An ode to living on Earth | Oliver Jeffers

121,797 views ・ 2020-04-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
[Oliver Jeffers]
0
12708
1268
[Oliver Jeffers]
00:14
[An ode to living on Earth]
1
14000
1833
[Dünya'da yaşamaya bir övgü]
00:17
Hello.
2
17333
1268
Merhaba.
00:18
I'm sure by the time I get to end of this sentence,
3
18625
2976
Eminim bu cümleyi bitirdiğimde,
nasıl konuştuğum göz önüne alındığında
00:21
given how I talk,
4
21625
1476
00:23
you'll all have figured out that I'm from a place called
5
23125
2851
hepiniz Dünya gezegeni denen bir yerden geldiğimi anlayacaksınız.
00:26
planet Earth.
6
26000
1268
00:27
Earth is pretty great.
7
27292
1726
Dünya gayet güzel.
00:29
It's home to us.
8
29042
1833
Bizim evimiz.
00:32
And germs.
9
32125
1268
Mikropların da.
Bu [bip] şu an için arka koltukta takılıyor,
00:33
Those [blip] take a back seat for the time being,
10
33417
2309
çünkü ister inanın ister inanmayın, olan tek şey onlar değil.
00:35
because believe it or not, they're not the only thing going on.
11
35750
2976
Bu gezegen aynı zamanda arabalara, brüksel lahanasına da ev sahipliği yapıyor;
00:38
This planet is also home to cars, brussels sprouts;
12
38750
2643
00:41
those weird fish things that have their own headlights;
13
41417
2601
kendi kafa ışığı olan garip balıklara;
00:44
art, fire,
14
44042
1476
sanata, yangına,
00:45
fire extinguishers,
15
45542
1267
yangın söndürücülere,
00:46
laws, pigeons, bottles of beer,
16
46833
2101
yasalara, güvercinlere, bira şişelerine,
00:48
lemons and light bulbs;
17
48958
1268
limonlara ve ampullere;
00:50
Pinot noir and paracetamol;
18
50250
1643
Pinot noir ve parasetamole;
00:51
ghosts, mosquitoes, flamingos, flowers,
19
51917
2559
hayaletlere, sivrisineklere, flamingolara, çiçeklere,
00:54
the ukulele, elevators and cats,
20
54500
1559
ukulelere, asansörler ve kedilere,
00:56
cat videos, the internet;
21
56083
1476
kedi videolarına, internete;
00:57
iron beams, buildings and batteries,
22
57583
1768
demir kirişlere, binalara ve pillere,
00:59
all ingenuity and bright ideas, all known life ...
23
59375
2476
tüm yaratıcılık ve parlak fikirlere, bilinen tüm yaşamlara...
01:01
and a whole bunch of other stuff.
24
61875
1643
ve diğer birçok şeye.
01:03
Pretty much everything we know and ever heard of.
25
63542
2517
Bildiğimiz ve duyduğumuz hemen hemen her şey.
01:06
It's my favorite place, actually.
26
66083
1976
Aslına benim favori yerim.
01:08
This small orb,
27
68083
1560
Evrenin soğuk ve yalnız bir bölümünde yüzen bu küçük küre.
01:09
floating in a cold and lonely part of the cosmos.
28
69667
2541
01:13
Oh, the accent is from Belfast, by the way, which is ...
29
73375
3059
Oh, aksanım Belfast'tan bu arada...
01:16
here.
30
76458
1268
burada.
01:17
Roughly.
31
77750
1250
Aşağı yukarı.
01:19
You may think you know this planet Earth,
32
79875
2351
Burada olduğunuz için
bu Dünya gezegenini bildiğinizi düşünebilirsiniz.
01:22
as you're from here.
33
82250
1268
01:23
But chances are,
34
83542
1267
Ama büyük olasılıkla
01:24
you probably haven't thought about the basics in a while.
35
84833
2667
bir süredir temellerini düşünmediniz.
01:27
I thought I knew it.
36
87524
1410
Ben bildiğimi sanıyordum.
01:28
Thought I was an expert, even.
37
88958
1435
Hatta uzman olduğumu düşünüyordum.
01:30
Until, that is, I had to explain the entire place,
38
90417
2934
Daha önce burada bulunmamış birine her yeri
01:33
and how it's supposed to work,
39
93375
1476
ve nasıl olması gerektiğini
01:34
to someone who had never been here before.
40
94875
2643
açıklamak zorunda kalana kadar.
01:37
Not what you might think,
41
97542
1267
Düşündüğünüz şey değil,
01:38
although my dad always did say
42
98833
2185
fakat babam her zaman zeki yaşamın kesin işaretinin
01:41
the sure sign of intelligent life out there
43
101042
2017
bizimle iletişime geçmeye çalışmayı denemediklerini bile söylerdi.
01:43
is that they haven't bothered trying to contact us.
44
103083
2393
01:45
It was actually my newborn son I was trying to explain things to.
45
105500
3643
Aslında bir şeyler anlatmaya çalıştığım kişi yeni doğan oğlumdu.
01:49
We'd never been parents before,
46
109167
1642
Daha önce hiç ebeveyn olmamıştık,
01:50
my wife and I,
47
110833
1268
eşim ve ben
01:52
and so treated him like most guests when he arrived home for the first time,
48
112125
3601
ilk kez eve geldiğinde ev turu yaparak
01:55
by giving him the tour.
49
115750
1268
ona misafir gibi davrandık.
Burası yaşadığın yer oğlum.
01:57
This is where you live, son.
50
117042
1601
01:58
This room is where we make food at.
51
118667
1684
Bu oda yemeği sıcak yaptığımız yer.
02:00
This is the room we keep our collection of chairs, and so on.
52
120375
3309
Bu oda sandalye koleksiyonumuz koyduğumuz oda vb.
02:03
It's refreshing,
53
123708
1268
Sıfır yaşında birine
gezegenimizin nasıl çalıştığını açıklamak ferahlatıcı bir şey.
02:05
explaining how our planet works to a zero-year-old.
54
125000
2684
02:07
But after the laughs,
55
127708
1268
Fakat kahkahalardan sonra,
02:09
and once the magnitude that new humans know absolutely nothing
56
129000
3184
yeni insanların kesinlikle hiçbir şey bilmediğinin
02:12
settles on you and how little you know either,
57
132208
3018
ve ne kadar az şey bildiğinizin büyüklüğü sizi temin edince
02:15
explaining the whole planet becomes quite intimidating.
58
135250
3143
tüm gezegeni açıklamak oldukça korkutucu hale gelir.
02:18
But I tried anyway.
59
138417
1392
Ama yine de denedim.
02:19
As I walked around those first few weeks,
60
139833
3060
İlk birkaç hafta boyunca dolaşırken,
02:22
narrating the world as I saw it,
61
142917
2309
dünyayı gördüğüm gibi anlatırken
02:25
I began to take notes of the ridiculous things I was saying.
62
145250
3143
söylediğim gülünç şeyleri not almaya başladım.
02:28
The notes slowly morphed into a letter
63
148417
2309
Notlar yavaşça,
oğlumun okumayı öğrendikten sonrası için tasarlanan bir mektuba dönüştü.
02:30
intended for my son once he learned to read.
64
150750
2309
02:33
And that letter became a book
65
153083
1476
Bu mektup 21. yüzyılda
02:34
about the basic principles of what it is to be a human
66
154583
2685
Dünya'da yaşayan bir insan olmanın temel ilkelerini anlatan
02:37
living on Earth in the 21st century.
67
157292
2934
bir kitap oldu.
02:40
Some things are really obvious.
68
160250
2476
Bazı şeyler gerçekten çok açık.
02:42
Like, the planet is made of two parts:
69
162750
1934
Örneğin, gezegen iki parçadan yapılır:
02:44
land and sea.
70
164708
2393
kara ve deniz.
02:47
Some less obvious until you think about them.
71
167125
3268
Bunları düşünene kadar bazıları daha az açık.
02:50
Like, time.
72
170417
1767
Mesela zaman.
02:52
Things can sometimes move slowly here on Earth.
73
172208
3000
Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.
02:56
But more often, they move quickly.
74
176042
2559
Ancak çoğu zaman hızlı hareket ederler.
02:58
So use your time well, it will be gone before you know it.
75
178625
2750
Bu yüzden zamanınızı iyi kullanın, fark etmeden geçip gider.
03:02
Or people.
76
182417
1559
Ya da insanlar.
03:04
People come in all different shapes, sizes and colors.
77
184000
3559
İnsanlar farklı şekil, boyut ve renklerde olur.
03:07
We may all look different,
78
187583
1393
Hepimiz farklı görünüyor,
değişik hareket edip kulağa farklı geliyor olabiliriz
03:09
act different and sound different,
79
189000
2101
03:11
but don't be fooled.
80
191125
1268
fakat buna kanmayın.
03:12
We are all people.
81
192417
1267
Hepimiz insanız.
03:13
It doesn't skip me that of all the places in the universe,
82
193708
3226
Evrendeki tüm yerlerden, insanların sadece Dünya'da yaşadıkları,
03:16
people only live on Earth,
83
196958
1268
sadece Dünya'da yaşayabileceği
03:18
can only live on Earth.
84
198250
1601
beni rahatsız etmiyor.
03:19
And even then, only on some of the dry bits.
85
199875
2184
O zaman bile sadece birkaçı.
03:22
There's only a very small part of the surface of our planet
86
202083
2851
Gezegenimizin yüzeyinin
03:24
that is actually habitable to human life,
87
204958
1976
aslında insan yaşamı için yaşanabilir olan
03:26
and squeezed in here is where all of us live.
88
206958
2351
ve burada sıkıştığımız çok küçük bir kısmı var.
03:29
It's easy to forget when you're up close to the dirt,
89
209333
2810
Topraklara, kayalara, yeşilliklere,
03:32
the rocks, the foliage, the concrete of our lands,
90
212167
2351
topraklarımızın dibine yakın olduğunuzda
03:34
just how limited the room for maneuvering is.
91
214542
3142
manevra boşluğunun ne kadar sınırlı olduğunu unutmak kolaydır.
03:37
From a set of eyes close to the ground,
92
217708
2435
Yere yakın bir dizi göze ufuk
03:40
the horizon feels like it goes forever.
93
220167
2517
sonsuza dek gidiyormuş gibi hissettirir.
03:42
After all, it's not an every-day ritual
94
222708
1893
Sonuçta, gezegenimizin neresinde olduğumuzu
03:44
to consider where we are on the ball of our planet
95
224625
2393
ve gezegenimizin uzayda nerede olduğunu düşünmek
03:47
and where that ball is in space.
96
227042
1976
günlük bir ritüel değil.
03:49
I didn't want to tell my son the same story of countries
97
229042
2934
Oğluma, bana Kuzey İrlanda'da büyüdüğümün söylendiği gibi
03:52
that we were told where I was growing up in Northern Ireland.
98
232000
2893
ülkelerin hikâyesini anlatmak istemedim.
03:54
That we were from just a small parish,
99
234917
1851
Sadece acil sorunlarının dışında
03:56
which ignores life outside its immediate concerns.
100
236792
2351
yaşamı görmezden gelen küçük bir mahalleden olduğumuzu.
03:59
I wanted to try to feel what it was like to see our planet
101
239167
3642
Gezegenimizi bir sistem olarak, tek bir nesne olarak
04:02
as one system, as a single object,
102
242833
2351
uzayda asılı görmenin nasıl bir şey olduğunu
04:05
hanging in space.
103
245208
1435
hissetmek istedim.
04:06
To do this,
104
246667
1267
Bunu yapmak için
04:07
I would need to switch from flat drawings for books
105
247958
2476
kitaplar için düz çizimlerden
sokakların 3B yapısına geçmem gerekecekti
04:10
to 3D sculpture for the street,
106
250458
1518
04:12
and I'd need almost 200 feet,
107
252000
1809
ve Ay, Dünya ve bizim büyük ölçekli
04:13
a New York City block,
108
253833
1435
bir modelimizi oluşturmak için
04:15
to build a large-scale model of the moon,
109
255292
2267
bir New York şehri bloğu olan
04:17
the Earth and us.
110
257583
2226
yaklaşık 60 m'ye ihtiyacım vardı.
04:19
This project managed to take place on New York City's High Line park
111
259833
3191
Bu proje geçen kış New York'un
High Line parkında,
04:23
last winter,
112
263048
1220
04:24
on the 50th anniversary of Apollo 11's mission around the Moon.
113
264292
3017
Apollo 11'in Ay çevresindeki görevinin 50. yıl dönümünde gerçekleşti.
04:27
After its installation,
114
267333
1351
Kurulumundan sonra,
04:28
I was able to put on a space helmet with my son
115
268708
2518
oğlumla birlikte uzay başlıklarımızı takıp
04:31
and launch, like Apollo 11 did half a century ago,
116
271250
2934
neredeyse yarım yüzyıl önce Apollo 11'in yaptığı gibi
04:34
towards the Moon.
117
274208
1810
Ay'a doğru fırlatıldık.
04:36
We circled around
118
276042
1267
Etrafında bir tur attık
04:37
and looked back at us.
119
277333
2476
ve dönüp bize baktık.
04:39
What I felt was
120
279833
1476
Hissettiğim şey
04:41
how lonely it was there in the dark.
121
281333
2476
karanlıkta ne kadar yalnız olduğuydu.
04:43
And I was just pretending.
122
283833
1726
Sadece öyle davranıyordum.
04:45
The Moon is the only object
123
285583
1518
Bize en yakın sayılabilecek
04:47
even remotely close to us.
124
287125
2226
tek nesne Ay.
04:49
And at the scale of this project,
125
289375
1893
Gezegenimizin 3 metre çapında olduğu
04:51
where our planet was 10 feet in diameter,
126
291292
2017
bu projenin ölçeğinde,
04:53
Mars, the next planet, will be the size of a yoga ball
127
293333
2560
bir sonraki gezegen olan Mars, bir yoga topu boyutunda
04:55
and a couple of miles away.
128
295917
2517
ve birkaç metre uzakta olacak.
04:58
Although borders are not visible from space,
129
298458
2185
Sınırlar uzaydan görünmese de
05:00
on my sculpture,
130
300667
1309
heykelimde her bir sınır çiziliydi.
05:02
every single border was drawn in.
131
302000
1572
05:03
But rather than writing the country names on the carved-up land,
132
303596
3005
Fakat ülke isimlerini oyulmuş topraklara yazmak yerine
05:06
I wrote over and over again,
133
306625
1851
tekrar tekrar şunu yazdım,
05:08
"people live here, people live here."
134
308500
2768
"burada insanlar yaşıyor, burada insanlar yaşıyor."
05:11
"People live here."
135
311292
2392
''Burada insanlar yaşıyor.''
05:13
And off on the Moon, it was written,
136
313708
2476
Ay'da yazan şuydu:
05:16
"No one lives here."
137
316208
1768
"Burada kimse yaşamıyor."
05:18
Often, the obvious things
138
318000
1601
Çoğu zaman, bariz şeyler
05:19
aren't all that obvious until you think about them.
139
319625
3059
siz düşünene kadar o kadar da açık değildir.
05:22
Seeing anything from a vast enough distance
140
322708
2476
Birçok astronotun yaşadığı gibi,
05:25
changes everything,
141
325208
1435
yeterince geniş bir mesafeden
05:26
as many astronauts have experienced.
142
326667
2226
bir şey görmek her şeyi değiştirir.
05:28
And human eyes have only ever seen our Earth
143
328917
2392
İnsan gözü dünyamızı gerçekten
05:31
from as far as the Moon, really.
144
331333
1851
sadece Ay'dan olan mesafe kadar gördü.
05:33
It's quite a ways further
145
333208
1268
Kendi Güneş sistemimizin
05:34
before we get to the edges of our own Solar System.
146
334500
2434
kenarlarına ulaşmadan önce bir hayli yol var.
05:36
And even out to other stars, to the constellations.
147
336958
3393
Hatta diğer yıldızlara, takımyıldızlara ulaşmadan.
05:40
There is actually only one point in the entire cosmos
148
340375
3143
Aslında tüm evrende tüm takımyıldızlarında bulunan
05:43
that is present in all constellations of stars,
149
343542
2851
tek bir nokta vardır
05:46
and that presence is
150
346417
2267
ve bu varlık budur,
05:48
here, planet Earth.
151
348708
2351
Dünya gezegeni.
05:51
Those pictures we have made up for the clusters of stars
152
351083
2620
Yıldız kümeleri için oluşturduğumuz resimler
05:53
only make sense from this point of view down here.
153
353727
3417
sadece buradan bu açıdan anlamlıdır.
05:58
Their stories only make sense here on Earth.
154
358500
2184
Hikâyeleri sadece burada, Dünya'da anlamlıdır.
06:00
And only something to us.
155
360708
2476
Sadece bizim için.
06:03
To people.
156
363208
1351
İnsanlar için.
06:04
We are creatures of stories.
157
364583
2685
Biz hikâyelerin yaratıklarıyız.
06:07
We are the stories we tell,
158
367292
1601
Bizler anlattığımız hikâyeleriz,
06:08
we're the stories we're told.
159
368917
2226
bizler bize anlatılan hikâyeleriz.
06:11
Consider briefly the story of human civilization on Earth.
160
371167
3851
Dünya'daki insan uygarlığının hikâyesini kısaca düşünün.
06:15
It tells of the ingenuity, elegance,
161
375042
2559
Kendine odaklanan, savunmasız
06:17
generous and nurturing nature of a species
162
377625
2309
ve meydan okuyan koruyucu bir türün
06:19
that is also self-focused, vulnerable
163
379958
2810
yaratıcılığını, zarafetini, cömert
06:22
and defiantly protective.
164
382792
1809
ve korumacı doğasını anlatır.
06:24
We, the people, shield the flame of our existence
165
384625
2934
Biz, insanlar olarak varlığımızın ateşini
06:27
from the raw, vast elements outside our control,
166
387583
2685
kontrolümüz dışındaki ham, engin unsurlardan,
06:30
the great beyond.
167
390292
1976
çok ötesinden koruyoruz.
06:32
Yet it is always to the flame we look.
168
392292
3000
Yine de her zaman aleve bakarız.
06:36
"For all we know,"
169
396458
1601
"Bildiğimiz her şey,"
06:38
when said as a statement,
170
398083
1268
beyan olarak ifade edildiğinde
06:39
it means the sum total of all knowledge.
171
399375
2768
tüm bilginin toplamı anlamına gelir.
06:42
But when said another way,
172
402167
1434
Ama başka bir şekilde söylendiğinde
06:43
"for all we know,"
173
403625
1934
"bildiğimiz her şey,"
06:45
it means that we do not know at all.
174
405583
2810
hiç bilmediğimiz anlamına gelir.
06:48
This is the beautiful, fragile drama of civilization.
175
408417
4101
Bu güzel, kırılgan uygarlık draması.
06:52
We are the actors and spectators of a cosmic play
176
412542
2309
Bizler burada bizim için dünya anlamına gelen
06:54
that means the world to us here,
177
414875
1643
ama başka hiçbir şey ifade etmeyen
06:56
but means nothing anywhere else.
178
416542
2142
kozmik bir oyunun aktörleri ve seyircileriyiz.
06:58
Possibly not even that much down here, either.
179
418708
2268
Muhtemelen burada da o kadar değil.
07:01
If we truly thought about our relationship with our boat,
180
421000
2684
Teknemizle, Dünya'mızla olan ilişkimizi gerçekten düşünürsek
07:03
with our Earth,
181
423708
1268
07:05
it might be more of a story of ignorance and greed.
182
425000
2875
daha çok cehalet ve açgözlülük hikâyesi olabilir.
07:09
As is the case with Fausto,
183
429208
2018
Fausto'da olduğu gibi,
her şeye sahip olduğuna inanan ve onun ne olduğunu araştırmak için
07:11
a man who believed he owned everything
184
431250
1893
07:13
and set out to survey what was his.
185
433167
2559
yola çıkan bir adam.
07:15
He easily claims ownership of a flower,
186
435750
2351
Kolayca bir çiçeğin, bir koyunun, bir ağacın
07:18
a sheep, a tree and a field.
187
438125
2559
ve bir tarlanın mülkiyetinde hak iddia eder.
07:20
The lake and the mountain prove harder to conquer,
188
440708
2351
Göl ve dağı fethetmek daha zordur
07:23
but they, too, surrender.
189
443083
2018
ama onlar da teslim olurlar.
07:25
It is in trying to own the open sea
190
445125
2184
Açgözlülüğünün tersini kanıtladığı
07:27
where his greed proves his undoing,
191
447333
2435
açık denize sahip olmaya çalışırken
07:29
when, in a fit of arrogance,
192
449792
2059
kibirli bir şekilde,
07:31
he climbs overboard to show that sea who is boss.
193
451875
2976
patronun kim olduğunu göstermek için denize açılır.
07:34
But he does not understand,
194
454875
1726
Ama anlamaz,
07:36
slips beneath the waves, sinks to the bottom.
195
456625
2833
dalgaların altına kayar ve dibe batar.
07:40
The sea was sad for him
196
460333
1268
Deniz onun için üzgündü
07:41
but carried on being the sea.
197
461625
2125
ama deniz olmaya devam etti.
07:44
As do all the other objects of his ownership,
198
464917
2476
Sahipliğindeki diğer tüm nesneler gibi,
07:47
for the fate of Fausto does not matter to them.
199
467417
3041
Fausto'nun kaderi de onlar için önemli değildir.
07:51
For all the importance in the cosmos we believe we hold,
200
471583
3768
Evrende sahip olduğumuza inandığımız tüm öneme rağmen,
07:55
we'd have nothing
201
475375
1643
bu Dünya olmasaydı
07:57
if not for this Earth.
202
477042
1559
hiçbir şeyimiz olmazdı.
07:58
While it would keep happily spinning,
203
478625
2434
Mutluca dönmeye devam ederdi,
08:01
obliviously without us.
204
481083
2018
tabii ki biz olmadan.
08:03
On this planet, there are people.
205
483125
2250
Bu gezegende insanlar var.
08:06
We have gone about our days,
206
486292
1351
Günlerimizi geçiririz,
08:07
sometimes we look up and out,
207
487667
2059
bazen yukarı ve dışarı bakarız,
08:09
mostly we look down and in.
208
489750
3143
çoğunlukla aşağı ve içeri bakarız.
08:12
Looking up and by drawing lines between the lights in the sky,
209
492917
3017
Yukarıya bakıp gökyüzündeki ışıklar arasında çizgiler çizerek
08:15
we've attempted to make sense out of chaos.
210
495958
2768
kaostan anlam çıkarmaya çalıştık.
08:18
Looking down, we've drawn lines across the land to know where we belong
211
498750
3518
Aşağıya baktığımızda nereye ait olduğumuzu ve olmadığımızı bilmek için
08:22
and where we don't.
212
502292
1267
karadan çizgiler çizdik.
08:23
We do mostly forget that these lines that connect the stars
213
503583
2810
Yıldızları birbirine bağlayan çizgilerin ve toprağı bölen çizgilerin
08:26
and those lines that divide the land
214
506417
1767
sadece kafamızda olduğunu
08:28
live only in our heads.
215
508208
2310
çoğunlukla unutuyoruz.
08:30
They, too, are stories.
216
510542
2476
Onlar da hikâyelerdir.
08:33
We carry out our everyday routines and rituals
217
513042
2351
Günlük rutinlerimizi ve ritüellerimizi
08:35
according to the stories we most believe in,
218
515417
2059
en çok inandığımız hikayelere göre yapıyoruz
08:37
and these days, the story is changing as we write it.
219
517500
2477
ve bugünlerde hikaye yazdıkça değişiyor.
08:40
There is a lot of fear in this current story,
220
520001
2142
Bu mevcut hikayede çok fazla korku var
08:42
and until recently,
221
522167
1267
ve yakın zamana kadar,
08:43
the stories that seemed to have the most power
222
523458
2185
en fazla güce sahip gibi görünen hikayeler,
08:45
are those of bitterness,
223
525667
1267
her şeyin bireysel
08:46
of how it had all gone wrong for us individually and collectively.
224
526958
3143
ve toplu olarak nasıl yanlış gittiğine dair acılardır.
En iyinin en kötüsünden nasıl geldiğini izlemek ilham verici olmuştur.
08:50
It has been inspiring to watch how the best comes from the worst.
225
530125
3309
08:53
How people are waking up in this time of global reckoning
226
533458
2768
Birbirleriyle olan bağlantılarımızın sahip olduğumuz
08:56
to the realization that our connections with each other
227
536250
3476
en önemli şeylerden biri olduğunun farkına varıldığında,
08:59
are some of the most important things we have.
228
539750
2143
insanlar evrensel hesap zamanında nasıl uyanıyorlar.
09:01
But stepping back.
229
541917
1267
Bir adım geri atalım.
09:03
For all we've had to lament,
230
543208
1435
Hepimiz ağlamamıza rağmen,
09:04
we spend very little time relishing the single biggest thing
231
544667
3017
şimdiye kadar bizim için doğru olan en büyük şeyin tadını çıkarmak için
09:07
that has ever gone right for us.
232
547708
1935
çok az zaman harcıyoruz.
09:09
That we are here in the first place,
233
549667
1726
Önce biz buradaydık,
09:11
that we are alive at all.
234
551417
1267
biz yaşıyoruz.
09:12
That we are still alive.
235
552708
1560
Hâlâ canlıyız.
09:14
A million and a half years after finding a box of matches,
236
554292
2934
Bir kutu kibrit bulduktan bir buçuk milyon yıl sonra
09:17
we haven't totally burned the house down.
237
557250
2934
evi tamamen yakmadık.
09:20
Yet.
238
560208
1268
Henüz.
09:21
The chances of being here are infinitesimal.
239
561500
2226
Burada olma şansı sonsuz küçüktür.
09:23
Yet here we are.
240
563750
1268
Fakat işte buradayız.
09:25
Perils and all.
241
565042
1309
Tehlikeler ve hepsi.
09:26
There have never been more people living on Earth.
242
566375
2393
Dünya'da daha fazla insan yaşamamıştır.
09:28
Using more stuff.
243
568792
1434
Daha çok şey kullanan.
09:30
And it's become obvious that many of the old systems
244
570250
2518
Kendimiz için icat ettiğimiz
09:32
we invented for ourselves
245
572792
1934
eski sistemlerin çoğunun
09:34
are obsolete.
246
574750
1268
demode olduğu çok açık.
09:36
And we have to build new ones.
247
576042
1934
Yenilerini yapmak zorundayız.
09:38
If it wasn't germs,
248
578000
1434
Mikroplar olmasaydı
09:39
our collective fire might suffocate us before long.
249
579458
3101
kolektif ateşimiz bizi çok önceden boğmuş olurdu.
09:42
As we watch the wheels of industry grind to a halt,
250
582583
3060
Endüstrinin çarklarının durma noktasına gelmesini izlerken
09:45
the machinery of progress become silent,
251
585667
2059
ilerleme makineleri sessizleşiyor,
09:47
we have the wildest of opportunities
252
587750
2393
sıfırlama düğmesine basmak için
09:50
to hit the reset button.
253
590167
1892
en çılgın fırsatlara sahibiz.
09:52
To take a different path.
254
592083
1851
Farklı bir yol izleyin.
09:53
Here we are on Earth.
255
593958
2476
Burada Dünya'dayız.
09:56
And life on Earth is a wonderful thing.
256
596458
2601
Dünya'daki hayat müthiş bir şey.
09:59
It looks big, this Earth,
257
599083
1268
Bu Dünya büyük görünüyor
10:00
but there are lots of us on here.
258
600375
1851
ama bizden burada çok fazla var.
10:02
Seven and a half billion at last count,
259
602250
2559
Her gün daha fazlasıyla,
10:04
with more showing up every day.
260
604833
2768
son sayımda yedi buçuk milyar.
10:07
Even so,
261
607625
1268
Öyle olsa bile
10:08
there is still enough for everyone,
262
608917
1726
eğer birazcık paylaşırsak
10:10
if we all share a little.
263
610667
1333
herkese yetecek kadar var.
10:13
So please,
264
613000
1684
Lütfen,
10:14
be kind.
265
614708
1250
kibar olun.
10:17
When you think of it another way,
266
617125
1643
Başka bir şekilde düşündüğünüzde,
10:18
if Earth is the only place where people live,
267
618792
2226
eğer Dünya insanların yaşadığı tek yerse
10:21
it's actually the least lonely place in the universe.
268
621042
3208
aslında evrendeki en az yalnız yerdir.
10:25
There are plenty of people to be loved by
269
625375
2226
Bizi sevecek bir sürü insan
10:27
and plenty of people to love.
270
627625
2059
ve bizim seveceğimiz bir sürü insan var.
10:29
We need each other.
271
629708
2101
Birbirimize ihtiyacımız var.
10:31
We know that now, more than ever.
272
631833
1917
Bunu daha önce olduğundan daha iyi biliyoruz.
10:34
Good night.
273
634958
1250
İyi geceler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7