The brilliance of bioluminescence - Leslie Kenna

2,331,786 views ・ 2013-05-15

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Andrea McDonough Reviewer: Jessica Ruby
0
0
7000
Çeviri: Bengi Subaşı Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:14
Imagine a place so dark
1
14226
1705
O kadar karanlık bir yer düşünün ki
00:15
you can't see the nose on your face.
2
15931
2218
burnunuzun ucunu göremiyorsunuz.
00:18
Eyes opened or closed, it's all the same
3
18149
3068
Gözler açık ya da kapalı fark etmez
00:21
because the sun never shines there.
4
21217
2768
çünkü güneş orada parlamıyor.
00:23
Up ahead, you see a light.
5
23985
2088
İleride bir ışık görürsünüz.
00:26
When you creep in to investigate,
6
26073
1888
İncelemek için yavaşça süzülünce
00:27
a blue light flits around you.
7
27961
2251
mavi bir ışık etrafınızda uçuşur.
00:30
"I could watch this forever," you think.
8
30212
2184
“Bunu hep izleyebilirim” diye düşünürsünüz
00:32
But you can't
9
32396
1021
ama izleyemezsiniz
00:33
because the mouth of an anglerfish has just sprung open
10
33417
2851
çünkü bir fener balığının ağzı hemen açıldı
00:36
and eaten you alive.
11
36268
2203
ve sizi canlı canlı yedi.
00:38
You are just one of many creatures
12
38471
1575
Siz, biyolüminesansın
00:40
at the bottom of the ocean who learn too late
13
40046
2306
gücünü anlamayı çok geç öğrenen
00:42
to appreciate the power of bioluminescence.
14
42352
3587
okyanusun dibindeki çoğu canlıdan sadece birisiniz.
00:45
Bioluminescence refers to the ability
15
45939
2294
Biyolüminesans, bazı canlıların
00:48
of certain living things to create light.
16
48233
2625
ışık üretme yeteneği anlamına gelir.
00:50
The human body can make stuff
17
50858
1677
İnsan bedeni, kulak kiri
00:52
like ear wax and toe nails,
18
52535
3091
ya da ayak tırnağı gibi şeyler yapabilir
00:55
but these organisms can turn
19
55626
1588
ama bu organizmalar
00:57
parts of their body into glow sticks.
20
57214
2648
vücutlarının bir bölümünü fosforlu çubuğa çevirebilir.
00:59
It's like nature made them ready to rave.
21
59862
2368
Sanki doğa onları partiye hazırlamış gibi.
01:02
Why?
22
62230
973
Neden?
01:03
In one way or another,
23
63203
1336
Öyle ya da böyle,
01:04
bioluminescence improves a living thing's chances of survival.
24
64539
4062
biyolüminesans bir canlının yaşama şansını artırır.
01:08
Take the firefly.
25
68601
1443
Ateş böceğini düşünün.
01:10
It's ability to glow green
26
70044
1559
Yeşil parlama yeteneği,
01:11
helps it attract a mate on a warm, summer night,
27
71603
2831
sıcak bir yaz akşamında kendine bir eş çekmesine yardım eder
01:14
but it's just one of many living things that can glow.
28
74434
2908
ama parlayabilen birçok canlıdan sadece biridir.
01:17
The railroad worm, Phrixothrix hirtus,
29
77342
2712
Demir yolu solucanı, Phrixothrix hirtus,
01:20
can light up its body in two colors:
30
80054
1882
vücudunu iki renkle aydınlatabilir:
01:21
red and green.
31
81936
1235
kırmızı ve yeşil.
01:23
Would you eat something
32
83171
1090
Havaalanı pisti gibi
01:24
that looks like an airport runway?
33
84261
2300
görünen bir şeyi yer misiniz?
01:26
Neither would any sensible predator.
34
86561
2252
Akıllı bir yırtıcı da yemez.
01:28
The flashing lights keep the worm safe.
35
88813
2906
Parlayan ışıklar solucanı güvende tutar.
01:31
Then there's the deep sea shrimp,
36
91719
2059
Bir de derin deniz karidesi vardır,
01:33
Acantherphyra purpurea.
37
93778
1749
Acantherphyra purpurea.
01:35
When it feels threatened,
38
95527
1335
Tehdit altında hissederse
01:36
it spews a cloud of glowing goo from its mouth.
39
96862
3165
ağzından parlak ve yapışkan bir madde püskürtür.
01:40
Who doesn't run the other way
40
100027
1299
Üzerine kusulduğunda
01:41
when they've just been puked on?
41
101326
2274
kim diğer yöne kaçmaz ki?
01:43
Plus, that puke attracts bigger predators
42
103600
2543
Ayrıca bu kusmuk, karidesin düşmanını yemek isteyen
01:46
who want to eat the shrimp's enemy.
43
106143
2243
daha büyük yırtıcıları çeker.
01:48
So what if you can't bioluminesce?
44
108386
2301
Peki ya ışıldayamazsanız ne olur?
01:50
No problem!
45
110687
1054
Sorun yok!
01:51
There are other ways for living things
46
111741
1581
Canlıların, biyolüminesansın kendilerinde işlemesini sağlayan başka yolları var;
01:53
to make bioluminescence work for them,
47
113322
2202
01:55
even if they weren't born with the equipment to glow.
48
115524
3032
ışıldamalarını sağlayan donanımla doğmamış olsalar bile.
01:58
Let's revisit the anglerfish
49
118556
1844
Fener balığının sizi yemeye çalışmadan
02:00
moments before it tried to eat you.
50
120400
2002
hemen önceki anlarını tekrar ele alalım.
02:02
That glowing bait on top of its head?
51
122402
1794
Kafasının üstünde parıldayan o yem mi?
02:04
It comes from a pocket of skin called the esca.
52
124196
2985
O, esca denilen bir keseden gelir.
02:07
The esca holds bioluminescent bacteria.
53
127181
2854
Esca, ışıldayan bakteriler içerir.
02:10
The anglerfish can't glow there by itself,
54
130035
2255
Fener balığı orada kendisi ışıldayamaz
02:12
so it holds a sack of glowing bacteria instead.
55
132290
4037
ve onun yerine ışıldayan bakterilerden bir kese tutar.
02:16
Remember the firefly?
56
136327
1674
Ateş böceğini hatırlıyor musunuz?
02:18
It can actually make itself glow.
57
138001
2082
O sahiden kendisini ışıldatabilir.
02:20
Inside its lantern are two chemicals,
58
140083
2591
Fenerinin içinde iki kimyasal madde vardır:
02:22
a luciferin and a luciferase.
59
142674
2516
lüsiferin ve lusiferaz.
02:25
When firefly luciferase and luciferin mix together
60
145190
2905
Ateş böceği lüsiferin ve lusiferazı,
02:28
in the presence of oxygen
61
148095
1294
oksijen ve ATP denilen
02:29
and fuel for the cell, called ATP,
62
149389
2085
hücre yakıtı varlığında karışınca
02:31
the chemical reaction gives off energy in the form of light.
63
151474
3710
kimyasal tepkime, enerjiyi ışık şeklinde çıkartır.
02:35
Once scientists figured out
64
155184
1460
Bilim adamları, ateş böceğinin
02:36
how the firefly creates its luciferase and luciferin,
65
156644
2962
lüsiferin ve lusiferazı nasıl yaptığını anlayınca
02:39
they used genetic engineering
66
159606
1587
genetik mühendisliğini kullanarak
02:41
to make this light-producing reaction
67
161193
1917
bu ışık üreten reaksiyonun
02:43
occur inside other living things that can't glow.
68
163110
3149
ışıldayamayan diğer canlılarda meydana gelmesini sağladı.
02:46
For example, they inserted the genes,
69
166259
2202
Örneğin genleri
02:48
or instructions, for a cell
70
168461
1662
ya da talimatları,
02:50
to create firefly luciferase and luciferin into a tobacco plant.
71
170123
4240
hücrenin lüsiferin ve lusiferaz üretmesi için tütün bitkisine eklediler.
02:54
Once there, the tobacco plant followed the instructions
72
174363
2853
Oraya konunca, tütün bitkisi
02:57
slipped into its DNA and lit up like a Christmas tree.
73
177216
4015
DNA’sına eklenmiş talimatları izledi ve Noel ağacı gibi parladı.
03:01
The beauty of bioluminescence,
74
181231
1563
Biyolüminesansın güzelliği,
03:02
unlike the light from the sun or an incandescent bulb,
75
182794
2750
güneşin ya da ampulün ışığından farklı olarak
03:05
is that it's not hot.
76
185544
1592
sıcak olmayışıdır.
03:07
It takes place in a range of temperatures
77
187136
2286
Canlıyı yakmayan
03:09
that don't burn a living thing.
78
189422
1984
ısı aralıklarında gerçekleşir.
03:11
And unlike a glow stick,
79
191406
1438
İçindeki kimyasallar bitince
03:12
which fades out as the chemicals inside get used up,
80
192844
2876
kararan fosforlu çubuğun aksine
03:15
bioluminescent reactions use replenishable resources.
81
195720
3746
biyolojik ışıldama reaksiyonları, yenilebilir kaynakları kullanır.
03:19
That's one reason engineers
82
199466
1465
Bu, mühendislerin
03:20
are trying to develop bioluminescent trees.
83
200931
3290
ışıldayan ağaçlar geliştirmeyi denemelerinin sebeplerinden biridir.
03:24
Just think, if planted on the side of highways,
84
204221
2546
Sadece düşünün, otoban kenarlarına dikilirlerse
03:26
they could light the way, using only oxygen
85
206767
2050
sadece oksijen ve diğer özgürce var olan
03:28
and other freely available, clean resources to run.
86
208817
3647
saf kaynakları kullanıp yolu aydınlatabilirler.
03:32
Talk about survival advantage!
87
212464
2075
Hayatta kalma avantajını düşünün!
03:34
That could help our planet live longer.
88
214539
2618
Bu, gezegenimizin daha uzun yaşamasına yardım edebilir.
03:37
Do you find yourself thinking of other ways
89
217157
2337
Kendinizi biyolüminesansını iyi kullanmanın
03:39
to put bioluminescence to good use?
90
219494
2869
başka yollarını düşünürken buluyor musunuz?
03:42
That glow stick you swing at a rave
91
222363
2039
Partide salladığınız o fosforlu çubuklar
03:44
may help you find a mate,
92
224402
1599
bir eş bulmanıza yardım edebilir
03:46
but how else can bioluminescence improve your survival?
93
226001
3753
ama biyolüminesans başka nasıl hayatta kalmanızı geliştirebilir?
03:49
If you start thinking in this way,
94
229754
1877
Bu şekilde düşünmeye başlarsanız
03:51
you have seen the light.
95
231631
1835
ışığı görmüşsünüz demektir.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7