Taryn Simon: The stories behind the bloodlines

54,635 views ・ 2012-04-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Seyda Uysal Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:16
This is Shivdutt Yadav,
0
16260
2000
Bu gördüğünüz, Shivdutt Yadav. Hindistan
00:18
and he's from Uttar Pradesh, India.
1
18260
3000
Uttar Pradesh'li.
00:21
Now Shivdutt was visiting the local land registry office
2
21260
3000
Shivdutt Uttar Pradesh'te tapu dairesini
00:24
in Uttar Pradesh,
3
24260
2000
ziyaret ettiği sırada resmi kayıtlarda
00:26
and he discovered
4
26260
2000
kendisinin ölmüş olarak kaydedilmiş
00:28
that official records were listing him as dead.
5
28260
2000
olduğunu farketti.
00:30
His land was no longer registered
6
30260
2000
Arsası artık kendi adına
00:32
in his name.
7
32260
2000
kayıtlı değildi.
00:34
His brothers, Chandrabhan and Phoolchand,
8
34260
3000
İki erkek kardeşi Chandrabhan
00:37
were also listed as dead.
9
37260
2000
ve Phoolchand da ölmüş olarak gözüküyordu.
00:39
Family members had bribed officials
10
39260
2000
Akrabaları soydan miras geçişini engelleme
00:41
to interrupt the hereditary transfer of land
11
41260
3000
amacıyla, erkek kardeşlerin ölümünü beyan
00:44
by having the brothers declared dead,
12
44260
2000
ederek babasına atalarından kalan payı
00:46
allowing them to inherit
13
46260
2000
üzerlerine almak için tapu memurlarına
00:48
their father's share of the ancestral farmland.
14
48260
3000
zamanında rüşvet ödemişlerdi.
00:51
Because of this, all three brothers and their families
15
51260
3000
Bu nedenle, bu üç kardeş ve aileleri
00:54
had to vacate their home.
16
54260
3000
evlerini boşaltmak zorunda kaldılar.
00:57
According to the Yadav family,
17
57260
2000
Yadav ailesine göre yerel mahkeme
00:59
the local court has been scheduling a case review
18
59260
2000
2001 yılından bu yana duruşma tarihi
01:01
since 2001,
19
61260
2000
belirliyordu fakat
01:03
but a judge has never appeared.
20
63260
3000
yargıç hiç bir zaman duruşmaya gelmemişti.
01:06
There are several instances in Uttar Pradesh
21
66260
2000
Uttar Pradesh'te davaların düzgün
01:08
of people dying
22
68260
2000
yorumlanmasından önce bu insanların
01:10
before their case is given a proper review.
23
70260
3000
ölümlerine dair bir takım örnekler mevcut.
01:13
Shivdutt's father's death and a want for his property
24
73260
3000
Shivdutt'un babasının ölümü ve onun mülküne olan talep
01:16
led to this corruption.
25
76260
3000
bu yolsuzluğa sebep oldu.
01:19
He was laid to rest in the Ganges River,
26
79260
2000
Cenazesi ölenlerin yakıldığı veya
01:21
where the dead are cremated along the banks of the river
27
81260
2000
ağır taşlara bağlanarak batırıldığı
01:23
or tied to heavy stones and sunk in the water.
28
83260
4000
Ganj Nehri'ne huzur bulması için bırakıldı.
01:27
Photographing these brothers
29
87260
2000
Bu erkek kardeşleri fotoğraflamak
01:29
was a disorienting exchange
30
89260
2000
kafa karıştıran bir durumdu.
01:31
because on paper they don't exist,
31
91260
2000
Çünkü resmi olarak hayatta değillerdi.
01:33
and a photograph is so often used as an evidence of life.
32
93260
3000
Fotoğraf ise hayatta olduğuna dair bir kanıttı.
01:36
Yet, these men remain dead.
33
96260
3000
Fakat, bu kardeşler ölü olarak kaldı.
01:39
This quandary led to the title of the project,
34
99260
2000
Bu dilemma projenin başlığını oluşturdu.
01:41
which considers in many ways
35
101260
3000
Birçok yönden kendimizi yaşayan ölüler olarak
01:44
that we are all the living dead
36
104260
2000
değerlendirebiliriz.
01:46
and that we in some ways represent
37
106260
2000
Bazı yönlerden de geçmişin
01:48
ghosts of the past and the future.
38
108260
3000
ve geleceğin hayaletlerini temsil ediyoruz.
01:53
So this story is the first of 18 chapters
39
113260
2000
İşte bu hikaye benim ['' Yaşayan ama
01:55
in my new body of work titled "A Living Man Declared Dead and Other Chapters."
40
115260
5000
Ölü Beyan Edilen Adam ve Diğer Bölümler'' ] başlıklı
02:00
And for this work,
41
120260
2000
yeni çalışmamın ilk 18 bölümüdür.
02:02
I traveled around the world over a four-year period
42
122260
2000
Bu çalışma için 4 yılı aşkın bir sürede
02:04
researching and recording bloodlines
43
124260
2000
soy ağaçlarını ve onların nesline ait
02:06
and their related stories.
44
126260
3000
hikayeleri araştırdım ve kaydettim.
02:09
I was interested in ideas surrounding fate
45
129260
3000
Kaderle çevrelenmiş fikirlere ve kaderimizin kan bağımızla
02:12
and whether our fate is determined
46
132260
2000
şansımızla ya da
02:14
by blood, chance or circumstance.
47
134260
3000
durumumuzla ilgili olup olmadığıyla ilgileniyordum.
02:19
The subjects I documented
48
139260
2000
Belgelediğim konular,
02:21
ranged from feuding families in Brazil
49
141260
2000
Brezilya'daki kavga eden ailelerden
02:23
to victims of genocide in Bosnia
50
143260
2000
Bosna soykırımına, uçak kaçıran ilk kadına
02:25
to the first woman to hijack an airplane
51
145260
2000
ve Hindistan'daki yaşayan ölülere kadar
02:27
and the living dead in India.
52
147260
3000
değişkenlik gösteriyordu.
02:30
In each chapter, you can see the external forces
53
150260
3000
Her bir bölümde, hükümet, güç ve toprak
02:33
of governance, power and territory or religion
54
153260
3000
ya da din gibi dış güçlerin psikolojik
02:36
colliding with the internal forces
55
156260
2000
ve fiziksel miras gibi iç güçlerle
02:38
of psychological and physical inheritance.
56
158260
4000
çatıştığını görebilirsiniz.
02:42
Each work that I make
57
162260
2000
Oluşturduğum her bir çalışma
02:44
is comprised of three segments.
58
164260
2000
3 parçadan oluşmaktadır.
02:46
On the left are one or more portrait panels
59
166260
3000
Sol tarafta sistematik olarak düzenlediğim
02:49
in which I systematically order
60
169260
2000
soy ağacının üyelerini gösteren bir ya da
02:51
the members of a given bloodline.
61
171260
2000
daha fazla portre paneli bulunmaktadır.
02:53
This is followed by a text panel, it's designed in scroll form,
62
173260
3000
Devamında aşağıya
02:56
in which I construct
63
176260
2000
kaydırılabilen bir formda dizayn edilmiş,
02:58
the narrative at stake.
64
178260
2000
bahsettiğim hikayenin yazılı olduğu ve
03:00
And then on the right is what I refer to as a footnote panel.
65
180260
3000
sağda da benim dipnot olarak adlandırdığım bir panel bulunuyor.
03:03
It's a space that's more intuitive
66
183260
2000
Burası hikayenin fragmanını,
03:05
in which I present fragments of the story,
67
185260
2000
diğer hikayelerin başlangıcını,
03:07
beginnings of other stories, photographic evidence.
68
187260
3000
fotoğraf kanıtlarını sunduğum daha sezgisel olan bir alan.
03:10
And it's meant to kind of reflect
69
190260
3000
İşte bu,
03:13
how we engage with histories or stories on the Internet,
70
193260
2000
internetteki hikayelere ve geçmişe
03:15
in a less linear form.
71
195260
2000
nasıl dahil olduğumuzun tam olarak
03:17
So it's more disordered.
72
197260
2000
doğrusal olmayan yansıması olacaktı.
03:19
And this disorder is in direct contrast
73
199260
3000
Ama bu daha karmaşıktı.
03:22
to the unalterable order of a bloodline.
74
202260
3000
Ve bu karmaşa soyağacının değişmez sırasıyla
03:27
In my past projects I've often worked in serial form,
75
207260
3000
direkt bir zıtlık içerisindeydi. Eski projelerimde,
03:30
documenting things that have
76
210260
2000
genellikle sıralı bir düzende, belirlenen
03:32
the appearance of being comprehensive
77
212260
2000
başlığa ve sunuma bakılırsa kapsamlı
03:34
through a determined title and a determined presentation,
78
214260
3000
görünen ama aslında oldukça
03:37
but in fact, are fairly abstract.
79
217260
3000
soyut olan şeyleri belgeleyerek çalıştım.
03:40
In this project I wanted to work in the opposite direction
80
220260
2000
Bu projede, farklı yönde çalışıp,
03:42
and find an absolute catalog,
81
222260
3000
net bir katalog ortaya çıkarmak istedim,
03:45
something that I couldn't interrupt, curate or edit by choice.
82
225260
4000
tercihe bağlı olarak müdahale edip, düzenleyip,değiştiremeyeceğim bir şey.
03:49
This led me to blood.
83
229260
2000
Bu beni kan bağına yöneltti.
03:51
A bloodline is determined and ordered.
84
231260
3000
Soy kütüğü, kesin ve düzenlidir.
03:54
But the project centers
85
234260
2000
Ama bu proje,
03:56
on the collision of order and disorder --
86
236260
2000
düzenin ve düzensizliğin çatışmasına --
03:58
the order of blood butting up against the disorder
87
238260
3000
bölümlerimin konusu olan sıklıkla kaotik
04:01
represented in the often chaotic and violent stories
88
241260
3000
ve şiddet içeren hikayelerle temsil edilen soy düzeninin
04:04
that are the subjects of my chapters.
89
244260
3000
düzensizlikle bitişik olması olayına odaklanmıştır.
04:07
In chapter two, I photograph the descendants of Arthur Ruppin.
90
247260
4000
[Bölüm 2] Burada Arthur Ruppin'in soyundan gelen kişileri fotoğrafa alıyorum
04:11
He was sent in 1907 to Palestine
91
251260
3000
Kendisi, Yahudilerin yerleşmesi için
04:14
by the Zionist organization
92
254260
2000
arazi bakması ve toprak alması amacıyla
04:16
to look at areas for Jewish settlement
93
256260
3000
Siyonist bir kurum tarafından
04:19
and acquire land for Jewish settlement.
94
259260
3000
1907'de Filistin'e gönderildi.
04:22
He oversaw land acquisition
95
262260
2000
Yahudi devletinin kurulmasını sağlayan
04:24
on behalf of the Palestine Land Development Company
96
264260
3000
Filistin Arazi Islahı Şirketi adına
04:27
whose work led to the establishment
97
267260
2000
toprak alma işlerini
04:29
of a Jewish state.
98
269260
3000
denetleyen kişiydi.
04:32
Through my research at the Zionist Archives in Jerusalem,
99
272260
3000
Kudüs'teki Siyonist Arşivlerinde yaptığım araştırmayla
04:35
I wanted to look at the early paperwork
100
275260
2000
Yahudi devletinin kurulması ile ilgili
04:37
of the establishment of the Jewish state.
101
277260
2000
ilk yıllarındaki evraklara bakmak istedim.
04:39
And I found these maps which you see here.
102
279260
3000
İşte burada gördüğünüz haritaları buldum.
04:42
And these are studies
103
282260
2000
Ve bunlar da Siyonist kurum tarafından
04:44
commissioned by the Zionist organization
104
284260
2000
desteklenmiş, Yahudi yerleşimi için
04:46
for alternative areas for Jewish settlement.
105
286260
2000
alternatif alanlara yönelik çalışmalar.
04:48
In this, I was interested in the consequences
106
288260
2000
Burada coğrafyanın getirdiği sonuçlarla
04:50
of geography
107
290260
2000
ilgilenip, İsrail'in Uganda'da olması
04:52
and imagining how the world would be different
108
292260
2000
durumunda, dünyanın nasıl farklı bir yer
04:54
if Israel were in Uganda,
109
294260
3000
olacağını hayal ediyorum.
04:57
which is what these maps demonstrate.
110
297260
2000
Bunu ise, işte bu haritalar gösteriyor.
04:59
These archives in Jerusalem,
111
299260
2000
Kudüs'teki bu arşivler, 1919 ile 1965
05:01
they maintain a card index file
112
301260
2000
arasında ilk önce Filistin'e sonra
05:03
of the earliest immigrants and applicants for immigration
113
303260
3000
İsrail'e giden ilk göçmenlerin ve göç başvurusu yapan kişilerin
05:06
to Palestine, and later Israel,
114
306260
2000
kartlarının dizin kütüğü
05:08
from 1919 to 1965.
115
308260
3000
niteliğindedir.
05:13
Chapter three:
116
313260
2000
[Bölüm 3]
05:15
Joseph Nyamwanda Jura Ondijo
117
315260
3000
Joseph Nyamwanda Jura Ondijo, Kenya'daki
05:18
treated patients outside of Kisumu, Kenya
118
318260
3000
Kisumu'nun dışından olan hastalarını,
05:21
for AIDS, tuberculosis, infertility,
119
321260
3000
AIDS, tüberküloz, kısırlık, ruhsal bozukluk
05:24
mental illness, evil spirits.
120
324260
2000
ve kötü ruhlara karşı tedavi etti.
05:26
He's most often paid for his services
121
326260
3000
Hizmeti karşılığında, nakit ödeme yapıldı,
05:29
in cash, cows or goats.
122
329260
3000
inek ya da keçi verildi.
05:32
But sometimes when his female patients
123
332260
2000
Ama bayan hastalarının,
05:34
can't afford his services,
124
334260
2000
ödemeye güçlerinin yetmediği durumlarda,
05:36
their families give the women to Jura
125
336260
3000
aileleri, bu kadınları Jura'ya
05:39
in exchange for medical treatment.
126
339260
2000
tıbbi tedavinin karşılığı olarak verdiler.
05:41
As a result of these transactions,
127
341260
2000
Bu ticari işlemleri sonucu olarak Jura'nın
05:43
Jura has nine wives,
128
343260
2000
9 karısı
05:45
32 children
129
345260
2000
32 çocuğu
05:47
and 63 grandchildren.
130
347260
2000
ve 63 torunu vardır.
05:49
In his bloodline you see the children and grandchildren here.
131
349260
3000
Soy kütüğünde, çocuklarla torunları burada görüyorsunuz.
05:54
Two of his wives were brought to him
132
354260
2000
Karılarından ikisi kendisine
05:56
suffering from infertility
133
356260
2000
kısır oldukları için tedaviye getirilmişti
05:58
and he cured them,
134
358260
3000
ve onları tedavi etti,
06:01
three for evil spirits,
135
361260
2000
üçü kötü ruhlar için,
06:03
one for an asthmatic condition and severe chest pain
136
363260
3000
biri astım ve şiddetli göğüs ağrısı için,
06:06
and two wives Ondijo claims he took for love,
137
366260
3000
ve iki karısını da onları sevdiği için
06:09
paying their families a total of 16 cows.
138
369260
3000
ailelerine toplamda 16 inek vererek aldığını iddia etti.
06:12
One wife deserted him
139
372260
2000
Karılarından birisi, kendisini terk etti,
06:14
and another passed away during treatment for evil spirits.
140
374260
4000
diğeri kötü ruhlara karşı tedavi esnasında öldü.
06:18
Polygamy is widely practiced in Kenya.
141
378260
3000
Çok eşlilik, Kenya'da yaygın olarak uygulanmaktadır.
06:21
It's common among a privileged class
142
381260
2000
Çok çeyiz yapmaya ve birden fazla eve
06:23
capable of paying numerous dowries
143
383260
2000
sahip olmaya gücü yeten,
06:25
and keeping multiple homes.
144
385260
2000
ayrıcalıklı bir sınıfta yaygındır.
06:27
Instances of prominent social and political figures
145
387260
3000
Çok eşli ilişkilerde, önde gelen sosyal ve siyasi figürlerin
06:30
in polygamous relationships
146
390260
2000
örnekleri, çok eşli evliliğin
06:32
has led to the perception of polygamy
147
392260
3000
zenginlik, statü ve güç sembolü olarak
06:35
as a symbol of wealth, status and power.
148
395260
5000
algılanmasına yol açtı.
06:40
You may notice in several of the chapters that I photographed
149
400260
3000
Fotoğrafladığım bölümlerin çoğunda,
06:43
there are empty portraits.
150
403260
2000
boş portreleri farketmiş olabilirsiniz.
06:45
These empty portraits represent individuals,
151
405260
2000
Bu boş portreler, kişileri, şu anda
06:47
living individuals, who couldn't be present.
152
407260
3000
var olmayabilir dediğimiz kişileri temsil ediyor.
06:50
And the reasons for their absence are given in my text panel.
153
410260
3000
Var olmama sebepleri, yazılı panelimde bulunuyor.
06:53
They include dengue fever,
154
413260
2000
Sebeplerden bazıları,
06:55
imprisonment, army service,
155
415260
2000
dang humması, hapse girme, askerlik
06:57
women not allowed to be photographed
156
417260
2000
görevi, dini ve kültürel sebeplerden
06:59
for religious and cultural reasons.
157
419260
3000
kadınları fotoğraflanamamasıdır.
07:02
And in this particular chapter,
158
422260
2000
Ve İşte bu bölümde ise,
07:04
it's children whose mothers
159
424260
2000
babaları onları kaçırabilir korkusuyla
07:06
wouldn't allow them to travel to the photographic shoot
160
426260
2000
annelerinin fotoğraf alanına gitmelerine
07:08
for fear that their fathers would kidnap them during it.
161
428260
4000
izin vermediği çocuklar var.
07:14
Twenty-four European rabbits
162
434260
2000
[Bölüm 6] 24 ada tavşanı,
07:16
were brought to Australia in 1859
163
436260
2000
İngiliz bir yerleşimci tarafından
07:18
by a British settler
164
438260
2000
sportif amaçlarla avlamak için 1856'da
07:20
for sporting purposes, for hunting.
165
440260
3000
Avustralya'ya getirildi.
07:23
And within a hundred years,
166
443260
2000
Yüz yıl içinde, bu 24 tavşanlık kitlenin
07:25
that population of 24 had exploded to half a billion.
167
445260
4000
nüfusu yarım milyara çıktı.
07:29
The European rabbit has no natural predators in Australia,
168
449260
3000
Ada tavşanını avlayacak yırtıcı bir hayvan türü yok
07:32
and it competes with native wildlife
169
452260
2000
ve bu tavşan yaban hayatla rekabet ediyor,
07:34
and damages native plants
170
454260
2000
yerli bitkilere zarar verip
07:36
and degrades the land.
171
456260
2000
toprağı alt üst ediyor.
07:38
Since the 1950s,
172
458260
2000
Avustralya 1950'lerden bu yana
07:40
Australia has been introducing lethal diseases
173
460260
3000
vahşi tavşan nüfusunun büyümesini
07:43
into the wild rabbit population
174
463260
2000
kontrol edebilmek için,
07:45
to control growth.
175
465260
2000
ölümcül hastalıklar getirmişlerdir.
07:47
These rabbits were bred at a government facility,
176
467260
3000
Bir grup tavşan, bir devlet tesisi olan
07:50
Biosecurity Queensland,
177
470260
2000
Biosecurity Queensland'de yetiştirilmiş.
07:52
where they bred three bloodlines of rabbits
178
472260
2000
Üç soy boyunca tavşanları besleyip
07:54
and have infected them with a lethal disease
179
474260
2000
ölümcül bir hastalık bulaştırdılar
07:56
and are monitoring their progress
180
476260
2000
onları öldürüp öldürmediğini görmek için
07:58
to see if it will effectively kill them.
181
478260
3000
süreci kontrol ettiler.
08:01
So they're testing its virulence.
182
481260
2000
Hastalığın öldürücülüğünü test ettiler.
08:03
During the course of this trial, all of the rabbits died,
183
483260
3000
Deneylerde, birkaç tavşan hariç tüm tavşanlar öldü,
08:06
except for a few, which were euthanized.
184
486260
3000
o birkaç tavşana da ötenazi yapıldı.
08:09
Haigh's Chocolate,
185
489260
2000
Haigh's Chocolate,
08:11
in collaboration
186
491260
2000
Rabbit-Free Australia Kurumu'yla
08:13
with the Foundation for Rabbit-Free Australia,
187
493260
3000
işbirliği yaparak çikolatadan Paskalya tavşanı üretimini
08:16
stopped all production of the Easter Bunny in chocolate
188
496260
3000
durdurdu ve yerine Paskalya keseli tavşanı
08:19
and has replaced it with the Easter Bilby.
189
499260
3000
şeklinde üretim başlattı.
08:22
Now this was done to counter
190
502260
2000
İşte bu, yıllık tavşan kutlamasını
08:24
the annual celebration of rabbits
191
504260
2000
karşılamak, muhtemelen tavşanların
08:26
and presumably make the public more comfortable
192
506260
2000
öldürülmesi konusunda halkı rahatlatmak
08:28
with the killing of rabbits
193
508260
2000
ve Avustralya'ya özgü olan,
08:30
and promote an animal that's native to Australia,
194
510260
2000
hatta Ada tavşanı tehdidi altında olan,
08:32
and actually an animal that is threatened
195
512260
2000
bir hayvanı desteklemek için
08:34
by the European rabbit.
196
514260
3000
yapıldı.
08:38
In chapter seven, I focus on the effects
197
518260
2000
[Bölüm 7], burada bir nesle uygulanmış
08:40
of a genocidal act
198
520260
2000
bir soykırımın etkileri
08:42
on one bloodline.
199
522260
2000
üzerine odaklanıyorum.
08:44
So over a two-day period,
200
524260
2000
İki günlük bir sürede,
08:46
six individuals from this bloodline
201
526260
2000
aynı soya ait altı birey,
08:48
were killed in the Srebrenica massacre.
202
528260
2000
Srebrenitsa katliamı sırasında öldürüldü.
08:50
This is the only work
203
530260
2000
Görsel olarak ölüyü temsil ettiğim
08:52
in which I visually represent the dead.
204
532260
2000
tek çalışma bu.
08:54
But I only represent those
205
534260
2000
Ama sadece İkinci Dünya Savaşı'ndan
08:56
that were killed in the Srebrenica massacre,
206
536260
2000
bu yana Avrupa'da kaydedilmiş en büyük
08:58
which is recorded as the largest mass murder in Europe
207
538260
3000
toplu katliam olan Srebrenitsa katliamında
09:01
since the Second World War.
208
541260
3000
öldürülenleri temsil ediyorum.
09:04
And during this massacre,
209
544260
2000
Bu katliam esnasında, 8000 Bosnalı
09:06
8,000 Bosnian Muslim men and boys
210
546260
2000
Müslüman adam ve erkek çocuk
09:08
were systematically executed.
211
548260
3000
sistematik bir şekilde infaz edildi.
09:11
So when you look at a detail of this work,
212
551260
3000
Bu çalışmanın detaylarına baktığınızda,
09:14
you can see, the man on the upper-left
213
554260
2000
sol üst köşedeki adamın, yanında oturan
09:16
is the father of the woman sitting next to him.
214
556260
2000
kadının, babası olduğunu görebilirsiniz.
09:18
Her name is Zumra.
215
558260
2000
Kadının adı Zumra.
09:20
She is followed by her four children,
216
560260
3000
Onun ardından, Srebrenitsa katliamında
09:23
all of whom were killed in the Srebrenica massacre.
217
563260
3000
öldürülen dört çocuğu geliyor.
09:26
Following those four children is Zumra's younger sister
218
566260
3000
Bu dört çocuğun ardından,
09:29
who is then followed by her children
219
569260
2000
Zumra'nın kız kardeşi, sonrasında
09:31
who were killed as well.
220
571260
3000
onun çocukları geliyor, ki onlar da öldürülmüşler.
09:34
During the time I was in Bosnia,
221
574260
2000
Bosna'da bulunduğum esnada,
09:36
the mortal remains of Zumra's eldest son
222
576260
2000
Zumra'nın en büyük oğlunun cesedi,
09:38
were exhumed from a mass grave.
223
578260
2000
toplu mezardan çıkartıldı.
09:40
And I was therefore able to photograph
224
580260
2000
Bu sayede cesedin bir araya getirilmiş
09:42
the fully assembled remains.
225
582260
2000
parçalarını fotoğraflama imkanım oldu.
09:44
However, the other individuals
226
584260
2000
Fakat diğer kişiler,
09:46
are represented by these blue slides,
227
586260
2000
bunların kimliklerini
09:48
which show tooth and bone samples
228
588260
2000
kanıtlamak amacıyla aile
09:50
that were matched to DNA evidence collected from family members
229
590260
3000
bireylerinden toplanan DNA verisiyle
09:53
to prove they were the identities
230
593260
2000
eşleşen diş ve kemik örneklerini gösteren
09:55
of those individuals.
231
595260
2000
bu mavi slaytlarla temsil ediliyor.
09:57
They've all been given a proper burial,
232
597260
2000
Hepsi de düzgün şekilde defnedilmiş,
09:59
so what remains are these blue slides
233
599260
2000
onlardan geriye kalan ise,
10:01
at the International Commission for Missing Persons.
234
601260
3000
Uluslararası Kayıp Kişiler Komisyonundaki bu mavi slaytlar.
10:06
These are personal effects
235
606260
2000
Bunlar, aile bireyleri aracılığıyla
10:08
dug up from a mass grave
236
608260
2000
kimlik tespiti için bekleyen
10:10
that are awaiting identification from family members
237
610260
3000
ve toplu mezarlardan kazılarak çıkartılmış kişisel eşyalar
10:13
and graffiti at the Potochari battery factory,
238
613260
3000
ve Hollandalı B.M askerlerinin,
10:16
which was where the Dutch U.N. soldiers were staying,
239
616260
3000
daha sonra da Sırp askerlerinin,
10:19
and also the Serbian soldiers later
240
619260
2000
infazlar sırasında kaldığı,
10:21
during the times of the executions.
241
621260
4000
Potochari batarya fabrikasındaki grafitiler.
10:25
This is video footage used at the Milosevic trial,
242
625260
2000
Bu da Milosevic'in duruşmasında kullanılan
10:27
which from top to bottom
243
627260
2000
video görüntüsü, erkek çocukları
10:29
shows a Serbian scorpion unit
244
629260
2000
ve adamların etrafını çevreleyip
10:31
being blessed by an Orthodox priest
245
631260
3000
onları öldürmeden önce Ortodoks bir rahip tarafından
10:34
before rounding up the boys and men
246
634260
2000
kutsanan bir Sırp akrep birimini
10:36
and killing them.
247
636260
2000
baştan sona gösteriyor.
10:40
Chapter 15 is more of a performance piece.
248
640260
4000
[Bölüm 15] daha çok performans içerikli.
10:44
I solicited China's State Council Information Office in 2009
249
644260
4000
Çin'in Danıştay Bilgi Ofisi'nden 2009'da
10:48
to select a multi-generational bloodline
250
648260
3000
bu projede Çin'i temsil edecek
10:51
to represent China for this project.
251
651260
3000
çok kuşaklı bir soy kütüğü talep ettim.
10:54
They chose a large family from Beijing for its size,
252
654260
3000
Pekin'den büyük bir aileyi bireylerinin
10:57
and they declined to give me
253
657260
2000
çok olması sebebiyle seçtiler ve bana
10:59
any further reasoning for their choice.
254
659260
2000
daha fazla açıklama yapmayı reddettiler.
11:01
This is one of the rare situations
255
661260
2000
Bu, hiç boş portrenin olmadığı
11:03
where I have no empty portraits.
256
663260
2000
çok az rastlanan bir durum.
11:05
Everyone showed up.
257
665260
2000
Herkes gözüküyor.
11:07
You can also see the evolution of the one-child-only policy
258
667260
3000
Soykütüğünde ilerledikçe, tek çocuk politikasının
11:10
as it travels through the bloodline.
259
670260
2000
evrimini görebiliyorsunuz.
11:14
Previously known as the Department of Foreign Propaganda,
260
674260
3000
Önceden Dış Propaganda Bakanlığı
11:17
the State Council Information Office
261
677260
3000
olarak bilinen Danıştay Bilgi Ofisi,
11:20
is responsible for all of China's external publicity operations.
262
680260
4000
tüm Çin'in dış tanıtım işlemlerinden sorumludur.
11:24
It controls all foreign media and image production
263
684260
3000
Çin dışındaki tüm yabancı medyayı ve imaj oluşturma sürecini
11:27
outside of China
264
687260
2000
Çin'in içerisinde işlev gören
11:29
from foreign media working within China.
265
689260
2000
yabancı medyayla kontrol eder.
11:31
It also monitors the Internet
266
691260
2000
Aynı zamanda interneti takip eder
11:33
and instructs local media
267
693260
2000
ve yerel medyaya, Tibet, etnik azınlıklar
11:35
on how to handle any potentially controversial issues,
268
695260
3000
insan hakları, din, demokrasi hareketleri ve terörizm gibi
11:38
including Tibet, ethnic minorities,
269
698260
3000
tartışmalı meseleleri
11:41
Human Rights, religion,
270
701260
2000
nasıl ele alması gerektiğine yönelik
11:43
democracy movements and terrorism.
271
703260
3000
talimatlar verir.
11:46
For the footnote panel in this work,
272
706260
3000
Bu çalışmadaki dipnot paneli için, bu ofis bana
11:49
this office instructed me
273
709260
2000
Pekin'deki merkezi televizyon kulesini
11:51
to photograph their central television tower in Beijing.
274
711260
3000
fotoğraflamam için talimat verdi.
11:54
And I also photographed the gift bag they gave me
275
714260
2000
Bir de ayrıldığımda bana verdikleri
11:56
when I left.
276
716260
2000
hediye paketini fotoğrafladım.
12:02
These are the descendants of Hans Frank
277
722260
2000
[Bölüm 11] Bunlar, Hitler'in
12:04
who was Hitler's personal legal advisor
278
724260
3000
şahsi hukuk danışmanı ve işgal edilmiş Polonya'nın valisi
12:07
and governor general of occupied Poland.
279
727260
3000
olan Hans Frank'ın soyu.
12:10
Now this bloodline includes numerous empty portraits,
280
730260
3000
Bu soy kütüğü ise, aile geçmişiyle
12:13
highlighting a complex relationship
281
733260
2000
karmaşık bir ilişkiyi ön plana çıkartan
12:15
to one's family history.
282
735260
3000
çok sayıda boş portre içeriyor.
12:18
The reasons for these absences
283
738260
2000
Katılmayı reddeden insanlar,
12:20
include people who declined participation.
284
740260
3000
bu eksikliklerin sebeplerinden birisi.
12:23
There's also parents who participated
285
743260
3000
Bunun yanısıra, çocuklarının kendi başına
12:26
who wouldn't let their children participate
286
746260
2000
karar vermeleri için çok küçük olduğunu
12:28
because they thought they were too young to decide for themselves.
287
748260
3000
düşünerek kendileri katılım sağlayıp
12:31
Another section of the family
288
751260
2000
çocuklarına izin vermeyen aileler var.
12:33
presented their clothing, as opposed to their physical presence,
289
753260
3000
Ailenin diğer kısmı, kendileri bizzat katılmadılar çünkü öne
12:36
because they didn't want to be identified
290
756260
2000
çıkardığım bu geçmişle ilişkilendirilmek
12:38
with the past that I was highlighting.
291
758260
2000
istemediler ama giysilerini verdiler.
12:40
And finally, another individual
292
760260
2000
Sonunda, bir diğer birey,
12:42
sat for me from behind
293
762260
2000
arkasını dönerek oturdu ve sonra
12:44
and later rescinded his participation,
294
764260
2000
katılımını iptal etti, bu sebeple
12:46
so I had to pixelate him out so he's unrecognizable.
295
766260
3000
tanınmasın diye görüntüyü mozaiklemem gerekti .
12:52
In the footnote panel that accompanies this work
296
772260
2000
Bu çalışmadaki dipnot panelinde,
12:54
I photographed an official Adolph Hitler postage stamp
297
774260
4000
resmi bir Adolph Hitler posta pulu ile
12:58
and an imitation of that stamp
298
778260
2000
bu pulun Britanya İstihbaratı tarafından
13:00
produced by British Intelligence
299
780260
2000
üretilmiş, üzerinde Hans Frank'ın
13:02
with Hans Frank's image on it.
300
782260
2000
resmi olan taklidini fotoğrafladım.
13:04
It was released in Poland
301
784260
2000
Bu pul, Hitler'in, Frank'ın onun gücünü
13:06
to create friction between Frank and Hitler,
302
786260
2000
ele geçirmeye çalıştığını düşünmesine,
13:08
so that Hitler would imagine
303
788260
2000
ve ikili arasında bir sürtüşme yaratmaya
13:10
Frank was trying to usurp his power.
304
790260
2000
yönelik, Polonyada piyasaya sürülmüştür.
13:14
Again, talking about fate,
305
794260
2000
Yine kadere gelirsek,
13:16
I was interested in the stories and fate
306
796260
2000
belirli sanat eserlerinin öyküleri
13:18
of particular works of art.
307
798260
2000
ve kaderleriyle ilgilendim.
13:20
These paintings were taken by Hans Frank
308
800260
3000
Bu tablolar, Hans Frank tarafından,
13:23
during the time of the Third Reich.
309
803260
2000
Nazi Almanyası zamanında alınmıştır.
13:25
And I'm interested in the impact of their absence and presence through time.
310
805260
4000
Zaman içinde varlıkları ve ortadan
13:29
They are Leonardo da Vinci's "Lady With an Ermine,"
311
809260
3000
kaybolmalarının etkisiyle ilgileniyorum.
13:32
Rembrandt's "Landscape With Good Samaritan"
312
812260
3000
Bunlar, Leonardo da Vinci'nin "Lady With an Ermine''
13:35
and Raphael's "Portrait of a Youth,"
313
815260
2000
Rembrandt'ın Landscape With Good Samaritan
13:37
which has never been found.
314
817260
4000
ve Raphael'in ''Portrait of a Youth'' tabloları ve bulunamamışlardır.
13:41
Chapter 12 highlights
315
821260
2000
[Bölüm 12]
13:43
people being born into a battle that is not of their making,
316
823260
3000
ise kendilerinin olmayan ama bir parçası haline geldikleri
13:46
but becomes their own.
317
826260
2000
bir savaşın içinde düyaya gelen insanları
13:48
So this is the Ferraz family
318
828260
2000
ön plana çıkarıyor.
13:50
and the Novaes family.
319
830260
2000
Bu Ferraz ailesi ile Novaes ailesi.
13:52
And they are in an active blood feud.
320
832260
3000
Aslında onlar, devam eden bir kan davası içindeler.
13:55
This feud has been going on since 1991
321
835260
3000
Bu dava, 1991'den beri
13:58
in Northeast Brazil in Pernambuco,
322
838260
3000
Kuzey Doğu Brezilya'da Pernambuco'da devam etmekte olup
14:01
and it involved the deaths
323
841260
2000
kiralık tetikçiler,yoldan geçen suçsuzlar
14:03
of 20 members of the families
324
843260
2000
ve arkadaşların da dahil olduğu
14:05
and 40 others associated with the feud,
325
845260
2000
davaya karışmış 40 kişi
14:07
including hired hit men, innocent bystanders
326
847260
3000
ve ailelerden 20 bireyin
14:10
and friends.
327
850260
3000
ölümünü kapsıyor.
14:13
Tensions between these two families date back to 1913
328
853260
3000
Bu iki aile arasındaki gerginlik, yerel siyasi iktidar üzerine
14:16
when there was a dispute over local political power.
329
856260
3000
bir anlaşmazlığın çıktığı 1913 yılına dayanmaktadır.
14:19
But it got violent in the last two decades
330
859260
3000
Ama dava, şu son 20 yılda şiddetlenmiş,
14:22
and includes decapitation
331
862260
2000
2 belediye başkanının boynunun vurulması
14:24
and the death of two mayors.
332
864260
2000
ve ölümünü kapsamıştır.
14:26
Installed into a protective wall
333
866260
2000
Novaes ailesinin reisi Louis Novaes'in
14:28
surrounding the suburban home of Louis Novaes,
334
868260
3000
banliyö evini çevreleyen koruyucu duvarda,
14:31
who's the head of the Novaes family,
335
871260
2000
ateş açmak ve gözetlemek için
14:33
are these turret holes,
336
873260
2000
kullanılmış olan bu kule delikleri
14:35
which were used for shooting and looking.
337
875260
3000
bulunuyor.
14:38
Brazil's northeast state of Pernambuco
338
878260
3000
Brezilya'nın Kuzey Doğu eyaleti olan
14:41
is one of the nation's most violent regions.
339
881260
3000
Pernambuco, ülkenin en çok şiddet içeren bölgelerinden biridir.
14:44
It's rooted in a principle of retributive justice,
340
884260
2000
Kökleri cezalandırıcı adalet ya da
14:46
or an eye for an eye,
341
886260
2000
kısasa kısas ilkesine dayanmaktadır
14:48
so retaliatory killings
342
888260
2000
dolayısıyla misilleme cinayetleri
14:50
have led to several deaths in the area.
343
890260
3000
bölgede birçok ölüme neden olmuştur.
14:53
This story, like many of the stories in my chapters,
344
893260
3000
Bu hikaye, bölümlerdeki diğer birçoğu gibi
14:56
reads almost as an archetypal episode,
345
896260
3000
neredeyse ilkörnek bir bölüm olarak anlam kazanıyor,
14:59
like something out of Shakespeare,
346
899260
2000
tıpkı şimdi gerçekleşen ve gelecekte
15:01
that's happening now and will happen again in the future.
347
901260
3000
tekrar gerçekleşecek olan Shakespeare'den çıkma bir şey gibi.
15:04
I'm interested in these ideas of repetition.
348
904260
3000
Yinelemeye dair bu fikirlerle ilgileniyorum.
15:09
So after I returned home, I received word
349
909260
2000
Eve döndükten sonra, bir aile bireyinin
15:11
that one member of the family
350
911260
2000
yüzünden 30 kez vurulduğu
15:13
had been shot 30 times in the face.
351
913260
3000
haberini aldım.
15:18
Chapter 17
352
918260
2000
[Bölüm 17]
15:20
is an exploration of the absence of a bloodline
353
920260
3000
Bir soy kütüğünün ve bir tarihin ortada
15:23
and the absence of a history.
354
923260
2000
olmamasına yönelik bir incelemedir.
15:25
Children at this Ukrainian orphanage
355
925260
2000
Bu Ukrayna yetimhanesindeki çocuklar,
15:27
are between the ages of six and 16.
356
927260
3000
6 ila 16 yaşları arasındalar.
15:30
This piece is ordered by age
357
930260
2000
Bu parçada veri, soya göre düzenlenemediği
15:32
because it can't be ordered by blood.
358
932260
2000
için yaşa göre düzenlenmiştir.
15:34
In a 12-month period when I was at the orphanage,
359
934260
3000
Yetimhanede bulunduğum 12 aylık süre içinde,
15:37
only one child had been adopted.
360
937260
3000
sadece bir çocuk evlat edinildi.
15:40
Children have to leave the orphanage at age 16,
361
940260
3000
Çocuklar, genellikle gidecek bir yerleri olmamasına rağmen
15:43
despite the fact that there's often nowhere for them to go.
362
943260
5000
16 yaşında yetimhaneyi terk etmek zorundalar.
15:48
It's commonly reported in Ukraine
363
948260
2000
Ukrayna'da bundan sıkça bahsedilmektedir
15:50
that children, when leaving the orphanage
364
950260
2000
yetimhaneden ayrılan çocuklar,
15:52
are targeted for human trafficking,
365
952260
2000
insan ticareti, çocuk pornografisi
15:54
child pornography and prostitution.
366
954260
3000
ve seks işçiliğinin hedefi olmaktadırlar.
15:57
Many have to turn to criminal activity for their survival,
367
957260
3000
Çoğu, hayatta kalmak için suç işlemeye yönelmek zorunda kalır
16:00
and high rates of suicide are recorded.
368
960260
5000
ve yüksek intihar oranları kaydedilmiştir.
16:05
This is a boys' bedroom.
369
965260
2000
Bu, erkekler için yatak odası.
16:07
There's an insufficient supply of beds at the orphanage
370
967260
2000
Yetimhanede, yetersiz sayıda yatak vardır
16:09
and not enough warm clothing.
371
969260
2000
ve kıyafetler de yeterli değildir.
16:11
Children bathe infrequently
372
971260
2000
Çocuklar, yeterince sık banyo yapamıyor
16:13
because the hot water isn't turned on until October.
373
973260
3000
çünkü Ekim'e kadar sıcak su verilmiyor.
16:16
This is a girls' bedroom.
374
976260
2000
Bu ise, kızların yatak odası.
16:18
And the director listed the orphanage's most urgent needs
375
978260
4000
Müdür, yetimhanenin en acil ihtiyaçlarını,
16:22
as an industrial size washing machine and dryer,
376
982260
3000
endüstriyel boyutta bir yıkama ve kurutma makinesi,
16:25
four vacuum cleaners, two computers,
377
985260
2000
dört elektrikli süpürge, iki bilgisayar
16:27
a video projector, a copy machine,
378
987260
3000
bir projeksiyon cihazı, bir fotokopi makinesi,
16:30
winter shoes and a dentist's drill.
379
990260
3000
kışlık ayakkabılar, bir dişçi matkabı olarak listeledi.
16:33
This photograph, which I took at the orphanage of one of the classrooms,
380
993260
4000
Yetimhaneye ait bir sınıfta çektiğim bu fotoğrafta
16:37
shows a sign which I had translated when I got home.
381
997260
3000
Eve dönünce çevirisini yaptırdığım bir yazı var.
16:40
And it reads: "Those who do not know their past
382
1000260
3000
Ve şöyle diyor: ''Geçmişini bilmeyenler
16:43
are not worthy of their future."
383
1003260
4000
geleceğe layık değillerdir.''
16:47
There are many more chapters in this project.
384
1007260
2000
Bu projede, daha bir çok bölüm var.
16:49
This is just an abridged rendering
385
1009260
2000
Bu, binin üstünde fotoğrafın
16:51
of over a thousand images.
386
1011260
2000
sadece özetleyici sunumu.
16:53
And this mass pile of images and stories
387
1013260
3000
Bu resimler ve öyküler kümesi,
16:56
forms an archive.
388
1016260
2000
bir arşiv meydana getiriyor.
16:58
And within this accumulation of images and texts,
389
1018260
3000
Bu resimler ve metinler koleksiyonunda,
17:01
I'm struggling to find patterns
390
1021260
2000
desenler bulmaya çabalayıp, etki ettiğimiz
17:03
and imagine that the narratives that surround the lives we lead
391
1023260
4000
hayatları çevreleyen öykülerin tıpkı kan bağının kendisi gibi
17:07
are just as coded as blood itself.
392
1027260
4000
şifrelenmiş olduğunu hayal ediyorum.
17:11
But archives exist
393
1031260
2000
Ama arşivler bunun içindir
17:13
because there's something that can't necessarily be articulated.
394
1033260
3000
çünkü bazı şeyler sözcüklerle gerektiği gibi ifade edilemez.
17:16
Something is said in the gaps
395
1036260
2000
Toplanmış tüm o bilgiler arasında kalan
17:18
between all the information that's collected.
396
1038260
3000
boşluklarda bir şeyler söylenmektedir.
17:21
And there's this relentless persistence
397
1041260
3000
Bir de doğum ve ölümün acımasız sürekliliği
17:24
of birth and death
398
1044260
2000
ve arada kalan öykülerin
17:26
and an unending collection of stories in between.
399
1046260
3000
durmaksızın birikmesi var tabii.
17:29
It's almost machine-like
400
1049260
2000
İnsanların doğup ölme şekli,
17:31
the way people are born and people die,
401
1051260
2000
öykülerin hiç durmadan gelmesi,
17:33
and the stories keep coming and coming.
402
1053260
3000
sanki bir makine gibi.
17:36
And in this, I'm considering,
403
1056260
3000
Ve bence, işte bu asıl birikim,
17:39
is this actual accumulation
404
1059260
2000
bir tür evrilmeye yol açıyor
17:41
leading to some sort of evolution,
405
1061260
3000
ya da
17:44
or are we on repeat
406
1064260
2000
acaba tekrar tekrar
17:46
over and over again?
407
1066260
3000
kendimizi mi yineliyoruz?
17:49
Thank you.
408
1069260
2000
Teşekkürler.
17:51
(Applause)
409
1071260
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7