Gordon Brown on global ethic vs. national interest

Gordon Brown on global ethic vs. national interest

49,028 views ・ 2009-12-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Meral Öztürk Gözden geçirme: Sancak Gülgen
Chris Anderson: Çok teşekkür ederim sayın Başbakan.
00:26
Chris Anderson: Thank you so much, Prime Minister,
0
26330
2381
Gercekten çok etkiliyeci ve ilham vericiydi.
00:28
that was both fascinating and quite inspiring.
1
28735
2191
00:30
So, you're calling for a global ethic.
2
30950
2682
Küresel bir ahlak çağrısında bulunuyorsunuz.
00:34
Would you describe that as global citizenship?
3
34330
3976
Bunu küresel vatandaşlık olarak mı tanımlardınız?
00:38
Is that an idea that you believe in, and how would you define that?
4
38330
3191
Bu düşünceye inanıyor musunuz ve açıklamak ister misiniz?
00:41
Gordon Brown: It is about global citizenship
5
41545
2126
Gordon Brown: Bence bu mesele, küresel vatandışlıkla ve
00:43
and recognizing our responsibilities to others.
6
43695
2197
başkalarına karşı sorumluluklarımızın farkına varmakla ilgili.
00:45
There is so much to do over the next few years
7
45916
3390
Pek çoğumuzun malumu olduğu üzere,
00:49
that is obvious to so many of us
8
49330
2976
daha iyi bir dünya inşa etmek için
önümüzdeki yıllarda yapılacak çok şey var.
00:52
to build a better world.
9
52330
1636
00:54
And there is so much shared sense of what we need to do,
10
54506
4366
Yapılması gerekenin ne olduğu konusunda öylesine hemfikiriz ki,
00:58
that it is vital that we all come together.
11
58896
2006
bir araya gelmemiz hayati önem arz ediyor.
01:00
But we don't necessarily have the means to do so.
12
60926
2702
Ancak, bunları gerçekleştirecek imkanların mevcut olduğu söylenemez.
01:03
So there are challenges to be met.
13
63652
1794
Önümüzde aşılması gereken zorluklar var.
01:05
I believe the concept of global citizenship
14
65890
2416
İnanıyorum ki küresel vatandaşlık kavramı,
01:08
will simply grow out of people talking to each other across continents.
15
68330
3976
kıtalararası görüşen insanlardan doğal olarak ortaya çıkacaktır.
01:12
But of course the task is to create the institutions
16
72330
2434
Elbette yapılması gereken,
küresel toplumun işlemesini sağlayacak kurumları yaratmaktır.
01:14
that make that global society work.
17
74788
1936
01:16
But I don't think we should underestimate
18
76748
1961
Fakat teknolojideki büyük değişikliklerin
01:18
the extent to which massive changes in technology
19
78733
2573
insanları birbirlerine bağlamayı ne ölçüde mümkün kıldığını
01:21
make possible the linking up of people across the world.
20
81330
3185
küçümsemememiz gerektiğini düşünmüyorum.
01:24
CA: But people get excited about this idea of global citizenship,
21
84539
3767
CA: Küresel vatandaşlık fikri insanları heyecanlandırıyor
01:28
but then they get confused a bit again
22
88330
1976
ama vatanseverliği ve bu ikisinin nasıl birleşeceğini
01:30
when they start thinking about patriotism,
23
90330
2000
düşünmeye başlayınca akıllar karışıyor.
01:32
and how to combine these two.
24
92354
1714
01:34
I mean, you're elected as Prime Minister
25
94092
2214
Yani siz, Britanya'yı ilerletesiniz diye Başbakan seçildiniz.
01:36
with a brief to bat for Britain.
26
96330
3292
01:39
How do you reconcile the two things?
27
99646
3080
Bu iki şeyi nasıl uzlaştırıyorsunuz?
GB: Elbette ulusal kimlik önemini koruyor.
01:43
GB: Well, of course national identity remains important.
28
103251
2977
Ancak küresel sorumluluklarını kabul eden insanlar pahasına değil.
01:46
But it's not at the expense of people accepting their global responsibilities.
29
106252
3716
01:49
And I think one of the problems of recession
30
109992
3054
Ve bence (ekonomik) durgunluğun problemlerinden biri de
01:53
is that people become more protectionist,
31
113070
3103
insanların daha korumacı olmalarıdır.
01:56
they look in on themselves,
32
116197
1785
Kendi içlerine kapanıyorlar.
01:58
they try to protect their own nation,
33
118006
2300
Başka uluslara zarar verme ihtimaline rağmen
02:00
perhaps at the expense of other nations.
34
120330
3248
kendi uluslarını korumaya çalışıyorlar.
02:03
When you actually look at the motor of the world economy,
35
123602
2704
Dünya ekonomisinin gerçekte nasıl işlediğine bakarsanız,
02:06
it cannot move forward
36
126330
1737
farklı ülkeler arasında ticaret yoksa
02:08
unless there is trade between the different countries.
37
128091
2895
motorun teklediğini görürsünüz.
02:11
And any nation that would become protectionist over the next few years
38
131010
3515
Ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca korumacı olacak herhangi bir ülke
02:14
would deprive itself of the chance of getting the benefits
39
134549
2757
gelişen dünya ekonomisinin meyvelerini toplamaktan kendini mahrum bırakacaktır.
02:17
of growth in the world economy.
40
137330
2076
02:19
So, you've got to have a healthy sense of patriotism;
41
139430
3238
Yani sağlıklı bir vatanseverlik duygusuna sahip olmalısınız.
02:22
that's absolutely important.
42
142692
1380
Bu kesinlikle önemli.
02:24
But you've got to realize that this world has changed fundamentally,
43
144096
3286
Ancak dünyanın kökten değiştiğini ve sorunlarımızın tek bir ülkenin
02:27
and the problems we have cannot be solved by one nation and one nation alone.
44
147406
3900
yalnız başına gayretleriyle çözülemeyeceğini farketmelisiniz.
02:31
CA: Well, indeed.
45
151330
1137
CA: Doğru. Ama bu ikisi ihtilafa düşerse
02:32
But what do you do when the two come into conflict
46
152491
3315
02:35
and you're forced to make a decision
47
155830
2001
ve bir karar vermek zorunda kalırsanız ne yaparsınız?
02:37
that either is in Britain's interest, or the interest of Britons,
48
157855
4451
Yani " ya Britanya ve Britanyalılar'ın çıkarları,
02:42
or citizens elsewhere in the world?
49
162330
2359
ya da dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan insanlar?"
02:44
GB: Well I think we can persuade people
50
164713
2003
GB: Bence, insanları Britanya'nın uzun vade çıkarları için,
02:46
that what is necessary for Britain's long-term interests,
51
166740
3566
02:50
what is necessary for America's long-term interests,
52
170330
2429
Amerika'nın uzun vade çıkarları için,
02:52
is proper engagement with the rest of the world,
53
172783
2286
dünyanın geri kalanıyla düzgün ilişkiler kurmanın
02:55
and taking the action that is necessary.
54
175093
4907
ve gerekli adımları atmanın şart olduğuna ikna etmeliyiz.
03:00
There is a great story, again, told about Richard Nixon.
55
180024
4773
Richard Nixon'la ilgili harika bir hikaye vardır.
03:04
1958, Ghana becomes independent,
56
184821
3951
Sene 1958. Gana bağımsız olur,
03:08
so it is just over 50 years ago.
57
188796
1788
yani 50 küsür yıl öncesi.
03:11
Richard Nixon goes to represent the United States government
58
191203
3991
Nixon Birleşik Devletler'i temsil için
03:15
at the celebrations for independence in Ghana.
59
195218
2976
Gana'daki bağımsızlık kutlamalarına gider.
03:18
And it's one of his first outings as Vice President to an African country.
60
198661
4645
Bu onun başkan yardımcısı olarak
bir Afrika ülkesine ilk gezisidir.
03:23
He doesn't quite know what to do,
61
203330
1640
Ne yapacağını tam olarak bilemediğinden
03:24
so he starts going around the crowd
62
204994
1749
kalabalığın arasında dolaşmaya
03:26
and starts talking to people
63
206767
1539
ve etraftaki insanlarla konuşmaya başlar.
03:28
and he says to people in this rather unique way,
64
208330
2286
Kendine has üslubuyla
03:30
"How does it feel to be free?"
65
210640
2217
" Özgür olmak nasıl bir his?" diye sorar.
03:32
And he's going around, "How does it feel to be free?"
66
212881
2722
Ve etrafta dolaşıp durur, " Özgür olmak nasıl bir his?"
03:35
"How does it feel to be free?"
67
215627
1587
"Özgür olmak nasıl bir his?"
03:37
And then someone says,
68
217238
1102
Ve sonra biri der ki,
03:38
"How should I know? I come from Alabama."
69
218364
2147
"Ben nerden bileyim? Ben Alabama'lıyım."
03:40
(Laughter)
70
220535
2771
(kahkahalar)
03:43
And that was the 1950s.
71
223330
3404
Bu olay 1950'lerde gerçekleşiyor.
03:46
Now, what is remarkable
72
226758
4270
Şimdi burada dikkate değer olan,
Amerika'da zencilerin medeni haklarını
03:51
is that civil rights in America were achieved in the 1960s.
73
231052
3721
1960'larda kazanılmış olması.
03:55
But what is equally remarkable
74
235330
1976
Fakat bir o kadar dikkate değer bir durum da
03:57
is socioeconomic rights in Africa have not moved forward very fast
75
237330
4976
Afrika'da sosyal ve ekonomik hakların
sömürgecilik çağından bu yana çok hızlı ilerlememiş olmasıdır.
04:02
even since the age of colonialism.
76
242330
2341
Ama yine de Amerika ve Afrika'nın ortak bir çıkarı var.
04:05
And yet, America and Africa have got a common interest.
77
245330
3865
04:09
And we have got to realize that if we don't link up
78
249560
2746
Şunun farkına varmalıyız ki;
Afrika'daki mantıklı ve demokrat insanlarla
04:12
with those people who are sensible voices and democratic voices in Africa,
79
252330
3976
ortak amaçlar etrafında birleşmezsek,
04:16
to work together for common causes,
80
256330
1976
04:18
then the danger of Al Qaeda and related groups
81
258330
2976
El Kaide ve benzeri grupların
Afrika'da ilerleme tehlikesi büyüyecektir.
04:21
making progress in Africa is very big.
82
261330
1976
04:23
So, I would say that what seems sometimes
83
263330
1976
Yani diyeceğim o ki, Afrika'ya ve
04:25
to be altruism, in relation to Africa, or in relation to developing countries,
84
265330
4818
diğer gelişmekte ülkelere davranışınız, bazen diğerkamlık gibi görünse de
aslında daha öte bir şeydir.
04:30
is more than that.
85
270172
1149
04:31
It is enlightened self-interest for us to work with other countries.
86
271345
3294
Diğer ülkelerle birlikte çalışmak, kendi çıkarımızadır.
04:34
And I would say that national interest
87
274663
1850
Ve diyeceğim o ki, ulusal çıkarlar ve
04:36
and, if you like, what is the global interest
88
276537
2109
yoksulluk ve iklim değişikliği problemlerini çözme küresel çıkarı
04:38
to tackle poverty and climate change
89
278670
2080
04:40
do, in the long run, come together.
90
280774
2532
uzun vadede tek bir çıkar haline gelir.
04:43
And whatever the short-run price for taking action on climate change
91
283330
3239
İklim değişikliği için atılacak adımların
veya güvenlikle ilgili ya da insanlara eğitim fırsatı sağlamak üzere
04:46
or on security, or taking action to provide opportunities
92
286593
2683
04:49
for people for education,
93
289300
1265
atılacak adımların kısa vadede bedeli ne olursa olsun,
04:50
these are prices that are worth paying
94
290589
2202
insanların birbirleriyle rahat edeceği,
04:52
so that you build a stronger global society
95
292815
2491
farklı ülkelerin gerçek anlamda daha güçlü bağlar geliştirecek şekilde
04:55
where people feel able to feel comfortable with each other
96
295330
3385
04:58
and are able to communicate with each other in such a way
97
298739
2682
birbirleri ile iletişim kurabilmeleri için
05:01
that you can actually build stronger links between different countries.
98
301445
3341
ödenmeye değer olan bedellerdir bunlar.
05:04
CA: I still just want to draw out on this issue.
99
304810
2496
CA: Ben bu konuyu biraz daha açmak istiyorum.
Diyelim ki hoş bir plajda tatildesiniz.
05:07
So, you're on vacation at a nice beach,
100
307330
3397
05:10
and word comes through that there's been a massive earthquake
101
310751
3207
Çok büyük bir deprem olduğu
05:13
and that there is a tsunami advancing on the beach.
102
313982
2420
ve sahile doğru ilerleyen bir tusunami olduğu haberi geliyor.
05:16
One end of the beach, there is a house containing a family of five Nigerians.
103
316426
4757
Sahilin bir ucunda beş kişilik bir Nijerya'lı aile,
ve sahilin diğer ucunda da tek bir Britanyalı var.
05:21
And at the other end of the beach there is a single Brit.
104
321207
2713
05:24
You have time to --
105
324487
1381
(Kahkahalar) Yalnızca birini uyarmaya vaktiniz var.
05:25
(Laughter)
106
325892
1921
05:27
you have time to alert one house.
107
327837
2334
05:30
What do you do?
108
330195
1001
Ne yaparsınız?
05:31
(Laughter)
109
331220
2086
GB: Modern haberleşme de var.
05:33
GB: Modern communications.
110
333330
1976
05:35
(Applause)
111
335330
2976
(Alkışlar)
İkisini de uyarırım.
05:38
Alert both.
112
338330
1976
05:40
(Applause)
113
340330
3436
(Alkışlar)
05:43
I do agree that my responsibility
114
343790
3445
Öncelikli sorumluluğumun,
ülkemizdeki insanların güvenliğini sağlamak olduğunu kabul ediyorum.
05:47
is first of all to make sure that people in our country are safe.
115
347259
3167
05:50
And I wouldn't like anything that is said today to suggest
116
350450
3310
Burada söylediğim hiçbir şeyin de
05:53
that I am diminishing the importance of the responsibility
117
353784
2729
her bir liderin kendi ülkesine karşı
sorumluluğunun önemini küçümsüyormuşum gibi
05:56
that each leader has for their own country.
118
356537
2015
05:58
But I'm trying to suggest that there is a huge opportunity
119
358957
3152
anlaşılmasını istemem.
Ama daha önce hiç karşımıza çıkmamış olan
06:02
open to us that was never open to us before.
120
362133
2293
büyük bir fırsatla karşılaştığımızı belirtmeye çalışıyorum.
06:04
But the power to communicate across borders
121
364450
2048
Sınır tanımayan iletişim gücü dünyayı farklı bir şekilde
06:06
allows us to organize the world in a different way.
122
366522
3229
düzenlememize imkan sağlıyor.
06:10
And I think, look at the tsunami, it's a classic example.
123
370282
3572
Ve bence- Şu tusunami mesela: klasik bir örnek bu.
06:13
Where was the early warning systems?
124
373878
1976
Erken uyarı sistemleri neredeydi?
06:16
Where was the world acting together
125
376330
2786
İklim değişikliği ihtimalinin yanı sıra deprem ihtimalinden
06:19
to deal with the problems that they knew arose
126
379140
2235
06:21
from the potential for earthquakes,
127
381399
2433
kaynaklandığı bilinen problemlerle mücadele için
06:23
as well as the potential for climate change?
128
383856
2097
beraberce hareket eden dünya neredeydi?
06:25
And when the world starts to work together,
129
385977
2049
Dünya birlikte hareket etmeye başlarsa,
06:28
with better early-warning systems,
130
388050
1689
daha iyi erken uyarı sistemleriyle,
06:29
you can deal with some of these problems in a better way.
131
389763
2682
bu sorunların bazıları daha iyi şekilde ele alınabilir.
06:32
I just think we're not seeing, at the moment,
132
392469
2123
İşbirliği yapma yetisinin bize sağladığı muazzam fırsatları görmüyoruz.
06:34
the huge opportunities open to us by the ability of people to cooperate
133
394616
3930
06:38
in a world where either there was isolationism before
134
398570
2977
-ki düşünün, eskiden ya kendini dışa kapatma
06:41
or there was limited alliances based on convenience
135
401571
3735
ya da gerçekte temel sorunları çözmekle hiç ilgisi olmayan,
kolaylık olduğu için yapılan kısıtlı ittifakların olduğu bir dünyada vardı.
06:45
which never actually took you to deal with some of the central problems.
136
405330
3466
06:48
CA: But I think this is the frustration
137
408820
1978
CA: Sizin konuştuğunuz bu dili seven, buradaki seyirciler gibi
06:50
that perhaps a lot of people have, like people in the audience here,
138
410822
3220
bir çok insanın yaşadığı hayal kırıklığı da bu bence.
06:54
where we love the kind of language that you're talking about.
139
414066
2889
06:56
It is inspiring.
140
416979
1009
İlham verici.
Çoğumuz, dünyanın geleceğinin böyle olması gerektiğine inanıyoruz.
06:58
A lot of us believe that that has to be the world's future.
141
418012
3294
Fakat durum değişince, bir anda politikacıların
07:01
And yet, when the situation changes,
142
421330
2976
07:04
you suddenly hear politicians talking as if,
143
424330
2782
"bir Amerikan askerinin hayatı sayısız Iraklı sivilinkine bedeldir"
07:07
you know, for example, the life of one American soldier
144
427136
3170
07:10
is worth countless numbers of Iraqi civilians.
145
430330
2656
gibi konuşmalarını duyuyorsunuz mesela.
07:13
When the pedal hits the metal,
146
433010
3555
Yani biliyorsunuz, iş sıkıya gelince idealizm camdan atılabiliyor.
07:16
the idealism can get moved away.
147
436589
2976
07:19
I'm just wondering whether you can see that changing over time,
148
439956
5470
Sizce bu zamanla değişebilir mi?
07:25
whether you see in Britain
149
445450
1856
İleride, Britanya'da bu tutumun değiştiğini ve insanların
07:27
that there are changing attitudes,
150
447330
1660
bu bahsettiğiniz türden küresel etiği gerçekten desteklediğini
07:29
and that people are actually more supportive
151
449014
2129
07:31
of the kind of global ethic that you talk about.
152
451167
2999
öngörebiliyor musunuz merak ediyorum.
07:34
GB: I think every religion, every faith,
153
454761
2849
GB: Bence her dinde, her inançta,
07:37
and I'm not just talking here to people of faith or religion --
154
457634
3105
-- ve burada sadece dindar veya inançlı insanlara hitap etmiyorum.--
07:40
it has this global ethic at the center of its credo.
155
460763
3627
imanının özünde bu küresel etik vardır.
07:44
And whether it's Jewish or whether it's Muslim
156
464780
3333
Yahudi, Müslüman, Hindu, ya da Sih...
07:48
or whether it's Hindu, or whether it's Sikh,
157
468137
2833
07:50
the same global ethic is at the heart of each of these religions.
158
470994
4995
Bu dinlerin her birinin özünde aynı küresel etik vardır.
Yani bence insanların içgüdüsel olarak,
07:56
So, I think you're dealing with something
159
476013
2293
07:58
that people instinctively see as part of their moral sense.
160
478330
4791
kendi ahlak anlayışlarının parçası olarak gördüğü bir şeye değiniyorsunuz.
08:03
So you're building on something that is not pure self-interest.
161
483145
3762
Salt kişisel çıkar olmayan bir temel üzerine inşa ediyorsunuz.
08:06
You're building on people's ideas and values --
162
486931
3977
Belki de bazı durumlarda cılız bir ışık veren mumların,
08:10
that perhaps they're candles that burn very dimly on certain occasions.
163
490932
5667
insanların fikirlerinin, değerlerinin üzerine ilave yapıyorsunuz.
08:17
But it is a set of values that cannot, in my view, be extinguished.
164
497060
4148
Ancak bu benim açımdan, asla söndürülemeyecek bir değerler bütünüdür.
08:21
Then the question is,
165
501232
1555
Bu durumda şunu sormak gerekiyor;
08:22
how do you make that change happen?
166
502811
2658
bu değişikliği nasıl gerçekleştireceksiniz?
08:25
How do you persuade people that it is in their interest
167
505493
3888
İnsanları, bu sağlam inşaatın kendi çıkarlarına olduğuna
08:29
to build strong --
168
509405
1739
nasıl ikna edeceksiniz?
08:31
After the Second World War,
169
511168
1504
Bakın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurumlar inşa ettik:
08:32
we built institutions, the United Nations,
170
512696
2977
Birleşmiş Milletler, IMF, Dünya Bankası,
08:35
the IMF, the World Bank,
171
515697
1363
08:37
the World Trade Organization, the Marshall Plan.
172
517084
2834
Dünya Ticaret Örgütü, Marshall Planı...
08:39
There was a period in which people talked about an act of creation,
173
519942
4033
İnsanların yoktan var etmekten bahsettikleri bir dönem vardı
08:43
because these institutions were so new.
174
523999
1977
çünkü bu kurumar yepyeniydi.
Fakat şimdi demode oldular.
08:46
But they are now out of date. They don't deal with the problems.
175
526000
3111
Sorunlarımızla baş edemiyorlar.
08:49
You can't deal with the environmental problem
176
529135
2135
Söylediğim gibi, çevre probleminin üstesinden
08:51
through existing institutions.
177
531294
1475
mevcut kurumlar vasıtasıyla gelemezsiniz.
08:52
You can't deal with the security problem in the way that you need to.
178
532793
3513
Güvenlik sorunuyla gerektiği gibi baş edemezsiniz.
08:56
You can't deal with the economic and financial problem.
179
536330
2572
Ekonomik, finansal sorunla baş edemezsiniz.
08:58
So we have got to rebuild our global institutions,
180
538926
2380
Demek ki küresel kuruluşlarımızı günümüzün zorluklarına uygun olarak
09:01
build them in a way that is suitable to the challenges of this time.
181
541330
3219
yeniden inşa etmek zorundayız.
09:04
And I believe that if you look at the biggest challenge we face,
182
544573
3068
Önümüzdeki en büyük sorun,
09:07
it is to persuade people to have the confidence
183
547665
2642
bu kuralları temel alan kurumlarıyla
09:10
that we can build a truly global society
184
550331
2481
sahiden küresel bir toplum inşa edebileceğimize itimat etmeye
09:12
with the institutions that are founded on these rules.
185
552836
3080
insanları ikna etmektir.
09:15
So, I come back to my initial point.
186
555940
2317
Yani başladığım noktaya dönüyorum.
09:18
Sometimes you think things are impossible.
187
558281
2001
Bazı şeyler imkansız görünebilir.
09:20
Nobody would have said 50 years ago
188
560306
1953
50 yıl önce hiç kimse,
(Güney Afrika'daki) ırk ayrımının 1990'da bitmiş olacağını veya
09:22
that apartheid would have gone in 1990,
189
562283
2023
09:24
or that the Berlin wall would have fallen at the turn of the '80s and '90s,
190
564330
4399
80'lerden 90'lara gelirken, Berlin Duvarı'nın yıkılacağını veya
09:28
or that polio could be eradicated,
191
568753
1774
çocuk felcinin kökünün kazınacığını öngöremezdi.
09:30
or perhaps 60 years ago,
192
570551
1441
60 yıl önce hiç kimse insanoğlunun Ay'a gideceğini söyleyemezdi.
09:32
nobody would have said a man could gone to the Moon.
193
572016
2468
09:34
All these things have happened.
194
574508
1798
Bunların hepsi oldu.
09:36
By tackling the impossible, you make the impossible possible.
195
576330
2976
İmkansızı çözmeye çalışarak, imkansızı mümkün kılarsınız.
09:39
CA: And we have had a speaker who said that very thing,
196
579746
3560
CA: Tam da bundan bahseden bir konuşmacımız vardı.
09:43
and swallowed a sword right after that, which was quite dramatic.
197
583330
3419
Hemen akabinde bir kılıç yuttu.
Ki oldukça etkileyiciydi. (Kahkahalar)
09:46
(Laughter)
198
586773
1133
09:47
GB: Followed my sword and swallow.
199
587930
2376
GB: Ardından da benim kılıç yutmam geldi. (Kahkahalar)
09:50
CA: But, surely a true global ethic is for someone to say,
200
590330
4976
CA: Ama elbette gerçek küresel etik,
"Ben gezegendeki her insanın hayatının, din ve milliyetine bakmaksızın,
09:55
"I believe that the life of every human on the planet
201
595330
2662
aynı değerde olduğuna ve aynı derecede saygı hakkettiğine
09:58
is worth the same, equal consideration,
202
598016
2977
10:01
regardless of nationality and religion."
203
601017
3289
inanıyorum." demektir.
10:04
And you have politicians who have --
204
604330
2977
Bir de seçilmiş politikacılar var. Siz de seçildiniz.
10:07
you're elected.
205
607331
1053
10:08
In a way, you can't say that.
206
608408
1415
Bir anlamda, siz bunu söyleyemezsiniz.
10:09
Even if, as a human being, you believe that,
207
609847
2086
İnsanlık gereği buna inansanız bile, bunu dillendiremezsiniz.
10:11
you can't say that.
208
611957
1369
10:13
You're elected for Britain's interests.
209
613350
2352
Britanya'nın çıkarları için seçildiniz.
10:15
GB: We have a responsibility to protect.
210
615726
2580
GB: Bizim görevimiz korumak. Yani bakın,
10:18
I mean look, 1918, the Treaty of Versailles,
211
618330
3276
1918 Versay Anlaşması'na ve ondan önceki bütün anlaşmalara bakın,
10:21
and all the treaties before that,
212
621630
1812
10:23
the Treaty of Westphalia and everything else,
213
623466
2127
Vestfalya Anlaşması ve diğer hepsi,
10:25
were about protecting the sovereign right of countries
214
625617
2620
ülkelerin kendi istediklerini yapabilmeleri için,
10:28
to do what they want.
215
628261
1319
egemenlik haklarını korumakla ilgiliydi.
10:29
Since then, the world has moved forward,
216
629604
2252
O vakitten beri, dünya çok yol aldı.
10:31
partly as a result of what happened with the Holocaust,
217
631880
2977
Kısmen Holokost'ta yaşananların ve
10:34
and people's concern about the rights of individuals
218
634881
2847
korunmaya ihtiyaç duydukları bölgelerde birey haklarını koruma endişesinin,
10:37
within territories where they need protection,
219
637752
3554
10:41
partly because of what we saw in Rwanda,
220
641330
2801
kısmen Ruanda'da gördüklerimizin, Bosna'da gördüklerimizin sonucu olarak.
10:44
partly because of what we saw in Bosnia.
221
644155
1977
İnsani risk altında olan tüm bireyleri koruma sorumluluğu fikri
10:46
The idea of the responsibility to protect
222
646156
2150
10:48
all individuals who are in situations where they are at humanitarian risk
223
648330
3976
10:52
is now being established as a principle which governs the world.
224
652330
3048
şu an dünyayı yönlendirecek bir ilke olarak tesis edilmekte.
10:55
So, while I can't automatically say
225
655402
3619
Her ne kadar Britanya'nın
herhangi bir ülkenin herhangi bir vatandaşına yardım için
10:59
that Britain will rush to the aid of any citizen of any country, in danger,
226
659045
6261
ileri atılacağını otomatikman söyleyemesem de şunu söyleyebilirim:
11:05
I can say that Britain is in a position
227
665330
2976
soykırım veya insanlık suçlarının mağdurlarına yardım etme sorumluluğunun
11:08
where we're working with other countries
228
668330
1976
11:10
so that this idea that you have a responsibility
229
670330
2286
bütün dünya tarafından kabul edilmesi için
11:12
to protect people who are victims of either genocide or humanitarian attack,
230
672640
5278
Britanya diğer ülkelerle işbirliği halindedir.
11:17
is something that is accepted by the whole world.
231
677942
2325
Sonuçta, ancak uluslararası kurumlarınız
11:20
Now, in the end, that can only be achieved
232
680291
2001
11:22
if your international institutions work well enough to be able to do so.
233
682316
3578
yeteri kadar iyi çalışırsa başarılabilir bu.
11:25
And that comes back to what the future role of the United Nations,
234
685918
3144
Mesele, Birleşmiş Milletlerin gelecekteki rolünün ne olacağı
11:29
and what it can do, actually is.
235
689086
2220
ve ne yapabileceğidir.
11:31
But, the responsibility to protect is a new idea that is, in a sense,
236
691330
3976
Fakat koruma sorumluluğu, bir anlamda,
uluslararası bir prensip olarak, halkların kendi kaderini tayini etmesi
11:35
taken over from the idea of self-determination
237
695330
2632
11:37
as the principle governing the international community.
238
697986
2747
fikrinden devralınmış yeni bir fikir.
11:40
CA: Can you picture, in our lifetimes,
239
700757
2549
CA: Sizce, herhangi bir politikacının, miting kürsüsünden,
11:43
a politician ever going out on a platform
240
703330
3420
bütünüyle küresel etik ve küresel vatandaşlıktan bahsettiğini görmeye
11:46
of the kind of full-form global ethic, global citizenship?
241
706774
4666
ömrümüz vefa eder mi?
11:51
And basically saying, "I believe that all people across the planet
242
711948
4668
Yani, "Ben dünyadaki herkesin aynı derecede önemli olduğuna inanıyorum.
11:56
have equal consideration,
243
716640
1451
İktidara gelirsek, buna göre davranacağız.
11:58
and if in power we will act in that way.
244
718115
2882
Ayrıca, bu ülkenin insanlarının da artık küresel vatandaşlar olduğuna ve
12:01
And we believe that the people of this country
245
721021
2277
12:03
are also now global citizens and will support that ethic."
246
723322
2977
bu etiği destekleyeceğine inanıyoruz." denir mi?
12:06
GB: Is that not what we're doing in the debate about climate change?
247
726323
3885
GB: İklim değişiklinden bahsederken bizim yaptığımız bu değil mi?
12:10
We're saying that you cannot solve
248
730232
2746
İklim değişikliği probleminin tek bir ülke içinde çözülemeyeceğini,
12:13
the problem of climate change in one country;
249
733002
2304
12:15
you've got to involve all countries.
250
735330
1823
bütün ülkeleri dahil etmek gerektiğini söylüyoruz.
12:17
You're saying that you must, and you have a duty to help those countries
251
737177
4571
İklim değişikliğinin getirdiği sorunlarla mücadeleyi
12:21
that cannot afford to deal with the problems of climate change themselves.
252
741772
3672
kendi başına karşılayamayacak ülkelere yardım etmemiz gerektiğini,
12:25
You're saying you want a deal
253
745468
1937
bunun görevimiz olduğunu söylüyorsunuz.
12:27
with all the different countries of the world
254
747429
2111
Dünyadaki bütün ülkelerle, tek yumruk halinde
12:29
where we're all bound together
255
749564
1612
bütün dünyaya faydalı olacak şekilde karbon salınımlarını kısacak bir anlaşma
12:31
to cutting carbon emissions in a way that is to the benefit of the whole world.
256
751200
4106
12:35
We've never had this before because Kyoto didn't work.
257
755330
3976
istediğinizi söylüyorsunuz.
Şimdiye kadar bunu yapamadık çünkü Kyoto başarısız oldu.
12:39
If you could get a deal at Copenhagen, where people agreed,
258
759330
3861
Kopenhag'da insanların onayladığı bir anlaşma yapabilirsek,
12:43
A, that there was a long-term target for carbon emission cuts,
259
763215
3211
A) karbon salınımını azaltmak için uzun vadeli hedefler var.
12:46
B, that there was short-range targets that had to be met
260
766450
2856
B) ulaşılması şart olan kısa vadeli hedefler var.
12:49
so this wasn't just abstract;
261
769330
1787
Yani sadece soyut şeyler değil.
12:51
it was people actually making decisions now
262
771141
2237
Bugün bir fark yaratacak kararları, bugün alacak insanlar var.
12:53
that would make a difference now,
263
773402
1764
12:55
and if you could then find a financing mechanism
264
775190
2379
Biz iklim değişikliğiyle on yıllardır baş etmeyi beceremediğimiz için
12:57
that meant that the poorest countries that had been hurt
265
777593
2713
zarar görmüş olan dünyanın en fakir ülkeleri var.
13:00
by our inability to deal with climate change
266
780330
2096
13:02
over many, many years and decades
267
782450
1856
Enerji tasarruflu teknolojilere geçiş yapabilmek ve
13:04
are given special help
268
784330
1882
13:06
so that they can move to energy-efficient technologies,
269
786236
3070
karbon salınımını kısmayla uzun vadede oluşacak mali yükleri karşılayabilmek için
13:09
and they are in a position financially
270
789330
2794
13:12
to be able to afford the long-term investment
271
792148
2325
bu ülkelerin hususi yardıma ihtiyacı var.
13:14
that is associated with cutting carbon emissions,
272
794497
2413
13:16
then you are treating the world equally,
273
796934
3615
Bunlar yapmak için finansal bir mekanizma bulunabilirse,
dünyanın her yerine ve herkesin ihtiyaçlarına önem vererek,
13:20
by giving consideration to every part of the planet
274
800573
3452
dünyaya eşit davranmış olursunuz.
13:24
and the needs they have.
275
804049
1627
13:25
It doesn't mean that everybody does exactly the same thing,
276
805700
2937
Bu herkesin tamamen aynı şeyi yapacağı manasına gelmiyor,
13:28
because we've actually got to do more financially
277
808661
2308
Çünkü bu en yoksul ülkelere yardım için
13:30
to help the poorest countries,
278
810993
1444
finansal açıdan bizim daha çok şey yapmamız gerekiyor.
13:32
but it does mean there is equal consideration
279
812461
2743
Ancak bu tek bir gezegendeki insanların ihtiyaçlarına
13:35
for the needs of citizens in a single planet.
280
815228
3459
eşit özen gösterildiği manasına geliyor.
13:38
CA: Yes.
281
818711
1015
CA: Evet.
13:39
And then of course the theory is still that those talks get rent apart
282
819750
3465
O zaman, milli çıkarları için mücadele eden farklı ülkeler tarafından
13:43
by different countries fighting over their own individual interests.
283
823239
3234
benimsenmemesi hala söz konusu bu görüşmelerin.
13:46
GB: Yes, but I think Europe has got a position,
284
826497
2685
GB: Evet, ama bence Avrupa,
27 ülkenin zaten bir araya geldiği bir konumda.
13:49
which is 27 countries have already come together.
285
829206
3105
Demek istediğim, Avrupa'daki büyük sıkıntı şu:
13:52
I mean, the great difficulty in Europe
286
832335
1971
13:54
is if you're at a meeting and 27 people speak,
287
834330
2209
bir toplantıda 27 insan konuşursa, o toplantı çok çok uzun sürer.
13:56
it takes a very, very long time.
288
836563
1743
13:58
But we did get an agreement on climate change.
289
838330
3797
Ancak iklim değişkiliğiyle ilgili bir anlaşmaya vardık.
Amerika bu konuda ilk düzenlemesini yaptı
14:02
America has made its first disposition on this
290
842151
3155
14:05
with the bill that President Obama should be congratulated
291
845330
3818
-ki burada, o tasarıyı mecliste onaylatan Başkan Obama'nın takdir edilmesi gerekir.
14:09
for getting through Congress.
292
849172
1508
Japonya bir duyuru yaptı.
14:10
Japan has made an announcement.
293
850704
2181
14:12
China and India have signed up to the scientific evidence.
294
852909
3397
Çin ve Hindistan bilimsel kanıtları kabullendi.
14:16
And now we've got to move them to accept
295
856330
2844
Şimdi, onları uzun vadeli bir hedefi ve sonra da kısa vadeli bir dizi hedefi
14:19
a long-term target, and then short-term targets.
296
859198
2648
kabullenmeye ikna etmeliyiz.
14:21
But more progress has been made, I think, in the last few weeks
297
861870
3059
Ama fikrimce, son birkaç haftada,
14:24
than had been made for some years.
298
864953
1700
son birkaç yıldakinden daha fazla ilerleme kaydedildi.
14:26
And I do believe that there is a strong possibility
299
866677
3280
Birlikte çalışırsak, Kopenhag'da bu anlaşmayı sağlıyacağımıza inancım tam.
14:29
that if we work together, we can get that agreement to Copenhagen.
300
869981
3492
Şahsen, dünyanın en fakir bölgelerinin,
14:33
I certainly have been putting forward proposals
301
873497
2239
14:35
that would have allowed the poorest parts of the world
302
875760
2809
onların ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulduğunu
14:38
to feel that we have taken into account their specific needs.
303
878593
4043
görmesini sağlayacak öneriler sunmaktayım.
14:42
And we would help them adapt.
304
882660
1977
Uyum sağlamalarına yardım edeceğiz.
14:44
And we would help them make the transition to a low-carbon economy.
305
884661
3717
Düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş yapmalarına yardım edeceğiz.
14:48
I do think a reform of the international institutions is vital to this.
306
888402
3762
Uluslararası kurumlarımızın reforme edilmesi
bu konuda hayati önem arz ediyor bence.
14:52
When the IMF was created in the 1940s,
307
892188
2301
IMF 1940'larda kurulduğunda,
14:54
it was created with resources that were five percent or so of the world's GDP.
308
894513
3668
dünyadaki gayrisafi hasılanın %5'i filan gibi bir kaynakla kurulmuştu.
14:58
The IMF now has limited resources, one percent.
309
898205
2310
IMF'nin bugün kaynakları kısıtlı: %1.
15:00
It can't really make the difference
310
900539
1699
Kriz döneminde yapılması gerekeni yapıp
15:02
that ought to be made in a period of crisis.
311
902262
2149
farklılık yaratabilecek durumda değil.
15:04
So, we've got to rebuild the world institutions.
312
904435
2871
Bu yüzden dünya kurumlarını yeniden inşa etmeliyiz.
15:07
And that's a big task:
313
907330
1568
Bu da büyük bir iş:
15:08
persuading all the different countries
314
908922
1830
Bu kurumlarda farklı farklı oy payları bulunan
15:10
with the different voting shares in these institutions to do so.
315
910776
3045
farklı ülkeleri yeniden yapılanmaya ikna etmek.
15:13
There is a story told about the three world leaders
316
913845
3184
Üç dünya lideriyle ilgili bir fıkra var.
Tanrı'dan tavsiye isteme fırsatı çıkar önlerine.
15:17
of the day getting a chance to get some advice from God.
317
917053
4130
Bill Clinton Tanrı'ya gider.
15:21
And the story is told that Bill Clinton went to God
318
921711
3999
15:25
and he asked when there will be successful climate change
319
925734
5166
Ne zaman başarılı bir iklim değişikliği ve düşük karbon ekonomisi olacağını sorar.
15:30
and a low-carbon economy.
320
930924
1549
15:32
And God shook his head and said,
321
932497
1587
Tanrı kafasını sallayıp,
15:34
"Not this year, not this decade, perhaps not even in [your] lifetime."
322
934108
4119
"Bu yıl olmaz, bu onyılda da olmaz. Hatta senin ömrün yetmez" der.
15:38
And Bill Clinton walked away in tears
323
938251
3055
Bill Clinton istediğini elde edemeyeceği için göz yaşları içinde gider.
15:41
because he had failed to get what he wanted.
324
941330
2096
Sonra, Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso Tanrı'ya sorar:
15:43
And then the story is that Barroso, the president of the European Commission,
325
943450
3625
15:47
went to God and he asked,
326
947099
1457
"Küresel büyüme ne zaman düzelecek?"
15:48
"When will we get a recovery of global growth?"
327
948580
4345
15:52
And God said, "Not this year, not in this decade,
328
952949
2335
Tanrı der ki "Bu sene olmaz, bu onyılda da olmaz.
15:55
perhaps not in your lifetime."
329
955308
1619
Hatta senin ömrün de yetmez."
15:56
So Barroso walked away crying and in tears.
330
956951
2778
Barroso da göz yaşları içinde ayrılır.
16:00
And then the Secretary-General of the United Nations
331
960707
4599
Son olarak da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Tanrı'ya gelir ve der ki:
16:05
came up to speak to God and said,
332
965330
2464
16:07
"When will our international institutions work?"
333
967818
2560
"Ne zaman uluslararası kurumlarımız düzgün işleyecek?"
16:11
And God cried.
334
971060
1193
Ve Tanrı ağlamaya başlar.
16:12
(Laughter)
335
972277
3758
(kahkahalar)
Şunu anlamamız çok önemli:
16:16
It is very important to recognize that this reform of institutions
336
976059
6646
Bu kurumların reformu, üzerine inşa edeceğimiz
net bir etik temelde uzlaşmamızdan sonraki safhadır.
16:22
is the next stage after agreeing upon ourselves
337
982729
4000
16:26
that there is a clear ethic upon which we can build.
338
986753
2475
16:29
CA: Prime Minister, I think there are many in the audience
339
989964
2731
CA: Sayın Başbakan, eminim seyircilerimizin çoğu,
16:32
who are truly appreciative of the efforts you made
340
992719
2362
kendi başımıza açtığımız mali problemleri çözme gayretinizi takdir ediyor.
16:35
in terms of the financial mess we got ourselves into.
341
995105
2501
16:37
And there are certainly many people in the audience
342
997630
2629
Ve yine eminim ki seyircililerimizin arasında
16:40
who will be cheering you on as you seek to advance this global ethic.
343
1000283
3284
siz bu küresel etiği savunurken ayakta alkışlayacaklar var.
16:43
Thank you so much for coming to TED.
344
1003591
1931
TED'e geldiğiniz için çok teşekkürler.
16:45
GB: Well, thank you.
345
1005546
1309
16:46
(Applause)
346
1006879
3000
GB: Ben teşekkür ederim.
(alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7