A tribute to nurses | Carolyn Jones

90,547 views ・ 2017-05-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: berat güven Gözden geçirme: Eren Gokce
00:12
As patients,
0
12460
1215
Bir hasta olarak,
00:13
we usually remember the names of our doctors,
1
13700
3616
doktorların adını çoğu zaman hatırlar
00:17
but often we forget the names of our nurses.
2
17340
3320
fakat hemşirelerin adını genelde unuturuz.
00:21
I remember one.
3
21420
1200
Ben birini hatırlıyorum.
00:23
I had breast cancer a few years ago,
4
23220
2216
Birkaç yıl önce göğüs kanserine yakalandım.
00:25
and somehow I managed to get through the surgeries
5
25460
3456
Bir şekilde operasyonları atlattım
00:28
and the beginning of the treatment just fine.
6
28940
2280
ve tedavinin başlangıcı gayet iyiydi.
00:31
I could hide what was going on.
7
31660
2256
Hastalığımı saklayabiliyordum.
00:33
Everybody didn't really have to know.
8
33940
2216
Herkesin bilmesi de şart değildi.
00:36
I could walk my daughter to school,
9
36180
2216
Kızımı okuluna bırakabiliyordum.
00:38
I could go out to dinner with my husband;
10
38420
1976
Kocamla yemeğe çıkabiliyordum;
00:40
I could fool people.
11
40420
1200
insanları kandırabiliyordum.
00:42
But then my chemo was scheduled to begin
12
42540
2336
Ama daha sonra kemoterapi programım başlayacaktı
00:44
and that terrified me
13
44900
1736
ve bu beni dehşete düşürüyordu,
00:46
because I knew that I was going to lose every single hair on my body
14
46660
4536
çünkü alacağım kemoterapi nedeniyle
bütün saçlarımın döküleceğini biliyordum.
00:51
because of the kind of chemo that I was going to have.
15
51220
2560
00:54
I wasn't going to be able to pretend anymore
16
54300
2296
Artık kimseye, sanki her şey normalmiş gibi
00:56
as though everything was normal.
17
56620
1800
rol yapamayacaktım.
00:59
I was scared.
18
59260
1296
Çok korkuyordum.
01:00
I knew what it felt like to have everybody treating me with kid gloves,
19
60580
3576
Herkes bana kristal vazo gibi davranacaktı ve nasıl olduğunu biliyordum
01:04
and I just wanted to feel normal.
20
64180
2376
ama ben normal hissetmek istiyordum.
01:06
I had a port installed in my chest.
21
66580
2176
Göğsüme bir port katater takıldı.
01:08
I went to my first day of chemotherapy,
22
68780
2776
İlk kemoterapi seansına gittim
01:11
and I was an emotional wreck.
23
71580
2336
ve duygusal olarak harap hâldeydim.
01:13
My nurse, Joanne, walked in the door,
24
73940
3015
Kapıdan hemşirem Joanne girdi,
01:16
and every bone in my body was telling me to get up out of that chair
25
76980
3976
vücudumdaki bütün hücreler kalk şu sandalyeden ve
01:20
and take for the hills.
26
80980
1496
tepelere doğru koş diyordu.
01:22
But Joanne looked at me and talked to me like we were old friends.
27
82500
3760
Joanne bana baktı ve sanki eski bir dostmuş gibi konuştu.
Sonra şu soruyu sordu;
01:27
And then she asked me,
28
87060
1416
01:28
"Where'd you get your highlights done?"
29
88500
2096
"Bu röfleyi nerede yaptırdın?"
01:30
(Laughter)
30
90620
1096
(Kahkahalar)
01:31
And I was like, are you kidding me?
31
91740
1936
Ne yani, benimle dalga mı geçiyordu?
01:33
You're going to talk to me about my hair when I'm on the verge of losing it?
32
93700
4856
Zaten bütün saçlarımı kaybetmek üzereydim, bu sorulacak şey miydi?
01:38
I was kind of angry,
33
98580
1736
Kızdım biraz
01:40
and I said, "Really? Hair?"
34
100340
2560
ve "Ciddi misin sen? Saç mı?" dedim.
01:43
And with a shrug of her shoulders she said,
35
103460
2336
Omzunu silkti ve şöyle dedi;
01:45
"It's gonna grow back."
36
105820
1360
"Tekrar çıkarlar"
01:48
And in that moment she said the one thing I had overlooked,
37
108100
3256
O an söylediği bu şey benim atladığım şeydi;
01:51
and that was that at some point, my life would get back to normal.
38
111380
3816
nasılsa bir noktada, hayatım tekrar normale dönecekti.
01:55
She really believed that.
39
115220
1696
Buna samimiyetle inanıyordu
01:56
And so I believed it, too.
40
116940
1680
ve bu yüzden ben de inandım.
01:59
Now, worrying about losing your hair when you're fighting cancer
41
119340
4776
Kanserle savaşırken saçlarını kaybetmekten korkmak
başlangıçta aptalca görünebilir
02:04
may seem silly at first,
42
124140
1616
02:05
but it's not just that you're worried about how you're going to look.
43
125780
4136
ama bu sadece dış görünüşten kaygı duymakla ilgili değildir.
02:09
It's that you're worried that everybody's going to treat you so carefully.
44
129940
3920
Seni endişelendiren şey; herkesin sana çok dikkatli davranacağıdır.
02:14
Joanne made me feel normal for the first time in six months.
45
134580
3536
Altı aydır bana kendimi ilk kez, Joanne normal hissettirmişti.
02:18
We talked about her boyfriends,
46
138140
1855
Sevgilileri hakkında konuştuk.
02:20
we talked about looking for apartments in New York City,
47
140019
2737
New York'ta bir daire bulmaktan konuştuk
02:22
and we talked about my reaction to the chemotherapy --
48
142780
2856
ve benim kemoterapiye vereceğim tepkiyi konuştuk,
02:25
all kind of mixed in together.
49
145660
1960
yani, bir dereden bir tepeden konuştuk.
02:28
And I always wondered,
50
148180
1976
Ama hep merak ettim
02:30
how did she so instinctively know just how to talk to me?
51
150180
4640
benimle bu şekilde konuşacağını nasıl sezmişti?
02:35
Joanne Staha and my admiration for her
52
155300
3416
Joanne Staha ve ona olan hayranlığım
02:38
marked the beginning of my journey into the world of nurses.
53
158740
3800
benim hemşireler dünyasına seyahatimi başlatan şeydir.
Birkaç yıl sonra benden hemşirelerin yaptığı işi
02:43
A few years later, I was asked to do a project
54
163180
2416
02:45
that would celebrate the work that nurses do.
55
165620
2680
takdir edecek bir proje istendiğinde
02:48
I started with Joanne,
56
168940
1496
işe Joanne ile başladım
02:50
and I met over 100 nurses across the country.
57
170460
3000
ve bütün ülkede 100'den fazla hemşire ile buluştum.
02:54
I spent five years interviewing, photographing and filming nurses
58
174140
5056
Bir belgesel film ve kitap için beş yıl boyunca hemşirelerle
görüşmeler yaptım ve fotoğraflar çektim.
02:59
for a book and a documentary film.
59
179220
2160
03:02
With my team,
60
182380
1216
Takımımla birlikte
03:03
we mapped a trip across America that would take us to places
61
183620
3336
bütün Amerika'da, yaşlanma, savaş yoksulluk, cezaevleri gibi nedenlerle
03:06
dealing with some of the biggest public health issues facing our nation --
62
186980
4936
ülkemizin karşılaştığı en ciddi halk sağlığı sorunları yaşanan yerlere
03:11
aging, war, poverty, prisons.
63
191940
4080
yolculuklar planladık.
03:16
And then we went places
64
196660
1256
Sonra bu sorunlarla
03:17
where we would find the largest concentration of patients
65
197940
3856
mücadele eden hastaların en çok yoğunlaştığı
03:21
dealing with those issues.
66
201820
1520
bölgelere gittik.
03:24
Then we asked hospitals and facilities to nominate nurses
67
204100
4056
Sonra hastanelerden hemşireleri en iyi temsil edecek kişileri
03:28
who would best represent them.
68
208180
1520
bize önermelerini istedik.
03:30
One of the first nurses I met was Bridget Kumbella.
69
210620
2840
İlk görüştüğüm hemşirelerden biri Bridget Kumbella idi.
Bridget, Kamerun'da doğmuş
03:34
Bridget was born in Cameroon,
70
214020
1616
03:35
the oldest of four children.
71
215660
1840
dört çocuğun en büyüğü imiş.
03:38
Her father was at work when he had fallen from the fourth floor
72
218220
3856
Dördüncü kattan düşüp beli ciddi bir şekilde yaralandığında
03:42
and really hurt his back.
73
222100
1976
babası işteymiş.
03:44
And he talked a lot about what it was like to be flat on your back
74
224100
4136
Bana sırtüstü dümdüz yatarken, ihtiyacın olan bakımı almamanın
03:48
and not get the kind of care that you need.
75
228260
2440
nasıl bir şey olduğunu uzun uzun anlattı.
03:51
And that propelled Bridget to go into the profession of nursing.
76
231220
3760
Bu Bridget'i ateşlemiş ve böylece hemşirelik mesleğine girmiş.
03:55
Now, as a nurse in the Bronx,
77
235820
1616
Şimdi Bronx'ta bir hemşire
03:57
she has a really diverse group of patients that she cares for,
78
237460
3416
ve hayatın bütün katmanlarından, bütün dinlerden
04:00
from all walks of life,
79
240900
1896
çok çeşitli bir
04:02
and from all different religions.
80
242820
1960
hasta grubuyla ilgileniyor.
04:05
And she's devoted her career to understanding the impact
81
245220
4176
Bütün kariyerini, sağlık konusunda
04:09
of our cultural differences when it comes to our health.
82
249420
3600
kültürel farklılıkları anlamanın önemine adamış.
Bir hastasını anlattı;
04:14
She spoke of a patient --
83
254100
1336
04:15
a Native American patient that she had --
84
255460
2696
adam Amerikan Kızılderilisi imiş
04:18
that wanted to bring a bunch of feathers into the ICU.
85
258180
3720
ve Yoğun Bakıma birkaç tüy getirmek istemiş;
04:22
That's how he found spiritual comfort.
86
262900
3016
ruhu bu şekilde ferahlayabilirmiş.
04:25
And she spoke of advocating for him
87
265940
2216
Bridget onların haklarını savunuyor.
04:28
and said that patients come from all different religions
88
268180
2776
Hastaların bütün dinlerden geldiğini
04:30
and use all different kinds of objects for comfort;
89
270980
3896
ve birbirinden farklı ferahlama objeleri olduğunu söylüyor,
04:34
whether it's a holy rosary or a symbolic feather,
90
274900
3256
bu bazen mukaddes bir tesbih, bazen sembolik bir tüy olabilir
04:38
it all needs to be supported.
91
278180
1760
ve hepsi desteklenmelidir.
04:41
This is Jason Short.
92
281020
1816
Bu Jason Short.
04:42
Jason is a home health nurse in the Appalachian mountains,
93
282860
3056
Jason, Apalaş Dağları'nda çalışan, evde bakım yapan bir hemşire.
04:45
and his dad had a gas station and a repair shop when he was growing up.
94
285940
4376
Çocukluğunda babasının bir benzin istasyonu ve tamirhanesi varmış.
04:50
So he worked on cars in the community that he now serves as a nurse.
95
290340
4320
Kasabada tamirhanede çalışırmış, şimdi ise aynı yerde hemşire.
Jason kolejde okurken
04:55
When he was in college,
96
295420
1256
04:56
it was just not macho at all to become a nurse,
97
296700
3656
bir hemşire olmak, pek de maço bir iş sayılmıyormuş,
05:00
so he avoided it for years.
98
300380
2176
bu nedenle, bundan yıllarca kaçmış .
05:02
He drove trucks for a little while,
99
302580
1936
Bir süre kamyon şoförlüğü yapmış.
05:04
but his life path was always pulling him back to nursing.
100
304540
3480
Ama hayat onu hep hemşireliğe geri çekmiş.
Apalaş Dağları'nda hemşirelik yapan Jason
05:10
As a nurse in the Appalachian mountains,
101
310060
1976
05:12
Jason goes places that an ambulance can't even get to.
102
312060
3816
bir ambulansın bile ulaşamadığı yerlere gidiyor.
05:15
In this photograph, he's standing in what used to be a road.
103
315900
3440
Bu fotoğrafta gördüğünüz gibi; eskiden yol olan bir yerde duruyor.
05:19
Top of the mountain mining flooded that road,
104
319900
2816
Dağın tepesindeki madenin yığıntısı yolu kapatmış.
05:22
and now the only way for Jason to get to the patient
105
322740
3296
Şimdi Jason'un madenci ciğeri hastalığı olan ve bu evlerde
05:26
living in that house with black lung disease
106
326060
2896
yaşayan insanlara tek ulaşma yolu
05:28
is to drive his SUV against the current up that creek.
107
328980
4320
jipini o dereye, akıntı yukarı sürmek.
05:34
The day I was with him, we ripped the front fender off the car.
108
334180
3080
Onunla gezdiğim gün arabanın ön çamurluğunu parçaladık.
05:37
The next morning he got up, put the car on the lift,
109
337980
3216
Sabah olunca kalktı, arabayı askıya aldı,
05:41
fixed the fender,
110
341220
1256
çamurluğu tamir etti
05:42
and then headed out to meet his next patient.
111
342500
2096
ve sıradaki hastasına doğru yola koyuldu.
05:45
I witnessed Jason caring for this gentleman
112
345500
3256
Jason'u bu beyefendiyle ilgilenirken izledim,
05:48
with such enormous compassion,
113
348780
2816
derin bir şefkat gösteriyordu
05:51
and I was struck again by how intimate the work of nursing really is.
114
351620
5000
ve hemşirelik işinin bu denli bir yakınlık işi olması beni yine çarptı.
05:57
When I met Brian McMillion, he was raw.
115
357860
3096
Brian McMillon ile tanıştığımda toydu.
06:00
He had just come back from a deployment
116
360980
2616
Bir askeri intikalden yeni dönmüştü
06:03
and he hadn't really settled back in to life in San Diego yet.
117
363620
4576
ve San Diego'daki hayata hâlâ adapte olamamıştı.
06:08
He talked about his experience of being a nurse in Germany
118
368220
3536
Almanya'da edindiği hemşirelik deneyimlerinden bahsediyordu.
06:11
and taking care of the soldiers coming right off the battlefield.
119
371780
3976
Doğrudan çatışma alanından gelen askerlerle ilgileniyormuş.
06:15
Very often, he would be the first person they would see
120
375780
3776
Hastanede gözünü açan askerlerin gördüğü ilk kişi
06:19
when they opened their eyes in the hospital.
121
379580
2080
genelde kendisi olurmuş.
Kolları veya bacakları kesik hâlde yatarken, askerlerin
06:22
And they would look at him as they were lying there,
122
382300
2576
06:24
missing limbs,
123
384900
1656
ona bakıp
06:26
and the first thing they would say is,
124
386580
2616
sordukları ilk şey şu olurmuş:
06:29
"When can I go back? I left my brothers out there."
125
389220
3720
"Ne zaman geri giderim? Kardeşlerimi orada bıraktım"
Brian da mecburen şu cevabı verirmiş;
06:33
And Brian would have to say,
126
393900
1536
06:35
"You're not going anywhere.
127
395460
1576
"Kardeş bir yere gitmiyorsun,
06:37
You've already given enough, brother."
128
397060
1840
sen vereceğini verdin zaten "
06:39
Brian is both a nurse and a soldier who's seen combat.
129
399820
4760
Brian hem bir hemşire, hem de çatışma görmüş bir asker.
O nedenle bakımı altındaki gazilerle
06:45
So that puts him in a unique position
130
405100
2056
06:47
to be able to relate to and help heal the veterans in his care.
131
407180
4360
iletişim kurma ve iyileşmelerine yardım etmede benzersiz biri.
06:53
This is Sister Stephen,
132
413380
1496
Bu Hemşire Stephen,
06:54
and she runs a nursing home in Wisconsin called Villa Loretto.
133
414900
4216
Wisconsin'de, Villa Loretto adında bir bakımevi işletiyor
06:59
And the entire circle of life can be found under her roof.
134
419140
4456
ve onun çatısı altında, yaşamın bütün döngüsünü görebilirsiniz.
07:03
She grew up wishing they lived on a farm,
135
423620
2456
Çocukluğunda bir çiftlikte yaşamayı hayal edermiş,
07:06
so given the opportunity to adopt local farm animals,
136
426100
4696
bu yüzden kendine çiftlik hayvanları verildiğinde
07:10
she enthusiastically brings them in.
137
430820
3056
onları hevesle kabul ediyor.
07:13
And in the springtime, those animals have babies.
138
433900
3536
Baharda bu hayvanlar yavruluyor
07:17
And Sister Stephen uses those baby ducks, goats and lambs
139
437460
5176
ve Hemşire Stephen bu ördek yavrularını, oğlakları ve kuzuları
07:22
as animal therapy for the residents at Villa Loretto
140
442660
4256
Villa Loretto'da kalanlar için hayvan terapisinde kullanıyor.
07:26
who sometimes can't remember their own name,
141
446940
3336
Bazıları kendi isimlerini bile unutmuş
07:30
but they do rejoice in the holding of a baby lamb.
142
450300
3560
ama bir kuzuyu severken neşeleniyorlar.
Hemşire Stephen'la geçirdiğim gün
07:35
The day I was with Sister Stephen,
143
455220
1816
öyküsünün bir kısmını filme almak için onu Villa Loretto'dan uzağa
07:37
I needed to take her away from Villa Loretto
144
457060
2096
07:39
to film part of her story.
145
459180
2096
götürmem gerekiyordu.
07:41
And before we left,
146
461300
1256
Biz çıkmadan önce
07:42
she went into the room of a dying patient.
147
462580
2480
ölmek üzere olan bir hastanın odasına gitti
07:45
And she leaned over and she said,
148
465820
2776
ve eğilip şunu söyledi;
07:48
"I have to go away for the day,
149
468620
1920
"Bir günlüğüne uzakta olacağım,
07:51
but if Jesus calls you,
150
471340
1696
ama eğer Tanrı seni çağırırsa,
07:53
you go.
151
473060
1216
sen git.
07:54
You go straight home to Jesus."
152
474300
2160
Dosdoğru onun yanına git"
Kenarda dikilip şunu düşündüm:
07:57
I was standing there and thinking
153
477100
2576
07:59
it was the first time in my life
154
479700
2016
"Bazen birini gerçekten sevdiğini
08:01
I witnessed that you could show someone you love them completely
155
481740
4296
göstermenin tek yolu; onun gitmesine izin vermektir.
Buna hayatımda ilk kez şahit olmuştum.
08:06
by letting go.
156
486060
1200
08:07
We don't have to hold on so tightly.
157
487860
2320
Bu kadar sıkı sarılmak zorunda değiliz.
08:11
I saw more life rolled up at Villa Loretto
158
491220
3576
Başka yerde, başka zamanda görmediğim sayıda çok ömrün
08:14
than I have ever seen at any other time at any other place in my life.
159
494820
5040
son demlerine Villa Loretto'da şahit oldum.
08:21
We live in a complicated time when it comes to our health care.
160
501140
4056
Konu kendi sağlık sorunumuz olunca karmaşık zamanlar yaşıyoruz.
08:25
It's easy to lose sight of the need for quality of life,
161
505220
4176
Yaşamın sadece nicelikli değil, nitelikli de olması gerektiğini
08:29
not just quantity of life.
162
509420
1720
kolay gözden kaçırıyoruz.
08:31
As new life-saving technologies are created,
163
511940
3416
Hayat kurtaran yeni teknolojiler geliştikçe
08:35
we're going to have really complicated decisions to make.
164
515380
3000
gerçekten zor kararlar vermek zorunda kalacağız.
08:39
These technologies often save lives,
165
519100
2856
Bu teknolojiler genelde hayat kurtarıyor
08:41
but they can also prolong pain and the dying process.
166
521980
3920
ama aynı zamanda ızdırabı ve ölüm sürecini uzatıyor.
08:47
How in the world are we supposed to navigate these waters?
167
527739
2897
Bu dalgalı denizde rotamızı nasıl bulacağız?
08:50
We're going to need all the help we can get.
168
530660
2048
Bütün herkesin yardımına ihtiyacımız var.
08:53
Nurses have a really unique relationship with us
169
533580
3576
Yatağımızın baş ucunda bekleyen hemşirelerin
08:57
because of the time spent at bedside.
170
537180
2480
bizimle müstesna bir ilişkisi var.
09:00
During that time,
171
540580
1216
Bu bekleme sırasında
09:01
a kind of emotional intimacy develops.
172
541820
2520
bir tür duygusal yakınlık gelişiyor.
09:06
This past summer, on August 9,
173
546460
2576
Geçen yaz, 9 Ağustos'ta,
09:09
my father died of a heart attack.
174
549060
1920
babam kalp krizinden öldü.
Annem perişan olmuştu
09:12
My mother was devastated,
175
552420
1656
09:14
and she couldn't imagine her world without him in it.
176
554100
3960
ve babamın olmadığı bir dünyada kendini hayal edemiyordu.
09:19
Four days later she fell,
177
559180
1936
Dört gün sonra düştü
09:21
she broke her hip,
178
561140
1856
ve kalça kemiği kırıldı.
09:23
she needed surgery
179
563020
1496
Ameliyat olması gerekmişti
09:24
and she found herself fighting for her own life.
180
564540
2920
ve hayatta kalmak için savaşıyordu.
09:28
Once again I found myself
181
568700
1736
Kendimi bir kez daha
09:30
on the receiving end of the care of nurses --
182
570460
2976
hemşirelerden bakım alan tarafta buldum.
09:33
this time for my mom.
183
573460
1440
Bu kez annem içindi.
Sonraki üç gün boyunca, ben, kız kardeşim
09:36
My brother and my sister and I stayed by her side
184
576020
2536
09:38
for the next three days in the ICU.
185
578580
2440
ve erkek kardeşim yanında, Yoğun Bakımda kaldık.
09:41
And as we tried to make the right decisions
186
581780
3136
Doğru kararları vermeye ve annemizin
09:44
and follow my mother's wishes,
187
584940
2376
dileğini yerine getirmeye çalışırken
09:47
we found that we were depending upon the guidance of nurses.
188
587340
3920
kendimizi hemşirelerin rehberliğine muhtaç hâlde bulduk.
09:52
And once again,
189
592020
1456
Ve bir kez daha,
09:53
they didn't let us down.
190
593500
1520
bizi hayal kırıklığına uğratmadılar.
09:56
They had an amazing insight in terms of how to care for my mom
191
596420
4776
Anneme ömrünün son dört gününde nasıl bakılacağı konusunda
10:01
in the last four days of her life.
192
601220
2256
hayranlık veren bir anlayışları vardı.
10:03
They brought her comfort and relief from pain.
193
603500
3160
Onu rahat ettirdiler ve ağrılarını dindirdiler.
10:08
They knew to encourage my sister and I to put a pretty nightgown on my mom,
194
608140
5256
Beni ve kız kardeşimi ona güzel bir gecelik giydirme konusunda ikna ettiler,
10:13
long after it mattered to her,
195
613420
1896
annem için artık fark etmiyordu
10:15
but it sure meant a lot to us.
196
615340
1800
ama bizim için çok anlamı vardı.
10:18
And they knew to come and wake me up just in time for my mom's last breath.
197
618820
5760
Ve annem son nefesini verirken tam zamanında gelip uyandırdılar
10:25
And then they knew how long to leave me in the room
198
625420
2416
ve annem öldükten sonra, bizi ne kadar
10:27
with my mother after she died.
199
627860
1680
odada bırakacaklarını da biliyorlardı.
10:30
I have no idea how they know these things,
200
630780
3736
Bütün bunları nasıl biliyorlar, hiç fikrim yok
10:34
but I do know that I am eternally grateful
201
634540
3136
ama şunu iyi biliyorum, bana bir kez daha rehberlik ettiler
10:37
that they've guided me once again.
202
637700
1800
ve onlara sonsuza kadar minnettrım.
10:40
Thank you so very much.
203
640740
1496
Çok, çok teşekkürler.
10:42
(Applause)
204
642260
4997
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7