This tennis icon paved the way for women in sports | Billie Jean King

61,138 views ・ 2015-10-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: mahmut abuşka
00:13
Billie Jean King: Hi, everyone!
0
13638
2344
Billie Jean King: Herkese merhaba!
00:16
(Applause)
1
16006
2342
(Alkış)
00:18
Thanks, Pat.
2
18372
1178
Teşekkürler Pat.
00:19
Thank you!
3
19574
1558
Teşekkür ederim!
00:23
Getting me all wound up, now!
4
23920
1596
Şimdi bayağı heyecanlandım!
00:25
(Laughter)
5
25540
1006
(Gülüşmeler)
00:26
Pat Mitchell: Good!
6
26570
1187
Pat Mitchell: Güzel!
00:28
You know, when I was watching the video again of the match,
7
28641
3897
Bence maçın videosunu tekrar seyrederken,
00:32
you must have felt like the fate of the world's women
8
32562
4489
dünyadaki kadınların kaderinin yaptığın her vuruşta
00:37
was on every stroke you took.
9
37075
2598
olduğunu düşünmüşsündür.
00:40
Were you feeling that?
10
40446
1517
Böyle mi hissediyordun?
00:42
BJK: First of all, Bobby Riggs -- he was the former number one player,
11
42835
3319
BJK: Öncelikle, Bobby Riggs -- o önceki bir numaralı oyuncuydu,
00:46
he wasn't just some hacker, by the way.
12
46178
2002
korsan biri değildi bu arada.
00:48
He was one of my heroes and I admired him.
13
48204
2882
Kahramanlarımdan biriydi ve ona hayrandım.
00:51
And that's the reason I beat him, actually, because I respected him.
14
51848
3488
Onu yenmemin nedeni bu aslında, çünkü ona saygı duydum.
00:55
(Laughter)
15
55360
1099
(Gülüşmeler)
00:56
It's true -- my mom and especially my dad always said:
16
56483
2596
Bu doğru, annem ve özellikle de babam hep şunu söylediler:
00:59
"Respect your opponent, and never underestimate them, ever."
17
59103
2878
"Rakibine saygı duy ve onu asla küçümseme."
01:02
And he was correct. He was absolutely correct.
18
62005
2288
Ve haklıydı. Kesinlikle haklıydı.
01:05
But I knew it was about social change.
19
65245
2037
Ancak biliyordum ki bu toplumsal değişimle ilgiliydi.
01:08
And I was really nervous whenever we announced it,
20
68962
3362
Bunu duyurduğumuzda, gerçekten çok endişeliydim
01:12
and I felt like the whole world was on my shoulders.
21
72348
2869
ve tüm dünyanın omuzlarımda olduğunu hissettim.
01:15
And I thought, "If I lose, it's going to put women back 50 years, at least."
22
75241
5661
Şöyle düşündüm, "Eğer kaybedersem, bu kadınları en az 50 yıl geriye götürecek."
01:20
Title IX had just been passed the year before -- June 23, 1972.
23
80926
3897
Bir sene önce 9. Başlık henüz geçmişti -- 23 Haziran 1972.
01:25
And women's professional tennis --
24
85892
2574
Kadınların profesyonel tenis --
01:28
there were nine of us who signed a one-dollar contract in 1970 --
25
88490
3273
1970'de bir dolarlık kontrat imzalayan dokuz kişiydik --
01:31
now remember, the match is in '73.
26
91787
2099
hatırlayın, maç 1973'te.
01:34
So we were only in our third year of having a tour
27
94454
3160
Öyle ki oynayabildiğimiz, yarışabildiğimiz
01:37
where we could actually play, have a place to compete and make a living.
28
97638
4260
ve hayatımızı kazanabildiğimiz bir turun sadece üçüncü yılındaydık.
01:41
So there were nine of us that signed that one-dollar contract.
29
101922
2996
Yani bir dolarlık kontratı imzalayan dokuz kişiydik.
01:44
And our dream was for any girl, born any place in the world --
30
104942
4969
Hayalimiz dünyanın herhangi bir yerinde doğmuş herhangi bir kız içindi --
01:49
if she was good enough --
31
109935
1558
eğer yeterince iyiyse --
01:51
there would be a place for her to compete and for us to make a living.
32
111517
4111
onun yarışmasını ve bizim geçinmemizi sağlayacak bir yer olacaktı.
01:55
Because before 1968, we made 14 dollars a day,
33
115652
3760
Çünkü 1968'den önce, günde 14 dolar kazanıyorduk
01:59
and we were under the control of organizations.
34
119436
2452
ve organizasyonların kontrolü altındaydık.
02:01
So we really wanted to break away from that.
35
121912
2193
Bu yüzden bunu aşmak istedik.
02:04
But we knew it wasn't really about our generation so much;
36
124129
2716
Ancak biliyorduk ki bu çok fazla bizim kuşağımızla ilgili değildi;
02:06
we knew it was about the future generations.
37
126869
2050
biliyorduk ki gelecek kuşaklarla ilgiliydi.
02:08
We do stand on the shoulders of the people that came before us, there is no question.
38
128943
4005
Bizden önce gelen insanların omuzlarında duruyoruz, buna şüphe yok.
02:12
But every generation has the chance to make it better.
39
132972
2533
Ancak her kuşağın daha iyiye gitme şansı var.
02:16
That was really on my mind.
40
136265
2417
Aklımda olan gerçekten de buydu.
02:18
I really wanted to start matching the hearts and minds to Title IX.
41
138706
3619
9. Başlık'a gerçekten tüm kalbimle uygun hâle getirmeye başlamak istedim.
02:22
Title IX, in case anybody doesn't know, which a lot of people probably don't,
42
142349
3787
9. Başlık, bilmeyen varsa ki belki bir sürü kişi bilmiyor,
02:26
said that any federal funds given to a high school, college or university,
43
146160
4278
der ki devlet veya özel, herhangi bir lise, kolej veya üniversiteye verilen
02:30
either public or private,
44
150462
2074
federal fonlar -- sonunda --
02:32
had to -- finally -- give equal monies to boys and girls.
45
152560
4902
erkeklere ve kızlara eşit para vermek zorunda.
02:37
And that changed everything.
46
157909
1491
Bu her şeyi değiştirdi.
02:39
(Applause)
47
159424
2826
(Alkış)
02:42
So you can have a law,
48
162274
1758
Sonuçta bir yasanız olabilir;
02:44
but it's changing the hearts and minds to match up with it.
49
164056
2915
ancak ona uygun hâle gelmek için tüm sorumluluklarınızı değiştiriyor.
02:46
That's when it really rocks, totally.
50
166995
2547
İşte o zaman harika oluyor, gerçekten.
02:49
So that was on my mind.
51
169566
1151
İşte aklımda olan buydu.
02:50
I wanted to start that change in the hearts and minds.
52
170741
3589
Bu değişimi tüm kalbimle destekleyerek başlatmak istedim.
02:54
But two things came out of that match.
53
174354
2792
Ancak bu uyumdan iki şey ortaya çıktı.
02:57
For women: self-confidence, empowerment.
54
177170
3156
Kadınlar için: Kendine güven, güçlenme.
03:00
They actually had enough nerve to ask for a raise.
55
180350
2542
Gerçekten de zam istemek için yeterli cesaretleri oldu.
03:03
Some women have waited 10, 15 years to ask.
56
183675
3841
Bazı kadınlar bunu istemek için 10, 15 yıl bekledi.
03:07
I said, "More importantly, did you get it?"
57
187838
2001
Şöyle dedim, "Daha da önemlisi, onu aldın mı?"
03:09
(Laughter)
58
189863
1068
(Gülüşmeler)
03:10
And they did!
59
190955
1174
Ve yaptılar!
03:12
And for the men?
60
192153
1794
Ya erkekler için?
03:13
A lot of the men today don't realize it,
61
193971
2831
Bugün pek çok erkek bunu fark etmiyor;
03:16
but if you're in your 50s, 60s or whatever, late 40s,
62
196826
5405
ancak eğer 50'lerinizde, 60'larınızda ya da her neyse 40'larınızın sonlarındaysanız,
03:22
you're the first generation of men of the Women's Movement --
63
202255
3576
Kadın Hareketi'nin içindeki ilk erkek kuşağısınız --
03:25
whether you like it or not!
64
205855
1292
ister beğenin, ister beğenmeyin!
03:27
(Laughter)
65
207171
3022
(Gülüşmeler)
03:30
(Applause)
66
210217
1283
(Alkış)
03:31
And for the men,
67
211524
1151
Erkeklere gelince,
03:32
what happened for the men, they'd come up to me --
68
212699
2615
erkeklere şu oldu, bana gelip --
03:35
and most times, the men are the ones who have tears in their eyes,
69
215338
3101
çoğu zaman gözlerinde yaşlar olanlar erkekler,
03:38
it's very interesting.
70
218463
1151
bu çok ilginç.
03:39
They go, "Billie, I was very young when I saw that match,
71
219638
4013
Şöyle derler, "Billie, o maçı gördüğümde çok gençtim
03:43
and now I have a daughter.
72
223675
1354
ve şimdi bir kızım var.
03:47
And I am so happy I saw that as a young man."
73
227193
2797
Genç bir adam olarak onu gördüğüme çok mutluyum."
03:50
And one of those young men, at 12 years old, was President Obama.
74
230588
3549
O genç adamlardan biri, 12 yaşındayken Başkan Obama'ydı.
03:54
And he actually told me that when I met him, he said:
75
234934
2720
Onunla tanıştığımda gerçekten şöyle dedi:
03:57
"You don't realize it, but I saw that match at 12.
76
237678
2958
"Bilmiyorsun ama o maçı izlediğimde 12 yaşındaydım.
04:00
And now I have two daughters,
77
240660
1853
Şimdi iki kızım var
04:02
and it has made a difference in how I raise them."
78
242537
2426
ve onları yetiştirmemde çok fark yarattı."
04:04
So both men and women got a lot out of it, but different things.
79
244987
4717
Yani hem erkekler, hem de kadınlar bundan çok şey elde etti, ama farklı şeyler.
04:10
PM: And now there are generations -- at least one or two --
80
250276
3155
PM: Şimdi kuşaklar var -- en az bir ya da iki tane --
04:13
who have experienced the equality
81
253455
2700
9. Başlık ve diğer mücadelelerin mümkün kılmasıyla
04:16
that Title IX and other fights along the way made possible.
82
256179
4886
eşitliği yaşamış olan.
04:21
And for women, there are generations who have also experienced teamwork.
83
261089
4591
Kadınlar için de ekip çalışmasını deneyimleyen kuşaklar var.
04:25
They got to play team sports in a way they hadn't before.
84
265704
4050
Daha önce olmadığı şekilde takım sporlarını oynayabildiler.
04:30
So you had a legacy already built in terms of being an athlete,
85
270146
5081
Sporcu olmanızdan dolayı zaten yarattığınız bir mirasınız var,
04:35
a legacy of the work you did to lobby for equal pay for women athletes
86
275251
5255
kadın sporcular ve Kadın Sporcular Vakfı için eşit ücret lobi çalışmaları
04:40
and the Women's Sports Foundation.
87
280530
2274
yapmanızdan dolayı bir mirasınız var.
04:43
What now are you looking to accomplish
88
283368
2702
Şimdi Billie Jean King Liderlik İnisiyatifi
04:46
with The Billie Jean King Leadership Initiative?
89
286094
2956
ile neler başarmak istiyorsunuz?
04:49
BJK: I think it goes back to an epiphany I had at 12.
90
289360
2848
BJK: Bence 12 yaşındayken bir şeyi kavramamla bir ilgisi var.
04:52
At 11, I wanted to be the number one tennis player in the world,
91
292232
3001
11 yaşında, dünyadaki bir numaralı tenis oyuncusu olmak istiyordum
04:55
and a friend had asked me to play and I said, "What's that?"
92
295257
3311
ve bir arkadaşım oynamayı teklif etti, ben de şöyle dedim, "O ne?"
04:59
Tennis was not in my family -- basketball was, other sports.
93
299098
3475
Ailemde tenis yoktu, basketbol vardı, diğer sporlar da.
05:02
Fast forward to 12 years old,
94
302597
1868
12 yaşıma geri dönünce,
05:04
(Laughter)
95
304489
1597
(Gülüşmeler)
05:06
and I'm finally starting to play in tournaments
96
306110
2214
sonunda yıl sonunda sıralamada yer aldığınız
05:08
where you get a ranking at the end of the year.
97
308348
2451
turnuvalarda oynamaya başladım.
05:11
So I was daydreaming at the Los Angeles Tennis Club,
98
311432
3369
Los Angeles Tenis Kulübü'nde hayal kuruyordum
05:14
and I started thinking about my sport and how tiny it was,
99
314825
4764
ve sporumla, ne kadar küçük olduğuyla ilgili düşünmeye başladım;
05:19
but also that everybody who played wore white shoes, white clothes,
100
319613
3649
ancak oynayan herkesin beyaz ayakkabılar, beyaz giysiler giyip,
05:23
played with white balls -- everybody who played was white.
101
323286
2894
beyaz toplarla oynadıklarını da -- oynayan herkes beyazdı.
05:26
And I said to myself, at 12 years old, "Where is everyone else?"
102
326880
4962
12 yaşındayken, kendi kendime şöyle dedim, "Diğer herkes nerede?"
05:34
And that just kept sticking in my brain.
103
334222
3151
O benim aklımda sıkışıp kaldı.
05:37
And that moment,
104
337397
1151
O an,
05:38
I promised myself I'd fight for equal rights and opportunities
105
338572
2954
hayatımın sonuna dek, oğlanlar ve kızlara, erkekler ve kadınlara
05:41
for boys and girls, men and women, the rest of my life.
106
341550
2748
eşit haklar ve imkânlar için savaşmaya söz verdim.
05:44
And that tennis, if I was fortunate enough to become number one --
107
344779
4212
Teniste, eğer bir numara olmak için yeterince şanslıysam
05:49
and I knew, being a girl, it would be harder to have influence,
108
349015
3491
ve o yaşta dahi biliyordum ki bir kız olarak etki etmem
05:52
already at that age --
109
352530
1977
daha zor olacaktı,
05:54
that I had this platform.
110
354531
2046
o altyapım vardı.
05:58
And tennis is global.
111
358301
1668
Ve tenis küresel.
06:01
And I thought, "You know what?
112
361451
1741
Şöyle düşündüm, "Biliyor musun?
06:04
I've been given an opportunity that very few people have had."
113
364163
2928
Bana çok az insanın sahip olduğu bir imkân verildi."
06:07
I didn't know if I was going to make it -- this was only 12.
114
367115
2955
Başarılı olup olmayacağımı bilmiyordum, sadece 12 yaşındaydım.
06:10
I sure wanted it, but making it is a whole other discussion.
115
370094
3128
Elbette istedim, ama bunu başarmak tamamen farklı bir konu.
06:13
I just remember I promised myself, and I really try to keep my word.
116
373246
4203
Sadece kendime söz verdiğimi hatırlıyorum ve gerçekten sözümü tutmaya çalışıyorum.
06:18
That's who I truly am, just fighting for people.
117
378174
3802
Gerçekten buyum, insanlar için savaşıyorum.
06:22
And, unfortunately, women have had less.
118
382000
4210
Ne yazık ki kadınlar daha az şeye sahip oldu.
06:27
And we are considered less.
119
387031
2269
Daha az olarak görülüyoruz.
06:29
And so my attentions, where did they have to go?
120
389324
2268
O zaman dikkatim nereye gitmek durumundaydı?
06:31
It was just ... you have to.
121
391616
2185
Sadece şöyle dedim .... yapmak zorundasın.
06:33
And learn to stick up for yourself, hear your own voice.
122
393825
3231
Kendinizi savunmayı, kendi sesinizi duymayı öğrenmek.
06:37
You hear the same words keep coming out all the time,
123
397080
3337
Her zaman aynı sözleri duyarsınız
06:40
and I got really lucky because I had an education.
124
400441
3717
ve ben gerçekten şanslıydım, çünkü eğitimim vardı.
06:44
And I think if you can see it you can be it, you know?
125
404182
2568
Bence eğer bir şeyi görebiliyorsanız, o olabilirsiniz, değil mi?
06:46
If you can see it, you can be it.
126
406774
2216
Eğer onu görebilirseniz, o olabilirsiniz.
06:49
You look at Pat, you look at other leaders,
127
409014
2004
Pat'a bakıyorsunuz, diğer liderlere bakıyorsunuz,
06:51
you look at these speakers, look at yourself,
128
411042
2146
konuşmacılara bakıyorsunuz, kendinize bakıyorsunuz,
06:53
because everyone --
129
413212
1658
çünkü herkes,
06:54
everyone --
130
414894
1358
herkes,
06:56
can do something extraordinary.
131
416276
1813
olağanüstü bir şeyler yapabilir.
06:58
Every single person.
132
418113
1442
Her birey.
06:59
PM: And your story, Billie, has inspired so many women everywhere.
133
419579
4233
PM: Billie, senin hikâyen her yerdeki pek çok kadına ilham verdi.
07:04
Now with the Billie Jean King Leadership Initiative,
134
424287
2871
Şimdi de Billie Jean King Liderlik İnisiyatifi ile,
07:07
you're taking on an even bigger cause.
135
427182
2184
daha da büyük bir amaca taşıyorsunuz.
07:09
Because one thing we hear a lot about is women taking their voice,
136
429390
4024
Çünkü kadınlarla ilgili çokça duyduğumuz bir şey, seslerini alıp
07:13
working to find their way into leadership positions.
137
433438
3427
liderlik pozisyonları için yollarını bulmaya çalışmaları.
07:16
But what you're talking about is even bigger than that.
138
436889
2832
Ancak bahsettiğiniz şey bundan da büyük.
07:19
It's inclusive leadership.
139
439745
2229
Kapsamlı bir liderlik.
07:21
And this is a generation that has grown up thinking more inclusively --
140
441998
3590
Daha kapsamlı düşünerek büyüyen bir kuşak bu.
07:25
BJK: Isn't it great? Look at the technology!
141
445612
2121
BJK: Bu harika, değil mi? Teknolojiye bakın!
07:27
It's amazing how it connects us all! It's about connection.
142
447757
4552
Hepimizi birbirimize bağlaması inanılmaz! Bu bağlantıyla ilgili.
07:32
It's simply amazing what's possible because of it.
143
452333
3614
Ondan dolayı mümkün olan şeyler sadece inanılmaz.
07:35
But the Billie Jean King Leadership Initiative
144
455971
2440
Ancak Billie Jean King Liderlik İnisiyatifi,
07:38
is really about the workforce mostly, and trying to change it,
145
458435
3064
daha çok iş gücü ve onu değiştirmeye çalışmakla ilgili,
07:41
so people can actually go to work and be their authentic selves.
146
461523
4345
böylece insanlar gerçekten işlerine giderek kendileri olabiliyorlar.
07:45
Because most of us have two jobs:
147
465892
3037
Çünkü çoğumuzun iki işi var:
07:48
One, to fit in -- I'll give you a perfect example.
148
468953
2619
Biri, kabul edilmek için. Size mükemmel bir örnek vereceğim.
07:51
An African American woman gets up an hour earlier to go to work,
149
471596
3331
Bir Afro-Amerikalı kadın işe gitmek için bir saat erken kalkar,
07:54
straightens her hair in the bathroom,
150
474951
1801
banyoda saçını düzleştirir,
07:56
goes to the bathroom probably four, five, six times a day
151
476776
3183
saçını düzleştirmek için, ortama uyduğuna emin olmak için
07:59
to keep straightening her hair, to keep making sure she fits in.
152
479983
3088
tuvalete günde muhtemelen dört, beş, altı kere gider.
08:03
So she's working two jobs.
153
483095
1270
Bu arada iki işte çalışıyor.
08:04
She's got this other job, whatever that may be,
154
484389
2385
Başka bir işi var, her neyse;
08:06
but she's also trying to fit in.
155
486798
2210
ama onda da ortama uyum sağlamaya çalışıyor.
08:09
Or this poor man who kept his diploma --
156
489032
4043
Ya da diplomasını saklayan bu zavallı adam gibi --
08:13
he went to University of Michigan,
157
493099
1716
Michigan Üniversitesi'ne gitmiş;
08:14
but he never would talk about his poverty as a youngster, ever --
158
494839
3321
ama gençliğindeki yoksulluğundan hiçbir zaman bahsetmiyor, hiçbir zaman --
08:18
just would not mention it.
159
498184
1319
sadece söz etmiyor.
08:19
So he made sure they saw he was well-educated.
160
499527
2249
Yani iyi eğitim aldığını görmelerini sağlıyor.
08:22
And then you see a gay guy who has an NFL --
161
502338
2444
Sonra eşcinsel bir adam görüyorsunuz, NFL'de olan,
08:24
which means American football for all of you out there,
162
504806
2641
sizler için Amerikan futbolu anlamına geliyor,
08:27
it's a big deal, it's very macho --
163
507471
1951
çok önemli bir şey, çok maço
08:29
and he talked about football all the time,
164
509447
2022
ve her zaman futbol hakkında konuştu,
08:31
because he was gay and he didn't want anybody to know.
165
511493
3580
çünkü eşcinseldi ve kimsenin bilmesini istemiyordu.
08:35
It just goes on and on.
166
515097
1777
Bu böyle gider.
08:36
So my wish for everyone is to be able to be their authentic self 24/7,
167
516898
6113
Bu yüzden benim arzum, herkesin 24/7 kendileri olabilmesi,
08:43
that would be the ultimate.
168
523035
1806
bu nihai nokta.
08:44
And we catch ourselves -- I mean, I catch myself to this day.
169
524865
3526
Kendimizi fark ediyoruz. Yani bu güne dek kendimi fark ettim.
08:48
Even being gay I catch myself, you know, like,
170
528415
2147
Eşcinsel olarak kendimi rahatsız hissettim, bilirsiniz yani,
08:50
(Gasp)
171
530586
1150
(Nefes alma)
08:52
a little uncomfortable, a little surge in my gut,
172
532464
3088
biraz rahatsız edici, biraz mideme ağrı verici,
08:55
feeling not totally comfortable in my own skin.
173
535576
3068
kendimle tamamen barışık hissetmeme.
09:00
So, I think you have to ask yourself --
174
540655
2229
Bu yüzden bence kendinize sormalısınız.
09:02
I want people to be themselves, whatever that is, just let it be.
175
542908
3147
İnsanların kendileri olmalarını istiyorum, her ne iseler öyle olsunlar.
09:06
PM: And the first research the Leadership Initiative did showed that,
176
546079
3712
PM: Billie Jean King Liderlik İnisiyatifi'nin yaptığı ilk araştırma bunu gösterdi,
09:09
that these examples you just used --
177
549815
3236
biraz önce bahsettiğiniz örnekleri,
09:13
that many of us have the problem of being authentic.
178
553075
4805
birçoğumuzun kendimiz olmakla ilgili sorunları olduğunu.
09:17
But what you've just looked at is this millennial generation,
179
557904
4025
Ama baktığınız, milenyum kuşağı,
09:21
who have benefited from all these equal opportunities --
180
561953
3538
bütün bu eşit imkânlardan yararlanmakta olan,
09:25
which may not be equal but exist everywhere --
181
565515
2161
eşit olmasa da, her yerde mevcut olan.
09:27
BJK: First of all, I'm really lucky.
182
567700
1719
BJK: Öncelikle, ben gerçekten şanslıyım.
09:29
Partnership with Teneo, a strategic company that's amazing.
183
569443
4532
Teneo ile ortaklık, inanılmaz bir stratejik şirket.
09:33
That's really the reason I'm able to do this.
184
573999
2173
Bunu yapabilmemin gerçekten sebebi bu.
09:36
I've had two times in my life
185
576517
1461
Hayatımda iki kere,
09:38
where I've actually had men really behind me with power.
186
578002
2686
aslında arkamda güçlü iki adam oldu.
09:40
And that was in the old days with Philip Morris with Virginia Slims,
187
580712
3290
Eski günlerde, Philip Morris'le, Virginia Slims'le
09:44
and this is the second time in my entire life.
188
584026
2334
ve hayatım boyunca bu da ikincisi.
09:46
And then Deloitte.
189
586384
1349
Sonra Deloitte.
09:49
The one thing I wanted was data -- facts.
190
589157
2785
İstediğim tek şey veriydi, gerçekler.
09:52
So Deloitte sent out a survey,
191
592465
1727
Bu yüzden Deloitte anketi gönderdi,
09:54
and over 4,000 people now have answered,
192
594216
4005
şimdilik 4.000'nin üzerinde kişi cevapladı
09:58
and we're continuing in the workplace.
193
598245
1884
ve iş yerlerinde devam ediyoruz.
10:00
And what do the millennials feel?
194
600871
2429
Milenyum kuşağı ne hissediyor?
10:04
Well, they feel a lot, but what they're so fantastic about is --
195
604157
3261
Çok şey hissediyorlar, ama bu kadar şahane olma nedenleri --
10:07
you know, our generation was like, "Oh, we're going to get representation."
196
607442
3529
bilirsiniz, bizim kuşağımız şöyleydi, "Temsil edileceğiz."
10:10
So if you walk into a room, you see everybody represented.
197
610995
2788
Bu yüzden bir odaya girerseniz, herkesi temsil ediliyor görürsünüz.
10:13
That's not good enough anymore, which is so good!
198
613807
2470
Bu artık yeterli değil, ki bu harika!
10:16
So the millennials are fantastic; they want connection, engagement.
199
616301
4220
Yani milenyum kuşağı şahane; irtibat, bağlantı istiyorlar.
10:20
They just want you to tell us what you're feeling, what you're thinking,
200
620545
3424
Sadece ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü söylemenizi istiyorlar
10:23
and get into the solution.
201
623993
1253
ve çözüme girişiyorlar.
10:25
They're problem-solvers,
202
625270
1238
Problem çözücüler
10:26
and of course, you've got the information at your fingertips,
203
626532
2875
ve benim yetiştiğim zamanla karşılaştırırsak,
10:29
compared to when I was growing up.
204
629431
2702
elbette bilgi parmaklarınızın ucunda.
10:32
PM: What did the research show you about millennials?
205
632157
2528
PM: Araştırma milenyum kuşağıyla ilgili ne gösterdi?
10:34
Are they going to make a difference?
206
634709
1719
Bir fark yaratacaklar mı?
10:36
Are they going to create a world where there is really an inclusive work force?
207
636452
4017
Gerçekten daha kapsamlı bir işgücünün olduğu bir dünya yaratacaklar mı?
10:40
BJK: Well, in 2025, 75 percent of the global workforce
208
640493
5892
BJK: 2025'te küresel işgücünün yüzde 75'i
10:46
is going to be millennials.
209
646409
1440
milenyum kuşağı olacak.
10:48
I think they are going to help solve problems.
210
648202
2287
Bence sorunları çözmeye yardımcı olacaklar.
10:50
I think they have the wherewithal to do it.
211
650513
2096
Bence bunu yapma imkânları var.
10:52
I know they care a lot.
212
652633
1571
Çok önemsediklerini biliyorum.
10:54
They have big ideas and they can make big things happen.
213
654228
4476
Büyük fikirleri var ve büyük işler gerçekleştirebiliyorlar.
10:59
I want to stay in the now with the young people,
214
659049
2318
Gençlerle bugünde kalmak istiyorum,
11:01
I don't want to get behind.
215
661391
1894
geriye gitmek istemiyorum.
11:04
(Laughter)
216
664673
1671
(Gülüşmeler)
11:06
PM: I don't think there's any chance!
217
666368
1806
PM: Bence başka şans yok!
11:09
But what you found out in the research about millennials
218
669604
2995
Ancak araştırmada milenyum kuşağıyla ilgili bulduğunuz şeyler,
11:12
is not really the experience that a lot of people have with millennials.
219
672623
4627
birçok insanın milenyum kuşağıyla ilgili deneyimlediği şeyler değil.
11:17
BJK: No, well, if we want to talk -- OK, I've been doing my little mini-survey.
220
677274
3764
BJK: Hayır, konuşmak istiyorsak -- Tamam, kendi küçük araştırmamı yapıyordum.
11:21
I've been talking to the Boomers, who are their bosses, and I go,
221
681062
4883
Onların patronları olan bebek patlaması kuşağıyla konuşuyordum ve şöyle dedim,
11:25
"What do you think about the millennials?"
222
685969
2046
"Milenyum kuşağıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?"
11:28
And I'm pretty excited, like it's good,
223
688039
1876
Ben çok heyecanlıyım, yani çok iyiymiş gibi
11:29
and they get this face --
224
689939
1456
ve yüzleri şöyle oldu --
11:31
(Laughter)
225
691419
2316
(Gülüşmeler)
11:33
"Oh, you mean the 'Me' generation?"
226
693759
1682
"Yani, 'Ben' jenerasyonu mu?"
11:35
(Laughter)
227
695465
1581
(Gülüşmeler)
11:37
I say, "Do you really think so?
228
697070
1488
Ben de, "Gerçekten öyle mi düşünüyorsunuz?
11:38
Because I do think they care about the environment
229
698582
2882
Çünkü çevre ve benzeri şeyleri önemsediklerini
11:41
and all these things."
230
701488
1295
düşünüyorum." dedim.
11:43
And they go, "Oh, Billie, they cannot focus."
231
703442
4485
Onlar da şöyle dediler, "Billie, onlar odaklanamıyor."
11:47
(Laughter)
232
707951
2702
(Gülüşmeler)
11:50
They actually have proven
233
710677
1619
Gerçekten de 18 yaşındaki birinin
11:52
that the average focus for an 18-year-old is 37 seconds.
234
712320
3494
ortalama odaklanma süresinin 37 saniye olduğunu kanıtladılar.
11:55
(Laughter)
235
715838
1569
(Gülüşmeler)
11:57
They can't focus.
236
717431
1399
Odaklanamıyorlar.
11:58
And they don't really care.
237
718854
1409
Gerçekten umursamıyorlar.
12:00
I just heard a story the other night:
238
720287
1841
Geçen gece şöyle bir hikâye duydum:
12:02
a woman owns a gallery and she has these workers.
239
722152
2430
Bir kadın bir galerinin sahibi ve çalışanları var.
12:05
She gets a text from one of the workers,
240
725547
3165
Stajyer olan çalışanlardan birinden bir
12:08
like an intern, she's just starting -- she goes,
241
728736
2648
mesaj alıyor, kız şöyle başlıyor, şöyle söylüyor,
12:11
"Oh, by the way, I'm going to be late because I'm at the hairdresser's."
242
731408
3383
"Bu arada, geç kalacağım, çünkü kuafördeyim."
12:14
(Laughter)
243
734815
4912
(Gülüşmeler)
12:19
So she arrives, and this boss says,
244
739751
3812
Sonra işe geliyor ve patronu şöyle diyor,
12:23
"What's going on?"
245
743587
1151
"Neler oluyor?"
12:24
And she says, "Oh, I was late, sorry, how's it going?"
246
744762
2526
O da şöyle diyor, "Üzgünüm geciktim, nasıl gidiyor?"
12:27
She says, "Well, guess what? I'd like you leave, you're finished."
247
747312
4100
Şöyle yanıtlıyor, "Tahmin et. Gitmeni istiyorum, işin bitti."
12:31
She goes, "OK."
248
751436
1366
O da şöyle diyor, "Tamam."
12:32
(Laughter)
249
752826
3202
(Gülüşmeler)
12:36
No problem!
250
756052
1151
Sorun değil!
12:37
PM: Now Billie, that story --
251
757227
1422
PM: Şimdi Billie, bu hikâye --
12:38
I know, but that's what scares the boomers --
252
758673
2434
BJK: Biliyorum, bebek patlaması kuşağını korkutan şey bu --
12:41
I'm just telling you -- so I think it's good for us to share.
253
761131
2863
Hakikaten öyle, bu yüzden paylaşmamızın yararlı olduğunu düşünüyorum.
12:44
(Laughter)
254
764018
1569
(Gülüşmeler)
12:45
No, it is good for us to share,
255
765611
1483
Hayır, paylaşmamız iyi bir şey,
12:47
because we're our authentic selves and what we're really feeling,
256
767118
3069
çünkü bu gerçek benliğimiz ve gerçekten hissetiğimiz şeyler.
12:50
so we've got to take it both ways, you know?
257
770211
2273
Bu yüzden iki taraflı düşünmeliyiz, değil mi?
12:52
But I have great faith because --
258
772508
1947
Ama inancım çok fazla, çünkü --
12:54
if you've been in sports like I have --
259
774479
2893
eğer benim gibi sporun içindeyseniz --
12:57
every generation gets better.
260
777396
1633
her kuşak daha iyi oluyor.
12:59
It's a fact.
261
779053
1285
Bu bir gerçek.
13:00
With the Women's Sports Foundation being the advocates for Title IX still,
262
780362
4009
Kadın Sporcular Vakfı'nın 9. Başlık'ın savunucusu olmasıyla hâlâ,
13:04
because we're trying to keep protecting the law,
263
784395
2253
yasayı korumaya çalıştığımız için,
13:06
because it's in a tenuous position always,
264
786672
3145
her zaman bu zayıf bir pozisyon olduğu için,
13:09
so we really are concerned,
265
789841
1880
gerçekten endişeliyiz
13:11
and we do a lot of research.
266
791745
1691
ve bir sürü araştırma yapıyoruz.
13:13
That's very important to us.
267
793460
1674
Bu bizim için çok önemli.
13:15
And I want to hear from people.
268
795158
1595
İnsanların fikirlerini almak istiyorum.
13:17
But we really have to protect what Title IX stands for worldwide.
269
797407
5449
Ancak dünya çapında 9. Başlık'ın savunduğu şeyleri korumak zorundayız.
13:22
And you heard President Carter talk about how Title IX is protected.
270
802880
4766
Başkan Carter'in 9. Başlık'ın nasıl korunduğuna dair neler söylediğini duydunuz.
13:28
And do you know that every single lawsuit
271
808598
3594
Kızların, en azından sporda --
13:32
that girls, at least in sports, have gone up against --
272
812216
3518
hangi kuruluş olursa olsun --
13:35
whatever institutions --
273
815758
2409
aleyhe açtığı bütün davaları kazandığını
13:38
has won?
274
818191
1401
biliyor muydunuz?
13:39
Title IX is there to protect us.
275
819616
2131
9. Başlık bizi korumak için burada.
13:42
And it is amazing.
276
822199
1589
Bu harika.
13:43
But we still have to get the hearts and minds --
277
823812
3976
Ancak hâlen çok destek almalıyız,
13:47
the hearts and minds to match the legislation is huge.
278
827812
2737
devlet yasasını eşleştirmek için çok destek almak önemli.
13:50
PM: So what gets you up every morning?
279
830573
2083
PM: Sizi her sabah yataktan kaldıran şey ne?
13:52
What keeps you sustaining your work,
280
832680
2432
İşinizi sürdürmenizi, eşitlik için
13:55
sustaining the fight for equality, extending it,
281
835136
3198
savaşınızı sürdürmenizi, onu geliştirmenizi,
13:58
always exploring new areas, trying to find new ways ... ?
282
838358
3431
hep yeni alanlar bulmanızı, yeni yollar bulmaya çalışmanızı ne sağlıyor?
14:01
BJK: Well, I always drove my parents crazy because I was always the curious one.
283
841813
3770
BJK: Ebeveynlerimi çıldırtan hep bendim, çünkü her zaman meraklı olan bendim.
14:06
I'm highly motivated.
284
846678
1744
Motivasyonum oldukça yüksek.
14:08
My younger brother was a Major League Baseball player.
285
848446
3779
Küçük erkek kardeşim, Büyük Lig Beyzbol oyuncusuydu.
14:12
My poor parents did not care if we were any good.
286
852745
2551
Zavallı ebeveynlerim iyi olup olmadığımızı önemsemediler.
14:15
(Laughter)
287
855320
1242
(Gülüşmeler)
14:16
And we drove them crazy because we pushed,
288
856586
2739
Onları çıldırttık, çünkü onları zorladık,
14:19
we pushed because we wanted to be the best.
289
859349
2002
onları zorladık, çünkü en iyi olmak istiyorduk.
14:24
And I think it's because of what I'm hearing today in TED talks.
290
864587
4826
Bence nedeni bugün TED konuşmalarında duyduğum şeyler.
14:29
I think to listen to these different women,
291
869858
3656
Bence bu farklı kadınları dinlemek,
14:33
to listen to different people,
292
873538
1480
bu farklı insanları dinlemek,
14:35
to listen to President Carter -- 90 years old, by the way,
293
875042
3246
Başkan Carter'ı dinlemek -- bu arada kendisi 90 yaşında
14:38
and he we was throwing these figures out that I would never --
294
878312
3472
ve benim yapamayacağım şekilde o rakamları ortaya atıyordu --
14:41
I'd have to go,
295
881808
1154
gidip şöyle demeliydim,
14:42
"Excuse me, wait a minute, I need to get a list out of these figures."
296
882986
3291
"Pardon, bir dakika, bu rakamların bir listesini almam lazım."
14:46
He was rattling off -- I mean, that's amazing, I'm sorry.
297
886301
2677
Ezberden söylüyordu. Yani bu inanılmaz, pardon.
14:49
PM: He's an amazing man.
298
889931
1398
PM: O muhteşem biri.
14:51
(Applause)
299
891353
2708
(Alkış)
14:54
BJK: And then you're going to have President Mary Robinson,
300
894085
3392
BJK: Sonra Başkan Mary Robinson var,
14:57
who's a former president --
301
897501
1885
kendisi eski başkan.
14:59
Thank you, Irish! 62 percent! LGBTQ! Yes!
302
899410
4882
Teşekkürler, İrlandalı! Yüzde 62! LGBTQ! Evet!
15:04
(Applause)
303
904316
1154
(Alkış)
15:05
Congress is voting in June on same-sex marriage,
304
905494
3417
Meclis Haziran'da eş cinsel evliliğini oylayacak,
15:08
so these are things that for some people are very hard to hear.
305
908935
3936
bazı insanlar için bu şeyleri duymak çok zor.
15:12
But always remember, every one of us is an individual,
306
912895
2781
Ama hep hatırlayın, her birimiz bireyiz,
15:15
a human being with a beating heart,
307
915700
1672
kalbi atan bir insanoğlu,
15:17
who cares and wants to live their authentic life.
308
917396
4128
umursayan ve kendilerine özgü hayatlarını yaşamak isteyen.
15:22
OK? You don't have to agree with somebody,
309
922258
2116
Tamam, birisiyle aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz;
15:24
but everyone has the opportunity.
310
924398
1713
ama herkesin olanakları var.
15:27
I think we all have an obligation
311
927824
3175
Bence hepimizin iğneyi ilerletmeye devam etmek
15:31
to continue to keep moving the needle forward, always.
312
931023
4864
için sorumluluğu olmalı, her zaman.
15:35
And these people have been so inspiring.
313
935911
1998
Bu insanlar çok ilham vericiydi.
15:38
Everyone matters.
314
938705
1158
Herkes önemli.
15:39
And every one of you is an influencer.
315
939887
1877
Her biriniz ilham vericisiniz.
15:41
You out there listening, out there in the world, plus the people here --
316
941788
3410
Orada dinleyenler, orada dünyadakiler, artı buradaki insanlar,
15:45
every single person's an influencer.
317
945222
1815
her bir kişi ilham verici.
15:47
Never, ever forget that. OK?
318
947061
2518
Bunu hiç, ama hiç unutmayın. Tamam mı?
15:49
So don't ever give up on yourself.
319
949603
2320
Hiçbir zaman vazgeçmeyin.
15:52
PM: Billie, you have been an inspiration for us.
320
952622
2278
PM: Billie, bizim için ilham verici oldun.
15:54
BJK: Thanks, Pat!
321
954924
1150
BJK: Teşekkürler Pat.
15:56
(Applause)
322
956098
3815
(Alkış)
15:59
Thanks, TED!
323
959937
1151
Teşekkürler TED!
16:01
(Applause)
324
961112
1992
(Alkış)
16:03
Thanks a lot!
325
963128
1150
Çok teşekkürler!
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7