Norman Foster: Building on the green agenda

Norman Foster: Mimari için yeşil gündemim

86,601 views ・ 2008-03-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: banu yobas Gözden geçirme: güney örnek
00:16
As an architect you design for the present,
0
16160
7000
Bir mimar olarak geçmişin farkındalığında
00:23
with an awareness of the past,
1
23160
3000
bugün için tasarlarsınız
00:26
for a future which is essentially unknown.
2
26160
7000
gerçekte bilinmez olan bir gelecek için.
00:33
The green agenda is probably the most important agenda
3
33160
4000
Yeşil gündem muhtemelen günümüzdeki
00:37
and issue of the day.
4
37160
3000
en önemli konu.
00:40
And I'd like to share some experience
5
40160
4000
Ve ben de geçmiş kırk yıl boyunca edindiğim
00:44
over the last 40 years -- we celebrate our fortieth anniversary this year --
6
44160
5000
tecrubeleri sizinle paylaşmak istiyorum -- Kırkıncı yıl dönümümüzü kutluyoruz--
00:49
and to explore and to touch on some observations
7
49160
6000
doğal sürdürülebilirlik hakkında keşfetmek
00:55
about the nature of sustainability.
8
55160
4000
ve onlara dokunmak için.
00:59
How far you can anticipate, what follows from it,
9
59160
3000
Ne kadar daha ondan sonra ne geldiğini,
01:02
what are the threats, what are the possibilities,
10
62160
2000
nelerin tehdit, nelerin ihtimal olduğunu,
01:04
the challenges, the opportunities?
11
64160
3000
nelerin zorluklar, nelerin fırsatlar olduğunu bekleyebiliriz ?
01:07
I think that -- I've said in the past, many, many years ago,
12
67160
4000
Düşünüyorum ki -- geçmişte yıllar çok çok yıllar önce,
01:11
before anybody even invented the concept of a green agenda,
13
71160
6000
herhangi biri yeşil gündem hakkında bir konsept bile belirtmeden önce
01:17
that it wasn't about fashion -- it was about survival.
14
77160
6000
bu moda hakkında değildi -- bu hayatta kalmak amacıyla idı.
01:23
But what I never said, and what I'm really going to make the point is,
15
83160
5000
Ama asla buna gerçekten önem vereceğimi ,gerçekten yeşil harika,
01:28
that really, green is cool.
16
88160
3000
diye bir şey söylemedim.
01:31
I mean, all the projects which have, in some way, been inspired
17
91160
5000
Demek istediğim içinde olduğum tüm projeler
01:36
by that agenda are about a celebratory lifestyle,
18
96160
5000
bir şekilde bu gündemden etkilendi.
01:41
in a way celebrating the places and the spaces
19
101160
5000
kutlama yerleri ve hayatın
01:46
which determine the quality of life.
20
106160
3000
kalitesini belirleyen boş alanlar.
01:49
I rarely actually quote anything,
21
109160
4000
Nadiren bir şeyleri alıntılarım
01:53
so I'm going to try and find a piece of paper if I can,
22
113160
4000
pekala yapabilirsem bir kağıt parçası bulmayı deneyeceğim
01:57
[in] which somebody, at the end of last year, ventured the thought
23
117160
6000
geçen senenin sonunda, bireysel olarak buna cesaret eden
02:03
about what for that individual, as a kind of important observer,
24
123160
5000
önemli bir gözlemci, çözümleyici ve yazar
02:08
analyst, writer -- a guy called Thomas Friedman,
25
128160
4000
-- ismi Thomas Friedman
02:12
who wrote in the Herald Tribune, about 2006.
26
132160
6000
2006 yılında Herald Tribune'de yazdı.
02:18
He said,
27
138160
3000
Dedi ki,
02:21
"I think the most important thing to happen in 2006
28
141160
3000
"Bence en önemli olay 2006'da
02:24
was that living and thinking green hit Main Street.
29
144160
5000
Main Street'teki yeşil düşünce ve yaşayıs vurgusu idi.
02:29
We reached a tipping point this year
30
149160
3000
Bir dönüm noktasına ulaştık
02:32
where living, acting, designing, investing and manufacturing green
31
152160
5000
yaşamımızla, hareketlerimizle, tasarımlarımızla yatırımlarımızla ve yeşil imalat ile
02:37
came to be understood by a critical mass
32
157160
2000
önemli bir vatandaş, girişimci, memur kitlesi tarafından
02:39
of citizens, entrepreneurs and officials
33
159160
3000
yapabilcekleri en vatansever
02:42
as the most patriotic, capitalistic, geo-political
34
162160
3000
en kapitalist, en jeopolitik
02:45
and competitive thing they could do.
35
165160
3000
ve rekabetçi şeyin bu olduğunu anladılar.
02:48
Hence my motto: green is the new red, white and blue."
36
168160
6000
Bu yüzden parolam: yeşil yeni kırmızı beyaz ve mavidir.
02:54
And I asked myself, in a way, looking back,
37
174160
4000
Olduğum yolda geriye bakarak kendime sordum,
02:58
"When did that kind of awareness of the planet and its fragility first appear?"
38
178160
10000
"Ne zaman gezegene yönelik bu tür farkındalık ne zaman başladı ve kırılganlığın ne zaman belirdiği?"
03:08
And I think it was July 20, 1969,
39
188160
4000
Ben bu 20 Temmuz 1969
03:12
when, for the first time, man could look back at planet Earth.
40
192160
6000
insan ilk defa geri bakıp gezegeni gördüğü zaman başladı.
03:18
And, in a way, it was Buckminster Fuller who coined that phrase.
41
198160
6000
Her neyse bu cümleyi ilk söyleyen Buckminster Fuller idi.
03:24
And before the kind of collapse of the communist system,
42
204160
6000
Kominist sistem çökmeden önce uzayda ve
03:30
I was privileged to meet a lot of cosmonauts
43
210160
3000
Rusya'nın farklı yerlerinde kozmonotlarla
03:33
in Space City and other places in Russia.
44
213160
2000
buluşan ender kişilerdendim.
03:35
And interestingly, as I think back,
45
215160
3000
Ve ilginç bir şekilde bence
03:38
they were the first true environmentalists.
46
218160
4000
onlar ilk çevrecilerdi.
03:42
They were filled with a kind of pioneering passion,
47
222160
5000
Bir tür öncü tutku ile doluydular
03:47
fired about the problems of the Aral Sea.
48
227160
3000
Aral denizi ile ilgili sorunlar gündeme getirdiler.
03:50
And at that period it was --
49
230160
3000
Ve bu dönemde --
03:53
in a way, a number of things were happening.
50
233160
2000
bir takım şeyler oldu.
03:55
Buckminster Fuller was the kind of green guru --
51
235160
5000
Buckminster Fuller bir çeşit yeşil guruydu
04:00
again, a word that had not been coined.
52
240160
2000
daha önce söylenmemiş bir kelime.
04:02
He was a design scientist, if you like, a poet,
53
242160
4000
O tasarım bilimadamı idi, eğer seviyorsanız şiir
04:06
but he foresaw all the things that are happening now.
54
246160
4000
ama gerçekleşmekte olan herşeyi ilgilenir ve bilirdi.
04:10
It's another subject. It's another conversation.
55
250160
3000
Bir başka konu, bir başka konuşma.
04:13
You can go back to his writings: it's quite extraordinary.
56
253160
5000
Yazılarına bakabilirsiniz: oldukça sıradışı.
04:18
It was at that time, with an awareness
57
258160
5000
İşte o zaman farkındalıyla
04:23
fired by Bucky's prophecies, his concerns
58
263160
5000
bir vatandaş bir dünya vatandaşı olarak
04:28
as a citizen, as a kind of citizen of the planet,
59
268160
5000
Bucky'nin benim düşüncemi etkileyen ve
04:33
that influenced my thinking and what we were doing at that time.
60
273160
4000
şu an yaptığımız şeyi etkileyen endişe ve kahanetleri başladı.
04:37
And it's a number of projects.
61
277160
3000
Bir takım projeler vardı.
04:40
I select this one because it was 1973, and it was a master plan
62
280160
6000
Ben bunu seçtim çünkü 1973'idi ve
04:46
for one of the Canary Islands.
63
286160
2000
Kanarya Adaları için büyük bir plandı.
04:48
And this probably coincided with the time
64
288160
4000
Bu tarih muhtemelen hippi
04:52
when you had the planet Earth's sourcebook,
65
292160
3000
hareketlerine ve Dünya'nın kaynak kitabına
04:55
and you had the hippie movement.
66
295160
2000
rastlamaktaydı.
04:57
And there are some of those qualities in this drawing,
67
297160
4000
Ve bu çizimlerde bir takım nitelikler var ki
05:01
which seeks to sum up the recommendations.
68
301160
3000
bunlar bir takım tavsiyleri özetliyor.
05:04
And all the components are there which are now
69
304160
3000
Şu an orada olan tüm bileşenler ise
05:07
in common parlance, in our vocabulary,
70
307160
3000
ortak bir deyimde, kelimemizde
05:10
you know, 30-odd years later:
71
310160
3000
bilirsiniz 30 garip sene sonra:
05:13
wind energy, recycling, biomass, solar cells.
72
313160
5000
rüzgar enerjisi, geri dönüşüm, güneş panalleri, biyokütle.
05:18
And in parallel at that time, there was
73
318160
4000
Bu zamana paralel olarak
05:22
a very kind of exclusive design club.
74
322160
5000
eşsiz bir tasarım kulubü vardı.
05:27
People who were really design conscious
75
327160
3000
Dieter Rams'ın işlerinden
05:30
were inspired by the work of Dieter Rams,
76
330160
3000
ve Braun firması için ürettiği nesnelerden
05:33
and the objects that he would create
77
333160
3000
etkilenerek tasarım bilincine
05:36
for the company called Braun.
78
336160
2000
sahip olmuş bir çok insan vardı.
05:38
This is going back the mid-'50s, '60s.
79
338160
3000
Bu 50'lerin 60'ların ortasına kadar geri gitmekte.
05:41
And despite Bucky's prophecies
80
341160
3000
Bucky'nin kehanetlerine rağmen
05:44
that everything would be miniaturized
81
344160
3000
herşey daha ufak olacaktı
05:47
and technology would make an incredible style --
82
347160
3000
ve teknoloji hoş tavırlara ve rahatlığa ulaşmak için
05:50
access to comfort, to amenities --
83
350160
4000
inanılmaz bir still yapacaktı--
05:54
it was very, very difficult to imagine
84
354160
3000
Bu resimdeki her şeyin
05:57
that everything that we see in this image,
85
357160
2000
çok ama çok derli toplu still sahibi olacağını
05:59
would be very, very stylishly packaged.
86
359160
3000
hayal etmek çok çok zordu.
06:02
And that, and more besides, would be in the palm of your hand.
87
362160
3000
Bu ve bunun yanında daha fazlası avucunuzun içinde olacak.
06:05
And I think that that digital revolution
88
365160
4000
Bence bu dijital devrim
06:09
now is coming to the point
89
369160
3000
görsel dünyanın bir çok insanın bir araya geldiği
06:12
where, as the virtual world, which brings so many people together here,
90
372160
6000
bir yer halini alıyor
06:18
finally connects with the physical world,
91
378160
2000
son olarak fiziksel dünya ile bağlıyorlar
06:20
there is the reality that that has become humanized,
92
380160
6000
gerçek şu ki bu çok insallaştı
06:26
so that digital world has all the friendliness,
93
386160
4000
bu sayede dijital dünya tüm dostluklara, tüm dolaysızlığa,
06:30
all the immediacy, the orientation of the analog world.
94
390160
4000
analog dünyanın tüm oryanatasyonu sahip oldu.
06:34
Probably summed up in a way
95
394160
2000
Muhtemelen burada olan alternatifle veya tasarımcı
06:36
by the stylish or alternative available here,
96
396160
4000
bir şekjilde özetlenebilir
06:40
as we generously had gifted at lunchtime,
97
400160
4000
ve değişik bir gelişme çeşidi olan
06:44
the [unclear], which is a further kind of development --
98
404160
4000
kahvaltı ile cömert bir şekilde ödürlendirilmişiz
06:48
and again, inspired by the incredible sort of sensual feel.
99
408160
4000
ve yine, inanılmaz derece şehvetli duygular tarafından esinlenmisiz.
06:52
A very, very beautiful object.
100
412160
2000
Çok çok güzel bir nesne.
06:54
So, something which in [the] '50s, '60s was very exclusive
101
414160
5000
Pekala 50'lerde olan bir şey, 60'larda çok özgündü
06:59
has now become, interestingly, quite inclusive.
102
419160
3000
ilginç şekilde bir şekilde oldukça kapsayıcı oldu şimdi.
07:02
And the reference to the iPod as iconic,
103
422160
4000
Ve bir ikon olarak iPod'a gönderme
07:06
and in a way evocative of performance, delivery --
104
426160
5000
ve bir şekilde performans ve ulaştırma çarıştıran --
07:11
quite interesting that [in] the beginning of the year 2007,
105
431160
3000
Oldukça ilginç 2007 yılının başında
07:14
the Financial Times commented that the Detroit companies
106
434160
4000
Financial Times, Detroit şirketlerinin
07:18
envy the halo effect that Toyota has gained
107
438160
3000
Toyota'nın ikonic bir ürün olan iPod'un rakibi
07:21
from the Prius as the hybrid, energy-conscious vehicle,
108
441160
5000
Prius araçlarının hybrid olarak bilinen enerji bilincine sahip araçların
07:26
which rivals the iPod as an iconic product.
109
446160
2000
elde ettiği hale etikisini kıskandığını yazdı.
07:28
And I think it's very tempting to, in a way, seduce ourselves --
110
448160
5000
Bence bu kendimizi tahrik etmek için geçici bir yol --
07:33
as architects, or anybody involved with the design process --
111
453160
3000
bir mimar veya tasarım süreci ile ilgili herhangi bir kişi olarak --
07:36
that the answer to our problems lies with buildings.
112
456160
4000
sorunlara cevabımız binaların altında yatıyor.
07:40
Buildings are important, but
113
460160
2000
Binalar önemli ama
07:42
they're only a component of a much bigger picture.
114
462160
3000
onlar sadece daha büyük bir resimin parçaları.
07:45
In other words, as I might seek to demonstrate,
115
465160
2000
Diğer bir deyişle göstermek isteyebileceğim,
07:47
if you could achieve the impossible,
116
467160
2000
eğer başarabilirsem,
07:49
the equivalent of perpetual motion,
117
469160
3000
sürekli hareketin eşdeğeri,
07:52
you could design a carbon-free house, for example.
118
472160
4000
örneğin karbon üretmeyen bir ev tasarlayabileceğiz.
07:56
That would be the answer.
119
476160
1000
Bu bir cevap olabilecek.
07:57
Unfortunately, it's not the answer.
120
477160
2000
Malesef, bu bir cevap değil.
07:59
It's only the beginning of the problem.
121
479160
2000
Sadece sorunun başlangıcı.
08:01
You cannot separate the buildings out
122
481160
2000
Binaları sehirlerin altyapılarından
08:03
from the infrastructure of cites
123
483160
2000
ve transit taşınabilirlikten
08:05
and the mobility of transit.
124
485160
2000
ayıramazsınız.
08:07
For example, if, in that Bucky-inspired phrase, we draw back
125
487160
6000
Örneğin Bucky'nin bu ilham verici cümlesinden olduğu gibi geri çekilir
08:13
and we look at planet Earth,
126
493160
2000
ve Dünya'ya bakarız
08:15
and we take a kind of typical, industrialized society,
127
495160
3000
tipik sanayileşmiş bir ülke gibi oluruz
08:18
then the energy consumed would be split
128
498160
3000
sonrasında enereji tüketimimiz
08:21
between the buildings, 44 percent, transport, 34 percent, and industry.
129
501160
6000
binalar arasında yüzde 44 ulaşımve yüzde 34 sanayi.
08:27
But again, that only shows part of the picture.
130
507160
2000
Ama tekrar bu resmin sadece bir kısmını gösteriyor.
08:29
If you looked at the buildings together with the associated transport,
131
509160
5000
Eğer binalara ulaşımla ilişkisi ile birlikte bakarsam
08:34
in other words, the transport of people, which is 26 percent,
132
514160
5000
diğer bir deyişle, yüzde 26 olan insanların ulaşımı
08:39
then 70 percent of the energy consumption
133
519160
2000
sonrasında enerji tüketiminin yüzde 70
08:41
is influenced by the way that our cites and infrastructure work together.
134
521160
7000
şehrimizin ve altyapımızın birlikte çalışmasından etkileniyor.
08:48
So the problems of sustainability
135
528160
3000
pekala sürdürülebilirlik sorunları
08:51
cannot be separated from the nature of the cities,
136
531160
3000
binalarında parçası olduğu
08:54
of which the buildings are a part.
137
534160
3000
şehirlerin doğasından ayrılamazlar.
08:57
For example, if you take, and you make a comparison
138
537160
4000
Örneğin, şehrin son halini
09:01
between a recent kind of city,
139
541160
4000
karşılaştırabilirsiniz
09:05
what I'll call, simplistically, a North American city --
140
545160
3000
söyleyeceğim şey, sıradanlığıyla Kuzey Amerika şehri --
09:08
and Detroit is not a bad example, it is very car dependent.
141
548160
5000
ve Detroit de kötü bir örnek değil, Bağlılık çok açık.
09:13
The city goes out in annular rings,
142
553160
3000
Şehir yeşil alan tüketiminde
09:16
consuming more and more green space,
143
556160
2000
çok ama daha çok döngüsel bir çizgiye giriyor,
09:18
and more and more roads, and more and more energy
144
558160
4000
ve çok ve daha yol ve çok daha fazla enerji
09:22
in the transport of people between the city center --
145
562160
4000
şehir merkezindeki insanların ulaştırılması için --
09:26
which again, the city center, as it becomes deprived
146
566160
3000
ki böylece şehir merkezi canlılıktan
09:29
of the living and just becomes commercial, again becomes dead.
147
569160
5000
mahrum kalarak sadece ticaretin olduğu ölü bir yer olacak.
09:34
If you compared Detroit with a city of a Northern European example --
148
574160
6000
Eğer Detroit'i bir Kuzey Avrupa şehri ile karşılaştırırsanız --
09:40
and Munich is not a bad example of that,
149
580160
4000
Münih kötü bir örnek değil
09:44
with the greater dependence on walking and cycling --
150
584160
5000
bağımlılıkları daha çok yürüme ve bisikletlere --
09:49
then a city which is really only twice as dense,
151
589160
6000
ama şehir sadece iki katı kadar yoğun
09:55
is only using one-tenth of the energy.
152
595160
4000
ve sadecde 10'da 1'i kadar enerji kulanıyor.
09:59
In other words, you take these comparable examples
153
599160
2000
Bir başka deyişle, bir karşılaştırdığımız örnekleri dikkate almalı
10:01
and the energy leap is enormous.
154
601160
4000
ve enerjidekli bu dev şıçramayı görmeliyiz.
10:05
So basically, if you wanted to generalize, you can demonstrate
155
605160
6000
Yani basitçe, eğer genelleştirmek isterseniz,
10:11
that as the density increases along the bottom there,
156
611160
5000
bunu dipteki yoğunlukla kanıtlayabilirsiniz
10:16
that the energy consumed reduces dramatically.
157
616160
4000
ki enerji tüketimi dramatik bir şekilde düşüyor.
10:20
Of course you can't separate this out from issues like
158
620160
3000
Tabi ki bunu sosyla çeşitlilik, toplu ulaşım gibi
10:23
social diversity, mass transit,
159
623160
3000
yürüme mesefasi uygunluğu,
10:26
the ability to be able to walk a convenient distance,
160
626160
4000
yaşam alanlarının kalitesi gibi
10:30
the quality of civic spaces.
161
630160
2000
konulardan ayrımazsınız.
10:32
But again, you can see Detroit, in yellow at the top,
162
632160
5000
Ama tekrar, Detroit'i sarı renkle yukarıda
10:37
extraordinary consumption, down below Copenhagen.
163
637160
3000
sıradışı tüketimle görebilirsiniz, aşağıda Kopenhag
10:40
And Copenhagen, although it's a dense city,
164
640160
2000
Ve Kopenhag, yoğun bir şehir olmasına rağmen
10:42
is not dense compared with the really dense cities.
165
642160
5000
gerçekten yoğun şehirlerle karşılaştırıldığında öyle değil.
10:47
In the year 2000, a rather interesting thing happened.
166
647160
5000
2000 yılında epey ilginç şeyler oldu.
10:52
You had for the first time mega-cities, [of] 5 million or more,
167
652160
4000
İlk defa mega şehirlerimiz oldu, 5 milyon ve üzerinde,
10:56
which were occurring in the developing world.
168
656160
4000
gelişen Dünya'da bu gerçekleşti.
11:00
And now, out of typically 46 cities,
169
660160
3000
Ve şimdi tipik 46 şehrin dışında
11:03
33 of those mega-cities are in the developing world.
170
663160
5000
bu mega şehirlerin 33'ü gelişen dünyada.
11:08
So you have to ask yourself -- the environmental impact of,
171
668160
4000
Öyle ise kendimize şunu sormalıyız -- Bunların doğaya etkileri
11:12
for example, China or India.
172
672160
2000
mesela, Çin veya Hindistan.
11:14
If you take China, and you just take Beijing,
173
674160
5000
Eğer Çin'i ele alırsanız, Bejing'i ele alın
11:19
you can see on that traffic system,
174
679160
3000
trafik sistemini ve onunla
11:22
and the pollution associated with the consumption of energy
175
682160
6000
ilintili kirliliği görebiliyorsunuz
11:28
as the cars expand at the price of the bicycles.
176
688160
7000
arabaların fiyatı bisiklet fiyatında atarken.
11:35
In other words, if you put onto the roads, as is currently happening,
177
695160
5000
Bir başka deyişle, şimdi olduğu gibi her gün yeni 1000 arabayı
11:40
1,000 new cars every day --
178
700160
4000
yollara koyarsanız,
11:44
statistically, it's the biggest booming auto market in the world --
179
704160
6000
-- istatiksel olarak araba pazarı dünyada en çok büyüyen pazar--
11:50
and the half a billion bicycles serving one and a third billion people are reducing.
180
710160
8000
ve yarım milyon bisiklet birine hizmet ederken 3 milyar insan azalıyor.
11:58
And that urbanization is extraordinary, accelerated pace.
181
718160
7000
Ve bu kentleşme sıradışı, hızı katlamış durumda.
12:05
So, if we think of the transition in our society
182
725160
7000
Bu yüzden, eğer toplumumuzdaki kırsaldan
12:12
of the movement from the land to the cities, which took 200 years,
183
732160
5000
şehirlere 200 alan bu geçişi düşünürsek,
12:17
then that same process is happening in 20 years.
184
737160
5000
aynı süreç 20 yılda işledi.
12:22
In other words, it is accelerating by a factor of 10.
185
742160
5000
Bir başka deyişle, 10 etkenin 1 ile artıyor.
12:27
And quite interestingly, over something like a 60-year period,
186
747160
8000
Ve oldukça ilginç 60 senelik bir dönemden beri,
12:35
we're seeing the doubling in life expectancy,
187
755160
3000
hayat beklentimizin ikiye katlandığını görüyoruz
12:38
over that period where the urbanization has trebled.
188
758160
6000
bu dönem boyunca ise kentsellesme üçe katlandı.
12:44
If I pull back from that global picture,
189
764160
3000
Eğer küresel resimden arkaya doğru geri çekilirsem
12:47
and I look at the implication over a similar period of time
190
767160
4000
ve benzer zaman aralıklarının içerdiklerine bakarsak
12:51
in terms of the technology -- which, as a tool,
191
771160
4000
teknoloji ile ilgili olarak -- bir alet olarak
12:55
is a tool for designers,
192
775160
2000
tasarım için bir araç
12:57
and I cite our own experience as a company,
193
777160
4000
ve ben bizim bu tecrübelerimizi bir şirket olarak değerlendiriyorum
13:01
and I just illustrate that by a small selection of projects --
194
781160
5000
ve bu projelerden küçük seçmeler size örnekledim --
13:06
then how do you measure that change of technology?
195
786160
5000
pekala bu teknolojiyi nasıl ölçeceğiz?
13:11
How does it affect the design of buildings?
196
791160
3000
bu binaların tasarımını nasıl etkiler?
13:14
And particularly, how can it lead
197
794160
3000
Özellikle, az enerji tüketen binaların
13:17
to the creation of buildings which consume less energy,
198
797160
4000
ortaya çıkmasına nasıl öncülük edecek,
13:21
create less pollution and are more socially responsible?
199
801160
5000
daha az kirliliğe sebebiyet verip daha fazla sosyal sorunluluk alabilecek mi?
13:26
That story, in terms of buildings, started in the late '60s, early '70s.
200
806160
6000
Bu hikaye yani binalarla ilgili olan 60'ların sonu 70'lerin sonunda başladı.
13:32
The one example I take is a corporate headquarters
201
812160
3000
Benim ele aldığım bir başka bir örnek ise İngiltere'nin kuzeydoğusunda
13:35
for a company called Willis and Faber,
202
815160
3000
ufak bir pazar kasabasında yer alan
13:38
in a small market town in the northeast of England,
203
818160
7000
Willis ve Faber isminde bir firmanın iletişim merkezleri,
13:45
commuting distance with London.
204
825160
3000
Londra'dan oldukça uzak.
13:48
And here, the first thing you can see
205
828160
2000
Ve işte burada, ilk görebileceğiniz
13:50
is that this building, the roof is a very warm kind of
206
830160
5000
şey bu bina, çatısı çok sıcak
13:55
overcoat blanket, a kind of insulating garden,
207
835160
3000
bir tür battaniye, bir çeşit bahçe yalıtımı gibi
13:58
which is also about the celebration of public space.
208
838160
4000
ki aynı zamanda ortak alanları güzelleştirmekle de ilgili.
14:02
In other words, for this community, they have this garden in the sky.
209
842160
4000
Bir başka deyişle, bu topluluk için gökyüzünde bahçeleri olacak.
14:06
So the humanistic ideal is very, very strong in all this work,
210
846160
5000
Pekala bu insancıl amaç bu işte çok ama çok güçlü,
belki çizimlerinden birindeki kapsüllenmiş olanlardan
14:11
encapsulated perhaps by one of my early sketches here,
211
851160
5000
14:16
where you can see greenery, you can see sunlight,
212
856160
3000
yeşillik görebileceğiniz, güneş ışığı görebileceğiniz bir yer
14:19
you have a connection with nature.
213
859160
2000
doğa ile bir bağınız olacak.
14:21
And nature is part of the generator, the driver for this building.
214
861160
5000
Ve doğa bu binanın sürücüsü ve jenaratörünün bir parçası olacak.
14:26
And symbolically, the colors of the interior are green and yellow.
215
866160
4000
Ve sembolik olarak renkleri yeşil ve sarı içerecek.
14:30
It has facilities like swimming pools, it has flextime,
216
870160
4000
Yüzme havuzları gibi yüzme havuzları var, Esnek saatleri var,
14:34
it has a social heart, a space, you have contact with nature.
217
874160
5000
sosyal bir kalbi, ortak alanları var, sizin de doğa ile bağınız var.
14:39
Now this was 1973.
218
879160
3000
Şimdi bu 1973'dü.
14:42
In 2001, this building received an award.
219
882160
4000
2001 yılında bu bina ödül aldı.
14:46
And the award was about a celebration for a building
220
886160
3000
Bu ödül uzun zamandır kullanımda olan
14:49
which had been in use over a long period of time.
221
889160
4000
bir bina için bir ödüldü.
14:53
And the people who'd created it came back:
222
893160
3000
Ve onu yaratan insanlar geri döndü:
14:56
the project managers, the company chairmen then.
223
896160
4000
proje yöneticileri, şirket yöneticisi.
15:00
And they were saying, you know,
224
900160
1000
Ve şöyle söylüyorlardı, bilirsiniz,
15:01
"The architects, Norman was always going on about
225
901160
3000
"Mimarlar, Norman daima
15:04
designing for the future, and you know,
226
904160
2000
gelecek için tasarıma ağrılık veriyordu ve bilirsiniz
15:06
it didn't seem to cost us any more.
227
906160
2000
artık bize fazla bir maliyet getiriyor gibi gözükmüyor.
15:08
So we humored him, we kept him happy."
228
908160
4000
bu yüzden ona uyduk, onun mutlu kalmasını sağladık."
15:12
The image at the top,
229
912160
2000
Tepedeki resim,
15:14
what it doesn't -- if you look at it in detail,
230
914160
2000
olmadığı şey -- eğer gerçekten detaylara bakarsınız
15:16
really what it is saying is you can wire this building.
231
916160
4000
gerçekten söyledği şey onu kablolulyabilirsiniz.
15:20
This building was wired for change.
232
920160
4000
Bu bina değişiklik için kablolandı.
15:24
So, in 1975, the image there is of typewriters.
233
924160
4000
Pekala 1975'de daktiloların resmi.
15:28
And when the photograph was taken, it's word processors.
234
928160
5000
Fotoraf çekildiği zaman, bunlar kelime işlemcileri idi.
15:33
And what they were saying on this occasion was that our competitors
235
933160
4000
Ve dediklieri şey bu bir fırsat
15:37
had to build new buildings for the new technology.
236
937160
4000
rakiplerimizin yeni teknoljiler için yeni binalar inşa etmek zorunda kalacaklar.
15:41
We were fortunate,
237
941160
2000
Biz şanslıyız,
15:43
because in a way our building was future-proofed.
238
943160
2000
çünkü bir şekilde bizim binalarımız gelecek-geçirmez.
15:45
It anticipated change, even though those changes were not known.
239
945160
6000
Bu değişimler bilinmemesine rağmen, değişim bekleniyordu.
15:51
Round about that design period leading up to this building,
240
951160
4000
Tasarım dönemindeki bu yuvarlanma binaları yukarı götürüyor,
15:55
I did a sketch, which we pulled out of the archive recently.
241
955160
5000
geçenlerde arşivden çıkarmayı başardığım bir çizim yaptım.
16:00
And I was saying, and I wrote, "But we don't have the time,
242
960160
4000
Ve dediğim ve yazdığım şey, "Ama zamanımız yok
16:04
and we really don't have the immediate expertise
243
964160
3000
ve teknik seviyede acil uzmanımız
16:07
at a technical level."
244
967160
1000
bilirkişimiz yok."
16:08
In other words, we didn't have the technology
245
968160
2000
Bir başka deyişle, bu binalarda yapmayı düşündüğümüz
16:10
to do what would be really interesting on that building.
246
970160
4000
şeyleri yapacak teknolojimiz yok.
16:14
And that would be to create a kind of three-dimensional bubble --
247
974160
4000
Ve bu üç çeşit balon yaratıyor --
16:18
a really interesting overcoat that would naturally ventilate,
248
978160
5000
gerçekten ilginç doğal olarak hava alıp veren nefes alan
16:23
would breathe and would seriously reduce the energy loads.
249
983160
5000
ve enerji yüklenmesini gerçekten azaltan bir manto.
16:28
Notwithstanding the fact that the building, as a green building,
250
988160
3000
Her ne kadar bu bina gerçekten yeşil bir bina olsa da,
16:31
is very much a pioneering building.
251
991160
2000
daha çok öncü bir bina.
16:33
And if I fast-forward in time, what is interesting
252
993160
3000
Ve zaman çizgisini hızlıca ileriye alırsak, ilginç olan şey
16:36
is that the technology is now available and celebratory.
253
996160
5000
bu teknoloji şimdi kullanılabilir.
16:41
The library of the Free University, which opened last year,
254
1001160
6000
Geçen sene açılan Özgür Üniversite'nin kütüphanesi
16:47
is an example of that.
255
1007160
2000
bunun bir örneği.
16:49
And again, the transition from one of the many thousands
256
1009160
4000
Bu dönüşüm binlerce çizimden biri
16:53
of sketches and computer images to the reality.
257
1013160
4000
ve bilgisayar resimlerindne gerçekliğe.
16:57
And a combination of devices here,
258
1017160
2000
Ve buradaki araçların kombinasyonları,
16:59
the kind of heavy mass concrete of these book stacks,
259
1019160
4000
bu kitap yığınlarının ağır bir şekilde yoğunlaştırılmış hali
17:03
and the way in which that is enclosed by this skin,
260
1023160
6000
ve bu yüzey tarafından kaplanacak ki
17:09
which enables the building to be ventilated,
261
1029160
4000
bu binanın havalanmasına izin verek
17:13
to consume dramatically less energy,
262
1033160
3000
gözle görülür seviyede az enerji tüketecek
17:16
and where it's really working with the forces of nature.
263
1036160
3000
ve gerçekten doğanın güçleri ile birlikte çalıştığımız bir yer olacak.
17:19
And what is interesting is that this is hugely popular
264
1039160
6000
Gerçekten ilginç olan şeyde
17:25
by the people who use it.
265
1045160
2000
insanların kullanımında oldukça popüler olması.
17:27
Again, coming back to that thing about the lifestyle,
266
1047160
3000
Tekrar bu iş hayat şekillerine geliyor
17:30
and in a way, the ecological agenda is very much at one with the spirit.
267
1050160
9000
ve bu yolda yeşil ajanda daha çok ruhla oluyor.
17:39
So it's not a kind of sacrifice, quite the reverse.
268
1059160
3000
Pekala bu bir tür kurban veriş değil tam tersine.
17:42
I think it's a great -- it's a celebration.
269
1062160
3000
Bence muhteşem -- Kutlanması gereken bir şey.
17:45
And you can measure the performance,
270
1065160
4000
Ayrıca bu binanın performansını
17:49
in terms of energy consumption, of that building
271
1069160
3000
enrerji tüketim miktarlarını göze alarak normal bir
17:52
against a typical library.
272
1072160
3000
kütüphaneye karşı ölçebilirsiniz.
17:55
If I show another aspect of that technology
273
1075160
3000
Size bu teknolojinin bir başka yüzünü göstersem
17:58
then, in a completely different context --
274
1078160
4000
tamamıyla değişik bir çevre ile
18:02
this apartment building in the Alps in Switzerland.
275
1082160
5000
bu apartman İşviçre Alplerinde.
18:07
Prefabricated from the most traditional of materials,
276
1087160
3000
Prefabrike olarak çoğunlukla geleneksel nesnelerden imal edildi
18:10
but that material -- because of the technology, the computing ability,
277
1090160
5000
ama bu nesne -- teknolojinin sayesinde, hesaplama yeteneği sayesinde,
18:15
the ability to prefabricate, make high-performance components
278
1095160
4000
prefabrika yapabilme yeteneği, daha yüksek performanslı bileşenler
18:19
out of timber -- very much at the cutting edge.
279
1099160
4000
yaratıyor -- oldukça sınırlarında.
18:23
And just to give a sort of glimpse of that technology,
280
1103160
3000
Ve bu teknolojiye kısa bir bakış,
18:26
the ability to plot points in the sky
281
1106160
8000
gökyüzünden belli noktaların görme yeteneği
18:34
and to transmit, to transfer that information
282
1114160
7000
ve bu bilgilerin doğrudan fabrikalara
18:41
now, directly into the factory.
283
1121160
5000
iletmek ve göndermek.
18:46
So if you cross the border -- just across the border --
284
1126160
3000
Pekala eğer sınır geçerseniz -- tam sınırın karşısında --
18:49
a small factory in Germany, and here you can see the guy with his computer screen,
285
1129160
6000
Almanya'da küçük bir fabrika ve elemanı onun ekranını görebilirsiniz
18:55
and those points in space are communicated.
286
1135160
4000
ve bu noktalar uzaydan iletişim halinde.
18:59
And on the left are the cutting machines,
287
1139160
3000
Ve soldakiler kesme makineleri
19:02
which then, in the factory,
288
1142160
2000
ki bunlar fabrikada
19:04
enable those individual pieces to be fabricated
289
1144160
4000
bu birbirinden bağımsız parçaları prefabrike etmek için
19:08
and plus or minus very, very few millimeters,
290
1148160
3000
artı ve ekşi olarak çok çok ufak birkaç milimetre
19:11
to be slotted together on site.
291
1151160
3000
yerine vidalamak için.
19:14
And then interestingly, that building to then be clad
292
1154160
6000
Sonra çok ilginç bir şekilde, bu bina
19:20
in the oldest technology, which is the kind of hand-cut shingles.
293
1160160
6000
en eski teknoloji ile giydiriliyor ki bir tür .................
19:26
One quarter of a million of them applied by hand as the final finish.
294
1166160
7000
Onların çeyrek milyonu .....
19:33
And again, the way in which that works as a building,
295
1173160
4000
Ve yine bu şekilde bina gibi işler,
19:37
for those of us who can enjoy the spaces,
296
1177160
4000
geniş boşluklardan zevk alan
19:41
to live and visit there.
297
1181160
3000
yaşayan ve buraları ziyaeret eden bizler için.
Eğer bu yeni teknolojilere geçiş yapabilisem,
19:44
If I made the leap into these new technologies,
298
1184160
4000
sonrasında nasıl yapıyorduk -- bunda önce ne vardı?
19:48
then how did we -- what happened before that?
299
1188160
3000
Demek istediğim bilirsiniz, cep telefonundan önce hayat nasıldı,
19:51
I mean, you know, what was life like before the mobile phone,
300
1191160
6000
inasanlar işlerini nasıl hallediyorlardı?
19:57
the things that you take for granted?
301
1197160
3000
Pekala, şu açık ki bu henüz oldu.
20:00
Well, obviously the building still happened.
302
1200160
2000
Demek istediğim, bu 1979'un Hong Kong bankasına
20:02
I mean, this is a glimpse of the interior of our Hong Kong bank of 1979,
303
1202160
8000
ki uzayın derinliklerine kalbine güneşi yansıtabiliyor 1985'te açıldı
20:10
which opened in 1985, with the ability to be able to reflect sunlight
304
1210160
5000
içten kısa bir bakış.
20:15
deep into the heart of this space here.
305
1215160
3000
Ve bilgisayarlar yokken fiziksel olarak modellemek zorudaydınız.
20:18
And in the absence of computers, you have to physically model.
306
1218160
4000
Bu yüzden örneğin, modelleri yapma güneşlerin altına koyardık.
20:22
So for example, we would put models under an artificial sky.
307
1222160
7000
Rüzgar tünelleri için kelimenin tam anlamıyla
20:29
For wind tunnels, we would literally put them
308
1229160
2000
rüzgar tüneline koyuyorduk tanzikli hava
20:31
in a wind tunnel and blast air,
309
1231160
3000
ve bir sürü kilometre kablo ve işte bu şekilde.
20:34
and the many kilometers of cable and so on.
310
1234160
4000
Ve dönüm noktası muhtemelen, bizim deyimimizle,
20:38
And the turning point was probably, in our terms,
311
1238160
4000
ilk bilgisayara sahip olduğumuz zamandı.
20:42
when we had the first computer.
312
1242160
4000
İşte bu tekrardan tasarımı, tekrar havaalanını
20:46
And that was at the time that we sought
313
1246160
4000
bulmaya giriştiğimiz andı.
20:50
to redesign, reinvent the airport.
314
1250160
4000
Bu Heathrow'daki dördüncü Terminal, tipik bir terminal --
20:54
This is Terminal Four at Heathrow, typical of any terminal --
315
1254160
5000
büyük, ağır bir çatı, güneş ışığını engelliyor.
20:59
big, heavy roof, blocking out the sunlight,
316
1259160
2000
bir sürü makine, büyük borular, ses çıkaran makineler.
21:01
lots of machinery, big pipes, whirring machinery.
317
1261160
5000
Ve Stansted, yeşil alternatif
21:06
And Stansted, the green alternative,
318
1266160
5000
barışçıl bir yer, doğal güneş ışığını kullanıyor:
21:11
which uses natural light, is a friendly place:
319
1271160
2000
Nerede olduğunu biliyorsun, dışarıda ne ile karşılaşacağınızı biliyorsunuz.
21:13
you know where you are, you can relate to the outside.
320
1273160
4000
Ve bu döngünün bir çok kısmı, elektiriğe ihtiyaç duymuyor --
21:17
And for a large part of its cycle, not needing electric light --
321
1277160
4000
elektrik ışığı daha çok sıcaklığa dönüşüyor
21:21
electric light, which in turn creates more heat,
322
1281160
3000
soğutmaya daha çok yüklenme oluyor ve böyle devam ediyor.
21:24
which creates more cooling loads and so on.
323
1284160
2000
Vebu özel zamanda,
21:26
And at that particular point in time,
324
1286160
3000
bu bir kaç tane bilgisayardan biriydi.
21:29
this was one of the few solitary computers.
325
1289160
4000
Bu küçük resim Stansted'ın 3'cü terminali.
21:33
And that's a little image of the tree of Stansted.
326
1293160
6000
Zamanda çok geriye gitmiyoruz, 1990,
21:39
Not going back very far in time, 1990,
327
1299160
3000
bu bizim ofisimiz.
21:42
that's our office.
328
1302160
3000
Eğer çok yakından bakarsanız, insanların
21:45
And if you looked very closely, you'd see
329
1305160
3000
kalemlerle çizdiğini
21:48
that people were drawing with pencils,
330
1308160
2000
ve koşturduklarını, bilirsiniz büyük cetveller ve üçgenler.
21:50
and they were pushing, you know, big rulers and triangles.
331
1310160
4000
Bu çok uzun zaman önce değil 17 sene önce ve işte buradayız.
21:54
It's not that long ago, 17 years, and here we are now.
332
1314160
4000
Demek iştediğim büyük değişim.
21:58
I mean, major transformation.
333
1318160
2000
Zamanda geriye giderken, Valerie Larkin diye bir bayan vardı
22:01
Going back in time, there was a lady called Valerie Larkin,
334
1321160
4000
ve 1987, bir diskteki tüm bilgilere sahipti.
22:05
and in 1987, she had all our information on one disk.
335
1325160
7000
Şimdi, her hafta, 84 milyona yakın diskimiz var
22:12
Now, every week, we have the equivalent of 84 million disks,
336
1332160
9000
ki geçmiş dönemlerin arşivlik bilgilerini tutuyoruz
22:21
which record our archival information
337
1341160
3000
ayrıca şimdiki ve gelecekte ki projelerimizi.
22:24
on past, current and future projects.
338
1344160
3000
Uzunluğu gökyüzünde 21 kilometreye ulaşıyor.
22:27
That reaches 21 kilometers into the sky.
339
1347160
4000
Eğer bakarsanız göreceğiniz şey şu.
22:31
This is the view you would get, if you looked down on that.
340
1351160
3000
Ama bu arada, bildiğiniz gibi,
22:34
But meanwhile, as you know,
341
1354160
2000
Al Gore gibi harika bir oyuncular
22:36
wonderful protagonists like Al Gore
342
1356160
4000
amansız bir sıcaklık yükselmesini vurguluyor
22:40
are noting the inexorable rise in temperature,
343
1360160
6000
içerikte bunu ayarlıyor.
22:46
set in the context of that,
344
1366160
3000
ilginç bir şekilde bu binalar alanları olan binalar
22:49
interestingly, those buildings which are celebratory
345
1369160
2000
bu yer için oldukça uygun.
22:51
and very, very relevant to this place.
346
1371160
4000
Reichstag projemizde
22:55
Our Reichstag project,
347
1375160
2000
benzer bir ajandaya sahip,
22:58
which has a very familiar agenda, I'm sure,
348
1378160
4000
eminim ki aradığımız ortak olan
23:02
as a public place where we sought to, in a way,
349
1382160
6000
bir şekilde savunma süreciyle
23:08
through a process of advocacy,
350
1388160
3000
toplum ve politikacılar arasındaki ilişkinin yeniden yorumlanması bulunacaktır
23:11
reinterpret the relationship between society and politicians,
351
1391160
5000
ortak alan. Belki gizli bir ajanda, enerji manifestosu --
23:16
public space. And maybe its hidden agenda, an energy manifesto --
352
1396160
5000
bedava olacak bir şey, bizim bildiğimiz şekli ile
23:21
something that would be free, completely free
353
1401160
3000
tamamıyla bedava enerji.
23:24
of fuel as we know it.
354
1404160
3000
Öyle ise tamamıyla yenilenebilir olmalı.
23:27
So it would be totally renewable.
355
1407160
2000
Ve yine, insancıl çizimler ortak alanlara çeviri,
23:29
And again, the humanistic sketch, the translation into the public space,
356
1409160
5000
ama çok çok ekolojinin bir kısmı.
23:34
but this very, very much a part of the ecology.
357
1414160
3000
Ama burada gerçeği için bir model yok.
23:37
But here, not having to model it for real.
358
1417160
4000
Şu açık ki rüzgar tüneli var,
23:41
Obviously the wind tunnel had a place,
359
1421160
3000
ama bilgisayarların keşfetme planlama
23:44
but the ability now with the computer
360
1424160
2000
ve doğanın kuvvetleri hakkında işlerin nasıl
23:46
to explore, to plan, to see how that would work
361
1426160
4000
yapılacağını görme yeteneği var:
doğal havalandırma aşağıdaki odada modellenebiliyor
23:50
in terms of the forces of nature:
362
1430160
2000
ve biyokütleye bakılabiliyor.
23:52
natural ventilation, to be able to model the chamber below,
363
1432160
4000
Biokütle kombinasyonları, yanan sebze yağları --
23:56
and to look at biomass.
364
1436160
3000
oldukça ilginç bir süreç
23:59
A combination of biomass, aquifers, burning vegetable oil --
365
1439160
7000
Doğu Almanya'da Sovyet bloğuna bağlı oldu
24:06
a process that, quite interestingly, was developed
366
1446160
4000
zamanlarda geliştirildi.
24:10
in Eastern Germany, at the time of its
367
1450160
4000
Gerçekten teknolojiyi ve gelişmeyi
24:14
dependence on the Soviet Bloc.
368
1454160
2000
tekrardan temiz bir şeye tercüme etmek, sanal bir olmayan bir kirlilik.
24:16
So really, retranslating that technology and developing something
369
1456160
4000
Tekrardan hesaplayabilirsiniz.
24:20
which was so clean, it was virtually pollution-free.
370
1460160
4000
Bu binanın emisyonunu
24:24
You can measure it again.
371
1464160
1000
yılbaşına tonlarca karbondioksit ile karşılaştırabilirsiniz --
24:25
You can compare how that building, in terms of its emission
372
1465160
4000
bu projeyi aldığımız zaman itibari ile 7000 tonun üzerinde --
24:29
in tons of carbon dioxide per year --
373
1469160
2000
uzun zamandır doğal gazla olan
24:31
at the time that we took that project, over 7,000 tons --
374
1471160
4000
ve sonunda sebze yağıyla 450 ton.
24:35
what it would have been with natural gas
375
1475160
1000
Demek istediğim yüzde 94 azalma -- sanal temizlik.
24:36
and finally, with the vegetable oil, 450 tons.
376
1476160
3000
Aynı süreci Ticaret Bankasında
24:39
I mean, a 94 percent reduction -- virtually clean.
377
1479160
3000
da işe yaradığını görüyoruz --
24:42
We can see the same processes at work
378
1482160
2000
Oval şekilde modelleyebileceğiniz,
24:44
in terms of the Commerce Bank --
379
1484160
2000
doğal havalandırmaya dayalı
24:46
its dependence on natural ventilation,
380
1486160
2000
bahçeler.
24:48
the way that you can model those gardens,
381
1488160
2000
Ama yine, asıl mesele hayat şekilleri, kalite --
24:50
the way they spiral around.
382
1490160
2000
çalışması daha zevkli iş yerleri.
24:52
But again, very much about the lifestyle, the quality --
383
1492160
4000
Ve tekrar, enerji tüketimindeki
24:56
something that would be more enjoyable as a place to work.
384
1496160
4000
oranları ölçebiliriz.
25:00
And again, we can measure the reduction
385
1500160
2000
Burada projeler arasında bir evrim var
25:02
in terms of energy consumption.
386
1502160
4000
ve Swiss Re'de gelişmeler biraz daha ileri gidiyor.
25:06
There is an evolution here between the projects,
387
1506160
2000
proje Londra şehrinde.
25:08
and Swiss Re again develops that a little bit further --
388
1508160
5000
Ve bu sonuçlar bu modelin çoğaldığını gösteriyor.
25:13
the project in the city in London.
389
1513160
2000
Ama ilk gösterdiği şey oldukça ilginç,
25:15
And this sequence shows the buildup of that model.
390
1515160
4000
burada bir halka görüyorsunuz, etrafında da ortak bir yaşam alanı var.
25:19
But what it shows first, which I think is quite interesting,
391
1519160
3000
Peki aynı ölçüde alanı bölgeye koymanın
25:22
is that here you see the circle, you see the public space around it.
392
1522160
5000
diğer yolları nelerdir?
25:27
What are the other ways of putting
393
1527160
2000
Örneğin eğer kaldırımın uçlarına sağa doğru
25:29
the same amount of space on the site?
394
1529160
3000
bir bina yapmak istiyorsanız,
25:32
If, for example, you seek to do a building
395
1532160
4000
aynı ölçüde alan var.
25:36
which goes right to the edge of the pavement,
396
1536160
5000
Son olarak bunun profilini çiziyorsunuz, ona bir oluk kesiyorsunuz.
25:41
it's the same amount of space.
397
1541160
3000
Bu oyuklar güzel bir manzara, ışık veren,
25:44
And finally, you profile this, you cut grooves into it.
398
1544160
5000
havalandırma veren binayı daha ferah yapan
25:49
The grooves become the kind of green lungs
399
1549160
3000
bir çeşit yeşil ciğerler olacak.
25:52
which give views, which give light, ventilation,
400
1552160
4000
Bunu aynı zamanda görünüşüne merkezi
25:56
make the building fresher.
401
1556160
2000
bir şeyle saklayabilirsiniz,
25:58
And you enclose that with something that also
402
1558160
3000
ki üçgen yapı kafesleri var --
26:01
is central to its appearance,
403
1561160
3000
tekrar BuckminsterFuller'in bazı işlerini
26:04
which is a mesh of triangulated structures --
404
1564160
4000
anımsatan uzun bağlantılar da
26:08
again, in a long connection evocative of
405
1568160
3000
ve nirenginin performansınıartırabileceği bir yol
26:11
some of those works of Buckminster Fuller,
406
1571160
3000
ve bu binaya bir kimlik duygusu veriyor.
26:14
and the way in which triangulation can increase performance
407
1574160
4000
Ve burada, eğer dikkatli bir şekilde
26:18
and also give that building its sense of identity.
408
1578160
5000
binanın açılmasına ve avluda nefes almasına bakarsanız,
26:23
And here, if we look at a detail of the way
409
1583160
3000
şimdi bu şekilde doğanın kuvvetlerini modelleyebilirsiniz,
26:26
that the building opens up and breathes into those atria,
410
1586160
3000
yüksek basıncı ve yüksek basıncı görebilirsiniz,
26:29
the way in which now, with a computer, we can model the forces,
411
1589160
5000
bu şekilde binanın bir çeşit uçak kanatları gibi davranıyor.
26:34
we can see the high pressure, the low pressure,
412
1594160
3000
Aynı zaman her zaman rüzgarın
26:37
the way in which the building behaves rather like an aircraft wing.
413
1597160
4000
yönüne bakmaksızın binayı ferah ve
26:41
So it also has the ability, all the time,
414
1601160
3000
etkili bir şekilde serin tutma yeteneğine sahip.
26:44
regardless of the direction of the wind,
415
1604160
2000
Ve geleneksel binaların aksine
26:46
to be able to make the building fresh and efficient.
416
1606160
5000
binanın zirvesi kutlama yeri.
26:51
And unlike conventional buildings,
417
1611160
3000
Burası insanlar için bir manzara izleme yeri makineler için değil.
26:54
the top of the building is celebratory.
418
1614160
2000
Ve yine binanın girişi de ortak alan.
26:56
It's a viewing place for people, not machinery.
419
1616160
3000
Tipik binalar ile kıyslarsak
26:59
And the base of the building is again about public space.
420
1619160
4000
acaba bu tasarımları daha büyük ölçekli
27:03
Comparing it with a typical building,
421
1623160
2000
projelerde kullansak ne olur?
27:05
what happens if we seek to use such design strategies
422
1625160
5000
Ve size proje araştırma şirketininden
27:10
in terms of really large-scale thinking?
423
1630160
4000
iki tane resim vereceğim.
27:14
And I'm just going to give two images
424
1634160
2000
Ölü deniz ölüyor diye biliniyor.
27:16
out of a kind of company research project.
425
1636160
6000
Su seviyesi düşüyor Aral gölü'nden de daha çok.
27:22
It's been well known that the Dead Sea is dying.
426
1642160
6000
Ve Ölü Deniz açıkça etraftaki herhangi bir deniz
27:28
The level is dropping, rather like the Aral Sea.
427
1648160
4000
veya okyonustan daha düşük su seviyesine sahip.
27:32
And the Dead Sea is obviously much lower
428
1652160
4000
Bu yüzden bir proje var, boru hatları ile
27:36
than the oceans and seas around it.
429
1656160
4000
Ölü Deniz'i kurtarmak,
27:40
So there has been a project which rescues the Dead Sea
430
1660160
4000
boru hattı bazen gömülü bazen açıkta,
27:44
by creating a pipeline, a pipe,
431
1664160
4000
bu Aquba körfezinden beslenerek, Ölü Denizi
27:48
sometimes above the surface, sometimes buried,
432
1668160
3000
düzeltecek.
27:51
that will redress that, and will feed from the Gulf of Aqaba
433
1671160
6000
Bizim buna dediğiimiz şey
27:57
into the Dead Sea.
434
1677160
2000
bir sürü düşünce kullanıp kırk yıl boyunca yığdıktan sonra
27:59
And our translation of that,
435
1679160
1000
ya boru hattı kurmak yerine
28:00
using a lot of the thinking built up over the 40 years, is to say,
436
1680160
5000
hayat hattı olsa?
28:05
what if that, instead of being just a pipe,
437
1685160
3000
Ya eğer onun eşdeğeri nerede olduğunuza bağlıysa
28:08
what if it is a lifeline?
438
1688160
2000
Büyük kanalın,
28:10
What if it is the equivalent, depending on where you are,
439
1690160
4000
turistler bakımından, yaşayanlar hattında, deniz suyunu arındırma ve tarım bakımından?
28:14
of the Grand Canal,
440
1694160
2000
Bir başka deyişle, su can damarımızdır.
28:16
in terms of tourists, habitation, desalination, agriculture?
441
1696160
5000
Ve eğer bir önceki resme geri dönerseniz
28:21
In other words, water is the lifeblood.
442
1701160
2000
ve bölgenin düşmanlığına ve tehditkarlığına bakın,
28:23
And if you just go back to the previous image,
443
1703160
3000
bu insani jestler tasarımı birleştiriyor
28:26
and you look at this area of volatility and hostility,
444
1706160
4000
tüm bu çatışan etkenlerin etkisine sahip oluyor
28:30
that a unifying design idea as a humanitarian gesture
445
1710160
6000
tek bir nedendi,
28:36
could have the affect of bringing all those warring factions together
446
1716160
4000
geniş bir algıda dahice yeşil ve üretici.
28:40
in a united cause, in terms of something that would be
447
1720160
4000
Altyapı da büyük ölçüde
28:44
genuinely green and productive in the widest sense.
448
1724160
6000
iletişimden ayrılamaz.
28:50
Infrastructure at that large scale is also
449
1730160
2000
İletişim sanal dünya da olsa
28:52
inseparable from communication.
450
1732160
5000
veya fiziksel dünya,
28:57
And whether that communication is the virtual world
451
1737160
3000
sonrasında tamamen toplumun merkezindedir.
29:00
or it is the physical world,
452
1740160
1000
Bunu gelişen dünyada nasıl net olarak yapacağız,
29:01
then it's absolutely central to society.
453
1741160
3000
özellikle hakkında konuşacağım bazı yerler hakkında --
29:04
And how do we make more legible in this growing world,
454
1744160
5000
Çin örneğin, 10 yılda 400
29:09
especially in some of the places that I'm talking about --
455
1749160
4000
tane havaalanı inşa etti.
29:13
China, for example, which in the next ten years
456
1753160
2000
Şimdi, ne iekil alıyorlar?
29:15
will create 400 new airports.
457
1755160
4000
Onları nasıl daha uyumlu hale getirebiliriz?
29:19
Now what form do they take?
458
1759160
2000
Hong Kong digital çağın analog deneyimlenmiş hali bence,
29:21
How do you make them more friendly at that scale?
459
1761160
3000
çünkü daima referans gösterebileceğiniz bir nokta var.
29:24
Hong Kong I refer to as a kind of analog experience in a digital age,
460
1764160
7000
Bu yüzden ya bunu alır çin toplumuna doğru
29:31
because you always have a point of reference.
461
1771160
2000
genişletsek ne olur?
29:33
So what happens when we take that and you expand that further
462
1773160
6000
İlginç olan şu ki bu bir şekilde
29:39
into the Chinese society?
463
1779160
4000
mega binalar ortaya çıkarıyor.
29:43
And what is interesting is that that produces in a way
464
1783160
4000
Fiziksel olarak şu an dünyadaki en büyük proje.
29:47
perhaps the ultimate mega-building.
465
1787160
2000
250 -- affedersiniz, 50.000 insan yedi yirmi dört çalışıyor.
29:49
It is physically the largest project on the planet at the moment.
466
1789160
4000
At Heatrow daki her terminali birleştirdiğinizde
29:53
250 -- excuse me, 50,000 people working 24 hours, seven days.
467
1793160
6000
bile yüzde 17 daha büyük.
29:59
Larger by 17 percent than every terminal put together
468
1799160
4000
Ve buradaki zorluk bu bina yeşil olacak,
30:03
at Heathrow -- built -- plus the new, un-built Terminal Five.
469
1803160
5000
bu boyutuna rağmen uygun
30:08
And the challenge here is a building that will be green,
470
1808160
4000
ve seyahatın insan deneyimi hakkında
30:12
that is compact despite its size
471
1812160
3000
ve çok dost canlısı ve tekrardan başlangıç noktamıza geri dönüyoruz
30:15
and is about the human experience of travel,
472
1815160
5000
çok ama çok hayat tarzı hakkında.
30:20
is about friendly, is coming back to that starting point,
473
1820160
5000
Ve belki de nihayetinde kutlama alanları için.
30:25
is very, very much about the lifestyle.
474
1825160
2000
Hubert'in konuşması öğle yemeğinde bitiyordu,
30:27
And perhaps these, in the end, as celebratory spaces.
475
1827160
6000
ve konuşmada neredeyse bayağı şeye değindik
30:33
As Hubert was talking over lunch,
476
1833160
2000
bundan konuştuk, şehirlerden konuştuk.
30:35
as we sort of engaged in conversation,
477
1835160
2000
Hubert dediği kesinlikle doğruydu, "Bunlar yeni Katedraller."
30:37
talked about this, talked about cities.
478
1837160
2000
Ve bir şekilde, bu konuşmadaki bir
30:39
Hubert was saying, absolutely correctly, "These are the new cathedrals."
479
1839160
5000
durum Yeni Yılın arifesinde başlatıldı,
30:44
And in a way, one aspect of this conversation
480
1844160
4000
hatta ben Çin'deki olimpik ajanda hakkında konuşurken
30:48
was triggered on New Year's Eve,
481
1848160
4000
yeşil tutku ve gayeler hakkında.
30:52
when I was talking about the Olympic agenda in China
482
1852160
8000
Ben şu gmörüşü seslendiriyorum --
31:00
in terms of its green ambitions and aspirations.
483
1860160
5000
Yeni yıldan bir önceki gün kafamdan geçiyordu.
31:05
And I was voicing the thought that --
484
1865160
2000
bir dönümde noktası da denebilir 2006'da 2007'ye geçiyorduk --
31:07
it just crossed my mind that New Year's Eve,
485
1867160
2000
Bu belki, bilirsiniz, gelecek
31:09
a sort of symbolic turning point as we move from 2006 to 2007 --
486
1869160
6000
çok güçlüydü, yenilik bir çeşit millet gibiydi.
31:15
that maybe, you know, the future was
487
1875160
2000
Kennedy'nin ilhan verici şekilde dediği gibi.
31:17
the most powerful, innovative sort of nation.
488
1877160
4000
"Uzaya bir adam gönderebilirz."
31:21
The way in which somebody like Kennedy inspirationally could say,
489
1881160
3000
Bilirsiniz, kim diyecek
31:24
"We put a man on the moon."
490
1884160
1000
fosil yakıtlara olan bağımlılığı kıracağız
31:25
You know, who is going to say
491
1885160
2000
baskıcı rejimler tarafından refin tutuluyormuş gibi.
31:27
that we cracked this thing of the dependence on fossil fuels,
492
1887160
5000
Ve bu bir birlik platformu.
31:32
with all that being held to ransom by rogue regimes, and so on.
493
1892160
4000
Bir aletten daha fazla, bilirsiniz, yenilenebilir.
31:36
And that's a concerted platform.
494
1896160
2000
Ve Ve şunu dile getirdim, belki yıl değişirken
31:38
It's more than one device, you know, it's renewable.
495
1898160
3000
düşündüm ki, ilham daha çok dışardaki
büyük ülkelerden geliyor --
31:41
And I voiced the thought that maybe at the turn of the year,
496
1901160
4000
Çinler, Hindistanlar, Asya-Pasifik kaplanları.
31:45
I thought that the inspiration was more likely
497
1905160
2000
Çok teşekkürler.
31:47
to come from those other, larger countries out there --
498
1907160
2000
(Alkışlar)
31:49
the Chinas, the Indias, the Asian-Pacific tigers.
499
1909160
4000
31:53
Thank you very much.
500
1913160
2000
31:55
(Applause)
501
1915160
1000
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7