How an old loop of railroads is changing the face of a city | Ryan Gravel

76,323 views ・ 2016-12-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Arda Yegül Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
This picture
0
12799
1351
Bu resim
00:14
is from my metro card
1
14699
1650
90’ların ortasında,
00:16
when I spent a year abroad in Paris in college in the mid-'90s.
2
16373
4040
bir senemi Paris’te geçirdiğim üniversite yıllarımdan.
00:20
My friend says I look like a French anarchist --
3
20799
3171
Bir arkadaşım Fransız bir anarşiste benzediğimi söyler.
00:23
(Laughter)
4
23994
1007
(Gülüşmeler)
00:25
But this is still what I see
5
25025
1347
Ama hâlâ her sabah
00:26
when I look in the mirror in the morning.
6
26396
2167
aynaya baktığımda gördüğüm şey budur.
00:28
Within a month of living in Paris, I'd lost 15 pounds
7
28587
3099
Paris’te yaşadığım bir ay içerisinde 6 kilo verdim ve
00:31
and I was in the best shape of my life
8
31710
2035
hayatımdaki en iyi formumdaydım,
00:33
because I was eating fresh food
9
33769
1997
çünkü taze yiyecekler yiyor ve
00:35
and I was walking wherever I went.
10
35790
2277
nereye gidersem yürüyerek gidiyordum.
00:38
Having grown up in suburban Atlanta,
11
38828
1811
Atlanta banliyösünde yetiştiğimden,
00:40
a region built largely by highways and automobiles
12
40663
3405
ki burası genişçe otoyolların ve otomobillerin ve geniş alanların
00:44
and with a reputation as a poster child for sprawl,
13
44092
3661
tipik olduğu bir bölge,
00:47
Paris fundamentally changed the way I understood
14
47777
2562
Paris, çevremde oluşan dünyayı anlama
00:50
the construction of the world around me,
15
50363
2720
şeklimi temelden değiştirdi ve
00:53
and I got obsessed with the role of infrastructure --
16
53107
2829
altyapının işlevi konusunda takıntılı hâle geldim --
00:56
that it's not just the way to move people from point A to point B,
17
56619
4094
Bu sadece insanları A noktasından B noktasına taşımak değil,
01:00
it's not just the way to convey water or sewage or energy,
18
60737
4089
bu sadece su, atık su veya enerjinin nasıl iletildiği de değil,
01:04
but it's the foundation for our economy.
19
64850
2570
ama ekonomimizin temelidir.
01:07
It's the foundation for our social life and for our culture,
20
67444
3363
Bu bizim sosyal hayatımızın ve kültürümüzün temeli ve
01:10
and it really matters to the way that we live.
21
70831
2708
aynı zamanda nasıl yaşadığımız ile ilgili.
01:14
When I came home, I was instantly frustrated,
22
74118
2584
Eve geldiğimde çevre otoyolununun tam
01:16
stuck in traffic as I crossed the top end of our perimeter highway.
23
76726
3926
sonundan geçerken trafiğe sıkıştığımdan dolayı hayal kırıklığına uğramıştım,
01:20
Not only was I not moving a muscle,
24
80676
2267
Hiçbir kasımı hareket ettirmemekle birlikte,
01:22
I had no social interaction
25
82967
1645
benim yanımdan geçip giden yüz binlerce
01:24
with the hundreds of thousands of people that were hurtling past me,
26
84636
3239
benim gibi, gözleri ileriye dikmiş ve müzikleri
01:27
like me, with their eyes faced forward and their music blaring.
27
87899
3997
yüksek sesle dinleyen insanlarla hiçbir sosyal etkileşimim de yoktu.
01:32
I wondered if this was an inevitable outcome,
28
92765
2797
Bunun kaçınılmaz bir son olup olmadığını veya bunun için
01:35
or could we do something about it.
29
95586
1819
bir şeyler yapıp yapamayacağımızı merak ettim.
01:37
Was it possible to transform this condition in Atlanta
30
97817
3228
Atlanta’daki bu durumu yaşamak istediğim yere ve
01:41
into the kind of place that I wanted to live in?
31
101069
2375
olmasını istediğim duruma dönüştürmek mümkün müydü?
01:43
I went back to grad school in architecture and city planning,
32
103949
3096
Mimari ve şehir planlaması üzerine yüksek lisans yapmak için
01:47
developed this interest in infrastructure,
33
107069
2332
geri döndüm, altyapıya olan bu ilgimi geliştirdim
01:49
and in 1999 came up with an idea
34
109425
2593
ve 1999'da tez projem için
01:52
for my thesis project:
35
112042
1565
aklıma bu fikir geldi:
01:53
the adaptation of an obsolete loop of old railroad circling downtown
36
113631
4317
Şehir merkezi etrafındaki eski demir yolu ağının
01:57
as a new infrastructure for urban revitalization.
37
117972
3040
kentsel yenileme için yeni bir altyapı uyarlaması.
02:01
It was just an idea.
38
121036
1406
Bu sadece bir fikirdi.
02:02
I never thought we would actually build it.
39
122800
3391
Aslında bunu yapabileceğimiz asla aklıma gelmezdi.
02:06
But I went to work at an architecture firm,
40
126215
2484
Bir mimarlık firmasına çalışmak için gittim ve
02:08
and eventually talked to my coworkers about it,
41
128723
2523
en sonunda bu konuda meslektaşlarım ile görüştüm
02:11
and they loved the idea.
42
131270
1768
ve fikrimi beğendiler.
02:13
And as we started talking to more people about it,
43
133062
2386
Bu konuda daha fazla insanla konuşmaya başladıkça,
02:15
more people wanted to hear about it.
44
135472
2028
daha çok kişi bunu duymak istedi.
02:17
In the summer of 2001,
45
137889
1999
2001’in yazında,
02:20
we connected with Cathy Woolard,
46
140269
1627
yakın zamanda seçilen şehir meclisi başkanı
02:21
who was soon elected city council president.
47
141920
2131
Cathy Woolard ile bağlantı kurduk.
02:24
And we built a citywide vision around this idea:
48
144075
3426
Bu konuyla ilgili şehir genelinde şöyle bir vizyon oluşturduk:
02:27
the Atlanta BeltLine, a 22-mile loop
49
147525
2931
Atlanta BeltLine'da, 35 kilometrelik
02:30
of transit and trails and transformation.
50
150480
2854
geçiş, patika ve dönüşümün olduğu bir döngü.
02:33
I was doing two and three meetings a week for two and a half years,
51
153746
4313
Ben iki buçuk yıl boyunca Cathy ve onun personeli
02:38
and so was Cathy and her staff and a handful of volunteers.
52
158083
3445
ve birkaç gönüllü ile birlikte haftada iki ve üç toplantı yapıyordum.
02:41
Together, we built this amazing movement of people and ideas.
53
161552
4299
Birlikte, insanların ve fikirlerin bu şaşırtıcı eylemini hayata geçirdik.
02:46
It included community advocates who were used to fighting against things,
54
166287
3711
Atlanta BeltLine'ı savunmayı haklı bulan,
02:50
but found the Atlanta BeltLine as something that they could fight for;
55
170022
3313
her şeye muhalefet eden topluluk savunucularını,
02:53
developers who saw the opportunity
56
173359
1725
şehirde bulunan
02:55
to take advantage of a lot of new growth in the city;
57
175108
2935
birçok büyüme avantajını gören geliştiricileri ve en azından
02:58
and dozens of nonprofit partners who saw their mission
58
178067
4646
misyonlarını nispeten ortak vizyonlarınca başarıya ulaşmış olarak nitelendiren
03:02
at least partly accomplished by the shared vision.
59
182737
3120
kâr amacı gütmeyen ortakları dâhil.
03:07
Now, usually these groups of people aren't at the same table
60
187293
3825
Şimdi, aynı sonucu isteyen bu insanlar
genellikle aynı masada olmazlardı.
03:11
wanting the same outcome.
61
191142
1568
03:13
But there we were, and it was kind of weird,
62
193923
2546
Ama biz oradaydık ve bu biraz tuhaftı.
03:17
but it was really, really powerful.
63
197318
2035
Ama gerçekten, gerçekten çok güçlü bir şeydi.
03:19
The people of Atlanta fell in love with a vision
64
199937
2833
Atlanta halkı arabalarının ön camlarından gördükleri
03:22
that was better than what they saw through their car windshields,
65
202794
3304
görüntüden daha iyi olan bir manzaraya âşık oldu ve
03:26
and the people of Atlanta made it happen,
66
206122
2502
Atlanta halkı bunu gerçekleştirdi ve
03:28
and I guarantee you we would not be building it otherwise.
67
208648
3217
sizi temin ederim ki başka türlü inşa edemezdik.
03:32
From the beginning, our coalition was diverse.
68
212476
2843
Başlangıcından beri, koalisyonumuz çok çeşitliydi.
03:35
People of all stripes were part of our story.
69
215343
3123
Her kesimden insan bizim hikâyemizin bir parçasıydı.
03:38
People on the lower end of the economic spectrum loved it, too.
70
218490
3816
Ekonomik spektrumun en altındaki insanlar dahi bunu sevdi.
03:42
They were just afraid they weren't going to be able to be there
71
222330
3190
Sadece inşa edildikten sonra fiyatların yükselmesi nedeniyle
03:45
when it got built, that they'd be priced out.
72
225544
2169
orada yaşayamayacaklarından korkuyorlardı.
03:47
And we've all heard that kind of story before, right?
73
227737
3083
Hepimiz daha önce bu tarz şeyler duyduk, değil mi?
03:51
But we promised that the Atlanta BeltLine would be different,
74
231852
3062
Ama Atlanta BeltLine'ın farklı olacağına söz verdik
03:54
and people took ownership of the idea,
75
234938
2034
ve insanlar bu fikri sahiplendi
03:56
and they made it better than anything we ever imagined
76
236996
2574
ve başlangıçta hayal ettiğimiz her şeyden
03:59
in the beginning,
77
239594
1201
daha iyi yaptılar.
04:00
including significant subsidies for housing,
78
240819
2260
Buna konut için önemli sübvansiyonlar,
04:03
new parks, art, an arboretum -- a list that continues to grow.
79
243606
5306
yeni parklar, sanatsallık, bir arboretum gibi büyümeye devam eden bir liste dâhil.
04:08
And we put in place
80
248936
1166
Bunun gerçekleşmesi için
04:10
the organizations and agencies that were required to make it happen.
81
250126
3623
gerekli organizasyonları ve devlet dairlerini devreye soktuk.
04:13
And importantly, it is.
82
253773
2329
Ve en önemlisi, başardık.
04:16
Now we're in the early stages of implementation, and it's working.
83
256126
3768
Şimdi uygulamanın ilk aşamalarındayız ve işe yarıyor.
04:19
The first mainline section of trail was opened in 2012,
84
259918
4793
İlk patikanın anahat bölümü 2012’de açıldı ve
04:24
and it's already generated over three billion dollars
85
264735
2657
halihazırda üç milyar doları aşan özel
04:27
of private-sector investment.
86
267416
1686
sektör yatırımlarıyla üretildi.
04:30
But it's not only changing the physical form of the city,
87
270784
2716
Ama sadece kentin fiziksel biçimini değiştirmekle kalmıyor,
04:33
it's changing the way we think about the city,
88
273524
2410
şehir hakkındaki düşüncelerimizi de ve orada yaşamakla ilgili olan
04:35
and what our expectations are for living there.
89
275958
2701
beklentilerimizin ne olduğunu değiştiriyor.
04:40
About a month ago,
90
280171
1643
Bir ay kadar önce,
04:41
I had to take my kids with me to the grocery store
91
281838
2835
çocuklarımı markete götürmek zorunda kaldım ve
04:44
and they were complaining about it,
92
284697
1672
bundan şikayet ediyorlardı,
04:46
because they didn't want to get in the car.
93
286393
2048
çünkü arabaya binmek istemiyorlardı.
04:48
They were saying, "Dad, if we have to go,
94
288465
4000
Ve şöyle diyorlardı:
"Baba, gitmek zorundaysak en azından bisikletimizle gidebilir miyiz?"
04:52
can we at least ride our bikes?"
95
292489
1729
04:54
And I said, "Of course we can.
96
294242
2306
Ben de: “Elbette yapabiliriz.” dedim.
04:56
That's what people in Atlanta do.
97
296572
2035
Atlanta'daki insanlar hep böyle yaparlar.
04:58
We ride our bikes to the grocery store."
98
298631
2419
Bisikletimize biner ve markete gideriz.
(Gülüşmeler)
05:01
(Laughter)
99
301074
1233
05:02
(Applause)
100
302331
1600
(Alkışlar)
05:03
Thank you, yeah.
101
303955
1255
Teşekkürler, evet.
05:05
Now, they don't know how ridiculous that is,
102
305234
2731
Şu an, bunun ne kadar gülünç olduğunu bilmiyorlar,
05:08
but I do.
103
308497
1163
ama ben biliyorum.
05:09
And I also understand that their expectations for Atlanta
104
309684
4009
Atlanta için beklentilerinin
05:13
are really powerful.
105
313717
1486
çok güçlü olduğunu da anlıyorum.
05:15
This kind of transformation is exactly like sprawl
106
315642
3354
Son yüzyılda, bu tür dönüşüm
05:19
in the last century,
107
319020
1603
tam bir yayılmadır,
05:20
the movement where our investment in highways and automobiles
108
320647
3420
karayolları ve otomobillerdeki yatırım hareketlerimiz
05:24
fundamentally changed American life.
109
324091
2138
Amerikan yaşamını temelden değiştirdi.
05:26
That wasn't some grand conspiracy.
110
326686
2410
Bu büyük bir komplo teorisi değil.
05:29
There were conspiracies within it, of course.
111
329120
2479
Elbette içinde komplolar vardı.
05:32
But it was a cultural momentum.
112
332044
2093
Fakat bu kültürel bir devinimdi.
05:34
It was millions of people making millions of decisions
113
334161
2569
Bu, uzun bir süre boyunca milyonlarca insanın
05:36
over an extended period of time,
114
336754
1592
verdiği milyonlarca karardı,
05:38
that fundamentally changed not only the way that we build cities,
115
338370
3762
yalnızca şehir kurma tarzımızı değil,
05:42
but it changed our expectations
116
342156
2014
yaşamdan beklentilerimizi de
05:44
for our lives.
117
344194
1340
değiştirdi.
05:46
These changes were the foundations for urban sprawl.
118
346613
3251
Bu değişiklikler kentsel yayılmanın temelleriydi.
05:49
We didn't call it sprawl at that time.
119
349888
2114
Biz o zamanlarda buna yayılma demedik.
05:52
We called it the future.
120
352026
1527
Biz buna gelecek dedik.
05:53
And it was.
121
353577
1390
Ve öyleydi.
05:54
And we got all the highways and strip malls and cul-de-sacs we wanted.
122
354991
4051
İstediğimiz tüm karayolları, şerit AVM'ler ve çıkmaz sokakları elde ettik.
05:59
It was a radical transformation,
123
359430
2366
Bu köklü bir dönüşümdü ancak
06:01
but it was built by a cultural momentum.
124
361820
2613
kültürel bir devinim sayesinde yapıldı.
06:04
So it's important to not separate
125
364457
1574
Dolayısıyla, yaşadığımız yerlerin
06:06
the physical construction of the places we live
126
366055
2474
fiziki yapısını, o anda yaşadığımız diğer şeylerden
06:08
from other things that are happening at that time.
127
368553
2691
ayırmamak önemlidir.
06:11
At that time,
128
371268
1528
O zamanlarda,
06:12
in the second half of the last century,
129
372820
2261
son yüzyılın ikinci yarısında
06:15
science was curing disease
130
375105
1992
bilim, hastalığı iyileştiriyordu
06:17
and lifting us to the moon,
131
377121
1869
ve bizi aya çıkarıyordu
06:19
and the sexual revolution was breaking down barriers,
132
379014
2531
ve cinsel devrim engelleri yıkıyordu
06:21
and the Civil Rights Movement began its march
133
381569
2112
ve Sivil Haklar Hareketi ulusumuza verilen vaadin yerine
06:23
toward the fulfillment of our nation's promise.
134
383705
2935
getirilmesi için yürüyüşe başlamıştı.
06:26
Television, entertainment, food, travel, business -- everything was changing,
135
386664
4737
Televizyon, eğlence, yemek, seyahat, iş -- her şey değişiyordu.
06:31
and both the public and private sectors were colluding
136
391425
3300
Hem kamu hem de özel sektör bize istediğimiz
06:34
to give us the lives we wanted.
137
394749
2245
yaşamı vermek için bir araya geliyorlardı.
06:38
The Federal Highway Administration,
138
398041
1709
Mesela, Federal Karayolu İdaresi,
06:39
for example, didn't exist before there were highways.
139
399774
3297
otoyollar yapılmadan önce yoktu.
06:43
Think about it.
140
403794
1178
Bunu bir düşünün.
06:44
(Laughter)
141
404996
1024
(Gülüşmeler)
06:46
Of course, today it's important to understand and acknowledge
142
406044
2987
Tabii ki, bugün herkese değil de birkaç grup insana sağladığı
06:49
that those benefits accrued to some groups of people
143
409055
2795
faydaları anlamak ve
06:51
and not to others.
144
411874
1272
kabul etmek önemlidir.
06:53
It was not an equitable cultural momentum.
145
413170
2750
Adil bir kültürel devinim değildi.
06:56
But when we look today in wonder and disgust, maybe,
146
416692
3666
Ancak bugün bizden önce şehrin yayılmasına merak
07:00
at the metropolis sprawl before us,
147
420382
2463
ve bıkkınlık içinde baktığımızda, belki de
07:02
we wonder if we're stuck.
148
422869
1752
sıkışıp sıkışmadığımızı merak ediyoruz.
07:05
Are we stuck with the legacy of that inequity?
149
425067
2641
Bu eşitsizliğin mirasına mı saplandık?
07:08
Are we stuck with this dystopian traffic hellscape?
150
428234
3603
Bu trafik cehennemi distopyasına mı sıkıştık?
07:12
Are we stuck with rampant urban displacement,
151
432329
3126
Çevresel bozulma ile başıboş kentsel
07:15
with environmental degradation?
152
435479
2382
yer değiştirmeye mi saplandık?
07:18
Are we stuck with social isolation
153
438504
2533
Sosyal tecrit veya
07:21
or political polarization?
154
441061
1960
siyasi kutuplaşmaya mı sıkıştık?
07:23
Are these the inevitable and permanent outcomes?
155
443399
2766
Bunlar kaçınılmaz ve kalıcı sonuçlar mı?
07:26
Or are they the result of our collective cultural decisions
156
446744
2978
Veya kendimiz için yaptığımız
kolektif kültürel kararlarımızın bir sonucu mu?
07:29
that we've made for ourselves?
157
449746
1716
07:32
And if they are,
158
452535
1269
Öyleyse,
07:34
can't we change them?
159
454658
1413
onları değiştiremez miyiz?
07:36
What I have learned from our experience in Atlanta
160
456803
2634
Atlanta'daki deneyimlerimden öğrendiklerime göre
07:39
is not an anomaly.
161
459461
1509
bu bir anormallik değil.
07:40
Similar stories are playing out everywhere,
162
460994
2371
Benzer hikâyeler her yerde yaşanıyor.
07:43
where people are reclaiming not only old railroads,
163
463389
2813
Sadece eski demir yolları için değil,
07:46
but also degraded urban waterways and obsolete roadways,
164
466226
3859
aynı zamanda bozulmuş su kanallarının, eski yolların
07:50
reinventing all of the infrastructure
165
470109
2340
ve hayatlarındaki tüm altyapıların
07:52
in their lives.
166
472473
1339
iyilileştirilmesi istenen yerlerde.
07:53
Whether here in New York
167
473836
1924
İster burada, New York'ta,
07:55
or in Houston
168
475784
1236
ister Houston'da,
07:57
or Miami,
169
477044
1303
Miami'de,
07:58
Detroit, Philadelphia,
170
478371
2663
Detroit, Philadelphia,
08:01
Seoul, Hong Kong, Singapore,
171
481058
2312
Seul, Hong Kong, Singapur,
08:03
Toronto and Paris,
172
483394
1637
Toronto ve Paris'te olsun,
08:05
cities big and small all over the world are reclaiming and reinventing
173
485055
4128
dünyanın dört bir yanındaki büyük ve küçük şehirler
tüm katalizör altyapı projelerinin atası Los Angeles Nehri dâhil olmak üzere,
08:09
this infrastructure for themselves,
174
489207
1673
08:10
including the mother of all catalyst infrastructure projects,
175
490904
4006
kendileri için altyapıyı yeniliyor ve
08:15
the Los Angeles River,
176
495489
1498
yeniden şekil veriyorlar.
08:17
the revitalization effort for which similarly started
177
497485
2770
Benzer şekilde halk hareketi olarak başlatılan
08:20
as a grassroots movement,
178
500279
1374
canlandırma çabası,
08:21
has developed into a cultural momentum,
179
501677
2336
kültürel bir devinim hâle geldi
08:24
and is now in the early stages of being transformed
180
504037
3442
ve şu anda tekrardan bir çeşit hayat dolu bir altyapıya
08:27
into some kind of life-affirming infrastructure again,
181
507503
3305
dönüşümün ilk aşamalarında.
08:30
this one with trails and parks and fishing and boating
182
510832
4395
Bunda, patikalar, parklar, balıkçılık, tekne gezintisi
ve toplumsal canlanma
08:35
and community revitalization,
183
515251
1935
08:37
and of course, water quality and flood control.
184
517210
3056
ve tabii ki, su kalitesi ve taşkın kontrolü bulunuyor.
08:40
It's already improving the lives of people.
185
520290
2480
Şimdiden insanların yaşamlarını iyileştiriyor.
08:42
It's already changing the way the rest of us think about Los Angeles.
186
522794
3881
Bu şimdiden Los Angeles hakkında düşünme biçimimizi de değiştiriyor.
08:47
This is more than just infrastructure.
187
527246
2130
Bu altyapının ötesinde bir şey.
08:49
We're building new lives for ourselves.
188
529729
2461
Kendimiz için yeni hayatlar inşa ediyoruz.
08:52
It's a movement that includes local food, urban agriculture,
189
532214
3554
Bu hareket içerisinde yerel gıda, kentsel tarım,
08:55
craft beer, the maker movement,
190
535792
2246
butik bira, yapıcı eylem, teknoloji ve tasarım var.
08:58
tech and design -- all of these things, early indicators of a really radical shift
191
538062
4779
Bunların hepsi şehirlerin inşa etmedeki gerçekten köklü bir değişimin
09:02
in the way we build cities.
192
542865
1680
erken göstergeleridir.
09:05
We're taking places like this
193
545132
1950
Bu gibi yerleri alıyor
09:08
and transforming them into this.
194
548534
2120
ve bunlara dönüştürüyoruz.
09:12
And soon this.
195
552669
1368
Yakında böyle olacak.
09:15
And this is all exciting and good.
196
555063
2667
Hepsi de heyecan verici ve güzel.
09:18
We're changing the world for the better.
197
558436
1966
Dünyayı daha iyi hâle getiriyoruz.
09:20
Good for us!
198
560426
1466
Bizim için iyi!
09:22
And it is awesome -- I mean that.
199
562263
2373
Bu gerçekten harika -- Ciddiyim.
09:24
But our history of sprawl,
200
564956
1970
Fakat bizim genişleme tarihimiz
09:26
and from what we can already see with these catalyst projects today,
201
566950
3936
ve bugün bu katalizör projeleriyle halihazırda gördüğümüzden itibaren,
09:30
we know and must remember
202
570910
2184
bunun gibi büyük değişikliklerin genelde
09:33
that big changes like this don't usually benefit everyone.
203
573118
3358
herkesin yararına olmadığını biliyoruz ve unutmamalıyız.
09:36
The market forces unleashed by this cultural momentum
204
576999
3551
Bu kültürel devinimden dolayı açığa çıkan piyasa güçleri,
09:40
often include the seemingly unstoppable
205
580574
2425
artan vergilerin, fiyatların ve
09:43
and inevitable cycle of rising taxes, prices and rents.
206
583023
4485
kiraların artması gibi görünen ölçüde
durdurulamaz ve kaçınılmaz döngüyü kapsıyor.
09:47
This is urgent.
207
587933
1375
Bu acil bir durum.
09:49
If we care, we have to stand up
208
589332
2142
Umursuyorsak, ayağa kalkmalı
09:51
and speak out.
209
591498
1317
ve sesimizi çıkarmalıyız.
09:52
This should be a call to action,
210
592839
1783
Bu bir eylem çağrısı olmalıdır,
09:54
because the answer can't be to not improve communities.
211
594646
3060
çünkü cevap toplulukları geliştirmemek olamaz.
09:58
The answer can't be to not build parks and transit and grocery stores.
212
598717
4474
Cevap, park, transit yollar ve market inşa etmemek olamaz.
10:03
The answer can't be to hold communities down
213
603215
2913
Cevap, düşük maliyetli olmaları için toplulukları
10:06
just to keep them affordable.
214
606152
1753
baskı altında tutmak olamaz.
10:08
But we do have to follow through and address the financial realities
215
608523
3277
Ancak karşı karşıya olduğumuz finansal gerçekleri takip etmeli ve
10:11
that we're facing.
216
611824
1230
bunları irdelemek zorundayız.
10:13
This is hard, and it won't happen on its own.
217
613078
2456
Bu çok zor ve kendi başına gerçekleşmeyecek.
10:15
We can do it, and I'm committed to this goal in Atlanta,
218
615897
2873
Bunu yapabiliriz ve Atlanta'daki
bu hedefe ulaşmak için bunu ilk aşamada mümkün kılan insanların yanında olacağım.
10:18
to sticking up again for people who made it possible in the first place.
219
618794
4702
10:23
We can't call it a success without them.
220
623520
2274
Onlarsız buna başarı diyemeyiz.
10:26
I certainly can't,
221
626105
1307
Kesinlikle diyemem.
10:27
because the people I made commitments to all those years
222
627436
2932
Çünkü bunca yıldır söz verdiğim insanlar
10:30
weren't abstract populations.
223
630392
1861
sıradan kişiler değildi.
10:32
They're my friends and neighbors.
224
632615
1820
Onlar benim arkadaşlarım ve komşularım.
10:34
They're people that I love.
225
634459
1650
Onlar benim sevdiğim insanlar.
10:36
So even though it started as my graduate thesis
226
636974
2534
Mezuniyet tezim olarak başlamış olduğu hâlde
10:39
and I'm working hard for 16 years with thousands of people
227
639532
2972
bunu hayata geçirmek için
binlerce insanla 16 yıldır çok sıkı bir şekilde çalışıyorum.
10:42
to help make this thing come to life,
228
642528
2150
10:44
I know and believe that who the BeltLine is being built for
229
644702
3917
BeltLine'ın kimin için inşa edildiğinin, yapılıp yapılmaması kadar
10:48
is just as important as whether it's built at all.
230
648643
2792
önemli olduğunu biliyor ve anlıyorum.
10:52
Not just in Atlanta,
231
652065
1326
Sadece Atlanta'da değil,
10:53
but locally and globally,
232
653944
1469
yerel ve küresel olarak,
10:55
we have to understand
233
655437
1502
hayatlarını değiştirdiğimiz insanlara
10:57
this accountability to the people whose lives we are changing,
234
657606
3361
sorumlu olduğumuzu anlamak zorundayız,
11:01
because this is us.
235
661287
1283
çünkü bu biziz.
11:03
We are the lives we're talking about.
236
663418
2382
Konuştuğumuz hayatlar bizim hayatımız.
11:06
These places aren't inevitable.
237
666431
1637
Bu yerler kaçınılmaz değildir.
11:08
The places we live aren't inevitable,
238
668092
2142
Yaşadığımız yerler çaresiz değil
11:10
and if we want something different, we just need to speak up.
239
670797
3018
ve farklı bir şey istiyorsanız yalnızca sesimizi yükseltmek gerekiyor.
11:13
We have to ensure that change comes on our terms.
240
673839
2574
Değişikliğin şartlarımıza uygun olmasını sağlamak zorundayız.
11:16
And to do that,
241
676437
1155
Ve bunu yapmak için değişim şekillendirme sürecine
11:17
we have to participate actively in the process of shaping change.
242
677616
4272
aktif olarak katılmak zorundayız.
11:22
Thank you.
243
682547
1152
Teşekkürler.
11:23
(Applause)
244
683723
1913
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7