Willie Smits: How to restore a rainforest

Willie Smits yağmur ormanını hayata döndürüyor

159,738 views ・ 2009-03-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Naz Beykan Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:18
I was walking in the market one day with my wife,
0
18330
3000
Bir gün eşimle pazarda yürüyordum
00:21
and somebody stuck a cage in my face.
1
21330
2000
ve biri suratıma bir kafes yapıştırdı.
00:23
And in between those slits
2
23330
2000
O parmaklıkların arasında
00:25
were the saddest eyes I've ever seen.
3
25330
2000
şimdiye kadar gördüğüm en hüzünlü gözler vardı.
00:27
There was a very sick orangutan baby, my first encounter.
4
27330
3000
İçindeki çok hasta orangutan yavrusu, ilk karşılaşmamdı.
00:30
That evening I came back to the market in the dark
5
30330
3000
O akşam, karanlıkta pazara tekrar geldim
00:33
and I heard "uhh, uhh,"
6
33330
3000
ve "uhh, uhh" sesini duydum.
00:36
and sure enough I found a dying orangutan baby on a garbage heap.
7
36330
5000
Tabi ki, bir çöp yığınının üstünde ölen bir orangutan yavrusu buldum.
00:41
Of course, the cage was salvaged.
8
41330
2000
Doğal olarak, kafesi kurtarılmıştı.
00:43
I took up the little baby,
9
43330
2000
Minik yavruyu aldım,
00:45
massaged her, forced her to drink
10
45330
3000
ona masaj yaptım, sonunda normal nefes almaya başlayana kadar
00:48
until she finally started breathing normally.
11
48330
3000
onu içmeye zorladım.
00:51
This is Uce.
12
51330
2000
Bu Uce.
00:53
She's now living in the jungle of Sungai Wain,
13
53330
2000
Şu an Sungai Wain ormanında yaşıyor,
00:55
and this is Matahari, her second son,
14
55330
2000
ve bu da Matahari, ikinci oğlu.
00:57
which, by the way, is also the son of the second orangutan I rescued, Dodoy.
15
57330
5000
Aynı zamanda, kurtardığım ikinci orangutan Dodoy'un da oğlu.
01:02
That changed my life quite dramatically,
16
62330
2000
Bu hayatımı önemli ölçüde değiştirdi.
01:04
and as of today, I have almost 1,000 babies in my two centers.
17
64330
5000
Şu an itibariyle, iki merkezimde 1.000 kadar yavru var.
01:09
(Applause)
18
69330
2000
(Alkış)
01:11
No. No. No. Wrong.
19
71330
2000
Hayır. Hayır. Hayır. Yanlış.
01:13
It's horrible. It's a proof of our failing to save them in the wild.
20
73330
3000
Bu korkunç bir şey. Bu onları vahşi doğada korumayı başaramadığımızın kanıtı.
01:16
It's not good.
21
76330
2000
Bu hiç iyi değil.
01:18
This is merely proof of everyone failing to do the right thing.
22
78330
4000
Bu herkesin doğru olan şeyi yapmayı başaramadığının kanıtı.
01:22
Having more than all the orangutans in all the zoos in the world together,
23
82330
4000
Dünyadaki tüm hayvanat bahçelerindeki tüm orangutanlardan daha fazla orangutana sahip olunca,
01:26
just now like victims for every baby,
24
86330
3000
şu an bile her yavruya karşılık
01:29
six have disappeared from the forest.
25
89330
3000
altısı ormandan kayboluyor.
01:32
The deforestation, especially for oil palm,
26
92330
2000
Batılı ülkelere biyoyakıt sağlamak,
01:34
to provide biofuel for Western countries
27
94330
3000
özellikle palmiye yağı, için orman tahribatı
01:37
is what's causing these problems.
28
97330
3000
bu problemlere neden olan şey.
01:40
And those are the peat swamp forests on 20 meters of peat,
29
100330
3000
Bunlar 20 metre turbadan oluşan turba bataklık ormanları,
01:43
the largest accumulation of organic material in the world.
30
103330
3000
dünya üzerindeki en büyük organik madde birikimleridir.
01:46
When you open this for growing oil palms
31
106330
3000
Bunu yağ palmiyesi yetiştirmek için açtığınızda
01:49
you're creating CO2 volcanoes
32
109330
2000
CO2 volkanları yaratıyor oluyorsunuz
01:51
that are emitting so much CO2
33
111330
3000
O kadar çok CO2 emisyonu oluyor ki
01:54
that my country is now the third largest emitter of greenhouse gasses in the world,
34
114330
5000
şu an ülkem dünyada en çok seragazı emisyonu yapan ülkeler arasında üçüncü sırada,
01:59
after China and the United States.
35
119330
2000
Çin ve Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra.
02:01
And we don't have any industry at all --
36
121330
3000
ve hiç de endüstrimiz yok.
02:04
it's only because of this deforestation.
37
124330
3000
Sadece bu orman tahribatı yüzünden.
02:07
And these are horrible images.
38
127330
3000
Bunlar korkunç görüntüler.
02:10
I'm not going to talk too long about it,
39
130330
2000
Hakkında çok uzun konuşmayacağım,
02:12
but there are so many of the family of Uce,
40
132330
2000
ama Uce ailesinin orada ormanda yaşayacak kadar
02:14
which are not so fortunate to live out there in the forest,
41
134330
4000
şanslı olmayan pek çok ferdi var,
02:18
that still have to go through that process.
42
138330
2000
hala bu süreçten geçmek zorunda olan,
02:20
And I don't know anymore where to put them.
43
140330
2000
ve artık onları nereye yerleştireceğimi bilemiyorum.
02:22
So I decided that I had to come up with a solution for her
44
142330
4000
Bu nedenle onun için bir çözüm üretmem gerektiğine karar verdim.
02:26
but also a solution
45
146330
2000
ama aynı zamanda öyle bir çözüm ki
02:28
that will benefit the people that are trying to exploit those forests,
46
148330
4000
bu ormanları sömürmeye,
02:32
to get their hands on the last timber
47
152330
3000
son kalan keresteyi ele geçirmeye çalışan
02:35
and that are causing, in that way,
48
155330
3000
ve bir bakıma habitatın yok olmasına ve tüm o kurbanlara
02:38
the loss of habitat and all those victims.
49
158330
3000
neden olan insanlar yararlanmalıydı.
02:41
So I created the place Samboja Lestari,
50
161330
2000
Böylece Samboja Lestari adlı yeri yarattım
02:43
and the idea was,
51
163330
2000
Fikir şuydu:
02:45
if I can do this on the worst possible place that I can think of
52
165330
3000
Eğer bunu düşünebileceğim en imkansız yerde yapabilirsem,
02:48
where there is really nothing left,
53
168330
2000
hiçbir şeyin kalmadığı,
02:50
no one will have an excuse to say, "Yeah, but ..."
54
170330
4000
hiç kimsenin "Evet, ama..." diyecek bahanesi olamaz.
02:54
No. Everyone should be able to follow this.
55
174330
4000
Hayır. Herkes bunu izleyebilir.
02:58
So we're in East Borneo. This is the place where I started.
56
178330
5000
İşte Doğu Borneo'dayız. Başladığım yer burası.
03:03
As you can see there's only yellow terrain.
57
183330
2000
Gördüğünüz gibi sadece sarı arazi var,
03:05
There's nothing left -- just a bit of grass there.
58
185330
3000
hiçbir şey kalmamış, sadece biraz ot.
03:08
In 2002 we had about 50 percent of the people jobless there.
59
188330
4000
2002'de orada insanların yüzde 50 kadarı işsizdi.
03:12
There was a huge amount of crime.
60
192330
2000
Suç miktarı olağanüstüydü.
03:14
People spent so much of their money on health issues and drinking water.
61
194330
5000
İnsanlar paralarının büyük bir kısmını sağlık sorunları ve içme suyu için harcıyorlardı.
03:19
There was no agricultural productivity left.
62
199330
3000
Hiçbir tarımsal faaliyet kalmamıştı.
03:22
This was the poorest district in the whole province
63
202330
3000
Vilayetteki en fakir bölgeydi
03:25
and it was a total extinction of wildlife.
64
205330
3000
ve doğal hayat tümden yok olmuştu.
03:28
This was like a biological desert.
65
208330
2000
Biyolojik bir çöl gibiydi.
03:30
When I stood there in the grass, it's hot -- not even the sound of insects --
66
210330
4000
Otların arasında durduğumda, sıcaktı -böcek sesi bile yoktu-
03:34
just this waving grass.
67
214330
2000
sadece sallanan otlar.
03:36
Still, four years later we have created jobs for about 3,000 people.
68
216330
5000
Buna rağmen, dört yıl sonra yaklaşık 3.000 kişiye iş imkanı yarattık.
03:41
The climate has changed. I will show you:
69
221330
3000
İlkim değişti. Size göstereceğim:
03:44
no more flooding, no more fires.
70
224330
2000
artık ne seller ne de yangınlar var.
03:46
It's no longer the poorest district,
71
226330
3000
Burası artık en fakir bölge değil,
03:49
and there is a huge development of biodiversity.
72
229330
2000
ve biyo-çeşitlilikte inanılmaz gelişme var.
03:51
We've got over 1,000 species. We have 137 bird species as of today.
73
231330
6000
Şu an itibariyle 1.000'in üstünde türümüz, 137 kuş türümüz var.
03:57
We have 30 species of reptiles.
74
237330
2000
30 tür sürüngenimiz var.
03:59
So what happened here? We created a huge economic failure in this forest.
75
239330
6000
Peki burada ne olmuştu? Bu ormanda büyük bir ekonomik yıkım yaratmıştık.
04:05
So basically the whole process of destruction
76
245330
3000
Aslında basitçe, tüm yıkım süreci
04:08
had gone a bit slower than what is happening now with the oil palm.
77
248330
3000
şu an palmiye yağıyla olandan biraz daha yavaş ilerler oldu.
04:11
But we saw the same thing.
78
251330
2000
Ama aynı şeyi gördük -
04:13
We had slash and burn agriculture;
79
253330
2000
"kes ve yak" tarımımız vardı;
04:15
people cannot afford the fertilizer,
80
255330
2000
insanların gübreye paraları yetmiyordu,
04:17
so they burn the trees and have the minerals available there;
81
257330
3000
bu nedenle ağaçları yakıyor ve orada mevcut mineralleri kullanıyorlardı.
04:20
the fires become more frequent,
82
260330
2000
Yangınlar sıklaştı
04:22
and after a while you're stuck with an area of land
83
262330
3000
ve bir süre sonra elinizde verimliliğin kalmadığı
04:25
where there is no fertility left.
84
265330
2000
bir arazi parçasıyla kalıyordu.
04:27
There are no trees left.
85
267330
2000
Hiç ağaç kalmamıştı.
04:29
Still, in this place, in this grassland
86
269330
3000
Yine de, bu yerde, bu otlakta,
04:32
where you can see our very first office there on that hill,
87
272330
3000
ilk ofisimizi görebildiğiniz oradaki tepede,
04:35
four years later, there is this one green blop on the Earth's surface ...
88
275330
5000
dört yıl sonra, dünya yüzeyinde bu yeşil öbek var...
04:40
(Applause)
89
280330
2000
(Alkış)
04:42
And there are all these animals, and all these people happy,
90
282330
3000
ve orada tüm bu hayvanlar var ve tüm bu mutlu insanlar var,
04:45
and there's this economic value.
91
285330
2000
ve orada bu ekonomik değer var.
04:47
So how's this possible?
92
287330
2000
Öyleyse, bu nasıl mümkün?
04:49
It was quite simple. If you'll look at the steps:
93
289330
2000
Aşamalara bakarsanız oldukça basit:
04:51
we bought the land, we dealt with the fire,
94
291330
2000
araziyi aldık, yangınlarla mücadele ettik,
04:53
and then only, we started doing the reforestation
95
293330
3000
ve sonra sadece tarım ve ormancılığı birleştirerek
04:56
by combining agriculture with forestry.
96
296330
3000
ağaçlandırma yapmaya başladık.
04:59
Only then we set up the infrastructure and management and the monetary.
97
299330
4000
Ancak o zaman altyapıyı, idari ve finansal yapıyı kurduk.
05:03
But we made sure that in every step of the way
98
303330
3000
Ama sürecin her aşamasında
05:06
the local people were going to be fully involved
99
306330
3000
yerel halkın dahil olmasından emin olduk ki
05:09
so that no outside forces would be able to interfere with that.
100
309330
4000
hiçbir dış güç buna müdahale edemesin
05:13
The people would become the defenders of that forest.
101
313330
4000
ve insanlar bu ormanın savunucuları olsunlar.
05:17
So we do the "people, profit, planet" principles,
102
317330
2000
Böylece "insan, kar, gezegen" prensiplerini kullandık
05:19
but we do it in addition
103
319330
2000
ama buna ek yaptık
05:21
to a sure legal status --
104
321330
2000
-kesin bir hukuki statü için-
05:23
because if the forest belongs to the state,
105
323330
2000
çünkü eğer orman ülkeye aitse
05:25
people say, "It belongs to me, it belongs to everyone."
106
325330
3000
insanlar onun kendilerine ait olduğunu, onun herkese ait olduğunu söylerler.
05:28
And then we apply all these other principles
107
328330
3000
Sonra tüm bu diğer ilkeleri uyguladık
05:31
like transparency, professional management, measurable results,
108
331330
4000
şeffaflık, profesyonel idare, ölçülebilir sonuçlar,
05:35
scalability, [unclear], etc.
109
335330
3000
ölçeklenebilirlik, tekrarlanabilirlik, vs.
05:38
What we did was we formulated recipes --
110
338330
3000
Yaptığımız çözümler formüle etmekti
05:41
how to go from a starting situation where you have nothing
111
341330
3000
hiçbir şeyinizin olmadığı bir durumdan bir hedef duruma
05:44
to a target situation.
112
344330
2000
nasıl gidileceğine dair.
05:46
You formulate a recipe based upon the factors you can control,
113
346330
5000
Kontrol edebileceğiniz etkenleri baz alarak çözümler formüle edersiniz.
05:51
whether it be the skills or the fertilizer or the plant choice.
114
351330
4000
İster beceriler, ister gübre, isterseniz de bitki seçimi olsun.
05:55
And then you look at the outputs and you start measuring what comes out.
115
355330
5000
Sonra çıktılara bakarsınız ve ne çıktığını ölçmeye başlarsınız.
06:00
Now in this recipe you also have the cost.
116
360330
2000
Bu çözümde maliyet de vardır.
06:02
You also know how much labor is needed.
117
362330
3000
Ne kadar iş gücü gerektiğini de bilirsiniz.
06:05
If you can drop this recipe on the map
118
365330
3000
Eğer bu çözümü bir haritaya düşürürseniz,
06:08
on a sandy soil, on a clay soil,
119
368330
2000
kumlu bir toprağa, killi bir toprağa,
06:10
on a steep slope, on flat soil,
120
370330
2000
dik bir yamaca, düz bir toprağa,
06:12
you put those different recipes; if you combine them,
121
372330
3000
tüm bu farklı tarifleri koyar ve birleştirirseniz
06:15
out of that comes a business plan,
122
375330
2000
ortaya bir iş planı,
06:17
comes a work plan, and you can optimize it
123
377330
3000
bir çalışma planı çıkar ve bunu
06:20
for the amount of labor you have available or for the amount of fertilizer you have,
124
380330
4000
elinizde olan iş gücüne veya gübre miktarınıza göre optimize edebilirsiniz,
06:24
and you can do it.
125
384330
2000
ve bunu başarabilirsiniz.
06:26
This is how it looks like in practice. We have this grass we want to get rid of.
126
386330
4000
Bu uygulamada şöyle oluyor. Bu kurtulmak istediğimiz otlar var.
06:30
It exudes [unclear]-like compounds from the roots.
127
390330
3000
Köklerinden [belirsiz] tür bileşikler yayıyor,
06:33
The acacia trees are of a very low value
128
393330
3000
ama Akasya ağaçları düşük değere sahiptirler
06:36
but we need them to restore the micro-climate, to protect the soil
129
396330
3000
ama mikroklimayı restore etmek, toprağı korumak
06:39
and to shake out the grasses.
130
399330
3000
ve otlardan kurtulmak için onlara ihtiyacımız var.
06:42
And after eight years they might actually yield some timber --
131
402330
3000
Sekiz yıl sonra belki de biraz ahşap elde edebilirler,
06:45
that is, if you can preserve it in the right way,
132
405330
3000
tabi eğer bambu kabuklarında olduğu gibi
06:48
which we can do with bamboo peels.
133
408330
2000
doğru şekilde korunabilirse.
06:50
It's an old temple-building technique from Japan
134
410330
3000
Bu eski bir Japon kilise inşa yöntemi
06:53
but bamboo is very fire-susceptible.
135
413330
2000
ama bambu yangına çok hassastır.
06:55
So if we would plant that in the beginning
136
415330
2000
Bu nedenle eğer onu en başta dikersek
06:57
we would have a very high risk of losing everything again.
137
417330
4000
her şeyi tekrar kaybetmemizin riski çok fazladır.
07:01
So we plant it later, along the waterways
138
421330
2000
Dolayısıyla onu sonra dikeriz,
07:03
to filter the water, provide the raw products
139
423330
2000
suyu filtreleyecek su yollarıyla birlikte,
07:05
just in time for when the timber becomes available.
140
425330
3000
ahşap hazır olduğunda hammadde sağlayabilecek şekilde.
07:08
So the idea is: how to integrate these flows
141
428330
3000
Yani fikir şu: bu akışları
07:11
in space, over time and with the limited means you have.
142
431330
5000
mekanda, zaman sürecinde ve eldeki kısıtlı imkanlarla nasıl entegre edilmeli.
07:16
So we plant the trees, we plant these pineapples
143
436330
2000
Böylece ağaçları diktik, bu ananasları diktik
07:18
and beans and ginger in between, to reduce the competition for the trees,
144
438330
4000
ağaçlar arası rekabeti azaltmak için de aralarına fasulye ve zencefil diktik.
07:22
the crop fertilizer. Organic material is useful for the agricultural crops,
145
442330
5000
Ürün gübresi, tarımsal ürünler için ve insanlar için yararlı olduğu kadar
07:27
for the people, but also helps the trees. The farmers have free land,
146
447330
3000
ağaçlara da yardım eden organik maddedir. Çiftçilerin boş arazisi olur,
07:30
the system yields early income, the orangutans get healthy food
147
450330
4000
sistem erken gelir getirir, orangutanların sağlıklı yiyecekleri olur
07:34
and we can speed up ecosystem regeneration
148
454330
3000
ve biz de ekosistem yenilenmesini hızlandırabiliriz
07:37
while even saving some money.
149
457330
2000
hatta para bile birikirebiliriz.
07:39
So beautiful. What a theory.
150
459330
2000
Ne Güzel. Ne teori ama.
07:41
But is it really that easy?
151
461330
3000
Ama bu o kadar da kolay mı?
07:44
Not really, because if you looked at what happened in 1998,
152
464330
3000
Pek de değil, çünkü 1998'de ne olduğuna baktığınızda,
07:47
the fire started.
153
467330
2000
yangın başladı.
07:49
This is an area of about 50 million hectares.
154
469330
2000
Bu aşağı yukarı 50 milyon hektarlık bir alan.
07:51
January.
155
471330
1000
Ocak.
07:53
February.
156
473330
1000
Şubat.
07:55
March.
157
475330
1000
Mart.
07:57
April.
158
477330
1000
Nisan.
07:58
May.
159
478330
1000
Mayıs.
07:59
We lost 5.5 million hectares in just a matter of a few months.
160
479330
4000
5.5 milyon hektarlık bir alanı sadece birkaç ay içinde kaybettik.
08:03
This is because we have 10,000 of those underground fires
161
483330
3000
Bunun nedeni 10.000 kadar bu yeraltı yangınlarından olması,
08:06
that you also have in Pennsylvania here in the United States.
162
486330
4000
burada Amerika Birleşik Devletler'nde Pensilvanya'da da olduğu gibi.
08:10
And once the soil gets dried, you're in a dry season -- you get cracks,
163
490330
3000
Toprak kurur kurumaz, kuru mevsimde, çatlaklar oluşur,
08:13
oxygen goes in, flames come out and the problem starts all over again.
164
493330
4000
oksijen içeri girer ve alevler çıkar ve tüm problem baştan başlar.
08:17
So how to break that cycle?
165
497330
2000
Peki bu döngü nasıl kırılır?
08:19
Fire is the biggest problem.
166
499330
2000
Yangın en büyük problem.
08:21
This is what it looked like for three months.
167
501330
3000
Bu, üç ay kadar etrafın nasıl göründüğü.
08:24
For three months, the automatic lights outside did not go off
168
504330
3000
Üç ay boyunca dışarıdaki otomatik ışıklar sönmedi,
08:27
because it was that dark.
169
507330
2000
çünkü o kadar karanlıktı.
08:29
We lost all the crops. No children gained weight for over a year;
170
509330
4000
Tüm ürünleri kaybettik, hiçbir çocuk bir sene boyunca kilo alamadı.
08:33
they lost 12 IQ points. It was a disaster
171
513330
3000
12 IQ puanı kaybettiler; tam bir felaketti
08:36
for orangutans and people.
172
516330
2000
hem orangutanlar hem de insanlar için.
08:38
So these fires are really the first things to work on.
173
518330
3000
Yani bu yangınlar üzerinde çalışılması gereken ilk şeydi.
08:41
That was why I put it as a single point up there.
174
521330
2000
Bu nedenle onu tek başına bir madde olarak ele aldım.
08:44
And you need the local people for that because these grasslands,
175
524330
3000
Bunun için yerel insanlara ihtiyacınız var, çünkü bu otlaklar
08:47
once they start burning ... It goes through it like a windstorm
176
527330
4000
yanmaya başladıklarında, yangın adeta fırtına gibi ilerliyor.
08:51
and you lose again the last bit of ash and nutrients
177
531330
3000
Son kalan kül ve besinleri de denize doğru akan
08:54
to the first rainfall -- going to the sea
178
534330
2000
ve oradaki mercan kayalıklarını öldüren
08:56
killing off the coral reefs there.
179
536330
3000
ilk yağmurla tekrar kaybediyorsunuz.
08:59
So you have to do it with the local people.
180
539330
2000
Bu yüzden bu işi yerel insanlarla yapmak zorundasınız.
09:01
That is the short-term solution but you also need a long-term solution.
181
541330
3000
Bu kısa vadeli çözüm, ama bir de uzun vadeli çözüme ihtiyacınız var.
09:04
So what we did is, we created
182
544330
2000
Bizim yaptığımız alanın çevresinde
09:06
a ring of sugar palms around the area.
183
546330
3000
şeker palmiyelerinden bir halka yarattık.
09:09
These sugar palms turn out to be fire-resistant --
184
549330
3000
Bu şeker palmiyeleri yangına dayanıklı çıktılar
09:12
also flood-resistant, by the way --
185
552330
2000
ve bu arada sele de dayanıklılar.
09:14
and they provide a lot of income for local people.
186
554330
4000
Yerel halka oldukça çok gelir sağlıyorlar.
09:18
This is what it looks like:
187
558330
2000
İşte böyle gözüküyor:
09:20
the people have to tap them twice a day -- just a millimeter slice --
188
560330
3000
İnsanların onlardan günde iki kez sıvı almaları gerekiyor. Milimetrelik bir dilim
09:23
and the only thing you harvest is sugar water,
189
563330
3000
ve alacağınız tek hasat şekerli su,
09:26
carbon dioxide, rain fall and a little bit of sunshine.
190
566330
4000
karbon dioksit, yağmur ve biraz da gün ışığı.
09:30
In principle, you make those trees into
191
570330
2000
Prensipte bu ağaçları
09:32
biological photovoltaic cells.
192
572330
3000
biyolojik güneş pillerine dönüştürüyorsunuz.
09:35
And you can create so much energy from this --
193
575330
3000
Bundan o kadar çok enerji elde edebiliyorsunuz ki,
09:38
they produce three times more energy per hectare per year,
194
578330
5000
çünkü yılda hektar başına üç kat daha fazla enerji üretiyorlar,
09:43
because you can tap them on a daily basis.
195
583330
2000
çünkü onlardan her gün sıvı elde edebiliyorsunuz.
09:45
You don't need to harvest [unclear]
196
585330
2000
Ne [belirsiz] ne de başka bir ürünü
09:47
or any other of the crops.
197
587330
2000
toplamanız gerekmiyor.
09:49
So this is the combination where we have all this genetic potential in the tropics,
198
589330
4000
İşte bu birleşim, tropikal bölgelerde elimizde olan ve hala değerlendirilmemiş
09:53
which is still unexploited, and doing it in combination with technology.
199
593330
4000
genetik potansiyel ile teknolojinin kombinasyonu,
09:57
But also your legal side needs to be in very good order.
200
597330
4000
ama bir yandan da hukuki yanınızın çok düzenli olması gerekiyor.
10:01
So we bought that land,
201
601330
2000
Böylece o araziyi satın aldık
10:03
and here is where we started our project --
202
603330
2000
ve işte burada projemize başladık,
10:05
in the middle of nowhere.
203
605330
2000
hiçliğin ortasında.
10:07
And if you zoom in a bit you can see that all of this area
204
607330
4000
Biraz yakınlaşırsanız bütün alanın
10:11
is divided into strips that go over different types of soil,
205
611330
3000
farklı toprak tiplerine işaret eden çizgilere bölündüğünü göreceksiniz
10:14
and we were actually monitoring,
206
614330
3000
Biz gerçekten de bu 2.000 hektarlık, 5.000 dönümlük arazideki
10:17
measuring every single tree in these 2,000 hectares, 5,000 acres.
207
617330
6000
her ağacı gözlemliyor ve ölçüyorduk.
10:23
And this forest is quite different.
208
623330
3000
Bu orman biraz farklı.
10:26
What I really did was I just followed nature,
209
626330
2000
Aslında yaptığım doğayı örnek almaktı,
10:28
and nature doesn't know monocultures,
210
628330
3000
ve doğa monokültürü bilmez,
10:31
but a natural forest is multilayered.
211
631330
3000
ama doğal bir ormanın birden fazla katmanı vardır.
10:34
That means that both in the ground and above the ground
212
634330
2000
Bu, hem yerin içinde hem de yerden yukarıda
10:36
it can make better use of the available light,
213
636330
3000
var olan ışığı daha iyi kullanabileceği,
10:39
it can store more carbon in the system, it can provide more functions.
214
639330
5000
sistemde daha fazla karbon biriktirebileceği, daha nice işlevi olabileceği anlamına gelir.
10:44
But, it's more complicated. It's not that simple, and you have to work with the people.
215
644330
4000
Ama daha karmaşıktır. O kadar kolay değil ve insanlarla çalışmak zorundasınız.
10:48
So, just like nature,
216
648330
3000
Bu nedenle yaptığımız, aynı doğa gibi,
10:51
we also grow fast planting trees and underneath that,
217
651330
3000
hızlı büyüyen ağaçlar yetiştirdik ve altlarında
10:54
we grow the slower growing, primary-grain forest trees of a very high diversity
218
654330
6000
birincil orman dokusunu oluşturacak, çeşitliliği çok olan,
11:00
that can optimally use that light. Then,
219
660330
2000
ışığı en uygun şekilde kullanabilen daha yavaş büyüyen ağaçları büyüttük.
11:02
what is just as important: get the right fungi in there
220
662330
4000
Bir o kadar önemli şey, yapraklar üzerinde yetişecek
11:06
that will grow into those leaves, bring back the nutrients
221
666330
3000
ve 24 saat içinde yaprak dökmüş olan ağaçların köklerine
11:09
to the roots of the trees that have just dropped that leaf within 24 hours.
222
669330
4000
besinleri geri kazandıracak doğru mantarları oraya sokmak.
11:13
And they become like nutrient pumps.
223
673330
2000
Besin pompaları gibi olurlar.
11:15
You need the bacteria to fix nitrogen,
224
675330
3000
Azotu bağlayacak bakterilere ihtiyacın vardır.
11:18
and without those microorganisms, you won't have any performance at all.
225
678330
5000
O mikroorganizmalar olmazsa hiç verim alamazsın.
11:23
And then we started planting -- only 1,000 trees a day.
226
683330
4000
Böylece dikime başladık - günde sadece 1.000 ağaç.
11:27
We could have planted many, many more, but we didn't want to
227
687330
3000
Çok çok daha fazla dikebilirdik, ama istemedik;
11:30
because we wanted to keep the number of jobs stable.
228
690330
3000
çünkü istihdamı istikrarlı tutmak istedik.
11:33
We didn't want to lose the people
229
693330
3000
Dikimde çalışacak
11:36
that are going to work in that plantation.
230
696330
4000
o insanları kaybetmek istemedik.
11:40
And we do a lot of work here.
231
700330
2000
Burada pek çok iş yapıyoruz.
11:42
We use indicator plants to look at what soil types,
232
702330
3000
Hangi toprak türünde hangi sebze ya da hangi ağacın
11:45
or what vegetables will grow, or what trees will grow here.
233
705330
3000
yetişeceğine bakmak için indikatör bitkiler kullanıyoruz.
11:48
And we have monitored every single one of those trees from space.
234
708330
5000
Bu ağaçlardan her birini uzaydan izledik.
11:53
This is what it looks like in reality;
235
713330
2000
Bu gerçekte nasıl göründüğü,
11:55
you have this irregular ring around it,
236
715330
2000
etrafında bu yamuk halka var,
11:57
with strips of 100 meters wide, with sugar palms
237
717330
4000
648 aileye gelir sağlayan
12:01
that can provide income for 648 families.
238
721330
3000
100 metre genişliğindeki şeker palmiyesi bandı.
12:04
It's only a small part of the area.
239
724330
3000
Bu alanın sadece küçük bir kısmı.
12:07
The nursery, in here, is quite different.
240
727330
3000
Buradaki fidanlık oldukça farklı.
12:10
If you look at the number of tree species we have in Europe, for instance,
241
730330
3000
Avrupa'daki ağaç türü sayısına bakacak olursak,
12:13
from the Urals up to England, you know how many?
242
733330
3000
örneğin Urallar'dan İngiltere'ye, ne kadar var biliyor musunuz?
12:16
165.
243
736330
2000
165.
12:18
In this nursery, we're going to grow 10 times more than the number of species.
244
738330
4000
Bu fidanlıkta, bundan 10 kat daha fazla tür yetiştireceğiz.
12:22
Can you imagine?
245
742330
2000
Hayal edebiliyor musunuz?
12:24
You do need to know what you are working with,
246
744330
2000
Neyle çalıştığınızı bilmek zorundasınız,
12:26
but it's that diversity which makes it work.
247
746330
3000
ama işte bu çeşitlilik bunu başarmanızı sağlar.
12:29
That you can go from this zero situation,
248
749330
3000
Bu sıfır durumundan hareket edebilirsiniz:
12:32
by planting the vegetables and the trees, or directly, the trees
249
752330
4000
sebze ve ağaçlar dikip ya da doğrudan
12:36
in the lines in that grass there,
250
756330
2000
oradaki çim hatlarını ağaçlandıp
12:38
putting up the buffer zone, producing your compost,
251
758330
3000
bir tampon bölge oluşturarak, kompostunuzu üreterek,
12:41
and then making sure that at every stage of that up growing forest
252
761330
5000
ve sonra büyüyen bu ormanın her aşamasında
12:46
there are crops that can be used.
253
766330
2000
kullanılabilir ürünler olacağından emin olarak.
12:48
In the beginning, maybe pineapples and beans and corn;
254
768330
2000
Başlangıçta, belki ananas, fasulye ve mısır.
12:50
in the second phase, there will be bananas and papayas;
255
770330
3000
İkinci aşamada, muz ve papaya olacaktır.
12:53
later on, there will be chocolate and chilies.
256
773330
3000
Daha sonra çikolata ve kırmızı biberler olacaktır.
12:56
And then slowly, the trees start taking over,
257
776330
2000
Sonra yavaş yavaş, ağaçlar devralmaya başlar,
12:58
bringing in produce from the fruits, from the timber, from the fuel wood.
258
778330
4000
meyve, ahşap ve yakacak odun ürünleriyle.
13:02
And finally, the sugar palm forest takes over
259
782330
3000
Son olarak, şeker palmiyesi ormanı devralır
13:05
and provides the people with permanent income.
260
785330
2000
ve insanlara sabit gelir sağlar.
13:07
On the top left, underneath those green stripes,
261
787330
3000
Sol üstte, o yeşil hatların altında
13:10
you see some white dots -- those are actually individual pineapple plants
262
790330
4000
beyaz noktalar görüyorsunuz - bunların hepsi aslında uzaydan görebildiğiniz
13:14
that you can see from space.
263
794330
2000
birer ananas bitkisi.
13:16
And in that area we started growing some acacia trees
264
796330
5000
O alanda daha önce gösterdiğim akasya ağaçlarından
13:21
that you just saw before.
265
801330
2000
yetiştirmeye başladık.
13:23
So this is after one year.
266
803330
2000
İşte bu bir yıl sonrası.
13:25
And this is after two years.
267
805330
2000
Ve bu iki yıl sonrası.
13:27
And that's green. If you look from the tower --
268
807330
3000
işte yeşil. Eğer kuleden bakarsanız,
13:30
this is when we start attacking the grass.
269
810330
3000
bu, otlarla uğraştığımaya başladığımız zaman,
13:33
We plant in the seedlings
270
813330
2000
fideleri ektiğimiz
13:35
mixed with the bananas, the papayas, all the crops for the local people,
271
815330
4000
muzlar, papayalarla birlikte. Hepsi yerel halk için olan ürünler,
13:39
but the trees are growing up fast in between as well.
272
819330
3000
ama ağaçlar da aralarda hızla büyüyorlar.
13:42
And three years later, 137 species of birds are living here.
273
822330
3000
Üç yıl sonra, 137 kuş türü.
13:45
(Applause)
274
825330
6000
(Alkış)
13:51
So we lowered air temperature three to five degrees Celsius.
275
831330
4000
Böylece hava sıcaklığını üç dört santigrat derece kadar düşürdük.
13:55
Air humidity is up 10 percent.
276
835330
2000
Nem yüzde 10 arttı.
13:57
Cloud cover -- I'm going to show it to you -- is up.
277
837330
2000
Bulut örtüsü - şimdi size göstereceğim - arttı.
13:59
Rainfall is up.
278
839330
2000
Yağmur miktarı arttı.
14:01
And all these species and income.
279
841330
2000
Tüm bu türler ve gelirler.
14:03
This ecolodge that I built here,
280
843330
2000
Buraya inşa ettiğim bu ekolojik kulübe,
14:05
three years before, was an empty, yellow field.
281
845330
3000
üç yıl önce boş sarı bir arazideydi.
14:08
This transponder that we operate with the European Space Agency --
282
848330
4000
Avrupa Uzay Ajansı'yla birlikte kullandığımız bu aktarıcı
14:12
it gives us the benefit that every satellite that comes over to calibrate itself
283
852330
4000
bize üstümüze kalibrasyon için gelen her uydunun
14:16
is taking a picture.
284
856330
2000
bir fotoğraf çekmesini sağlıyor.
14:18
Those pictures we use to analyze how much carbon, how the forest is developing,
285
858330
4000
Bu fotoğrafları ormanın ne kadar karbon, ne kadar büyüdüğünü analiz etmek için kullanıyoruz
14:22
and we can monitor every tree using satellite images through our cooperation.
286
862330
6000
ve bu işbirliğiyle bu uydu görüntülerini kullanarak her ağacı gözleyebiliyoruz,
14:28
We can use these data now
287
868330
2000
ama şu an bu verileri
14:30
to provide other regions with recipes and the same technology.
288
870330
4000
başka bölgelere çözümler ve aynı teknolojiyi sağlamak için kullanabiliyoruz.
14:34
We actually have it already with Google Earth.
289
874330
2000
Aslında bu Google Earth'le zaten elimizde.
14:36
If you would use a little bit of your technology to put tracking devices in trucks,
290
876330
4000
Eğer kamyonlara takip cihazları koyacak kadar teknolojinizi kullanır
14:40
and use Google Earth in combination with that,
291
880330
3000
ve Google Earth'ü de onunla birlikte kullanırsanız,
14:43
you could directly tell what palm oil has been sustainably produced,
292
883330
4000
ne kadar palmiye yağının sürdürülebilir olarak üretildiğini,
14:47
which company is stealing the timber,
293
887330
3000
hangi firmanın ahşap çaldığını hemen söyleyebilirsiniz.
14:50
and you could save so much more carbon
294
890330
2000
Böylece herhangi bir enerji korunumu hesabından
14:52
than with any measure of saving energy here.
295
892330
3000
çok daha fazla karbon tasarrufu yapabilirsiniz.
14:55
So this is the Samboja Lestari area.
296
895330
3000
İşte bu Samboja Lestari alanı,
14:58
You measure how the trees grow back,
297
898330
2000
ağaçların ne kadar büyüdüğünü hesaplıyorsunuz,
15:00
but you can also measure the biodiversity coming back.
298
900330
4000
ama aynı zamanda biyoçeşitliliğin geri kazanılmasını da ölçebilirsiniz.
15:04
And biodiversity is an indicator of how much water can be balanced,
299
904330
4000
Biyoçeşitlilik ne kadar suyun dengelendiği,
15:08
how many medicines can be kept here.
300
908330
3000
ne kadar ilacın orada tutulabileceğine dair bir indikatör.
15:11
And finally I made it into the rain machine
301
911330
3000
Sonunda yağmur makinesine ulaştım,
15:14
because this forest is now creating its own rain.
302
914330
3000
çünkü bu orman artık kendi yağmurunu yaratıyor.
15:17
This nearby city of Balikpapan has a big problem with water;
303
917330
4000
Bu yakındaki Balıkpapan şehrinin ciddi bir su sorunu var,
15:21
it's 80 percent surrounded by seawater,
304
921330
3000
yüzde 80 deniz suyuyla çevrelenmiş durumda
15:24
and we have now a lot of intrusion there.
305
924330
2000
ve orada şu an oldukça sık tuzlu suyun tatlı sulara karışma durumu söz konusu.
15:26
Now we looked at the clouds above this forest;
306
926330
3000
Şimdi bu ormanın üstündeki bulutlara bakalım,
15:29
we looked at the reforestation area, the semi-open area and the open area.
307
929330
4000
yeniden ağaçlandırılan, yarı açık ve açık alanlara baktık.
15:33
And look at these images.
308
933330
3000
Bu görüntülere bakın.
15:36
I'll just run them very quickly through.
309
936330
2000
Onları hızla geçeceğim.
15:38
In the tropics, raindrops are not formed from ice crystals,
310
938330
3000
Tropiklerde, yağmur damlaları buz kristallerinden oluşmaz,
15:41
which is the case in the temperate zones,
311
941330
2000
ılıman bölgelerde olduğu gibi,
15:43
you need the trees with [unclear], chemicals that come out of the leaves of the trees
312
943330
5000
[belirsiz] olan ağaçlara ihtiyacınız vardır. Ağaçların yapraklarından çıkan bu kimyasallar
15:48
that initiate the raindrops.
313
948330
2000
yağmur damlalarını başlatırlar.
15:50
So you create a cool place where clouds can accumulate,
314
950330
4000
Yani bulutların toplanabildiği serin bir yer yaratıyorsunuz
15:54
and you have the trees to initiate the rain.
315
954330
2000
ve yağmuru başlatacak ağaçlarınız var.
15:56
And look, there's now 11.2 percent more clouds --
316
956330
4000
Bakın, şu an yüzde 11.2 daha fazla bulut var,
16:00
already, after three years.
317
960330
2000
ki bu, hemen üç yıl sonrası.
16:02
If you look at rainfall, it was already up 20 percent at that time.
318
962330
5000
Eğer yağış miktarına bakacak olursanız, zaten yüzde 20 artmıştı.
16:07
Let's look at the next year,
319
967330
2000
Bir sonraki yıla bakalım,
16:09
and you can see that that trend is continuing.
320
969330
2000
eğilimin devam ettiğini görebiliyorsunuz.
16:11
Where at first we had a small cap of higher rainfall,
321
971330
3000
Başta, yüksek yağış miktarı olan küçük bir tepe noktamız varken,
16:14
that cap is now widening and getting higher.
322
974330
3000
şimdi o alan genişliyor ve artıyor.
16:17
And if we look at the rainfall pattern
323
977330
3000
Eğer Samboja Lestari üstündeki yağış miktarı örüntüsüne bakarsak,
16:20
above Samboja Lestari, it used to be the driest place,
324
980330
4000
bir zamanlar en kurak bölgeydi,
16:24
but now you see consistently see a peak of rain forming there.
325
984330
4000
ama şimdi tutarlı bir şekilde, en çok yağmurun orada oluştuğunu görüyorsunuz.
16:28
So you can actually change the climate.
326
988330
4000
Yani aslında iklimi değiştirebilirsiniz.
16:32
When there are trade winds of course the effect disappears,
327
992330
4000
tabi alize rüzgarlarıyla bu etki kayboluyor,
16:36
but afterwards, as soon as the wind stabilizes,
328
996330
3000
ama sonra, rüzgar düzene girer girmez,
16:39
you see again that the rainfall peaks come back above this area.
329
999330
4000
yine bu alan üstündeki yağmur miktarında uç değerler görüyorsunuz.
16:43
So to say it is hopeless is not the right thing to do,
330
1003330
5000
Yani durumun umutsuz olduğunuz söylemek doğru değil,
16:48
because we actually can make that difference
331
1008330
2000
çünkü eğer çeşitli teknolojileri entegre edersek
16:50
if you integrate the various technologies.
332
1010330
4000
gerçekten de fark yaratabiliyoruz.
16:54
And it's nice to have the science, but it still depends mostly upon the people,
333
1014330
4000
Bilimi kullanmak güzel, ama hala çoğunlukla insanlara dayalı,
16:58
on your education.
334
1018330
2000
sizin eğitiminize dayalı.
17:00
We have our farmer schools.
335
1020330
2000
Çiftçi okullarımız var.
17:02
But the real success of course, is our band --
336
1022330
2000
Ama esas başarımız, müzik grubumuz,
17:04
because if a baby is born, we will play, so everyone's our family
337
1024330
4000
çünkü eğer bir bebek doğarsa, müzik çalıyoruz, yani herkes ailemiz
17:08
and you don't make trouble with your family.
338
1028330
2000
ve ailenizle problem yaşamak istemezsiniz.
17:10
This is how it looks.
339
1030330
2000
Bu nasıl göründüğü.
17:12
We have this road going around the area,
340
1032330
2000
Arazinin çevresinden geçen,
17:14
which brings the people electricity and water from our own area.
341
1034330
4000
bize ait bölgeden insanlara elektrik ve su getiren bu yolumuz var.
17:18
We have the zone with the sugar palms,
342
1038330
2000
Şeker palmiyeleri bölgemiz var
17:20
and then we have this fence with very thorny palms
343
1040330
2000
ve sonra çok dikenli palmiyelerden
17:22
to keep the orangutans -- that we provide with a place to live in the middle --
344
1042330
5000
-alanın ortasında yaşam alanı sağladığımız- orangutanlarla
17:27
and the people apart.
345
1047330
2000
insanları ayrı tutmak için bu çitimiz var.
17:29
And inside, we have this area for reforestation
346
1049330
2000
İçerde, bu ağaçlandırılmış alanımız var
17:31
as a gene bank to keep all that material alive,
347
1051330
3000
bu ağaçlandırdığımız alan var.
17:34
because for the last 12 years
348
1054330
2000
Çünkü son 12 yılda
17:36
not a single seedling of the tropical hardwood trees has grown up
349
1056330
4000
hiçbir tropik sert kereste ağacı fidanı büyümedi,
17:40
because the climatic triggers have disappeared.
350
1060330
3000
çünkü iklimsel tetikleyiciler kayboldu.
17:43
All the seeds get eaten.
351
1063330
2000
Tüm tohumlar yendi.
17:45
So now we do the monitoring on the inside --
352
1065330
2000
Bu yüzden şimdi içerden gözlemliyoruz:
17:47
from towers, satellites, ultralights.
353
1067330
3000
kulelerden, uydulardan, hafif uçaklardan.
17:50
Each of the families that have sold their land now get a piece of land back.
354
1070330
4000
Toprağını satan her aile şimdi bir parça toprağını geri alıyor.
17:54
And it has two nice fences of tropical hardwood trees --
355
1074330
4000
İki tropik sert kereste ağacından güzel çiti var.
17:58
you have the shade trees planted in year one,
356
1078330
2000
İlk yıl gölge yapan ağaçları dikiyorsunuz,
18:00
then you underplanted with the sugar palms,
357
1080330
2000
sonra altlarına şeker palmiyesi dikiyorsunuz
18:03
and you plant this thorny fence.
358
1083330
2000
ve bu dikenli çiti dikiyorsunuz.
18:05
And after a few years, you can remove some of those shade trees.
359
1085330
4000
Birkaç yıl sonra gölge yapan ağaçlardan birazını sökebiliyorsunuz.
18:09
The people get that acacia timber which we have preserved with the bamboo peel,
360
1089330
4000
İnsanlar, bambu kabuğuyla sakladığımız akasya ahşabını alıyorlar.
18:13
and they can build a house, they have some fuel wood to cook with.
361
1093330
3000
Böylece bir ev inşa edebiliyor ve yemek yapmak için yakacak odunları oluyor.
18:16
And they can start producing from the trees as many as they like.
362
1096330
4000
Bundan sonra ağaçlardan istedikleri kadar ürün elde edebiliyorlar.
18:20
They have enough income for three families.
363
1100330
4000
Üç aileye yetecek kadar gelirleri oluyor.
18:24
But whatever you do in that program, it has to be fully supported by the people,
364
1104330
4000
Ama bu programda ne yaparsanız yapın, halkın tam desteği olması şart,
18:28
meaning that you also have to adjust it to the local, cultural values.
365
1108330
4000
yani bu yerel ve kültürel değerlere adapte olmanız anlamına geliyor.
18:32
There is no simple one recipe for one place.
366
1112330
4000
Tek bir yer için basit tek bir çözüm yok.
18:36
You also have to make sure that it is very difficult to corrupt --
367
1116330
4000
Ayrıca yozlaşmasının da zor olduğundan emin olmalısınız,
18:40
that it's transparent.
368
1120330
2000
şeffaf olduğundan.
18:42
Like here, in Samboja Lestari,
369
1122330
2000
Burada, Samboja Lestari'deki gibi,
18:44
we divide that ring in groups of 20 families.
370
1124330
3000
halkayı 20 ailelik gruplara bölüyoruz.
18:47
If one member trespasses the agreement,
371
1127330
2000
Eğer tek bir üye anlaşmayı ihlal eder
18:49
and does cut down trees,
372
1129330
2000
ve ağaçları keserse,
18:51
the other 19 members have to decide what's going to happen to him.
373
1131330
3000
diğer 19 üyenin ona ne olacağına karar vermesi gerekiyor.
18:54
If the group doesn't take action,
374
1134330
2000
Eğer grup harekete geçmezse,
18:56
the other 33 groups have to decide what is going to happen to the group
375
1136330
4000
diğer 33 grubun, onlara sunduğumuz büyük fırsatlara uyum sağlamayan o gruba
19:00
that doesn't comply with those great deals that we are offering them.
376
1140330
4000
ne olacağına karar vermesi gerekiyor.
19:04
In North Sulawesi it is the cooperative --
377
1144330
3000
Kuzey Sulawesi'deyse bu bir kooperatif,
19:07
they have a democratic culture there,
378
1147330
2000
demokratik bir kültürleri var,
19:09
so there you can use the local justice system to protect your system.
379
1149330
5000
bu sayede sisteminizi korumak için yerel hukuki sistemi kullanabiliyorsunuz.
19:14
In summary, if you look at it, in year one the people can sell their land
380
1154330
3000
Yani özetle, bakacak olursak, ilk yıl insanlar topraklarını gelir elde etmek için satıyorlar,
19:17
to get income, but they get jobs back in the construction and the reforestation,
381
1157330
5000
ama buna karşılık inşaat ve ağaçlandırma, orangutanlara çalışmada
19:22
the working with the orangutans, and they can use the waste wood to make handicraft.
382
1162330
4000
işleri oluyor, atık ahşabı el sanatları için kullanabiliyorlar.
19:26
They also get free land in between the trees,
383
1166330
3000
Ayrıca ağaçların arasında boş arazileri oluyor,
19:29
where they can grow their crops.
384
1169330
2000
burada ürünlerini yetiştirebiliyorlar.
19:31
They can now sell part of those fruits to the orangutan project.
385
1171330
4000
O meyvelerin bir kısmını artık orangutan projesine satabiliyorlar.
19:35
They get building material for houses,
386
1175330
2000
Evler için inşaat malzemeleri,
19:37
a contract for selling the sugar,
387
1177330
2000
şeker satmak için sözleşmeleri oluyor.
19:39
so we can produce huge amounts of ethanol and energy locally.
388
1179330
4000
Böylece büyük miktarlarda etanol ve enerjiyi yerel olarak üretebiliyoruz.
19:43
They get all these other benefits: environmentally, money,
389
1183330
3000
Çevresel olan bütün bu diğer faydalara sahip oluyorlar, paraya,
19:46
they get education -- it's a great deal.
390
1186330
2000
eğitim alıyorlar. Bu büyük bir anlaşma.
19:48
And everything is based upon that one thing --
391
1188330
3000
Ve her şey tek bir şeye dayanıyor -
19:51
make sure that forest remains there.
392
1191330
3000
ormanın orada kalmasından emin olmaya.
19:54
So if we want to help the orangutans --
393
1194330
3000
Yani orangutanlara yardım etmek istiyorsak
19:57
what I actually set out to do --
394
1197330
3000
-aslında yapmak için yola çıktığım-
20:00
we must make sure that the local people are the ones that benefit.
395
1200330
4000
yerel insanların bundan fayda sağlayacak olanlar olduğundan emin olmalıyız.
20:04
Now I think the real key to doing it, to give a simple answer,
396
1204330
4000
Şimdi düşünüyorum da bunu başarmanın anahtarı, basit bit cevap verecek olursam,
20:08
is integration.
397
1208330
2000
entegrasyon.
20:10
I hope -- if you want to know more, you can read more.
398
1210330
4000
Umarım ki, daha fazlasını öğrenmek isterseniz, daha fazla okuyabilirsiniz.
20:14
(Applause)
399
1214330
21000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7