Shimon Schocken's rides of hope

Shimon Schocken umuda pedal çeviriyor

36,008 views ・ 2010-11-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aykut Türker Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
Mountain biking in Israel
0
15260
4000
İsrail'de dağ bisikletçiliği
00:19
is something that I do with great passion
1
19260
2000
benim büyük tutkuyla
00:21
and commitment.
2
21260
3000
ve bağlılıkla yaptığım birşey.
00:24
And when I'm on my bike,
3
24260
2000
Bisikletimin üstündeyken,
00:26
I feel that I connect
4
26260
2000
İsrail'in derin güzellikleriyle
00:28
with the profound beauty of Israel,
5
28260
3000
bağlantı kurduğumu
00:31
and I feel that I'm united
6
31260
2000
ve ülkemin
00:33
with this country's history
7
33260
4000
geçmişiyle ve kutsal kitapla
00:37
and biblical law.
8
37260
2000
bir olduğumu hissediyorum.
00:39
And also, for me,
9
39260
2000
Bisikletçilik aynı zamanda,
00:41
biking is a matter of empowerment.
10
41260
2000
benim için güç ile ilişkili.
00:43
When I reach the summit
11
43260
2000
Issızlığın ortasında
00:45
of a steep mountain in the middle of nowhere,
12
45260
2000
dik bir dağın zirvesine ulaştığımda,
00:47
I feel young,
13
47260
2000
kendimi genç,
00:49
invincible, eternal.
14
49260
3000
yenilmez ve ölümsüz hissediyorum.
00:52
It's as if I'm connecting with some legacy
15
52260
3000
Bu, kendimden çok daha büyük
00:55
or with some energy
16
55260
2000
bir çeşit miras
00:57
far greater than myself.
17
57260
2000
ya da enerjiyle bağ kurmak gibi.
00:59
You can see my fellow riders
18
59260
2000
Bisiklet arkadaşlarımı
01:01
at the end of the picture,
19
61260
2000
resmin sonunda
01:03
looking at me with some concern.
20
63260
3000
bana biraz endişeyle bakarken görebilirsiniz.
01:06
And here is another picture of them.
21
66260
2000
Bu da onların bir diğer resmi.
01:08
Unfortunately, I cannot show their faces,
22
68260
3000
Ne yazık ki, yüzlerini gösteremiyorum.
01:11
neither can I disclose their true names,
23
71260
2000
Gerçek isimlerini de açıklayamıyorum.
01:13
and that's because my fellow riders
24
73260
2000
Çünkü bisiklet arkadaşlarım,
01:15
are juvenile inmates,
25
75260
2000
genç mahkumlar,
01:17
offenders
26
77260
2000
tutuklular,
01:19
spending time in a correction facility
27
79260
2000
ve bir ıslahevindeler
01:21
about 20 minutes' ride from here --
28
81260
3000
- buradan bisikletle yaklaşık 20 dakikalık bir mesafede
01:24
well, like everything in Israel.
29
84260
2000
Yani, İsrail'deki herşey gibi.
01:28
And I've been riding with these kids once a week,
30
88260
3000
Bu çocuklarla haftada bir kez bisiklete biniyorum,
01:31
every Tuesday, rain or shine, for the last four years
31
91260
3000
her Salı, yağmurda çamur demeden, son dört senedir.
01:34
and by now, they've become a very big part of my life.
32
94260
3000
Ve artık, onlar benim hayatımın çok büyük bir parçası oldular.
01:37
This story began four years ago.
33
97260
3000
Hikaye, dört sene önce başladı.
01:40
The correction facility where they are locked up
34
100260
2000
Tutuklu bulundukları ıslahevi,
01:42
happens to be right in the middle
35
102260
2000
şansa bakın ki,
01:44
of one of my usual trips,
36
104260
2000
her zamanki gezilerimden birinin tam ortasında.
01:46
and it's surrounded by barbed wires
37
106260
2000
Dikenli tellerle çevrili,
01:48
and electric gates and armed guards.
38
108260
2000
elektrikli kapıları ve silahlı gardiyanları var.
01:50
So on one of these rides,
39
110260
2000
Bu gezilerden birinde,
01:52
I talked my way into the compound
40
112260
2000
konuşarak tesise girmeyi başardım
01:54
and went to see the warden.
41
114260
3000
ve cezaevi müdürünü görmeye gittim.
01:57
I told the warden
42
117260
2000
Ona,
01:59
that I wanted to start a mountain biking club in this place
43
119260
3000
orada bir dağ bisikleti kulübü kurmak istediğimi
02:02
and that basically I wanted to take the kids
44
122260
2000
ve kısaca çocukları
02:04
from here to there.
45
124260
3000
oraya buraya götürmek istediğimi söyledim.
02:07
And I told him, "Let's find a way
46
127260
2000
Ve ona dedim ki, "Bir yol bulalım,
02:09
in which I'll be able to take out 10 kids once a week
47
129260
3000
10 çocuğu haftada bir kez dışarı çıkarabileyim
02:12
to ride with in the summer in the country."
48
132260
3000
ve yazın arazide bisiklete binelim."
02:15
And the warden was quite amused,
49
135260
2000
Cezaevi müdürünün oldukça komiğine gitti,
02:17
and he told me he thought that I was a nut
50
137260
3000
bana aklımı kaçırdığımı söyledi.
02:20
and he told me,
51
140260
2000
Ve dedi ki,
02:22
"This place is a correction facility. These guys are serious offenders.
52
142260
3000
"Burası bir ıslahevi. Bunlar ciddi suçlular.
02:25
They are supposed to be locked up.
53
145260
2000
Kilit altında bulunmaları gerekiyor,
02:27
They aren't supposed to be out at large."
54
147260
3000
dışarıda rahatça gezinmeleri değil."
02:30
And yet, we began to talk about it,
55
150260
2000
Yine de, konu hakkında konuşmaya başladık
02:32
and one thing led to another.
56
152260
2000
ve gelişmeler ardı ardına geldi.
02:34
And I can't see myself
57
154260
3000
Ve kendimi
02:37
going into a state prison in New Jersey
58
157260
2000
New Jersey'de bir eyalet hapishanesine gidip de
02:39
and making such a proposition,
59
159260
2000
böyle bir teklif yaparken hayal dahi edemiyorum.
02:41
but this being Israel,
60
161260
2000
Ancak İsrail'de,
02:43
the warden somehow made it happen.
61
163260
3000
bu cezaevi müdürü, bir şekilde bunu yapmayı başardı.
02:46
And so two months later,
62
166260
3000
Ve iki ay sonra,
02:49
we found ourselves "at large" --
63
169260
2000
kendimizi dışarıda bulduk
02:51
myself,
64
171260
2000
-- ben,
02:53
10 juvenile inmates
65
173260
3000
10 genç mahkum
02:56
and a wonderful fellow named Russ,
66
176260
2000
ve Russ adında harika bir arkadaş.
02:58
who became a very good friend of mine
67
178260
2000
Benim çok iyi bir arkadaşım
03:00
and my partner in this project.
68
180260
2000
ve bu projede ortağım oldu.
03:02
And in the next few weeks, I had the tremendous pleasure
69
182260
3000
Ve sonraki birkaç haftada, müthiş memnuniyetle
03:05
of introducing these kids
70
185260
2000
bu çocukları
03:07
to the world of total freedom,
71
187260
2000
tam özgürlük dünyasıyla tanıştırabildim.
03:09
a world consisting of magnificent vistas
72
189260
3000
Muhteşem manzaralardan oluşan bir dünya,
03:12
like these --
73
192260
2000
bunun gibi.
03:14
everything you see here is obviously in Israel --
74
194260
3000
-- Tüm burada gördükleriniz İsrail'den. --
03:17
as well as close encounters
75
197260
2000
Çeşit çeşit,
03:19
with all sorts of small creatures
76
199260
2000
renk renk,
03:21
coming in all sorts of sizes,
77
201260
2000
biçim biçim
03:23
colors, shapes, forms
78
203260
3000
küçük yaratıklarla yaşanan
03:26
and so on.
79
206260
2000
yakın temaslar gibi.
03:28
In spite of all this splendor,
80
208260
3000
Tüm bu ihtişama karşın,
03:31
the beginning was extremely frustrating.
81
211260
3000
başlangıç son derece hayal kırıcıydı.
03:34
Every small obstacle,
82
214260
2000
Her küçük engel,
03:36
every slight uphill,
83
216260
2000
her küçük rampa,
03:38
would cause these fellows
84
218260
2000
ekip üyelerinin
03:40
to stop in their tracks and give up.
85
220260
3000
durup vazgeçmesine neden oluyordu.
03:43
So we had a lot of this going on.
86
223260
3000
Bunu çok sık yaşıyorduk.
03:46
I found out that they had a very hard time
87
226260
2000
Farkettim ki,
03:48
dealing with frustration and difficulties --
88
228260
2000
hayal kırıklıkları ve zorluklarla boğuşuyorlardı
03:50
not because they were physically unfit.
89
230260
2000
-- fiziksel olarak uygun olmadıklarından değil.
03:52
But that's one reason why they ended up where they were.
90
232260
3000
Bu da nedenlerden biri olsa bile.
03:56
And I became increasingly more and more agitated,
91
236260
2000
Ve ben günden güne daha tepkili oluyordum.
03:58
because I was there
92
238260
2000
Çünkü orada bulunma nedenim,
04:00
not only to be with them,
93
240260
2000
sadece onlarla birlikte olmak değil,
04:02
but also to ride and create a team
94
242260
2000
aynı zamanda bisiklet sürmek ve bir ekip yaratmaktı.
04:04
and I didn't know what to do.
95
244260
2000
Ve ne yapacağıımı bilemiyordum.
04:06
Now, let me give you an example.
96
246260
2000
Bir örnek vereyim.
04:08
We're going downhill in some rocky terrain,
97
248260
3000
Kayalık bir arazide yokuş aşağı gidiyorduk,
04:11
and the front tire of Alex
98
251260
3000
ve Alex'in ön tekerleği
04:14
gets caught in one of these crevasses here.
99
254260
2000
buradaki yarıklardan birine takıldı.
04:16
So he crashes down,
100
256260
2000
Düştü,
04:18
and he gets slightly injured,
101
258260
2000
ve hafifçe yaralandı.
04:20
but this does not prevent him from jumping up
102
260260
3000
Bununla birlikte, ayağa fırladı
04:23
and then starting to jump up and down on his bike
103
263260
2000
bisikletinin üstünde tepinip
04:25
and curse violently.
104
265260
2000
küfürler savurmaya başladı.
04:27
Then he throws his helmet in the air.
105
267260
3000
Sonra kaskını havaya fırlattı.
04:30
His backpack goes ballistic in some other direction.
106
270260
3000
Sırt çantası başka bir yöne uçtu.
04:33
And then he runs to the nearest tree
107
273260
2000
Sonra en yakın ağaca koşarak
04:35
and starts to break branches and throw rocks
108
275260
3000
dallarını kırmaya, taşlar fırlatmaya
04:38
and curse like I've never heard.
109
278260
3000
ve daha önce duymadığım küfürler savurmaya başladı.
04:41
And I'm just standing there,
110
281260
3000
Ben orada öylece durdum
04:44
watching this scene
111
284260
2000
ve bu sahneyi seyrettim.
04:46
with a complete disbelief,
112
286260
2000
Tam bir inançsızlıkla
04:48
not knowing what to do.
113
288260
3000
ve ne yapacağımı bilemeden.
04:51
I'm used to algorithms
114
291260
2000
Ben algoritmalara,
04:53
and data structures
115
293260
3000
veri yapılarına
04:56
and super motivated students,
116
296260
3000
ve süper istekli öğrencilere alışığım.
04:59
and nothing in my background
117
299260
2000
Ve geçmişimdeki hiçbirşey,
05:01
prepared me to deal
118
301260
2000
beni ıssızlığın ortasında
05:03
with a raging, violent adolescent
119
303260
3000
öfkeli ve şiddet dolu ergenlerle
05:06
in the middle of nowhere.
120
306260
2000
zaman geçirmek konusunda
05:08
And you have to realize that these incidents
121
308260
2000
Dikkatinizi çekmek isterim ki, bu olayların hiçbiri
05:10
did not happen in convenient locations.
122
310260
2000
rahat mekanlarda gelişmedi.
05:12
They happened in places like this,
123
312260
3000
Bunun gibi yerlerde,
05:15
in the Judean Desert,
124
315260
2000
örneğin Yahuda Çölü'nde,
05:17
20 kilometers away from the nearest road.
125
317260
3000
en yakın yoldan 20 km uzakta bulunuyorduk.
05:20
And what you don't see in this picture
126
320260
2000
Ve bu resimde görmediğiniz şu ki,
05:22
is that somewhere between these riders there,
127
322260
3000
şuradaki bisikletçilerin arasında bir yerlerde,
05:25
there's a teenager sitting on a rock,
128
325260
2000
kayaya oturmuş bir genç,
05:27
saying, "I'm not moving from here. Forget it.
129
327260
2000
"Buradan bir adım ileri gitmiyorum. Unut gitsin.
05:29
I've had it."
130
329260
2000
Benden bu kadar!" diyordu..
05:31
Well, that's a problem
131
331260
2000
Tabii, bu bir sorun.
05:33
because one way or another, you have to get this guy moving
132
333260
3000
Bir şekilde, bu elemanı harekete geçirmek zorundasınız
05:36
because it's getting dark soon and dangerous.
133
336260
3000
çünkü yakında karanlık çökecek ve etraf tehlikeli olacak.
05:39
It took me several such incidents to figure out what I was supposed to do.
134
339260
3000
Yapmam gerekeni bulmam için bunun gibi birkaç olay yaşamam gerekti.
05:42
At the beginning, it was a disaster.
135
342260
2000
Ve başlarda, bu bir felaketti.
05:44
I tried harsh words and threats
136
344260
2000
Sert sözler ve tehditler kullanmayı denedim.
05:46
and they took me nowhere.
137
346260
2000
Ancak hiçbir sonuç alamadım.
05:48
That's what they had all their lives.
138
348260
2000
Tüm hayatları boyunca gördükleri zaten buydu.
05:50
And at some point I found out,
139
350260
3000
Ve bir noktada farkettim ki,
05:53
when a kid like this gets into a fit,
140
353260
2000
böyle bir çocuğun damarı tuttuğunda,
05:55
the best thing that you can possibly do
141
355260
2000
muhtemelen yapabileceğiniz en iyi şey,
05:57
is stay as close as possible to this kid,
142
357260
3000
mümkün olduğunca onun yanında olmaktır.
06:00
which is difficult,
143
360260
2000
Bu zordur,
06:02
because what you really want to do is go away.
144
362260
2000
çünkü gerçekte yapmak istediğiniz şey oradan çekip gitmektir.
06:04
But that's what he had all his life,
145
364260
2000
Onun bütün hayatı boyunca başına gelen de budur
06:06
people walking away from him.
146
366260
2000
-- insanların ona sırtını dönmesi.
06:08
So what you have to do is stay close
147
368260
2000
Yani yapmanız gereken, yakın durmak,
06:10
and try to reach in
148
370260
2000
ona ulaşmaya çalışmak,
06:12
and pet his shoulder
149
372260
2000
omzuna vurmak,
06:14
or give him a piece of chocolate.
150
374260
2000
ya da bir parça çikolata vermektir.
06:16
So I would say, "Alex, I know that it's terribly difficult.
151
376260
3000
Ona dedim ki, "Alex, biliyorum ki berbat derecede zor.
06:19
Why don't you rest for a few minutes
152
379260
2000
Neden birkaç dakika dinlenmiyorsun,
06:21
and then we'll go on."
153
381260
2000
sonra devam ederiz."
06:23
"Go away you maniac-psychopath.
154
383260
3000
"Defol git seni manyak, psikopat.
06:26
Why would you bring us to this goddamn place?"
155
386260
3000
Ne diye bizi bu lanet olası yere getirdin ki?"
06:30
And I would say, "Relax, Alex.
156
390260
3000
Ve derdim ki, "Sakin ol Alex.
06:33
Here's a piece of chocolate."
157
393260
2000
Bir parça çikolata al."
06:35
And Alex would go, "Arrrrggg!"
158
395260
2000
Ve Alex "Offff!* dedi.
06:37
Because you have to understand
159
397260
2000
Çünkü bilmenizi isterim ki,
06:39
that on these rides we are constantly hungry --
160
399260
2000
bu sürüşler sırasında hepimiz sürekli açızdır
06:41
and after the rides also.
161
401260
3000
-- ve tabi sürüşten sonra da.
06:45
And who is this guy, Alex, to begin with?
162
405260
3000
Peki, kimdir bu Alex?
06:48
He's a 17-year-old.
163
408260
2000
17 yaşındadır.
06:50
When he was eight,
164
410260
2000
Ve 8 yaşındakyen,
06:52
someone put him on a boat in Odessa
165
412260
3000
birini onu Odessa'dan bir gemiye bindirip
06:55
and sent him, shipped him to Israel
166
415260
3000
İsrail'e göndermiştir,
06:58
on his own.
167
418260
2000
tek başına.
07:00
And he ended up in south Tel Aviv
168
420260
2000
Sonuçta Tel Aviv'in güneyine ulaşmış,
07:02
and did not have the good luck
169
422260
2000
talihi yaver gitmemiş,
07:04
to be picked up by a [unclear]
170
424260
2000
ve onu alacak olan kişiyle karşılaşamamıştır.
07:06
and roamed the streets
171
426260
2000
Sokaklarda dolaşmış
07:08
and became a prominent gang member.
172
428260
3000
ve geleceğin çete üyesi olmuştur.
07:11
And he spent the last 10 years of his life
173
431260
2000
Hayatının son 10 yılını
07:13
in two places only,
174
433260
2000
sadece iki yerde geçirmiştir:
07:15
the slums and the state prison,
175
435260
3000
varoşlar ve devlet hapishanesi.
07:18
where he spent the last two years
176
438260
2000
Son iki yıldır da buradadır,
07:20
before he ended up sitting on this rock there.
177
440260
3000
en sonunda o kayaya oturmadan önce.
07:23
And so this kid
178
443260
2000
Yani bu çocuk,
07:25
was probably abused,
179
445260
3000
muhtemelen kötü muameleye maruz kalmış,
07:28
abandoned, ignored, betrayed
180
448260
3000
yolu boyunca karşılaştığı hemen her yetişkin tarafından
07:31
by almost every adult along the way.
181
451260
2000
terk edilmiş, gözardı edilmiş, ihanete uğramıştır.
07:33
So, for such a kid,
182
453260
2000
Böyle bir çocuk için,
07:35
when an adult that he learns to respect stays close to him
183
455260
3000
saygı duymayı öğrendiği bir yetişkin onun yanında durduğunda,
07:38
and doesn't walk away from him
184
458260
2000
ona sırtını dönüp gitmediğinde
07:40
in any situation,
185
460260
2000
-- ne olursa olsun,
07:42
irrespective of how he behaves,
186
462260
3000
kendi ona nasıl davranırsa davransın --
07:45
it's a tremendous healing experience.
187
465260
3000
bu müthiş tedavi edici bir deneyimdir.
07:48
It's an act of unconditional acceptance,
188
468260
3000
Koşulsuz bir benimseme hareketidir,
07:51
something that he never had.
189
471260
2000
hayatında görmediği birşeydir.
07:53
I want to say a few words about vision.
190
473260
2000
Vizyon hakkında birkaç kelime söylemek istiyorum.
07:55
When I started this program four years ago,
191
475260
3000
Dört yıl önce bu programı başlattığımda,
07:58
I had this original plan
192
478260
3000
aklımdaki plan
08:01
of creating a team
193
481260
2000
mazlumlardan oluşan ve kazanmayı öğrenen
08:03
of winning underdogs.
194
483260
2000
bir takım yaratmaktı.
08:05
I had an image of Lance Armstrong
195
485260
3000
Lance Armstrong'un görüntüsü
08:08
in my mind.
196
488260
2000
aklımdaydı.
08:10
And it took me exactly two months
197
490260
3000
Ve tam olarak iki ay sonra
08:13
of complete frustration
198
493260
2000
tamamen hayal kırıklığı içinde
08:15
to realize that this vision
199
495260
2000
farkettim ki, bu vizyon
08:17
was misplaced,
200
497260
2000
hatalıydı.
08:19
and that there was another vision
201
499260
2000
Ve başka bir vizyon
08:21
supremely more important
202
501260
2000
çok daha fazla önemli
08:23
and more readily available.
203
503260
3000
ve daha mümkündü.
08:26
It all of a sudden dawned on me, in this project,
204
506260
3000
Birden bire farkettim ki, bu projede
08:29
that the purpose of these rides
205
509260
2000
gezilerimizin amacı
08:31
should actually be
206
511260
2000
gerçekte
08:33
to expose the kids
207
513260
2000
çocuklara
08:35
to one thing only: love.
208
515260
3000
bir tek şeyi vermekti: Sevgi.
08:38
Love to the country, to the uphill
209
518260
2000
Ülkeye karşı sevgi, rampaya karşı sevgi,
08:40
and the downhill,
210
520260
2000
yokuş aşağı sevgi,
08:42
to all the incredible creatures that surround us --
211
522260
3000
etrafımızdaki tüm inanılmaz yaratıklara,
08:45
the animals, the plants,
212
525260
2000
hayvanlara, bitkilere,
08:47
the insects --
213
527260
2000
böceklere
08:49
love and respect
214
529260
2000
sevgi ve saygı.
08:51
to other fellow members in your team,
215
531260
2000
Takımdaki diğer arkadaşlarına,
08:53
in your biking team,
216
533260
2000
bisiklet ekibindeki,
08:55
and most importantly,
217
535260
2000
ve en önemlisi,
08:57
love and respect to yourself,
218
537260
2000
kendine karşı sevgi ve saygı.
08:59
which is something
219
539260
2000
Bu onların
09:01
that they badly miss.
220
541260
2000
fena derecede özlem duydukları birşeydi.
09:03
Together with the kids,
221
543260
2000
Çocuklarla birlikte,
09:05
I also went through a remarkable transformation.
222
545260
3000
ben de kayda değer bir dönüşüm geçirdim.
09:08
Now, I come from a cutthroat world
223
548260
2000
Bilim ve teknolojiden oluşan
09:10
of science and high technology.
224
550260
2000
kıran kırana bir dünyada yaşıyorum.
09:12
I used to think that reason and logic
225
552260
3000
Akıl yürütme, mantık
09:15
and relentless drive
226
555260
2000
ve dur durak bilmeyen gayret
09:17
were the only ways to make things happen.
227
557260
2000
birşeyleri ortaya çıkarmanın tek yolu sanırdım.
09:19
And before I worked with the kids,
228
559260
2000
Ve çocuklarla birlikte çalışmadan önce,
09:21
anything that I did with them,
229
561260
2000
onlarla birlikte
09:23
or anything that I did with myself,
230
563260
2000
ya da kendi kendime yaptığım herşey
09:25
was supposed to be perfect,
231
565260
2000
bence mükemmel,
09:27
ideal, optimal,
232
567260
3000
ideal, optimal olmalıydı.
09:30
but after working with them for some time,
233
570260
4000
Ancak onlara bir süre çalıştıktan sonra,
09:34
I discovered the great virtues of empathy
234
574260
3000
yeni ve büyük erdemler keşfettim: empati,
09:37
and flexibility
235
577260
2000
esneklik
09:39
and being able to start with some vision,
236
579260
2000
ve bir hayalle başlayıp
09:41
and if the vision doesn't work, well nothing happened.
237
581260
3000
o hayal başarısız olduğunda, aslında birşey kaybetmediğin gerçeği.
09:44
All you have to do is play with it, change it a little bit,
238
584260
3000
Tek yapman gereken onunla oynamak, biraz değiştirmek
09:47
and come up with something that does help, that does work.
239
587260
3000
ve işe yarayan, başarılı olan başka bir tane yaratmak.
09:50
So right now, I feel more
240
590260
2000
Böylece şu anda
09:52
like these are my principles,
241
592260
2000
benim ilkelerim bunlar,
09:54
and if you don't like them,
242
594260
2000
ve eğer bunları beğenmezseniz,
09:56
I have others.
243
596260
2000
başkaları da var.
09:58
(Laughter)
244
598260
2000
(Gülüşmeler)
10:00
(Applause)
245
600260
5000
(Alkış)
10:05
And one of these principles
246
605260
2000
Ve bu ilkelerden biri de
10:07
is focus.
247
607260
2000
odaklanma.
10:09
Before each ride
248
609260
2000
Her sürüşten önce
10:11
we sit together with the kids,
249
611260
2000
çocuklarla birlikte oturur
10:13
and we give them one word
250
613260
2000
ve onlara sürüş sırasında düşünmeleri için
10:15
to think about during the ride.
251
615260
2000
bir tek kelime veririz.
10:17
You have to focus their attention on something
252
617260
3000
Dikkatlerini birşey üzerine odaklamanız gerekir,
10:20
because so many things happen.
253
620260
2000
çünkü öyle çok şey olur ki.
10:22
So these are words like "teamwork"
254
622260
2000
Örneğin, "takım çalışması"
10:24
or "endurance"
255
624260
2000
ya da "dayanıklılık" gibi.
10:26
or even complicated concepts
256
626260
2000
Ya da karmaşık kavramlar,
10:28
like "resource allocation"
257
628260
2000
örneğin "kaynak kullanımı" gibi.
10:30
or "perspective," a word that they don't understand.
258
630260
2000
Ya da anlamadıkları kelimeler, mesela "perspektif".
10:32
You know, perspective
259
632260
2000
Bilirsiniz, perspektif
10:34
is one of these critically important
260
634260
2000
kritik derecede önemli
10:36
life-coping strategies
261
636260
2000
hayatla mücadele stratejilerinden biridir.
10:38
that mountain biking can really teach you.
262
638260
3000
Dağ bisikletçiliği bunu size gerçekten öğretebilir.
10:41
I tell kids
263
641260
2000
Çocuklara derim ki,
10:43
when they struggle through some uphill
264
643260
3000
bir rampada çaba harcarken
10:46
and feel like they cannot take it anymore,
265
646260
2000
eğer daha fazla gidemeyeceklerini hissederlerse,
10:48
it really helps to ignore the immediate obstacles
266
648260
3000
o anki engellerini bir an için yok saymak işe yarar.
10:51
and raise your head and look around
267
651260
2000
Başınızı bir an kaldırın ve etrafınıza bakın,
10:53
and see how the vista around you grows.
268
653260
2000
etrafınızdaki manzaranın nasıl da büyüdüğünü görün.
10:55
It literally propels you upwards.
269
655260
3000
Bu sizi kelimenin tam anlamıyla yokuş yukarı iter.
10:58
That's what perspective is all about.
270
658260
2000
Perspektif budur işte.
11:00
Or you can also look back in time
271
660260
2000
Ya da geçmişe bakabilir
11:02
and realize that you've already conquered
272
662260
2000
ve daha önce
11:04
steeper mountains before.
273
664260
3000
daha dik dağları fethetmiş olduğunuzu hatırlayabilirsiniz.
11:07
And that's how they develop self-esteem.
274
667260
3000
Kendilerine saygıları böyle böyle gelişir.
11:10
Now, let me give you an example of how it works.
275
670260
2000
Nasıl işe yaradığını bir örnekle anlatayım.
11:12
You stand with your bike at the beginning of February.
276
672260
3000
Şubat başında bisikletinizlesiniz.
11:15
It's very cold, and you're standing in one of these rainy days,
277
675260
3000
Hava çok soğuk ve yağmurlu,
11:18
and it's drizzling
278
678260
2000
çiseltili bir gün.
11:20
and cold and chilly,
279
680260
3000
Soğuk donduruyor.
11:23
and you're standing in, let's say, Yokneam.
280
683260
3000
Ve mesela, Yokneam'dasınız
11:26
And you look up at the sky through a hole in the clouds
281
686260
3000
Gökyüzüne, bulutlar arasında bir aralığa bakarsınız.
11:29
you see the monastery at the top of the Muhraka --
282
689260
3000
Ve Muhraka'nın tepesinde manastırı görürsünüz
11:32
that's where you're supposed to climb now --
283
692260
2000
-- şimdi tırmanmanız gereken yeri --
11:34
and you say, "There's no way that I could possibly get there."
284
694260
3000
ve dersiniz ki: "Oraya ulaşmamın imkânı yok!".
11:37
And yet, two hours later
285
697260
3000
Yine de, iki saat sonra
11:40
you find yourself standing on the roof of this monastery,
286
700260
3000
kendinizi manastırın çatısında bulursunuz
11:43
smeared with mud,
287
703260
3000
-- çamura batmış şekilde,
11:46
blood and sweat.
288
706260
2000
kan ter içinde.
11:48
And you look down at Yokneam;
289
708260
2000
Aşağıya, Yokneam'a bakarsınız
11:50
everything is so small and tiny.
290
710260
2000
ve herşey öyle küçük görünür ki.
11:52
And you say, "Hey, Alex. Look at this parking lot where we started.
291
712260
2000
Dersiniz ki, "Hey, Alex. Yola çıktığımız otoparka bak."
11:54
It's that big.
292
714260
2000
"Şu kadarcık."
11:56
I can't believe that I did it."
293
716260
2000
"Bunu yaptığıma inanamıyorum!"
11:58
And that's the point
294
718260
2000
Olay da bu zaten,
12:00
when you start loving yourself.
295
720260
2000
kendini sevmeye başlaman.
12:03
And so we talked about
296
723260
2000
Onlara öğrettiğimiz
12:05
these special words that we teach them.
297
725260
2000
bu özel kelimeler hakkında konuştuk.
12:07
And at the end of each ride, we sit together
298
727260
3000
Ve her sürüşten sonra birlikte oturup,
12:10
and share moments
299
730260
2000
o gün o kelimelerin ortaya çıkıp
12:12
in which those special words of the day
300
732260
3000
bir değişim yarattığı
12:15
popped up and made a difference,
301
735260
2000
anlarımızı paylaşırız.
12:17
and these discussions
302
737260
2000
Ve bu tartışmalar
12:19
can be extremely inspiring.
303
739260
2000
son derece ilham verici olabilir.
12:21
In one of them, one of the kids once said,
304
741260
2000
Bunlardan birinde, bir çocuk dedi ki,
12:23
"When we were riding on this ridge
305
743260
2000
"Bu sırtın üzerinde bisiklete binerken
12:25
overlooking the Dead Sea --
306
745260
2000
ve Ölü Deniz'e tepeden bakarken
12:27
and he's talking about this spot here --
307
747260
3000
-- şu noktadan bahsediyor --
12:30
"I was reminded
308
750260
2000
aklıma
12:32
of the day when I left my village in Ethiopia
309
752260
2000
Etiyopya'daki köyümü
12:34
and went away together with my brother.
310
754260
3000
kardeşimle birlikte terkettiğim gün geldi.
12:37
We walked 120 kilometers
311
757260
2000
120 km yürüdük
12:39
until we reached Sudan.
312
759260
2000
ve Sudan'a ulaştık.
12:41
This was the first place where we got some water and supplies."
313
761260
3000
Orası biraz su ve erzak edinebildiğimiz ilk yerdi."
12:44
And he goes on saying, and everyone looks at him like a hero,
314
764260
3000
Anlatmaya devam etti, ve herkes onu bir kahraman olarak gördü
12:47
probably for the first time in his life.
315
767260
2000
-- muhtemelen hayatında ilk kez.
12:49
And he says -- because I also have volunteers riding with me,
316
769260
3000
Ve dedi ki (orada bizimle bisiklete binen başka gönüllüler de vardı,
12:52
adults, who are sitting there
317
772260
2000
orada oturmuş
12:54
listening to him --
318
774260
3000
onu dinleyen yetişkinler)
12:57
and he says, "And this was just the beginning
319
777260
2000
Dedi ki, "Ve bu sadece başlangıcıydı
12:59
of our ordeal
320
779260
2000
çilemizin,
13:01
until we ended up in Israel.
321
781260
2000
İsrail'e ulaşana kadar.
13:03
And only now," he says,
322
783260
2000
Ve ancak şimdi,
13:05
"I'm beginning to understand where I am,
323
785260
2000
nerede olduğumu anlamaya başlıyorum,
13:07
and I actually like it."
324
787260
2000
ve aslında burayı seviyorum."
13:09
Now I remember, when he said it,
325
789260
2000
Bunu söylediği zaman,
13:11
I felt goosebumps on my body,
326
791260
2000
tüylerim diken diken oldu,
13:13
because he said it overlooking the Moab Mountains here in the background.
327
793260
3000
çünkü arkasında Moab Dağları'na tepeden bakarak konuşmuştu.
13:16
That's where Joshua descended
328
796260
2000
Burası Yuşa'nın indiği,
13:18
and crossed the Jordan
329
798260
2000
Ürdün nehrini geçtiği,
13:20
and led the people of Israel into the land of Canaan
330
800260
3000
ve İsrailoğulları'nı Kenan Ülkesi'ne götürdüğü,
13:23
3,000 years ago
331
803260
2000
bundan 3,000 sene önce
13:25
in this final leg
332
805260
2000
Afrika'dan başlayan yolculuğun
13:27
of the journey from Africa.
333
807260
3000
son etabıydı.
13:30
And so, perspective
334
810260
2000
Kısacası perspektif,
13:32
and context and history
335
812260
2000
bağlam ve tarih
13:34
play key roles
336
814260
2000
çocuklarla çıktığım gezileri
13:36
in the way I plan my rides
337
816260
2000
planlarken
13:38
with the kids.
338
818260
2000
anahtar bir rol oynuyor.
13:40
We visit Kibbutzim
339
820260
2000
Soykırımdan kurtulanlar tarafından kurulmuş
13:42
that were established by Holocaust survivors.
340
822260
3000
Kibbutz'ları ziyaret ediyoruz.
13:45
We explore ruins
341
825260
3000
Filistin köylerinin
13:48
of Palestinian villages,
342
828260
3000
harabelerini keşfe gidiyoruz
13:51
and we discuss how they became ruins.
343
831260
3000
ve neden harabeye dönüştüklerini tartışıyoruz.
13:54
And we go through numerous remnants
344
834260
3000
Çok sayıda kalıntıya gidiyoruz,
13:57
of Jewish settlements, Nabatic settlements,
345
837260
2000
Yahudi yerleşimleri, Nabat yerleşimleri,
13:59
Canaanite settlements --
346
839260
2000
Kenan yerleşimleri
14:01
three-, four, five-thousand years old.
347
841260
2000
-- 3000, 4000, 5000 yıllık yerleşimler.
14:03
And through this tapestry,
348
843260
2000
Ve bu dokuma sayesinde,
14:05
which is the history of this country,
349
845260
3000
bu ülkenin tarihiyle,
14:08
the kids acquire
350
848260
2000
çocuklar
14:10
what is probably the most important
351
850260
2000
belki de en önemli
14:12
value in education,
352
852260
2000
eğitim değerini alıyorlar.
14:14
and that is the understanding that life is complex,
353
854260
4000
Bu da hayatın karmaşık olduğu,
14:18
and there's no black and white.
354
858260
3000
siyah - beyaz olmadığıdır.
14:21
And by appreciating complexity,
355
861260
2000
Karmaşıklığa saygı duyarak,
14:23
they become more tolerant,
356
863260
2000
daha hoşgörülü oluyorlar.
14:25
and tolerance leads to hope.
357
865260
3000
Ve hoşgörü, umudu doğuruyor.
14:29
I ride with these kids once a week,
358
869260
2000
Bu çocuklarla haftada bir kez bisiklete biniyorum,
14:31
every Tuesday.
359
871260
2000
her Salı.
14:33
Here's a picture I took last Tuesday -- less than a week ago --
360
873260
3000
Bu, geçen Salı çektiğim bir fotoğraf -- bir hafta bile olmadı --
14:36
and I ride with them tomorrow also.
361
876260
2000
ve yarın da bineceğiz.
14:38
In every one of these rides
362
878260
3000
Bu sürüşlerin her birinde,
14:41
I always end up standing in one of these incredible locations,
363
881260
3000
kendimi bu inanılmaz yerlerden birinde,
14:44
taking in this incredible landscape around me,
364
884260
3000
etrafımdaki inanılmaz manzarayı sindirirken buluyorum.
14:47
and I feel blessed and fortunate
365
887260
2000
Ve kendimi kutsanmış ve talihli buluyorum,
14:49
that I'm alive,
366
889260
2000
hayatta olduğum için.
14:51
and that I sense every fiber
367
891260
2000
Ve ağrıyan vücudumdaki
14:53
in my aching body.
368
893260
2000
her bir lifimi hissettiğim için.
14:55
And I feel blessed and fortunate
369
895260
2000
Kendimi kutsanmış ve talihli buluyorum,
14:57
that 15 years ago
370
897260
2000
15 yıl önce
14:59
I had the courage to resign
371
899260
2000
cesaret gösterip
15:01
my tenured position at NYU
372
901260
2000
New York Üniversitesi'ndeki kalıcı pozisyonumdan istifa ederek
15:03
and return to my home country
373
903260
2000
anayurduma döndüğüm için.
15:05
where I can do these incredible rides
374
905260
2000
Bu inanılmaz gezileri
15:07
with this group of troubled kids
375
907260
2000
bu sorunlu çocuklar grubuyla yapabildiğim için
15:09
coming from Ethiopia
376
909260
2000
-- Etiyopya'dan
15:11
and Morocco and Russia.
377
911260
3000
Fas'tan ve Rusya'dan gelen çocuklar.
15:14
And I feel blessed and fortunate
378
914260
2000
Kendimi kutsanmış ve talihli buluyorum,
15:16
that every week, every Tuesday --
379
916260
2000
her hafta, her Salı,
15:18
and actually every Friday also --
380
918260
3000
ve aslında her Cuma da,
15:21
I can once again celebrate
381
921260
3000
bir kez daha
15:24
in the marrow of my bones
382
924260
3000
iliklerime kadar
15:27
the very essence of living in Israel on the edge.
383
927260
3000
İsrail'de sınırda yaşamanın özünü kutlayabildiğim için.
15:30
Thank you.
384
930260
2000
Teşekkürler.
15:32
(Applause)
385
932260
7000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7