This simple test can help kids hear better | Susan Emmett

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

Listen to the sounds of why hearing matters

Alaska yerlileri için

duymanın ne kadar önemli olduğuna kulak verin.

to the Alaskan Native people.

Hearing loss makes it hard to fish on the open water,

Duyma kaybı, açık denizde balık tutma,

hunt caribou and harvest berries,

geyik avlama ve meyve hasatı gibi

activities central to Alaskan Native culture.

Alaska Yerli kültürünün önemli aktivitelerini zorlaştırıyor.

Hearing loss isn't unique to rural Alaska.

Duyma kaybı kırsal Alaska'ya özgü değil.

It's global.

Küresel bir sorun.

The Global Burden of Disease Project estimates there are 1.1 billion people

Küresel Hastalık Yükü Projesi, dünya çapında duyma kaybıyla yaşayan

living with hearing loss worldwide.

1,1 milyar insan olduğunu tahmin ediyor.

That's more people than the entire population here in sub-Saharan Africa.

Bu Sahara altı Afrika'nın toplam nüfusundan daha fazla.

Over 80 percent are in low- and middle-income countries,

Bunların %80'inden fazlası düşük veya orta gelirli ülkeler

and many have no access to hearing care.

ve çoğunun tedaviye erişimi yok.

The impact on people's lives is tremendous.

Bunun insan hayatına etkisi çok fazla.

Anuk is a three-year-old boy I treated in Alaska.

Anuk, Alaska'da tedavi ettiğim 3 yaşında bir çocuk.

Ear infections started when he was barely four months old.

Henüz dört aylıkken kulak enfeksiyonları geçirmiş.

His parents brought him into clinic,

Anne babası onu hastaneye götürüyorlar,

worried he didn't say much compared to his brothers.

erkek kardeşlerine kıyasla pek konuşmadığı için endişe içindeler.

Sure enough, many rounds of infections had resulted in hearing loss.

Anlayacağınız, üst üste tekrarlayan kulak enfeksiyonu duyma kaybıyla sonuçlanmış.

Without treatment, Anuk's speech will continue to lag behind.

Tedavi olmadan Anuk'un konuşması gelişme gösteremeyecek.

He's more likely to do worse in school,

Muhtemelen okulda başarısını etkileyecek,

have worse job prospects

iş olanaklarını daraltacak

and experience social isolation.

ve sosyal olarak da dışlanacak.

But it doesn't have to be this way.

Ama böyle olmak zorunda değil.

The World Health Organization estimates that half of all global hearing loss

Dünya Sağlık Örgütü küresel duyma kaybının yarısının

can be prevented.

önlenebileceği kanısında.

If Anuk's hearing loss is identified and treated promptly,

Anuk'un duyma kaybı düzgün bir şekilde teşhis ve tedavi edilirse

his life and the opportunities he has as he grows up

büyürken edineceği tüm fırsatlar ve hayatı

tamamen farklı olabilir.

could look vastly different.

I'm an ear surgeon working with partners around the world

Ben bir kulak cerrahıyım ve tüm dünyada partnerlerimle birlikte

on new pathways for hearing loss prevention.

duyma kaybı önlenmesi için yeni yöntemler üzerinde çalışıyorum.

This solution comes from my collaboration with a tribal health organization

Bu çözüm için Norton Sound Health Corporation adında

kabile şeklinde faaliyet gösteren bir sağlık örgütüyle işbirliği yapıyorum.

called the Norton Sound Health Corporation.

Hearing loss evaluation traditionally requires testing by an audiologist

Duyma kaybı değerlendirmesi ses geçirmez bir odada

in a soundproof room,

daimi bir dizi ekipman eşliğinde,

with a lot of permanent equipment.

bir odyolog tarafından yapılıyor.

An ear surgeon then examines Anuk's ears under a microscope

Sonra kulak cerrahı Anuk'ın kulaklarını mikroskopta muayene ediyor

and decides a treatment plan.

ve tedavi yöntemine karar veriyor.

These resources simply aren't available in remote settings.

Bu kaynaklar ücra yerlerde mevcut değil.

In a state where 75 percent of communities aren't connected to a hospital

Toplulukların %75'inin kara yoluyla hastane erişimi olmadığı bir eyalette

by road,

an expensive flight is required.

pahalı bir uçak yolculuğu gerekiyor.

To overcome these barriers, Alaska has developed

Bu engelleri aşmak adına,

a state-of-the-art telemedicine system

250 köy hastanesini, her alanda triyaj yapan uzmanlara bağlayan

that connects over 250 village health clinics

with specialists who triage all types of health concerns.

Alaska'da son model bir teletıp sistemi geliştirildi.

My colleagues have validated that ear-related telemedicine consults

Meslektaşlarım kulak için teletıp danışmalarının

are equivalent to an in-person exam.

bizzat muayenelere eşdeğerde olduğunu doğruladı.

In 2016, travel was prevented for 91 percent of patients

2016 yılında, Norton Sound bölgesinde

özel teletıp hizmeti alan hastaların yüzde 91'i için seyahate gerek kalmadı.

receiving specialty telemedicine in the Norton Sound region.

Telemedicine has saved over 18 million in travel costs in this single region

Teletıp son 15 yıl içinde yalnızca tek bir bölgede

over the past 15 years.

18 milyon insanı seyahat masrafından kurtardı.

Our team is taking the power of telemedicine to a new level,

Ekibimiz teletıp oluşumunu Hasta Merkezli Sonuçlar Araştırma Enstitüsü tarafından

through a project

funded by the Patient-Centered Outcomes Research Institute.

finanse edilen bir proje ile daha üst bir düzeye taşımaya çalışıyor.

For the first time, we are merging telemedicine

İlk kez teletıbbı, mobil izleme teknolojisiyle birleştirerek

with mobile screening technology

that extends the reach of expert triage beyond health care settings.

hastane koşulları dışındaki uzman triyajlarına ulaştırıyoruz.

This cell-based screen, developed in South Africa,

Güney Afrika'da geliştirilen bu hücre bazlı ekran

costs over 10 times less than traditional equipment

geleneksel ekipmanlara göre 10 kat daha az maliyetli

and does not require advanced training.

ve ileri düzey eğitim gerektirmiyor.

If I were screening Anuk at school,

Anuk'u okulda izliyor olsam

sound-attenuating headphones and noise monitoring

gürültü azaltıcı kulaklıklar ve ses izleme

would take the place of a sound booth,

sez sızdırmayan odaların yerini alırdı

and I would use a phone adapter instead of a microscope

ve kulaklarını muayene etmek için de

to examine his ears.

mikroskop yerine telefon adaptörü kullanırdım.

In a matter of minutes, screening and images are done.

Birkaç dakika içinde izleme ve görseller hallediliyor.

We then apply Alaska telemedicine technology

Sonra Alaska teletıp teknolojisini

to transmit the data to specialists,

uzmanlara bilgi aktarımında kullanıyoruz,

who connect Anuk to the treatment he needs.

Anuk'a ihtiyacı olan tedaviyi getirecek olan uzmanlara.

Our team is launching a randomized trial

Ekibimiz deneme sürecini Bering Denizi boyunca

in 15 communities along the Bering Sea

15 toplulukta rastgele bir şekilde başlatarak

to study how well this intervention works.

bu müdahalenin ne kadar işe yaradığını ölçmeye çalışıyor.

Our goal is to prevent childhood hearing loss across the state of Alaska.

Hedefimiz Alaska eyaletinde çocukluk çağı duyma kaybını önlemek.

But the concept is bigger than a single state.

Ancak sorun tek bir eyaletten daha büyük.

The impact is global.

Küresel bir etkisi var.

Mobile telemedicine can revolutionize access to care.

Mobil teletıp sağlık erişiminde devrim yaratabilir.

In Malawi, for example, there are only two ear surgeons and 11 audiologists

Örneğin, Malavi'de 17 milyon nüfus için

for a population of 17 million.

sadece 2 kulak cerrahı ve 11 odyolog var.

This technology could empower teachers and community health workers

Bu teknoloji ile öğretmenler ve toplum sağlık çalışanları da yetkilendirilerek

to provide access to care to children in places like Malawi.

Malavi gibi yerlerde çocukların sağlığa erişmeleri sağlanabilir.

Scaling up globally could change children's lives

Küresel olarak ölçeklendirmek

who have never had access to hearing care before,

duyma tedavisiyle hiç tanışmamış çocukların hayatını değiştirebilir,

using just the power of a cell phone.

yalnızca cep telefonunun gücüyle.

It's time to change the course of preventable hearing loss.

Önlenebilir duyma kaybının gidişatını değiştirme zamanı geldi.

Anuk and countless children like him are depending on us.

Anuk ve onun gibi sayısız çocuk bize güveniyorlar.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)