How to build (and rebuild) trust | Frances Frei

797,450 views ・ 2018-05-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Emine Eroglu Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
I want to talk to you about how to build and rebuild trust,
0
13889
4017
Sizinle güveni sağlamak ve tekrar inşa etmek hakkında konuşmak istiyorum.
00:17
because it's my belief that trust
1
17930
2769
çünkü benim inancıma göre güven,
00:20
is the foundation for everything we do,
2
20723
3926
yaptığımız her şeyin temeli
00:24
and that if we can learn to trust one another more,
3
24673
4429
ve eğer birbirimize daha çok güvenmeyi öğrenebilirsek,
00:29
we can have unprecedented human progress.
4
29126
3094
emsalsiz bir insani gelişim kaydedebiliriz.
00:35
But what if trust is broken?
5
35277
1822
Peki ya güven kırılırsa?
00:38
What if your CEO is caught on video, disparaging an employee?
6
38531
5103
Ya CEO'nuz bir videoda çalışanını aşağılarken kaydedilmişse?
00:45
What if your employees experience a culture of bias, exclusion and worse?
7
45646
6746
Ya çalışanlarınız kültürel ön yargı, dışlama, belki daha kötüsünü yaşıyorsa?
00:53
What if there's a data breach,
8
53742
2182
Ya bir veri ihlali varsa
00:55
and it feels an awful lot like a cover-up than seriously addressing it?
9
55948
5246
ve konuyu ele almaktan çok örtbas ediyormuşçasına kötü hissettiriyorsa?
01:02
And most tragically,
10
62808
1873
En trajik olanı ise,
01:04
what if a technological fail leads to the loss of human life?
11
64705
4754
ya teknolojik bir hata insan hayatı kaybına neden olursa?
01:11
If I was giving this talk six months ago,
12
71090
2222
Bu konuşmayı altı ay önce yapıyor olsaydım
01:13
I would have been wearing an Uber T-shirt.
13
73336
2508
bir Uber tişörtü giyiyor olurdum.
01:18
I'm a Harvard Business School professor,
14
78509
2238
Harvard İşletme bölümünde öğretim görevlisiyim
01:20
but I was super attracted to going to an organization
15
80771
4724
ama mecazi hatta belki de kelimenin tam anlamıyla
01:25
that was metaphorically and perhaps quite literally on fire.
16
85519
5299
"tutuşmuş" bir organizasyona gitmek inanılmaz ilgimi çekmişti.
01:32
I had read everything that was written in the newspaper,
17
92570
2620
Gazetede yazan her şeyi okudum,
01:35
and that was precisely what drew me to the organization.
18
95214
4057
hatta beni organizasyona çeken şey kesinlikle buydu.
01:39
This was an organization that had lost trust
19
99295
3571
Bu, önem taşıyan her kurucuya karşı
01:42
with every constituent that mattered.
20
102890
3287
güvenini kaybetmiş bir organizasyondu.
01:47
But there's a word about me that I should share.
21
107460
2690
Ama kendimle ilgili birkaç şey paylaşmak istiyorum.
01:50
My favorite trait is redemption.
22
110174
2468
En sevdiğim huyum bağışlayıcı olmam.
01:54
I believe that there is a better version of us around every corner,
23
114064
4911
Her köşede daha iyi bir versiyonumuzun var olduğuna inanırım
01:58
and I have seen firsthand
24
118999
1839
ve ben organize, topluluk ve bireylerin
02:00
how organizations and communities
25
120862
2678
nefes kesen bir hızla nasıl değiştiğini
02:03
and individuals change at breathtaking speed.
26
123564
3191
kendi gözlerimle gördüm.
02:08
I went to Uber with the hopes that a turnaround there
27
128467
4230
Uber'a gittim çünkü oradaki beklenmeyen bir değişikliğin
02:12
could give license to the rest of us
28
132721
2582
önündeki zorluklara daha dar bir bakış açısı olan
02:15
who might have narrower versions of their challenges.
29
135327
3659
diğer hepimiz için bir imkân olacağı umudu taşıyordum.
02:21
But when I got to Uber, I made a really big mistake.
30
141066
3710
Ama oraya gittiğimde büyük bir hata yaptım.
02:26
I publicly committed to wearing an Uber T-shirt every day
31
146343
5277
Toplum içinde her gün Uber tişörtü giyindim,
02:31
until every other employee was wearing an Uber T-shirt.
32
151644
3134
diğer her Uber çalışanı aynısını yapana kadar.
02:36
I had clearly not thought that through.
33
156179
2859
Bunu açıkça düşünmemişim.
02:39
(Laughter)
34
159062
1648
(Kahkahalar)
02:40
It was 250 days of wearing an Uber T-shirt.
35
160734
4409
Tam 250 gün boyunca Uber tişörtü giyildi.
02:46
Now I am liberated from that commitment,
36
166119
4379
Şimdi bu görevimden azat edildim,
02:50
as I am back at HBS,
37
170522
2199
Harvard İşletme'ye geri döndüm
02:52
and what I'd like to do is share with you
38
172745
4185
ve sizinle paylaşmak istediğim şey de
02:56
how far I have taken that liberty,
39
176954
4101
o özgürlüğü ne kadar ileri taşıdığım,
03:01
which, it's baby steps,
40
181079
3095
küçük adımlarla
03:04
(Laughter)
41
184198
1230
(Kahkahalar)
03:05
but I would just say I'm on my way.
42
185452
2007
ama yolda olduğumu söyleyebilirim.
03:07
(Laughter)
43
187483
1716
(Kahkahalar)
03:09
Now, trust, if we're going to rebuild it,
44
189223
3564
Eğer güveni yeniden sağlayacaksak
03:12
we have to understand its component parts.
45
192811
2616
öncelikle tüm bileşenlerini anlamamız gerekiyor.
03:15
The component parts of trust are super well understood.
46
195890
3858
Güvenin bütünleyici parçaları oldukça iyi anlaşılıyor.
03:19
There's three things about trust.
47
199772
2690
Güven hakkında üç şey var.
03:24
If you sense that I am being authentic,
48
204349
4384
Eğer özgün biri olduğumu hissediyorsanız
03:28
you are much more likely to trust me.
49
208757
2242
bana güvenme ihtimaliniz yüksek.
03:32
If you sense that I have real rigor in my logic,
50
212147
5548
Eğer mantığımda katı olduğumu düşünüyorsanız
03:37
you are far more likely to trust me.
51
217719
2142
bana güvenme ihtimaliniz daha yüksek.
03:40
And if you believe that my empathy is directed towards you,
52
220528
4913
Eğer empatimin size yönelik olduğuna inanırsanız
03:45
you are far more likely to trust me.
53
225465
2227
bana güvenme ihtimaliniz daha da yüksek.
03:48
When all three of these things are working,
54
228303
2801
Bu üç şey de olduğu zaman,
03:51
we have great trust.
55
231128
2119
büyük bir güven doğar.
03:54
But if any one of these three gets shaky,
56
234165
3374
Ama üç husustan biri bile sarsılırsa,
03:57
if any one of these three wobbles,
57
237563
3625
bu üç taştan biri yerinden oynarsa
04:01
trust is threatened.
58
241212
1436
güven tehdit altına girer.
04:04
Now here's what I'd like to do.
59
244291
1756
Şimdi, yapmak istediğim bir şey var.
04:06
I want each of us to be able to engender more trust tomorrow,
60
246071
5157
Hepimizin yarın daha fazla güven oluşturabilmesini sağlamak istiyorum,
04:11
literally tomorrow, than we do today.
61
251252
2492
Abartısız, yarın, bugün yaptığımızdan fazlasıyla.
04:15
And the way to do that is to understand where trust wobbles for ourselves
62
255339
5819
Bunu yapmanın yolu da bizim için güvenin hangi noktada sendelediğini anlamak
04:21
and have a ready-made prescription to overcome it.
63
261182
2682
ve üstesinden gelmek için hazır bir plana sahip olmak.
04:24
So that's what I would like to do together.
64
264460
2190
Beraber yapmamızı istediğim şey bu.
04:28
Would you give me some sense of whether or not you're here voluntarily?
65
268039
3897
Burada gönüllü bulunup bulunmadığınıza dair bana bir ipucu verebilir misiniz?
04:31
(Laughter)
66
271960
1087
(Kahkahalar)
04:33
Yeah. OK. Alright. Awesome.
67
273071
2364
Evet. İyi o zaman. Gerçekten harika.
04:35
OK. So --
68
275459
1510
Tamam. O halde...
04:36
(Laughter)
69
276993
1340
(Kahkahalar)
04:38
it's just super helpful feedback.
70
278357
1766
Oldukça yardımcı bir geri dönüş oldu.
04:40
(Laughter)
71
280147
2286
(Kahkahalar)
04:42
So the most common wobble is empathy.
72
282457
5055
Bu taşlardan en yaygın olanı empati.
04:49
The most common wobble
73
289061
1325
En yaygın sarsıntı şu ki
04:50
is that people just don't believe that we're mostly in it for them,
74
290410
4982
insanlar bu işin içinde onlar için var olduğumuza inanmıyor
04:55
and they believe that we're too self-distracted.
75
295416
3172
ve kendimizi çok meşgul ettiğimize inanıyorlar.
04:59
And it's no wonder.
76
299423
1558
Buna şüphe yok.
05:01
We are all so busy with so many demands on our time,
77
301005
3608
Hepimiz çok yoğunuz, bizden talep edilen çok şey var,
05:04
it's easy to crowd out the time and space
78
304637
3697
bu yoğunluğun arasında, empati için gerekli olan zamanı ve boşluğu
05:08
that empathy requires.
79
308358
2501
dışarıda bırakmak daha kolay gelir.
05:10
For Dylan to be Dylan, that takes real time.
80
310883
2936
Dylan için Dylan olmak gerçek anlamda zaman alır.
05:15
And for us, if we have too much to do, we may not have that time.
81
315276
5166
Bizim için, eğer yapmamız gereken çok şey varsa bu zamanı bulamayabiliriz.
05:20
But that puts us into a vicious cycle,
82
320466
2499
Ama bu bizi kısır bir döngüye sokar,
05:22
because without revealing empathy,
83
322989
2746
çünkü empati yapmamak,
05:25
it makes everything harder.
84
325759
2215
her şeyi daha zor bir hale getirir.
05:27
Without the benefit of the doubt of trust, it makes everything harder,
85
327998
3667
Güvenden şüphe duymanın faydası yokken her şey çok daha zorlaşır,
05:31
and then we have less and less time for empathy, and so it goes.
86
331689
3809
sonra da empati için daha da az zamanımız olur ve bu böyle gider.
05:36
So here's the prescription:
87
336232
1488
İşte plan:
05:39
identify where, when and to whom
88
339660
6691
Dikkatinizi nerede, ne zaman ve kime karşı
05:46
you are likely to offer your distraction.
89
346375
2650
sunabileceğinizi belirleyin.
05:51
That should trace pretty perfectly
90
351161
3088
Bu, empatinizi ne zaman, nerede ve kimden esirgediğinizin izini
05:54
to when, where and to whom you are likely to withhold your empathy.
91
354273
5436
oldukça mükemmel bir şekilde sürecektir.
06:01
And if in those instances,
92
361123
2601
Eğer bu örneklerde,
06:03
we can come up with a trigger that gets us to look up,
93
363748
6245
tekrar gözden geçirmemizi sağlayacak
06:10
look at the people right in front of us,
94
370017
3123
gözümüzün önünde olan insanlara bakmamızı,
06:13
listen to them,
95
373164
1809
onları dinlememizi,
06:14
deeply immerse ourselves in their perspectives,
96
374997
4140
perspektiflerine derinden dalmamızı tetikleyen bir unsur bulabiliyorsak
06:19
then we have a chance of having a sturdy leg of empathy.
97
379161
4953
empatiye giden güçlü bir basamağa sahip olma şansımız var.
06:24
And if you do nothing else,
98
384811
1825
Eğer başka hiçbir şey yapmazsanız
06:27
please put away your cell phone.
99
387902
3263
en azından lütfen cep telefonlarınızı uzak tutun.
06:31
It is the largest distraction magnet yet to be made,
100
391787
4989
Cep telefonu, yapılmış en büyük dikkat dağıtıcı
06:36
and it is super difficult to create empathy and trust in its presence.
101
396800
5505
ve bunun varlığında empati ve güven oluşturmak çok zor.
06:44
That takes care of the empathy wobblers.
102
404241
2010
Bu konu empati sarsıntısını dengede tutar.
06:48
Logic wobbles can come in two forms.
103
408140
3191
Mantık sarsıntıları iki şekilde olur.
06:52
It's either the quality of your logic
104
412189
3034
Konu ya mantığınızın kalitesi
06:56
or it's your ability to communicate the logic.
105
416752
3217
ya da mantığınızla iletişim kurabilme becerinizdir.
07:00
Now if the quality of your logic is at risk,
106
420777
3706
Eğer mantığınızın kalitesi risk altındaysa
07:04
I can't really help you with that.
107
424507
1628
Size bu konuda pek yardım edemem.
07:06
(Laughter)
108
426159
1339
(Kahkahalar)
07:07
It's like, not in this much time.
109
427522
1645
Yani, bu kadar kısa bir zamanda olmaz.
07:09
(Laughter)
110
429191
3463
(Kahkahalar)
07:12
But fortunately, it's often the case that our logic is sound,
111
432678
5080
Ama neyse ki genelde konu mantığımızın sesidir.
07:17
but it's our ability to communicate the logic that is in jeopardy.
112
437782
5489
Tehlikede olan mantığımızla iletişim kurabilme yeteneğimiz.
07:23
Super fortunately, there's a very easy fix to this.
113
443295
3578
Çok şanslıyız ki bunu düzeltmek için çok kolay bir yol var.
07:27
If we consider that there are two ways to communicate in the world,
114
447673
5970
Eğer dünyada iletişim kurabilmek için iki yol olduğunu göz önünde bulundurursak
07:33
and Harvard Business School professors are known for two-by-twos --
115
453667
3143
Harvard İşletme öğretim görevlileri "mutlu çiftler" olarak biliniyor,
07:36
nonsense, it's the triangle that rocks.
116
456834
2468
Ne saçma! Asıl güzel olan şey aşk üçgeni.
07:39
(Laughter)
117
459326
2156
(Kahkahalar)
07:42
If we consider that there are two ways to communicate in the world,
118
462837
4175
Dünyada iletişim kurabilmek için iki yol olduğunu düşünelim
07:47
and the first one is when you take us on a journey,
119
467036
4614
ve bunlardan ilki, sizin bizi bir yolculuğa çıkarmanız;
07:51
a magnificent journey that has twists and turns
120
471674
4983
ters köşeleri ve dönüşleri olan muhteşem bir yolculuk,
07:56
and mystery and drama,
121
476681
3132
için de gizem ve dram da var,
07:59
until you ultimately get to the point,
122
479837
2487
sonra asıl anlatmak istediğinize geliyorsunuz,
08:03
and some of the best communicators in the world
123
483536
3076
dünyadaki bazı en iyi iletişimciler
08:06
communicate just like this.
124
486636
2031
tıpatıp bu şekilde iletişim kurar.
08:09
But if you have a logic wobble,
125
489432
2532
Eğer bir mantık sarsıntınız varsa
08:11
this can be super dangerous.
126
491988
2182
bu çok tehlikeli olabilir.
08:15
So instead, I implore you,
127
495310
2826
Bunun yerine, sizden ricam,
08:19
start with your point in a crisp half-sentence,
128
499856
5223
asıl söylemek istediğinden önce küçük bir kısım söyleyin
08:25
and then give your supporting evidence.
129
505103
2976
ve sonra destekleyici kanıtlar sunun.
08:29
This means that people will be able to get access
130
509777
2417
Bu da şunu mümkün kılacak;
insanlar bizim harika fikirlerimize ulaşabilme imkânı elde edecekler
08:32
to our awesome ideas,
131
512218
2193
08:34
and just as importantly,
132
514435
1642
ve burada önemli olan,
08:37
if you get cut off before you're done ...
133
517585
2642
eğer bitirmeden önünüz kesilirse...
08:41
ladies --
134
521894
1428
hanımefendiler -
08:43
(Laughter)
135
523346
2595
(Kahkahalar)
08:45
(Applause)
136
525965
6805
(Alkışlar)
08:52
If you get cut off before you're done,
137
532794
3423
Fikrinizi tamamen söyleyemeden önünüz kesilirse
08:56
you still get credit for the idea,
138
536241
1919
bu fikir hâlâ sizin fikriniz olacak,
08:58
as opposed to someone else coming in and snatching it from you.
139
538184
3557
bir başkası bunu sizden çalamayacak.
09:01
(Applause)
140
541765
6570
(Alkışlar)
09:08
You just gave me goosebumps.
141
548359
1334
Tüylerim diken diken oldu.
09:09
(Laughter)
142
549717
1476
(Kahkahalar)
09:11
The third wobble is authenticity, and I find it to be the most vexing.
143
551920
4349
Üçüncü sarsıntı, özgünlük. Bence bu en endişelendirici olanı.
09:17
We as a human species can sniff out in a moment,
144
557730
3374
Biz insan türü olarak bir dakika içinde ortaya bir şey çıkarabiliriz,
09:21
literally in a moment,
145
561128
1988
kelimenin tam anlamıyla bir dakikada.
09:23
whether or not someone is being their authentic true self.
146
563140
3024
birisi gerçekten kendisi olup olmadığında.
09:27
So in many ways, the prescription is clear.
147
567705
2285
Bir çok yönüyle plan açık.
09:30
You don't want to have an authenticity wobble? Be you.
148
570948
3226
Özgünlük sarsıntısı istemiyor musun? Kendin ol.
09:35
Great.
149
575675
1206
Güzel.
09:38
And that is super easy to do
150
578255
2270
Ve bu o kadar kolay ki
09:40
when you're around people who are like you.
151
580549
3341
etrafında seni gerçekten seven insanlar olduğunda.
09:45
But if you represent any sort of difference,
152
585817
3500
Ama herhangi bir farklılığı yansıtıyorsan
09:50
the prescription to "be you" can be super challenging.
153
590659
4547
"kendin olma" planı çok zor olabilir.
09:57
I have been tempted at every step of my career,
154
597905
4091
Kariyerimin her basamağında cezbedildim.
10:02
tempted personally and tempted by coaching of others,
155
602020
3273
kendim tarafından, başkalarına koçluk ederek,
10:05
to mute who I am in the world.
156
605317
2246
bu dünyada olduğum kişiyi susturmak için.
10:08
I'm a woman of super strong opinions,
157
608688
3050
Gerçekten derin inançları olan,
10:11
with really deep convictions,
158
611762
2635
direkt konuşan,
10:14
direct speech.
159
614421
1616
çok güçlü fikirlerin kadınıyım.
10:16
I have a magnificent wife,
160
616602
2634
Muhteşem bir eşim var,
10:19
and together, we have such crazy ambition.
161
619260
3269
ve ikimiz de çok hırslıyız.
10:23
I prefer men's clothes
162
623950
1857
Erkek kıyafetleri tercih ediyorum
10:26
and comfortable shoes.
163
626743
1524
ve rahat ayakkabıları.
10:29
Thank you, Allbirds.
164
629045
1412
Teşekkürler, Allbirds.
10:30
(Laughter)
165
630481
3137
(Kahkahalar)
10:33
In some contexts, this makes me different.
166
633642
3460
Bazı durumlarda, bu beni farklı yapıyor.
10:38
I hope that each person here
167
638229
2092
Umuyorum ki buradaki her bir insan
10:40
has the beautiful luxury of representing difference
168
640345
3776
hayatınızın herhangi bir bölümünde,
farklılığı yansıtmanın güzel lüksüne sahip olur.
10:44
in some context in your life.
169
644145
1853
10:47
But with that privilege
170
647295
1748
Bu ayrıcalık ile
10:50
comes a very sincere temptation to hold back who we are,
171
650154
5757
kim olduğumuzu saklayan oldukça samimi bir cazibe gelir.
10:55
and if we hold back who we are,
172
655935
2367
Eğer kim olduğumuzu saklarsak
10:58
we're less likely to be trusted.
173
658326
2069
daha az güvenilir oluruz.
11:00
And if we're less likely to be trusted,
174
660419
1913
Eğer daha az güvenilir olursak
11:02
we're less likely to be given stretch assignments.
175
662356
2753
esnek görevlerin sorumluluğunu almamız o kadar az olur.
11:05
And without those stretch assignments, we're less likely to get promoted,
176
665133
3429
Bu görevlerin yokluğunda terfi edilme şansımız az olur.
11:08
and so on and so on until we are super depressed
177
668586
3548
Biz amirlerimizin demografik eğilimleri yüzünden
11:12
by the demographic tendencies of our senior leadership.
178
672158
2907
depresyona girene kadar bu devam eder.
11:15
(Laughter)
179
675518
1448
(Kahkahalar)
11:16
And it all comes back to our being our authentic selves.
180
676990
6756
Her şey kendimiz olmaya geliyor.
11:23
So here's my advice.
181
683770
2219
Bu yüzden işte benim tavsiyem.
11:26
Wear whatever makes you feel fabulous.
182
686013
2699
Size ne muhteşem hissettiriyorsa onu giyinin.
11:30
Pay less attention to what you think people want to hear from you
183
690434
4291
İnsanların sizden duymak istediğini düşündüğünüz şeylere daha az önem verin.
11:34
and far more attention to what your authentic, awesome self needs to say.
184
694749
4963
Özgün ve harika olan kendinize kulak verin.
11:41
And to the leaders in the room,
185
701127
1863
Bu odadaki liderler,
11:44
it is your obligation
186
704379
2176
özgün olmamızı güvenli kılmaktan ziyade,
11:46
to set the conditions that not only make it safe for us to be authentic
187
706579
5166
hoş karşılanmasına,
11:51
but make it welcome,
188
711769
1413
kutlanmasına,
11:54
make it celebrated,
189
714713
1643
olduğu şey için değer verilmesine,
11:56
cherish it for exactly what it is,
190
716975
3541
daha önce hiç ihtimal vermediğimiz
12:00
which is the key for us achieving greater excellence
191
720540
3362
daha büyük bir mükemmele ulaşabilmemizin temel taşı olan durumları
12:03
than we have ever known is possible.
192
723926
2339
belirleme mecburiyetindesiniz.
12:08
So let's go back to Uber. What happened at Uber?
193
728416
3300
Uber'a geri dönelim. Uber'da ne oldu?
12:11
When I got there, Uber was wobbling all over the place.
194
731740
4178
Oraya geldiğimde Uber her yerde sarsıntıdaydı.
12:16
Empathy, logic, authenticity were all wobbling like crazy.
195
736913
4143
Empati, mantık, özgünlük deli gibi sarsılıyordu.
12:22
But we were able to find super effective, super quick fixes for two of the wobbles.
196
742528
5857
Ama biz bu karmaşalardan ikisi için hızlı ve etkili çözüm bulabildik.
12:29
I'll give you an illustration of empathy.
197
749636
2563
Size bir empati örnek vereceğim.
12:32
In the meetings at Uber,
198
752223
1374
Uber toplantılarında,
12:33
it was not uncommon for people to be texting one another ...
199
753621
3984
insanların birbirleriyle mesajlaşması yaygındı.
12:38
about the meeting.
200
758965
1191
toplantıyla ilgili tabii.
12:40
(Laughter)
201
760180
5752
(Kahkahalar)
12:45
I had never seen anything like it.
202
765956
2270
Ben böyle bir şey hiç görmedim.
12:48
(Laughter)
203
768250
1428
(Kahkahalar)
12:50
It may have done many things,
204
770305
1438
Uber birçok şey yapmış olabilir
12:51
but it did not create a safe, empathetic environment.
205
771767
3474
ama güvenli ve anlayışlı bir ortam oluşturmamıştı.
12:55
The solution though, super clear:
206
775612
2404
Çözüm, oldukça açık:
12:58
technology, off and away.
207
778040
1730
teknoloji, kapalı ve uzakta.
13:00
And that forced people to look up,
208
780886
2682
Bu, insanları etrafına bakmaya,
13:03
to look at the people in front of them,
209
783592
2652
gözlerinin önündeki insanlara bakmaya,
13:06
to listen to them,
210
786268
1398
onları dinlemeye,
13:07
to immerse themselves in their perspectives
211
787690
2079
onların bakış açılarına dalmaya,
13:09
and to collaborate in unprecedented ways.
212
789793
3420
emsalsiz yollarla iş birliği yapmaya zorladı.
13:15
Logic was equally wobbly,
213
795128
3621
Mantık, eşit bir şekilde sallantılıydı.
13:18
and this was because the hypergrowth of the organization
214
798773
2897
Bu, organizasyonun aşırı büyümesinden kaynaklanıyordu.
13:21
meant that people, managers were getting promoted
215
801694
2667
Bu büyüme, insanların ve yöneticilerin
tekrar ve tekrar terfi ettikleri anlamına geliyordu.
13:24
again and again and again.
216
804385
2138
13:27
Soon, they were put in positions that they had no business being in.
217
807281
3707
Yakında, öyle pozisyonlarda olacaklar ki içinde olmadıkları iş kalmayacak.
13:31
Their positions outstripped their capability,
218
811818
2306
Pozisyonları, kapasitelerinin çok üzerindeydi
13:34
and it was not their fault.
219
814148
1487
ve bu onların suçu değildi.
13:36
The solution: a massive influx of executive education
220
816600
4730
Çözüm: özellikle mantık, strateji
13:41
that focused specifically on logic,
221
821354
3658
ve liderlik üzerine yoğunlaşan,
13:45
on strategy and leadership.
222
825036
2191
idari eğitime kitlesel bir akış.
13:48
It gave people the rigor of the quality of their logic,
223
828119
3444
Bu, insanlara mantıklarının kalitesinin cefasını verdi
13:51
and it turned a whole lot of triangles, right-side up,
224
831587
5160
ve güçlü yanlarında bütünüyle üçgenlere dönüştü.
13:56
so people were able to communicate effectively with one another.
225
836771
3229
Böylece insanlar birbirleriyle etkili şekilde iletişim kurabildi.
14:01
The last one, authenticity, I'll say it's still mighty wobbly,
226
841554
4539
Son olarak, özgünlük, bunun hâlâ sarsıntılı olabileceğini söyleyeceğim.
14:07
but honestly, that doesn't make Uber very different
227
847173
2469
Ama gerçekten bu, Uber'i Silicon Vadisi ve ötesinde olan
14:09
from all of the other companies I've seen in Silicon Valley and beyond.
228
849666
3530
gördüğüm diğer tüm şirketlerden daha farklı yapmaz.
14:15
It is still much easier to coach people to fit in.
229
855194
4532
İnsanlara uyum sağlamaları için koçluk yapmak çok daha kolay.
14:20
It is still much easier to reward people
230
860627
3079
Söylemek üzere olduğunuz bir şeyi söylediklerinde
14:23
when they say something that you were going to say,
231
863730
3387
insanları ödüllendirmek,
14:27
as opposed to rewarding people when they say something
232
867141
2532
söyleyeceğiniz şeyin tam tersini söyledikleri zaman
14:29
entirely different than what you were going to say.
233
869697
2729
ödüllendirmekten çok daha kolaydır.
14:34
But when we figure out this,
234
874157
2519
Bunu çözdüğümüzde,
14:36
when we figure out how to celebrate difference
235
876700
3670
farklıları nasıl takdir edeceğimizi,
insanlara kendilerinin en iyi versiyonları olmaları için izin vermeyi öğrendiğimizde
14:40
and how to let people bring the best version of themselves forward,
236
880394
3571
14:43
well holy cow, is that the world I want my sons to grow up in.
237
883989
4441
işte bu oğullarımın büyümesini istediğim dünya.
14:49
And with the collection of people here,
238
889280
2016
Buradaki insan topluluğuyla birlikte,
14:51
it would be a privilege to lock arms with you
239
891320
3129
sizlerle kenetlenmek bir ayrıcalık olurdu.
14:54
and go ahead and rebuild trust in every corner of the globe.
240
894473
3531
bir adım atın ve dünyanın her yerinde güveni yeniden inşa edin.
14:58
Thank you very much.
241
898838
1151
Çok teşekkür ederim.
15:00
(Applause)
242
900013
4598
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7