
and is probably considered the Portuguese main guy in architecture.
165
567160
5000
Portekiz'in en önemli mimarı sayılıyor.
09:32
I visited with him a few years ago
166
572160
3000
Onu birkaç yıl önce ziyaret ettim
09:35
and he showed me his early work,
167
575160
2000
ve bana ilk başlarda yaptıklarını gösterdi.
09:37
and his early work had a resemblance to my early work.
168
577160
5000
İlk çalışmaları benim ilk çalışmalarıma benziyor.
09:44
When I came out of college,
169
584160
3000
Üniversiteden mezun olduğumda
09:47
I started to try to do things contextually in Southern California,
170
587160
4000
Güney Kaliforniya'da çevreye uygun şeyler yapmaya başladım.
09:51
and you got into the logic of Spanish colonial tile roofs
171
591160
6000
İspanyol tarzı kiremit çatı mantığıyla
09:57
and things like that.
172
597160
2000
bu tür şeyler.
09:59
I tried to understand that language as a beginning,
173
599160
5000
O ifade tarzını bir başlangıç olarak algıladım,
10:04
as a place to jump off,
174
604160
2000
bir sıçrama tahtası olarak.
10:06
and there was so much of it being done by spec builders
175
606160
5000
Fakat emlak spekülatörleri o tarz binalardan o kadar çok yapmaya başladı ki,
10:11
and it was trivialized so much that it wasn't ...
176
611160
4000
O kadar basite indirgenmişti ki -
10:15
I just stopped.
177
615160
2000
Bıraktım.
10:17
I mean, Charlie Moore did a bunch of it,
178
617160
2000
Yani Charlie Moore böyle şeyler yapmaya devam etti.
10:19
but it didn't feel good to me.
179
619160
4000
ama ben rahatsız oldum.
10:23
Siza, on the other hand, continued in Portugal
180
623160
3000
Siza ise Portekiz'de devam etmiş,
10:26
where the real stuff was
181
626160
3000
daha otantik bir yerde.
10:29
and evolved a modern language that relates to that historic language.
182
629160
8000
tarihi dokuya bağlı modern bir ifade ortaya çıkarmış.
10:37
And I always felt that he should come to Southern California
183
637160
6000
Ben hep onun Güney Kaliforniya'ya gelip
10:43
and do a building.
184
643160
1000
bir bina yapması gerektiğini düşündüm.
10:44
I tried to get him a couple of jobs and they didn't pan out.
185
644160
4000
Ona birkaç iş bulmaya çalıştım ama olmadı.
10:49
I like the idea of collaboration with people like that
186
649160
7000
Böyle insanlarla işbirliği yapma fikri hoşuma gidiyor
10:56
because it pushes you.
187
656160
4000
çünkü seni teşvik ediyor.
11:04
I've done it with Claes Oldenburg and with Richard Serra,
188
664160
4000
Bunu Claes Oldenburg ve Richard Serra ile yaptım.
11:09
who doesn't think architecture is art.
189
669160
3000
O mimarinin sanat olmadığını düşünüyor.
11:12
Did you see that thing?
190
672160
2000
Gördün mü?
11:15
RSW: No. What did he say?
191
675160
2000
RW: Ne dedi?
11:17
FG: He calls architecture "plumbing."
192
677160
2000
FG: Mimariye "tesisat" diyor.
11:19
(Laughter)
193
679160
3000
(Gülüşmeler)
11:22
FG: Anyway, the Siza thing.
194
682160
3000
Neyse, Siza konusu
11:26
It's a richer experience.
195
686160
2000
Daha zengin bir tecrübe
11:28
It must be like that for Kyu doing things with musicians --
196
688160
3000
Mesela Kyu müzisyenlerle çalıştığında böyle oluyordur.
11:31
it's similar to that I would imagine --
197
691160
2000
Tahmin ediyorum benzer birşey.
11:33
where you ... huh?
198
693160
2000
Sen - efendim?
11:35
Audience: Liquid architecture.
199
695160
2000
Dinleyici: Sıvı mimari
11:37
FG: Liquid architecture.
200
697160
2000
FG: Sıvı mimari
11:39
(Laughter)
201
699160
1000
(Kahkahalar)
11:40
Where you ... It's like jazz: you improvise, you work together,
202
700160
4000
Caz gibi birşey - doğaçlama yapıyorsun, birlikte çalışıyorsun
11:44
you play off each other, you make something,
203
704160
6000
Diğeriyle oynuyorsun, birşeyler çıkarıyorsun.
11:50
they make something.
204
710160
2000
birşeyler yapıyorlar.
11:52
And I think
205
712160
3000
Bence bu bir tür -
11:55
for me, it's a way of trying to understand the city
206
715160
4000
şehri anlamanın bir yolu
11:59
and what might happen in the city.
207
719160
2000
ve şehirde neler olabileceğini.
12:01
RSW: Is it going to be near the current campus?
208
721160
3000
RW: Mevcut kampüse yakın mı olacak?
12:04
Or is it going to be down near ...
209
724160
2000
Yoksa aşağılarda mı?
12:06
FG: No, it's near the current campus.
210
726160
2000
FG: Yok, kampüse yakın.
12:08
Anyway, he's that kind of patron.
211
728160
2000
Neyse, o bu tür bir hami.
12:10
It's not his money, of course.
212
730160
2000
Kendi parası değil tabii.
12:12
(Laughter)
213
732160
3000
(Gülüşmeler)
12:15
RSW: What's his schedule on that?
214
735160
2000
RW: Bu işin zaman çizelgesi nedir?
12:17
FG: I don't know.
215
737160
1000
FG: Bilmiyorum.
12:18
What's the schedule, Richard?
216
738160
2000
Takvim nedir Richard?
12:20
Richard Koshalek: [Unclear] starts from 2004.
217
740160
2000
Richard: 2004'te başlıyor.
12:22
FG: 2004.
218
742160
2000
FG: 2004.
12:25
You can come to the opening. I'll invite you.
219
745160
2000
Açılışa gelebilirsin, davet ederim.
12:27
No, but the issue of city building in democracy is interesting
220
747160
8000
Bak, aslında demokrasilerde şehircilik ilginç bir konu
12:35
because it creates chaos, right?
221
755160
3000
çünkü kaos yaratıyor, öyle değil mi?
12:38
Everybody doing their thing makes a very chaotic environment,
222
758160
4000
Herkes kendi işini yapınca kaotik bir ortam oluyor
12:42
and if you can figure out how to work off each other --
223
762160
5000
ve diğerlerinin yaptıklarının üzerine iş yapmanın yolunu bulursan
12:47
if you can get a bunch of people
224
767160
5000
Yani o da değil - eğer birbirlerinin işine saygılı
12:52
who respect each other's work and play off each other,
225
772160
4000
bir grup insan bulursan
12:56
you might be able to create models for
226
776160
2000
modeller yaratabilirsin
12:58
how to build sections of the city without resorting to the one architect.
227
778160
8000
tek bir mimara bağlı kalmadan şehrin bir bölümünü inşa etmek için.
13:06
Like the Rockefeller Center model,
228
786160
2000
Rockefeller Center örneğinde olduğu gibi,
13:08
which is kind of from another era.
229
788160
3000
ki bu geçmiş bir döneme ait.
13:11
RSW: I found the most remarkable thing.
230
791160
3000
RW: Çok ilginç birşey buldum.
13:14
My preconception of Bilbao was this wonderful building,
231
794160
5000
Bilbao için önyargım şahane bir binaydı,
13:19
you go inside and there'd be extraordinary spaces.
232
799160
2000
içeriye girince de muhteşem mekanların olacağı biryer.
13:21
I'd seen drawings you had presented here at TED.
233
801160
3000
Burada TED'de sunduğun resimleri görmüştüm.
13:24
The surprise of Bilbao was in its context to the city.
234
804160
5000
Bilbao'ya gidince binanın şehirdeki yeri şaşırtıcı geldi.
13:29
That was the surprise of going across the river,
235
809160
2000
Nehri geçip
13:31
of going on the highway around it,
236
811160
2000
otoyoldan gidip
13:33
of walking down the street and finding it.
237
813160
3000
sokaktan inince binayı bulmak.
13:36
That was the real surprise of Bilbao.
238
816160
3000
Bilbao'nun asıl sürprizi buydu.
13:39
FG: But you know, Richard,
239
819160
1000
FG: Richard biliyor musun
13:40
most architects when they present their work --
240
820160
2000
çoğu mimar işini gösterdiğinde -
13:42
most of the people we know,
241
822160
1000
insanların çoğu
13:43
you get up and you talk about your work,
242
823160
3000
kalkıp işi hakkında konuşur
13:46
and it's almost like you tell everybody you're a good guy
243
826160
7000
sanki herkese iyi bir insan olduğunu anlatıyormuşsun gibi
13:53
by saying, "Look, I'm worried about the context,
244
833160
5000
"Bak çevreyi düşündüm,
13:58
I'm worried about the city,
245
838160
2000
şehri düşündüm,
14:00
I'm worried about my client,
246
840160
3000
müşteriyi düşündüm,
14:03
I worry about budget, that I'm on time."
247
843160
2000
bütçe ve zaman sıkıntısını düşündüm" der.
14:05
Blah, blah, blah and all that stuff.
248
845160
2000
Bu tür laflar.
14:07
And it's like cleansing yourself so that you can ...
249
847160
4000
Kendini aklamak gibi, sanki
14:11
by saying all that, it means your work is good somehow.
250
851160
7000
bütün bunları anlatınca işinin iyi olduğu anlaşılacakmış gibi.
14:18
And I think everybody --
251
858160
3000
Bence herkes
14:21
I mean that should be a matter of fact, like gravity.
252
861160
3000
bunun somut bir şey olması gerekir, yer çekimi gibi.
14:24
You're not going to defy gravity.
253
864160
3000
Yerçekimine karşı koyamazsın.
14:27
You've got to work with the building department.
254
867160
2000
İnşaat bölümüyle çalışmalısın.
14:29
If you don't meet the budgets, you're not going to get much work.
255
869160
4000
Bütçeye uymazsan fazla bir iş çıkaramazsın.
14:35
If it leaks --
256
875160
2000
Sızıntı olursa
14:37
Bilbao did not leak.
257
877160
2000
Bilbao sızmadı.
14:40
I was so proud.
258
880160
3000
Çok gurur duydum.
14:43
(Laughter)
259
883160
2000
(Kahkahalar)
14:45
The MIT project -- they were interviewing me for MIT
260
885160
3000
MIT projesi - beni bu proje için mülakata aldılar
14:48
and they sent their facilities people to Bilbao.
261
888160
3000
ve tesisat görevilerini Bilbao'ya gönderdiler
14:51
I met them in Bilbao.
262
891160
2000
Onlarla Bilbao'da buluştum.
14:53
They came for three days.
263
893160
2000
Üç günlüğüne geldiler.
14:55
RSW: This is the computer building?
264
895160
2000
RW: Bu bilgisayar binası mı?
14:57
FG: Yeah, the computer building.
265
897160
1000
FG: Evet.
14:58
They were there three days and it rained every day
266
898160
2000
Üç gün kaldılar, üç gün de yağmur yağdı.
15:00
and they kept walking around --
267
900160
2000
Sürekli yürüdüler.
15:02
I noticed they were looking under things
268
902160
2000
Herşeyin altına baktıklarını farkettim.
15:04
and looking for things,
269
904160
2000
Birşeyler arar gibi.
15:06
and they wanted to know where the buckets were hidden, you know?
270
906160
4000
Kovaları nereye sakladığımızı merak ediyorlardı.
15:10
People put buckets out ...
271
910160
2000
İnsanlar kovaları çıkardı.
15:13
I was clean. There wasn't a bloody leak in the place,
272
913160
2000
Hepsi temizdi! Tek bir yer bile akmamıştı.
15:15
it was just fantastic.
273
915160
2000
Harikaydı.
15:17
But you've got to --
274
917160
2000
Ama
15:19
yeah, well up until then every building leaked, so this ...
275
919160
4000
o zamana kadar bütün binalar akmıştı.
15:23
(Laughter)
276
923160
5000
(Kahkahalar)
15:28
RSW: Frank had a sort of ...
277
928160
2000
RW: Frank
15:30
FG: Ask Miriam!
278
930160
1000
FG: Miriam'a sor!
15:31
RW: ... sort of had a fame. His fame was built on that in L.A. for a while.
279
931160
5000
RW: -- bayağı bir ünlü olmuştu bu yüzden Los Angeles'ta.
15:36
(Laughter)
280
936160
3000
(Kahkahalar)
15:39
FG: You've all heard the Frank Lloyd Wright story,
281
939160
3000
FG: Hepiniz Frank Lloyd Wright hikayesini duymuşsunuzdur.
15:42
when the woman called and said,
282
942160
2000
Kadın aramış ve demiş ki
15:44
"Mr. Wright, I'm sitting on the couch
283
944160
5000
"Bay Wright, koltukta oturuyorum,
15:49
and the water's pouring in on my head."
284
949160
2000
ve başıma sular akıyor."
15:51
And he said, "Madam, move your chair."
285
951160
2000
O da demiş ki "Hanımefendi, koltuğu başka yere çekin."
15:53
(Laughter)
286
953160
4000
(Kahkahalar)
15:57
So, some years later I was doing a building,
287
957160
4000
Ben de yıllar sonra bir bina yapıyordum.
16:01
a little house on the beach for Norton Simon,
288
961160
2000
Norton Simon için plajda küçük bir ev.
16:03
and his secretary, who was kind of a hell on wheels type lady,
289
963160
4000
Sekreteri, biraz heyecanlı türden bir kadındı,
16:07
called me and said,
290
967160
2000
beni aradı ve dedi ki
16:10
"Mr. Simon's sitting at his desk
291
970160
3000
"Bay Simon masasında oturuyor
16:13
and the water's coming in on his head."
292
973160
2000
ve başına su akıyor."
16:15
And I told her the Frank Lloyd Wright story.
293
975160
2000
Ben de ona Frank Lloyd Wright hikayesini anlattım.
16:17
RSW: Didn't get a laugh.
294
977160
2000
RW: Gülmedi.
16:19
FG: No. Not now either.
295
979160
2000
FG: Hayır.
16:21
(Laughter)
296
981160
5000
(Kahkahalar)
16:28
But my point is that ... and I call it the "then what?"
297
988160
4000
Şunu söylemek istiyorum -- ben buna "Peki sonra?" diyorum
16:32
OK, you solved all the problems,
298
992160
2000
Tamam bütün sorunları çözdün.
16:34
you did all the stuff, you made nice,
299
994160
3000
Herşeyi yaptın. Güzel oldu.
16:37
you loved your clients,
300
997160
2000
Müşterilerini de çok sevdin.
16:39
you loved the city,
301
999160
2000
Şehri de çok sevdin.
16:41
you're a good guy, you're a good person ...
302
1001160
2000
İyi bir insansın
16:43
and then what?
303
1003160
2000
E peki sonra?
16:45
What do you bring to it?
304
1005160
2000
Sen buna ne kattın?
16:47
And I think that's what I've always been interested in,
305
1007160
4000
Sanırım ben hep bunu aradım
16:51
is that -- which is a personal kind of expression.
306
1011160
7000
kişisel bir ifade
17:03
Bilbao, I think, shows that you can have
307
1023160
4000
Bilbao bana göre şunu gösteriyor
17:07
that kind of personal expression
308
1027160
2000
kişisel bir ifade ortaya çıkarıp
17:09
and still touch all the bases that are necessary
309
1029160
4000
yine de gereken bütün noktalara parmak basarak
17:13
of fitting into the city.
310
1033160
2000
şehre uyum sağlayabilirsin.
17:15
That's what reminded me of it.
311
1035160
2000
Buradan hatırladım.
17:20
And I think that's the issue, you know;
312
1040160
2000
Ve bence asıl sorun bu.
17:22
it's the "then what" that most clients who hire architects --
313
1042160
4000
Mimar tutan müşteriler bu "peki sonra" için--
17:26
most clients aren't hiring architects for that.
314
1046160
5000
müşterilerin çoğu bunun için mimar tutmuyor.
17:31
They're hiring them to get it done, get it on budget,
315
1051160
4000
İşleri yaptırmak ve bütçeye bağlı kalmak için tutuyor
17:35
be polite,
316
1055160
3000
Kibarlıktan.
17:38
and they're missing out on the real value of an architect.
317
1058160
11000
Mimarın asıl değerini gözden kaçırıyorlar.
17:50
RSW: At a certain point a number of years ago, people --
318
1070160
2000
RW: Yıllar önce bir ara insanlar -
17:52
when Michael Graves was a fashion, before teapots ...
319
1072160
7000
Michael Graves moda iken - çaydanlıklardan önce
18:00
FG: I did a teapot and nobody bought it.
320
1080160
2000
FG: Ben bir çaydanlık yaptım ama kimse almadı.
18:02
(Laughter)
321
1082160
2000
(Kahkahalar)
18:04
RSW: Did it leak?
322
1084160
2000
RW: Su mu sızdırıyordu?
18:06
FG: No.
323
1086160
1000
FG: Hayır.
18:07
(Laughter)
324
1087160
6000
(Kahkahalar)
18:13
RSW: ... people wanted a Michael Graves building.
325
1093160
6000
RW: Insanlar Michael Graves binası istiyordu.
18:21
Is that a curse, that people want a Bilbao building?
326
1101160
3000
İnsanların Bilbao binası talep etmeleri bir lanet mi?
18:26
FG: Yeah.
327
1106160
3000
FG: Evet....
18:30
Since Bilbao opened, which is now four, five years,
328
1110160
4000
Bilbao açıldığından beri - dört beş yıl oldu - bilmiyorum --
18:34
both Krens and I have been called
329
1114160
4000
Krens ve bana belki
18:39
with at least 100 opportunities --
330
1119160
4000
yüzlerce teklif sunuldu.
18:43
China, Brazil, other parts of Spain --
331
1123160
7000
Çin, Brezilya, İspanya'nın diğer bölgeleri
18:50
to come in and do the Bilbao effect.
332
1130160
3000
Gelip Bilbao etkisini yaratmam için.
18:53
And I've met with some of these people.
333
1133160
3000
Bu insanların bir kısmıyla tanıştım.
18:56
Usually I say no right away,
334
1136160
2000
Genellikle doğrudan hayır derim
18:58
but some of them come with pedigree
335
1138160
3000
ama bazılarının belli referansları vardı
19:01
and they sound well-intentioned
336
1141160
3000
ve iyi niyetli görünüyorlardı.
19:04
and they get you for at least one or two meetings.
337
1144160
5000
En az bir veya iki toplantı yapıyorsun
19:10
In one case, I flew all the way to Malaga with a team
338
1150160
5000
Bir keresinde ta Malaga'ya uçtum bir ekiple beraber
19:15
because the thing was signed with seals and various
339
1155160
6000
çünkü belgeler imzalı ve mühürlü falandı
19:21
very official seals from the city,
340
1161160
6000
hani şehrin resmi mühürleriyle.
19:27
and that they wanted me to come and do a building in their port.
341
1167160
4000
Oraya gidip limanda bir bina yapmamı istiyorlardı.
19:31
I asked them what kind of building it was.
342
1171160
2000
Ne tür bir bina olduğunu sordum.
19:33
"When you get here we'll explain it." Blah, blah, blah.
343
1173160
3000
"Geldiğinde anlatırız" falan dediler
19:36
So four of us went.
344
1176160
3000
Dördümüz gittik.
19:39
And they took us -- they put us up in a great hotel
345
1179160
5000
Bizi aldılar, çok güzel bir otele yerleştirdiler
19:44
and we were looking over the bay,
346
1184160
3000
Deniz manzaralı.
19:47
and then they took us in a boat out in the water
347
1187160
3000
Tekne turuna çıkardılar
19:50
and showed us all these sights in the harbor.
348
1190160
3000
... güzel yerleri gösterdiler.
19:53
Each one was more beautiful than the other.
349
1193160
5000
Hepsi birbirinden güzel.
19:59
And then we were going to have lunch with the mayor
350
1199160
4000
Sonra belediye başkanıyla yemek yiyecektik
20:03
and we were going to have dinner with
351
1203160
2000
akşam yemeğinde de
20:05
the most important people in Malaga.
352
1205160
4000
Malaga'nın önde gelenleriyle yemek yiyecektik.
20:09
Just before going to lunch with the mayor,
353
1209160
3000
Belediye Başkanının yemeğinden hemen önce
20:13
we went to the harbor commissioner.
354
1213160
2000
Liman müdürünü ziyaret ettik
20:15
It was a table as long as this carpet
355
1215160
3000
Halıyla aynı uzunlukta bir masada otuyorduk
20:18
and the harbor commissioner was here,
356
1218160
2000
liman müdürü oradaydı
20:20
and I was here, and my guys.
357
1220160
2000
ben ve arkadaşlarım da burada.
20:22
We sat down, and we had a drink of water
358
1222160
3000
Oturduk, bir su içtik,
20:25
and everybody was quiet.
359
1225160
2000
kimse konuşmuyor.
20:27
And the guy looked at me and said,
360
1227160
2000
Adam bana baktı,
20:29
"Now what can I do for you, Mr. Gehry?"
361
1229160
3000
"Sizin için ne yapabilirim Bay Gehry?" dedi
20:32
(Laughter)
362
1232160
4000
(Kahkahalar)
20:36
RSW: Oh, my God.
363
1236160
2000
RW: Aman tanrım.
20:38
FG: So, I got up.
364
1238160
2000
FG: Ben de kalktım.
20:40
I said to my team,
365
1240160
2000
Ekibime
20:42
"Let's get out of here."
366
1242160
2000
"Kalkın gidelim" dedim.
20:44
We stood up, we walked out.
367
1244160
1000
Kalktık odadan çıktık.
20:45
They followed -- the guy that dragged us there followed us and he said,
368
1245160
3000
Peşimizden geldiler -- bizi oraya getirten adam bizi takip etti ve dedi ki
20:48
"You mean you're not going to have lunch with the mayor?"
369
1248160
2000
"Yani Belediye Başkanıyle yemek yemeyecek misiniz?"
20:50
I said, "Nope."
370
1250160
2000
Hayır dedim.
20:52
"You're not going to have dinner at all?"
371
1252160
2000
"Akşam yemeğine de mi gelmeyeceksiniz?"
20:54
They just brought us there to hustle this group,
372
1254160
4000
Bizi bu adamları ayartmak için getirtmişler --
20:58
you know, to create a project.
373
1258160
2000
projeyi yaratmak için.
21:00
And we get a lot of that.
374
1260160
2000
Böyle şeyler sık sık oluyor.
21:05
Luckily, I'm old enough that
375
1265160
3000
İyi ki artık belli bir yaşa geldim de
21:08
I can complain I can't travel.
376
1268160
3000
seyahat edemediğimi bahane edebiliyorum.
21:11
(Laughter)
377
1271160
2000
(Kahkahalar)
21:13
I don't have my own plane yet.
378
1273160
3000
Henüz kendi uçağım yok.
21:18
RSW: Well, I'm going to wind this up and wind up the meeting
379
1278160
3000
RW: Tamam, burada kesmem gerekecek,
21:21
because it's been very long.
380
1281160
2000
çünkü çok uzun sürdü.
21:23
But let me just say a couple words.
381
1283160
2000
Fakat şunları söylememe izin verin.
21:25
FG: Can I say something?
382
1285160
2000
FG: Birşey söyleyebilir miyim?
21:28
Are you going to talk about me or you?
383
1288160
3000
Kendinden mi bahsedeceksin, benden mi?
21:31
(Laughter)
384
1291160
3000
(Kahkahalar)
21:34
(Applause)
385
1294160
3000
(Alkış)
21:37
RSW: Once a shit, always a shit!
386
1297160
3000
RW: Bir defa olan yine oluyor!
21:42
FG: Because I want to get a standing ovation like everybody, so ...
387
1302160
3000
FR: Herkes gibi ayakta alkışlanmak istiyorum.
21:45
RSW: You're going to get one! You're going to get one!
388
1305160
2000
RW: Alkışlanacaksın tabii ki!
21:47
(Laughter)
389
1307160
1000
(Kahkahalar)
21:48
I'm going to make it for you!
390
1308160
2000
RW: Ben alkışlatacağım!
21:50
FG: No, no. Wait a minute!
391
1310160
1000
FG: Dur dur bir dakika!
21:51
(Applause)
392
1311160
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7