How better tech could protect us from distraction | Tristan Harris

296,289 views ・ 2016-07-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zülfer Telli Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
What does it mean to spend our time well?
0
13863
3690
Zamanımızı iyi harcamak ne anlama geliyor?
00:20
I spend a lot of my time
1
20111
1871
Zamanımın çoğunu,
00:22
thinking about how to spend my time.
2
22463
3153
zamanımı nasıl harcayacağımı düşünerek harcıyorum.
00:26
Probably too much -- I probably obsess over it.
3
26914
2287
Galiba aşırı düşünüyorum. Sanırım saplantı yaptım.
00:29
My friends think I do.
4
29225
1445
Arkadaşlarım da öyle diyor.
00:30
But I feel like I kind of have to, because these days,
5
30694
4487
Ama buna zorunlu gibi hissediyorum.
Çünkü şu sıralar zamanım parça parça elimden kayıp gidiyor gibi geliyor.
00:35
it feels like little bits of my time kind of slip away from me,
6
35205
3881
00:39
and when that happens, it feels like parts of my life are slipping away.
7
39110
4518
Ve böyle olunca, yaşamımın bir kısmı da kayıp gidiyor gibi hissediyorum.
00:45
Specifically,
8
45086
1151
Özellikle,
00:46
it feels like little bits of my time get slipped away
9
46261
2849
sanki zamanımın küçük bir bölümü çeşitli şeyler yüzünden
00:49
to various things like this,
10
49134
1604
kayıp gidiyor gibi hissediyorum.
00:50
like technology -- I check things.
11
50762
1967
Mesela teknoloji, her şeyi kontrol ediyorum.
00:53
I'll give you an example.
12
53515
1289
Bir örnek vereyim.
00:55
If this email shows up --
13
55586
1991
Böyle bir e-posta gelirse,
00:57
how many of you have gotten an email like this, right?
14
57601
2685
çoğumuz böyle bir ileti almıştır, değil mi?
01:00
I've been tagged in a photo.
15
60310
2298
Bir fotoğrafta etiketlenmişim.
01:03
When this appears,
16
63684
1803
Bu bildirim gelince,
01:05
I can't help but click on it right now.
17
65511
3411
hemen tıklamaktan kendimi alamıyorum.
01:08
Right? Because, like, what if it's a bad photo?
18
68946
2541
Değil mi? Çünkü ya kötü bir fotoğrafsa?
01:11
So I have to click it right now.
19
71511
1705
O yüzden hemen tıklamak zorundayım.
01:13
But I'm not just going to click "See photo,"
20
73582
2447
Fakat yalnızca "Fotoğrafa Bak"a tıklamış olmuyorum,
01:16
what I'm actually going to do is spend the next 20 minutes.
21
76053
2898
aslında yaptığım şey gelecek 20 dakikayı harcamak oluyor.
01:18
(Laughter)
22
78975
1177
(Gülüşmeler)
01:20
But the worst part is that I know this is what's going to happen,
23
80176
4037
Fakat daha da kötüsü neyin olacağını da biliyorum
01:24
and even knowing that's what's going to happen
24
84237
3445
ve bunun olacağını bilmek bile
01:27
doesn't stop me from doing it again the next time.
25
87706
2816
beni bir dahakine yine yapmaktan alıkoymuyor.
01:31
Or I find myself in a situation like this,
26
91871
2762
Veya buna benzer bir durumda kendimi buluyorum:
01:36
where I check my email and I pull down to refresh,
27
96097
3574
E-postalarımı kontrol ettiğim yerde aşağıya kaydırarak yeniliyorum.
01:41
But the thing is that 60 seconds later,
28
101164
3351
Fakat ne hikmetse 60 saniye sonra,
01:44
I'll pull down to refresh again.
29
104539
3131
yenilemek için yine aşağıya kaydırıyorum.
01:50
Why am I doing this?
30
110145
1802
Bunu niye yapıyorum?
01:51
This doesn't make any sense.
31
111971
1808
Hiç mantıklı gelmiyor.
01:55
But I'll give you a hint why this is happening.
32
115010
3498
Fakat nedeniyle ilgili size bir ipucu vereyim.
02:00
What do you think makes more money in the United States
33
120357
4508
Birleşmiş Devletler'de filmler, oyun alanları ve beyzbolun toplamından
02:05
than movies, game parks and baseball combined?
34
125547
5674
daha fazla sizce ne para kazandırır?
02:13
Slot machines.
35
133742
1241
Kumar makineleri.
02:17
How can slot machines make all this money
36
137195
2697
Böylesine küçük miktarda parayla oynamamıza rağmen
02:20
when we play with such small amounts of money?
37
140799
4784
bu makineler nasıl oluyor da bu kadar çok para kazandırıyor?
02:26
We play with coins.
38
146022
1658
Bozuk parayla oynuyoruz.
02:27
How is this possible?
39
147704
1275
Nasıl olur böyle bir şey?
02:30
Well, the thing is ...
40
150137
1945
Mesele şu ki...
02:33
my phone is a slot machine.
41
153490
3085
telefonum bir kumar makinesi.
02:37
Every time I check my phone,
42
157809
1988
Telefonumu her kontrol edişimde,
02:39
I'm playing the slot machine to see,
43
159821
2317
kumar makinesiyle oynuyorum,
02:42
what am I going to get?
44
162162
1192
bakalım ne tutturacağım?
02:43
What am I going to get?
45
163925
1160
Bakalım ne tutturacağım?
02:45
Every time I check my email,
46
165109
1841
E-postalarımı her kontrol edişimde,
02:46
I'm playing the slot machine,
47
166974
1452
kumar makinesiyle oynuyorum,
02:48
saying, "What am I going to get?"
48
168450
1611
"Bakalım ne tutturacağım?"
02:50
Every time I scroll a news feed,
49
170085
2721
Her haber akışında aşağı kaydırışımda,
02:53
I'm playing the slot machine to see,
50
173334
1942
kumar makinesiyle oynuyorum.
02:55
what am I going to get next?
51
175300
1582
Sonrasında ne tutturacağım?
02:58
And the thing is that,
52
178346
1151
Sıkıntı şu ki,
02:59
again, knowing exactly how this works -- and I'm a designer,
53
179521
3092
yine nasıl işlediğini biliyorum. Ben bir tasarımcıyım,
03:02
I know exactly how the psychology of this works,
54
182637
2277
bu işlerin psikolojisini tam manada biliyorum.
03:04
I know exactly what's going on --
55
184938
1855
Neler döndüğünü tam manada biliyorum,
03:06
but it doesn't leave me with any choice,
56
186817
2242
fakat bana başka seçenek bırakmıyor.
03:09
I still just get sucked into it.
57
189083
2051
Yine de beni içine çekiyor.
03:12
So what are we going to do?
58
192173
1810
Peki ne yapacağız?
03:14
Because it leaves us with this all-or-nothing relationship
59
194991
3021
Bizi teknolojiye karşı ya hep ya hiç
03:18
with technology, right?
60
198036
1480
noktasına getiriyor, değil mi?
03:20
You're either on,
61
200478
1538
Ya varsın
03:22
and you're connected and distracted all the time,
62
202510
2375
ve bağlı kalıyorsun ve sürekli dikkatin dağılıyor
03:24
or you're off,
63
204909
1850
ya da yoksun,
03:26
but then you're wondering,
64
206783
1254
ama bu sefer de meraklanıp
03:28
am I missing something important?
65
208061
1625
önemli şeyleri kaçırıyor muyum diyorsun.
03:30
In other words, you're either distracted
66
210352
2254
Diğer bir deyişle, ya dikkatin dağılıyor
03:33
or you have fear of missing out.
67
213443
2061
ya da bir şeyleri kaçırmaktan korkuyorsun.
03:36
Right?
68
216363
1157
Öyle değil mi?
03:38
So we need to restore choice.
69
218822
4102
Yani seçeneği tekrar düzenlememiz gerekli.
03:43
We want to have a relationship with technology
70
223942
2520
Teknolojiyle öyle bir ilişki istiyoruz ki,
03:46
that gives us back choice about how we spend time with it,
71
226486
4206
bize onunla nasıl zaman harcayacağımızı seçmeye yeniden izin versin
03:50
and we're going to need help from designers,
72
230716
3057
ve bunun için bunları tasarlayanların yardımına ihtiyacımız var.
03:54
because knowing this stuff doesn't help.
73
234662
2805
Çünkü bunları bilmek bir işimize yaramayacak.
03:57
We're going to need design help.
74
237491
2052
Tasarım bakımından yardım gerek.
03:59
So what would that look like?
75
239567
1927
Peki bu nasıl bir şeye benzerdi?
04:02
So let's take an example that we all face:
76
242656
2807
Hepimizin karşılaştığı bir örneği ele alalım:
04:05
chat -- text messaging.
77
245487
2046
Sohbetler, mesajlaşmak.
04:08
So let's say there's two people.
78
248089
1577
Diyelim ki iki insan var:
04:09
Nancy's on the left and she's working on a document,
79
249690
3156
Soldaki Nancy ve bir belge üzerinde çalışıyor
04:12
and John's on the right.
80
252870
1207
John da sağda
04:14
And John suddenly remembers,
81
254669
1637
John bir anda hatırlar:
04:16
"I need to ask Nancy for that document before I forget."
82
256330
3603
"Unutmadan Nancy'den o belgeyi istemeliyim."
04:22
So when he sends her that message,
83
262291
1667
John mesajı gönderdiğinde,
04:23
it blows away her attention.
84
263982
2086
Nancy'nin bütün dikkati dağılır.
04:27
That's what we're doing all the time, bulldozing each other's attention,
85
267436
3408
Sürekli yaptığımız şey de bu, bir şekilde birbirimizin dikkatini dağıtmak.
04:30
left and right.
86
270868
1414
04:32
And there's serious cost to this,
87
272306
1766
Ve bunun ciddi bir bedeli var.
04:34
because every time we interrupt each other,
88
274534
2631
Çünkü her birbirimizin işini böldüğümüzde,
04:38
it takes us about 23 minutes, on average,
89
278729
3247
dikkatimizi tekrar toplamamız ortalama 23 dakika sürüyor.
04:42
to refocus our attention.
90
282000
1840
04:43
We actually cycle through two different projects
91
283864
3348
Başta yaptığımız temel işe dönene kadar,
aslında iki farklı proje arasında gidip gelmiş oluyoruz
04:47
before we come back to the original thing we were doing.
92
287236
2709
04:50
This is Gloria Mark's research combined with Microsoft research,
93
290806
4341
Gloria Mark'ın Microsoft ile yaptığı araştırma sonucu,
04:55
that showed this.
94
295171
1358
bu veri ortaya çıktı.
04:56
And her research also shows that it actually trains bad habits.
95
296553
3955
Araştırma ayrıca bunun kötü alışkanlıkları artırdığını da gösteriyor.
05:00
The more interruptions we get externally,
96
300532
2445
Dışarıdan daha çok kesintiye uğradıkça,
05:03
it's conditioning and training us to interrupt ourselves.
97
303482
4280
kendi kendimize işimizi bölme eğilimi göstermeye şartlanıyoruz.
05:08
We actually self-interrupt every three-and-a-half minutes.
98
308303
3580
Aslında her üç buçuk dakikada bir kendi kendimizi bölüyoruz.
05:13
This is crazy.
99
313176
1151
Çok çılgınca bir şey.
05:14
So how do we fix this?
100
314351
1301
Peki bunu nasıl düzelteceğiz?
05:15
Because Nancy and John are in this all-or-nothing relationship.
101
315676
3250
Nancy ve John bu ya hep ya hiç ilişkisinde oldukları için
05:18
Nancy might want to disconnect,
102
318950
1501
Nancy bağı koparmak isteyebilir,
05:20
but then she'd be worried:
103
320475
1353
fakat sonra endişelenecektir:
05:21
What if I'm missing something important?
104
321852
2051
"Ya önemli bir şeyi kaçırıyorsam?"
05:24
Design can fix this problem.
105
324296
1963
Tasarım bu sorunu çözebilir.
05:27
Let's say you have Nancy again on the left,
106
327311
2033
Diyelim ki, Nancy yine solda
05:29
John on the right.
107
329368
1172
ve sağda John var.
05:30
And John remembers, "I need to send Nancy that document."
108
330564
2691
Ve John hatırlar: "Nancy'ye o dokümanı yollamam gerek".
05:33
Except this time,
109
333279
1229
Fakat bu sefer,
05:34
Nancy can mark that she's focused.
110
334532
1937
Nancy konsantre olduğunu belirtebilir.
05:36
Let's say she drags a slider and says,
111
336493
1968
Diyelim ki Nancy bir kaydırıcı ayarlayıp:
05:38
"I want to be focused for 30 minutes,"
112
338485
1923
"30 dakika boyunca odaklanmak istiyorum" der.
05:40
so -- bam -- she's focused.
113
340432
1435
Böylece -- bam -- Nancy odağını yitirmez.
05:42
Now when John wants to message her,
114
342771
2620
John aklındaki işten kurulmak üzere
05:45
he can get the thought off of his mind --
115
345415
2127
ona mesaj atmak isteyince ise,
05:47
because he has a need, he has this thought,
116
347566
2073
çünkü onun bir ihtiyacı var, aklında bu düşünce var
05:49
and he needs to dump it out before he forgets.
117
349663
2427
ve unutmadan bunu eyleme geçirmesi gerekir.
05:52
Except this time,
118
352744
1522
Fakat bu sefer,
05:54
it holds the messages so that Nancy can still focus,
119
354290
4304
program mesajı bekletir ki Nancy'nin konsantrasyonu bozulmasın,
05:58
but John can get the thought off of his mind.
120
358618
2543
ama aynı şekilde John aklındaki düşünceden kurtulabilir.
06:02
But this only works if one last thing is true,
121
362875
3199
Fakat bu sadece son bir şey doğruysa işler:
06:06
which is that Nancy needs to know that if something is truly important,
122
366098
4486
Nancy'nin bilmesi gerekir ki eğer yaptığı şey gerçekten önemliyse
06:11
John can still interrupt.
123
371564
1678
John hâlâ Nancy'i işinden alıkoyabilir.
06:16
But instead of having constant accidental or mindless interruptions,
124
376158
4113
Ama sürekli olarak kazara veya anlamsızca bölünmektense,
06:20
we're now only creating conscious interruptions,
125
380295
2682
şimdi sadece kasıtlı kesintiler yaratmış oluyoruz.
06:24
So we're doing two things here.
126
384985
1521
Yani burada iki şey yapmış oluyoruz:
06:26
We're creating a new choice for both Nancy and John,
127
386530
3102
Hem Nancy, hem John için bir seçenek oluşturmanın yanında,
06:30
But there's a second, subtle thing we're doing here, too.
128
390436
2806
bir de zekice ikinci bir şey yapmış oluyoruz.
06:34
And it's that we're changing the question we're answering.
129
394022
3129
Aslında cevapladığımız soruyu değiştirmiş oluyoruz.
06:37
Instead of the goal of chat being:
130
397922
2988
Konuşmanın hedefinin bu olması yerine:
"Haydi öyle bir tasarım yapalım ki mesaj göndermek çok kolay olsun."
06:42
"Let's design it so it's easy to send a message" --
131
402056
3197
06:45
that's the goal of chat,
132
405277
1430
Konuşmanın hedefi budur,
06:46
it should be really easy to send a message to someone --
133
406731
2695
birine mesaj göndermek gerçekten kolay olmalı.
06:49
we change the goal to something deeper and a human value,
134
409808
3080
Asıl hedefi çok daha derin ve insani bir değere değiştirmeliyiz:
06:52
which is: "Let's create the highest possible quality communication
135
412912
4204
"Haydi iki insanın ilişkisinde en yüksek kalitede
06:57
in a relationship between two people.
136
417140
2483
iletişimi kurmasını hedefleyelim."
07:00
So we upgraded the goal.
137
420162
1865
Böylece hedefi geliştirmiş olduk.
07:03
Now, do designers actually care about this?
138
423832
2811
Şimdi, peki ya tasarımcılar bunu gerçekten umursuyor mu?
07:06
Do we want to have conversations about what these deeper human goals are?
139
426667
5029
Biz bu derin insani hedeflerin ne olduğunu tartışmak istiyor muyuz?
07:12
Well, I'll tell you one story.
140
432538
1759
Peki, size bir hikâye anlatayım.
07:14
A little over a year ago,
141
434321
3070
Aşağı yukarı bir yıl önce,
07:17
I got to help organize a meeting
142
437415
3080
Thich Nhat Hanh ve teknolojinin önde gelen tasarımcıları için
07:20
between some of technology's leading designers and Thich Nhat Hanh.
143
440519
4872
bir toplantı organize etme şansım oldu.
07:26
Thich Nhat Hanh is an international spokesperson for mindfulness meditation.
144
446297
4837
Thich Nhat Hanh, odaklı meditasyon dalında uluslararası bir konuşmacı.
07:31
And it was the most amazing meeting.
145
451158
1751
Ve bu katıldığım en harika toplantıydı.
07:32
You have to imagine -- picture a room --
146
452933
2020
Hayal edin, bir oda düşünün:
07:34
on one side of the room, you have a bunch of tech geeks;
147
454977
3853
Odanın bir kenarında bir grup teknoloji kurdu;
07:38
on the other side of the room,
148
458854
1496
diğer tarafında ise,
07:40
you have a bunch of long brown robes, shaved heads, Buddhist monks.
149
460374
4981
bir takım uzun kahverengi elbiseleri ve kazınmış kafalarıyla Budist keşişler.
07:46
And the questions were about the deepest human values,
150
466442
3231
Ve toplantıdaki sorular en derin insani değerlerle ilgiliydi.
07:49
like what does the future of technology look like
151
469697
2318
Mesela, teknolojinin geleceğinin,
onu en derin sorular ve insani değerler için tasarladığımız takdirde
07:52
when you're designing for the deepest questions
152
472039
2215
07:54
and the deepest human values?
153
474278
1483
nasıl olacağı gibi.
07:56
And our conversation centered on listening more deeply
154
476445
3690
Konuşmanın odağı,
bu insani değerlerin neler olabileceğine kulak vermenin önemiydi.
08:00
to what those values might be.
155
480159
1928
08:02
He joked in our conversation
156
482929
1707
Konuşmada Thich bir de şaka yaptı:
08:04
that what if, instead of a spell check,
157
484660
1948
"Ya yazım denetimi yerine,
08:07
you had a compassion check,
158
487551
2031
şefkat denetimi olsaydı?"
08:09
meaning, you might highlight a word that might be accidentally abrasive --
159
489606
4363
Yani, birinin istemsizce sinirlenebileceği kelimenin altını çizdirsek,
08:13
perceived as abrasive by someone else.
160
493993
1914
birinin alınabileceği bir kelimeyi.
08:16
So does this kind of conversation happen in the real world,
161
496844
3971
Peki bu tarz konuşmalar gerçek hayatta da geçiyor mu,
08:20
not just in these design meetings?
162
500839
2122
yoksa sadece bu tarz tasarım toplantılarıyla mı sınırlı?
08:23
Well, the answer is yes,
163
503917
1175
Cevap: Evet.
08:25
and one of my favorites is Couchsurfing.
164
505116
2297
Benim favorilerimden biri de Couchsurfing.
08:28
If you didn't know, Couchsurfing is a website
165
508413
2453
Bilmiyorsanız, Couchsurfing bir web sitesi.
08:30
that matches people who are looking for a place to stay
166
510890
3885
Ücretsiz bir kalacak yer arayanları,
08:34
with a free couch, from someone who's trying to offer it.
167
514799
2871
boş bir koltuğu, yeri olanlarla eşleştiren bir site.
08:38
So, great service --
168
518185
1543
Yani, harika bir hizmet.
08:39
what would their design goal be?
169
519752
1664
Bu sitenin tasarım hedefi ne olabilir?
08:41
What are you designing for if you work at Couchsurfing?
170
521440
2747
Couchsurfing'de çalışsaydınız ne amaçla tasarlardınız?
08:44
Well, you would think it's to match guests with hosts.
171
524211
4524
Ev sahipleriyle ziyaretçileri eşleştirmek için olduğunu düşünürdünüz.
08:49
Right?
172
529589
1150
Değil mi?
08:50
That's a pretty good goal.
173
530763
1255
Bu harika bir hedef.
08:52
But that would kind of be like our goal with messaging before,
174
532042
2919
Ama bu, bir nevi önceki mesajlaşma örneğindeki hedefe benziyor.
08:54
where we're just trying to deliver a message.
175
534985
2365
O zaman da sadece bir mesaj iletmeye çalışıyorduk.
08:57
So what's the deeper, human goal?
176
537374
2142
Peki buradaki derin, insani hedef ne?
09:00
Well, they set their goal
177
540175
1945
Onlar hedeflerini,
09:02
as the need to create lasting, positive experiences and relationships
178
542144
5654
birbirini tanımayan insanlar arasında
uzun süren pozitif tecrübe ve ilişkiler kurmak olarak belirlemişler.
09:07
between people who've never met before.
179
547822
2159
09:11
And the most amazing thing about this was in 2007,
180
551343
2583
Ve bunun hakkındaki en muhteşem şey ise 2007 yılında,
09:13
they introduced a way to measure this,
181
553950
2641
onlar bunu ölçmenin bir yolunu buldular.
09:16
which is incredible.
182
556615
1451
Bu inanılmaz.
09:18
I'll tell you how it works.
183
558090
1307
Nasıl çalıştığını anlatayım:
09:19
For every design goal you have,
184
559421
1547
Sahip olduğunuz her tasarım hedefi için
09:20
you have to have a corresponding measurement
185
560992
2068
uyumlu bir ölçümünüzün olması gerekir,
09:23
to know how you're doing --
186
563084
1549
nasıl gittiğinizi bilmek için.
09:24
a way of measuring success.
187
564657
1335
Başarıyı ölçmenin bir yolu.
09:26
So what they do is,
188
566016
1296
Onların yaptıkları ise,
09:27
let's say you take two people who meet up,
189
567336
2443
diyelim ki elimizde buluşan iki insan var.
09:32
and they take the number of days those two people spent together,
190
572120
3645
Onların birlikte geçirdiği gün sayısını alıp
09:37
and then they estimate how many hours were in those days --
191
577010
3470
bu günlerde kaçar saat olduğunu kestirip
09:41
how many hours did those two people spend together?
192
581136
2817
-- bu iki insanın kaçar saatini birlikte geçirdiğini --
09:43
And then after they spend that time together,
193
583977
2135
ve birlikte geçirdikleri saatlerden sonra
09:46
they ask both of them:
194
586136
1190
ikisine de şunu sormuşlar:
09:47
How positive was your experience?
195
587350
1958
Tecrübeniz ne kadar olumluydu?
09:49
Did you have a good experience with this person that you met?
196
589332
3049
Buluştuğunuz bu insanla iyi deneyimler edindiniz mi?
09:52
And they subtract from those positive hours
197
592952
3370
Sonra bu pozitif saatlerden
09:56
the amount of time people spent on the website,
198
596346
3317
web sitesinde harcadıkları saati çıkarmışlar.
10:00
because that's a cost to people's lives.
199
600425
2714
Çünkü bu o insanların yaşamından bir bedel.
10:03
Why should we value that as success?
200
603661
1765
O saatleri neden başarı olarak sayalım ki?
10:06
And what you were left with
201
606066
1456
Ve ellerinde kalan sayıyı
10:07
is something they refer to as "net orchestrated conviviality,"
202
607546
4741
"Net organize edilmiş keyif" diye adlandırmışlar.
10:12
or, really, just a net "Good Times" created.
203
612311
2682
veya direkt yaratılmış net "iyi zaman" miktarı.
10:15
The net hours that would have never existed, had Couchsurfing not existed.
204
615017
5032
Couchsurfing olmadan var olamayacak olan net saat sayısı.
10:20
Can you imagine how inspiring it would be to come to work every day
205
620799
3960
Her gün işe gelip de başarı miktarınızı insanların hayatına kattığınız yeni net
10:24
and measure your success
206
624783
1493
pozitif saatlerle,
10:26
in the actual net new contribution of hours in people's lives
207
626300
5029
o gün yapacağınız işi yapmasaydınız var olamayacak saatlerle
10:31
that are positive, that would have never existed
208
631353
2601
ölçmenin ne kadar da ilham verici olduğunu bir düşünsenize.
10:33
if you didn't do what you were about to do at work today?
209
633978
2810
10:37
Can you imagine a whole world that worked this way?
210
637692
4980
Bütün dünyanın böyle işlediğini düşünebiliyor musunuz?
10:43
Can you imagine a social network that --
211
643564
2755
Şöyle bir sosyal ağ düşünebiliyor musunuz?
10:46
let's say you care about cooking,
212
646343
1583
Diyelim ki yemek yapmayı önemsiyorsunuz
10:47
and it measured its success in terms of cooking nights organized
213
647950
3031
ve başarısını organize ettiğiniz yemek yapma geceleriyle
10:51
and the cooking articles that you were glad you read,
214
651005
2965
ve okuduğunuza memnun olduğunuz aşçılık yazılarıyla ölçüyorsunuz.
10:53
and subtracted from that the articles you weren't glad you read
215
653994
2977
Okuduğunuza memnun olmadıklarınızı ise ölçümünüzden çıkarıyorsunuz
10:56
or the time you spent scrolling that you didn't like?
216
656995
2563
veya sevmediğiniz bir yazıyı gözden geçirmeye harcadığınız süreyi.
11:00
Imagine a professional social network
217
660009
3496
Profesyonel bir sosyal ağ düşünün.
11:03
that, instead of measuring its success in terms of connections created
218
663529
3915
Bu ağ başarısını, yarattığı bağlantılar veya
11:07
or messages sent,
219
667468
1589
gönderilen mesajlarla değil;
11:09
instead measured its success in terms of the job offers that people got
220
669081
4312
insanların heyecan duyduğu alanda aldıkları iş tekliflerine göre
11:13
that they were excited to get.
221
673417
1829
ölçüyor olsun.
11:16
And subtracted the amount of time people spent on the website.
222
676281
3638
Ve insanların bu sitede geçirdikleri zamanı başarı ölçümünden çıkartalım.
11:20
Or imagine dating services,
223
680643
3035
Veya bir arkadaş bulma hizmeti hayal edin,
11:23
like maybe Tinder or something,
224
683702
1738
mesela Tinder veya başka bir tanesi,
11:25
where instead of measuring the number of swipes left and right people did,
225
685464
3478
sağa sola atılan profil sayılarını ölçmek yerine,
11:28
which is how they measure success today,
226
688966
2084
ki şu an başarılarını bununla ölçüyorlar,
11:31
instead measured the deep, romantic, fulfilling connections people created.
227
691074
6145
insanların kurduğu bağlantıların ne kadar
derin, romantik ve tatminkâr olduğunu ölçen bir hizmet.
11:38
Whatever that was for them, by the way.
228
698613
2059
Veya onlar için her ne önemliyse.
11:43
But can you imagine a whole world that worked this way,
229
703886
3228
Bu şekilde işleyen bir dünya hayal edebiliyor musunuz?
11:47
that was helping you spend your time well?
230
707138
2252
Zamanınızı iyi bir şekilde geçirmenize yardımcı olan bir dünya?
Bunu yapmanız için yeni bir sistem de gerekli.
11:51
Now to do this you also need a new system,
231
711009
2029
11:53
because you're probably thinking,
232
713062
1678
Çünkü muhtemelen şunu düşünüyorsunuz:
11:54
today's Internet economy --
233
714764
1555
Bugünün internet ekonomisi,
11:56
today's economy in general --
234
716343
1433
günümüz ekonomisi,
11:57
is measured in time spent.
235
717800
1270
harcanılan zaman ile ölçülüyor.
11:59
The more users you have,
236
719094
2047
Ne kadar fazla üyeniz varsa,
ne kadar fazla kullanılıyorsanız,
12:01
the more usage you have,
237
721165
1378
12:02
the more time people spend,
238
722567
1318
insanlar o kadar fazla zaman geçiriyorsa.
12:03
that's how we measure success.
239
723909
1658
Ve başarıyı bu şekilde ölçüyoruz.
12:06
But we've solved this problem before.
240
726419
1932
Ama biz bu sorunu önceden çözmüştük.
12:09
We solved it with organic,
241
729335
2566
Ürünlere farklı şekilde değer biçmemiz gerektiğini fark ettiğimiz zaman,
12:11
when we said we need to value things a different way.
242
731925
2934
"organik" diye etiketlendirerek çözdük.
12:14
We said this is a different kind of food.
243
734883
2936
Bunların farklı çeşit yiyecekler olduğunu söyledik.
Onları yalnızca ücretleri üzerinden kıyaslayamayız.
12:19
So we can't compare it just based on price;
244
739067
2049
12:21
this is a different category of food.
245
741140
1840
Bu farklı bir kategori yiyeceği.
12:23
We solved it with Leed Certification,
246
743004
2733
"LEED" Sertifikası da bir çözümdü.
12:25
where we said this is a different kind of building
247
745761
3447
"Bu farklı türden bir bina" dedik.
12:29
that stood for different values of environmental sustainability.
248
749232
4147
Birçok çevresel sürdürebilirlik değerini temsil ettiğini belirttik.
12:34
What if we had something like that for technology?
249
754500
4048
Peki böyle bir şeyi teknoloji için yapsak nasıl olurdu?
12:39
What if we had something whose entire purpose and goal
250
759772
5197
Tüm amacı ve hedefi, insan hayatına yeni pozitif katkılar
12:44
was to help create net new positive contributions to human life?
251
764993
4273
oluşturulmasına yardımcı olmak olan bir şey nasıl olurdu?
12:50
And what if we could value it a different way,
252
770971
3355
Acaba ona farklı bir şekilde değer biçebilseydik
12:54
so it would actually work?
253
774350
1498
gerçekten işler hâle gelir miydi?
12:56
Imagine you gave this different premium shelf space on app stores.
254
776634
3931
Buna uygulama mağazalarında seçkin listelerde yer verdiğinizi düşünün.
13:00
Imagine you had web browsers that helped route you
255
780589
2335
Sizi bu tür tasarımlara yönlendiren
13:02
to these kinds of design products.
256
782948
2474
internet tarayıcıları olduğunu hayal edin.
13:07
Can you imagine how exciting it would be to live and create that world?
257
787475
4498
Bu dünyayı oluşturmak ve içinde yer almak ne kadar heyecan verici olurdu?
13:13
We can create this world today.
258
793211
2721
Bu dünyayı bugün oluşturabiliriz.
13:16
Company leaders, all you have to do --
259
796978
2772
Şirket başkanları, tek yapmanız gereken,
13:19
only you can prioritize a new metric,
260
799774
2888
ancak siz yeni bir ölçüt getirebilirsiniz,
13:23
which is your metric for net positive contribution to human life.
261
803146
4403
insan hayatına net pozitif katkı sağlayacak bir ölçüte önem vermek.
13:27
And have an honest conversation about that.
262
807573
2051
Ve bu konuda dürüstçe tartışmalısınız.
13:29
Maybe you're not doing so well to start with,
263
809648
2161
Belki de buna başlamakta zorluk çekiyorsunuz,
13:31
but let's start that conversation.
264
811833
1691
ama gelin bu tartışmayı başlatalım.
13:35
Designers, you can redefine success; you can redefine design.
265
815035
5695
Tasarımcılar, başarıyı yeniden tanımlayabilirsiniz,
tasarımı yeniden tanımlayabilirsiniz.
13:40
Arguably, you have more power than many people in your organization
266
820754
3933
Muhtemelen, hepimizin seçeneklerini yeniden oluşturmak için
13:44
to create the choices that all of us live by.
267
824711
2923
bulunduğunuz yerdeki herkesten daha yetkinsiniz.
13:48
Maybe like in medicine,
268
828311
1401
Mesela belki tıpta,
13:49
where we have a Hippocratic oath
269
829736
1858
hastaları tedavi etme zorunluluğunun
13:51
to recognize the responsibility and this higher value
270
831618
4122
sorumluluğu ve üstün değerini
13:55
that we have to treat patients.
271
835764
1567
tanımlayan Hipokrat Yemini var.
13:57
What if designers had something like that,
272
837355
2040
Mesele tasarımcıların da
bu tür yeni tasarım hakkında benzer bir şeyi olsa?
13:59
in terms of this new kind of design?
273
839419
1832
14:02
And users, for all of us --
274
842668
2005
Ve kullanıcılar olarak hepimiz adına
14:04
we can demand technology that works this way.
275
844697
3503
bu şekilde işleyen yeni bir teknoloji talep edebiliriz.
14:09
Now it may seem hard,
276
849176
1667
Şu anda bu zor gözükebilir,
14:10
but McDonald's didn't have salads until the consumer demand was there.
277
850867
4397
ama müşterileri talep edene kadar McDonald's salata satmıyordu.
14:16
Walmart didn't have organic food until the consumer demand was there.
278
856529
4193
Müşteri talebi olmadan önce Walmart'ta organik yiyecek yoktu.
14:20
We have to demand this new kind of technology.
279
860746
4745
Bu şekilde işleyen yeni teknolojiyi biz talep etmeliyiz.
14:26
And we can do that.
280
866194
1281
Ve bunu başabiliriz.
14:28
And doing that
281
868092
1512
Ve bunu yaparak
14:29
would amount to shifting from a world that's driven and run
282
869628
3517
yalnızca harcanan zaman üzerinden işleyen bir dünyadan,
14:33
entirely on time spent,
283
873169
2570
faydalı şekilde harcanan zamana önem veren bir dünyaya geçebiliriz.
14:37
to world that's driven by time well spent.
284
877151
4035
14:43
I want to live in this world,
285
883569
2087
Ben o dünyada yaşamak istiyorum
14:45
and I want this conversation to happen.
286
885680
2088
ve bu tartışmayı hayata geçirmek istiyorum.
14:48
Let's start that conversation now.
287
888586
1850
Bu tartışmayı şu anda başlatalım.
14:51
Thank you.
288
891707
1151
Teşekkür ederim.
14:52
(Applause)
289
892882
1895
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7