A brief history of plural word...s - John McWhorter

893,670 views ・ 2013-07-22

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Can Boysan Gözden geçirme: Ozay Ozaydin
00:06
There are a lot of ways
0
6681
1150
Bu harika dilimiz İngilizcenin manasız olmasının
00:07
this marvelous language of ours,
1
7855
1524
00:09
English, doesn't make sense.
2
9403
1736
birçok sebebi vardır.
00:11
For example, most of the time
3
11163
1619
Mesela, çoğu zaman
00:12
when we talk about more than one of something,
4
12806
2191
birden çok şey hakkında konuşurken
sözcüğün sonuna S koyarız.
00:15
we put an S on the end.
5
15021
1618
00:16
One cat, two cats.
6
16663
2166
Bir "cat" (bir kedi), iki "cats" (iki kediler).
00:18
But then, there's that handful of words
7
18853
1858
Ama işleyişin farklı olduğu
00:20
where things work differently.
8
20735
1611
bir avuç dolusu sözcük de vardır.
00:22
Alone you have a man;
9
22370
1181
Bir erkek varsa "man" (erkek);
00:23
if he has company, then you've got men,
10
23575
2461
iki adam varsa "men" (adamlar)
veya daha iyisi "women" (kadınlar).
00:26
or probably better for him, women too.
11
26060
2244
00:28
Although if there were only one of them,
12
28328
1905
Onlardan bir tane olmasına rağmen,
00:30
it would be a woman.
13
30257
1664
bu bir "woman" (kadın) olacaktır.
00:31
Or if there's more than one goose,
14
31945
1879
Ya da birden çok "goose" (kaz) varsa
00:33
they're geese,
15
33848
1218
sonuç "geese" (kazlar) olur.
00:35
but why not lots of mooses, meese?
16
35090
2441
Neden birçok "mooses" (Amerika geyikleri) "meese" olmuyor?
00:37
Or if you have two feet,
17
37555
1680
Ya da iki "feet" (ayak) varsa
00:39
then why don't you read two beek
18
39259
2146
neden "books" (kitaplar) diye okumak yerine
00:41
instead of books.
19
41429
2059
"two beek" (iki kitaplar) diye okumuyorsunuz.
00:43
The fact is that if you were speaking English
20
43512
2143
Gerçek şu ki yaklaşık bin sene kadar önce
00:45
before about a thousand years ago,
21
45679
1953
İngilizce konuşuyor olsaydınız
00:47
beek is exactly what you would have said
22
47656
1982
birden fazla "book" sözcüğü için
00:49
for more than one book.
23
49662
1845
kesinlikle "beek" sözcüğünü söylerdiniz.
00:51
If Modern English is strange,
24
51531
1896
Çağdaş İngilizce tuhaf ise
Eski İngilizcenin terapiye ihtiyacı var demektir.
00:53
Old English needed therapy.
25
53451
1811
00:55
Believe it or not,
26
55286
1044
İster inanın ister inanmayın,
00:56
English used to be an even harder language
27
56354
2168
İngilizce bugün olduğundan bile
00:58
to learn than it is today.
28
58546
2478
öğrenmesi daha zor bir dildi.
01:01
Twenty-five hundred years ago,
29
61048
1748
2.500 yıl önce,
01:02
English and German were the same language.
30
62820
2508
İngilizce ve Almanca aynı dillerdi.
01:05
They drifted apart slowly,
31
65352
1406
Bağları yavaşça koptu,
01:06
little by little becoming more and more different.
32
66782
3309
azar azar daha farklaşlmaya başladılar.
01:10
That meant that in early English,
33
70115
1572
Bu da, Eski İngilizce'de
01:11
just like in German,
34
71711
1010
tıpkı Almancada olduğu gibi
01:12
inanimate objects had gender.
35
72745
2051
cansız nesnelerin cinsiyeti vardı.
01:14
A fork, gafol, was a woman;
36
74820
2362
Çatal, Eski İngilizce'deki adıyla "gafol", dişi iken;
01:17
a spoon, laefel, was a man;
37
77206
1960
kaşık, (laefel) erkek idi
01:19
and the table they were on, bord,
38
79190
1829
ve masa (bord) ise ne erkek ne dişiydi ve cinsiyetsiz olarak adlandırılıyordu.
01:21
was neither, also called neuter.
39
81043
2719
01:23
Go figure!
40
83786
1028
01:24
Being able to use words
41
84838
1467
Şu işe bakın!
Sözcükleri kullanabilmek
01:26
meant not just knowing their meaning
42
86329
1725
onların sadece anlamını bilmek demek değil,
01:28
but what gender they were, too.
43
88078
2828
ayrıca cinsiyetlerini de bilmek demekti.
01:30
And while today there are only about a dozen plurals
44
90930
2061
Bugün ise anlam ifade etmeyen
sadece bir düzine çoğul sözcük var,
01:33
that don't make sense,
45
93015
1044
tıpkı "men" (erkekler) ve "geese" (kazlar) gibi.
01:34
like men
46
94083
662
01:34
and geese,
47
94769
777
01:35
in Old English, it was perfectly normal
48
95570
1984
Eski İngilizce'de bu şekilde
01:37
for countless plurals to be like that.
49
97578
2548
sayısız çoğul sözcüğün olması tamamen normaldi.
Birden çok "goose"un (kaz), geese (kazlar) demek olduğunu garip mi buluyorsunuz?
01:40
You think it's odd that more than one goose is geese?
50
100150
2847
01:43
Well, imagine if more than one goat
51
103021
1823
Birden fazla goat (keçi) olduğunda,
01:44
was a bunch of gat,
52
104868
1597
buna "gat" dendiğini düşünün
01:46
or if more than one oak tree
53
106489
1686
ya da "oak tree" (meşe ağacı) birden fazla olduğunda,
01:48
was a field of ack.
54
108199
2060
"ack" anlamına geldiğini düşünün.
01:50
To be able to talk about any of these,
55
110283
1810
Bunlardan biri üzerine konuşabilmek için
01:52
you just had to know the exact word for their plural
56
112117
2709
sözcüğün sonuna kolaylıkla "S" eklemek yerine
01:54
rather than just adding the handy S on the end.
57
114850
2949
çoğulların tam kelime sayısını bilmeniz gerekirdi.
01:58
And it wasn't always an S at the end either.
58
118629
2608
Konu sona her zaman "S" eklemek de değildi.
02:01
In merry Old English,
59
121261
1092
Muazzam olan Eski İngilizce'de
02:02
they could add other sounds to the end.
60
122377
1858
sona birçok başka ses de eklenebiliyordu.
02:04
Just like more than one child is children,
61
124259
2443
"Child" (çocuk) sözcüğünün çoğulu "children" iken,
02:06
more than one lamb was lambru,
62
126726
2701
"lamb" (lamba) sözcüğünün çoğulu da "lambru" idi.
02:09
you fried up your eggru,
63
129451
2143
"Eggru" (yumurtalar) pişirin
02:11
and people talked not about breads,
64
131618
1667
ve insanlar "breads" (ekmekler) hakkında değil,
02:13
but breadru.
65
133309
1737
"breadru" hakkında konuşsunlar.
02:15
Sometimes it was like sheep is today -
66
135070
1990
Bazen sözcük bugün "sheep" (koyun) iken -
02:17
where, to make a plural, you don't do anything.
67
137084
2633
onu çoğul yapmak için bir şey gerekmez.
02:19
One sheep,
68
139741
852
Bir "Sheep" (bir keçi), iki "sheep" (iki keçi).
02:20
two sheep.
69
140617
1101
02:21
In Old English, one house,
70
141742
1063
Eski İngilizce'de ise
02:22
two house.
71
142829
1759
bir "house" (bir ev) ve iki "house" (iki ev).
02:24
And just like today, we have oxen instead of oxes.
72
144612
4068
Tıpkı bugün olduğu gibi "oxes" yerine "oxen" (öküzler) kullanıyoruz.
02:28
Old English people had toungen instead of tongues,
73
148704
3471
Eski İngilizce konuşan insanlar
"tongues" (diller) yerine "toungen" diyorlardı.
02:32
namen instead of names,
74
152199
1911
"Names" (isimler) yerine "namen" diyorlardı.
02:34
and if things stayed the way they were,
75
154134
1977
Sözcükler olduğu gibi kalsaydı
02:36
today we would have eyen instead of eyes.
76
156135
3940
bugün "eyes" (gözler) yerine "eyen" diyor olacaktık.
02:40
So, why didn't things stay the way they were?
77
160099
2275
Peki, sözcükler neden olduğu gibi kalmadı?
02:42
In a word, Vikings.
78
162398
1645
Sözün kısası, Vikingler yüzünden.
02:44
In the 8th century, Scandinavian marauders
79
164067
2563
8. yüzyılda İskandinav haydutları
İngiltere'nin büyük bir kısmını ele geçirmeye başladılar.
02:46
started taking over much of England.
80
166654
1860
02:48
They didn't speak English,
81
168538
1004
İngilizce konuşmuyorlardı, bir Norveçce konuşuyorlardı.
02:49
they spoke Norse.
82
169566
1395
02:50
Plus, they were grown-ups,
83
170985
1239
Ayrıca yetişkinlerdi,
02:52
and grown-ups aren't as good
84
172248
1348
yetişkinler dil öğrenmede
02:53
at learning languages as children.
85
173620
2113
çocuklar kadar iyi değillerdir.
02:55
After the age of roughly 15,
86
175757
2324
Yaklaşık 15 yaşından sonra
02:58
it's almost impossible to learn a new language
87
178105
2191
yeni bir dili aksansız
ve tek tük hata yapmadan öğrenmek
03:00
without an accent
88
180320
831
03:01
and without slipping up here and there
89
181175
2028
neredeyse imkânsızdır.
03:03
as we all know from what language classes are like.
90
183227
3458
Bunu dil sınıflarımızın durumundan biliyoruz.
03:06
The Vikings were no different,
91
186709
1694
Vikingler de farklı değildi,
03:08
so they had a way of smoothing away
92
188427
1832
bu yüzden İngilizce'nin işleyişindeki
03:10
the harder parts of how English worked.
93
190283
2322
zor kısımlardan kurtulmanın bir yolunu buldular.
03:12
Part of that was those crazy plurals.
94
192629
2383
Bu kısımlardan biri çılgın çoğullardı.
Bir tarafta "eggru" ve "gat" gibi sözcüklere göğüs gererken
03:15
Imagine running up against a language
95
195036
1762
03:16
with eggru
96
196822
710
03:17
and gat
97
197556
591
diğer sözcükler için sadece "s" ekleyerek
03:18
on the one hand,
98
198171
1057
03:19
and then with other words,
99
199252
1144
"days" (günler) ve "stories" (hikâyeler) gibi sözcükler elde ettiğinizi düşünün.
03:20
all you have to do is add 's'
100
200420
1381
03:21
and get days
101
201825
573
03:22
and stones.
102
202422
1314
03:23
Wouldn't it make things easier
103
203760
1104
03:24
to just use the 's' for everything?
104
204888
2369
Her şey için sadece "s" kullanmak
işleri daha da kolaylaştırmaz mıydı?
03:27
That's how the Vikings felt too.
105
207281
1753
Vikingler de böyle hissetti,
03:29
And there were so many of them,
106
209058
1090
sayıları da çok fazlaydı
03:30
and they married so many of the English women,
107
210172
2191
ve çok fazla İngiliz kadınla evlendiler.
03:32
that pretty soon, if you grew up in England,
108
212387
2157
Bundan kısa süre sonra İngiltere'de büyüyenler
03:34
you heard streamlined English as much as the real kind.
109
214568
3616
hakiki İngilizce kadar modern İngilizce'yi de duydular.
Bir süre sonra hakiki İngilizce'yi artık hiç kimse hatırlamadı.
03:38
After a while nobody remembered the real kind any more.
110
218208
2795
Bir zamanlar "doors" (kapılar) yerine "doora"
03:41
Nobody remembered that once you said doora
111
221027
2652
"hands" (eller) yerine de "handa" dediğinizi hiç kimse hatırlamadı.
03:43
instead of doors
112
223703
1144
03:44
and handa instead of hands.
113
224871
2138
Bugün çoğullar, "children" (çocuklar) ve "teeth" (dişler) gibi
03:47
Plurals made a lot more sense now,
114
227033
1807
03:48
except for a few hold-outs like children
115
228864
2129
birkaç dirençli istisna dışında, çok fazla anlam içeriyor.
03:51
and teeth
116
231017
908
03:51
that get used so much
117
231949
1066
Bu da, bu sözcükler çok fazla kullanıldığı için
03:53
that it was hard to break the habit.
118
233039
2331
alışkanlık bırakmanın zorluğundan kaynaklanıyor.
03:55
The lesson is
119
235394
882
03:56
that English makes a lot more sense than you think.
120
236300
2762
Ders şu ki
İngilizce düşündüğünüzden daha çok anlam ifade ediyor.
03:59
Thank the ancestors of people
121
239086
1526
Kopenhag ve Oslo’daki insanların ataları sayesinde
04:00
in Copenhagen and Oslo for the fact
122
240636
1813
04:02
that today we don't ask for a handful of pea-night
123
242473
3009
bugün “peanuts” (yer fıstıkları) yerine
04:05
instead of peanuts.
124
245506
1638
"pea-night" talep etmiyoruz.
04:07
Although, wouldn't it be fun,
125
247168
1705
Yine de, bir iki hafta
04:08
if for just a week or two,
126
248897
1018
İngilizceyi böyle konuşabilseydik
04:09
we could?
127
249939
1338
eğlenceli olmaz mıydı?
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7