John Kasaona: How poachers became caretakers

John Kasaona: Kaçak avcılıktan Bakıcılığa

30,128 views ・ 2010-06-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Naz Beykan Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:16
In Africa we say,
0
16260
2000
Afrika'da deriz ki,
00:18
"God gave the white man a watch
1
18260
3000
"Tanrı beyaz adama saat,
00:21
and gave the black man time."
2
21260
2000
siyah adama zaman verdi."
00:23
(Laughter)
3
23260
3000
(Kahkaha)
00:27
I think, how is it possible
4
27260
2000
Düşünüyorum da,
00:29
for a man with so much time
5
29260
2000
bu kadar çok zamanı olan bir adamın
00:31
to tell his story in 18 minutes?
6
31260
2000
18 dakikada hikayesini anlatması nasıl mümkün olabilir?
00:33
I think it will be quite a challenge for me.
7
33260
3000
Bu benim için epey zor olacak.
00:36
Most African stories these days,
8
36260
2000
Bu günlerde çoğu Afrika hikayesi,
00:38
they talk about famine,
9
38260
2000
açlık,
00:40
HIV and AIDS,
10
40260
2000
HIV ve AIDS,
00:42
poverty or war.
11
42260
3000
fakirlik ya da savaştan bahsediyor.
00:45
But my story that I would like to share with you today
12
45260
2000
Ama bugün sizlerle paylaşacağım hikayem
00:47
is the one about success.
13
47260
3000
bir başarı öyküsü.
00:50
It is about a country
14
50260
2000
Afrika'nın güneybatısında
00:52
in the southwest of Africa
15
52260
3000
Namibya adlı
00:55
called Namibia.
16
55260
2000
bir ülke hakkında.
00:57
Namibia has got 2.1 million people,
17
57260
3000
Namibya'da 2.1 milyon insan var,
01:01
but it is only twice the size of California.
18
61260
3000
ama boyutu Kaliforniya'nın yalnızca iki katı.
01:05
I come from a region
19
65260
2000
Ülkenin kuzeybatısındaki
01:07
in the remote northwest part of the country.
20
67260
3000
ücra bir bölgeden geliyorum.
01:10
It's called Kunene region.
21
70260
2000
Buraya Kunene bölgesi deniyor.
01:12
And in the center of Kunene region
22
72260
2000
Ve bu Kunene bölgesinin ortasında
01:14
is the village of Sesfontein. This is where I was born.
23
74260
3000
Sesfontain köyü var. Burası doğduğum yer.
01:17
This is where I'm coming from.
24
77260
2000
Burası geldiğim yer.
01:19
Most people that are following the story
25
79260
2000
Algelina Jolie
01:21
of Angelina Jolie
26
81260
2000
ve Brad Pitt'in
01:23
and Brad Pitt
27
83260
2000
öyküsünü takip edenler
01:25
will know where Namibia is.
28
85260
3000
Namibya'nın nerede olduğunu bilecektir.
01:28
They love Namibia
29
88260
2000
Namibya'ya bayılıyorlar,
01:30
for its beautiful dunes,
30
90260
2000
Empire State Binası'ndan
01:32
that are even taller
31
92260
2000
daha yüksek
01:34
than the Empire State Building.
32
94260
3000
güzel kum tepelerinden dolayı.
01:38
Wind and time have twisted our landscape
33
98260
3000
Rüzgar ve zaman arazimizi
01:42
into very strange shapes,
34
102260
3000
çok ilginç şekillere sokmuştur.
01:45
and these shapes are speckled with wildlife
35
105260
3000
Bu şekiller,
01:48
that has become so adapted
36
108260
2000
bu haşin ve garip yere iyicene adapte olan
01:50
to this harsh and strange land.
37
110260
3000
vahşi yaşamla alacalanmış.
01:53
I'm a Himba.
38
113260
2000
Ben bir Himba'yım.
01:55
You might wonder, why are you wearing these Western clothes?
39
115260
3000
Neden bu Batılı giysileri giyiyorsun, diye merak edebilirsiniz.
01:59
I'm a Himba and Namibian.
40
119260
2000
Ben bir Himba'yım ve bir Namibyalıyım.
02:01
A Himba is one of the 29
41
121260
2000
Himba, Namibya'daki
02:03
ethnic groups in Namibia.
42
123260
2000
29 etnik gruptan bir tanesi.
02:05
We live a very traditional lifestyle.
43
125260
3000
Oldukça geleneksel bir yaşam tarzı sürdürüyoruz.
02:09
I grew up herding,
44
129260
2000
Çobanlık yaparak büyüdüm,
02:11
looking after our livestock --
45
131260
2000
hayvanlarımıza bakarak --
02:13
goats, sheep and cattle.
46
133260
3000
keçiler, koyunlar ve sığırlar.
02:16
And one day,
47
136260
3000
Bir gün,
02:19
my father actually took me into the bush.
48
139260
2000
babam beni gerçekten de çalılığa götürdü.
02:21
He said, "John,
49
141260
2000
Dedi ki: "John,
02:23
I want you to become a good herder.
50
143260
3000
iyi bir çoban olmanı istiyorum.
02:26
Boy, if you are looking after our livestock
51
146260
3000
Oğul, eğer hayvanlarımıza bakarken
02:29
and you see a cheetah
52
149260
2000
keçimizi yiyen
02:31
eating our goat --
53
151260
2000
bir çita görürsen,
02:33
cheetah is very nervous --
54
153260
2000
çita çok tedirgindir.
02:35
just walk up to it.
55
155260
2000
Yalnızca ona doğru yürü.
02:37
Walk up to it and smack it on the backside."
56
157260
3000
Ona doğru yürü ve sırtına bir şaplak at."
02:40
(Laughter)
57
160260
2000
(Kahkaha)
02:42
"And he will let go of the goat
58
162260
2000
"Keçiyi bırakacak
02:44
and run off."
59
164260
2000
ve kaçıp gidecektir."
02:46
But then he said,
60
166260
2000
Ama sonra dedi ki:
02:49
"Boy, if you run into a lion,
61
169260
3000
"Oğul, eğer bir aslanla karşılaşırsan,
02:54
don't move.
62
174260
2000
sakın kımıldama.
02:56
Don't move. Stand your ground.
63
176260
3000
Sakın kımıldama. Olduğun yerde kal.
02:59
Puff up and just look it in the eye
64
179260
3000
Göğsünü kabart, yalnızca gözlerinin içine bak
03:02
and it may not want to fight you."
65
182260
3000
ve belki senle mücadele etmek istemez."
03:05
(Laughter)
66
185260
4000
(Kahkaha)
03:09
But then, he said,
67
189260
2000
Ama sonra, dedi ki:
03:11
"If you see a leopard,
68
191260
3000
"Eğer bir leopar görürsen,
03:16
boy, you better run like hell."
69
196260
3000
oğul, tabanları yağlasan iyi edersin."
03:19
(Laughter)
70
199260
4000
(Kahkaha)
03:23
"Imagine you run faster than those goats you are looking after."
71
203260
3000
"Baktığın o keçilerden daha hızlı koştuğunu düşünsene."
03:26
In this way --
72
206260
2000
Bu şekilde --
03:28
(Laughter)
73
208260
3000
(Kahkaha)
03:31
In this way, I actually started to learn about nature.
74
211260
3000
Bu şekilde, aslında doğa hakkında bir şeyler öğrenmeye başladım.
03:35
In addition to being an ordinary Namibian
75
215260
3000
Biliyorsunuz ki, sıradan bir Namibyalı olmama ek olarak,
03:38
and in addition to being a Himba
76
218260
2000
bir Himba olmama ek olarak,
03:40
I'm also a trained conservationist.
77
220260
3000
aynı zamanda eğitimli bir doğa korumacısıyım.
03:43
And it is very important if you are in the field
78
223260
3000
Alandaysanız neyle karşılaşacağınızı
03:46
to know what to confront
79
226260
2000
ve neyden kaçacağınızı bilmek
03:48
and what to run from.
80
228260
3000
çok önemlidir.
03:51
I was born in 1971.
81
231260
2000
1971'de doğdum.
03:53
We lived under apartheid regime.
82
233260
3000
Irkçı bir rejim altında yaşadık.
03:57
The whites could farm, graze
83
237260
3000
Beyazlar dilediklerince çiftçilik yapabilir,
04:00
and hunt as they wished,
84
240260
2000
hayvanlarını otlatabilir ve avcılık yapabilirlerdi;
04:02
but we black, we were not regarded as responsible
85
242260
3000
ama biz siyahlar, biz doğal hayatı kullanacak kadar
04:05
to use wildlife.
86
245260
2000
sorumluluk sahibi kabul edilmiyorduk.
04:07
Whenever we tried to hunt,
87
247260
2000
Her ne zaman avlanmaya çalışsak,
04:09
we were called poachers.
88
249260
2000
kaçak avcı olarak nitelendiriliyorduk.
04:11
And as a result, we were fined and locked up in jail.
89
251260
3000
Sonuç olarak da para cezasına çarptırılıyor ve hapse atılıyorduk.
04:16
Between 1966 and 1990,
90
256260
3000
1966 ile 1990 arasında,
04:19
the U.S. and Soviet interests
91
259260
3000
ABD ve Sovyet çıkarları
04:22
fought for control over my country.
92
262260
3000
ülkemin kontrolünü ele geçirmek için savaştı.
04:25
And you know, during war time,
93
265260
2000
Biliyorsunuz ki, savaş zamanında
04:27
there are militaries, armies, that are moving around.
94
267260
3000
ortada dolaşan askeri birlikler, ordular vardır.
04:30
And the army hunted for valuable rhino horns
95
270260
3000
Ordu değerli gergedan boynuzları ve
04:33
and tusks.
96
273260
2000
fildişi için avlandı.
04:35
They could sell these things for anything between
97
275260
3000
Bu şeyleri, kilosu 5.000 dolara kadar
04:38
$5,000 a kilo.
98
278260
2000
herhangi bir fiyata satıyorlardı.
04:40
During the same year
99
280260
2000
Aynı yıl,
04:42
almost every Himba had a rifle.
100
282260
3000
neredeyse her Himba'nın bir tüfeği vardı.
04:45
Because it was wartime,
101
285260
2000
Çünkü savaş zamanıydı,
04:47
the British .303 rifle
102
287260
2000
İngiliz .303 tüfeği
04:49
was just all over the whole country.
103
289260
3000
ülkenin her tarafındaydı.
04:53
Then in the same time, around 1980,
104
293260
2000
Sonra, yine aynı zamanda, 1980 civarında,
04:55
we had a very big drought.
105
295260
3000
çok büyük bir kuraklık yaşadık.
04:58
It killed almost everything that was left.
106
298260
3000
Neredeyse kalan her şeyi öldürdü.
05:01
Our livestock was
107
301260
2000
Neredeyse yok olmanın eşiğindeki
05:03
almost at the brink of extinction,
108
303260
2000
sürümüz
05:05
protected as well.
109
305260
2000
de koruma altındaydı.
05:07
We were hungry.
110
307260
2000
Açtık.
05:09
I remember a night
111
309260
2000
Aç bir leoparın
05:11
when a hungry leopard
112
311260
2000
komşularımızdan birinin evine girip
05:13
went into the house
113
313260
2000
uyuyan çocuğunu
05:15
of one of our neighbors
114
315260
2000
yatağından aldığı
05:17
and took a sleeping child out of the bed.
115
317260
2000
bir gece hatırlıyorum.
05:19
It's a very sad story.
116
319260
3000
Çok acıklı bir hikaye.
05:22
But even today,
117
322260
2000
Bugün bile
05:24
that memory is still in people's minds.
118
324260
2000
o anı insanların aklında.
05:26
They can pinpoint the exact location
119
326260
2000
Tüm bunların meydana geldiği
05:28
where this all happened.
120
328260
3000
yeri tam olarak işaret edebiliyorlar.
05:31
And then, in the same year,
121
331260
2000
Sonra, yine aynı yıl,
05:33
we almost lost everything.
122
333260
3000
neredeyse her şeyi kaybettik
05:36
And my father said, "Why don't you just go to school?"
123
336260
4000
ve babam dedi ki, "Neden okula gitmiyorsun?"
05:40
And they sent me off to school, just to get busy somewhere there.
124
340260
3000
Böylece beni okula yolladılar, orada bir yerde, sırf meşgul olayım diye.
05:43
And the year I went to school,
125
343260
2000
Okula gittiğim yıl,
05:45
my father actually got a job with a non-governmental organization
126
345260
3000
babam, IRDNC -- Entegre Kırsal Gelişim ve Doğa Koruma --
05:48
called IRDNC, Integrated Rural Development and Nature Conservation.
127
348260
4000
adında bir sivil toplum kuruluşunda iş buldu.
05:52
They actually spend a lot of time a year in the communities.
128
352260
4000
Bu STK aslında yılın büyük bir kısmını topluluklarla geçiriyordu.
05:56
They were trusted by the local communities
129
356260
3000
Yerel topluluklar onlara,
05:59
like our leader, Joshua Kangombe.
130
359260
3000
liderimiz Joshua Kangombe gibi, güveniyordu.
06:02
Joshua Kangombe saw what was happening:
131
362260
2000
Joshua Kangombe olanları görmüştü:¨
06:04
wildlife disappearing,
132
364260
2000
doğal hayat yok oluyordu,
06:06
poaching was skyrocketing,
133
366260
3000
kaçak avcılık tavan yapıyordu
06:09
and the situation seemed very hopeless.
134
369260
3000
ve durum oldukça ümitsiz görünüyordu.
06:12
Death and despair surrounded Joshua
135
372260
3000
Ölüm ve ümitsizlik Joshua
06:15
and our entire communities.
136
375260
3000
ve tüm topluluklarımızı sarmıştı.
06:18
But then, the people from IRDNC proposed to Joshua:
137
378260
5000
Ama sonra, IRDNC'nin adamları Joshua'ya bir teklifte bulundular:
06:23
What if we pay people that you trust
138
383260
4000
Doğal hayatı kollamanız için
06:27
to look after wildlife?
139
387260
3000
güvendiğiniz insanlara para versek?
06:30
Do you have anybody in your communities, or people,
140
390260
3000
Topluluğunuzda, halkınızda,
06:33
that know the bush very well
141
393260
2000
çalılığı çok iyi bilen
06:35
and that know wildlife very well?
142
395260
3000
ve doğal hayatı çok iyi bilen biri var mı?
06:38
The headman said: "Yes. Our poachers."
143
398260
4000
Kabile reisi dedi ki, "Elbette. Kaçak avcılarımız."
06:42
"Eh? The poachers?"
144
402260
2000
"Ne? Kaçak avcılar mı?"
06:44
"Yes. Our poachers."
145
404260
2000
"Evet. Kaçak avcılarımız."
06:46
And that was my father.
146
406260
3000
İşte o, babamdı.
06:49
My father has been a poacher for quite a long time.
147
409260
4000
Babam epey uzun bir süredir kaçak avcıydı.
06:53
Instead of shooting poachers dead
148
413260
3000
Afrika'nın başka bir yerinde yapıldığı gibi
06:56
like they were doing elsewhere in Africa,
149
416260
3000
kaçak avcıları vurup öldürmek yerine,
06:59
IRDNC has helped men reclaim their abilities
150
419260
5000
IRDNC, bu adamların, halklarını yönetecek becerilerini
07:04
to manage their peoples
151
424260
2000
ve doğal hayata sahip olma ve onu idare etme haklarını
07:06
and their rights to own and manage wildlife.
152
426260
3000
geri kazanmalarına yardım etti.
07:10
And thus, as people started feeling ownership over wildlife,
153
430260
4000
Böylece, insanlar doğal hayat üstünde sahiplik hissettikçe,
07:14
wildlife numbers started coming back,
154
434260
3000
doğal hayat geri dönmeye başladı
07:17
and that's actually becoming a foundation for conservation in Namibia.
155
437260
5000
ve bu aslında Namibya'daki korumanın temeli oluyordu.
07:22
With independence, the whole approach of community getting involved
156
442260
3000
Bağımsızlıkla birlikte, toplumun katılımı yaklaşımı
07:25
was embraced by our new government.
157
445260
3000
yeni hükümet tarafından benimsendi.
07:28
Three things that actually help to build on this foundation:
158
448260
3000
Bu temelin üstüne inşa etmede üç şey yardımcı oldu:
07:31
The very first one is
159
451260
2000
İlki,
07:33
honoring of tradition and being open to new ideas.
160
453260
4000
geleneklerin onurlandırılması ve yeni fikirlere açık olmak.
07:37
Here is our tradition:
161
457260
2000
İşte geleneğimiz.
07:39
At every Himba village, there is a sacred fire.
162
459260
3000
Her Himba köyünde, kutsal bir ateş vardır.
07:43
And at this sacred fire, the spirit of our ancestors
163
463260
3000
Bu kutsal ateşte, atalarımızın ruhları
07:46
speak through the headman
164
466260
3000
kabile reisi aracılığıyla konuşur
07:49
and advise us where to get water,
165
469260
3000
ve bize, suyun nereden alınacağını,
07:52
where to get grazings,
166
472260
2000
otlakların nerede olduğunu
07:54
and where to go and hunt.
167
474260
3000
ve nereye gidip avlanılacağını tavsiye eder.
07:57
And I think this is the best way of regulating ourselves
168
477260
3000
Bunun doğa üstünde kendimizi düzenlemenin
08:00
on the environment.
169
480260
3000
en iyi yolu olduğunu düşünüyorum.
08:03
And here are the new ideas.
170
483260
3000
İşte, yeni fikirler.
08:06
Transporting rhinos using helicopters
171
486260
3000
Gergedanları helikopterlerle taşımak,
08:09
I think is much easier
172
489260
2000
göremediğiniz bir ruhla konuşmaktan
08:11
than talking through a spirit that you can't see, isn't it?
173
491260
3000
çok daha kolay bence, değil mi?
08:14
And these things we were taught by outsiders.
174
494260
3000
Ve bu şeyler yabancılar tarafından öğretildi.
08:17
We learned these things from outsiders.
175
497260
3000
Bunları yabancılardan öğrendik.
08:20
We needed new boundaries to describe our traditional lands;
176
500260
4000
Geleneksel topraklarımızı tanımlamak için yeni sınırlara ihtiyacımız vardı;
08:24
we needed to learn more things like GPS
177
504260
4000
GPS gibi daha nice şeyi öğrenmemiz gerekti,
08:28
just to see whether --
178
508260
3000
yalnızca GPS'in toprağın gerçek yansıması olup olmadığını
08:31
can GPS really reflect the true reflection of the land
179
511260
3000
ya da onun yalnızca Batı'da bir yerlerde yapılmış
08:34
or is this just a thing made somewhere in the West?
180
514260
3000
bir şey olup olmadığını görmek için.
08:37
And we then wanted to see whether we can match our
181
517260
4000
Daha sonra, atalardan kalma haritalarımızın,
08:41
ancestral maps with digital maps made somewhere in the world.
182
521260
4000
dünyanın bir başka yerinde yapılmış dijital haritalarla eşleşip eşleşemeyeceğini görmek istedik.
08:45
And through this,
183
525260
3000
Bu yolla,
08:48
we actually started realizing our dreams,
184
528260
4000
hayallerimizi gerçekleştirmeye başladık
08:52
and we maintained honoring our traditions
185
532260
3000
ve geleneklerimizi onurlandırmayı da sürdürdük,
08:55
but we were still open to new ideas.
186
535260
2000
ama yeni fikirlere hâlâ açıktık.
08:57
The second element is that we wanted to have a life,
187
537260
3000
İkinci unsur, birçok şeyden yararlanabileceğimiz
09:00
a better life where we can benefit through many things.
188
540260
3000
bir hayat, iyi bir hayat istememizdi.
09:03
Most poachers, like my father,
189
543260
4000
Çoğu kaçak avcı, babam gibi,
09:07
were people from our own community.
190
547260
3000
kendi toplumumuzun insanlarıydı.
09:10
They were not people from outside.
191
550260
2000
Dışarıdan insanlar değillerdi.
09:12
These were our own people.
192
552260
2000
Bizim insanlarımızlardı.
09:14
And sometimes, once they were caught,
193
554260
3000
Bazen, yakalandıklarında,
09:17
they were treated with respect, brought back into the communities
194
557260
3000
saygıyla muamele görüyor, topluluklarına geri getiriliyor
09:20
and they were made part of the bigger dreams.
195
560260
3000
ve daha büyük hayallerin parçası yapılıyorlardı.
09:23
The best one, like my father -- I'm not campaigning for my father --
196
563260
3000
En iyileri, babam gibi -- babamın reklamını yapmıyorum --
09:26
(Laughter)
197
566260
2000
(Kahkaha)
09:28
they were put in charge to stop others from poaching.
198
568260
4000
başkalarının kaçak avcılık yapmasını engellemekle görevlendiriliyordu.
09:32
And when this thing started going on,
199
572260
3000
Bu devam ettikçe,
09:35
we started becoming one community,
200
575260
3000
tek bir topluluk olmaya başladık;
09:38
renewing our connection to nature.
201
578260
2000
doğayla olan bağımızı biliyorduk.
09:40
And that was a very strong thing in Namibia.
202
580260
4000
Bu, Nabimya'da çok çok güçlü bir şeydi.
09:46
The last element that actually helped develop these things
203
586260
3000
Son unsur, bu şeylerin gerçekten gelişmesine yardım eden,
09:49
was the partnerships.
204
589260
2000
ortaklıklardı.
09:51
Our government has given legal status over our traditional lands.
205
591260
5000
Hükümetimiz, geleneksel topraklarımız üzerinde hukuki statü vermişti.
09:56
The other partners that we have got
206
596260
3000
Sahip olduğumuz diğer ortaklar,
09:59
is business communities.
207
599260
2000
iş çevreleriydi.
10:01
Business communities helped bring Namibia onto the world map
208
601260
5000
İş dünyası, Namibya'nın dünya haritasına çıkmasına
10:06
and they have also helped make wildlife
209
606260
3000
ve doğal hayatın, tarım gibi,
10:09
a very valuable land use like any other land uses
210
609260
5000
diğer arazi kullanımları gibi
10:14
such as agriculture.
211
614260
2000
çok değerli bir arazi kullanımı olmasına yardım ettiler.
10:16
And most of my conservation colleagues today
212
616260
3000
Bugün Namibya'da bulacağınız
10:19
that you find in Namibia
213
619260
2000
korumacı olan çoğu iş arkadaşım
10:21
have been trained through the initiative,
214
621260
2000
bu girişimle,
10:23
through the involvement of World Wildlife Fund
215
623260
3000
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin (WWF) katılımıyla
10:26
in the most up-to-date conservation practices.
216
626260
3000
en güncel koruma pratikleriyle yetiştirilmişlerdir.
10:29
They have also given funding for two decades
217
629260
3000
Bütün bu programa
10:32
to this whole program.
218
632260
3000
yirmi yılı aşkındır fon sağlamaktalar.
10:35
And so far, with the support of World Wildlife Fund,
219
635260
3000
Şimdiye kadar, WWF'nin desteğiyle
10:38
we've been able to scale up the very small programs
220
638260
3000
çok küçük programlarımızı,
10:41
to national programs today.
221
641260
2000
şu anki ulusal programlarımıza büyütebildik.
10:43
Namibia ... or Sesfontein
222
643260
3000
Namibya... veya, Sesfontein,
10:46
was no more an isolated village somewhere,
223
646260
3000
Nabimya'da bir yerlerde saklanmış
10:49
hidden away in Namibia.
224
649260
3000
yalıtılmış bir köyden başka bir şey değildi.
10:52
With these assets we are now part of the global village.
225
652260
3000
Bu değerler artık küresel köyün bir parçası.
10:55
Thirty years have passed
226
655260
3000
Babamın toplumda kontrol mekanizması olan ilk işinin üzerinden
10:58
since my father's first job as a community game guard.
227
658260
4000
otuz yıl geçti.
11:02
It's very unfortunate that he passed away and he cannot see the success
228
662260
4000
Ne yazık ki, vefat etti ve bugün benim ve çocuklarımın
11:06
as I and my children see it today.
229
666260
3000
gördüğü başarıyı göremiyor.
11:09
When I finished school in 1995,
230
669260
2000
1995'te okulu bitirdiğimde,
11:11
there were only 20 lions in the entire Northwest -- in our area.
231
671260
5000
tüm kuzeydoğuda -- bizim alanımızda -- sadece 20 aslan vardı.
11:16
But today, there are more than 130 lions.
232
676260
6000
Ama bugün, 130'dan fazla aslan var.
11:22
(Applause)
233
682260
6000
(Alkış)
11:28
So please, if you go to Namibia,
234
688260
2000
Bu nedenle, lütfen, eğer Namibya'ya giderseniz,
11:30
make sure that you stay in the tents.
235
690260
2000
çadırlardan çıkmayın.
11:32
Don't walk out at night!
236
692260
2000
Geceleri dışarıda yürümeyin!
11:34
(Laughter)
237
694260
1000
(Kahkaha)
11:35
The black rhino -- they were almost extinct in 1982.
238
695260
5000
Kara gergedan -- 1982'de neredeyse türleri tükeniyordu.
11:40
But today, Kunene has the largest concentration of black rhino --
239
700260
4000
Ama bugün, Kunene, dünyadaki en yoğun kara gergedan nüfusuna sahip --
11:44
free-roaming black rhinos -- in the world.
240
704260
3000
serbest dolaşan kara gergedanlar.
11:47
This is outside the protected area.
241
707260
3000
Bu korunan alanın dışı.
11:50
(Applause)
242
710260
3000
(Alkış)
11:53
The leopard -- they are now in big numbers
243
713260
4000
Leopar -- artık sayıları çok fazla,
11:57
but they are now far away from our village,
244
717260
2000
ama artık köyümüzden uzaktalar,
11:59
because the natural plain has multiplied,
245
719260
3000
çünkü doğal düzlükleri çoğaldı,
12:02
like zebras, springboks and everything.
246
722260
3000
zebralar, keseli ceylanlar ve her şey gibi.
12:05
They stay very much far away
247
725260
3000
Oldukça uzakta duruyorlar,
12:08
because this other thing has multiplied
248
728260
2000
binden daha azdan onlarca bin hayvana
12:10
from less than a thousand to tens of thousands of animals.
249
730260
4000
çoğalan bu diğer şeylerden dolayı.
12:14
What started as very small,
250
734260
4000
Çok küçük olarak başlayan bu şey,
12:18
community rangers getting community involved,
251
738260
3000
toplum korucularının halkın katılımını sağlamasıyla,
12:21
has now grown into something that we call conservancies.
252
741260
4000
bugün doğal kaynakları koruma teşkilatları adını verdiğimiz bir şeye büyüdü.
12:25
Conservancies are legally instituted institutions
253
745260
6000
Bu koruma teşkilatları devlet tarafından
12:31
by the government,
254
751260
2000
hukuken kurulmuş kuruluşlar
12:33
and these are run by the communities themselves, for their benefit.
255
753260
3000
ve toplulukların kendileri tarafından, kendi yararları için yürütülüyorlar.
12:36
Today, we have got 60 conservancies
256
756260
3000
Bugün, Namibya topraklarında
12:39
that manage and protect over 13 million hectares
257
759260
4000
13 milyon hektar alanı idare eden ve koruyan
12:43
of land in Namibia.
258
763260
3000
60 koruma teşkilatımız var.
12:46
We have already reshaped conservation in the entire country.
259
766260
5000
Tüm ülkedeki koruma anlayışını çoktan tekrar biçimlendirdik.
12:51
Nowhere else in the world
260
771260
2000
Dünyada hiçbir yerde
12:53
has community-adopted conservation at this scale.
261
773260
4000
bu ölçekte toplumca benimsenmiş bir koruma anlayışı yok.
12:57
(Applause)
262
777260
5000
(Alkış)
13:02
In 2008, conservancy generated 5.7 million dollars.
263
782260
5000
2008'de, koruma teşkilatları 5.7 milyon dolar gelir elde ettiler.
13:07
This is our new economy --
264
787260
3000
Bu yeni ekonomimiz --
13:10
an economy based on the respect of our natural resources.
265
790260
3000
doğal kaynaklara saygıyı temel alan bir ekonomi.
13:13
And we are able to use this money for many things:
266
793260
3000
Ve bu parayı pek çok şey için kullanabiliyoruz.
13:16
Very importantly, we put it in education.
267
796260
3000
En önemlisi, eğitime yatırıyoruz.
13:19
Secondly, we put it for infrastructure. Food.
268
799260
3000
İkincisi, altyapıya yatırıyoruz. Gıdaya.
13:22
Very important as well -- we invest this money in AIDS and HIV education.
269
802260
5000
Yine çok önemli -- bu parayı AIDS ve HIV eğitimine yatırıyoruz.
13:27
You know that Africa is being affected by these viruses.
270
807260
4000
Afrika'nın bu virüslerden etkilendiğini biliyorsunuz.
13:31
And this is the good news from Africa
271
811260
4000
Bu Afrika için,
13:35
that we have to shout from the rooftops.
272
815260
3000
tüm dünyaya haykırmamız gereken, iyi haber.
13:38
(Applause)
273
818260
7000
(Alkış)
13:45
And now, what the world really needs
274
825260
4000
Şimdi, dünyanın gerçekten ihtiyacı olan
13:49
is for you to help me and our partners
275
829260
7000
sizin bana ve ortaklarımıza
13:56
take some of what we have learned in Namibia
276
836260
4000
Namibya'da öğrendiklerimizi alıp
14:00
to other places with similar problems:
277
840260
4000
benzer sorunları olan başka yerlere götürmemize yardım etmeniz:
14:04
places like Mongolia,
278
844260
4000
Moğolistan gibi yerler
14:08
or even in your own backyards,
279
848260
4000
ya da kendi arka bahçeniz,
14:12
the Northern Great Plains,
280
852260
3000
bizonlar ve diğer hayvanların zarar gördüğü
14:15
where buffalo and other animals have suffered
281
855260
3000
ve çoğu topluluğun nüfusunun azalmakta olduğu
14:18
and many communities are in decline.
282
858260
3000
Büyük Düzlükler.
14:21
I like that one:
283
861260
3000
Bunu sevdim:
14:24
Namibia serving as a model to Africa,
284
864260
4000
Namibya'nın Afrika için bir model olması
14:28
and Africa serving as a model to the United States.
285
868260
5000
ve Afrika'nın ise ABD için model olması.
14:33
(Applause)
286
873260
8000
(Alkış)
14:41
We were successful in Namibia
287
881260
2000
Namibya'da başarılı olduk,
14:43
because we dreamed of a future
288
883260
3000
çünkü sadece sağlıklı bir doğal hayattan
14:46
that was much more than just a healthy wildlife.
289
886260
5000
çok daha öteye bir gelecek hayal ettik.
14:51
We knew conservation would fail
290
891260
4000
Korumanın, yerel tolulukların hayatlarını geliştirmezse
14:55
if it doesn't work to improve the lives of the local communities.
291
895260
7000
başarısız olacağını biliyorduk.
15:02
So, come and talk to me about Namibia,
292
902260
5000
Gelin ve benimle Namibya hakkında konuşun,
15:07
and better yet, come to Namibia
293
907260
3000
ve hatta daha iyisi, Namibya'ya gelin
15:10
and see for yourself how we have done it.
294
910260
2000
ve neler yaptığımıza kendiniz tanık olun.
15:12
And please, do visit our website
295
912260
3000
Ve lütfen, daha fazla bilgi için
15:15
to learn more and see how you can help CBNRM
296
915260
3000
ve Afrika'da ve dünyada CBNRM'ye nasıl yardım edebileceğinizi öğrenmek için
15:18
in Africa and across the world.
297
918260
3000
web sitemizi ziyaret edin.
15:21
Thank you very much.
298
921260
3000
Çok teşekkür ederim.
15:24
(Applause)
299
924260
15000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7