Bono: Action for Africa

Bono'nun Afrika çağrısı

65,856 views ・ 2007-01-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: osman oguz ahsen Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:27
Well, as Alexander Graham Bell famously said
0
27000
4000
Hani, Alexander Graham Bell'in ilk telefon görüşmesindeki
00:31
on his first successful telephone call,
1
31000
3000
ünlü sözü gibi,
00:34
"Hello, is that Domino's Pizza?"
2
34000
3000
"Alo, orası Domino's Pizza mı ?
00:37
(Laughter)
3
37000
2000
(Kahkaha)
00:39
I just really want to thank you very much.
4
39000
4000
Sizlere gerçekten çok teşekkür etmek istiyorum
00:43
As another famous man, Jerry Garcia, said,
5
43000
2000
Diğer bir ünlü kişi Jerry Garcia'nın söylediği gibi
00:45
"What a strange, long trip."
6
45000
4000
"Ne kadar garip, uzun bir yolculuk
00:49
And he should have said,
7
49000
2000
Aslında şöyle demeliydi,
00:51
"What a strange, long trip it's about to become."
8
51000
3000
"Ne kadar garip, uzun bir yolculuk olmak üzere"
00:54
At this very moment, you are viewing my upper half.
9
54000
4000
Şu anda, benim üst yarımı görebiliyorsunuz.
00:58
My lower half is appearing at a different conference
10
58000
3000
Benim alt yarım farklı bir konferansta --
01:01
(Laughter)
11
61000
2000
(Kahkaha)
01:03
in a different country.
12
63000
2000
farklı bir ülkede
01:07
You can, it turns out, be in two places at once.
13
67000
4000
Aynı anda iki yerde olmak, artık mümkün gibi görünüyor.
01:12
But still, I'm sorry I can't be with you in person.
14
72000
3000
Sizinle yanyana olamamak beni yine de üzüyor.
01:15
I'll explain at another time.
15
75000
2000
Başka bir zaman izah ederim.
01:17
And though I'm a rock star,
16
77000
2000
Bir rock yıldızı olmama rağmen,
01:19
I just want to assure you that none of my wishes will include a hot tub.
17
79000
5000
isteklerimin hiçbiri jakuzi içermeyecek.
01:24
But what really turns me on about technology
18
84000
3000
Teknoloji'de ilgimi çeken asıl olay
01:27
is not just the ability to get more songs on MP3 players.
19
87000
4000
sadece mp3 çalarlara giderek daha fazla sığması değil.
01:32
The revolution -- this revolution -- is much bigger than that.
20
92000
5000
Devrim-bu devrim- aslında çok daha büyük.
01:37
I hope, I believe.
21
97000
2000
Ümit ediyorum, inanıyorum.
01:40
What turns me on about the digital age,
22
100000
3000
Dijital çağ hakkında beni heyecanlandıran şey,
01:43
what excites me personally,
23
103000
2000
beni kişisel olarak heyecanlandıran şey,
01:45
is that you have closed the gap between dreaming and doing.
24
105000
6000
hayal kurmak ve yapmak arasındaki boşluğu kapattınız.
01:52
You see, it used to be that if you wanted to make a record of a song,
25
112000
3000
Bildiğiniz gibi, bir şarkı kaydetmek istediğinizde,
01:55
you needed a studio and a producer.
26
115000
4000
bir stüdyoya ve bir prodüktöre ihtiyaç duyardınız.
02:00
Now, you need a laptop.
27
120000
2000
Şimdi ise bir dizüstü bilgisayar yetiyor.
02:02
If you wanted to make a film, you needed a mass of equipment
28
122000
4000
Eğer bir film yapmak isteseydiniz, bir sürü ekipmana
02:06
and a Hollywood budget.
29
126000
2000
ve bir Hollywood bütçesine ihtiyaç duyardınız.
02:08
Now, you need a camera that fits in your palm,
30
128000
4000
Şimdi ise avuç içine sığan bir kamera,
02:12
and a couple of bucks for a blank DVD.
31
132000
3000
ve boş DVD almak için birkaç kuruş yeterli.
02:15
Imagination has been decoupled from the old constraints.
32
135000
5000
Hayal gücü, eski kısıtlarından kurtarıldı.
02:20
And that really, really excites me.
33
140000
3000
Ve bu, beni gerçekten heyecanlandırıyor.
02:23
I'm excited when I glimpse that kind of thinking writ large.
34
143000
5000
Böyle bir şeyi ucundan da olsa görebilmek beni gerçekten çok heyecanlandırıyor.
02:28
What I would like to see is idealism decoupled from all constraints.
35
148000
7000
Asıl görmek istediğim ise, idealizmin kısıtlarından kurtarılması.
02:36
Political, economic, psychological, whatever.
36
156000
3000
Politik, ekonomik, psikolojik, her ne ise.
02:40
The geopolitical world has got a lot to learn from the digital world.
37
160000
5000
Jeopolitik dünyanın, sanal dünyadan öğreneceği o kadar çok şey var ki.
02:45
From the ease with which you swept away obstacles
38
165000
3000
Kımıldatılması imkansız gibi görünen engelleri
02:48
that no one knew could even be budged.
39
168000
3000
hallaç pamuğu gibi savurmanızdan.
02:51
And that's actually what I'd like to talk about today.
40
171000
3000
Ve aslında bugün bunlar hakkında konuşmak istiyorum.
02:56
First, though, I should probably explain why, and how,
41
176000
5000
İlk önce ama, nasıl ve neden olduğunu izah etmeliyim.
03:01
I got to this place.
42
181000
2000
Buraya şuan vardım.
03:05
It's a journey that started 20 years ago.
43
185000
4000
Bu 20 yıl önce başlayan bir yolculuktu.
03:12
You may remember that song, "We Are the World,"
44
192000
2000
Şu şarkıyı hatırlayabilirsiniz, "We Are the World",
03:14
or, "Do They Know It's Christmas?"
45
194000
2000
"Do They Know It's Christmas?"
03:16
Band Aid, Live Aid.
46
196000
2000
Band Aid, Live Aid [yara bandı, hayat bandı]
03:18
Another very tall, grizzled rock star, my friend Sir Bob Geldof,
47
198000
5000
Saçına ak düşmüş, uzun boylu bir rock yıldızı, arkadaşım Sir Bob Geldof,
03:23
issued a challenge to "feed the world."
48
203000
4000
"Dünyayı besleme" hedefi koymuştu.
03:28
It was a great moment, and it utterly changed my life.
49
208000
4000
Büyük bir andı ve kesinlikle hayatımı değiştiren bir andı.
03:33
That summer, my wife, Ali, and myself went to Ethiopia.
50
213000
4000
O yaz, karım Ali ve ben Etiyopya'ya gittik.
03:39
We went on the quiet to see for ourselves what was going on.
51
219000
3000
Neler olup bittiğini görmek için sakin durduk biraz.
03:43
We lived in Ethiopia for a month, working at an orphanage.
52
223000
3000
Etiyopya'da bir ay yaşadık, bir yetimhane'de çalışarak.
03:47
The children had a name for me.
53
227000
2000
Çocuklar bana bir ad takmışlardı.
03:49
They called me, "The girl with the beard."
54
229000
3000
Bana "Sakalı olan kız" diyorlardı.
03:52
(Laughter)
55
232000
2000
(Kahkaha)
03:54
Don't ask.
56
234000
2000
Sormayın.
03:57
Anyway, we found Africa to be a magical place.
57
237000
3000
Neyse, Afrika'nın büyülü bir yer olduğunu farkettik.
04:00
Big skies, big hearts, big, shining continent.
58
240000
4000
Büyük semalar, büyük yürekler, büyük, parlak bir kıta.
04:04
Beautiful, royal people.
59
244000
2000
Güzel, soylu insanlar.
04:07
Anybody who ever gave anything to Africa got a lot more back.
60
247000
4000
Bugüne kadar Afrika'ya birşeyler veren her kim olduysa karşılığını ziyadesiyle almıştır.
04:11
Ethiopia didn't just blow my mind; it opened my mind.
61
251000
6000
Etiyopya aklımı başımdan almakla kalmadı, resmen aklımı açtı, tıkanıklığını giderdi.
04:18
Anyway, on our last day at this orphanage
62
258000
3000
Bu yetimhane'deki son günümüzde
04:21
a man handed me his baby and said,
63
261000
4000
adamın biri bana bebeğini uzattı ve,
04:25
"Would you take my son with you?"
64
265000
4000
"Oğlumu yanında götürür müsün?" diye sordu
04:31
He knew, in Ireland, that his son would live,
65
271000
3000
Biliyordu ki, İrlanda'da oğlu yaşayacaktı,
04:34
and that in Ethiopia, his son would die.
66
274000
4000
ve Etiyopya'da ise oğlu ölecekti.
04:38
It was the middle of that awful famine.
67
278000
3000
O korkunç kuraklığın tam ortasındaydık.
04:42
Well, I turned him down.
68
282000
3000
Ona hayır dedim.
04:47
And it was a funny kind of sick feeling, but I turned him down.
69
287000
7000
Çok garip, kötü bir histi ama, ona hayır dedim.
04:54
And it's a feeling I can't ever quite forget.
70
294000
4000
Unutamayacağım kadar kötü bir duygu.
04:58
And in that moment, I started this journey.
71
298000
3000
Ve o anda, bu yolculuğa başladım.
05:02
In that moment, I became the worst thing of all:
72
302000
4000
O anda, olabilecek en kötü şey oldum:
05:06
I became a rock star with a cause. (Laughter)
73
306000
2000
Davası olan bir rock yıldızı.
05:10
Except this isn't the cause, is it?
74
310000
3000
Tek fark, bu bir dava değil, değil mi?
05:15
Six-and-a-half thousand Africans dying every single day from AIDS --
75
315000
4000
Her Allah'ın günü altı bin beş yüz Afrikalı AIDS yüzünden ölüyor --
05:19
a preventable, treatable disease --
76
319000
2000
önlenebilir, tedavi edilebilir bir hastalıktan --
05:21
for lack of drugs we can get in any pharmacy.
77
321000
3000
bizim eczaneden alabildiğimiz ilaçlara ulaşamadıkları için.
05:25
That's not a cause. That's an emergency.
78
325000
4000
Bu bir dava değil. Bu kanayan bir yara, bu acil bir durum.
05:29
11 million AIDS orphans in Africa,
79
329000
2000
Afrika'da 11 milyon AIDS yetimi var,
05:31
20 million by the end of the decade.
80
331000
2000
Bu on yılın sonunda 20 milyon olacak bu sayı.
05:33
That's not a cause. That's an emergency.
81
333000
3000
Bu bir dava değil. Bu acil bir durum.
05:36
Today, every day, 9,000 more Africans
82
336000
5000
Bugün, her gün 9,000 Arfikalı daha
05:41
will catch HIV because of stigmatization and lack of education.
83
341000
5000
eğitimsizlik ve ayrımcılık yüzünden HIV'e yakalanmış olacak.
05:46
That's not a cause. That's an emergency.
84
346000
4000
Bu bir dava değil. Bu acil bir durum.
05:51
So what we're talking about here is human rights.
85
351000
4000
Burada bahsettiğimiz şey, insan hakları.
05:56
The right to live like a human.
86
356000
2000
İnsan gibi yaşama hakkı.
05:59
The right to live, period.
87
359000
3000
Yaşama hakkı, o kadar.
06:02
And what we're facing in Africa is
88
362000
2000
Afrika'da karşı karşı olduğumuz durum ise,
06:04
an unprecedented threat to human dignity and equality.
89
364000
4000
İnsan onur ve eşitliğine bir tehdittir.
06:10
The next thing I'd like to be clear about is what this problem is,
90
370000
3000
İzah etmek istediğim bir diğer husus ise, sorunun ne olduğu,
06:13
and what this problem isn't.
91
373000
3000
ve sorunun ne olmadığıdır.
06:17
Because this is not all about charity.
92
377000
2000
Çünkü bu bağış toplama ile alakalı değil.
06:20
This is about justice. Really.
93
380000
3000
Bu adalet ile ilgili. Gerçekten.
06:24
This is not about charity. This is about justice.
94
384000
3000
Bu bağışta bulunmayla ilgili değil. Bu adalet ile ilgili.
06:28
That's right.
95
388000
2000
Evet, duydunuz.
06:30
And that's too bad, because we're very good at charity.
96
390000
3000
Ve bu çok kötü, çünkü bağış konusunda gayet iyiyiz.
06:33
Americans, like Irish people, are good at it.
97
393000
4000
Amerikalılar, İrlandalılar gibi, bu konuda gayet iyiler.
06:37
Even the poorest neighborhoods give more than they can afford.
98
397000
4000
En fakir komşular bile keselerinden büyük bağışlarda bulunuyorlar.
06:41
We like to give, and we give a lot.
99
401000
2000
Vermeyi seviyoruz ve fazlasıyla da veriyoruz.
06:43
Look at the response to the tsunami -- it's inspiring.
100
403000
3000
Tsunami yardımlarına bir bakın, ilham verici.
06:47
But justice is a tougher standard than charity.
101
407000
4000
Ama adalet, bağıştan çok daha zor bir standart.
06:52
You see, Africa makes a fool of our idea of justice.
102
412000
4000
Afrika, bizim adalet algımızla resmen dalga geçiyor.
06:57
It makes a farce of our idea of equality.
103
417000
3000
Eşitlik anlayışımızı adeta soytarıya çeviriyor.
07:00
It mocks our pieties. It doubts our concern.
104
420000
3000
Acılarımızla alay edip, endişelerimize şüphe katıyor.
07:03
It questions our commitment.
105
423000
2000
Bağlılığımızı sorguluyor.
07:06
Because there is no way we can look at what's happening in Africa,
106
426000
4000
Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız,
07:10
and if we're honest,
107
430000
2000
ve dürüst olmak gerekirse,
07:12
conclude that it would ever be allowed to happen anywhere else.
108
432000
3000
tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi.
07:15
As you heard in the film, anywhere else, not here.
109
435000
3000
Film'de duyduğunuz gibi, burada değil, başka herhangi bir yerde.
07:18
Not here, not in America, not in Europe.
110
438000
3000
Burada değil, Amerika'da değil, Avrupa'da değil.
07:22
In fact, a head of state that you're all familiar with
111
442000
5000
Hepinizin tanıdığı bir devlet başkanı
07:27
admitted this to me. And it's really true.
112
447000
5000
bunu bana itiraf etti. Ve gerçekten de doğru.
07:32
There is no chance this kind of hemorrhaging of human life
113
452000
4000
Afrika dışında herhangi bir yerde insan hayatının
07:36
would be accepted anywhere else other than Africa.
114
456000
3000
böyle değersizleştirilmesi kabul edilmezdi.
07:41
Africa is a continent in flames.
115
461000
3000
Afrika, alevler içinde bir kıta.
07:45
And deep down, if we really accepted that Africans were equal to us,
116
465000
3000
İçimizde, derinlerde, gerçekten de Afrikalıların bize eşit olduğunu kavrayabilmiş olsaydık,
07:48
we would all do more to put the fire out.
117
468000
3000
bu ateşi söndürmek için daha çok çabalardık.
07:51
We're standing around with watering cans,
118
471000
3000
Su kovalarıyla toplaşmış duruyoruz,
07:54
when what we really need is the fire brigade.
119
474000
3000
asıl ihtiyacımız koca bir itfaiye birliği iken.
07:57
You see, it's not as dramatic as the tsunami.
120
477000
4000
Tsunami kadar dramatik değil.
08:03
It's crazy, really, when you think about it.
121
483000
3000
Baktığınız zaman çok çılgınca.
08:06
Does stuff have to look like an action movie these days
122
486000
3000
Bu günlerde, olayların beynimizde yer edebilmesi için
08:09
to exist in the front of our brain?
123
489000
2000
aksiyon filmi gibi mi olması lazım?
08:12
The slow extinguishing of countless lives
124
492000
3000
Sayısız hayatım yavaşta sönmesi
08:15
is just not dramatic enough, it would appear.
125
495000
2000
görünüre bakılırsa yeterince dramatik değil.
08:19
Catastrophes that we can avert
126
499000
2000
Önlenebilecek felaketler,
08:21
are not as interesting as ones we could avert.
127
501000
4000
önlenmeyenenler kadar ilginç değil.
08:26
Funny, that.
128
506000
2000
Komik bunlar.
08:28
Anyway, I believe that that kind of thinking
129
508000
3000
Böyle düşünmenin
08:31
offends the intellectual rigor in this room.
130
511000
4000
bu odadaki entellektüel zekaya hakaret olduğuna inanıyorum.
08:37
Six-and-a-half thousand people dying a day in Africa may be Africa's crisis,
131
517000
5000
Afrika'da günde altı bin beş yüz (6.500) insanın ölmesi Afrika'nın krizi olabilir,
08:42
but the fact that it's not on the nightly news,
132
522000
3000
ancak her akşam ana haber bültenlerinde çıkmaması,
08:45
that we in Europe, or you in America,
133
525000
2000
Avrupa'daki bizlerin, veya Amerika'daki sizlerin,
08:47
are not treating it like an emergency --
134
527000
2000
bunu acil durum olarak algılamaması --
08:49
I want to argue with you tonight that that's our crisis.
135
529000
3000
bu akşam tüm bunların bizim krizimiz olduğunu söylemek istiyorum.
08:53
I want to argue that though Africa is not the front line in the war against terror,
136
533000
6000
Afrika şu anda terörle savaşın ön cephesi olmasa da,
08:59
it could be soon.
137
539000
2000
yakında olabilir.
09:01
Every week, religious extremists take another African village.
138
541000
4000
Her hafta, aşırı dinciler bir başka Afrika köyünü ele geçiriyorlar.
09:06
They're attempting to bring order to chaos.
139
546000
2000
Karmaşayı bir düzene sokmaya çalışıyorlar.
09:08
Well, why aren't we?
140
548000
2000
Neden biz de çalışmıyoruz?
09:11
Poverty breeds despair. We know this.
141
551000
2000
Sefalet, umutsuzluk doğurur.
09:13
Despair breeds violence. We know this.
142
553000
3000
Umutsuzluk şiddet doğurur. Bunu biliyoruz.
09:16
In turbulent times, isn't it cheaper, and smarter,
143
556000
4000
Sıkıntılı zamanlarda, daha sonra onlara karşı kendinizi savunmak yerine,
09:20
to make friends out of potential enemies
144
560000
3000
de sizce potansiyel düşmanlarımızla arkadaş olmak,
09:23
than to defend yourself against them later?
145
563000
3000
daha ucuz ve daha akıllıca değil midir?
09:27
"The war against terror is bound up in the war against poverty."
146
567000
5000
Terörle mücadele farkirlikle mücadele ile iç içe geçmiş bulunmaktadır.
09:34
And I didn't say that. Colin Powell said that.
147
574000
3000
Bunu ben söylemedim. Bunu Colin Powell söyledi.
09:37
Now when the military are telling us that this is a war
148
577000
3000
Askerler bize,
09:40
that cannot be won by military might alone,
149
580000
3000
bunun sadece silahlı kuvvetlerle kazanılamayacak bir savaş olduğunu söylüyorlar,
09:43
maybe we should listen.
150
583000
2000
belki de onlara bir kulak vermeliyiz.
09:46
There's an opportunity here, and it's real.
151
586000
3000
Burada bir fırsat var ve gerçekten var.
09:49
It's not spin. It's not wishful thinking.
152
589000
2000
Olasılık değil. İyimserlik de değil.
09:52
The problems facing the developing world
153
592000
2000
Gelişmekte olan dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlar,
09:54
afford us in the developed world
154
594000
2000
gelişmiş dünya'daki bizlere
09:56
a chance to re-describe ourselves to the world.
155
596000
4000
kendimizi dünyaya yeniden tanıtma imkanı sunuyor.
10:02
We will not only transform other people's lives,
156
602000
2000
Sadece insanların yaşamlarını değiştirmekle kalmayıp,
10:04
but we will also transform the way those other lives see us.
157
604000
4000
o yaşamların bize nasıl baktıklarını da değiştireceğiz.
10:08
And that might be smart in these nervous, dangerous times.
158
608000
4000
Ve bu gergin, tekinsiz zamanlarda bu akıllıca olabilir.
10:13
Don't you think that on a purely commercial level,
159
613000
5000
Tamamen ticari açıdan baktığınızda,
10:18
that anti-retroviral drugs are great advertisements
160
618000
4000
anti-retroviral ilaçların,
10:22
for Western ingenuity and technology?
161
622000
3000
Batı dehası ve teknolojisi için olağanüstü reklamlar olduğunu düşünmüyor musunuz?
10:25
Doesn't compassion look well on us?
162
625000
2000
Şefkat bize yakışmaz mı?
10:27
And let's cut the crap for a second.
163
627000
4000
Bir saniyeliğine bunlara bir ara verelim.
10:31
In certain quarters of the world, brand EU, brand USA,
164
631000
6000
Dünyanın belli yerlerinde, AB markası, ABD markası
10:37
is not at its shiniest.
165
637000
2000
en parlak halinde değil.
10:41
The neon sign is fizzing and cracking.
166
641000
2000
Neon ışıkları sönüyor ve çatlıyor.
10:44
Someone's put a brick through the window.
167
644000
3000
Birisi cama bir taş atmış.
10:47
The regional branch managers are getting nervous.
168
647000
3000
Bölge müdürleri tedirgin oluyorlar.
10:51
Never before have we in the west been so scrutinized.
169
651000
3000
Batı hiç bu kadar eleştirilmemişti.
10:55
Our values: do we have any?
170
655000
2000
Değerlerimiz: hiç kaldı mı?
10:57
Our credibility?
171
657000
2000
Güvenilirliğimiz?
10:59
These things are under attack around the world.
172
659000
2000
Bunlar dünya genelinde adeta saldırı altındalar.
11:01
Brand USA could use some polishing.
173
661000
4000
ABD markasına biraz cila iyi gelir.
11:06
And I say that as a fan, you know?
174
666000
2000
Biliyor musunuz? Bunları markanın bir hayranı olarak söylüyorum.
11:08
As a person who buys the products.
175
668000
2000
Ürünleri alan birilerine sorun.
11:10
But think about it.
176
670000
2000
Bir düşünsenize.
11:12
More anti-retrovirals make sense.
177
672000
3000
Daha fazla anti-retroviral ilaçlar kulağa mantıklı geliyor.
11:16
But that's just the easy part, or ought to be.
178
676000
3000
Ama bu sadece işin kolay kısmı, yada öyle olmalı.
11:19
But equality for Africa --
179
679000
3000
Ancak Afrika için eşitlik --
11:24
that's a big, expensive idea.
180
684000
3000
işte bu, büyük, pahalı bir fikir.
11:28
You see, the scale of the suffering numbs us into a kind of indifference.
181
688000
4000
Çekilen acıların büyüklüğü, bizleri adeta duyarsızlaştırıyor.
11:32
What on earth can we all do about this?
182
692000
4000
İyi ama ne yapabiliriz ki?
11:37
Well, much more than we think.
183
697000
2000
Düşündüğümüzden çok daha fazlasını yapabiliriz.
11:39
We can't fix every problem, but the ones we can,
184
699000
3000
Her sorunu çözemeyebiliriz, ancak çözebileceğimiz sorunları,
11:42
I want to argue, we must.
185
702000
2000
bence, çözmek zorundayız.
11:44
And because we can, we must.
186
704000
2000
Çözebileceğimiz için, çözmeliyiz.
11:48
This is the straight truth, the righteous truth.
187
708000
5000
Gerçekler, adil gerçekler bunlar.
11:53
It is not a theory.
188
713000
2000
Bu bir teori değil.
11:55
The fact is that ours is the first generation
189
715000
3000
Bizim neslimiz,
11:58
that can look disease and extreme poverty in the eye,
190
718000
4000
hastalıkların ve aşırı fakirliğin gözünün içine bakıp,
12:02
look across the ocean to Africa, and say this, and mean it:
191
722000
4000
okyanusların ötesine, Afrika'ya bakıp, samimi olarak şunu söyleyebilecek ilk nesil.
12:06
we do not have to stand for this.
192
726000
3000
Buna seyirci kalmak zorunda değiliz.
12:09
A whole continent written off -- we do not have to stand for this.
193
729000
5000
Üstü çizilmiş koca bir kıta -- buna seyirci kalmak zorunda değiliz.
12:14
(Applause)
194
734000
10000
(Alkışlar)
12:24
And let me say this without a trace of irony --
195
744000
5000
Herhangi bir kinaye olmadan söylememe izin verin,
12:30
before I back it up to a bunch of ex-hippies.
196
750000
3000
bir kaç eski hippiye karşı bunu desteklemeden önce:
12:33
Forget the '60s. We can change the world.
197
753000
4000
60ları unutun. Dünyayı değiştirebiliriz.
12:38
I can't; you can't, as individuals; but we can change the world.
198
758000
6000
Bireysel olarak değil ama hepimiz birleşirsek dünyayı değiştirebiliriz.
12:44
I really believe that, the people in this room.
199
764000
2000
Buna gerçekten inanıyorum.
12:46
Look at the Gates Foundation.
200
766000
2000
Gates Vakfına bakın.
12:48
They've done incredible stuff, unbelievable stuff.
201
768000
3000
Inanılmaz işler yaptılar.
12:51
But working together, we can actually change the world.
202
771000
4000
Fakat beraber çalışarak aslında dünyayı değiştirebiliriz.
12:55
We can turn the inevitable outcomes,
203
775000
3000
Kaçınılmaz sonuçları değiştirip
12:58
and transform the quality of life for millions of lives
204
778000
7000
bize benzeyen ve bizim gibi hisseden milyonlarca
13:05
who look and feel rather like us, when you're up close.
205
785000
4000
insanların yaşam kalitelerini yükseltebiliriz.
13:11
I'm sorry to laugh here, but you do look so different
206
791000
4000
Bu noktada gülmemi affedin ama 60lardak,
13:15
than you did in Haight-Ashbury in the '60s.
207
795000
4000
Haight-Ahsbury'de göründüğünüzden çok farklı görünüyorsunuz.
13:19
(Laughter)
208
799000
3000
(Gülüşmeler)
13:22
But I want to argue that this is the moment that you are designed for.
209
802000
6000
Yaratılmanızın bu sebeple olduğunu iddia etmek istiyorum.
13:28
It is the flowering of the seeds you planted
210
808000
3000
Eski, sert günlerde ektiğiniz tohumların
13:31
in earlier, headier days.
211
811000
2000
açması bu.
13:35
Ideas that you gestated in your youth.
212
815000
3000
Gençliğinizde ürettiğiniz fikirler.
13:39
This is what excites me.
213
819000
2000
Beni heyecanlandıran bu.
13:41
This room was born for this moment,
214
821000
3000
Benim bu gece söylemek istediğim
13:45
is really what I want to say to you tonight.
215
825000
2000
bu odadakiler bu işi yapmak için doğdu.
13:47
Most of you started out wanting to change the world, didn't you?
216
827000
3000
Pek çoğunuz dünyayı değiştirmek için yola koyuldunuz, değil mi?
13:51
Most of you did, the digital world.
217
831000
3000
Çoğunuz bunu yaptınız, dijital dünyayı.
13:54
Well, now, actually because of you,
218
834000
3000
Şimdi sizin sayenizde
13:57
it is possible to change the physical world.
219
837000
2000
fiziksel dünyayı da değiştirmek mümkün.
14:00
It's a fact.
220
840000
1000
Bu bir gerçek.
14:01
Economists confirm it, and they know much more than I do.
221
841000
5000
Benden daha çok şey bilen ekonomistler bunu doğruluyor.
14:06
So why, then, are we not pumping our fists into the air?
222
846000
7000
O zaman neden yumruklarımızı sallıyoruz?
14:13
Probably because when we admit we can do something about it,
223
853000
4000
Çünkü eğer bir şeyi yapabileceğimizi kabul edince
14:17
we've got to do something about it.
224
857000
3000
o şeyi yapmamız gerekiyor.
14:21
It is a pain in the arse.
225
861000
3000
Bu baş belası bir şey.
14:24
This equality business is actually a pain in the arse.
226
864000
4000
Bu eşitlik işi aslında baş belası bir şey.
14:28
But for the first time in history, we have the technology;
227
868000
5000
Fakat tarihte ilk defa teknolojimiz var,
14:33
we have the know-how; we have the cash;
228
873000
2000
nasıl yapabileceğimizi biliyoruz, paramız ve
14:35
we have the life-saving drugs.
229
875000
2000
hayat kurtaracak ilaçlarımız var.
14:39
Do we have the will?
230
879000
2000
Isteğimiz var mı peki?
14:41
I hope this is obvious, but I'm not a hippie.
231
881000
5000
Umarım ki bu barizdir. Ben bir hippi değilim.
14:47
And I'm not really one for the warm, fuzzy feeling.
232
887000
3000
Sıcak, uçucu bir his için uğraşan birisi değilim.
14:50
I do not have flowers in my hair.
233
890000
3000
Saçımda çiçekler yok.
14:53
Actually, I come from punk rock.
234
893000
2000
Aslında punk rock geleneğinden geldim.
14:56
The Clash wore big army boots, not sandals.
235
896000
3000
The Clash sandalet değil, büyük asker ayakkabıları giyiyordu.
15:01
But I know toughness when I see it.
236
901000
3000
Fakat sertliği gördüğüm zaman bilirim.
15:04
And for all the talk of peace and love on the West Coast,
237
904000
3000
Batı Kıyısındaki tüm barış ve sevgi konuşmalarına
15:07
there was muscle to the movement that started out here.
238
907000
6000
güç sağlayan burada başlayan hareket.
15:14
You see, idealism detached from action is just a dream.
239
914000
5000
Hareketten bağımsız idealizm bir hayalden öte değildir.
15:20
But idealism allied with pragmatism,
240
920000
4000
Fakat idealizm ile hareketin birleşmesi,
15:24
with rolling up your sleeves and making the world bend a bit,
241
924000
3000
kollarınızı sımanız ve dünyayı biraz eğmenizle beraber
15:27
is very exciting. It's very real. It's very strong.
242
927000
4000
inanılmaz eğlencelidir. Çok güçlü ve çok gerçek.
15:32
And it's very present in a crowd like you.
243
932000
4000
Ve sizin gibi bir toplulukta bu çok canlı.
15:39
Last year at DATA, this organization I helped set up,
244
939000
4000
Geçen sene benim kurduğum DATA adlı bir örgütte
15:44
we launched a campaign to summon this spirit
245
944000
3000
AIDS ve aşırı yoksullukla savaşmak için
15:47
in the fight against AIDS and extreme poverty.
246
947000
3000
bu ruhu yükseltmek için bir kampanya başlattık.
15:50
We're calling it the ONE Campaign.
247
950000
3000
Bunu BIR Kampanyası olarak anıyoruz.
15:53
It's based on our belief that the action of one person
248
953000
4000
Inancımız şu ki bir kişinin
15:57
can change a lot,
249
957000
2000
hareketleri çok şey değiştirebilir,
15:59
but the actions of many coming together as one
250
959000
4000
ama herkesin bir araya gelmesi
16:03
can change the world.
251
963000
2000
dünyayı değiştirebilir.
16:05
Well, we feel that now is the time to prove we're right.
252
965000
5000
Şu an haklı olduğumuzu kanıtlamanın zamanı olduğunu düşünüyoruz.
16:11
There are moments in history when civilization redefines itself.
253
971000
4000
Tarihte medeniyetlerin kendilerini tekrar tanımladıkları zamanlar vardır.
16:16
We believe this is one.
254
976000
2000
Bunun o zamanlardan biri olduğuna inanıyoruz.
16:18
We believe that this could be the time when the world finally decides
255
978000
4000
Inanıyoruz ki bu zaman dünyanın Afrikada'ki sebepsiz ölümlerin
16:22
that the wanton loss of life in Africa is just no longer acceptable.
256
982000
4000
artık tahammül edilemez olduğunua karar vereceği zamandır.
16:27
This could be the time that we finally get serious
257
987000
3000
Bu sonunda dünyada yaşayan insanların geleceğini
16:30
about changing the future for most people who live on planet Earth.
258
990000
6000
değiştirmek adında sonunda ciddi bir şeyler yaptığımız zaman olabilir.
16:37
Momentum has been building.
259
997000
2000
Itici güç oluşuyor.
16:40
Lurching a little, but it's building.
260
1000000
2000
Biraz yavaş da ilerlese ilerliyor.
16:43
This year is a test for us all,
261
1003000
2000
Bu sene hepimiz, özellikle de
16:45
especially the leaders of the G8 nations,
262
1005000
4000
G8 ülkeleri için bir test,
16:49
who really are on the line here,
263
1009000
2000
çünkü bütün dünya izliyor
16:51
with all the world in history watching.
264
1011000
3000
ve onlar gerçek sorumluluk sahibi olanlar.
16:54
I have been, of late, disappointed with the Bush Administration.
265
1014000
5000
Son zamanlarda Bush yönetiminden hayal kırıklığına uğradım.
16:59
They started out with such promise on Africa.
266
1019000
3000
Afrika ile ilgili büyük umutlar vermişlerdi.
17:02
They made some really great promises,
267
1022000
3000
Büyük sözler verdiler ve aslında
17:05
and actually have fulfilled a lot of them.
268
1025000
3000
bunların bir çoğunu gerçekleştirdiler.
17:08
But some of them they haven't.
269
1028000
2000
Fakat bazılarını değil.
17:11
They don't feel the push from the ground, is the truth.
270
1031000
4000
Zeminden destek görmüyorlar, bu gerçek.
17:17
But my disappointment has much more perspective
271
1037000
4000
Fakat benim hayal kırıklığım
17:21
when I talk to American people,
272
1041000
2000
Amerikaları insanlarla konuşup onların
17:23
and I hear their worries about the deficit,
273
1043000
3000
ülkelerinin mali durumlarının kötülüğü
17:26
and the fiscal well being of their country.
274
1046000
2000
hakkında endişelerini duyunca artıyor.
17:28
I understand that.
275
1048000
2000
Bunu anlıyorum.
17:30
But there's much more push from the ground than you'd think,
276
1050000
4000
Fakat eğer düşünürseniz ve organize olursanız
17:35
if we got organized.
277
1055000
2000
zeminden çok daha fazla destek görürsünüz.
17:37
What I try to communicate, and you can help me if you agree,
278
1057000
4000
Demek istediğim şey, dediğime katılarak bana yardım edebilirsiniz,
17:41
is that aid for Africa is just great value for money
279
1061000
4000
Amerika'nın kendisinin de paraya ihtiyacı varken
17:45
at a time when America really needs it.
280
1065000
3000
Afrika'ya yardım etmenin maddi değeri çok büyük.
17:48
Putting it in the crassest possible terms,
281
1068000
3000
En kaba tabiri ile
17:51
the investment reaps huge returns.
282
1071000
4000
bu yatırımın geri dönüşü çok büyük.
17:55
Not only in lives saved, but in goodwill, stability
283
1075000
4000
Sadece kurtarılan canlar değil, durağanlık,
17:59
and security that we'll gain.
284
1079000
4000
iyi niyet ve güvenlik de kazanacağız.
18:05
So this is what I hope that you will do, if I could be so bold,
285
1085000
4000
Işte bu benim sizden yapmanızı ummuduğum şeyler,
18:09
and not have it deducted from my number of wishes.
286
1089000
5000
umarım bir yığın isteğimden bunun çıkarmamışsınızdır.
18:14
(Laughter)
287
1094000
3000
(Gülüşmeler)
18:17
What I hope is that beyond individual merciful acts,
288
1097000
6000
Ummuduğum şey kişisel çabaların dışında,
18:23
that you will tell the politicians to do right by Africa,
289
1103000
5000
politikacılara Afrika, Amerika
18:28
by America and by the world.
290
1108000
3000
ve dünyanın geri kalanı tarafından doğru şeyi yapmalarını söylemek.
18:31
Give them permission, if you like,
291
1111000
2000
Eğer isterseniz onlara
18:33
to spend their political capital and your financial capital,
292
1113000
5000
sizin politik ve finansal sermayenizi ve ulusal
18:38
your national purse on saving the lives of millions of people.
293
1118000
3000
mirasınızı milyonların yaşamını kurtarmak için harcamaları iznini verin.
18:41
That's really what I would like you to do.
294
1121000
3000
Bu gerçekten benim sizden yapmanızı istediğim şey.
18:45
Because we also need your intellectual capital:
295
1125000
4000
Çünkü aynı zamanda sizin bilgi birikiminize de ihtiyacımız var:
18:49
your ideas, your skills, your ingenuity.
296
1129000
3000
fikirleriniz, yetenekleriniz ve yaratıcılığınız.
18:53
And you, at this conference, are in a unique position.
297
1133000
3000
Ve siz, bu konferansta olmakla beraber eşsiz bir yere sahipsiniz.
18:57
Some of the technologies we've been talking about, you invented them,
298
1137000
3000
Konuşmakta olduğumuz bazı teknolojileri siz icat ettiniz
19:00
or at least revolutionized the way that they're used.
299
1140000
3000
ya da kullanabileceğimiz hale getirdiniz.
19:04
Together you have changed the zeitgeist from analog to digital,
300
1144000
4000
Beraber hayatı analogdan dijitale çevirdiniz
19:08
and pushed the boundaries.
301
1148000
3000
ve teknolojinin sınırlarını zorladınız.
19:12
And we'd like you to give us that energy.
302
1152000
5000
Ve biz sizden bu enerjinizi istiyoruz.
19:17
Give us that kind of dreaming, that kind of doing.
303
1157000
3000
Bize bu tarz bir hayal, bu tarz bir güç verin.
19:20
As I say, there're two things on the line here.
304
1160000
2000
Dediğim gibi sırada 2 tane iş var.
19:22
There's the continent Africa.
305
1162000
2000
Bu Afrika kıtası.
19:26
But there's also our sense of ourselves.
306
1166000
2000
Fakat aynı zamanda kendimizin hisleri var.
19:29
People are starting to figure this out.
307
1169000
2000
Insanlar bunun farkına varmaya başladı.
19:31
Movements are springing up.
308
1171000
1000
Hareketler büyümeye başladı.
19:32
Artists, politicians, pop stars, priests, CEOs,
309
1172000
3000
Artistler, politikacılar, pop starlar, papazlar, CEO'lar,
19:35
NGOs, mothers' unions, student unions.
310
1175000
3000
NGO'lar, vakıflar, öğrenci kulüpleri.
19:40
A lot of people are getting together, and working
311
1180000
2000
Daha önce söylediğim BIR vakfı adı altında bir
19:42
under this umbrella I told you about earlier, the ONE Campaign.
312
1182000
4000
çok insan hep birlikte çalışıyor.
19:47
I think they just have one idea in their mind,
313
1187000
7000
Akıllarındaki tek fikir şu:
19:54
which is, where you live in the world
314
1194000
4000
dünyada yaşadığınız yer
19:58
should not determine whether you live in the world.
315
1198000
5000
yaşayıp yaşamayacağınızı belirlememeli.
20:03
(Applause)
316
1203000
4000
(Alkışlar)
20:07
History, like God, is watching what we do.
317
1207000
4000
Tarih, Allah ile beraber, bizi izliyor.
20:12
When the history books get written,
318
1212000
2000
Tarih kitapları yazıldığı zaman
20:14
I think our age will be remembered for three things.
319
1214000
4000
bence bizim çağımız bizi şu 3 şey ile hatırlayacak.
20:18
Really, it's just three things this whole age will be remembered for.
320
1218000
4000
Gerçekten, bütün bu çağ sadece 3 şey ile hatırlanacak.
20:22
The digital revolution, yes.
321
1222000
3000
Dijital Ihtilal, evet.
20:25
The war against terror, yes.
322
1225000
3000
Teröre karşı savaş, evet.
20:28
And what we did or did not do to put out the fires in Africa.
323
1228000
6000
Ve Afrika'daki yangınları söndürüp söndürmediğimiz.
20:35
Some say we can't afford to. I say we can't afford not to.
324
1235000
7000
Bazıları bunu karşılayamayacağımızı söylüyor. Ben de karşılamama şansımızın olmadığını söylüyorum.
20:43
Thank you, thank you very much.
325
1243000
2000
Çok, çok teşekkür ederim.
20:45
(Applause)
326
1245000
7000
(Alkışlar)
20:52
Okay, my three wishes.
327
1252000
1000
Tamam, 3 tane dileğim.
20:55
The ones that TED has offered to grant.
328
1255000
3000
Birincisi TED'in hibe yapması.
21:01
You see, if this is true, and I believe it is,
329
1261000
2000
Eğer bu doğruysa, ve ben buna inanıyorum,
21:03
that the digital world you all created has uncoupled
330
1263000
6000
sizin yarattığınız dijital dünya yaratıcı fikirden
21:09
the creative imagination from the physical constraints of matter,
331
1269000
5000
fiziksel sınırlamaları ayırdı.
21:15
this should be a piece of piss.
332
1275000
1000
Bu çok kolay olmalı.
21:17
(Laughter)
333
1277000
3000
(Gülüşmeler)
21:21
I should add that this started out as a much longer list of wishes.
334
1281000
3000
Şunu eklemeliyim ki bu çok daha uzun bir liste olarak başladı.
21:24
Most of them impossible, some of them impractical
335
1284000
2000
Bir çoğu imkansız, bazıları partik değil
21:26
and one or two of them certainly immoral.
336
1286000
4000
ve bir kaç tanesi de kesinlikle ahlaki değil.
21:30
(Laughter)
337
1290000
4000
(Gülüşmeler)
21:34
This business, it gets to be addictive, you know what I mean,
338
1294000
4000
Eğer parayı başkası ödüyorsa
21:38
when somebody else is picking up the tab.
339
1298000
2000
bu işler bağımlılık yaratıyor.
21:41
Anyway, here's number one.
340
1301000
2000
Her neyse, şu 1 numara.
21:44
I wish for you to help build a social movement
341
1304000
7000
1 milyondan fazla Amerikan aktivistin
21:51
of more than one million American activists for Africa.
342
1311000
7000
katılacağı Afrika için bir sosyal hareket oluşturmanızı istiyorum.
21:58
That is my first wish.
343
1318000
2000
Bu benim ilk dileğim.
22:00
I believe it's possible.
344
1320000
2000
Bunun imkan dahilinde olduğuna inanıyorum.
22:02
A few minutes ago, I talked about all the citizens' campaigns that are springing up.
345
1322000
5000
Bir kaç dakika önce halk hareketlerinin filizlendiğinden bahsediyordum.
22:07
You know, there's lots out there.
346
1327000
2000
Biliyorsunuz, burada çok fazla şey var.
22:09
And with this one campaign as our umbrella,
347
1329000
3000
Çatımızı oluşturan bu tek örgüt ile
22:12
my organization, DATA, and other groups,
348
1332000
3000
benim organizasyonumi, DATA, ve diğer gruplar
22:15
have been tapping into the energy and the enthusiasm
349
1335000
4000
burada olan enerji ve şevki Hollywood'dan
22:19
that's out there from Hollywood into the heartland of America.
350
1339000
4000
Amerika'nın kalbine kadar götürüyorlar.
22:23
We know there's more than enough energy to power this movement.
351
1343000
4000
Biliyoruz ki bu hareketi ateşlemek için olması gerekenden fazla enerji mevcut.
22:27
We just need your help in making it happen.
352
1347000
3000
Tek gereken bunun olması için sizin yardımınızı istemek.
22:31
We want all of you here, church America, corporate America,
353
1351000
2000
Hepinize ihtiyacımız var: kilise Amerikası, şirket Amerikası
22:33
Microsoft America, Apple America, Coke America,
354
1353000
3000
Microsoft Amerikası, Apple Amerikası Kola Amerikası,
22:36
Pepsi America, nerd America, noisy America.
355
1356000
3000
Pepsi Amerikası, inek Amerikası, sesli Amerika.
22:39
We can't afford to be cool and sit this one out.
356
1359000
4000
Bu konuyu önemsememeyi göze alamayız.
22:43
I do believe if we build a movement that's one million Americans strong,
357
1363000
5000
Inanıyorum ki eğer bir milyon Amerikalının katılacağı bir hareket
22:48
we're not going to be denied.
358
1368000
3000
oluşturursak red yeme ihtimalimiz çok zayıf.
22:51
We will have the ear of Congress.
359
1371000
2000
Kongrenin kulağı oluruz.
22:56
We'll be the first page in Condi Rice's briefing book,
360
1376000
3000
Condi Rice'in brifing kitabının ilk sayfası oluruz,
22:59
and right into the Oval Office.
361
1379000
3000
...Oval Ofisin tam ortasına.
23:02
If there's one million Americans -- and I really know this --
362
1382000
3000
Eğer bir milyon Amerikalı varsa, ve biliyorum ki var,
23:05
who are ready to make phone calls,
363
1385000
2000
telefon konuşmaya, email
23:07
who are ready to be on email,
364
1387000
2000
atmaya hazır..
23:09
I am absolutely sure that we can actually change
365
1389000
4000
Eminim ki Afrika kıtası için
23:13
the course of history, literally, for the continent of Africa.
366
1393000
6000
tarihin akışını değiştirebiliriz.
23:19
Anyway, so I'd like your help in getting that signed up.
367
1399000
3000
Her neyse, ben sizden bu işin olması için yardımınızı bekliyorum.
23:23
I know John Gage and Sun Microsystems are already on board for this,
368
1403000
4000
John Gage ve Sun Microsystems'in bu işte bizimle beraber olduğunu biliyorum
23:27
but there's lots of you we'd like to talk to.
369
1407000
3000
ama sizin aranızda konuşmak istediğimiz bir sürü kişi var.
23:30
Right, my second wish, number two.
370
1410000
4000
Doğru, ikinci dileğim.
23:38
I would like one media hit for every person on the planet
371
1418000
5000
Günlük 1 doların altında para ile yaşayan
23:43
who is living on less than one dollar a day.
372
1423000
4000
her insan için bir medya haberi istiyorum.
23:48
That's one billion media hits.
373
1428000
3000
Bu bir milyar medya haberi demek.
23:51
Could be on Google, could be on AOL.
374
1431000
3000
Google ya da AOL'de olabilir.
23:54
Steve Case, Larry, Sergey -- they've done a lot already.
375
1434000
5000
Sreve Case, Larry, Sergey -- zaten bir çok sayıda yaptı.
24:00
It could be NBC. It could be ABC.
376
1440000
2000
NBC ya da ABC de olabilir.
24:02
Actually we're talking to ABC today about the Oscars.
377
1442000
3000
Aslında Oskarlarla ilgili olarak bugün ABC ile konuşuyoruz.
24:05
We have a film, produced by Jon Kamen at Radical Media.
378
1445000
5000
Radicam Media'da John Kamen tarafından yapılmış bir filmimiz var.
24:11
But you know, we want, we need some airtime for our ideas.
379
1451000
4000
Bildiğiniz gibi bu fikirlerimiz için televizyondan biraz yayın zamanı istiyoruz.
24:15
We need to get the math; we need to get the statistics out to the American people.
380
1455000
4000
Hesapları ve istatistikleri Amerikalılara göstermemiz lazım.
24:19
I really believe that old Truman line,
381
1459000
3000
Truman'ın eski sözüne inanıyorum,
24:22
that if you give the American people the facts,
382
1462000
3000
eğer Amerikalılar gerçekleri açıklarsanız
24:25
they'll do the right thing.
383
1465000
2000
doğru şeyi yapacaklardır.
24:27
And, the other thing that's important is that this is not Sally Struthers.
384
1467000
4000
Önemli olan diğer şey, bu Sally Struthers değil.
24:31
This has to be described as an adventure, not a burden.
385
1471000
5000
Bu bir macera olarak açıklanmalı, bir yük olarak değil.
24:36
(Video): One by one they step forward,
386
1476000
2000
(Video): Birer adım ileri,
24:38
a nurse, a teacher, a homemaker,
387
1478000
2000
bir hemşite, bir öğretmen, bir ev kadını
24:40
and lives are saved.
388
1480000
2000
ve hayatlar kurtuldu.
24:42
The problem is enormous.
389
1482000
2000
Problem çok büyük.
24:44
Every three seconds one person dies.
390
1484000
3000
Her 3 saniyede bir kişi ölüyor.
24:47
Another three seconds, one more.
391
1487000
3000
3 saniye daha.... bir kişi daha öldü.
24:50
The situation is so desperate in parts of Africa,
392
1490000
3000
Afrika, Asya ve hatta Amerika'nın bazı kısımlarında
24:53
Asia, even America,
393
1493000
2000
durum o kadar kötü ki yardım kuruluşları
24:55
that aid groups, just as they did for the tsunami,
394
1495000
3000
tsunamide yaptıkları gibi
24:58
are uniting as one, acting as one.
395
1498000
4000
birleşerek tek çatı altında hareket ediyorlar.
25:02
We can beat extreme poverty, starvation, AIDS.
396
1502000
4000
Aşırı fakirliği, açlığı ve AIDS'i yenebiliriz.
25:06
But we need your help.
397
1506000
2000
Fakat sizin yardımınıza ihtiyacımız var.
25:08
One more person, letter, voice
398
1508000
2000
Bir kişi, mektup ya da sesin daha fazla olması
25:10
will mean the difference between life and death
399
1510000
3000
milyonlarca kişi için
25:13
for millions of people.
400
1513000
2000
ölmek ya da kalmak anlamına geliyor.
25:16
Please join us by working together.
401
1516000
2000
Lütfen beraber çalışarak bize katılın.
25:18
Americans have an unprecedented opportunity.
402
1518000
3000
Amerikalıların önceden görülmemiş bir fırsatları var.
25:21
We can make history.
403
1521000
2000
Tarih yazabiliriz.
25:23
We can start to make poverty history.
404
1523000
2000
Fakirliği tarihe gömerek başlayabiliriz.
25:26
One, by one, by one.
405
1526000
2000
Birer birer...
25:28
Please visit ONE at this address.
406
1528000
3000
Lütfen bu adreste BIR'i ziyaret edin.
25:31
We're not asking for your money. We're asking for your voice.
407
1531000
3000
Paranızı istemiyoruz, sesinizi istiyoruz.
25:36
Bono: All right. I wish for TED to truly show the power of information,
408
1536000
8000
Brono: Tamam. TED'e gerçekten bilginin gücünü göstemesini diliyorum.
25:44
its power to rewrite the rules and transform lives,
409
1544000
5000
Afrikada'ki bir ülkede tüm hastane, sağlık merkezi ve okulları birleştirerek
25:49
by connecting every hospital, health clinic and school
410
1549000
6000
kuralları tekrar yazan ve yaşamları değiştiren
25:55
in one African country.
411
1555000
3000
güçtür.
25:59
And I would like it to be Ethiopia.
412
1559000
3000
Bu yerin Habeşistan olmasını istiyorum.
26:02
I believe we can connect every school in Ethiopia,
413
1562000
4000
Habeşistan'da tüm okul, sağlık ocağı
26:06
every health clinic, every hospital --
414
1566000
3000
ve hastaneyi birleştirebileceğimizi düşünüyorum.
26:09
we can connect to the Internet.
415
1569000
3000
Oraları internete bağlayabiliriz.
26:12
That is my wish, my third wish.
416
1572000
2000
Bu benim dileğim, üçüncü dileğim.
26:14
I think it's possible.
417
1574000
1000
Imkan dahilinde olduğunu düşünüyorum.
26:15
I think we have the money and brains in the room to do that.
418
1575000
3000
Odada bunları yapacak beyinlerin ve paranın olduğuna inanıyorum.
26:18
And that would be a mind-blowing wish to come true.
419
1578000
6000
Ve bu gerçekleşirse inanılmaz bir dilek olur.
26:24
I've been to Ethiopia, as I said earlier.
420
1584000
3000
Daha önce de dediğim gibi Habeşistan'a gittim.
26:27
It's actually where it all started for me.
421
1587000
3000
Aslında benim için her şeyin başladığı yer oraydı.
26:34
The idea that the Internet, which changed all of our lives,
422
1594000
4000
Hepimizin hayatını değiştiren internetin
26:38
can transform a country -- and a continent
423
1598000
4000
bırakın dijitali daha analoğa degiş yapmamış
26:42
that has hardly made it to analog, let alone digital -- blows my mind.
424
1602000
6000
bir ülkeyi değiştirebileceği fikri inanılmaz bir şey.
26:49
But it didn't start out that way.
425
1609000
2000
Fakat bu şekilde başlamadı.
26:52
The first long-distance line from Boston to New York
426
1612000
3000
Boston'dan New York'a ilk uzun mesafe hattı
26:55
was used in 1885 on the phone.
427
1615000
5000
1885'te telefon ile kullanıldı.
27:01
It was just nine years later that Addis Ababa
428
1621000
4000
Sadece 9 yıl sonra Addia Ababa 500 km
27:05
was connected by phone to Harare, which is 500 kilometers away.
429
1625000
5000
uzaklıktaki Harare'ye telefon ile bağlandı.
27:12
Since then, not that much has changed.
430
1632000
2000
O zamandan beri çok fazla şey değişmedi.
27:15
The average waiting time to get a landline in Ethiopia
431
1635000
4000
Habeşistan'da telefon hattı almak için ortalama
27:19
is actually about seven or eight years.
432
1639000
2000
bekleme süresi yedi ya da sekiz yıl.
27:23
But wireless technology wasn't dreamt up then.
433
1643000
5000
Fakat kablosuz teknoloji o zamanlar hayal edilmemişti.
27:29
Anyway, I'm Irish, and as you can see,
434
1649000
2000
Her neyse gördüğünüz gibi ben İrlandalıyım
27:31
I know how important talking is.
435
1651000
3000
ve konuşmanın ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
27:35
Communication is very important for Ethiopia -- will transform the country.
436
1655000
4000
Haberleşme Etiyopya için çok önemli -- ülkeyi değiştirecek
27:39
Nurses getting better training,
437
1659000
2000
Hemşireler daha iyi eğitim alıyorlar,
27:41
pharmacists being able to order supplies,
438
1661000
2000
eczacılar sipariş verebiliyor,
27:43
doctors sharing their expertise in all aspects of medicine.
439
1663000
4000
ve doktorlar tıbbın her alanında birikimlerini paylaşabiliyorlar.
27:48
It's a very, very good idea to get them wired.
440
1668000
3000
Onları internete bağlamak çok çok iyi bir fikir.
27:52
And that is my third and final wish for you at the TED conference.
441
1672000
4000
Ve bu da TED konferansından son dileğim.
27:56
Thank you very much once again.
442
1676000
2000
Bir kez daha, teşekkürler
27:58
(Applause)
443
1678000
2000
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7