Caitria and Morgan O'Neill: How to step up in the face of disaster

Caitria and Morgan O’Neill: Felaket durumlarinda, nasil daha etkili bir performans gösterebiliriz

51,281 views

2012-08-14 ・ TED


New videos

Caitria and Morgan O'Neill: How to step up in the face of disaster

Caitria and Morgan O’Neill: Felaket durumlarinda, nasil daha etkili bir performans gösterebiliriz

51,281 views ・ 2012-08-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Timothy Covell Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: FUNDA GUNAYDIN Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:18
(Video) Newscaster: There's a large path of destruction here in town.
1
18513
3318
Gazeteci: Burada kasabada büyük bir yıkım var.
00:21
... pulling trees from the ground, shattering windows,
2
21855
2918
.... ağaçları yerlerinden çekerek, pencereleri kırarak
00:24
taking the roofs off of homes ...
3
24797
1769
evlerin çatılarını sökerek vurmuş.
00:27
Caitria O'Neill: That was me
4
27637
2035
Caitria O'Neill: O bendim.
00:29
in front of our house in Monson, Massachusetts last June.
5
29696
3357
Geçen Haziran, Monson Massachusetts`deki evimizin önünde
EF3 kasırgası kasabamızı doğruca vurduktan ve
00:33
After an EF3 tornado ripped straight through our town
6
33077
3341
00:36
and took parts of our roof off,
7
36442
1479
çatımızın bazı bölümlerini aldıktan sonra
00:37
I decided to stay in Massachusetts,
8
37945
2045
o öğleden sonra uğruna paketlerimi taşıdığım,
00:40
instead of pursuing the master's program
9
40014
1905
yükseklisans programına devam etmek yerine,
00:41
I had moved my boxes home that afternoon for.
10
41943
2799
Massachusetts'te kalmaya karar verdim.
Morgan O'Neill: Yani, bizler, 1 Haziran'da felaket alanında uzman değildik
00:45
Morgan O'Neill: So, on June 1, we weren't disaster experts,
11
45166
2831
ancak 3 Haziran'da öyleymiş gibi davranmaya başladık.
00:48
but on June 3, we started faking it.
12
48021
2074
Bu deneyim, hayatlarımızı değiştirdi.
00:50
This experience changed our lives,
13
50119
2006
00:52
and now we're trying to change the experience.
14
52149
2437
Ve şimdi biz, bu deneyimi değiştirmeye çalışıyoruz.
00:54
CO: So, tornadoes don't happen in Massachusetts,
15
54610
2445
CO: Kasırgalar Massachusetts'te olmaz.
Tepeden bir tanesi geldiğinde,
00:57
and I was cleverly standing in the front yard when one came over the hill.
16
57079
3501
ben öylece on bahçede dikiliyordum.
01:00
After a lamppost flew by, my family and I sprinted into the basement.
17
60604
3300
Bir sokak lambası uçtuktan sonra, ben ve ailem bodruma doğru hızlıca koştuk.
01:03
Trees were thrown against the house, the windows exploded.
18
63928
2896
Ağaçlar, evin karşısına doğru yerinlerinden fırlamış, pencereler patlamıştı.
01:06
When we finally got out the back door,
19
66848
1869
Sonunda arka kapıdan çıktığımızda,
01:08
transformers were burning in the street.
20
68741
1977
elektrik direkleri sokakta yanıyordu.
MO: Ben burada Boston`daydım.
01:11
MO: I was here in Boston.
21
71035
1437
01:12
I'm a PhD student at MIT,
22
72496
1717
MIT`de (Massachusetts Institute of Technology ) doktora öğrencisiyim
01:14
and I happen to study atmospheric science.
23
74237
2293
ve atmosfer bilimi üzerine çalışıyorum.
01:16
Actually, it gets weirder --
24
76943
1348
Aslında gittikçe daha da tuhaflaşıyor.
01:18
I was in the museum of science at the time the tornado hit,
25
78315
3294
Şöyle ki, kasırga vurduğu esnada bilim müzesinde,
01:21
playing with the tornado display --
26
81633
1831
kasırga gösterimi ile oynuyordum.
01:23
(Laughter)
27
83488
1178
Bu yüzden onun telefonunu kaçırdım.
01:24
so I missed her call.
28
84690
1151
01:25
I get a call from Caitria, hear the news, and start tracking the radar online
29
85865
3744
Caitria'dan bir telefon aldım, haberleri duydum
ve başka bir kasırgalar serisi onların bulunduğu bölgede oluşuyorken
01:29
to call the family back when another supercell was forming in their area.
30
89633
3430
ailemi geri aramak için "Radar Online"ı takip etmeye başladım.
Ve o gece eve doğru geç saatte pil ve buz taşıdım.
01:33
I drove home late that night with batteries and ice.
31
93087
2441
01:35
We live across the street from a historic church
32
95552
2313
Oldukça ikonik bir kulesini kasırgada kaybetmiş
01:37
that had lost its very iconic steeple in the storm.
33
97889
2665
tarihi bir kilisenin karşısındaki sokakta yaşıyoruz.
01:40
It had become a community gathering place overnight.
34
100578
2465
Burası, geceleri komşuların buluştuğu bir yer haline gelmişti.
Belediye binası ve karakol da doğrudan kasırga darbeleri almıştı
01:43
The town hall and the police department had also suffered direct hits,
35
103067
3304
ve bu sebeple yardımcı olmak isteyen veya bilgi almaya ihtiyacı olan insanlar
01:46
and so people wanting to help or needing information went to the church.
36
106395
3630
kiliseye gittiler.
CO: Biz de kiliseye doğru yol aldık çünkü orada sıcak yemekler olduğunu duyduk,
01:50
CO: We walked to the church because we heard they had hot meals,
37
110049
3035
ancak vardığımızda, sorunlarla karşılaştık.
01:53
but when we arrived, we found problems.
38
113108
1872
Kilisenin ortasında dikilen, ellerin testereli birkaç tane iri kıyım
01:55
There were a couple large, sweaty men with chainsaws
39
115004
2445
terli adam vardı.
01:57
standing in the center of the church, but nobody knew where to send them
40
117473
3410
Ama kimse onları nereye göndereceğini bilemedi
çünkü henüz kimse zararın boyutunu bilmiyordu.
02:00
because no one knew the extent of the damage yet.
41
120907
2299
Biz onları izlerken, sabırsızlandılar ve kendi başlarına yardım edebilecekleri
02:03
As we watched, they became frustrated and left
42
123230
2151
birini bulmaya gittiler.
02:05
to go find somebody to help on their own.
43
125405
1955
MO: Böylece biz de organize olmaya başladık.
02:07
MO: So we started organizing. Why? It had to be done.
44
127384
2659
Neden? Çünkü yapılması gerekiyordu. Rahip Bob'u bulduk
02:10
We found Pastor Bob and offered to give the response some infrastructure.
45
130067
3443
ve tepkiler için bir altyapı oluşturmayı teklif ettik.
02:13
And then, armed with just two laptops and one air card,
46
133534
3172
Ve daha sonra sadece iki dizüstü bilgisayar ve bir kablosuz internet bağlantısıyla
02:16
we built a recovery machine.
47
136730
2090
bir yeniden yapılanma makinesi inşa ettik. "O`Neil kız kardeşler sunar: (60 saniyede Monson kasırgası).
02:20
(Applause)
48
140748
2594
(Alkış)
02:23
CO: That was a tornado, and everyone's heading to the church
49
143366
3008
Bu bir kasırgaydı,
Ve herkes kiliseye bir şeyler bırakmak ve gönüllü olmak için yol alıyor.
02:26
to drop things off and volunteer.
50
146398
1666
Herkes kıyafet bağışlıyor.
02:28
MO: Everyone's donating clothing.
51
148088
1580
02:29
We should inventory the donations piling up here.
52
149692
2394
Burada biriken bağışları listelemeliyiz.
CO: Evet, ve bir acil yardım hattına ihtiyacımız var. Google Voice numarası oluşturabilir misin?
02:32
CO: And we need a hotline. Can you make a Google Voice number?
53
152110
2937
MO: Evet, elbette! Ve insanlara ne getirmeyeceklerini söylememiz gerekiyor.
02:35
MO: Sure. And we need to tell people what not to bring.
54
155071
2582
Ben bir Facebook hesabı oluşturacağım. Sen de mahalleler için afişler basabilir misin?
02:37
I'll make a Facebook account. Can you print flyers?
55
157677
2413
02:40
CO: Yeah, but we don't even know what houses are accepting help.
56
160114
3056
CO: Evet, ama şu noktada hangi evlerin yardıma ihtiyacı olduğunu bile bilmiyoruz ki!
Durumu analiz edip incelemeli ve dışarıya gönüllüler göndermeliyiz.
02:43
We need to canvas and send out volunteers.
57
163194
2005
MO: İnsanlara ne getirmeyeceklerini söylememiz lazım.
02:45
MO: We need to tell people what not to bring.
58
165223
2113
Hey, orada bir haber aracı var. Ben, onlara söyleyeceğim.
02:47
Hey, there's a news truck. I'll tell them.
59
167360
2004
CO: Önemli olaylar dışındaki numaram sende var mı?
02:49
CO: You got my number off the news? We don't need more freezers!
60
169388
3024
Daha fazla dondurucuya ihtiyacımız yok.
02:52
(Together) MO: Insurance won't cover it? CO: Juice boxes coming in an hour?
61
172436
4004
MO: Sigorta onu karşılamayacak mı? Çatını katranlamak için bir ekibe mi ihtiyacın var? CO: Altı kutu meyve suyu anca bir saatte mi ulaşacak?
Hep birlikte: Biri bana yapışkanlı kağıt versin!
02:56
Together: Someone get me Post-its!
62
176464
1624
(Gülüşmeler)
02:58
(Laughter)
63
178112
1001
CO: Ve daha sonra topluluğun geri kalanı,
02:59
CO: And then the rest of the community figured out that we had answers.
64
179137
3677
cevapların bizde olduğunu keşfetti.
MO: Üç su ısıtıcı bağışlayabilirim,
03:02
MO: I can donate three water heaters, but someone needs to come pick them up.
65
182838
3641
ancak birinin onları alması gerekiyor.
CO: Arabam oturma odamda.
03:06
CO: My car is in my living room!
66
186503
1547
MO: İzci birliğim 12 adet posta kutusu yapmak istiyor.
03:08
MO: My boyscout troop would like to rebuild 12 mailboxes.
67
188074
2825
03:10
CO: My puppy is missing and insurance doesn't cover chimneys.
68
190923
2870
CO: Köpeğim kayıp ve sigorta bacaları kapsamıyor.
03:13
MO: My church group of 50 would like housing and meals for a week
69
193817
3063
MO: Biz mülkleri onarırken,
03:16
while we repair properties.
70
196904
1330
elli kişilik kilise grubum bir haftalığına barınma ve yiyecek rica etti.
03:18
CO: You sent me to that place on Washington Street yesterday,
71
198258
2913
CO: Dün beni Washington Sokağı'ndaki o yere gönderdin,
şimdi zehirli sarmaşık döküntüsüyle kaplandım.
03:21
and now I'm covered in poison ivy.
72
201195
1654
03:22
(Laughter)
73
202873
1099
Yani, günlerimiz böyle şeylerle dolu geçti.
03:23
So this is what filled our days.
74
203996
1766
03:25
We had to learn how to answer questions quickly
75
205786
2214
Sorulara hızlı bir şekilde cevap vermeyi
ve sorunları bir dakika ya da daha az sürede çözmeyi öğrendik,
03:28
and to solve problems in a minute or less;
76
208024
2250
çünkü aksi takdirde daha acil bir şey önümüze çıkabilir
03:30
otherwise, something more urgent would come up,
77
210298
2200
03:32
and it wouldn't get done.
78
212522
1334
ve yapılması mümkün olmazdı.
03:33
MO: We didn't get our authority from the board of selectmen
79
213880
2807
MO: Biz, otoritemizi seçilmiş adamlar komitesinden ya da
acil durum yönetimi sorumlusundan veya Birleşmiş Yön`den almadık.
03:36
or the emergency management director or the United Way.
80
216711
2856
03:39
We just started answering questions and making decisions
81
219591
2626
Biz sadece soruları cevaplamaya ve kararlar almaya başladık
çünkü birinin bunu yapması gerekiyordu.
03:42
because someone -- anyone -- had to.
82
222241
2635
03:44
And why not me? I'm a campaign organizer.
83
224900
2355
Ve bu neden ben olmayayım? Ben bir kampanya düzenleyicisiyim.
Facebook'ta iyiyim.
03:47
I'm good at Facebook.
84
227279
1168
Ve benden iki tane var.
03:48
And there's two of me.
85
228471
1278
03:49
(Laughter)
86
229773
1546
(Gülüşmeler)
CO: Önemli olan nokta şu ki, eğer bir yerde sel ya da yangın veya hortum varsa
03:51
CO: The point is, if there's a flood or a fire or a hurricane,
87
231343
3528
03:54
you, or somebody like you,
88
234895
1761
siz veya sizin gibi birileri sorumluluk alacak
03:56
are going to step up and start organizing things.
89
236680
2611
ve bir şeyleri organize etmeye başlayacak.
Diğer bir nokta da şu ki bu zor bir iş.
03:59
The other point is that it is hard.
90
239315
2277
MO: Başka bir 17 saatlik çalışma gününden sonra yerde yatmak...
04:01
MO: Lying on the ground after another 17-hour day,
91
241616
2691
Caitria ve ben, ceplerimizi boşaltır
04:04
Caitria and I would empty our pockets
92
244331
1807
ve birine yardım edebilme adına, hatırlanması ve eşleştirilmesi gereken
04:06
and try to place dozens of scraps of paper into context --
93
246162
2764
04:08
all bits of information that had to be remembered and matched
94
248950
2866
her türlü - -küçük büyük farketmez-- bilgi içeren düzinelerce kağıdı
04:11
in order to help someone.
95
251840
1228
belirli bir sıraya koymaya, düzenlemeye çalışırdık.
Bir başka günden ve barınakta bir duştan sonra
04:13
After another day and a shower at the shelter,
96
253092
2159
bu işin bu kadar zor olmaması gerektiğinin farkına vardık.
04:15
we realized it shouldn't be this hard.
97
255275
2173
04:17
CO: In a country like ours where we breathe Wi-Fi,
98
257472
2845
CO: Bizimki gibi
kablosuz ağ bağlantısı soluduğumuz bir ülkede,
daha hızlı bir iyileşme süreci için teknolojiden faydalanmak çok kolay olmalı.
04:20
leveraging technology for a faster recovery should be a no-brainer.
99
260341
3531
04:23
Systems like the ones that we were creating on the fly
100
263896
2544
Bizim büyük bir çabuklukla yarattığımıza benzer sistemler
04:26
could exist ahead of time.
101
266464
1293
beklenen tarihten önce mevcut olabilirdi.
04:27
And if some community member is in this organizing position
102
267781
3529
Ve eğer bu organize etme pozisyonundaki bazı topluluk üyeleri
her felaketten sonra, her alanda bulunuyorsa
04:31
in every area after every disaster,
103
271334
2546
04:33
these tools should exist.
104
273904
1802
bu araçlar da mevcut bulunmalı.
MO: Bu yüzden, biz de onları geliştirmeye, kurmaya karar verdik.
04:36
MO: So, we decided to build them:
105
276309
1907
bir kutuda, bir yeniden yapılanma, iyileşme
04:38
a recovery in a box, something that could be deployed after every disaster
106
278240
3510
herhangi bir yerel organizasyoncu tarafından
04:41
by any local organizer.
107
281774
1496
her felaketten sonra işleme konulabilecek bir şey.
04:43
CO: I decided to stay in the country, give up the master's in Moscow
108
283697
3383
CO: Ülkede kalmaya ,
Moskova'daki yükseklisans programını bırakmaya
ve bunu gerçekleştirmek için tam zamanlı çalışmaya karar verdim.
04:47
and to work full-time to make this happen.
109
287104
2064
Geçen yılki örnekte,
04:49
In the course of the past year,
110
289192
1493
04:50
we've become experts in the field of community-powered disaster recovery.
111
290709
3460
toplulukça güçlendirilmiş felaket iyileştirilmesi alanında uzmanlar olduk.
Ve şu anki durumda, bunların işlenmesi yöntemiyle ilgili gözlemlediğimiz
04:54
And there are three main problems that we've observed
112
294193
2484
üç ana problem var.
04:56
with the way things work currently.
113
296701
1690
04:58
MO: The tools.
114
298756
1151
MO: Araçlar. Büyük yardım organizasyonları,
04:59
Large aid organizations are exceptional at bringing massive resources to bear
115
299931
3935
bir felaketten sonra çok yüklü miktarda kaynak getirme konusunda çok başarılılar
05:03
after a disaster,
116
303890
1163
ancak çoğunlukla oldukça kısıtlı belirli misyonlar üstlenirler
05:05
but they often fulfill very specific missions, and then they leave.
117
305077
3415
ve sonra giderler.
05:08
This leaves local residents to deal with the thousands of spontaneous volunteers,
118
308516
4218
Bu da yerel halkı, araçsız ve eğitimden yoksun bir şekilde
rastgele gelen binlerce gönüllülerle,
05:12
thousands of donations,
119
312758
1159
05:13
and all with no training and no tools.
120
313941
2007
binlerce bağışla baş etmek zorunda bırakır.
05:15
So they use Post-its or Excel or Facebook.
121
315972
3128
Bu sebeple yapıştırmalı kağıtlar, Excel veya Facebook kullanırlar.
Ama bu araçların hiçbirisi size tüm fotoğrafların ve iyi niyet dileklerinin arasından
05:19
But none of these tools allow you to value high-priority information
122
319124
3214
yüksek öncelikli, önemli bilgilerden yararlanmanıza yardımcı olmaz.
05:22
amidst all of the photos and well-wishes.
123
322362
2469
05:24
CO: The timing.
124
324855
1310
CO: Zamanlama.
Felaketzedelere yardım, özünde tersten bir siyasi kampanyadır.
05:26
Disaster relief is essentially a backwards political campaign.
125
326189
3168
05:29
In a political campaign, you start with no interest
126
329381
2722
Siyasi bir kampanyada,
bunu başarmaya dönüşecek kapasite ve ilgiden yoksun bir şekilde başlarsınız.
05:32
and no capacity to turn that into action.
127
332127
2182
05:34
You build both gradually,
128
334333
1211
İkisini de aşama aşama
05:35
until a moment of peak mobilization at the time of the election.
129
335568
3151
seçim zamanındaki seferberlik noktasına gelene kadar inşa edersiniz.
05:38
In a disaster, however, you start with all of the interest
130
338743
2735
Halbuki bir felaket esnasında, bütün ilgiyle alakayla
ancak hiçbir kapasiteniz olmadan başlarsınız.
05:41
and none of the capacity.
131
341502
1316
05:42
And you've only got about seven days
132
342842
2072
Ve kendi alanınızda size yardım etmek için yapılacak olan
05:44
to capture 50 percent of all of the Web searches that will ever be made
133
344938
3439
tüm internet aramalarının yüzde ellisini yakalamanız gereken
05:48
to help your area.
134
348401
1415
topu topu yaklaşık yedi gününüz vardır.
05:49
Then some sporting event happens,
135
349840
1587
Daha sonra bir spor karşılaşması olur
05:51
and you've got only the resources that you've collected thus far
136
351451
3016
ve gelecek beş yıl içindeki yeniden yapılanma ihtiyaçlarını karşılamak için
elinizde sadece sadece o ana kadar toparlayabildiğiniz kaynaklar vardır.
05:54
to meet the next five years of recovery needs.
137
354491
2353
05:57
This is the slide for Katrina.
138
357381
2489
Bu, Katrina için bir slayt.
Bu Joplin için eğri.
06:00
This is the curve for Joplin.
139
360307
2098
06:02
And this is the curve for the Dallas tornadoes in April,
140
362770
2783
Ve bu da yazılımı işletime geçirdiğimiz,
06:05
where we deployed software.
141
365577
1350
nisandaki Dallas kasırgaları için bir eğri.
Burada bir boşluk var.
06:07
There's a gap here.
142
367255
1158
06:08
Affected households have to wait for the insurance adjuster to visit
143
368953
3209
Kasırgadan etkilenmiş evler, mülkleri için yardım kabul etmeden önce
06:12
before they can start accepting help on their properties.
144
372186
2738
sigorta memurunun ziyeret etmesini beklemek zorundalar.
06:14
And you've only got about four days of interest in Dallas.
145
374948
2982
Ve sizin Dallas`ta sadece dört günlük işiniz var.
MO: Veri.
06:19
MO: Data.
146
379089
1331
06:20
Data is inherently unsexy,
147
380444
1834
Veri, karakteristik olarak iticidir,
06:22
but it can jump-start an area's recovery.
148
382302
2222
ancak bir bölgenin yeniden yapılandırılmasını hızla başlatabilir.
FEMA (Federal Acil Durum Yönetim Dairesi) ve devlet,
06:24
FEMA and the state will pay 85 percent of the cost
149
384548
3017
felaketin Birleşik Devlet'çe açıklanan maliyetinin yüzde seksen beşini kendileri,
06:27
of a federally-declared disaster,
150
387589
1595
geri kalan yüzde on beşini de kasabanın ödemesine bırakır.
06:29
leaving the town to pay the last 15 percent of the bill.
151
389208
2641
06:31
Now that expense can be huge,
152
391873
1609
Şimdi, bu maliyet çok büyük miktarda olabilir.
06:33
but if the town can mobilize X amount of volunteers for Y hours,
153
393506
3954
Ancak kasaba X civarında gönüllüyü, Y civarında saat çalışmak için harekete geçirebilirse,
06:37
the dollar value of that labor used goes toward the town's contribution.
154
397484
4841
kullanılan bu işçilerin dolar değeri,
kasabanın katkı payına girer.
Ama bunu kim biliyor ki?
06:42
But who knows that?
155
402349
1328
Şimdi, iki bin gönüllü gönderdiğinizde ve bunu ispat edemediğinizde
06:44
Now try to imagine the sinking feeling you get
156
404042
2222
06:46
when you've just sent out 2,000 volunteers and you can't prove it.
157
406288
3848
düştüğünüz durumda hissedeceklerinizi bir hayal etmeye çalışın.
CO: Bunlar, çözümü ortak olan üç tane problem.
06:50
CO: These are three problems with a common solution.
158
410882
2437
Eğer doğru araçları doğru zamanda,
06:53
If we can get the right tools at the right time
159
413343
3029
harekete geçmesi kaçınılmaz olan
06:56
to the people who will inevitably step up
160
416396
1966
06:58
and start putting their communities back together,
161
418386
2355
ve topluluklarını tekrar toparlayabilecek insanlara sağlayabilirsek,
felaket yapılandırmasında yeni standartlar yaratabiliriz.
07:00
we can create new standards in disaster recovery.
162
420765
2702
MO: Anket araçlarına, bağışların veritabanına,
07:03
MO: We needed canvasing tools, donations databasing,
163
423491
2934
ihtiyaçların rapor edilmesine, gönüllü erişiminin kontrol edilmesine,
07:06
needs reporting, remote volunteer access,
164
426449
2990
07:09
all in an easy-to-use website.
165
429463
1847
hepsinin kullanımı kolay bir internet sitesinde olmasına ihtiyaç duyduk.
07:11
CO: And we needed help.
166
431334
1437
CO: Ve bize yardım gerekti.
07:12
Alvin, our software engineer and co-founder, has built these tools.
167
432795
3164
Alvin, yazılım mühendisimiz ve ortağımız bu araçları kurdu.
07:15
Chris and Bill have volunteered their time to use operations and partnerships.
168
435983
4071
Chris ve Bill, operasyonları ve ortaklıkları kullanmak için
gönüllü olarak zamanlarından verdiler.
Ve biz de geçen ocaktan beri felaket bölgelerine uçuyoruz,
07:20
And we've been flying into disaster areas since this past January,
169
440078
3492
07:23
setting up software, training residents
170
443594
2349
yazılım kuruyoruz, bölge sakinlerini eğitiyoruz
07:25
and licensing the software to areas that are preparing for disasters.
171
445967
4238
ve felaket için hazırlık yapan bölgelere yazılım ruhsatı veriyoruz.
MO: İlk işlerimizden biri, geçtiğimiz nisan ayındaki Dallas kasırgalarından sonraydı.
07:30
MO: One of our first launches was after the Dallas tornadoes
172
450229
2826
07:33
this past April.
173
453079
1151
İşlevi olmayan, statik, zamanı geçmiş bir internet sitesi olan
07:34
We flew into a town that had a static, outdated website
174
454254
2630
07:36
and a frenetic Facebook feed, trying to structure the response,
175
456908
2966
ve Facebook üzerinden çılgınca bir emekle karşılık bulmaya çalışan bir kasabaya uçtuk.
07:39
and we launched our platform.
176
459898
1388
Ve kendi platformumuzu kurduk.
Bütün ilgi ilk dört günde geldi.
07:41
All of the interest came in the first four days,
177
461310
2242
Ancak haber dolanımını kaybettikleri andan itibaren
07:43
but by the time they lost the news cycle,
178
463576
1970
---bu ihtiyaçların ortaya çıktığı zamandı--
07:45
that's when the needs came in,
179
465570
1437
yine de insanların verebilecekleri yüklü miktarda kaynakları vardı
07:47
yet they had this massive resource of what people were able to give
180
467031
3170
ve ikamet eden halkın ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumaydılar.
07:50
and they've been able to meet the needs of their residents.
181
470225
2764
CO: Yani ise yarıyor, ancak daha da iyi olabilirdi.
07:53
CO: So it's working, but it could be better.
182
473013
2056
Olağanüstü hale hazır olmak, felaket yapılanmasında çok önemli bir husus
07:55
Emergency preparedness is a big deal in disaster recovery
183
475093
2678
07:57
because it makes towns safer and more resilient.
184
477795
2249
çünkü kasabaları daha güvenli ve çabuk toparlanabilen bir hale getiriyor.
08:00
Imagine if we could have these systems ready to go in a place
185
480068
2891
Bu sistemlerin, bizde felaketten önce
08:02
before a disaster.
186
482983
1773
kullanmaya hazır halde olduğunu hayal edin.
İşte şu anda üzerinde çalıştığımız de şey bu.
08:05
So that's what we're working on.
187
485232
1808
Yazılımı, kasabalara ve şehirlere götürmek istiyoruz,
08:07
We're working on getting the software to places so people expect it,
188
487064
3209
böylece insanlar bu yazılımın önemli olduğunu anlayacak ve nasıl kullanılacağını bilecekler
08:10
so people know how to use it
189
490297
1341
08:11
and so it can be filled ahead of time
190
491662
1782
ve bu yazılım, böylece zamanından önce,
toparlanmayı sağlayan mikro-bilgilerle uygulanabilecek.
08:13
with that micro-information that drives recovery.
191
493468
2382
08:15
MO: It's not rocket science.
192
495874
1833
MO: Dahilik gerektiren bir iş değil bu.
Bu araçlar apaçık belli ve insanlar da bu araçları istiyor.
08:17
These tools are obvious and people want them.
193
497731
2219
08:19
In our hometown, we trained a half-dozen residents
194
499974
2428
Kendi muhitimizde, yarım düzine sakini
internet araçlarını kullanmayı kendileri yapabilsin diye eğitimden geçirdik.
08:22
to run these Web tools on their own,
195
502426
1722
Çünkü Caitria ve ben burada, Boston`da yaşıyoruz.
08:24
because Caitria and I live here, in Boston.
196
504172
2188
08:26
They took to it immediately, and now they are forces of nature.
197
506384
2976
Bu işi hemen kavradılar
ve şimdi onlar da doğanın birer gücü.
08:29
There are over three volunteer groups working almost every day,
198
509384
2955
Neredeyse her gün çalışan ve geçen senenin 1 Haziranı'ndan beri
civar sakinlerinin ihtiyaçlarını aldığından
08:32
and have been since June 1 of last year,
199
512363
2008
ve evlerine dönebildiklerinden emin olmak için çalışıyor olan üçten fazla gönüllü grup var.
08:34
to make sure these residents get what they need and get back in their homes.
200
514395
3583
Acil durum hatları, elektronik çizelgeleri ve verileri var.
08:38
They have hotlines and spreadsheets and data.
201
518002
2323
08:40
CO: And that makes a difference.
202
520349
2090
CO: Ve bu bir fark yaratıyor.
Bu sene 1 Haziran, Monson Kasırgası'nın
08:42
June 1 this year marked the one-year anniversary of the Monson tornado,
203
522463
3854
birinci yıl dönümüydü.
Ve toplulumumuz daha önce hiç bu kadar birbirine bağlı ve güçlü olmamıştı.
08:46
and our community's never been more connected or more empowered.
204
526341
3293
08:49
We've been able to see the same transformation in Texas and in Alabama.
205
529658
4232
Aynı değişimi Texas`ta ve Alabama`da
görme fırsatımız oldu.
08:53
Because it doesn't take Harvard or MIT
206
533914
1823
Çünkü bir felaketten sonraki sorunları düzeltmek için
08:55
to fly in and fix problems after a disaster;
207
535761
2065
bir Harvardlı ya da MIT'li çalışmıyor.
08:57
it takes a local.
208
537850
1324
Yerli halk çalışıyor.
08:59
No matter how good an aid organization is at what they do,
209
539198
2855
Bir yardım organizasyonu yaptığı işte ne kadar iyi olursa olsun,
sonuç olarak evlerine dönmek zorundalar.
09:02
they eventually have to go home.
210
542077
1675
09:03
But if you give locals the tools,
211
543776
2214
Ancak araçları yerel halka verirseniz,
eğer onlara iyileşmek, toparlanmak için neler yapabileceklerini gösterirseniz,
09:06
if you show them what they can do to recover,
212
546014
2805
09:08
they become experts.
213
548843
1555
uzman olan onlar olurlar.
09:12
(Applause)
214
552267
1024
(Alkış) Tamamdır. Haydi gidelim.
09:13
MO: All right. Let's go.
215
553315
1152
09:14
(Applause)
216
554491
3229
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7