Colin Grant: The son of a difficult father

Colin Grant: Zor bir babanın oğlu

100,057 views ・ 2014-09-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ramazan Şen Gözden geçirme: Ahmet Mesut ATEŞ
00:12
This is a photograph
0
12937
1696
Bu fotoğraf
00:14
of a man whom for many years
1
14633
2816
benim yıllar boyunca
00:17
I plotted to kill.
2
17449
3721
öldürmeyi planladığım bir adama ait.
00:21
This is my father,
3
21170
3020
Bu benim babam,
00:24
Clinton George "Bageye" Grant.
4
24190
3737
Clinton George "Bageye" (Torbagöz) Grant.
00:27
He's called Bageye because he has
5
27927
2271
Ona Bageye (Torbagöz) denmesinin nedeni
00:30
permanent bags under his eyes.
6
30198
4160
gözlerinin altındaki torbalardır.
00:34
As a 10-year-old, along with my siblings,
7
34358
2776
10 yaşındayken kardeşlerim ve ben
00:37
I dreamt of scraping off the poison
8
37134
4116
sinek öldürücü kağıdın zehrini kazıyıp
00:41
from fly-killer paper into his coffee,
9
41250
3950
kahvesine koymanın,
00:45
grounded down glass and sprinkling it
10
45200
1855
cam ufalayıp
00:47
over his breakfast,
11
47055
2989
kahvaltısının üzerine serpiştirmenin,
00:50
loosening the carpet on the stairs
12
50044
1710
takılıp boynunu kırması için
00:51
so he would trip and break his neck.
13
51754
3728
merdivenin üzerindeki halıyı gevşetmenin hayallerini kurardık.
00:55
But come the day, he would always
14
55482
1627
Ama gün gelince o her zaman
00:57
skip that loose step,
15
57109
2252
gevşek basamağı atlar
00:59
he would always bow out of the house
16
59361
1829
kahvesinden bir yudum almadan
01:01
without so much as a swig of coffee
17
61190
1840
ya da yemeğinden bir lokma bile yemeden
01:03
or a bite to eat.
18
63030
2788
evden çıkıp giderdi.
01:05
And so for many years,
19
65818
1286
Ve böylece yıllar boyunca
01:07
I feared that my father would die
20
67104
1960
babamın ben onu öldüremeden
01:09
before I had a chance to kill him.
21
69064
2074
ölmesinden korktum.
01:11
(Laughter)
22
71138
4592
(Kahkaha)
01:15
Up until our mother asked him to leave
23
75730
2991
Annem ona gitmesini
01:18
and not come back,
24
78721
1657
ve geri dönmemesini söyleyene dek
01:20
Bageye had been a terrifying ogre.
25
80378
4256
Bageye korkunç bir canavardı.
01:24
He teetered permanently on the verge of rage,
26
84634
3585
Hep bir öfke krizinin eşiğinde olurdu,
01:28
rather like me, as you see.
27
88219
3608
gördüğünüz üzere ona çekmişim.
01:31
He worked nights at Vauxhall Motors in Luton
28
91827
3300
Geceleri Luton'da Vauxhall Motors'da çalışırdı
01:35
and demanded total silence throughout the house,
29
95127
3159
ve evde çıt çıkmamasını buyururdu.
01:38
so that when we came home from school
30
98286
2672
Biz de öğleden sonra 15:30'da eve geldiğimizde
01:40
at 3:30 in the afternoon, we would huddle
31
100958
2040
televizyonun yanında toplanır
01:42
beside the TV, and rather like safe-crackers,
32
102998
3250
ve bir kasa hırsızı edasıyla
01:46
we would twiddle with the volume control knob
33
106248
2486
ses kontrol düğmesini
01:48
on the TV so it was almost inaudible.
34
108734
2793
televizyonun sesi duyulmaz hale gelinceye dek kısardık.
01:51
And at times, when we were like this,
35
111527
2311
Ve zaman zaman
01:53
so much "Shhh," so much "Shhh"
36
113838
2432
evde o kadar çok "Şşşş" ve "Şşş"
01:56
going on in the house
37
116270
1865
sesleri olurdu ki
01:58
that I imagined us to be like
38
118135
1975
sanki okyanusun yüzeyinde
02:00
the German crew of a U-boat
39
120110
3500
sessizce süzülen
02:03
creeping along the edge of the ocean
40
123610
2492
bir Alman denizaltının mürettebatı olduğumuzu
02:06
whilst up above, on the surface,
41
126102
1816
ve HMS Bageye'ın
02:07
HMS Bageye patrolled
42
127918
3745
en ufak bir kargaşada
02:11
ready to drop death charges
43
131663
2127
ölüm cezası vermeye hazır
02:13
at the first sound of any disturbance.
44
133790
3987
devriye gezdiğini hayal ederdim.
02:17
So that lesson was the lesson that
45
137777
2935
Buradaki ders,
02:20
"Do not draw attention to yourself
46
140712
1448
"Evde veya evin dışında,
02:22
either in the home or outside of the home."
47
142160
2264
asla üzerine ilgi çekme" idi.
02:24
Maybe it's a migrant lesson.
48
144424
2686
Belki de bu göçmenlere özgü bir derstir.
02:27
We were to be below the radar,
49
147110
3170
Biz hep radarın altında olmalıydık,
02:30
so there was no communication, really,
50
150280
1495
yani aslında Bageye ve bizim,
02:31
between Bageye and us and us and Bageye,
51
151775
3161
biz ve Bageye'ın arasında pek bir iletişim yoktu.
02:34
and the sound that we most looked forward to,
52
154936
2608
Duymayı en sevdiğimiz ses,
02:37
you know when you're a child and you want
53
157544
1754
hani küçükken hep babanızın eve gelmesini
02:39
your father to come home and it's all going to be happy
54
159298
3438
ve herkesin mutlu olmasını istersiniz
02:42
and you're waiting for that sound of the door opening.
55
162736
1754
ve kapının o açılma sesini beklersiniz ya,
02:44
Well the sound that we looked forward to
56
164490
1256
bizim dört gözle beklediğimiz ses
02:45
was the click of the door closing,
57
165746
1893
kapının kapanmasıydı.
02:47
which meant he'd gone and would not come back.
58
167639
4708
Bunun anlamı gittiği ve asla geri dönmeyeceğiydi.
02:52
So for three decades,
59
172347
3459
Ve böylece otuz yıl boyunca
02:55
I never laid eyes on my father, nor he on me.
60
175806
3041
ne ben babamı gördüm, ne de o beni.
02:58
We never spoke to each other for three decades,
61
178847
1768
Otuz yıl boyunca birbirimizle konuşmadık
03:00
and then a couple of years ago, I decided
62
180615
1801
ve sonra, birkaç yıl önce
03:02
to turn the spotlight on him.
63
182416
4271
sahne ışıklarını ona çevirmeye karar verdim.
03:06
"You are being watched.
64
186687
1888
"İzleniyorsun.
03:08
Actually, you are.
65
188575
1856
Evet, izleniyorsun.
03:10
You are being watched."
66
190431
2064
İzleniyorsun."
03:12
That was his mantra to us, his children.
67
192495
2664
Bu bize söylediği bir sözdü.
03:15
Time and time again he would say this to us.
68
195159
1673
Bize defalarca, üst üste bunu söylerdi.
03:16
And this was the 1970s, it was Luton,
69
196832
3103
Yıl 1970'ler, Vauxhall Motors için çalıştığı
03:19
where he worked at Vauxhall Motors,
70
199935
1629
Luton'daydık
03:21
and he was a Jamaican.
71
201564
1827
ve o Jamaikalı'ydı.
03:23
And what he meant was,
72
203391
1059
Aslında demek istediği
03:24
you as a child of a Jamaican immigrant
73
204450
2111
sen, Jamaikalı bir göçmenin oğlu olarak,
03:26
are being watched
74
206561
1918
izleniyorsun.
03:28
to see which way you turn, to see whether
75
208479
1657
Ne yöne gittiğini,
03:30
you conform to the host nation's stereotype of you,
76
210136
4119
ev sahibin olan devletin senin hakkında yarattığı
03:34
of being feckless, work-shy,
77
214255
2600
sormusuz, tembel, suç işlemeye eğilimli
03:36
destined for a life of crime.
78
216855
2561
stereotipine uyup uymadığın izleniyor.
03:39
You are being watched,
79
219416
1734
İzleniyorsun,
03:41
so confound their expectations of you.
80
221150
4343
o halde senden beklentilerini yık.
03:45
To that end, Bageye and his friends,
81
225493
4278
Bu amaçla Bageye ve arkadaşları
03:49
mostly Jamaican,
82
229771
1655
çoğu Jamaikalı olan arkadaşları,
03:51
exhibited a kind of Jamaican bella figura:
83
231426
3754
Jamaika'yı en iyi şekilde gösterirlerdi.
03:55
Turn your best side to the world,
84
235180
2614
Dünyaya en iyi tarafını dön,
03:57
show your best face to the world.
85
237794
2274
dünyaya en iyi yüzünü göster.
04:00
If you have seen some of the images
86
240068
1774
Eğer 40'lı ve 50'li yıllarda
04:01
of the Caribbean people arriving
87
241842
2136
Karayipliler'in gelişine ait
04:03
in the '40s and '50s,
88
243978
1652
bazı fotoğraflara rastladıysanız,
04:05
you might have noticed that a lot of the men
89
245630
1396
birçok erkeğin fötr şapka taktığını
04:07
wear trilbies.
90
247026
1889
fark etmişsinizdir.
04:08
Now, there was no tradition of wearing trilbies in Jamaica.
91
248915
3641
Jamaika'da fötr şapka takmak gibi bir gelenek yoktu.
04:12
They invented that tradition for their arrival here.
92
252556
2943
Bu geleneği buraya gelirken icad ettiler.
04:15
They wanted to project themselves in a way
93
255499
1767
Kendilerini algılanmak istedikleri
04:17
that they wanted to be perceived,
94
257266
2334
biçimde göstermek istiyorlardı.
04:19
so that the way they looked
95
259600
1431
Bu yüzden görünümleri
04:21
and the names that they gave themselves
96
261031
2943
ve kendilerine verdikleri isimler
04:23
defined them.
97
263974
1672
onları tanımlıyordu.
04:25
So Bageye is bald and has baggy eyes.
98
265646
5489
Bageye (Torbagöz) kel ve gözaltı torbaları var.
04:31
Tidy Boots is very fussy about his footwear.
99
271135
4012
Tidy Boots (Tertipli Bot) ayakkabıları konusunda çok titiz.
04:35
Anxious is always anxious.
100
275147
2712
Anxious (Telaşlı) her zaman telaşlı.
04:37
Clock has one arm longer than the other.
101
277859
2729
Clock'un (Saat) bir kolu öbüründen daha uzun.
04:40
(Laughter)
102
280588
3648
(Kahkaha)
04:44
And my all-time favorite was the guy they called Summerwear.
103
284236
3374
Ve benim favorim Summerwear (Yazlık Giyim) lakaplı adam olmuştur.
04:47
When Summerwear came to this country
104
287610
1834
Summerwear 60'ların başında
04:49
from Jamaica in the early '60s, he insisted
105
289444
2119
Jamaikadan bu ülkeye geldiğinde
04:51
on wearing light summer suits,
106
291563
2377
hava nasıl olursa olsun
04:53
no matter the weather,
107
293940
1656
yazlık giyinmek konusunda ısrarcıydı
04:55
and in the course of researching their lives,
108
295596
1338
ve hayatları hakkında bilgi edinmeye çalışırken
04:56
I asked my mom, "Whatever became of Summerwear?"
109
296934
2976
anneme "Summerwear'e ne oldu?" diye sordum.
04:59
And she said, "He caught a cold and died." (Laughter)
110
299910
4827
"Soğuk algınlığından öldü." dedi. (Kahkaha)
05:04
But men like Summerwear
111
304737
1856
Ama Summerwear gibi insanlar
05:06
taught us the importance of style.
112
306593
1462
bize bir tarzının olmasının önemini öğretti.
05:08
Maybe they exaggerated their style
113
308055
2122
Belki onlar
05:10
because they thought that they were not considered
114
310177
3216
medeni görülmediklerini düşündükleri için
05:13
to be quite civilized,
115
313393
2104
tarzlarını abarttılar
05:15
and they transferred that generational attitude
116
315497
2816
ve nesillerinin bu tavrını
05:18
or anxiety onto us, the next generation,
117
318313
2600
veya telaşını bize, bir sonraki jenerasyona aktardılar.
05:20
so much so that when I was growing up,
118
320913
2187
Bizi o kadar etkilediler ki, çocukken
05:23
if ever on the television news or radio
119
323100
2373
ne zaman televizyonda veya radyoda
05:25
a report came up about a black person
120
325473
1508
bir siyahinin suç işlediğine dair
05:26
committing some crime —
121
326981
1684
bir haber çıksa,
05:28
a mugging, a murder, a burglary —
122
328665
3664
bir soygun, bir cinayet ya da hırsızlık,
05:32
we winced along with our parents,
123
332329
3552
anne ve babamızla beraber irkilirdik.
05:35
because they were letting the side down.
124
335881
2664
Çünkü onlar insanını rezil ediyordu.
05:38
You did not just represent yourself.
125
338545
1453
Sadece kendini temsil etmiyordun.
05:39
You represented the group,
126
339998
1742
Grubu temsil ediyordun
05:41
and it was a terrifying thing to come to terms with,
127
341740
4508
ve belki senin de bu şekilde,
05:46
in a way, that maybe you were going
128
346248
2264
algılanıcağın düşüncesi çok korkunç,
05:48
to be perceived in the same light.
129
348512
4144
alışması çok zor bir düşünceydi.
05:52
So that was what needed to be challenged.
130
352656
3772
Ve bu meydan okunması gereken bir şeydi.
05:56
Our father and many of his colleagues
131
356428
4281
Babamız ve meslektaşlarının çoğu
06:00
exhibited a kind of transmission but not receiving.
132
360709
3461
bir tür iletim sergiliyorlardı.
06:04
They were built to transmit but not receive.
133
364170
2222
Yapıları iletmeye uygundu, almaya değil.
06:06
We were to keep quiet.
134
366392
2851
Sessizliğimizi koruyorduk.
06:09
When our father did speak to us,
135
369243
1353
Babamız bizimle konuştuğu zaman
06:10
it was from the pulpit of his mind.
136
370596
2865
aklındaki kürsüden konuşurdu.
06:13
They clung to certainty in the belief
137
373461
1588
İnanca öyle yapışırlardı ki
06:15
that doubt would undermine them.
138
375049
4129
şüphe onlara zarar verirdi.
06:19
But when I am working in my house
139
379178
3591
Ama evimde çalışırken
06:22
and writing, after a day's writing, I rush downstairs
140
382769
3851
ve günlerce yazdıktan sonra aşağı hızla inerim
06:26
and I'm very excited to talk about Marcus Garvey or Bob Marley
141
386620
3306
ve Marcus Garvey veya Bob Marley hakkında konuşmak için sabırsızlanırım
06:29
and words are tripping out of my mouth like butterflies
142
389926
2864
ve kelimeler ağzımdan kelebekler gibi çıkar
06:32
and I'm so excited that my children stop me,
143
392790
2496
ve o kadar heyecanlı olurum ki çocuklarım beni durdurup
06:35
and they say, "Dad, nobody cares."
144
395286
3680
"Baba, kimse umursamıyor." der.
06:38
(Laughter)
145
398966
3990
(Kahkaha)
06:42
But they do care, actually.
146
402956
1914
Fakat umursuyor, gerçekten.
06:44
They cross over.
147
404870
1563
Ayak yapıyorlar.
06:46
Somehow they find their way to you.
148
406433
2507
Bir şekilde damarınızı bulurlar.
06:48
They shape their lives according to the narrative of your life,
149
408940
3604
Hayatlarını sizin hayat hikayenize göre şekillendirirler,
06:52
as I did with my father and my mother, perhaps,
150
412544
4026
tıpkı benim anne babamdan etkilendiğim gibi
06:56
and maybe Bageye did with his father.
151
416570
2614
ve belki de Bageye da babasından etkilendi.
06:59
And that was clearer to me
152
419184
1642
Ve anladım ki
07:00
in the course of looking at his life
153
420826
2958
hayatına bakışı ve anlayışı yönünden,
07:03
and understanding, as they say,
154
423784
3056
dedikleri gibi,
07:06
the Native Americans say,
155
426840
1312
Yerli Amerikalıların dediği gibi,
07:08
"Do not criticize the man until you can walk
156
428152
1629
"Bir adamın pabuçlarında yürümeden
07:09
in his moccasins."
157
429781
2312
onu eleştirme."
07:12
But in conjuring his life, it was okay
158
432093
2899
Ama onun hayatını düşününce,
07:14
and very straightforward to portray
159
434992
3268
1970'ler İngilteresinde bir Karayipli yaşamını
07:18
a Caribbean life in England in the 1970s
160
438260
2980
betimlemek çok kolaydı.
07:21
with bowls of plastic fruit,
161
441240
4984
Plastik meyve kaseleri,
07:26
polystyrene ceiling tiles,
162
446224
3064
polistiren tavan döşemeleri,
07:29
settees permanently sheathed
163
449288
2288
teslimat sırasında gelen
07:31
in their transparent covers that they were delivered in.
164
451576
3372
şeffaf kılıflar içinde kanepeler.
07:34
But what's more difficult to navigate
165
454948
1852
Ama asıl zor olan şey,
07:36
is the emotional landscape
166
456800
1492
nesiller arasındaki duygusal manzarada
07:38
between the generations,
167
458292
1970
gezinmektir.
07:40
and the old adage that with age comes wisdom
168
460262
4738
Ve "İnsan yaşlandıkça kemale erer" atasözü de
07:45
is not true.
169
465000
2045
doğru değil.
07:47
With age comes the veneer of respectability
170
467045
3483
İnsan yaşlandıkça saygınlık kisvesi
07:50
and a veneer of uncomfortable truths.
171
470528
3368
ve rahatsız edici gerçeklerle yüzleşir.
07:53
But what was true was that my parents,
172
473896
2772
Fakat doğru olan şey ise, ailem
07:56
my mother, and my father went along with it,
173
476668
2476
annem ve babam buna razı olmuş,
07:59
did not trust the state to educate me.
174
479144
2768
beni eğitmesi için devlete güvenmemiş.
08:01
So listen to how I sound.
175
481912
2490
Nasıl konuştuğuma bakın.
08:04
They determined that they would send me to a private school,
176
484402
4282
Beni özel okula göndermeye kararlıydılar
08:08
but my father worked at Vauxhall Motors.
177
488684
1757
fakat babam Vauxhall Motorda çalışıyordu.
08:10
It's quite difficult to fund a private school education
178
490441
3791
Özel okul ücretini karşılamak ve bir sürü
08:14
and feed his army of children.
179
494232
2640
çocuğu doyurmak oldukça zordur.
08:16
I remember going on to the school
180
496872
1984
Giriş sınavına girmek için
08:18
for the entrance exam, and my father said
181
498856
2124
okula gidişimi hatırlıyorum.
08:20
to the priest — it was a Catholic school —
182
500980
3600
Babam papaza - Katolik okuluydu -
08:24
he wanted a better "heducation" for the boy,
183
504580
4227
çocuk için daha iyi bir "erkek eğitimi" istediğini söyledi
08:28
but also, he, my father,
184
508807
2928
fakat o, babam,
08:31
never even managed to pass worms,
185
511735
2640
bağırsak kurtlarını bile bulaştıramadı,
08:34
never mind entrance exams.
186
514375
2620
giriş sınavlarını hiç umursamadı.
08:36
But in order to fund my education,
187
516995
1945
Fakat eğitimimi karşılamak için
08:38
he was going to have to do some dodgy stuff,
188
518940
2723
bazı riskli işler yapması gerekiyordu.
08:41
so my father would fund my education
189
521663
3102
Bu yüzden babam eğitimim için
08:44
by trading in illicit goods from the back of his car,
190
524765
3604
arabasının bagajında yasadışı eşyalar satıyordu.
08:48
and that was made even more tricky because
191
528369
1432
Bu iş göründüğünden daha alengirliydi çünkü
08:49
my father, that's not his car by the way.
192
529801
2160
babam, - bu arada kendi arabasını kullanmıyordu -
08:51
My father aspired to have a car like that,
193
531961
1808
Babam araba sahibi olmaya hevesliydi,
08:53
but my father had a beaten-up Mini,
194
533769
2076
fakat babamın dökük bir Mini'si vardı
08:55
and he never, being a Jamaican coming to this country,
195
535845
4498
ve bu ülkeye gelmiş bir Jamaikalı olarak,
09:00
he never had a driving license,
196
540343
2353
hiç ehliyeti olmadı.
09:02
he never had any insurance or road tax or MOT.
197
542696
3564
Ne sigorta ödedi, ne yol vergisi ne de muayene parası ödedi.
09:06
He thought, "I know how to drive;
198
546260
1939
Düşüncesi şuydu: "Araba kullanmayı biliyorum
09:08
why do I need the state's validation?"
199
548199
3080
devlet onayına neden ihtiyacım olsun?"
09:11
But it became a little tricky when we were stopped by the police,
200
551279
2232
Fakat polis bizi çevirince işler daha da karışıyordu
09:13
and we were stopped a lot by the police,
201
553511
2213
ve bizi polis çokça çeviriyordu
09:15
and I was impressed by the way
202
555724
1217
ve babamın
09:16
that my father dealt with the police.
203
556941
1899
polislerin hakkından gelmesine hayrandım.
09:18
He would promote the policeman immediately,
204
558840
2808
Polisi hemen terfi ettirirdi.
09:21
so that P.C. Bloggs became Detective Inspector Bloggs
205
561648
4087
Öyle ki, Memur Bloggs konuşma esnasında
Müfettiş Dedektif Bloggs olurdu
09:25
in the course of the conversation
206
565735
1184
09:26
and wave us on merrily.
207
566919
1984
ve bize hoşca gönderirdi.
09:28
So my father was exhibiting what we in Jamaica
208
568903
1868
Babam Jamaika'da "akıllıyı kafalamak için aptalı oyna"
09:30
called "playing fool to catch wise."
209
570771
4182
dediğimiz şeyi sergiliyordu.
09:34
But it lent also an idea
210
574953
3369
Ama sonra, aslında
09:38
that actually he was being diminished
211
578322
1806
polis tarafından alçak görüldüğü
09:40
or belittled by the policeman —
212
580128
2304
veya küçümsendiği fikri oluştu
09:42
as a 10-year-old boy, I saw that —
213
582432
1817
- 10 yaşında bir çocuk olarak bunu gördüm -
09:44
but also there was an ambivalence towards authority.
214
584249
2571
ama ayrıca otoriteye karşı bir duygu çelişmesi vardı.
09:46
So on the one hand, there was
215
586820
1645
Yani bir yandan
09:48
a mocking of authority,
216
588465
1627
otorite ile kafa bulunurken
09:50
but on the other hand, there was a deference
217
590092
2316
diğer yandan otoriteye karşı
09:52
towards authority,
218
592408
1821
hürmet var.
09:54
and these Caribbean people
219
594229
1955
Ve bu Karayipli insanların
09:56
had an overbearing obedience towards authority,
220
596184
4137
otoriteye karşı ağır bir itaati vardı
10:00
which is very striking, very strange in a way,
221
600321
2208
ki bu bir anlamda çok çarpıcı ve garip
10:02
because migrants are very courageous people.
222
602529
3104
çünkü göçmenler çok cesaretli insanlardır.
10:05
They leave their homes. My father and my mother
223
605633
2760
Evlerini terkediyorlar. Babam ve annem
10:08
left Jamaica and they traveled 4,000 miles,
224
608393
3927
Jamaika'yı terk etti ve 6000 km yol katetti
10:12
and yet they were infantilized by travel.
225
612320
3824
ve bu yolculuk onları çocuklaştırdı.
10:16
They were timid,
226
616144
1768
Ürkeklerdi
10:17
and somewhere along the line,
227
617912
1449
ve bir yerlerde
10:19
the natural order was reversed.
228
619361
1841
doğal düzen tersine döndü.
10:21
The children became the parents to the parent.
229
621202
3487
Çocuklar anne-babasına anne-baba oldu.
10:26
The Caribbean people came to this country with a five-year plan:
230
626646
2497
Karayipli insanlar bu ülkeye beş yıllık bir planla geldiler.
10:29
they would work, some money, and then go back,
231
629143
1999
Çalışıp biraz para kazanacak ve sonra geri döneceklerdi.
10:31
but the five years became 10, the 10 became 15,
232
631142
2823
Fakat beş yıl oldu 10 yıl, sonra 10 yıl oldu 15 yıl.
10:33
and before you know it, you're changing the wallpaper,
233
633965
2345
Ve bir de bakmışsın ki duvar kağıdını değiştiriyorsun.
10:36
and at that point, you know you're here to stay.
234
636310
3632
İşte bu noktada, kalıcı olduğunu anlarsın.
10:39
Although there's still the kind of temporariness
235
639942
2464
Burada kalma konusunda anne-babamızda
10:42
that our parents felt about being here,
236
642406
2447
bir çeşit geçicilik duygusu olmasına rağmen
10:44
but we children knew that the game was up.
237
644853
4187
biz çocuklar planın suya düştüğünü biliyorduk.
10:49
I think there was a feeling that
238
649040
2758
Sanırım umdukları hayatın
10:51
they would not be able to continue with the ideals
239
651798
5350
hayallerine devam edemeyecekleri
10:57
of the life that they expected.
240
657148
2007
duygusu oluşmuştu.
10:59
The reality was very much different.
241
659155
1982
Hakikat çok daha farklıydı.
11:01
And also, that was true of the reality
242
661137
2074
Ve bu, beni eğitmeye çalışma gerçeği için de
11:03
of trying to educate me.
243
663211
1418
geçerliydi.
11:04
Having started the process, my father did not continue.
244
664629
4062
Babam işe girişmiş idiyse de devamını getiremedi.
11:08
It was left to my mother to educate me,
245
668691
2728
Beni eğitmek anneme kalmıştı
11:11
and as George Lamming would say,
246
671419
2721
ve George Lamming'in dediği gibi,
11:14
it was my mother who fathered me.
247
674140
3779
bana annem babalık yapmıştı.
11:17
Even in his absence, that old mantra remained:
248
677919
2342
Onun yokluğunda bile, onun sözü kalmıştı:
11:20
You are being watched.
249
680261
1687
İzleniyorsunuz.
11:21
But such ardent watchfulness can lead to anxiety,
250
681948
3202
Fakat bu kadar sıkı ihtiyat endişeye yok açabilir,
11:25
so much so that years later, when I was investigating
251
685150
2249
öyle ki yıllar sonra,
11:27
why so many young black men
252
687399
1314
neden olması gerekenden altı kat fazla
11:28
were diagnosed with schizophrenia,
253
688713
2131
genç siyah adama
11:30
six times more than they ought to be,
254
690844
2507
şizofreni teşhisi konuduğunu araştırırken
11:33
I was not surprised to hear the psychiatrist say,
255
693351
3272
psikiyatrisin şu söyledikleri beni hiç şaşırtmadı:
11:36
"Black people are schooled in paranoia."
256
696623
4458
"Siyah insanlar paranoya öğreniyor."
11:41
And I wonder what Bageye would make of that.
257
701081
3871
Ve merak ediyorum Bageye bundan ne anlardı.
11:44
Now I also had a 10-year-old son,
258
704952
2527
Şu anda, benim de 10 yaşında bir oğlum olduğu için
11:47
and turned my attention to Bageye
259
707479
2849
aklıma Bageye takıldı
11:50
and I went in search of him.
260
710328
1376
ve onu aramaya koyuldum.
11:51
He was back in Luton, he was now 82,
261
711704
3602
Luton'a geri geldi, 82 yaşındaydı.
11:55
and I hadn't seen him for 30-odd years,
262
715306
3640
Onu 30 yıldır görmemiştim.
11:58
and when he opened the door,
263
718946
1598
Kapıyı açtığında
12:00
I saw this tiny little man with lambent, smiling eyes,
264
720544
3904
gözleri parlayan bu küçük adamı gördüm
12:04
and he was smiling, and I'd never seen him smile.
265
724448
2343
ve gülümsüyordu ve onu hiç gülerken görmemiştim.
12:06
I was very disconcerted by that.
266
726791
3048
Bu benim çok canımı sıkmıştı.
12:09
But we sat down, and he had a Caribbean friend with him,
267
729839
3061
Ama sonra yanındaki Karayipli bir arkadaşıyla oturduk ve
12:12
talking some old time talk,
268
732900
2555
eski günlerden konuştuk.
12:15
and my father would look at me,
269
735455
2474
Ve babam bana sanki
12:17
and he looked at me as if I would
270
737929
1654
keşke ortaya çıktığım gibi
12:19
miraculously disappear as I had arisen.
271
739583
3644
mucizevi bir şekilde kaybolsa der gibi baktı.
12:23
And he turned to his friend, and he said,
272
743227
2236
Ve arkadaşına dönerek şöyle dedi:
12:25
"This boy and me have a deep, deep connection,
273
745463
2960
"Bu çocukla aramızda derin, derin bağlantı var,
12:28
deep, deep connection."
274
748423
2960
derin, derin bağlantı."
12:31
But I never felt that connection.
275
751383
1397
Fakat bu bağlantıyı hiç hissetmedim.
12:32
If there was a pulse, it was very weak
276
752780
2779
Bir titreşim varsa da, çok zayıftı
12:35
or hardly at all.
277
755559
2824
veya hiç yok gibiydi.
12:38
And I almost felt in the course of that reunion
278
758383
1840
Ve bu görüşmemiz sırasında
12:40
that I was auditioning to be my father's son.
279
760223
4617
babamın oğlu olmak için seçmeye katılmış gibi hissettim.
12:44
When the book came out,
280
764840
1992
Kitap çıktığında,
12:46
it had fair reviews in the national papers,
281
766832
1736
ulusal gazetelerde insaflı incelemeler yapıldı.
12:48
but the paper of choice in Luton is not The Guardian,
282
768568
3272
Fakat Luton'da takip edilen gazete "The Guardian" değil
12:51
it's the Luton News,
283
771840
2287
"Luton News" gazetesidir.
12:54
and the Luton News ran the headline about the book,
284
774127
3776
Ve "Luton News" kitabı manşetten verdi.
12:57
"The Book That May Heal a 32-Year-Old Rift."
285
777903
5219
"32 Yıllık Dargınlığı İyileştirebilecek Kitap."
13:03
And I understood that could also represent
286
783122
3312
Ve ben anladım ki bu kitap
ben ve babamın nesli gibi
13:06
the rift between one generation and the next,
287
786434
1903
13:08
between people like me and my father's generation,
288
788337
4004
iki nesil arasındaki dargınlığı temsil edebilirdi.
13:12
but there's no tradition in Caribbean life
289
792341
2248
Fakat Karayipli yaşamında hatırat veya
13:14
of memoirs or biographies.
290
794589
2104
biyografi gibi gelenekler yoktur.
13:16
It was a tradition that you didn't chat about your business in public.
291
796693
4084
İnsanların içinde iş konuşmamak bir gelenekti.
13:20
But I welcomed that title, and I thought actually, yes,
292
800777
4656
Ama bu başlığı hoş karşıladım ve düşündüm ki, evet,
13:25
there is a possibility that this
293
805433
1896
bu, daha önce
13:27
will open up conversations that we'd never had before.
294
807329
4193
hiç yapmadığımız konuşmaları yapma imkanı doğurabilir.
13:31
This will close the generation gap, perhaps.
295
811522
4204
Belki de bu kitap nesil farkını kapatacak.
13:35
This could be an instrument of repair.
296
815726
2527
Bu bir tamir aracı olabilirdi.
13:38
And I even began to feel that this book
297
818253
2401
Ve hatta babamın bu kitabı
13:40
may be perceived by my father
298
820654
2888
anne babaya bir bağlılık eylemi olarak
13:43
as an act of filial devotion.
299
823542
4176
görebileceğini hissetmeye bile başladım.
13:47
Poor, deluded fool.
300
827718
3735
Kendini kandıran, zavallı aptal.
13:51
Bageye was stung by what he perceived to be
301
831453
4041
Kusurlarının gözler önüne serilmesi
13:55
the public airing of his shortcomings.
302
835494
2859
Bageye'nin canını yakmıştı.
13:58
He was stung by my betrayal,
303
838353
2901
Benim ihanetim onu incitti
14:01
and he went to the newspapers the next day
304
841254
2072
ve ertesi gün gazeteye giderek
14:03
and demanded a right of reply,
305
843326
1184
cevap hakkı talep etti.
14:04
and he got it with the headline
306
844510
2232
Ve bunu şu başlıkla aldı:
14:06
"Bageye Bites Back."
307
846742
3160
"Bageye Karşılık Verdi."
14:09
And it was a coruscating account of my betrayal.
308
849902
2968
Ve bu ihanetimin bir sonucu oldu.
14:12
I was no son of his.
309
852870
2878
Artık onun oğlu değildim.
14:15
He recognized in his mind that his colors
310
855748
2081
Kendi zihninde renkdaşlarına
14:17
had been dragged through the mud, and he couldn't allow that.
311
857829
2368
leke sürüldüğünü düşündü ve buna izin veremezdi.
14:20
He had to restore his dignity, and he did so,
312
860197
2585
İtibarını geri kazanmalıydı, o da öyle yaptı
14:22
and initially, although I was disappointed,
313
862782
2428
ve başta hayal kırıklığına uğramış olsam da,
14:25
I grew to admire that stance.
314
865210
1680
zamanla bu tutumunu takdir ettim.
14:26
There was still fire bubbling through his veins,
315
866890
3403
Hâlâ damarlarında ateş püskürüyordu,
14:30
even though he was 82 years old.
316
870293
3617
82 yaşında olmasına rağmen.
14:33
And if it meant that we would now return
317
873910
2562
Ve eğer bu, 30 yıllık sessizliğe
14:36
to 30 years of silence,
318
876472
3231
geri döneceğimiz anlamına geliyorsa,
14:39
my father would say, "If it's so, then it's so."
319
879703
5960
babam şöyle derdi: "Öyleyse öyle olsun."
14:45
Jamaicans will tell you that there's no such thing as facts,
320
885663
3192
Jamaikalılar size gerçekler diye bir şeyin olmadığını söyleyecektir,
14:48
there are only versions.
321
888855
2025
sadece çeşitler vardır.
14:50
We all tell ourselves the versions of the story
322
890880
2481
Hepimiz kendimize yaşayabileceğimiz en iyi hikayenin
14:53
that we can best live with.
323
893361
2855
çeşitlerini anlatıyoruz.
14:56
Each generation builds up an edifice
324
896216
2527
Her nesil, isteksizce veya
14:58
which they are reluctant or sometimes unable
325
898743
2067
bazen sökemediği bir anıt
15:00
to disassemble,
326
900810
2308
inşa eder.
15:03
but in the writing, my version of the story
327
903118
3646
Fakat benim yazdığım hikaye
15:06
began to change,
328
906764
2068
değişmeye başladı
15:08
and it was detached from me.
329
908832
3994
ve benden kopmaya başladı.
15:12
I lost my hatred of my father.
330
912826
2929
Babama olan nefretimi kaybettim.
15:15
I did no longer want him to die or to murder him,
331
915755
4484
Artık onun ölmesini veya onu öldürmek istemiyordum.
15:20
and I felt free,
332
920239
4244
Ve kendimi özgür hissettim,
15:24
much freer than I'd ever felt before.
333
924483
4864
daha önce hissetmediğim kadar özgür.
15:29
And I wonder whether that freedness
334
929347
1880
Ve merak ettim, acaba bu rahatlık
15:31
could be transferred to him.
335
931227
2915
ona taşınabilirmiydi.
15:36
In that initial reunion,
336
936218
4352
Bu ilk görüşmemizde,
15:40
I was struck by an idea that I had
337
940570
2376
çocukluğuma dair
15:42
very few photographs of myself
338
942946
3444
çok az fotoğrafım olduğu
15:46
as a young child.
339
946390
2374
aklıma geldi.
15:48
This is a photograph of me,
340
948764
2190
Bu fotoğrafta
15:50
nine months old.
341
950954
2317
dokuz aylığım.
15:53
In the original photograph,
342
953271
1922
Fotoğrafın orjinalinde
15:55
I'm being held up by my father, Bageye,
343
955193
2953
babam Bageye'nın kucağındayım
15:58
but when my parents separated, my mother
344
958146
2244
ama boşandıklarında annem
16:00
excised him from all aspects of our lives.
345
960390
2770
onu hayatımızdan tamamen çıkardı.
16:03
She took a pair of scissors and cut him out of every photograph,
346
963160
4064
Bir çift makas aldı ve onu her resimden keserek çıkardı
16:07
and for years, I told myself the truth of this photograph
347
967224
3542
ve yıllarca kendime bu fotoğraf hakkındaki gerçeği anlattım.
16:10
was that you are alone,
348
970766
3004
O da yalnız
16:13
you are unsupported.
349
973770
2800
ve desteksiz olduğundu.
16:16
But there's another way of looking at this photograph.
350
976570
2272
Fakat bu fotoğrafa bakmanın başka bir yolu var.
16:18
This is a photograph that has the potential
351
978842
2576
Bu fotoğraf tekrar görüşme potansiyeline sahip.
16:21
for a reunion,
352
981418
2504
16:23
a potential to be reunited with my father,
353
983922
2788
Babamla tekrar bir araya gelme potansiyeline.
16:26
and in my yearning to be held up by my father,
354
986710
4064
Ve babamın beni tutmasına olan özlemimle
16:30
I held him up to the light.
355
990774
2500
onu ışığa tuttum.
16:33
In that first reunion,
356
993274
2936
O ilk tekrar buluşmamız
16:36
it was very awkward and tense moments,
357
996210
2302
çok garip ve gergin anlardı
16:38
and to lessen the tension,
358
998512
1342
ve bu gerilimi azaltmak için
16:39
we decided to go for a walk.
359
999854
3338
yürüyüşe çıkmaya karar verdik.
16:43
And as we walked, I was struck
360
1003192
2001
Ve yürürken, kalakaldım.
16:45
that I had reverted to being the child
361
1005193
2271
Şu an babamdan uzun olamama rağmen
16:47
even though I was now towering above my father.
362
1007464
3493
birden o çocuk olmuştum.
16:50
I was almost a foot taller than my father.
363
1010957
2251
Babamdan 30 santim kadar uzundum.
16:53
He was still the big man,
364
1013208
2608
Hâlâ o büyük adamdı
16:55
and I tried to match his step.
365
1015816
4721
ve adımlarına yetişmeye çalıştım.
17:00
And I realized that he was walking
366
1020537
1577
Ve fark ettim ki sanki hâlâ
17:02
as if he was still under observation,
367
1022114
2776
gözetim altındaymış gibi yürüyordu,
17:04
but I admired his walk.
368
1024890
2911
fakat yürüyüşüne hayran kalmıştım.
17:07
He walked like a man
369
1027801
2328
F.A. Kupası Finalini
17:10
on the losing side of the F.A. Cup Final
370
1030129
2871
kaybeden taraftaki adam gibi yürüyor,
17:13
mounting the steps to collect his condolence medal.
371
1033000
3952
teselli madalyasını almak üzere basamakları tırmanıyordu.
17:16
There was dignity in defeat.
372
1036952
3624
Yenilgide onur vardı.
17:20
Thank you.
373
1040576
2417
Teşekkür ederim.
17:22
(Applause)
374
1042993
878
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7